Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

E
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir durumun gerçek-
leşmesi koşula bağlıdır?
A Sanatçı duymaz, anlamaz görünür çünkü onun yerine
kahramanları, çizgileri ve sözcükleri düşünür.
Gerçeği masaldan, bilgiyi kör inançlardan ayırabilmeli-
yiz.
Bir romanın sanatsal değerini belirlemede konu pek
önemli olmasa gerek.
D) Bütün yazdıkları güzeldi ama o son şiiri beni büyüledi
doğrusu.
E) Bir sanatçı öze de biçime de gereken önemi verirse
mükemmelliğe ulaşabilir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
E Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir durumun gerçek- leşmesi koşula bağlıdır? A Sanatçı duymaz, anlamaz görünür çünkü onun yerine kahramanları, çizgileri ve sözcükleri düşünür. Gerçeği masaldan, bilgiyi kör inançlardan ayırabilmeli- yiz. Bir romanın sanatsal değerini belirlemede konu pek önemli olmasa gerek. D) Bütün yazdıkları güzeldi ama o son şiiri beni büyüledi doğrusu. E) Bir sanatçı öze de biçime de gereken önemi verirse mükemmelliğe ulaşabilir.
um sağ-
23. Yaşam; zamana, mekâna bağlı olarak gelişen sonlu
bir olgudur. Doğum ile başlayan, nerede biteceği belli
olmayan, umut vadeden bir yoldur. Ölüm ise yaşamın
tükendiği, sona erdiği noktadır. Ölmeme hakkı olmadığı
gibi doğduğu mekânı seçme hakkına da sahip olamaz
insan. Bundan dolayı ---- İlk başta kendisine garip ge-
len bu ortama zamanla alışır. İşte insanın yaşamla tanı-
şıklığı dünyaya ayak bastığı andan son nefesine kadar
böyle sürer. Özlemlerinin arayışı ile doldurduğu yaşamı
sırasında, özellikle kentle paylaşımını artırır.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi en uy-
gundur?
Aher insan kendince bir yaşam sürmenin telaşındadır
Beğef elinde olsaydı dünyaya geleceği mekânrkendist
seçmek isterdi
C) yaşamın zorluklarıyla daha ilk günden mücadele et-
meye başlar
D) kendi kararlarını kendisinin vereceği zamana dek o
mekânda yaşamını sürdürür
E dünyaya merhaba-diyen her insan bilmediği bir
mekanda gözlerini açar
sis
bu
C) Inc
E SOME A
rir
bir
D) in
da
E) A
G
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
um sağ- 23. Yaşam; zamana, mekâna bağlı olarak gelişen sonlu bir olgudur. Doğum ile başlayan, nerede biteceği belli olmayan, umut vadeden bir yoldur. Ölüm ise yaşamın tükendiği, sona erdiği noktadır. Ölmeme hakkı olmadığı gibi doğduğu mekânı seçme hakkına da sahip olamaz insan. Bundan dolayı ---- İlk başta kendisine garip ge- len bu ortama zamanla alışır. İşte insanın yaşamla tanı- şıklığı dünyaya ayak bastığı andan son nefesine kadar böyle sürer. Özlemlerinin arayışı ile doldurduğu yaşamı sırasında, özellikle kentle paylaşımını artırır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi en uy- gundur? Aher insan kendince bir yaşam sürmenin telaşındadır Beğef elinde olsaydı dünyaya geleceği mekânrkendist seçmek isterdi C) yaşamın zorluklarıyla daha ilk günden mücadele et- meye başlar D) kendi kararlarını kendisinin vereceği zamana dek o mekânda yaşamını sürdürür E dünyaya merhaba-diyen her insan bilmediği bir mekanda gözlerini açar sis bu C) Inc E SOME A rir bir D) in da E) A G
Lirkçe
B KİTAPÇIĞI
28. Sinema dünyasına sıfır bilgiyle giren, deneme-yanılma
yöntemiyle kendini geliştiren ve zaman içinde kalıpları yı-
kıp kişisel sinema dilini yaratabilen bir isim Kim Ki-Duk.
Maddi yetersizliklerden dolayı eğitimini yarıda bırakarak
bir fabrikada işçi olarak çalışmaya başlayan bu genç
adam, ani bir kararla sanat eğitimi almak üzere Fransa'ya
gider. Orada 3 sene geçiren geleceğin usta yönetmeni,
daha sonra Güney Kore'ye geri döner ve burada senar-
yo yazmaya başlar. Yazdığı iki senaryo yarışmalarda ödül
alınca birkaç film çeker. Eleştirmenler tarafından beğenil-
meyen, gişede de başarılı olamayan filmler, yönetmenin
üretme isteğinden hiçbir şey kaybettirmez. 2000 yılında
çektiği Ada-The Isle filmi ile Venedik Film Festivali'nde
gösterim şansı bulan, tam olarak anlaşılmasa bile takdir
toplayan yönetmen için sinemadaki emekleme dönemi
artık bitmiştir. Yönetmen asıl patlamasını ise 2003 yılında-
ki İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış ve İlkbahar filmi ile gerçek-
leştirmiştir. Müthiş görselleriyle hafızalara kazınan filmin
ardından Fedakâr Kız ile 2004 yılında Berlin Uluslararası
Film Festivali'nde, Boş Ev ile de Venedik Film Festivali'n-
de En İyi Yönetmen seçilen Kim Ki-Duk artık tüm dünya-
nın tanıdığı ve takip ettiği bir yönetmen haline gelmiştir.
