Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

3. Aşağıdaki cümlelerden hangisi bir paragrafın giriş cümlesi
olamaz?
Basılı kitapların sayfa kenarlarındaki boşlukların dar olma-
sı, yazılarda küçük puntoların kullanılması nedeniyle zor
okunması, basım hatalarının olması gibi biçim yönünden
çeşitli yetersizlikleri vardır.
B) Oltalama saldırılar, banka hesabınızın veya e-posta ku-
tunuzun şifresi gibi önemli bilgileri ele geçirmek üzere
kurgulanmış bir saldırı çeşididir.
Bilişim teknolojisi alanında piyasa analizleri yapan bir
şirketin verilerine göre bu yılın ilk çeyreğindeki cep te-
lefonu satışları, geçen yılın ilk yarısındaki satışları aşmış
bulunuyor.
D) Bir romanın kurgusuna yedirilmiş, yaşamla ilgili ipuçları,
deneyimler, öznel olmayan görüşler, çocuğun kimliğini
geliştirir; ufkunu ve zihnini açar.
Bir bilgisayar tarama sisteminde geliştirilen yöntemle,
haritada seçtiğiniz bir noktanın üzerine geldiğinizde, o
bölgenin göz hizasından alınmış panoramik manzarasını
da ekranda görüntüleyebiliyorsunuz.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
3. Aşağıdaki cümlelerden hangisi bir paragrafın giriş cümlesi olamaz? Basılı kitapların sayfa kenarlarındaki boşlukların dar olma- sı, yazılarda küçük puntoların kullanılması nedeniyle zor okunması, basım hatalarının olması gibi biçim yönünden çeşitli yetersizlikleri vardır. B) Oltalama saldırılar, banka hesabınızın veya e-posta ku- tunuzun şifresi gibi önemli bilgileri ele geçirmek üzere kurgulanmış bir saldırı çeşididir. Bilişim teknolojisi alanında piyasa analizleri yapan bir şirketin verilerine göre bu yılın ilk çeyreğindeki cep te- lefonu satışları, geçen yılın ilk yarısındaki satışları aşmış bulunuyor. D) Bir romanın kurgusuna yedirilmiş, yaşamla ilgili ipuçları, deneyimler, öznel olmayan görüşler, çocuğun kimliğini geliştirir; ufkunu ve zihnini açar. Bir bilgisayar tarama sisteminde geliştirilen yöntemle, haritada seçtiğiniz bir noktanın üzerine geldiğinizde, o bölgenin göz hizasından alınmış panoramik manzarasını da ekranda görüntüleyebiliyorsunuz.
2.
İnsanların neden selam sabah vermeden yanımız-
dan geçtiğini anlamış değilim. Selam vermekten bile
aciz bir insan topluluğu oluşuyor sabahları kaldırım-
larda. Sanki herkes birbirine düşman gibi kimse kafa-
sını kaldırıp da bir selam vermiyor. Aslında herkesin
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) birlik beraberliği sağlama noktasında adım atma-
si gerekiyor.
B) ne yapıp edip eski alışkanlıkları bugünlere taşı-
ması lazım.
C) bir araya gelip tatsızlıkları gidermesi yerinde olur.
D) söylenenleri dinleyerek birlik içinde olmaları ge-
rekmektedir.
E) işe giderken mutsuz olmasını gerektiren bir du-
um yoktur.
133
www.pelikanyayine
A---
----
-------
S
BARR
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2. İnsanların neden selam sabah vermeden yanımız- dan geçtiğini anlamış değilim. Selam vermekten bile aciz bir insan topluluğu oluşuyor sabahları kaldırım- larda. Sanki herkes birbirine düşman gibi kimse kafa- sını kaldırıp da bir selam vermiyor. Aslında herkesin Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? A) birlik beraberliği sağlama noktasında adım atma- si gerekiyor. B) ne yapıp edip eski alışkanlıkları bugünlere taşı- ması lazım. C) bir araya gelip tatsızlıkları gidermesi yerinde olur. D) söylenenleri dinleyerek birlik içinde olmaları ge- rekmektedir. E) işe giderken mutsuz olmasını gerektiren bir du- um yoktur. 133 www.pelikanyayine A--- ---- ------- S BARR
S
9
CEVAP
OXO
TANGE
17.30
36. Lisede gösterilen temel matematik için bile denir ya: "Bu
öğrendiklerimizi ileride kullanmayacağız ki..." İşte bu,
hatalı bir yaklaşımdır. Matematik her yerde, hemen her
dalda kullanılır. Sadece neyin nerede kullanılacağını
bilmek ve anlamak lazım. Bazı öğrenciler, tamamen
ezbere dayalı öğrenir çoğu şeyi. Mesela havuz
problemleriyle ilgili birkaç soru çeşidini görür, o soru
tiplerinin nasıl çözüleceğini ezberler. Sınavda aynı konuyla
ilgili farklı tip soru çıkınca kalem oynatamaz. Çünkü ilk
defa sınav esnasında düşünmeye başlar konu hakkında.
Bu noktada şunu diyebiliriz: Matematik, insanı çok kolay
ters köşe yapar fakat onunla biraz haşır neşir olundukça
insana farklı bakış açıları sağlar.
Bu parçadan matematikle ilgili olarak
1. Kullanım alanı geniştir.
II. Matematikte formülleri ezberlemek, başarının ön
koşuludur.
