Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

10. Nasıl bir akşamdır ki karanlık düşer
El ayak çekilir dar sokaklardan
Üşür ceviz ağaçları, yapraklar üşür
Akşam olunca içimize bir hüzün çöker
Bu dizelerdeki sözcüklerle ilgili olarak aşağıdaki-
lerden hangisi söylenemez?
B
VA) "dar" sözcüğü nicel anlamda kullanılmıştır.
7 B) "içimize" sözcüğü temel anlamıyla kullanılmıştır.
"ceviz ağacı" ve "yapraklar" kişileştirilmiştir.
D) "hüzün çöker" sözünde somutlaştırma söz konu-
sudur.
(E) "El ayak çekilir" sözünde ad aktarması vardır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
10. Nasıl bir akşamdır ki karanlık düşer El ayak çekilir dar sokaklardan Üşür ceviz ağaçları, yapraklar üşür Akşam olunca içimize bir hüzün çöker Bu dizelerdeki sözcüklerle ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisi söylenemez? B VA) "dar" sözcüğü nicel anlamda kullanılmıştır. 7 B) "içimize" sözcüğü temel anlamıyla kullanılmıştır. "ceviz ağacı" ve "yapraklar" kişileştirilmiştir. D) "hüzün çöker" sözünde somutlaştırma söz konu- sudur. (E) "El ayak çekilir" sözünde ad aktarması vardır.
9. (1) Kış mevsiminin en gözde sporu, kayaktır. (II) Bu spor için
eskiden farklı türde ağaçlardan yapılan kayaklar kullanılır.
mış. (III) Kayakların karla temas eden yüzeyleri, kayganlığı
artırmak için katran ya da deriyle kaplanırmış; günümüzdey-
se dayanıklı ve hafif malzemelerin karışımından yapılıyor.
(IV) Ülkemizde amatör kayak yapabileceğiniz ve kayak eği-
timi alabileceğiniz çok sayıda merkez var. (V) Bu merkez-
lerin en ünlüleri Bursa'da Uludağ, Erzurum'da Palandöken,
Kayseri'de Erciyes, Antalya'da Saklıkent'tir.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istenirse ikinci paragraf
kaç numaralı cümle ile başlar?
A) II
B) III
C) IV
D) V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
9. (1) Kış mevsiminin en gözde sporu, kayaktır. (II) Bu spor için eskiden farklı türde ağaçlardan yapılan kayaklar kullanılır. mış. (III) Kayakların karla temas eden yüzeyleri, kayganlığı artırmak için katran ya da deriyle kaplanırmış; günümüzdey- se dayanıklı ve hafif malzemelerin karışımından yapılıyor. (IV) Ülkemizde amatör kayak yapabileceğiniz ve kayak eği- timi alabileceğiniz çok sayıda merkez var. (V) Bu merkez- lerin en ünlüleri Bursa'da Uludağ, Erzurum'da Palandöken, Kayseri'de Erciyes, Antalya'da Saklıkent'tir. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istenirse ikinci paragraf kaç numaralı cümle ile başlar? A) II B) III C) IV D) V
af Oluşturma
3. I. Yukarıdan bakıldığında yaygın bir renk leke-
sinden başka bir şey olmayan deniz de ölü
gibi yatıyordu.
II. Koca şehir, ayaklarının dibinde dilsiz, ölü gibi
270
yatıyordu.
III. Delifişek bir sanatçının biçimlendirip boyadığı
sokak fenerlerinin böldüğü, kestiği sanki hep
aynı maddeydi.
Bilgi ve Kavrama
TEST - 53
IV. Kıpırtısız bir sessizlikte şehir, deniz, tepeler
hepsi bir bütünmüş izlenimi yaratıyordu. 4
Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir metin
oluşturulduğunda hangisi baştan ikinci sırada
yer alır?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
af Oluşturma 3. I. Yukarıdan bakıldığında yaygın bir renk leke- sinden başka bir şey olmayan deniz de ölü gibi yatıyordu. II. Koca şehir, ayaklarının dibinde dilsiz, ölü gibi 270 yatıyordu. III. Delifişek bir sanatçının biçimlendirip boyadığı sokak fenerlerinin böldüğü, kestiği sanki hep aynı maddeydi. Bilgi ve Kavrama TEST - 53 IV. Kıpırtısız bir sessizlikte şehir, deniz, tepeler hepsi bir bütünmüş izlenimi yaratıyordu. 4 Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir metin oluşturulduğunda hangisi baştan ikinci sırada yer alır? A) I. B) II. C) III. D) IV.