Bu parçada sözü edilen yönetmen ile ilgili olarak
Sinema dünyasına kendisini bir türlü kabul ettireme-
miştir.
II. Yaşadığı olumsuz durumlar onu sinemaya yöneltmiş-
tir.
LÇektiği bazı filmler ödüle değer görülmüştür.
V Kendi özgü bir sinema anlayışı oluşturmuştur.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
A) Yalnız t
D) Il ve IV-
B) Yalnız II
E) III ve IV
C) Yalnız III
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Lirkçe B KİTAPÇIĞI 28. Sinema dünyasına sıfır bilgiyle giren, deneme-yanılma yöntemiyle kendini geliştiren ve zaman içinde kalıpları yı- kıp kişisel sinema dilini yaratabilen bir isim Kim Ki-Duk. Maddi yetersizliklerden dolayı eğitimini yarıda bırakarak bir fabrikada işçi olarak çalışmaya başlayan bu genç adam, ani bir kararla sanat eğitimi almak üzere Fransa'ya gider. Orada 3 sene geçiren geleceğin usta yönetmeni, daha sonra Güney Kore'ye geri döner ve burada senar- yo yazmaya başlar. Yazdığı iki senaryo yarışmalarda ödül alınca birkaç film çeker. Eleştirmenler tarafından beğenil- meyen, gişede de başarılı olamayan filmler, yönetmenin üretme isteğinden hiçbir şey kaybettirmez. 2000 yılında çektiği Ada-The Isle filmi ile Venedik Film Festivali'nde gösterim şansı bulan, tam olarak anlaşılmasa bile takdir toplayan yönetmen için sinemadaki emekleme dönemi artık bitmiştir. Yönetmen asıl patlamasını ise 2003 yılında- ki İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış ve İlkbahar filmi ile gerçek- leştirmiştir. Müthiş görselleriyle hafızalara kazınan filmin ardından Fedakâr Kız ile 2004 yılında Berlin Uluslararası Film Festivali'nde, Boş Ev ile de Venedik Film Festivali'n- de En İyi Yönetmen seçilen Kim Ki-Duk artık tüm dünya- nın tanıdığı ve takip ettiği bir yönetmen haline gelmiştir. Bu parçada sözü edilen yönetmen ile ilgili olarak Sinema dünyasına kendisini bir türlü kabul ettireme- miştir. II. Yaşadığı olumsuz durumlar onu sinemaya yöneltmiş- tir. LÇektiği bazı filmler ödüle değer görülmüştür. V Kendi özgü bir sinema anlayışı oluşturmuştur. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız t D) Il ve IV- B) Yalnız II E) III ve IV C) Yalnız III
Ordakilerden hangisidir?
Atelik evighiyat
Artamda çekicing aramak
Kusursuz andater hedefleme
Ulusal nitelikli edebiyatı amaçlamak
6. (1) Ömer Bedrettin Uşaklı'nın şiirleri Kültür
ve Turizm Bakanlığı tarafından yayımlandı.
(II) 1986 yılında basılan bu kitabın inceleme
bölümünü, İlhan Geçer hazırlamış. (III) Bu şiir
kitabının basılması sanat ve edebiyat açısın-
dan sevindirici bir durumdur. (IV) Yapıtın temiz
baskısı ve birinci hamur kâğıda basılması,
şaire verilen önemi gösteriyor. (V) Gönül is-
terdi ki böyle güzel bir eser, şairin ölümünden
sonra değil, şairimiz yaşarken yayımlansın.
Bu parçadaki numaralı cümlelerle ilgili
aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede nesnel bir yargıya yer verilmiş-
tir.
final Say
B) II. cümle doğrudan anlatım örneğidir.
C) III. cümle tanımsal bir nitelik taşımaktadır.
D) IV. cümlede bir çıkarımda bulunulmuştur.
E) V. cümlede gerçekleşmemiş bir beklenti
dile getirilmiştir.
g
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Ordakilerden hangisidir? Atelik evighiyat Artamda çekicing aramak Kusursuz andater hedefleme Ulusal nitelikli edebiyatı amaçlamak 6. (1) Ömer Bedrettin Uşaklı'nın şiirleri Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yayımlandı. (II) 1986 yılında basılan bu kitabın inceleme bölümünü, İlhan Geçer hazırlamış. (III) Bu şiir kitabının basılması sanat ve edebiyat açısın- dan sevindirici bir durumdur. (IV) Yapıtın temiz baskısı ve birinci hamur kâğıda basılması, şaire verilen önemi gösteriyor. (V) Gönül is- terdi ki böyle güzel bir eser, şairin ölümünden sonra değil, şairimiz yaşarken yayımlansın. Bu parçadaki numaralı cümlelerle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır? A) I. cümlede nesnel bir yargıya yer verilmiş- tir. final Say B) II. cümle doğrudan anlatım örneğidir. C) III. cümle tanımsal bir nitelik taşımaktadır. D) IV. cümlede bir çıkarımda bulunulmuştur. E) V. cümlede gerçekleşmemiş bir beklenti dile getirilmiştir. g
5.