III. Genelde ezbere dayalı biçimde öğrenilmeye çalışılır.
IV. Kişiyi bazı açılardan geliştirir.
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
A)t ve II
B) Ive Ill
D) Tive IV
2
E) III ve IV
II ve III
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
S 9 CEVAP OXO TANGE 17.30 36. Lisede gösterilen temel matematik için bile denir ya: "Bu öğrendiklerimizi ileride kullanmayacağız ki..." İşte bu, hatalı bir yaklaşımdır. Matematik her yerde, hemen her dalda kullanılır. Sadece neyin nerede kullanılacağını bilmek ve anlamak lazım. Bazı öğrenciler, tamamen ezbere dayalı öğrenir çoğu şeyi. Mesela havuz problemleriyle ilgili birkaç soru çeşidini görür, o soru tiplerinin nasıl çözüleceğini ezberler. Sınavda aynı konuyla ilgili farklı tip soru çıkınca kalem oynatamaz. Çünkü ilk defa sınav esnasında düşünmeye başlar konu hakkında. Bu noktada şunu diyebiliriz: Matematik, insanı çok kolay ters köşe yapar fakat onunla biraz haşır neşir olundukça insana farklı bakış açıları sağlar. Bu parçadan matematikle ilgili olarak 1. Kullanım alanı geniştir. II. Matematikte formülleri ezberlemek, başarının ön koşuludur. III. Genelde ezbere dayalı biçimde öğrenilmeye çalışılır. IV. Kişiyi bazı açılardan geliştirir. yargılarından hangilerine ulaşılamaz? A)t ve II B) Ive Ill D) Tive IV 2 E) III ve IV II ve III
2.
Başarılı bir tiyatro eleştirisi yalın olmalıdır. Okunabilir
bir eleştiri, en kısa yoldan yazarın temel düşüncesini
iletebilen bir yazıdır. Eleştirmen, gazete veya dergide
kendine ayrılan sütunun sınırları içinde düşündüklerinin
en can alıcı noktalarını özetlemeyi bilmelidir. Bazen tek
bir cümlede iki üç önemli nokta bile vurgulanabilir. Dar
bir sınır içinde yazarın dikkat edeceği bir başka şey de
okurun gösteri üzerine yeterli bilgiyi edinmesidir. Ünlü
İngiliz tiyatro sanatçısı Alec Guiness, tiyatro eleştirisin-
de iki şeyi çok önemli bulur: İlki eleştirinin okunabilirliği,
ikincisi eleştiricinin gösteriyi âdeta seyrediyormuş gibi
okuyucuya aktarabilmesidir.
Bu parçadaki "gösteriyi âdeta seyrediyormuş gibi
okuyucuya aktarabilmek" sözüyle anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Okurun kafasında canlandırabilmek
B) Okuyucunun hayal gücüne hitap edebilmek
e) Rahat, samimi bir dil kullanabilmek
D) Etkileyici bir anlatımla ifade edebilmek
E) Gerçekleri cesur bir biçimde dile getirebilmek
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2. Başarılı bir tiyatro eleştirisi yalın olmalıdır. Okunabilir bir eleştiri, en kısa yoldan yazarın temel düşüncesini iletebilen bir yazıdır. Eleştirmen, gazete veya dergide kendine ayrılan sütunun sınırları içinde düşündüklerinin en can alıcı noktalarını özetlemeyi bilmelidir. Bazen tek bir cümlede iki üç önemli nokta bile vurgulanabilir. Dar bir sınır içinde yazarın dikkat edeceği bir başka şey de okurun gösteri üzerine yeterli bilgiyi edinmesidir. Ünlü İngiliz tiyatro sanatçısı Alec Guiness, tiyatro eleştirisin- de iki şeyi çok önemli bulur: İlki eleştirinin okunabilirliği, ikincisi eleştiricinin gösteriyi âdeta seyrediyormuş gibi okuyucuya aktarabilmesidir. Bu parçadaki "gösteriyi âdeta seyrediyormuş gibi okuyucuya aktarabilmek" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Okurun kafasında canlandırabilmek B) Okuyucunun hayal gücüne hitap edebilmek e) Rahat, samimi bir dil kullanabilmek D) Etkileyici bir anlatımla ifade edebilmek E) Gerçekleri cesur bir biçimde dile getirebilmek
D. Yunanlı ünlü yazar Dido Sotiriou, Şirince köyünün
sevdalılarından biriydi. Aslında Aydınlıydı. 1922
yılında Atina'ya göç etmişti. Şirince'yi şöyle anlatı-
yordu: Köyde herkesin iki katlı bir evi vardı. Ve hiç
kimse bahçesini çiçeklerle donatmayı ihmal etmez-
di. Dalları ürün bolluğundan yerleri yalayan, öz
suyu dolu, yusyuvarlak, simsiyah, pırıltılı zeytinli
ağaca başka hiçbir yerde rastlayamazdınız. Köylü-
nün kemerini altınla dolduran incirin ünü, bütün
dünyaya yayılmıştı. Derisi var mı, yok mu anlaya-
mazdınız, öylesine inceydi ve Anadolu'nun o canım
güneşiyle de ballanmıştı. Şirince şimdi de aynen
böyle. Sadece eskiden bugüne 200 ev kalmış. Yeni
yapılanlar da eskiye uydurulmuş. Yollar büyük taş-
larla kaplı. Evlerin hepsi taş duvarlı. Pencere önleri,
konserve kutularına konmuş sardunyalarla süslen-
miş.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdaki-
lerden hangisi söylenemez?
A) Betimleyici ögelere yer verilmiştir. ✓
B) Karşılaştırma yapılmıştır. ✓
C) Görme duyusundan yararlanılmıştır.
?D) Bir varlığa ait özellik insana aktarılmıştır.