Yoğun iş temposu, zaman darlığı, yorgunluk büyük şehirlerin
ve bu şehirlerde yaşayan insanların ayırıcı özellikleridir. (1) Bir-
çok iş içinde insanın en çok ihmal ettiği de kendisi ve kendini
inşa eden ruh dünyasıdır. (II) Sürekli bir şeye yetişme telaşı
içinde olan insan, yaralı, kanadı kırık kuş misali ormanda yarış
hâlindedir; bu yarış hâli dolayısıyla da kendini sürekli ihmal
eder. (III) Şehir hayatından yorulan insanların ilk yapacağı iş;
yorgunluğun temposundan kurtulmak için kendini parklara,
göz boyayan alışveriş merkezlerine atmak olacaktır. (IV) Özel-
likle hafta sonları alışveriş merkezlerinin tıklım tıklım olmasına
bir de bu gözle bakmak gerekir. (V) Yorgun adamlar, beden
yorgunluklarına bir de zihin yorgunluğu ekleyerek kendilerini
bu mekânlarda avuturlar.
1.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istenirse numaralanmış
cümlelerden hangisi ilk paragrafın son cümlesi olur?
C) III.
A) I.
B) II.
D) IV.
E) V.
3.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Yoğun iş temposu, zaman darlığı, yorgunluk büyük şehirlerin ve bu şehirlerde yaşayan insanların ayırıcı özellikleridir. (1) Bir- çok iş içinde insanın en çok ihmal ettiği de kendisi ve kendini inşa eden ruh dünyasıdır. (II) Sürekli bir şeye yetişme telaşı içinde olan insan, yaralı, kanadı kırık kuş misali ormanda yarış hâlindedir; bu yarış hâli dolayısıyla da kendini sürekli ihmal eder. (III) Şehir hayatından yorulan insanların ilk yapacağı iş; yorgunluğun temposundan kurtulmak için kendini parklara, göz boyayan alışveriş merkezlerine atmak olacaktır. (IV) Özel- likle hafta sonları alışveriş merkezlerinin tıklım tıklım olmasına bir de bu gözle bakmak gerekir. (V) Yorgun adamlar, beden yorgunluklarına bir de zihin yorgunluğu ekleyerek kendilerini bu mekânlarda avuturlar. 1. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istenirse numaralanmış cümlelerden hangisi ilk paragrafın son cümlesi olur? C) III. A) I. B) II. D) IV. E) V. 3.
Kimi yayınevleri, eleştirilerin daha iyi olmalarını sağlamak
amacı ile şiir eleştirilerini şairlere; roman ve hikâye eleştirilerini
de romancı ve hikâyecilere yaptırmıştır. Çünkü onlar, sanatçı
olmayanların iyi eleştirmen olamayacağı düşüncesindedirler.
Oysa bu düşünce, yemek yapmayı bilmeyen, yemeğin tadını
alamaz, demek gibi bir şey. Ya da karın ağrısını geçirmeyen
bir doktorun karın ağrısı üzerine konuşamayacağını iddia
etmekten farksızdır.
bir s
ard
Bu parçanın yazarı aşağıdakilerden hangisini söylerse
kendisiyle çelişmiş olur?
A) Yazarlık ve eleştirmenlik birbirini besleyen ama birbirinden
ayrı mesleklerdir.
B) Kötü bir şairin çok iyi bir eleştirmen olması kadar doğal
bir şey yoktur.
C) Bir şiiri en iyi değerlendiren, şairler değil, eleştirmenlerdir.
D) İyi bir eleştirmen olabilmenin koşulu aynı zamanda iyi bir
şair ya da yazar olmaktır.
E) Sanatçı, söyleyeceğini yapıtında söylemeli; değerlendir-
meyi eleştirmene bırakmalıdır. L
7.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Kimi yayınevleri, eleştirilerin daha iyi olmalarını sağlamak amacı ile şiir eleştirilerini şairlere; roman ve hikâye eleştirilerini de romancı ve hikâyecilere yaptırmıştır. Çünkü onlar, sanatçı olmayanların iyi eleştirmen olamayacağı düşüncesindedirler. Oysa bu düşünce, yemek yapmayı bilmeyen, yemeğin tadını alamaz, demek gibi bir şey. Ya da karın ağrısını geçirmeyen bir doktorun karın ağrısı üzerine konuşamayacağını iddia etmekten farksızdır. bir s ard Bu parçanın yazarı aşağıdakilerden hangisini söylerse kendisiyle çelişmiş olur? A) Yazarlık ve eleştirmenlik birbirini besleyen ama birbirinden ayrı mesleklerdir. B) Kötü bir şairin çok iyi bir eleştirmen olması kadar doğal bir şey yoktur. C) Bir şiiri en iyi değerlendiren, şairler değil, eleştirmenlerdir. D) İyi bir eleştirmen olabilmenin koşulu aynı zamanda iyi bir şair ya da yazar olmaktır. E) Sanatçı, söyleyeceğini yapıtında söylemeli; değerlendir- meyi eleştirmene bırakmalıdır. L 7.