Ben duygularımı yazılarıma yansıtmaktan hoşlanmam.
Yapıtlarımın sevilmesinin belki de en önemli nedeni bu-
dur. Bence yazar okuyucunun duygularına değil aklına
seslenmelidir.
Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada düşüncelerini
bu şekilde dile getiren yazar tarafından yazılmış olabilir?
A) İnsan dünyaya kendini kaptırınca zamanın nasıl geçti-
ğini bilemez ve bir akıntıya düşüp tüm ömrünü koştu-
rarak mutlu bir şekilde geçirir.
B) Farklı kültür düzeyindeki insanların tümüne hitap ede-
bilen ve okudukça düşünceleri derinleştiren bir eser,
gerçek sanat eseridir.
Bizden sonra yaşayacak insanların da dünya üzerinde
hakkı olduğundan basit konfor ve menfaat meseleleri-
mizle gelecek nesilleri bu insancıl haklardan mahrum
edemeyiz.
D) Ne kadar uğraşırsam uğraşayım, geleceğe doğru ye-
terince hızlanamamış, bu güzelim dünyanın sınırların-
da kalmış ve geçmişime yakalanmıştım.
E) Gökyüzünden, topraktan sudan soyutlanmış insan, insan
olmaktan çıkıp başka bir tür hâline gelir. Çünkü bizim ya-
radılışımızda toprak var, su var, hava var. Bunlardan kop-
tuğumuz zaman başka bir mahlûka dönüşüyoruz.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
5. Ben duygularımı yazılarıma yansıtmaktan hoşlanmam. Yapıtlarımın sevilmesinin belki de en önemli nedeni bu- dur. Bence yazar okuyucunun duygularına değil aklına seslenmelidir. Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada düşüncelerini bu şekilde dile getiren yazar tarafından yazılmış olabilir? A) İnsan dünyaya kendini kaptırınca zamanın nasıl geçti- ğini bilemez ve bir akıntıya düşüp tüm ömrünü koştu- rarak mutlu bir şekilde geçirir. B) Farklı kültür düzeyindeki insanların tümüne hitap ede- bilen ve okudukça düşünceleri derinleştiren bir eser, gerçek sanat eseridir. Bizden sonra yaşayacak insanların da dünya üzerinde hakkı olduğundan basit konfor ve menfaat meseleleri- mizle gelecek nesilleri bu insancıl haklardan mahrum edemeyiz. D) Ne kadar uğraşırsam uğraşayım, geleceğe doğru ye- terince hızlanamamış, bu güzelim dünyanın sınırların- da kalmış ve geçmişime yakalanmıştım. E) Gökyüzünden, topraktan sudan soyutlanmış insan, insan olmaktan çıkıp başka bir tür hâline gelir. Çünkü bizim ya- radılışımızda toprak var, su var, hava var. Bunlardan kop- tuğumuz zaman başka bir mahlûka dönüşüyoruz.
7. Nezaket öyle bir şeydir ki vermekle bitmez anla-
yışın ve sevginin başlangıcıdır. Sabahleyin güler
yüzle hatırımızı soran içten gelen bir nezaketle
selamımızı alan biri, yaşlı bir bayana yerini veren
okullu, kendisine bir şey sorduğumuz zaman bizi
dinleyerek cevap vermekle kalmayan gerekir-
se bize yol gösteren bir polis...İşte bunlar hep
başkalarını düşünmek olan nezaketin manasını
kavramış ve bunu bir fazilet saymayı öğrenmiş
insanlardır.
Parçadan aşağıdaki yargılardan hangisi
çıkarılamaz?
A) Nezaket kişinin başkalarını düşünmesidir.
B) Nezaket sevgi ve anlayışın başlangıcıdır.
C) Nezaket insanlara yapmacıksız ve içten
davranmaktır.
D) Nezaket her toplumda bulunması gereken bir
erdemdir.
E) Nezaketli insanlar başkalarının sıkıntılarını
giderir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
7. Nezaket öyle bir şeydir ki vermekle bitmez anla- yışın ve sevginin başlangıcıdır. Sabahleyin güler yüzle hatırımızı soran içten gelen bir nezaketle selamımızı alan biri, yaşlı bir bayana yerini veren okullu, kendisine bir şey sorduğumuz zaman bizi dinleyerek cevap vermekle kalmayan gerekir- se bize yol gösteren bir polis...İşte bunlar hep başkalarını düşünmek olan nezaketin manasını kavramış ve bunu bir fazilet saymayı öğrenmiş insanlardır. Parçadan aşağıdaki yargılardan hangisi çıkarılamaz? A) Nezaket kişinin başkalarını düşünmesidir. B) Nezaket sevgi ve anlayışın başlangıcıdır. C) Nezaket insanlara yapmacıksız ve içten davranmaktır. D) Nezaket her toplumda bulunması gereken bir erdemdir. E) Nezaketli insanlar başkalarının sıkıntılarını giderir.