E
Anlatıcının duygularına yer verilmiştir. X
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
D. Yunanlı ünlü yazar Dido Sotiriou, Şirince köyünün sevdalılarından biriydi. Aslında Aydınlıydı. 1922 yılında Atina'ya göç etmişti. Şirince'yi şöyle anlatı- yordu: Köyde herkesin iki katlı bir evi vardı. Ve hiç kimse bahçesini çiçeklerle donatmayı ihmal etmez- di. Dalları ürün bolluğundan yerleri yalayan, öz suyu dolu, yusyuvarlak, simsiyah, pırıltılı zeytinli ağaca başka hiçbir yerde rastlayamazdınız. Köylü- nün kemerini altınla dolduran incirin ünü, bütün dünyaya yayılmıştı. Derisi var mı, yok mu anlaya- mazdınız, öylesine inceydi ve Anadolu'nun o canım güneşiyle de ballanmıştı. Şirince şimdi de aynen böyle. Sadece eskiden bugüne 200 ev kalmış. Yeni yapılanlar da eskiye uydurulmuş. Yollar büyük taş- larla kaplı. Evlerin hepsi taş duvarlı. Pencere önleri, konserve kutularına konmuş sardunyalarla süslen- miş. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisi söylenemez? A) Betimleyici ögelere yer verilmiştir. ✓ B) Karşılaştırma yapılmıştır. ✓ C) Görme duyusundan yararlanılmıştır. ?D) Bir varlığa ait özellik insana aktarılmıştır. E Anlatıcının duygularına yer verilmiştir. X
17. Son yıllarda siyasal alana çekilen ve şiirleri üzerin
fovinden politika yapılan birkaç şaire ya da romanciya
Tanpınar'ın da eklenmek istendiğine şahit olduk
Memleketin en muğlak siyasal konularını-siyasa
Cnsl alan daima muğlaktır- yorumlarken Tanpınar'a ya da
başka bir şaire veya romancıya atıfta bulunmak mo
010 da oldu. Hâlbuki şairin ve romancının bizim için üze-
rinde konuşulacak bir mesele oluşu, şüphesiz k
onun yazdığı edebî metin dolayısıyladır. Edebî met-
nin nitelikleri konusunda edebî kriterlerle konuşa-
'mermayanlar, yazarı herkesin ulu orta söz söyleme öz-
noy gürlüğünü kendisinde doğuştan hak saydıkları bir
uputalana, gündelik siyasetin ortasına çekerek, sözü edi-
-lide len yazar ya da şairi harcamayı tercih ettiler. Şüp-
hesiz, yeryüzünün en acımasız canlısı insanoğludur.
hizi
Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Okurlar edebî eserleri tam olarak yorumlayama-
maktadır.
leH (3
B) Politika ile edebiyat ilişkisi son zamanlarda ede-
Hlaso Hiqe
biyat tartışmalarına konu olmuştur.
Na
C) Güncel politikanın içine edebiyat ve sanat adam-
larının ve eserlerinin çekilmek istenmesi yadir-
ganması gereken sığ bir tutumdur.
D) Ahmet Hamdi Tanpınar'ın eserlerinin güncel si-
yasete yön vermesi onun aydın sanatçı tutumu-
dur.
E) Bazı okurlar sevdikleri yazarları güncel konular
içinde harcamışlardır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
17. Son yıllarda siyasal alana çekilen ve şiirleri üzerin fovinden politika yapılan birkaç şaire ya da romanciya Tanpınar'ın da eklenmek istendiğine şahit olduk Memleketin en muğlak siyasal konularını-siyasa Cnsl alan daima muğlaktır- yorumlarken Tanpınar'a ya da başka bir şaire veya romancıya atıfta bulunmak mo 010 da oldu. Hâlbuki şairin ve romancının bizim için üze- rinde konuşulacak bir mesele oluşu, şüphesiz k onun yazdığı edebî metin dolayısıyladır. Edebî met- nin nitelikleri konusunda edebî kriterlerle konuşa- 'mermayanlar, yazarı herkesin ulu orta söz söyleme öz- noy gürlüğünü kendisinde doğuştan hak saydıkları bir uputalana, gündelik siyasetin ortasına çekerek, sözü edi- -lide len yazar ya da şairi harcamayı tercih ettiler. Şüp- hesiz, yeryüzünün en acımasız canlısı insanoğludur. hizi Bu parçadan çıkarılabilecek en kapsamlı yargı aşağıdakilerden hangisidir? A) Okurlar edebî eserleri tam olarak yorumlayama- maktadır. leH (3 B) Politika ile edebiyat ilişkisi son zamanlarda ede- Hlaso Hiqe biyat tartışmalarına konu olmuştur. Na C) Güncel politikanın içine edebiyat ve sanat adam- larının ve eserlerinin çekilmek istenmesi yadir- ganması gereken sığ bir tutumdur. D) Ahmet Hamdi Tanpınar'ın eserlerinin güncel si- yasete yön vermesi onun aydın sanatçı tutumu- dur. E) Bazı okurlar sevdikleri yazarları güncel konular içinde harcamışlardır.
5. Cumhuriyet'in ilk on yılı içinde en güçlü edebî merkez, Mil-
li Eğitim Bakanlığının da desteğini alan Hayat dergisidir.
Hayat dergisinin o yıllardaki politikası, edebiyat ve sanat
dünyasını yönlendirmek, sanatçılara yeni hedefler göster-
mektir. Derginin yarı resmî nitelik taşıyan amacı, Türkiye'nin
yeni çizilmiş sınırları içinde kalan milliyetçilik ve Batılı bir
kimliğe büründürülmüş Yeni Türkiye sanatını, devrimlerin
benimsetilmesi ve yaygınlaştırılması yolunda kullanmaktı.
Yani ideolojik yönlendirme ve Batılı terbiye ile eğitimin
idealleştirilmiş kahramanlar aracılığı ile kabulünü sağla-
mak... Buna ek olarak asırlara dayanan dinî ve sosyal ya-
pılaşmaların; devrim karşıtı kişi, çevre ve kurumların iç yü-
zünü eleştirel bir tavırla sergilemek...