5) Ebrar
Altan, Barkin, Caner, Defne ve Ebrar bir yüzme yarışması yapmıştır. Bu kişilerin yarışma sonundaki sa
larıyla ilgili şunlar bilinmektedir:
• Sıralamada Barkın ve Ebrar arasında iki kişi vardır.
Yarışmayı ilk sırada bitiren, ne Defne'dir ne de Altan'dır.
Ebrar yarışmayı beşinci sırada tamamlamıştır.
Bu bilgilerden hareketle,
I. Caner, yarışmayı birincilikle bitirmiştir.
1.Barkın ikinci olmuştur.
III. Altan yarışmayı üçüncü sırada tamamlamıştır.
IV. Defne yarışmayı dördüncü sırada tamamlamıştır.
yargılarından hangileri kesin olarak söylenemez?
A) I ve IV.
B) Yalnız III.
.
.
C) I ve III.
110
D) III ve IV.
Mer
önemi yoktur
Buna göre bu
A) Ece - Naz
2. Üçgen, yıldız L
Buna göre aş
lanır?
A) SİLAM
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
5) Ebrar Altan, Barkin, Caner, Defne ve Ebrar bir yüzme yarışması yapmıştır. Bu kişilerin yarışma sonundaki sa larıyla ilgili şunlar bilinmektedir: • Sıralamada Barkın ve Ebrar arasında iki kişi vardır. Yarışmayı ilk sırada bitiren, ne Defne'dir ne de Altan'dır. Ebrar yarışmayı beşinci sırada tamamlamıştır. Bu bilgilerden hareketle, I. Caner, yarışmayı birincilikle bitirmiştir. 1.Barkın ikinci olmuştur. III. Altan yarışmayı üçüncü sırada tamamlamıştır. IV. Defne yarışmayı dördüncü sırada tamamlamıştır. yargılarından hangileri kesin olarak söylenemez? A) I ve IV. B) Yalnız III. . . C) I ve III. 110 D) III ve IV. Mer önemi yoktur Buna göre bu A) Ece - Naz 2. Üçgen, yıldız L Buna göre aş lanır? A) SİLAM
8.
Şükran Kurdakul, Cumalı'nın şiirleri için şu
değerlendirmeyi yapar: Cumalı ilk gençlik
şiirlerini birleştiren Kızılçullu Yolu'nda kişisel
duyarlıkları yansıtan bir "duygu şairi olarak
gözüktü. Doğayı ve yaşamı bir türlü hafifliği
içinde yansıtan bu şiirlerinden sonra, içten
söyleyişi, dil ve anlatım ustalığını yitirmeden
toplumsal temalara yöneldi. Yaşar Kemal'in
deyişiyle "yaşlanmaz şair çocuk" kalarak
dünyaya ve insanlara hep iyimser gözlerle baktı.
Minik minik şiirlerinde hep yaşamın ışıltısı,
mutluluğu vardı. Bu şiirleriyle bilindi hep.
Yazıldığı yılların beğeni sınırları içinde kalmayan
ince duygularla ve küçük insanların
yaşamlarındaki bilinen gerçeklerden ayrılmayan
aşk şiirleri yazdı. 1960'tan sonra toplumsal
gerçekleri özümsemek isteyen kimi şiirlerinde
eski başarı çizgisini yitirmedi.
Şükran Kurdakul'un değerlendirmesine göre
Necati Cumalı ile ilgili olarak
1. Yasama sevincini yansıtan küçük şiirleriyle
tanındığı,
O
II. Gençlik yıllarında duygulu şiirler kaleme
aldığı,
III. Siirlerine daha çok, yazıldığı dönemin
okurları tarafından ilgi gösterildiği,
IV. Sirlerinde "bireysel" temalardan "sosyal"
temalara doğru bir yönelişin gözlendiği
yargılarından hangileri soylenemex?