4.
Nasıl sokaklardan, kiminle giderdim, bilmiyorum. Okul
bir katlı, duvarları badanasızdı. Kapıdan girilince üstü
kapalı bir avlu vardı. Daha içerisinde küçük, ağaçsız
bir bahçe... Bahçenin sonunda ayak yolu, kocaman bir
abdest fıçısı. Erkek çocuklarla kızlar karmakarışık otu-
rurlar, birlikte okur, birlikte oynarlardı. "Büyük Hoca" de-
diğimiz; kınalı, az saçlı, kambur, yaşlı bunak bir kadındı.
Bu parça ile ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi söy-
lenemez?
A) Zamanda geriye dönüşler söz konusudur.
B) Olay anlatımı yapılmamıştır.
C) Kahramanlardan biri hikâye anlatıcısıdır.
D) Betimleyici ifadelerden sıkça yararlanılmıştır.
E) Mekân ve kişi unsurları belirtilmiştir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
4. Nasıl sokaklardan, kiminle giderdim, bilmiyorum. Okul bir katlı, duvarları badanasızdı. Kapıdan girilince üstü kapalı bir avlu vardı. Daha içerisinde küçük, ağaçsız bir bahçe... Bahçenin sonunda ayak yolu, kocaman bir abdest fıçısı. Erkek çocuklarla kızlar karmakarışık otu- rurlar, birlikte okur, birlikte oynarlardı. "Büyük Hoca" de- diğimiz; kınalı, az saçlı, kambur, yaşlı bunak bir kadındı. Bu parça ile ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi söy- lenemez? A) Zamanda geriye dönüşler söz konusudur. B) Olay anlatımı yapılmamıştır. C) Kahramanlardan biri hikâye anlatıcısıdır. D) Betimleyici ifadelerden sıkça yararlanılmıştır. E) Mekân ve kişi unsurları belirtilmiştir.
O Bu soru tipi en
ÖSYM 2013 - YGS
Bayan Jean Brodie'nin Baharı adlı romanın kahramanı Bayan Brodie, is-
koçya'nın islak, puslu, eski ve soylu şehri Edinburg'ta bir kız okulunda
öğretmendir. En güzel ve en verimli yıllarını, seçtiği bir grup kız öğrenci-
ye adayarak onları hem dönemin hem de okuldaki diğer öğretmenlerin
anlayışından farklı bir pedagojik anlayışla eğitmeye çalışmaktadır. Sını-
fını sık sık bir ağacın altına götüren, burada ders işlediklerinin düşünül-
mesini sağlayacak şekilde kızların kitaplarını ellerinde tutmalarını iste-
yen, tarih anlatması gerekirken önceki yaz yaptığı Mısır gezisini anlatan,
bazen nişanlısından bahseden, bazen de kentin yoksul semtlerini tanı-
tan, sanatsal etkinlikleri izlemelerini sağlayan geziler düzenleyen genç
bir öğretmendir Bayan Brodie.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi, sözü edilen öğretmenin bir
özelliği olamaz?
A) Eğitimde kendine özgü yöntemler kullanan
B Yaşamdaki kimi olguların anlatılarak değil görülüp yaşanarak öğre-
nileceğini düşünen
C) Yaşam gerçeklerinin farkında olan
D) Kendi yaşadığı olumsuzluklardan öğrencilerin ders çıkarmasını bek-
leyen
E) Öğretimin farklı ortamlarda sürdürülmesi gerektiğini düşünen
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
O Bu soru tipi en ÖSYM 2013 - YGS Bayan Jean Brodie'nin Baharı adlı romanın kahramanı Bayan Brodie, is- koçya'nın islak, puslu, eski ve soylu şehri Edinburg'ta bir kız okulunda öğretmendir. En güzel ve en verimli yıllarını, seçtiği bir grup kız öğrenci- ye adayarak onları hem dönemin hem de okuldaki diğer öğretmenlerin anlayışından farklı bir pedagojik anlayışla eğitmeye çalışmaktadır. Sını- fını sık sık bir ağacın altına götüren, burada ders işlediklerinin düşünül- mesini sağlayacak şekilde kızların kitaplarını ellerinde tutmalarını iste- yen, tarih anlatması gerekirken önceki yaz yaptığı Mısır gezisini anlatan, bazen nişanlısından bahseden, bazen de kentin yoksul semtlerini tanı- tan, sanatsal etkinlikleri izlemelerini sağlayan geziler düzenleyen genç bir öğretmendir Bayan Brodie. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi, sözü edilen öğretmenin bir özelliği olamaz? A) Eğitimde kendine özgü yöntemler kullanan B Yaşamdaki kimi olguların anlatılarak değil görülüp yaşanarak öğre- nileceğini düşünen C) Yaşam gerçeklerinin farkında olan D) Kendi yaşadığı olumsuzluklardan öğrencilerin ders çıkarmasını bek- leyen E) Öğretimin farklı ortamlarda sürdürülmesi gerektiğini düşünen
Ü
ir
n
8.