X. Sanat, kişisel ve saygıdeğerdir, diyen Ahmet Haşim
II. "Toplum için sanat" anlayışını benimseyen ve kişisel
duygularına şiirlerinde yer vermeyen Mehmet Emin Yur-
dakul
w.
I. Vatan, millet, adalet, hürriyet gibi toplum davalarını sa-
vunan Tevfik Fikret
Bu parçada söz edilen Hayat dergisinin amacına yuka-
rıdakilerden hangileri hizmet etmez?
A) Yalnız
D) ve It
B) Yalnız II
E) I ve II
C) Yalnız III
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
5. Cumhuriyet'in ilk on yılı içinde en güçlü edebî merkez, Mil- li Eğitim Bakanlığının da desteğini alan Hayat dergisidir. Hayat dergisinin o yıllardaki politikası, edebiyat ve sanat dünyasını yönlendirmek, sanatçılara yeni hedefler göster- mektir. Derginin yarı resmî nitelik taşıyan amacı, Türkiye'nin yeni çizilmiş sınırları içinde kalan milliyetçilik ve Batılı bir kimliğe büründürülmüş Yeni Türkiye sanatını, devrimlerin benimsetilmesi ve yaygınlaştırılması yolunda kullanmaktı. Yani ideolojik yönlendirme ve Batılı terbiye ile eğitimin idealleştirilmiş kahramanlar aracılığı ile kabulünü sağla- mak... Buna ek olarak asırlara dayanan dinî ve sosyal ya- pılaşmaların; devrim karşıtı kişi, çevre ve kurumların iç yü- zünü eleştirel bir tavırla sergilemek... X. Sanat, kişisel ve saygıdeğerdir, diyen Ahmet Haşim II. "Toplum için sanat" anlayışını benimseyen ve kişisel duygularına şiirlerinde yer vermeyen Mehmet Emin Yur- dakul w. I. Vatan, millet, adalet, hürriyet gibi toplum davalarını sa- vunan Tevfik Fikret Bu parçada söz edilen Hayat dergisinin amacına yuka- rıdakilerden hangileri hizmet etmez? A) Yalnız D) ve It B) Yalnız II E) I ve II C) Yalnız III
8. İlk basımı 1719'da yapılan ve ilk İngilizce roman olarak
kabul edilen Robinson Crusoe, Daniel Defoe tarafından
yazılmış dünyaca ünlü bir eserdir. Yorklu bir denizcinin,
deniz kazası ile düştüğü Amerika açıklarında yer alan
ISSız bir adada yirmi sekiz yıl geçirirken yaşadığı serüven-
leri ve korsanlar tarafından kurtarılmasını anlatan eser,
gerçek bir hikâyeden yola çıkılarak yazılmıştır. Bu hikâye
Alexander Selkirk adlı İskoç bir denizciye aittir. Kendisi
de Robinson gibi ıssız bir adada yıllarca yaşamak zorun-
da kalmış, 1709'da kurtarılmıştır. Bununla birlikte eserin
konusunun İbn Tufeyl'e ait olan Hay Bin Yakzan adlı ese-
re benzediğini öne sürenler de mevcuttur. Bu eserde ise
Müslüman bir gencin düştüğü ıssız adayı bayındır hâle
getirmesi oldukça barışçıl bir şekilde aktarılmıştır.
Parçaya göre Robinson Crusoe ile ilgili aşağıdakiler-
den hangisine değinilmemiştir?
A) Başkarakter Robinson Crusoe'nun ıssız bir adaya düş-
müş Yorklu bir denizci olduğuna
B) Romanın, Alexander Selkirk adlı denizcinin gerçekte
yaşadıklarıyla birebir örtüştüğüne
C) Robinson Crusoe'nun romanın sonunda korsanlar tar-
fından kurtarıldığına
x
DY Ingiliz edebiyatında roman türünde verilmiş ilk örnek
olarak kabul edildiğine
İbn Tufeyl'in kaleme aldığı Hay bin Yakzan adlı eser-
le konu bakımından benzediğine
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
8. İlk basımı 1719'da yapılan ve ilk İngilizce roman olarak kabul edilen Robinson Crusoe, Daniel Defoe tarafından yazılmış dünyaca ünlü bir eserdir. Yorklu bir denizcinin, deniz kazası ile düştüğü Amerika açıklarında yer alan ISSız bir adada yirmi sekiz yıl geçirirken yaşadığı serüven- leri ve korsanlar tarafından kurtarılmasını anlatan eser, gerçek bir hikâyeden yola çıkılarak yazılmıştır. Bu hikâye Alexander Selkirk adlı İskoç bir denizciye aittir. Kendisi de Robinson gibi ıssız bir adada yıllarca yaşamak zorun- da kalmış, 1709'da kurtarılmıştır. Bununla birlikte eserin konusunun İbn Tufeyl'e ait olan Hay Bin Yakzan adlı ese- re benzediğini öne sürenler de mevcuttur. Bu eserde ise Müslüman bir gencin düştüğü ıssız adayı bayındır hâle getirmesi oldukça barışçıl bir şekilde aktarılmıştır. Parçaya göre Robinson Crusoe ile ilgili aşağıdakiler- den hangisine değinilmemiştir? A) Başkarakter Robinson Crusoe'nun ıssız bir adaya düş- müş Yorklu bir denizci olduğuna B) Romanın, Alexander Selkirk adlı denizcinin gerçekte yaşadıklarıyla birebir örtüştüğüne C) Robinson Crusoe'nun romanın sonunda korsanlar tar- fından kurtarıldığına x DY Ingiliz edebiyatında roman türünde verilmiş ilk örnek olarak kabul edildiğine İbn Tufeyl'in kaleme aldığı Hay bin Yakzan adlı eser- le konu bakımından benzediğine
1.