A) YalnızT
B) I vell
D) ve IV
C)Yalnız
Fill vetv
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
8. Şükran Kurdakul, Cumalı'nın şiirleri için şu değerlendirmeyi yapar: Cumalı ilk gençlik şiirlerini birleştiren Kızılçullu Yolu'nda kişisel duyarlıkları yansıtan bir "duygu şairi olarak gözüktü. Doğayı ve yaşamı bir türlü hafifliği içinde yansıtan bu şiirlerinden sonra, içten söyleyişi, dil ve anlatım ustalığını yitirmeden toplumsal temalara yöneldi. Yaşar Kemal'in deyişiyle "yaşlanmaz şair çocuk" kalarak dünyaya ve insanlara hep iyimser gözlerle baktı. Minik minik şiirlerinde hep yaşamın ışıltısı, mutluluğu vardı. Bu şiirleriyle bilindi hep. Yazıldığı yılların beğeni sınırları içinde kalmayan ince duygularla ve küçük insanların yaşamlarındaki bilinen gerçeklerden ayrılmayan aşk şiirleri yazdı. 1960'tan sonra toplumsal gerçekleri özümsemek isteyen kimi şiirlerinde eski başarı çizgisini yitirmedi. Şükran Kurdakul'un değerlendirmesine göre Necati Cumalı ile ilgili olarak 1. Yasama sevincini yansıtan küçük şiirleriyle tanındığı, O II. Gençlik yıllarında duygulu şiirler kaleme aldığı, III. Siirlerine daha çok, yazıldığı dönemin okurları tarafından ilgi gösterildiği, IV. Sirlerinde "bireysel" temalardan "sosyal" temalara doğru bir yönelişin gözlendiği yargılarından hangileri soylenemex? A) YalnızT B) I vell D) ve IV C)Yalnız Fill vetv
14. Türkçede, noktalama eksikliğinden veya sözcüğü
yanlış yerde kullanmaktan dolayı bir sözcüğün türü
belli olmadığı zaman o cümlenin anlamında "açıklık"
ilkesine aykırılık ortaya çıkar. Bu durumda cümle bir-
den fazla anlam içerebilir.
tuna
Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcükler-
den hangisi, bu açıklamayı örnekler?
A) Artık yemek yemiyorum, bu konuda hassasım.
B) Yalan konuştuğu mimiklerinden belli oluyordu.
Senin için yanıyor, bu kadar naz etme!
D) Yayla evine doğru patikayı kullanarak gittik.
E) Soğuk, odanın içine pencere kenarlarından giri-
yordu.
15. (1) Biz üniversitede mimarlık okurken İstanbul'da ya-
şamayı hayal ederdik. (II) Çünkü nereye bakarsanız
bakın restore edilecek binlerce yapı, harikulade pro-
je alanları vardır İstanbul' da. (III) Tarihi kentin muhte-
şem dokusu, hareketli nüfusu mimarlık eğitimi için en
güzel uygulama alanı. (IV) Galiba edebiyatçılar için de
1
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
14. Türkçede, noktalama eksikliğinden veya sözcüğü yanlış yerde kullanmaktan dolayı bir sözcüğün türü belli olmadığı zaman o cümlenin anlamında "açıklık" ilkesine aykırılık ortaya çıkar. Bu durumda cümle bir- den fazla anlam içerebilir. tuna Aşağıdaki cümlelerde geçen altı çizili sözcükler- den hangisi, bu açıklamayı örnekler? A) Artık yemek yemiyorum, bu konuda hassasım. B) Yalan konuştuğu mimiklerinden belli oluyordu. Senin için yanıyor, bu kadar naz etme! D) Yayla evine doğru patikayı kullanarak gittik. E) Soğuk, odanın içine pencere kenarlarından giri- yordu. 15. (1) Biz üniversitede mimarlık okurken İstanbul'da ya- şamayı hayal ederdik. (II) Çünkü nereye bakarsanız bakın restore edilecek binlerce yapı, harikulade pro- je alanları vardır İstanbul' da. (III) Tarihi kentin muhte- şem dokusu, hareketli nüfusu mimarlık eğitimi için en güzel uygulama alanı. (IV) Galiba edebiyatçılar için de 1
8.
A
Her insan uğraşı üstüne düşünür. Bir çilingir, bir kunduracı,
bir marangoz uğraşısının gizleri kendisinden önce gelenlerce
her ne kadar saptanmış olursa olsun, yine de düşünmekten
Kendini alıkoyamaz. Bilinenin dışına çıkmak için yeni düğüm-
ler, yeni ilmekler, yeni çözüm yolları arar. Bu bir yaratıcıysa
durum daha da kaçınılmaz olur. Nedeni de onun binlerce
yolun içinden kendi yolunu kendi çizecek olmasıdır. Bunun
başka bir çıkar yolu yoktur. Üstelik bunu ta baştan yapmak
zorundadır. Orada gidip gelecektir, orayı ekip biçecek, böy-
lece de: "Ben bu dünyadan geçtim!" diyecektir. Bir ozanın,
bir yaratıcının bunu diyebilmesi için de bu yolun gerçekten
onun olması, bu yolu üstüne tapulaması gerekir. Bunsuz bir
yaratıcının varlığı çok su götürür. Dahası, yoktur. Her ozanın
ölüm kalım sorunu önce burada yatar.