Deneme-1
Deneme; kapsam, biçim ve içerik özellikleri bakımından
zaman zaman diğer edebî türlerle benzerlik gösterir.
Eleştirel deneme, deneme ve eleştiri arasındaki bu
yansıtmaktadır. Denemenin kimi zaman içerik bağlamında
eleştiriyi içermesi kimi zaman da eleştirinin denemenin
üslubuna kayması gibi biçim ve içerik özellikleri, iki türü
birlikte, denemeyi eleştiriden ayıran en belirgin fark,
yazarın ele aldığı nesneye bakışıdır.
Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden han-
gisi sırasıyla getirilmelidir?
A) ayrımı - benzetmekle
B benzerliği - yaklaştırmakla
C) birliği - etkilemekle
Dilişkiyi açıklamakla
E) farkı - karşılaştırmakla
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Ü ir n 8. Deneme-1 Deneme; kapsam, biçim ve içerik özellikleri bakımından zaman zaman diğer edebî türlerle benzerlik gösterir. Eleştirel deneme, deneme ve eleştiri arasındaki bu yansıtmaktadır. Denemenin kimi zaman içerik bağlamında eleştiriyi içermesi kimi zaman da eleştirinin denemenin üslubuna kayması gibi biçim ve içerik özellikleri, iki türü birlikte, denemeyi eleştiriden ayıran en belirgin fark, yazarın ele aldığı nesneye bakışıdır. Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden han- gisi sırasıyla getirilmelidir? A) ayrımı - benzetmekle B benzerliği - yaklaştırmakla C) birliği - etkilemekle Dilişkiyi açıklamakla E) farkı - karşılaştırmakla
u kanıtlanma-
tmayı amaç-
cıların izleri-
n kendisini
nden fark-
ce eseri-
değersiz
içindeki
-ten, yo-
nenler
değer-
ndır-
için-
ak
eki
www.mubayayinlari.com
78. Bir cumartesi sabahı -yarım gün de olsa- çalışacak ol-
manın mutsuzluğuyla ofisteki odamın penceresinden
amaçsızca etrafı izlerken gözüm binanın az ilerisinde-
ki çöpten kağıt toplayan genç adama takıldı. İzliyorum
öyle, tek tek seçiyor kağıt, şişe, cam işine yarar ne var-
sa işte. Açıyor bütün poşetleri tek tek. Derken eline bir
oyuncak bir bebek geldi. Çöpe atılmış, kirli, eskimiş
ama hala sağlam bir oyuncak bebek... O an gözleri
parladı adamın, yüzüne hafif bir gülümseme yerleşti
bir anda. Sağına soluna baktı sonra da özenle ceketi-
nin iç cebine koydu.
O an orada öylece durup hayatı sorguladım resmen...
Yukarıdaki paragraf aşağıdakilerin hangisiyle ta-
mamlanırsa yazarın hayatı sorgulaması kendine
dönük olur?
A) Birisinin işe yaramaz görüp çöpe attığı eşya bir
başkasının o gün için eve mutlu gitme sebebi, bir
çocuğun belki yıllarca saklayacağı en güzel oyun-
cağı oluyor, ne tuhaf.
B)
Evdeki çocuk için küçük sürprizler hazırlamış res-
men çöp konteyneri. Adamsın çöp konteyneri!
C)
Ne kadar da anlamsız göründü o an her şey, çan-
tamda güya çok önemli dosyalar vardı az sonra
başlayacak toplantı için oysa şimdi ne kadar da
boş ve önemsizdi.
D) Bu adamla benim aramda ikimizi birbirinden bu ka-
dar ayıran şey neydi, ailelerimiz mi, aldığımız eğitim
mi, benim daha çalışkan olmam mı? Yoksa kader
deyip işime mi dönmeliyim usulca?
E) Ödediğimiz vergilerle bu ve bunun gibi insanlara
yardım edilebilir, toplumsal barış için de gerekli de-
ğil mi bu? Nerede duyarlı halkımız?
