Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

TYT/Türkçe
30. Serin serin esen yele verdi kendini. Ne de tatlı esiyordu
yel! Bu yel, insanı âdeta bu kumsaldan söküp bambaşka
diyarlara, masmavi denizlere taşıyordu. Vakit, nisandı.
Güneşin dünyamızı yeni yeni ısıtmaya başladığı, hoş bir
mevsimdi vakit. Zaten ilkbahar ve nisan, bir başkadır.
Henüz o kavurucu sıcaklardan eser yoktu. Uzaklardan bir
kuzu melemesi ve belli belirsiz bir kedi miyavlaması
işitiliyordu. Her şey rayında gibiydi. Ah, bir de rahmetli
babaannesinin soğuk hoşafı da olsaydı... Daldığı
düşüncelerden sıyrılarak sapsarı kumsalda yürümeye
devam etti.
Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak aşağıdakilerin
hangisi söylenemez?
A)
Duyular arası aktarma yapılmıştır.
B) Aniatıcının hislerine yer verilmiştir.
Yinelemelere başvurulmuştur.
C)
D)
Eksiltili yargılar kullanılmıştır.
E) Farklı duyular ile ilgili ayrıntılar vardır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TYT/Türkçe 30. Serin serin esen yele verdi kendini. Ne de tatlı esiyordu yel! Bu yel, insanı âdeta bu kumsaldan söküp bambaşka diyarlara, masmavi denizlere taşıyordu. Vakit, nisandı. Güneşin dünyamızı yeni yeni ısıtmaya başladığı, hoş bir mevsimdi vakit. Zaten ilkbahar ve nisan, bir başkadır. Henüz o kavurucu sıcaklardan eser yoktu. Uzaklardan bir kuzu melemesi ve belli belirsiz bir kedi miyavlaması işitiliyordu. Her şey rayında gibiydi. Ah, bir de rahmetli babaannesinin soğuk hoşafı da olsaydı... Daldığı düşüncelerden sıyrılarak sapsarı kumsalda yürümeye devam etti. Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi söylenemez? A) Duyular arası aktarma yapılmıştır. B) Aniatıcının hislerine yer verilmiştir. Yinelemelere başvurulmuştur. C) D) Eksiltili yargılar kullanılmıştır. E) Farklı duyular ile ilgili ayrıntılar vardır.
A KİTAPÇIĞI
18-19. soruları aşağıdaki parçaya
göre cevaplayınız.
18. Bu parçayla ilgili,
Artık her hakarette, istiskale, gülünç olmaya
olarak müdürün odasına girdi. Meseleyi olduğu
müdüre anlattı. Olmazsa terfiden vazgeçerek
vazifesine iade edilmesini, tek, eline bir mühür ven
mesini rica etti. Bunları söylerken utancından, noh
gibi iri ini terler döküyor, soluk mavi gözleri,
a müdürün gözlen
ve merhamet dilenen bakışlarla
değil, odanın eşyasında falan gez
falan
meğer hâlden anlar bir adammig.
ve işi derhal kavradı... Bir çaresine
dair söz verdi. Hemen o o gün memurluğunun
unun mu
Boye
laka bir mühüre ihtiyacı olduğunu, işlerin
mühürü icap ettirdiğini yukarıya yazdı. Derecede
dereceye geçerken bu mühür işi, hakiki ve resmi
lüzum hâlini aldı. Günün birinde mühürün Darph
ne'ye ismarladığına, gelince hemen gönderilece
dair cevap geldi.
A) Yalnız II
I. Deyimlerden yararlanılmıştır.
II. Gözlemci bakış açısıyla yazılmıştır.
III. Benzetme sanatı kullanılmıştır.
IV. Belirsiz zaman ögesi söz konusudur.
yargılarından hangileri yanlıştır?
4. Deneme
B) Il ve IV
D) I, II ve III
geziniyordu. Mida
altindang
bakacas
Bryk
A) Zarf Tümleci
B) Belirtili Nesne
C) Belirtisiz Nesne
D) Yer tamlayıcısı
E) Yüklem
20.
C) Ill ve IV
E) II, III ve IV
19. Bu parçadaki altı çizili cümlede aşağıdaki öge-
lerden hangisi yoktur?
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
A KİTAPÇIĞI 18-19. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 18. Bu parçayla ilgili, Artık her hakarette, istiskale, gülünç olmaya olarak müdürün odasına girdi. Meseleyi olduğu müdüre anlattı. Olmazsa terfiden vazgeçerek vazifesine iade edilmesini, tek, eline bir mühür ven mesini rica etti. Bunları söylerken utancından, noh gibi iri ini terler döküyor, soluk mavi gözleri, a müdürün gözlen ve merhamet dilenen bakışlarla değil, odanın eşyasında falan gez falan meğer hâlden anlar bir adammig. ve işi derhal kavradı... Bir çaresine dair söz verdi. Hemen o o gün memurluğunun unun mu Boye laka bir mühüre ihtiyacı olduğunu, işlerin mühürü icap ettirdiğini yukarıya yazdı. Derecede dereceye geçerken bu mühür işi, hakiki ve resmi lüzum hâlini aldı. Günün birinde mühürün Darph ne'ye ismarladığına, gelince hemen gönderilece dair cevap geldi. A) Yalnız II I. Deyimlerden yararlanılmıştır. II. Gözlemci bakış açısıyla yazılmıştır. III. Benzetme sanatı kullanılmıştır. IV. Belirsiz zaman ögesi söz konusudur. yargılarından hangileri yanlıştır? 4. Deneme B) Il ve IV D) I, II ve III geziniyordu. Mida altindang bakacas Bryk A) Zarf Tümleci B) Belirtili Nesne C) Belirtisiz Nesne D) Yer tamlayıcısı E) Yüklem 20. C) Ill ve IV E) II, III ve IV 19. Bu parçadaki altı çizili cümlede aşağıdaki öge- lerden hangisi yoktur?