Edebiyat, birçok sanat ve bilim dalıyla ya da alanla ilişki-
lidir. Sanatçılar kimi edebî metinlerde, müzikten, kiminde
dinden, kiminde tarihten, kiminde psikolojinin olanakla-
rından yararlanır.
Aşağıda verilen edebî metinlerden hangisinde farklı
bir alanın olanaklarından yararlanılmıştır?
Fazladan, beylerbeylerinin, sancakbeylerinin, tımarlı-
nın, kötüsüyle, kıyıcısıyla, soyguncusuyla boğuşacak-
sın aralıksız... Bir adam hem kılıç gezdirir, hem töre
bilmezse, fukara kadı ne yapar? Timarlıyı sopaya çek-
tin, sancakbeyini zindana attın, beylerbeyi n'olacak?
Vezirlerin rezilleri... Başvezir!
B) Caddeye doğru çıkarken kendime doğru gitmeye baş-
liyorum, felâketimi mücessem bir şekilde değil, büyük
teessürlerimde olduğu gibi müphem birtakım hayal-
ler ve remizler hâlinde hissediyordum; ameliyat ola-
cağımı, sakat kalacağımı düşünmüyor, içimde garip
bir karıncalanma hâlinde birtakım iniltiler, mırıltılar, şe-
kilsiz gölgeler seziyordum.
Beni susturan şey nefretimdi. En basit içtimaî dava-
ları anlamayacak kadar yabancı tesirler altında şahsi-
yetlerini kaybeden bu insanlarla münakaşaya mecbur
olmanın küçüklüğünden muzdariptim. Türkiye'de ec-
nebi mekteplerin kuvvetli silindirleri altında yamyassı
olan bu kafaların kesilmesinden başka çare görmü-
yordum.
Gözlerini açtı ve başını kaldırdı. Bitişikte her gece böy-
le bir gürültü kopması ihtimalinin verdiği korku içinde,
birinci geceyi geçirdiği bu odadaki uykularının gele-
ceğe ait şansını tahmine elverişli bir keşifte bulunmak
için yataktan kalktı, ışığı yaktı, paltosunu sırtladı ve bi-
tişik odanın kapısına koştu.
E) Rüya görüp görmediğini anlamak için evvelâ kendi
vücudunun realitesini yokladı. Bir ayağını ötekinin üs-
tüne koydu. Yutkundu. Nefesini derinleştirdi ve kısalt-
tı. Bütün duyguları, iradesi ve muhakemesi yerinde
idi.
YAYINLARI
LIWIT
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. Edebiyat, birçok sanat ve bilim dalıyla ya da alanla ilişki- lidir. Sanatçılar kimi edebî metinlerde, müzikten, kiminde dinden, kiminde tarihten, kiminde psikolojinin olanakla- rından yararlanır. Aşağıda verilen edebî metinlerden hangisinde farklı bir alanın olanaklarından yararlanılmıştır? Fazladan, beylerbeylerinin, sancakbeylerinin, tımarlı- nın, kötüsüyle, kıyıcısıyla, soyguncusuyla boğuşacak- sın aralıksız... Bir adam hem kılıç gezdirir, hem töre bilmezse, fukara kadı ne yapar? Timarlıyı sopaya çek- tin, sancakbeyini zindana attın, beylerbeyi n'olacak? Vezirlerin rezilleri... Başvezir! B) Caddeye doğru çıkarken kendime doğru gitmeye baş- liyorum, felâketimi mücessem bir şekilde değil, büyük teessürlerimde olduğu gibi müphem birtakım hayal- ler ve remizler hâlinde hissediyordum; ameliyat ola- cağımı, sakat kalacağımı düşünmüyor, içimde garip bir karıncalanma hâlinde birtakım iniltiler, mırıltılar, şe- kilsiz gölgeler seziyordum. Beni susturan şey nefretimdi. En basit içtimaî dava- ları anlamayacak kadar yabancı tesirler altında şahsi- yetlerini kaybeden bu insanlarla münakaşaya mecbur olmanın küçüklüğünden muzdariptim. Türkiye'de ec- nebi mekteplerin kuvvetli silindirleri altında yamyassı olan bu kafaların kesilmesinden başka çare görmü- yordum. Gözlerini açtı ve başını kaldırdı. Bitişikte her gece böy- le bir gürültü kopması ihtimalinin verdiği korku içinde, birinci geceyi geçirdiği bu odadaki uykularının gele- ceğe ait şansını tahmine elverişli bir keşifte bulunmak için yataktan kalktı, ışığı yaktı, paltosunu sırtladı ve bi- tişik odanın kapısına koştu. E) Rüya görüp görmediğini anlamak için evvelâ kendi vücudunun realitesini yokladı. Bir ayağını ötekinin üs- tüne koydu. Yutkundu. Nefesini derinleştirdi ve kısalt- tı. Bütün duyguları, iradesi ve muhakemesi yerinde idi. YAYINLARI LIWIT
1.
Daniyar'ın türküsü, gözlerimin önüne
yeryüzünün o büyük güzelliğini, o büyük acısını
seriyordu. Nereden öğrenmişti bunu? Kimden
duymuştu? Bu türküyü ancak yıllarca yurt
özlemi çeken, o özlemin acısını yıllarca duyan
biri böylesine sevebilirdi. Daniyar söyledikçe
çocukluğunu görür gibi oluyordum, bozkır
yollarında geçen çocukluğum... Türküsü, o
sıralarda, yurt özlemiyle birlikte mi doğmuştu?
Yoksa savaşın ateşinden mi yaratılmıştı?