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
u kanıtlanma- tmayı amaç- cıların izleri- n kendisini nden fark- ce eseri- değersiz içindeki -ten, yo- nenler değer- ndır- için- ak eki www.mubayayinlari.com 78. Bir cumartesi sabahı -yarım gün de olsa- çalışacak ol- manın mutsuzluğuyla ofisteki odamın penceresinden amaçsızca etrafı izlerken gözüm binanın az ilerisinde- ki çöpten kağıt toplayan genç adama takıldı. İzliyorum öyle, tek tek seçiyor kağıt, şişe, cam işine yarar ne var- sa işte. Açıyor bütün poşetleri tek tek. Derken eline bir oyuncak bir bebek geldi. Çöpe atılmış, kirli, eskimiş ama hala sağlam bir oyuncak bebek... O an gözleri parladı adamın, yüzüne hafif bir gülümseme yerleşti bir anda. Sağına soluna baktı sonra da özenle ceketi- nin iç cebine koydu. O an orada öylece durup hayatı sorguladım resmen... Yukarıdaki paragraf aşağıdakilerin hangisiyle ta- mamlanırsa yazarın hayatı sorgulaması kendine dönük olur? A) Birisinin işe yaramaz görüp çöpe attığı eşya bir başkasının o gün için eve mutlu gitme sebebi, bir çocuğun belki yıllarca saklayacağı en güzel oyun- cağı oluyor, ne tuhaf. B) Evdeki çocuk için küçük sürprizler hazırlamış res- men çöp konteyneri. Adamsın çöp konteyneri! C) Ne kadar da anlamsız göründü o an her şey, çan- tamda güya çok önemli dosyalar vardı az sonra başlayacak toplantı için oysa şimdi ne kadar da boş ve önemsizdi. D) Bu adamla benim aramda ikimizi birbirinden bu ka- dar ayıran şey neydi, ailelerimiz mi, aldığımız eğitim mi, benim daha çalışkan olmam mı? Yoksa kader deyip işime mi dönmeliyim usulca? E) Ödediğimiz vergilerle bu ve bunun gibi insanlara yardım edilebilir, toplumsal barış için de gerekli de- ğil mi bu? Nerede duyarlı halkımız?
19. Ses, dalgalar hâlinde yayılır. Kaynağından çıkan ses, çevresindeki molekülleri titreştirir ve bu titreşim molekülden mole-
küle aktarılır. Yani sesin yayılabilmesi için ortamda molekül bulunması gerekir. Örneğin ses, havada ve suda yayılabilir
çünkü bu ortamlar moleküllerden oluşur. Uzayda yok denecek kadar az madde vardır, dolayısıyla moleküller birbirinden
çok uzaktadır. Bu yüzden uzayda oluşan ses, moleküller arasında iletilemez ve yayılamaz.
Bu metin aşağıdaki sorulardan hangisine cevap olarak yazılmıştır?
A) Uzay boşluğundaki moleküllerin sesi duyulur mu?
B) Ses, uzayda neden yayılmaz?
C) Ses uzay boşluğunda niçin sonsuza kadar kalamaz?
D) Ses dalgaları moleküllerden mi oluşur?
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
19. Ses, dalgalar hâlinde yayılır. Kaynağından çıkan ses, çevresindeki molekülleri titreştirir ve bu titreşim molekülden mole- küle aktarılır. Yani sesin yayılabilmesi için ortamda molekül bulunması gerekir. Örneğin ses, havada ve suda yayılabilir çünkü bu ortamlar moleküllerden oluşur. Uzayda yok denecek kadar az madde vardır, dolayısıyla moleküller birbirinden çok uzaktadır. Bu yüzden uzayda oluşan ses, moleküller arasında iletilemez ve yayılamaz. Bu metin aşağıdaki sorulardan hangisine cevap olarak yazılmıştır? A) Uzay boşluğundaki moleküllerin sesi duyulur mu? B) Ses, uzayda neden yayılmaz? C) Ses uzay boşluğunda niçin sonsuza kadar kalamaz? D) Ses dalgaları moleküllerden mi oluşur?
290
298
306
......313
8.
görür.
Userler daha çok
Sanatçı, elinde pusula olmadan engin denizlere açılır.
Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en
yakındır?
A) Sanatçı, dışardan gelebilecek etkileri dikkate almaz.
B) Sanatçı, gerçeklerden devamlı uzaklaşma eğilimin-
dedir.
C) Sanatçı, eserlerini önceden planlayarak oluşturmaz.
D) Sanatçı, eserleriyle bir mum gibi etrafını aydınlatır.
E) Sanatçı, eserleriyle bilinmeyenlerin ortaya çıkması-
ni sağlar.
11. (1) Yoğun çalışan ebevey
film izlerken ortak zamar
bilirler. (II) Böylece ebeve
etme imkânına sahip ol
len zamanın ardından C
hissedecektir. (IV) Çocu
çizgi film karakterinin c
yerine eğitici bir çizgi fi
edecektir. (V) Burada
ların seyrettiği çizgi film
Yukarıdaki/numaral
ebeveyn ile birlikte
rindeki etkisinden s
A) Ive II
D) III ile 1
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
290 298 306 ......313 8. görür. Userler daha çok Sanatçı, elinde pusula olmadan engin denizlere açılır. Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en yakındır? A) Sanatçı, dışardan gelebilecek etkileri dikkate almaz. B) Sanatçı, gerçeklerden devamlı uzaklaşma eğilimin- dedir. C) Sanatçı, eserlerini önceden planlayarak oluşturmaz. D) Sanatçı, eserleriyle bir mum gibi etrafını aydınlatır. E) Sanatçı, eserleriyle bilinmeyenlerin ortaya çıkması- ni sağlar. 11. (1) Yoğun çalışan ebevey film izlerken ortak zamar bilirler. (II) Böylece ebeve etme imkânına sahip ol len zamanın ardından C hissedecektir. (IV) Çocu çizgi film karakterinin c yerine eğitici bir çizgi fi edecektir. (V) Burada ların seyrettiği çizgi film Yukarıdaki/numaral ebeveyn ile birlikte rindeki etkisinden s A) Ive II D) III ile 1
İlkel toplumda büyücü, topluluğun gerçek anlamda bir
temsilcisi, görevlisiydi. (II) Topluluğun kendisinden beklediği
şeyleri büyü gücüyle üst üste birkaç defa gerçekleştiremez-
se ölümle cezalandırılırdı. (III) Daha sonra yeni sınıflardan
oluşan toplumlarda büyücünün görevi sanatçı, ardından
doktor, bilgin ve düşünür arasında paylaşıldı. (IV) Sanatla
büyü arasındaki bağ zamanla zayıfladı ve sonunda tümüyle
ortadan kalktı. (V) Yine de her sanatçı toplumun bir temsilcisi,
bir sözcüsü olmayı sürdürdü.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşa-
ğıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, bir saptamada bulunulmuştur.