33. Okur, onun şiirlerini okurken derine indikçe yeni
tatlarla, yeni bulgularla karşılaşacaktır. Sözün
gizemli boyutlarının peşine düşecektir. Şiiri yeni-
den kurgulayacaktır. Bu anlamda, herkese açık bir
şiir değildir onun şiiri. Art alanı alabildiğine geniş
şiirlerdir.
Bu parçada altı çizili söz öbeğinde şiir ile ilgili
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Anlam yoğunluğu olduğu
B) Özgün nitelikler gösterdiği
C) Etkileyici bir anlatıma sahip olduğu
D) Sanatsal bir dil kullandığı
E) Farklı konuların işlendiği
1
1
M
A
36.
(1) Zeugma
İskender taraf
kuruldu. (11)
şehrinden bi
tamamıyla R
"köprü", "ged
aldı. (III) Ro
ve ihtişam
Kralı I. Şa
yıkıldı. (IV)
Barajı'nda
Türk ve y
antik ken
yoğun k
kazıların
nin bir
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
33. Okur, onun şiirlerini okurken derine indikçe yeni tatlarla, yeni bulgularla karşılaşacaktır. Sözün gizemli boyutlarının peşine düşecektir. Şiiri yeni- den kurgulayacaktır. Bu anlamda, herkese açık bir şiir değildir onun şiiri. Art alanı alabildiğine geniş şiirlerdir. Bu parçada altı çizili söz öbeğinde şiir ile ilgili anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Anlam yoğunluğu olduğu B) Özgün nitelikler gösterdiği C) Etkileyici bir anlatıma sahip olduğu D) Sanatsal bir dil kullandığı E) Farklı konuların işlendiği 1 1 M A 36. (1) Zeugma İskender taraf kuruldu. (11) şehrinden bi tamamıyla R "köprü", "ged aldı. (III) Ro ve ihtişam Kralı I. Şa yıkıldı. (IV) Barajı'nda Türk ve y antik ken yoğun k kazıların nin bir
7 (1) insanoğlu avcılık ve toplayıcılık dönemlerinde tuz ihti-
yacını kök bitkilerden ve av hayvanlarından almaktaydı.
(II) Doğadan tuz bulup yemesi gerekmiyordu ancak tarı-
ma ve hayvancılığa başladıktan sonra tuz ihtiyacı doğdu.
(III) Gıdaların bozulmadan saklanması için de tuza ihtiyaç
duyuldu. (IV) Ayrıca gida bol olunca saklama ihtiyacı da
beraberinde geldi. (V) Tarım ürünlerinden çorba yapmaya
başlayan insanoğlu besinlerdeki tuzla yetinmeyince çorba-
ya tuz gerekti. (VI) İnsan hayatında tuz, 19. yüzyılın sonun-
da soğutma ve konserve tekniği geliştirilene kadar uğruna
savaşlar yapılan en stratejik madde oldu.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi ikisi
yer değiştirirse parçanın anlam bütünlüğü sağlanmış
olur?
A) I. ve VI.
B) III. ve V.
D) III. ve I.
C) II. ve V.
E) IV. ve VI.
pein
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
7 (1) insanoğlu avcılık ve toplayıcılık dönemlerinde tuz ihti- yacını kök bitkilerden ve av hayvanlarından almaktaydı. (II) Doğadan tuz bulup yemesi gerekmiyordu ancak tarı- ma ve hayvancılığa başladıktan sonra tuz ihtiyacı doğdu. (III) Gıdaların bozulmadan saklanması için de tuza ihtiyaç duyuldu. (IV) Ayrıca gida bol olunca saklama ihtiyacı da beraberinde geldi. (V) Tarım ürünlerinden çorba yapmaya başlayan insanoğlu besinlerdeki tuzla yetinmeyince çorba- ya tuz gerekti. (VI) İnsan hayatında tuz, 19. yüzyılın sonun- da soğutma ve konserve tekniği geliştirilene kadar uğruna savaşlar yapılan en stratejik madde oldu. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi ikisi yer değiştirirse parçanın anlam bütünlüğü sağlanmış olur? A) I. ve VI. B) III. ve V. D) III. ve I. C) II. ve V. E) IV. ve VI. pein
6 Yazdıklarında yaşanmışlığın payı olan her şairde görülür,
öyküye yakınlık. Bu durumu özümlenmiş, damıtılmış ya-
şam gerçeğinin bir bakıma şiirde somutlaşması yaratır.