Düşüncelerini bu sözlerle açıklayan birinin öne çıkardığ
temel kavram aşağıdakilerden hangisidir?
A) Özgünlük
D) Doğallık
B) Titizlik
C) Çalışkanlı
E) Kalıcılık
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
8. A Her insan uğraşı üstüne düşünür. Bir çilingir, bir kunduracı, bir marangoz uğraşısının gizleri kendisinden önce gelenlerce her ne kadar saptanmış olursa olsun, yine de düşünmekten Kendini alıkoyamaz. Bilinenin dışına çıkmak için yeni düğüm- ler, yeni ilmekler, yeni çözüm yolları arar. Bu bir yaratıcıysa durum daha da kaçınılmaz olur. Nedeni de onun binlerce yolun içinden kendi yolunu kendi çizecek olmasıdır. Bunun başka bir çıkar yolu yoktur. Üstelik bunu ta baştan yapmak zorundadır. Orada gidip gelecektir, orayı ekip biçecek, böy- lece de: "Ben bu dünyadan geçtim!" diyecektir. Bir ozanın, bir yaratıcının bunu diyebilmesi için de bu yolun gerçekten onun olması, bu yolu üstüne tapulaması gerekir. Bunsuz bir yaratıcının varlığı çok su götürür. Dahası, yoktur. Her ozanın ölüm kalım sorunu önce burada yatar. Düşüncelerini bu sözlerle açıklayan birinin öne çıkardığ temel kavram aşağıdakilerden hangisidir? A) Özgünlük D) Doğallık B) Titizlik C) Çalışkanlı E) Kalıcılık
28.
Gustave Flaubert "Ben, Don Kişot'u okumadan önce,
ezbere biliyordum." demiştir. Akla ilk gelen, Flaubert'in
'Don Kişot'u çocukluğunda dinlemiş olmasıdır. Hâlbuki
bir şeyi söylemiş olandır. Bugünkü yeni nesil yazarların,
böyle değildir. Büyük romancı, herkesin söyleyebileceği
romanlar yazmak isterken, el
çok okunabilen
değmemiş, gözden uzak kalmış, ilginç konular araması
boşuna bir çabadır. Büyük romancı olmak, sanıldığı
gibi, bakir konularda kalem oynatmak değil; herkesin
bildiği, bileceği meseleleri romanlaştırabilmektir. Çünkü
insanlar okudukları romanda hayatın kendisini hatta bu
hayattaki kendisini görmek istemektedir.
Bu parçada romanlarla ilgili olarak asıl anlatılmak
istenen aşağıdakilerin hangisidir?
A) Kendisine dünya edebiyatında yer bulmuş yazarlar
tarafından daha ustaca yazılabileceği
B) Yeni nesil yazarların boş arayışları yüzünden
değersiz bir tür hâline geldiği
Kendisinden
önce yazılmış olanlardan farklı
özelliklere sahip olması gerektiği
D) Herkesin yazabileceği ve anlayabileceği basit bir dil
anlayışıyla kaleme alınması gerektiği
E) Başarısını ve kalıcılığını bilinmeyenlere değil,
bilinenlere borçlu olduğu
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
28. Gustave Flaubert "Ben, Don Kişot'u okumadan önce, ezbere biliyordum." demiştir. Akla ilk gelen, Flaubert'in 'Don Kişot'u çocukluğunda dinlemiş olmasıdır. Hâlbuki bir şeyi söylemiş olandır. Bugünkü yeni nesil yazarların, böyle değildir. Büyük romancı, herkesin söyleyebileceği romanlar yazmak isterken, el çok okunabilen değmemiş, gözden uzak kalmış, ilginç konular araması boşuna bir çabadır. Büyük romancı olmak, sanıldığı gibi, bakir konularda kalem oynatmak değil; herkesin bildiği, bileceği meseleleri romanlaştırabilmektir. Çünkü insanlar okudukları romanda hayatın kendisini hatta bu hayattaki kendisini görmek istemektedir. Bu parçada romanlarla ilgili olarak asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerin hangisidir? A) Kendisine dünya edebiyatında yer bulmuş yazarlar tarafından daha ustaca yazılabileceği B) Yeni nesil yazarların boş arayışları yüzünden değersiz bir tür hâline geldiği Kendisinden önce yazılmış olanlardan farklı özelliklere sahip olması gerektiği D) Herkesin yazabileceği ve anlayabileceği basit bir dil anlayışıyla kaleme alınması gerektiği E) Başarısını ve kalıcılığını bilinmeyenlere değil, bilinenlere borçlu olduğu
Geçenlerde, Ahmet Adnan Saygun'un Yunus Emre'
oratoryosu bir tartışma konusu oldu. Söylenenlerin
çoğu, oratoryonun şekline aitti. Bazıları, Saygun'u
Yunus Emre gibi büyük bir Türk şairini oratoryo gibi
klasik bir şekil içinde musikiye mal etti diye övdü.