B) II. cümlede, yargı koşula bağlanmıştır.
C) III. cümlede, karşılaştırma söz konusudur.
D) IV. cümlede, aşamalı bir durumdan söz edilmiştir.
E) V. cümlede, genelleme yapılmıştır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
İlkel toplumda büyücü, topluluğun gerçek anlamda bir temsilcisi, görevlisiydi. (II) Topluluğun kendisinden beklediği şeyleri büyü gücüyle üst üste birkaç defa gerçekleştiremez- se ölümle cezalandırılırdı. (III) Daha sonra yeni sınıflardan oluşan toplumlarda büyücünün görevi sanatçı, ardından doktor, bilgin ve düşünür arasında paylaşıldı. (IV) Sanatla büyü arasındaki bağ zamanla zayıfladı ve sonunda tümüyle ortadan kalktı. (V) Yine de her sanatçı toplumun bir temsilcisi, bir sözcüsü olmayı sürdürdü. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşa- ğıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede, bir saptamada bulunulmuştur. B) II. cümlede, yargı koşula bağlanmıştır. C) III. cümlede, karşılaştırma söz konusudur. D) IV. cümlede, aşamalı bir durumdan söz edilmiştir. E) V. cümlede, genelleme yapılmıştır.
PARAGRAF
Daha ilk şiir Kitabıyla edebiyat çevrelerinde yankı
uyandıran şair, bir yandan klasik_nazım biçimlerine
bağlılığını sürdürürken öte yandan özde köklü deği-
şiklikler yapmaya özen gösterdi. Değindiği çok fark-
li temaları çok boyutluluk çerçevesi içinde yansıtmış
olması nedeniyle, onun şiirleri tek tek ele alındığında
çeşitli duygu ve düşünceleri bir araya getirmiş bir kat-
manlar bütünüdür. Yaşamı her yönüyle çözüp irdele-
meye çalışan, birçok bilinmeze yanıt arama çabası
içinde olan bu şiirde karamsarlık hâkimdir. Bu şiir, oku-
ra, insanların yaşam mücadelesinde sürekli güçsüz ve
umarsız kaldığını hissettirir.
Bu parçada sözü edilen şairle ilgili aşağıdakilerin
hangisine değinilmemiştir?
A) Geleneksel şiirle bağını koruduğuna
B) Yoğun, derinlikli şiirler yazdığına
CŞiirinin içerik bakımından özgün olduğuna
D) Yaşamın sırlarını çözmeye yönelik şiirler yazdığına
E) İnsanların yaşama karşı ilgisizliğini işlediğine
6. Ağaç deyip geçmeyin. İnsanın bilincinde ve bilinoni
da çok önemli simgesel men
eski
BİLİMLERİ YAYINLARI
7. F
k
m
la
7111
u
k
B
r
la
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
PARAGRAF Daha ilk şiir Kitabıyla edebiyat çevrelerinde yankı uyandıran şair, bir yandan klasik_nazım biçimlerine bağlılığını sürdürürken öte yandan özde köklü deği- şiklikler yapmaya özen gösterdi. Değindiği çok fark- li temaları çok boyutluluk çerçevesi içinde yansıtmış olması nedeniyle, onun şiirleri tek tek ele alındığında çeşitli duygu ve düşünceleri bir araya getirmiş bir kat- manlar bütünüdür. Yaşamı her yönüyle çözüp irdele- meye çalışan, birçok bilinmeze yanıt arama çabası içinde olan bu şiirde karamsarlık hâkimdir. Bu şiir, oku- ra, insanların yaşam mücadelesinde sürekli güçsüz ve umarsız kaldığını hissettirir. Bu parçada sözü edilen şairle ilgili aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir? A) Geleneksel şiirle bağını koruduğuna B) Yoğun, derinlikli şiirler yazdığına CŞiirinin içerik bakımından özgün olduğuna D) Yaşamın sırlarını çözmeye yönelik şiirler yazdığına E) İnsanların yaşama karşı ilgisizliğini işlediğine 6. Ağaç deyip geçmeyin. İnsanın bilincinde ve bilinoni da çok önemli simgesel men eski BİLİMLERİ YAYINLARI 7. F k m la 7111 u k B r la
7.