Üstünde durulması gereken öykü özünün şairce yansıtı-
lıp yansıtılmadığı, şiir biçimine ulaşılıp ulaşılmadığıdır.
Fahriye Abla, Gizli Sevda, Zindandan Mehmedime Mek-
tup, Han Duvarları, Bingöl Çobanları gibi şiirler bunun en
tipik göstergesidir. Bu şiirlere kim öykü diyebilir?
Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir?
A Öykü, şiir biçiminde yansıtılabilir.
B) Şiir, içinde bir öyküyü barındıramaz. X
C) İçinde öykü barındıran şiirler daha çok sevilir.
D) İçinde öykü barındıran şiirler kalıcıdır.
E) Öykü, şiirin değerine değer katar.
I'VE
16
..
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
6 Yazdıklarında yaşanmışlığın payı olan her şairde görülür, öyküye yakınlık. Bu durumu özümlenmiş, damıtılmış ya- şam gerçeğinin bir bakıma şiirde somutlaşması yaratır. Üstünde durulması gereken öykü özünün şairce yansıtı- lıp yansıtılmadığı, şiir biçimine ulaşılıp ulaşılmadığıdır. Fahriye Abla, Gizli Sevda, Zindandan Mehmedime Mek- tup, Han Duvarları, Bingöl Çobanları gibi şiirler bunun en tipik göstergesidir. Bu şiirlere kim öykü diyebilir? Bu parçanın ana düşüncesi aşağıdakilerden hangisidir? A Öykü, şiir biçiminde yansıtılabilir. B) Şiir, içinde bir öyküyü barındıramaz. X C) İçinde öykü barındıran şiirler daha çok sevilir. D) İçinde öykü barındıran şiirler kalıcıdır. E) Öykü, şiirin değerine değer katar. I'VE 16 ..
80 TYT - Türkçe
26. Dünyaca ünlü bir Türk mücevher markası için
mücevher tasarımı yapıyorum. Yaklaşık 30 yıldır
mücevher işindeyim. Politika ve popüler sanatta dünya
çapında üne sahip pek çok isme verilen mücevherlerin
tasarımında imzam var. Bunun yanında Türkiye'nin
motosiklet üreten ilk firmasında sanat ve tasarım
direktörlüğü yapıyorum. Aslında mücevher ve
motosiklet tasarlarken de resim yapıyorum.
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık
olarak söylenmiş olabilir?
A) Daha çok hangi işlere ilgi duyuyorsunuz?
B) Resimleriniz hangi işlere ilham kaynağı olmuştur?
C) Resim dışında hayatınızı kazandığınız diğer alanlar
nelerdir?
D) Ressam olmanızın size sağladığı ayrıcalıklar var
♡
midir?
E) Hayatınıza yön veren alanlardan söz eder misiniz?
2
IMIT
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
80 TYT - Türkçe 26. Dünyaca ünlü bir Türk mücevher markası için mücevher tasarımı yapıyorum. Yaklaşık 30 yıldır mücevher işindeyim. Politika ve popüler sanatta dünya çapında üne sahip pek çok isme verilen mücevherlerin tasarımında imzam var. Bunun yanında Türkiye'nin motosiklet üreten ilk firmasında sanat ve tasarım direktörlüğü yapıyorum. Aslında mücevher ve motosiklet tasarlarken de resim yapıyorum. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş olabilir? A) Daha çok hangi işlere ilgi duyuyorsunuz? B) Resimleriniz hangi işlere ilham kaynağı olmuştur? C) Resim dışında hayatınızı kazandığınız diğer alanlar nelerdir? D) Ressam olmanızın size sağladığı ayrıcalıklar var ♡ midir? E) Hayatınıza yön veren alanlardan söz eder misiniz? 2 IMIT
Türkçe
Üslubu, insanın karakteridir. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi
vardır, bu da benim yoğurt yiyişim. Bilmiyorum ne kadar
coşkulu? Daha doğrusu coşkulu olsun diye özel bir ça-
ba harcamadım. Zira her insanın kendine özgü bir dü-
şünme biçimi ve hayat tarzı vardır. Kimi kesik kesik dú-
şünür, kimi sağanak yağmurdaki gök gürültüleri gibi ani
patlamalarla kimi de sakin, telaşsız ve halkaları birbiri
peşi sıra iç içe geçirerek. Kısaca söylemek gerekirse üs-
lubumu oluşturmak için özel bir çaba göstermiyorum.
Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söy-
lenmiş olabilir?
Besten
insanı merkeze alan yapıtlarınızda süslü bir dil kul-
lanmayı neden düşünmediniz?
B Kurların beklentilerini göz ardı ederek mi yapıtları-
nizi oluşturuyorsunuz?
Ozgünlüğün sanat yaşamınızda ana hedef olduğu-
nu belirtiyorsunuz, bu hedefinize ulaştığınıza inanı-
yor musunuz?
D) Anlatımı bu kadar önemsemeniz, konu bulmakta zor-
landığınız anlamına gelmez mi?
E) Yapıtlarınızda duygularınızı yüksek perdeden dile ge-
tirmenizin özel bir nedeni var mı?