Savaştan dönmeyen, yüreğimizi parçalayan
şehitlere mi yakılmıştı? Ne zaman dinlesem o
türküyü, yere yatmak, anasına sarılan bir oğul
gibi toprağa sarılmak istiyordum. İçimde bir
şeyler uyanıyordu artık, kelimelerle
anlatamadığım, karşı konmaz bir tutku
uyanıyordu. Kendimi anlatmak, duygularımı,
düşüncelerimi başkalarıyla paylaşmak, tıpkı
Daniyar gibi yeryüzünün güzelliğini coşkuyla
dile getirmek istiyordum. Bilinmez bir şeyin
karşısındaydım sanki.
Bu parçada;
1. merak,
II. üzüntü,
III. acıma
duygularından hangileri belirgindir?
A) Yalnız I
B) I ve II
D) Yalnız III
C) I ve III
E) II ve III
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. Daniyar'ın türküsü, gözlerimin önüne yeryüzünün o büyük güzelliğini, o büyük acısını seriyordu. Nereden öğrenmişti bunu? Kimden duymuştu? Bu türküyü ancak yıllarca yurt özlemi çeken, o özlemin acısını yıllarca duyan biri böylesine sevebilirdi. Daniyar söyledikçe çocukluğunu görür gibi oluyordum, bozkır yollarında geçen çocukluğum... Türküsü, o sıralarda, yurt özlemiyle birlikte mi doğmuştu? Yoksa savaşın ateşinden mi yaratılmıştı? Savaştan dönmeyen, yüreğimizi parçalayan şehitlere mi yakılmıştı? Ne zaman dinlesem o türküyü, yere yatmak, anasına sarılan bir oğul gibi toprağa sarılmak istiyordum. İçimde bir şeyler uyanıyordu artık, kelimelerle anlatamadığım, karşı konmaz bir tutku uyanıyordu. Kendimi anlatmak, duygularımı, düşüncelerimi başkalarıyla paylaşmak, tıpkı Daniyar gibi yeryüzünün güzelliğini coşkuyla dile getirmek istiyordum. Bilinmez bir şeyin karşısındaydım sanki. Bu parçada; 1. merak, II. üzüntü, III. acıma duygularından hangileri belirgindir? A) Yalnız I B) I ve II D) Yalnız III C) I ve III E) II ve III
20. İspir'e yaz başı geldiğinde
Köyümüz Gocuktur'dan
yürüyerek iki, at sırtında bir saatlik yolculuktan sonra yay-
laya varılırdı. Yayla geniş ve yemyeşil bir düzlükte tek kat-
li taş evlerden ibaretti. Evlerin avlusunda hayvanlar yayılır,
kuşluk vakti uyanan yaylacı genç kadınlar hayvanları sa-
ğardı. Yılkı atları, sonsuz gökyüzünün altında yularsız do-
laşırdı. Elektrik yoktu; gaz yağı lambası, lüküs veya uzan-
san avucuna alacakmışsınız kadar yakında görünen mil-
yonlarca yıldızla aydınlanırdık. Bizim evin son yaylacısı,
Zeycan teyzemdi. Teyzem evlendikten sonra bizden yay-
laya çıkan olmadı. Birkaç yıl sonra köyde hayvan kalma-
yınca yayla tümden ıssızlaştı.
Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına gö-
re aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) köylüler yaylaya gitmek için can atardı
B) yaylalarda eğlenceler düzenlenirdi
C) yaylada haftalarca karanlıkta kalırdık
D) herkesi bir temizlik telaşı sarardı
E) yaylada hayvanlar için yeni ahırlar yapılırdı
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
20. İspir'e yaz başı geldiğinde Köyümüz Gocuktur'dan yürüyerek iki, at sırtında bir saatlik yolculuktan sonra yay- laya varılırdı. Yayla geniş ve yemyeşil bir düzlükte tek kat- li taş evlerden ibaretti. Evlerin avlusunda hayvanlar yayılır, kuşluk vakti uyanan yaylacı genç kadınlar hayvanları sa- ğardı. Yılkı atları, sonsuz gökyüzünün altında yularsız do- laşırdı. Elektrik yoktu; gaz yağı lambası, lüküs veya uzan- san avucuna alacakmışsınız kadar yakında görünen mil- yonlarca yıldızla aydınlanırdık. Bizim evin son yaylacısı, Zeycan teyzemdi. Teyzem evlendikten sonra bizden yay- laya çıkan olmadı. Birkaç yıl sonra köyde hayvan kalma- yınca yayla tümden ıssızlaştı. Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına gö- re aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? A) köylüler yaylaya gitmek için can atardı B) yaylalarda eğlenceler düzenlenirdi C) yaylada haftalarca karanlıkta kalırdık D) herkesi bir temizlik telaşı sarardı E) yaylada hayvanlar için yeni ahırlar yapılırdı
tildi-
lem
xtrik
dahi
un-
fa-
on
mi
n Yayınları
Ⓡ
13.) Kızgın temmuz güneşi... Sabahın çapkın ve bir o kadar hos se
rinliği erken göçer. Gece ayazı dibe, toprağın çatlaklarına kan
kındır. Gerçi havada rutubet yoktur. Burnunuzun içinde sert bir
Şır. Gökyüzü alabildiğine derin ve açık, güneş sonsuza kadar ya
çöp gibi durur bu kuruluk. Gölge, insanın imdadına yetişir. Ne
var ki her şey gibi gölge de azdir. Temmuz her şeyin azlığının
çoğaldığı zamandır. Ekin tarlaları gevreyip çatırdamış, diplerine
vurulacak orak ağızlarına hazırdır. Hayvanlar ot bulma derdin.
dedir. Diken çiçekleri kemirilmekte, uzakta yakında derde de
va kök uçları koklanmaktadır. Böyle zamanlarda kuşlanı izlemek
gerekir. Kuşlar habercidir. Temmuz ve arkasından gelen aylar en
çok onları sevindirir. Tane ve yem demektir bu.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangi-
si söylenemez?