Divan edebiyatı geleneği, Tanzimat'la birlikte yavaş
yavaş gerileme eğilimine girmiştir. Tanzimat edebiyatı,
Tanzimat'ın ilânından yaklaşık 20 yıl sonra, 1860'ta,
Şinasi'nin Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmasıyla
başlar ve 1895'e kadar sürer. Yayınevlerinin gelişme-
si, gazeteciliğin Batı'dan geniş ölçüde esinlenmesi,
güçlü edebiyatçıların yetişmesi, etkili bir okur kitlesi
ve kamuoyu yaratır. Bu akımın yazarları halkın anla-
yabileceği yalın bir dille yazmayı savunmuşlar ama bu
düşüncelerini tam olarak yaşama geçirememişlerdir.
Tanzimat'tan sonra orta sınıf oluşur; bu orta sınıf, ken-
di edebiyatını yaratır; yeni bir edebiyat ortaya çıkar.
Dil, artık divan edebiyatı dili değil, orta tabakanın gün-
lük konuşmasına çok yakın olan dilidir.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
den hangisi söylenebilir?
A Tartışmacı anlatıma yer verilmiştir.
B)Bilgi verme amacıyla yazılmıştır.
Sohbet havasında yazılmıştır.
Betimlemeye yer verilmiştir.
Tanık göstermeye başvurulmuştur.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
7. Divan edebiyatı geleneği, Tanzimat'la birlikte yavaş yavaş gerileme eğilimine girmiştir. Tanzimat edebiyatı, Tanzimat'ın ilânından yaklaşık 20 yıl sonra, 1860'ta, Şinasi'nin Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmasıyla başlar ve 1895'e kadar sürer. Yayınevlerinin gelişme- si, gazeteciliğin Batı'dan geniş ölçüde esinlenmesi, güçlü edebiyatçıların yetişmesi, etkili bir okur kitlesi ve kamuoyu yaratır. Bu akımın yazarları halkın anla- yabileceği yalın bir dille yazmayı savunmuşlar ama bu düşüncelerini tam olarak yaşama geçirememişlerdir. Tanzimat'tan sonra orta sınıf oluşur; bu orta sınıf, ken- di edebiyatını yaratır; yeni bir edebiyat ortaya çıkar. Dil, artık divan edebiyatı dili değil, orta tabakanın gün- lük konuşmasına çok yakın olan dilidir. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisi söylenebilir? A Tartışmacı anlatıma yer verilmiştir. B)Bilgi verme amacıyla yazılmıştır. Sohbet havasında yazılmıştır. Betimlemeye yer verilmiştir. Tanık göstermeye başvurulmuştur.
ORKÇE 08
39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
"Karşıdaki tepeyi gördüğümüzü kabul edersek o
tepeden göründüğümüzü de kabul etmemiz gerekir."
Görmenin konuşmadan ve sözcüklerden önce
geldiğine özel bir vurgu yapan John Berger'in yukarıda
yer verilen tespiti, görmenin çift taraflılığından söz
etmektedir. Berger'in, her birimizi dünyanın bir parçası
olarak konumlayan bu "görme" durumunu, birbirini
görme mesafesindeki insan bakışı ile sınırlamadığı
açıktır. Sanata da indirgenmiş bir kavram olan çift
taraflı görme, toplumsal yansıma anlamına da gelir. Bu
görüşe göre sanatçı, toplumu kendi gördüğü düzlemde
eserine yansıtır ve o esere bakan, inceleyen bireyler
de sanatçının felsefesini, işin özünde de yaşadıkları
toplumu görürler.
1
40. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerde
hangisi söylenemez?
Tanık göstermeye başvurulmuştur.
BY Tanımlamadan yararlanılmıştır.
Örnekleme yapılmıştır.
D) Farklı yapıda cümleler kullanılmıştır.
Çoğullaştırmaya yer verilmiştir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ORKÇE 08 39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. "Karşıdaki tepeyi gördüğümüzü kabul edersek o tepeden göründüğümüzü de kabul etmemiz gerekir." Görmenin konuşmadan ve sözcüklerden önce geldiğine özel bir vurgu yapan John Berger'in yukarıda yer verilen tespiti, görmenin çift taraflılığından söz etmektedir. Berger'in, her birimizi dünyanın bir parçası olarak konumlayan bu "görme" durumunu, birbirini görme mesafesindeki insan bakışı ile sınırlamadığı açıktır. Sanata da indirgenmiş bir kavram olan çift taraflı görme, toplumsal yansıma anlamına da gelir. Bu görüşe göre sanatçı, toplumu kendi gördüğü düzlemde eserine yansıtır ve o esere bakan, inceleyen bireyler de sanatçının felsefesini, işin özünde de yaşadıkları toplumu görürler. 1 40. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerde hangisi söylenemez? Tanık göstermeye başvurulmuştur. BY Tanımlamadan yararlanılmıştır. Örnekleme yapılmıştır. D) Farklı yapıda cümleler kullanılmıştır. Çoğullaştırmaya yer verilmiştir.