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Türkçe Üslubu, insanın karakteridir. Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır, bu da benim yoğurt yiyişim. Bilmiyorum ne kadar coşkulu? Daha doğrusu coşkulu olsun diye özel bir ça- ba harcamadım. Zira her insanın kendine özgü bir dü- şünme biçimi ve hayat tarzı vardır. Kimi kesik kesik dú- şünür, kimi sağanak yağmurdaki gök gürültüleri gibi ani patlamalarla kimi de sakin, telaşsız ve halkaları birbiri peşi sıra iç içe geçirerek. Kısaca söylemek gerekirse üs- lubumu oluşturmak için özel bir çaba göstermiyorum. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söy- lenmiş olabilir? Besten insanı merkeze alan yapıtlarınızda süslü bir dil kul- lanmayı neden düşünmediniz? B Kurların beklentilerini göz ardı ederek mi yapıtları- nizi oluşturuyorsunuz? Ozgünlüğün sanat yaşamınızda ana hedef olduğu- nu belirtiyorsunuz, bu hedefinize ulaştığınıza inanı- yor musunuz? D) Anlatımı bu kadar önemsemeniz, konu bulmakta zor- landığınız anlamına gelmez mi? E) Yapıtlarınızda duygularınızı yüksek perdeden dile ge- tirmenizin özel bir nedeni var mı?
30. Türk çocuk edebiyatı kendine özgü renklerine kavuş-
muş sayılmaz. Sözlü gelenekten ve kaynaklardan
yararlanmada henüz emekleme dönemindeyiz. Çocuk
edebiyatımızın en temel eksikliği ise sözlü çocuk
verimlerini yeni bir yazılı edebiyata dönüştürememiş
olmasıdır. Yazılı çocuk edebiyatımız ise çeviri etkisin-
de yol izliyor. 1980 sonrası çocuk gerçekliğine dayalı
örneklerin yazılmaya başlanmasıyla çocuk edebiyatı-
mızda yeni bir dönemin başladığı söylenebilir. Ancak
sözlü gelenekten tam olarak yararlanıldığı söylene-
mez.
Bu paragraf aşağıdaki sorulardan hangisine karşı-
lık olarak söylenmiş olabilir?
A) Çocuk edebiyatının Türk edebiyatının içindeki yeri
nedir?
B) Son yıllarda çocuk edebiyatı ile ilgili neler yapılı-
yor?
es
Türk çocuk edebiyatında gelenek ne kadar yer alı-
yor?
D) Türk çocuk edebiyatının besleneceği yeterince
kaynak var mı?
E) Türk çocuk edebiyatı hangi yönde gelişme göste-
riyor?
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
30. Türk çocuk edebiyatı kendine özgü renklerine kavuş- muş sayılmaz. Sözlü gelenekten ve kaynaklardan yararlanmada henüz emekleme dönemindeyiz. Çocuk edebiyatımızın en temel eksikliği ise sözlü çocuk verimlerini yeni bir yazılı edebiyata dönüştürememiş olmasıdır. Yazılı çocuk edebiyatımız ise çeviri etkisin- de yol izliyor. 1980 sonrası çocuk gerçekliğine dayalı örneklerin yazılmaya başlanmasıyla çocuk edebiyatı- mızda yeni bir dönemin başladığı söylenebilir. Ancak sözlü gelenekten tam olarak yararlanıldığı söylene- mez. Bu paragraf aşağıdaki sorulardan hangisine karşı- lık olarak söylenmiş olabilir? A) Çocuk edebiyatının Türk edebiyatının içindeki yeri nedir? B) Son yıllarda çocuk edebiyatı ile ilgili neler yapılı- yor? es Türk çocuk edebiyatında gelenek ne kadar yer alı- yor? D) Türk çocuk edebiyatının besleneceği yeterince kaynak var mı? E) Türk çocuk edebiyatı hangi yönde gelişme göste- riyor?
29. (I) Yıllar önce yazdığım bir yazının başlığı-
ni "Unutmak Üzerine" sözleriyle oluşturmuştum.
(II) O yazıda unutmayı anlatırken aslında unut-
mamanın altını çizmiş, unutma süreçlerinin için-
den geçip onları çözümlemeye ve anlama-
ya çalışarak belleğe taze kan vermenin yollarını
araştırmıştım. (III) Kendimi çağrışımlara bırakmış,
A. Muhip Diranas'ın "Olvido" şiirinin dize ve imgeleri
arasında yolculuğa çıkmıştım. (IV) Bir düşünceye,
uğraşıya, herhangi bir kavram veya eyleme sığınınca
insan; anılardan, belleğin baskısından kurtulduğunu
düşünür. (V) Bir de o yılın en dikkate değer kitapla-
rından Latife Tekin'in "Unutma Bahçesi'nden bazı
alıntılarla çoğaltmıştım metnimin anlamlarını.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) 1.
B) II.
C) II.
D) IV.