Bazıları ise mistik bir dünya görüşüne bağlı sözleri ve
sesleri, eski bir şekil ve dinî bir hava içinde besteledi
diye yerdi. Hâlbuki Saygun'un asıl yaptığı iş, Türk halk
musikisini yeni bir sanat anlayışına ve ölçüsüne mal
etmek oldu.
Bu parçadan hareketle, söz konusu tartışmanın
aşağıdaki kavramlardan hangisi üzerine yapılmış
olduğu söylenebilir?
A) İçerik
B) Özgünlük
26.
D) Bicim
C-Evrensellik
E) Yalınlık
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Geçenlerde, Ahmet Adnan Saygun'un Yunus Emre' oratoryosu bir tartışma konusu oldu. Söylenenlerin çoğu, oratoryonun şekline aitti. Bazıları, Saygun'u Yunus Emre gibi büyük bir Türk şairini oratoryo gibi klasik bir şekil içinde musikiye mal etti diye övdü. Bazıları ise mistik bir dünya görüşüne bağlı sözleri ve sesleri, eski bir şekil ve dinî bir hava içinde besteledi diye yerdi. Hâlbuki Saygun'un asıl yaptığı iş, Türk halk musikisini yeni bir sanat anlayışına ve ölçüsüne mal etmek oldu. Bu parçadan hareketle, söz konusu tartışmanın aşağıdaki kavramlardan hangisi üzerine yapılmış olduğu söylenebilir? A) İçerik B) Özgünlük 26. D) Bicim C-Evrensellik E) Yalınlık
37. Herhangi bir yerin sıcaklığı mevsimlere, aylara ve özel-
likle günün saatlerine göre sık sık değişir. Sıcaklık deği-
şimleri, minerallerin oluşturduğu kütleler olan kayaçlar, 1
üzerinde etkili olur Sıcaklık değişikliği esnasında kayaç-
ların dış ve iç kısımları arasında önemli sıcaklık farkları
ortaya çıkar. Gündüzleri kayaçların dış kısımları, iç kı-
sımlarından daha fazla ısındığından genleşir. Geceleri
ise kayaçların kabuk kısımları hemen soğuduğundan
çabucak büzülür. Sık sık tekrarlanan bu olay sonucun-
da kayaçların dış kısımlarında çatlaklar meydana gelir.
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine
ulaşılamaz
A) Ani sıcaklık değişimlerinden kayaçlar etkilenir.
Bundu
Gündüzleri kayaçların yüzeyleri hacimce büyür.
Sıcaklık yılın çeşitli dönemlerinde gün içerisinde
sabit kalmaz.
D) Sıcaklık ortalamalarının düşük olması, kayaçlarda
çatlaklara neden olur.
Kayaçların dışarıdan görünen bölümlerinin yapısı
sıcaklığın etkisiyle değişir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
37. Herhangi bir yerin sıcaklığı mevsimlere, aylara ve özel- likle günün saatlerine göre sık sık değişir. Sıcaklık deği- şimleri, minerallerin oluşturduğu kütleler olan kayaçlar, 1 üzerinde etkili olur Sıcaklık değişikliği esnasında kayaç- ların dış ve iç kısımları arasında önemli sıcaklık farkları ortaya çıkar. Gündüzleri kayaçların dış kısımları, iç kı- sımlarından daha fazla ısındığından genleşir. Geceleri ise kayaçların kabuk kısımları hemen soğuduğundan çabucak büzülür. Sık sık tekrarlanan bu olay sonucun- da kayaçların dış kısımlarında çatlaklar meydana gelir. Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz A) Ani sıcaklık değişimlerinden kayaçlar etkilenir. Bundu Gündüzleri kayaçların yüzeyleri hacimce büyür. Sıcaklık yılın çeşitli dönemlerinde gün içerisinde sabit kalmaz. D) Sıcaklık ortalamalarının düşük olması, kayaçlarda çatlaklara neden olur. Kayaçların dışarıdan görünen bölümlerinin yapısı sıcaklığın etkisiyle değişir.
Hava ve su gibi, canlıların yaşaması için vazgeçilmez un-
surlardan biri de topraktır. Toprak, bitki örtüsünün beslen-
diği kaynakların ana deposudur. Toprağın üst tabakası in-
sanların ve diğer canlıların beslenmesinde temel kaynak
teşkil etmektedir. En önemli doğal kaynaklardan biri olan
toprağın, tarım dışı gayelerle kullanılması, ağır metallerle
kirlenmesi ve erozyona uğraması ne yazık ki verimini dü-
şürmektedir. Kaybedilen toprakların yeniden kazanılması
çok zordur. Toprağın 1 cm'lik üst tabakası, ancak birkaç
yüzyılda oluşabilmektedir.
nusipri
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok-
tur?