A) Anlatıcının duygusal etkilenmesini yansıtan ifadelere yer ve
rilmiştir.
B) Görme ve dokunma duyusuna ilişkin ayrıntılardan yararla-
nılmıştır.
C) Kişileştirme ve benzetmeden yararlanılmıştır.
D) Somutlaştırma yoluyla varlıklara belirginlik kazandırılmıştır.
E) Anlatımda tekdüzeliği kırmak için değişik yapılı cümleler kul-
lanılmıştır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
tildi- lem xtrik dahi un- fa- on mi n Yayınları Ⓡ 13.) Kızgın temmuz güneşi... Sabahın çapkın ve bir o kadar hos se rinliği erken göçer. Gece ayazı dibe, toprağın çatlaklarına kan kındır. Gerçi havada rutubet yoktur. Burnunuzun içinde sert bir Şır. Gökyüzü alabildiğine derin ve açık, güneş sonsuza kadar ya çöp gibi durur bu kuruluk. Gölge, insanın imdadına yetişir. Ne var ki her şey gibi gölge de azdir. Temmuz her şeyin azlığının çoğaldığı zamandır. Ekin tarlaları gevreyip çatırdamış, diplerine vurulacak orak ağızlarına hazırdır. Hayvanlar ot bulma derdin. dedir. Diken çiçekleri kemirilmekte, uzakta yakında derde de va kök uçları koklanmaktadır. Böyle zamanlarda kuşlanı izlemek gerekir. Kuşlar habercidir. Temmuz ve arkasından gelen aylar en çok onları sevindirir. Tane ve yem demektir bu. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangi- si söylenemez? A) Anlatıcının duygusal etkilenmesini yansıtan ifadelere yer ve rilmiştir. B) Görme ve dokunma duyusuna ilişkin ayrıntılardan yararla- nılmıştır. C) Kişileştirme ve benzetmeden yararlanılmıştır. D) Somutlaştırma yoluyla varlıklara belirginlik kazandırılmıştır. E) Anlatımda tekdüzeliği kırmak için değişik yapılı cümleler kul- lanılmıştır.
Yapay zekânın bisikleti sürebilecek bir yazılım üretebilmesi için
bisiklet sürerken karşılaşılan durumlara ait birçok veri olması ge-
rekir. Bu veriyi elde etmek için de bir bisiklet birçok alıcı ile do-
natılabilir ve bu sayede bisikletçilerin çeşitli hava ve zemin ko-
şullarındaki sürüş şekillerine ait veriler elde edilir. Alıcılardan
elde edilen sıcaklık, yükseklik, eğim, pedallara uygulanan kuv-
vet, direksiyon açısı, fren kullanımı, ses ve görüntü kaydı, bisik-
let ve bisikletçinin ağırlığı gibi veriler bir veri tabanında toplanır.
Daha sonra yapay zekâ bu verileri analiz eder ve bisiklet sürer-
ken hangi durumda, nasıl hareket edilmesi gerektiğine dair yö-
nergeler çıkarır.
Bu parçada "yapay zekâ" ile ilgili olarak anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Elindeki verilere bakarak görevin tamamlanması için atıla-
cak adımları kendi belirlediği
B) İnsan yaşamını kolaylaştırıcı etkilerinden dolayı yaygın bir
kullanım alanı olduğu
C) Bilgileri analiz yeteneği sayesinde yeni buluşlara imza attığı
D) Önceden tanımlanmış yönergelere göre hareket ettiğinden
hata riskinin az olduğu
E) Toplanan veriler ışığında hareket etse de beklenmedik ge-
lişmelere yol açabildiği
Oksijen Yayınları
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Yapay zekânın bisikleti sürebilecek bir yazılım üretebilmesi için bisiklet sürerken karşılaşılan durumlara ait birçok veri olması ge- rekir. Bu veriyi elde etmek için de bir bisiklet birçok alıcı ile do- natılabilir ve bu sayede bisikletçilerin çeşitli hava ve zemin ko- şullarındaki sürüş şekillerine ait veriler elde edilir. Alıcılardan elde edilen sıcaklık, yükseklik, eğim, pedallara uygulanan kuv- vet, direksiyon açısı, fren kullanımı, ses ve görüntü kaydı, bisik- let ve bisikletçinin ağırlığı gibi veriler bir veri tabanında toplanır. Daha sonra yapay zekâ bu verileri analiz eder ve bisiklet sürer- ken hangi durumda, nasıl hareket edilmesi gerektiğine dair yö- nergeler çıkarır. Bu parçada "yapay zekâ" ile ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Elindeki verilere bakarak görevin tamamlanması için atıla- cak adımları kendi belirlediği B) İnsan yaşamını kolaylaştırıcı etkilerinden dolayı yaygın bir kullanım alanı olduğu C) Bilgileri analiz yeteneği sayesinde yeni buluşlara imza attığı D) Önceden tanımlanmış yönergelere göre hareket ettiğinden hata riskinin az olduğu E) Toplanan veriler ışığında hareket etse de beklenmedik ge- lişmelere yol açabildiği Oksijen Yayınları
12. Söz sanatlarına yer vermeyen çok net bir anlatımı
tercih etmiş. Okuyan kimse söz sanatlarının süslü
dünyasına yolculuğa çıkmıyor. Herkes gayet net ve
doğrudan bir dille karşılaşıyor.
Bu parçada sözü edilen anlatım ilkesi aşağıdaki-
lerden hangisidir?