(E) V.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
29. (I) Yıllar önce yazdığım bir yazının başlığı- ni "Unutmak Üzerine" sözleriyle oluşturmuştum. (II) O yazıda unutmayı anlatırken aslında unut- mamanın altını çizmiş, unutma süreçlerinin için- den geçip onları çözümlemeye ve anlama- ya çalışarak belleğe taze kan vermenin yollarını araştırmıştım. (III) Kendimi çağrışımlara bırakmış, A. Muhip Diranas'ın "Olvido" şiirinin dize ve imgeleri arasında yolculuğa çıkmıştım. (IV) Bir düşünceye, uğraşıya, herhangi bir kavram veya eyleme sığınınca insan; anılardan, belleğin baskısından kurtulduğunu düşünür. (V) Bir de o yılın en dikkate değer kitapla- rından Latife Tekin'in "Unutma Bahçesi'nden bazı alıntılarla çoğaltmıştım metnimin anlamlarını. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) 1. B) II. C) II. D) IV. (E) V.
26. Hafızadan her kaçış denemesinde bir anıya çarparız.
Kimi zaman pusludur rengi, kimi zaman mor süm-
büllerle, erguvanlarla örülüdür yüzü. Bazen başını
unuturuz, bazen de sonunu kaçırırız çünkü bellek
denen şey; seçer, eler, değiştirir, abartır, hafifletir ve
nihayet kendi gerçeğini yaratıverir. Belki de bu yüzden
kendiyle yaşanması en zor şeylerden biridir. Borges'in
"Benim belleğim bayım, bir çöp yığını gibidir." cüm-
lesini vurgularcasına hafızası güçlü insanların söz-
cüklere, anılara, ilişkilere, hareketlere anlam yükleme
mekanizmaları hızlı ve aktif çalışır.
Bu parçanın anlatımı için aşağıda verilenlerden
hangisi söylenemez?
A) Benzetme yapmıştır.
B) Sessel yinelemelere yer verilmiştir.
C) Alıntı yapmadan yararlanılmıştır.
D) Koşul bildiren cümlelere yer verilmiştir.
E) Sayıp dökmelere yer verilmiştir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
26. Hafızadan her kaçış denemesinde bir anıya çarparız. Kimi zaman pusludur rengi, kimi zaman mor süm- büllerle, erguvanlarla örülüdür yüzü. Bazen başını unuturuz, bazen de sonunu kaçırırız çünkü bellek denen şey; seçer, eler, değiştirir, abartır, hafifletir ve nihayet kendi gerçeğini yaratıverir. Belki de bu yüzden kendiyle yaşanması en zor şeylerden biridir. Borges'in "Benim belleğim bayım, bir çöp yığını gibidir." cüm- lesini vurgularcasına hafızası güçlü insanların söz- cüklere, anılara, ilişkilere, hareketlere anlam yükleme mekanizmaları hızlı ve aktif çalışır. Bu parçanın anlatımı için aşağıda verilenlerden hangisi söylenemez? A) Benzetme yapmıştır. B) Sessel yinelemelere yer verilmiştir. C) Alıntı yapmadan yararlanılmıştır. D) Koşul bildiren cümlelere yer verilmiştir. E) Sayıp dökmelere yer verilmiştir.
enzer
çok
K
lu
dla
314
4.
Pantomim (pandomim), her şeyi taklit etmek anlamına
gelir. Pantomim, oyuncularının kelime kullanmaksızın
çoğu durumu anlattığı ya da sahneleri, yerleri ve
karakterleri jest ve mimikler sayesinde anlaşılır hâle
getirdiği gösteri sanatının bir biçimini tanımlamaktadır.
Pantomimde maskeler ya da makyaj maskeleri
kullanılabilmektedir. Sessiz filmlerde bilinen ve dans ile
sirk artistliğinden meydana gelen pantomimin aslı ile
ilişkili, önemli şeyleri kısıtlanmış "özerk" pantomim, bir
çağdaş sanat biçimi olarak gelişmiştir. Ancak bu pantomim
bazen diğer tiyatro türleriyle bağlantılıdır. Karanlık
tiyatroda, daha nadiren de tek ışıklı tiyatroda bunu görmek
mümkündür. Bir palyaçonun gösterisi aynı şekilde
pantomime ait ögeler barındırabilmektedir. Söz gelişi
kendilerini bir yabancı dilde ifade edebilen insanların
açıklamaları aynı şekilde sık sık "pantomime özgü" olarak
tanımlanmaktadır. Ayrıca müzik, 18. yüzyıldan bu yana sık
sık pantomime özgü sanat olarak işlev görmektedir.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
yoktur?
A) Açıklama
C) Karşılaştırma
E) Tanımlama
B) Örneklendirme
D) Öyküleme
mat
II. Ori
kel
ka
111 Or
ar
Ca
cüml
A) Ya
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
enzer çok K lu dla 314 4. Pantomim (pandomim), her şeyi taklit etmek anlamına gelir. Pantomim, oyuncularının kelime kullanmaksızın çoğu durumu anlattığı ya da sahneleri, yerleri ve karakterleri jest ve mimikler sayesinde anlaşılır hâle getirdiği gösteri sanatının bir biçimini tanımlamaktadır. Pantomimde maskeler ya da makyaj maskeleri kullanılabilmektedir. Sessiz filmlerde bilinen ve dans ile sirk artistliğinden meydana gelen pantomimin aslı ile ilişkili, önemli şeyleri kısıtlanmış "özerk" pantomim, bir çağdaş sanat biçimi olarak gelişmiştir. Ancak bu pantomim bazen diğer tiyatro türleriyle bağlantılıdır. Karanlık tiyatroda, daha nadiren de tek ışıklı tiyatroda bunu görmek mümkündür. Bir palyaçonun gösterisi aynı şekilde pantomime ait ögeler barındırabilmektedir. Söz gelişi kendilerini bir yabancı dilde ifade edebilen insanların açıklamaları aynı şekilde sık sık "pantomime özgü" olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca müzik, 18. yüzyıldan bu yana sık sık pantomime özgü sanat olarak işlev görmektedir. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Açıklama C) Karşılaştırma E) Tanımlama B) Örneklendirme D) Öyküleme mat II. Ori kel ka 111 Or ar Ca cüml A) Ya
5.