LADüşünceleri alıntılarla pekiştirme
B) Üçüncü kişili anlatıma yer vern
LC Nitelik bildiren sözlere yer verme
D) Öznel düşünceler dile getirme
E) Karşılaştırma yapma
FOO
/avantajyayinlari
VINAV
114
8.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Hava ve su gibi, canlıların yaşaması için vazgeçilmez un- surlardan biri de topraktır. Toprak, bitki örtüsünün beslen- diği kaynakların ana deposudur. Toprağın üst tabakası in- sanların ve diğer canlıların beslenmesinde temel kaynak teşkil etmektedir. En önemli doğal kaynaklardan biri olan toprağın, tarım dışı gayelerle kullanılması, ağır metallerle kirlenmesi ve erozyona uğraması ne yazık ki verimini dü- şürmektedir. Kaybedilen toprakların yeniden kazanılması çok zordur. Toprağın 1 cm'lik üst tabakası, ancak birkaç yüzyılda oluşabilmektedir. nusipri Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok- tur? LADüşünceleri alıntılarla pekiştirme B) Üçüncü kişili anlatıma yer vern LC Nitelik bildiren sözlere yer verme D) Öznel düşünceler dile getirme E) Karşılaştırma yapma FOO /avantajyayinlari VINAV 114 8.
1. L Insanoğlu: soğuk hava ve yabani hayvanlardan
korunmak amacı ile avlayabilecekleri hayvanla-
rin, toplayabilecekleri meyve, sebze ve tohum-
ların olduğu, su kaynaklarına yakın mağaralar,
ağaç kovukları gibi doğal barınaklarda yaşama-
ya başladı. Zamanla bu alanlar nüfusun toplan-
diği yerler oldu. Anadolu'daki Karain (Antalya) ve
Yarımburgaz (İstanbul) gibi mağaralar insanların
bu dönemdeki yaşamlarına dair izler taşır.
II. Insanoğlunun zamanla hayvanları evcilleştirme-
si, tohumu kullanarak tarım yapmaya başlaması
ile yerleşik hayata geçilmiştir. Yerleşik hayata
geçen insanlar, tarım yapabilmek için yumuşak
toprağın olduğu sulanabilen küçük ırmak kıyı-
ları ve taşkın ovalarını seçmiştir. Bu şartlara en
uygun yerlerden biri olan Anadolu, ilk yerleşme
izlerinin bulunduğu coğrafyadır.
III. İnsanoğlu önceleri üretim yapmıyor, avcılık ve
toplayıcılık ile uğraşan göçebe gruplar halinde
yaşıyordu. Kadınlar etraftaki meyve ve tohumları
topluyor, erkekler de avcılık yapıyordu. Ürünleri
paylaşma ihtiyacı, insanları zamanla bir araya
getirdi. İnsanoğlu bu işi, belirledikleri toplanma
alanlarında yapmaya başladı. Bilim insanları bu
toplanma alanlarını yerleşmenin başlangıcı ola-
rak kabul etmektedir.
Numaralanmış parçalarla anlamlı bir bütün oluş-
turulduğunda sıralama nasıl olmalıdır?
A) I-II-III
BLIII-II-1
✓
C) II - 1 - III
D) II-III-1
E) 1 - 111 - 11
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. L Insanoğlu: soğuk hava ve yabani hayvanlardan korunmak amacı ile avlayabilecekleri hayvanla- rin, toplayabilecekleri meyve, sebze ve tohum- ların olduğu, su kaynaklarına yakın mağaralar, ağaç kovukları gibi doğal barınaklarda yaşama- ya başladı. Zamanla bu alanlar nüfusun toplan- diği yerler oldu. Anadolu'daki Karain (Antalya) ve Yarımburgaz (İstanbul) gibi mağaralar insanların bu dönemdeki yaşamlarına dair izler taşır. II. Insanoğlunun zamanla hayvanları evcilleştirme- si, tohumu kullanarak tarım yapmaya başlaması ile yerleşik hayata geçilmiştir. Yerleşik hayata geçen insanlar, tarım yapabilmek için yumuşak toprağın olduğu sulanabilen küçük ırmak kıyı- ları ve taşkın ovalarını seçmiştir. Bu şartlara en uygun yerlerden biri olan Anadolu, ilk yerleşme izlerinin bulunduğu coğrafyadır. III. İnsanoğlu önceleri üretim yapmıyor, avcılık ve toplayıcılık ile uğraşan göçebe gruplar halinde yaşıyordu. Kadınlar etraftaki meyve ve tohumları topluyor, erkekler de avcılık yapıyordu. Ürünleri paylaşma ihtiyacı, insanları zamanla bir araya getirdi. İnsanoğlu bu işi, belirledikleri toplanma alanlarında yapmaya başladı. Bilim insanları bu toplanma alanlarını yerleşmenin başlangıcı ola- rak kabul etmektedir. Numaralanmış parçalarla anlamlı bir bütün oluş- turulduğunda sıralama nasıl olmalıdır? A) I-II-III BLIII-II-1 ✓ C) II - 1 - III D) II-III-1 E) 1 - 111 - 11
9. 1. Ancak işin aslı çok farklıdır; yıldız kayma-
sı, aslında bir meteor yağmurudur.