A) Yalınlık
B) Sürükleyicilik C) Tutarlılık
E Duruluk
D) Açıklık
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
12. Söz sanatlarına yer vermeyen çok net bir anlatımı tercih etmiş. Okuyan kimse söz sanatlarının süslü dünyasına yolculuğa çıkmıyor. Herkes gayet net ve doğrudan bir dille karşılaşıyor. Bu parçada sözü edilen anlatım ilkesi aşağıdaki- lerden hangisidir? A) Yalınlık B) Sürükleyicilik C) Tutarlılık E Duruluk D) Açıklık
etkisi var midir?
10. "Asfalt Yol" hikâyesinin ilk göze çarpan özelliklerin-
den biri, ana hikâyenin, kendisiyle zorunlu bir ilişkisi
bulunmayan, ama birçok bakımdan ona bağlı olan bir
çerçevenin içine yerleştirilmiş olmasıdır: Bu çerçevede
öğretmenin köye gelişi ve köyden gidişi anlatılmakta-
dir. Hikâyeye girişte kullandığı yol betimlemeleri yaza-
nın işine yanıyor. Çünkü böylelikle köy yolunun bozuk-
luğunu önceden belirtip asıl témaya hazırlık yaparak
rahat bir başlangıç yolu buluyor. Başlangıç bölümü,
betimlemelerle dolu; ama bunlar basmakalıp ve gerek-
siz değil.
Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisi
çıkanlabilir?
A) Asfalt Yol adlı öyküde ilk defa betimleme işlevsel
bir nitelik kazanmıştır.
B) Türk edebiyatında hikâyelerin giriş bölümleri
betimlemelerle başlamaktadır.
C) Okurun en büyük beklentisi öykünün ilgi çekici
bir başlangıca sahip olmasıdır.
D) Asfalt Yol'un giriş bölümünde yapılan
betimlemelerin tamamı işlevseldir.
E) Türk hikâyeciliğinde yazarlar betimlemeyi anlatıyı
süslemek amacıyla kullanmıştır.
MODÜLER SORU BANKASI
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
etkisi var midir? 10. "Asfalt Yol" hikâyesinin ilk göze çarpan özelliklerin- den biri, ana hikâyenin, kendisiyle zorunlu bir ilişkisi bulunmayan, ama birçok bakımdan ona bağlı olan bir çerçevenin içine yerleştirilmiş olmasıdır: Bu çerçevede öğretmenin köye gelişi ve köyden gidişi anlatılmakta- dir. Hikâyeye girişte kullandığı yol betimlemeleri yaza- nın işine yanıyor. Çünkü böylelikle köy yolunun bozuk- luğunu önceden belirtip asıl témaya hazırlık yaparak rahat bir başlangıç yolu buluyor. Başlangıç bölümü, betimlemelerle dolu; ama bunlar basmakalıp ve gerek- siz değil. Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisi çıkanlabilir? A) Asfalt Yol adlı öyküde ilk defa betimleme işlevsel bir nitelik kazanmıştır. B) Türk edebiyatında hikâyelerin giriş bölümleri betimlemelerle başlamaktadır. C) Okurun en büyük beklentisi öykünün ilgi çekici bir başlangıca sahip olmasıdır. D) Asfalt Yol'un giriş bölümünde yapılan betimlemelerin tamamı işlevseldir. E) Türk hikâyeciliğinde yazarlar betimlemeyi anlatıyı süslemek amacıyla kullanmıştır. MODÜLER SORU BANKASI
15
Bugün otantik, serpme, zengin "köy kahvaltılarımız var
artık. Bir nevi "alaturkalaşmış brunch" gibi zamanlaması
da "kuşluk taamı"na denk geliyor. Ünlü hekim İbn-i Sina
da demiş ki: "Günde bir defa ye; kuvvetli ye; bu sana
yeterli gelir; zira bağırsaklanımız uzun olduğundan hazım
devresi uzun sürer. Eğer bağırsaklarımız kuşlarınki gibi
kısa olsaydı nefes alır gibi yerdik. Belki İbn-i Sina haklıdır
ve bu yeni anlaşılıyor. Kahvaltının, bedeni güne hazırlayan,
gerçekten önemli bir öğün olup olmadığı şimdilerde tip
çevrelerinde yeniden tartişir oldu. Kim ne derse desin
yine de Cemal Süreya'nin dediği gibi "Kahvaltının
mutlulukla ilgisi olmalı."
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangileri
ağır basmaktadır?
A) Tartışma - betimleme
B) Benzetme-açıklama
C) Örnekleme - tartışma
D) Benzetme - alıntı yapma
E) Karşılaştırma - kişileştirme
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
15 Bugün otantik, serpme, zengin "köy kahvaltılarımız var artık. Bir nevi "alaturkalaşmış brunch" gibi zamanlaması da "kuşluk taamı"na denk geliyor. Ünlü hekim İbn-i Sina da demiş ki: "Günde bir defa ye; kuvvetli ye; bu sana yeterli gelir; zira bağırsaklanımız uzun olduğundan hazım devresi uzun sürer. Eğer bağırsaklarımız kuşlarınki gibi kısa olsaydı nefes alır gibi yerdik. Belki İbn-i Sina haklıdır ve bu yeni anlaşılıyor. Kahvaltının, bedeni güne hazırlayan, gerçekten önemli bir öğün olup olmadığı şimdilerde tip çevrelerinde yeniden tartişir oldu. Kim ne derse desin yine de Cemal Süreya'nin dediği gibi "Kahvaltının mutlulukla ilgisi olmalı." Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangileri ağır basmaktadır? A) Tartışma - betimleme B) Benzetme-açıklama C) Örnekleme - tartışma D) Benzetme - alıntı yapma E) Karşılaştırma - kişileştirme