Tüm Anadolu'da bilinen fakat her bölgede farklı ha-
zırlanan "keşkek", yaşayan mutfak kültürümüzün
bütün özelliklerini taşıyor. İnsanların varlığını borç-
lu olduğu buğday, öğütülüp un olur; sonra hamur,
ardından da sofralara ekmek... Ancak Anadolu'daki
zor kış şartlarında buğdayını değirmene öğütmeye
götüremeyen köylü, onu kimi zaman kuzu gerdan,
kimi zaman kaz ve hatta hindi ile akşamdan evini
ısıttığı sobasının üzerinde helmeleşinceye kadar
pişirir; yetmezse özel tokmağıyla döverek muhte-
şem bir lezzet sunar damaklara. Keşkek, doğanın
zorladığı koşullarda Anadolu insanının mükemmele
ulaşmak için gösterdiği gayretin de simgesidir as-
linda. Eğer dünya bugünkü şartlar altında kurulmuş
olsaydı, sanırım çok etkisiz, tatsız-tuzsuz, duygusuz
bir mutfak kültürü ile yaşamak zorunda kalacaktık.
Bugünkü lezzetleri büyük zorluklar altında günümü-
ze aktaran atalarımıza şükran borçlu şimdinin ve
geleceğin nesilleri.
Bu parçada, aşağıdakilerden hangisine değinil-
memiştir?
A Keşkeğin bölgelere göre hazırlanışında farklılık
lar olduğuna
BY Anadolu'da zor kış koşullarında keşkeğin oluş-
tuğuna
C) Ataların yaşadıkları kültürü gelecek nesillere ak-
tardıklarına
Dinsanların varlıklarını ve kültürünü keşkeğe
borçlu olduğuna
E) Keşkeğin Anadolu insanının gösterdiği gayretin
simgesi olduğuna
7.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
5. Tüm Anadolu'da bilinen fakat her bölgede farklı ha- zırlanan "keşkek", yaşayan mutfak kültürümüzün bütün özelliklerini taşıyor. İnsanların varlığını borç- lu olduğu buğday, öğütülüp un olur; sonra hamur, ardından da sofralara ekmek... Ancak Anadolu'daki zor kış şartlarında buğdayını değirmene öğütmeye götüremeyen köylü, onu kimi zaman kuzu gerdan, kimi zaman kaz ve hatta hindi ile akşamdan evini ısıttığı sobasının üzerinde helmeleşinceye kadar pişirir; yetmezse özel tokmağıyla döverek muhte- şem bir lezzet sunar damaklara. Keşkek, doğanın zorladığı koşullarda Anadolu insanının mükemmele ulaşmak için gösterdiği gayretin de simgesidir as- linda. Eğer dünya bugünkü şartlar altında kurulmuş olsaydı, sanırım çok etkisiz, tatsız-tuzsuz, duygusuz bir mutfak kültürü ile yaşamak zorunda kalacaktık. Bugünkü lezzetleri büyük zorluklar altında günümü- ze aktaran atalarımıza şükran borçlu şimdinin ve geleceğin nesilleri. Bu parçada, aşağıdakilerden hangisine değinil- memiştir? A Keşkeğin bölgelere göre hazırlanışında farklılık lar olduğuna BY Anadolu'da zor kış koşullarında keşkeğin oluş- tuğuna C) Ataların yaşadıkları kültürü gelecek nesillere ak- tardıklarına Dinsanların varlıklarını ve kültürünü keşkeğe borçlu olduğuna E) Keşkeğin Anadolu insanının gösterdiği gayretin simgesi olduğuna 7.
17. Doğada dil diye bir şey yoktur. Dil yaratılmış bir
şeydir ve bir sistematiğe göre yaratılmıştır.
Evrilerek değişmiş, dönüşmüş bir şeyden söz
ediyoruz. Benim genç yaşta, o gazetelerde
yazdığım dönemlerde, ortaokulda "dil özeni"
diye bir şey öğretilirdi. Edebiyat dergilerini bile
tanımadığım o dönemde bir kitap buldum ben:
"Ataç'ın Sözcükleri". Ben o sözlükten kendime
bir sözlük yaptım, neleri kullanabilirim diye
düşündüm. "Sevi" diye bir sözcük vardı orada,
Oktay Akbal doksan yaşına dek kullandı onu.
Ben çabuk bıraktım. "Sevda" dedim, "aşk"
dedim sonradan. Bu farklı bir yaratım sürecidir.
Diyeceğim, sözcükler sayesinde bir şiirsellik
olsun diye bir derdim olmadı benim yine de.
Kendisi öylece gelişiveriyor.