II. Atmosferdeki sürtünmeden ötürü çok
yüksek sıcaklığa ulaşarak yanar.
Uzayda Dünya'nın çekim alanına giren
-meteorlar, Dünya atmosferine girer.
IV. Geçmişte, yıldız kaymasının bir yıldızın
yeryüzüne düşmesi olduğu zannedilirdi.
V. Kuyruklu yıldız parçası olan meteorların
yok oluşu yıldız kayması diye adlandırılır.
VI. Yanma esnasında bir ışık saçarak Dünya
atmosferinde yok olur.
Numaralanmış cümlelerde anlamlı bir
bütün oluşturulduğunda hangisi sondan
üçüncü sırada yer alır?
A) II.
B) III.
11-11
(C) V
D) VI.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
9. 1. Ancak işin aslı çok farklıdır; yıldız kayma- sı, aslında bir meteor yağmurudur. II. Atmosferdeki sürtünmeden ötürü çok yüksek sıcaklığa ulaşarak yanar. Uzayda Dünya'nın çekim alanına giren -meteorlar, Dünya atmosferine girer. IV. Geçmişte, yıldız kaymasının bir yıldızın yeryüzüne düşmesi olduğu zannedilirdi. V. Kuyruklu yıldız parçası olan meteorların yok oluşu yıldız kayması diye adlandırılır. VI. Yanma esnasında bir ışık saçarak Dünya atmosferinde yok olur. Numaralanmış cümlelerde anlamlı bir bütün oluşturulduğunda hangisi sondan üçüncü sırada yer alır? A) II. B) III. 11-11 (C) V D) VI.
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI
6. 1. Yanıma aldığım birkaç hikâye kitabına göz gezdirdim
ve kararımı verdim: Rasim Özdenören, Toz.
11. Okumak için bundan daha iyi bir fırsat olamazdı.
III. Dünyayı tanımaya çalışan küçük bir çocuğun meraklı
bakışlarıyla açtım kitabın kapağını; sonrasında kont-
rol bende değildi artık..
IV. Kayseri'den İstanbul'a doğru uzun bir yolculuğun
başındaydım.
V. Ne ilginç bir kitap ismiydi böyle; herkesin bildiği, her
yerde sonsuz miktarda bulunan rahatsız edici "toz"
üzerine nasıl bir hikâye yazılabilir?
VI. Bozkırın sert, soğuk yüzü bitmek bilmiyor; değişmeye
niyetli görünmeyen manzara pek de keyif vermiyordu.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerle anlamlı bir parag-
raf oluşturulmak istense baştan beşinci cümle aşağı-
dakilerden hangisi olur?
A) VI.
B)
C) IV.
D) III.
E) II.
6
A
A
M
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TYT-AYT PARAGRAF SORU BANKASI 6. 1. Yanıma aldığım birkaç hikâye kitabına göz gezdirdim ve kararımı verdim: Rasim Özdenören, Toz. 11. Okumak için bundan daha iyi bir fırsat olamazdı. III. Dünyayı tanımaya çalışan küçük bir çocuğun meraklı bakışlarıyla açtım kitabın kapağını; sonrasında kont- rol bende değildi artık.. IV. Kayseri'den İstanbul'a doğru uzun bir yolculuğun başındaydım. V. Ne ilginç bir kitap ismiydi böyle; herkesin bildiği, her yerde sonsuz miktarda bulunan rahatsız edici "toz" üzerine nasıl bir hikâye yazılabilir? VI. Bozkırın sert, soğuk yüzü bitmek bilmiyor; değişmeye niyetli görünmeyen manzara pek de keyif vermiyordu. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerle anlamlı bir parag- raf oluşturulmak istense baştan beşinci cümle aşağı- dakilerden hangisi olur? A) VI. B) C) IV. D) III. E) II. 6 A A M