Yazar bu parçayla aşağıdaki sorulardan
hangisine cevap vermiştir?
Dene
2!
A) Kimi yazarların gördüklerini düş gücüyle
abartarak dile getirmesi yaşanmışlık
duygusuna zarar verir mi?
B) Okuyucuda, anlatılanları yaşıyormuş
duygusu uyandırması için dil nasıl
kullanılmalıdır?
C) Bir yazar olarak şiirsel dille olan ilişkiniz
hakkında neler söylemek istersiniz?
D) Bir yazar olarak hangi sanatçıların
anlatımlarını örnek alarak bugünlere
ulaştınız?
E) Geniş okur kitlelerine ulaşabilmek için mi
yalın bir dil benimsediniz?
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
17. Doğada dil diye bir şey yoktur. Dil yaratılmış bir şeydir ve bir sistematiğe göre yaratılmıştır. Evrilerek değişmiş, dönüşmüş bir şeyden söz ediyoruz. Benim genç yaşta, o gazetelerde yazdığım dönemlerde, ortaokulda "dil özeni" diye bir şey öğretilirdi. Edebiyat dergilerini bile tanımadığım o dönemde bir kitap buldum ben: "Ataç'ın Sözcükleri". Ben o sözlükten kendime bir sözlük yaptım, neleri kullanabilirim diye düşündüm. "Sevi" diye bir sözcük vardı orada, Oktay Akbal doksan yaşına dek kullandı onu. Ben çabuk bıraktım. "Sevda" dedim, "aşk" dedim sonradan. Bu farklı bir yaratım sürecidir. Diyeceğim, sözcükler sayesinde bir şiirsellik olsun diye bir derdim olmadı benim yine de. Kendisi öylece gelişiveriyor. Yazar bu parçayla aşağıdaki sorulardan hangisine cevap vermiştir? Dene 2! A) Kimi yazarların gördüklerini düş gücüyle abartarak dile getirmesi yaşanmışlık duygusuna zarar verir mi? B) Okuyucuda, anlatılanları yaşıyormuş duygusu uyandırması için dil nasıl kullanılmalıdır? C) Bir yazar olarak şiirsel dille olan ilişkiniz hakkında neler söylemek istersiniz? D) Bir yazar olarak hangi sanatçıların anlatımlarını örnek alarak bugünlere ulaştınız? E) Geniş okur kitlelerine ulaşabilmek için mi yalın bir dil benimsediniz?
2.
1.
2285 22
TÜRKÇE TESTİ
DİKKAT: Bu bölümde cevaplayacağınız soru sayısı 40'tır.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "bir" söz-
cüğü ayraç () içinde belirtilen anlamını kar-
şılayacak şekilde kullanılmamıştır?
A) Gün güne uymaz, her gün bir olmaz. (Eşit)
B) Her şey bitti, bir bu kaldı öyle mi? (Sa-
dece)
C) Kitap okuyabileceği aydınlık bir oda isti-
yor. (Tek)
D) Sizinkini bilemem ama bizim amacımız
birdir. (Ortak)
E) Bu kördüğümü bir siz çözebilirsiniz.
(Ancak)
İşinize gidip gelirken yollarda bir binayı el birli-
1
ğiyle yükseltmeye çalışan inşaat işçileri gö-
rürsünüz. Bütün bu insanlar faydalı bir iş
yaptıklan kadar, bir eser vücuda getirmeye katıl-
11
dıkları, çorbada tuzları olduğu için mesuttur.
III
(0)
Bina bitince işçiler hesaplarını görüp başka bir
IV
TYT Deneme Sınavı
inşaatta görev alır fakat fırsat bulup evvelce
yapmış oldukları binanın önünden geçerken
orada sadece bir duvar bile örmüş olsalar "Bu
binayı ben yaptım" diye iftihar ederler.
V
Bu parçadaki numaralanmış sözlerden
hangisinde mecazlı bir söyleyiş yoktur?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
final dergisi
3. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle,
ayraç içindeki sözün anlamını içermemek-
tedir?
A) Eski yazanlanın özlediğimiz niteliklerinden
biri de kendi parmak izlerinin yerini tutan
imza ve el yazılarıdır. (takdir etme)
B) Bu kitapta, onun şiirdeki serüveni aka-
demik boyutta incelenmiş ve manzum,
mensur bütün şiirleri bir arada verilmiştir.
(saptama yapma)
C) Dünya edebiyatının birinci sınıf yazarları
arasında onun isminin geçmesi çok güzel
bir gelişmeydi. (övünç duyma)
D) Gençler, büyük sanatçılara özeniyor ama
onların tepeden tırnağa emek ve özveri ol-
duklarının farkında değiller. (alay etme)
E) Müziğin bütün insanlarla dolaysız ilişki ku-
rabilen bir üst dili vardır. (evrensel olma)
3
1
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2. 1. 2285 22 TÜRKÇE TESTİ DİKKAT: Bu bölümde cevaplayacağınız soru sayısı 40'tır. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "bir" söz- cüğü ayraç () içinde belirtilen anlamını kar- şılayacak şekilde kullanılmamıştır? A) Gün güne uymaz, her gün bir olmaz. (Eşit) B) Her şey bitti, bir bu kaldı öyle mi? (Sa- dece) C) Kitap okuyabileceği aydınlık bir oda isti- yor. (Tek) D) Sizinkini bilemem ama bizim amacımız birdir. (Ortak) E) Bu kördüğümü bir siz çözebilirsiniz. (Ancak) İşinize gidip gelirken yollarda bir binayı el birli- 1 ğiyle yükseltmeye çalışan inşaat işçileri gö- rürsünüz. Bütün bu insanlar faydalı bir iş yaptıklan kadar, bir eser vücuda getirmeye katıl- 11 dıkları, çorbada tuzları olduğu için mesuttur. III (0) Bina bitince işçiler hesaplarını görüp başka bir IV TYT Deneme Sınavı inşaatta görev alır fakat fırsat bulup evvelce yapmış oldukları binanın önünden geçerken orada sadece bir duvar bile örmüş olsalar "Bu binayı ben yaptım" diye iftihar ederler. V Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinde mecazlı bir söyleyiş yoktur? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. final dergisi 3. Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç içindeki sözün anlamını içermemek- tedir? A) Eski yazanlanın özlediğimiz niteliklerinden biri de kendi parmak izlerinin yerini tutan imza ve el yazılarıdır. (takdir etme) B) Bu kitapta, onun şiirdeki serüveni aka- demik boyutta incelenmiş ve manzum, mensur bütün şiirleri bir arada verilmiştir. (saptama yapma) C) Dünya edebiyatının birinci sınıf yazarları arasında onun isminin geçmesi çok güzel bir gelişmeydi. (övünç duyma) D) Gençler, büyük sanatçılara özeniyor ama onların tepeden tırnağa emek ve özveri ol- duklarının farkında değiller. (alay etme) E) Müziğin bütün insanlarla dolaysız ilişki ku- rabilen bir üst dili vardır. (evrensel olma) 3 1
si bir
teki-
V
belns tyd og sonsd hazib yunool migodina
nin cümleyi estetik hâle getirdiğini sanan genç yazarlar var. Oy-
Bir cümlede sözcüklerin arasına gereksiz yere zarf yerleştirme-
sa yakın anlamlı zarfların işlevsiz olarak kullanıldığı cümleler,
Trys sh
19bris2
metni gereksiz sözlere boğmaktadır.
500 abiiltere slid uyunca
o alionao
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada eleştirilen bakış açısıyla
yazılmıştır?
A) Ben bu iki olay arasında bir nüans farkı göremedim, deyin-
ce gülüşmüştük.
id
mulca muda, b
B) Son maçtaki yanlış pas hatası ve ardından gelen gol, takımı
ibliásh ves
gerçekten de zor duruma düşürdü.
DISOMIS DAN
Kitapları raflara gelişigüzel, özensizce dizmenin müşteriye
haksızlık olduğunu düşünüyorum.
D) Yarın sabah erken kalkıp annemi ve babamı Boğaz'a götür-
meyi düşünüyorum.
E) Her işte olduğu gibi bu çalışmamızda da ince eleyip sık do-
kuduğunuzu fark ettik.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
si bir teki- V belns tyd og sonsd hazib yunool migodina nin cümleyi estetik hâle getirdiğini sanan genç yazarlar var. Oy- Bir cümlede sözcüklerin arasına gereksiz yere zarf yerleştirme- sa yakın anlamlı zarfların işlevsiz olarak kullanıldığı cümleler, Trys sh 19bris2 metni gereksiz sözlere boğmaktadır. 500 abiiltere slid uyunca o alionao Aşağıdakilerden hangisi bu parçada eleştirilen bakış açısıyla yazılmıştır? A) Ben bu iki olay arasında bir nüans farkı göremedim, deyin- ce gülüşmüştük. id mulca muda, b B) Son maçtaki yanlış pas hatası ve ardından gelen gol, takımı ibliásh ves gerçekten de zor duruma düşürdü. DISOMIS DAN Kitapları raflara gelişigüzel, özensizce dizmenin müşteriye haksızlık olduğunu düşünüyorum. D) Yarın sabah erken kalkıp annemi ve babamı Boğaz'a götür- meyi düşünüyorum. E) Her işte olduğu gibi bu çalışmamızda da ince eleyip sık do- kuduğunuzu fark ettik.
TYT/Türkçe
24. İnsanların tat algısı daha anne karnındayken oluşmaya
başlar. Bebeklerin ağızlarında yaklaşık 30 bin tat algıla-
yıcı bulunur. Tat algılayıcılar ağız içinde özellikle dilde,
damakta ve yanaklarda bulunur. Ancak yaşlandıkça
sayıları azalmaya başlar. Sağlıklı bir yetişkinin ağzında
yaklaşık 9 bin tat algılayıcı vardır. Ayrıca yetişkinlerde
tat algılayıcılar genellikle dilin üzerindedir. Bu etkiler ne-
deniyle çocukların tat algılama yeteneği yetişkinlerden
daha gelişmiştir. Tat algısı özellikle 60 yaşından itibaren
azalmaya başlar. İlk olarak tatlı ve tuzlu, daha sonra ise
ekşi ve acı tatlara karşı hassasiyet azalır.
Bu parçadan tat algılayıcılarıyla ilgili olarak;
I. Belli bölgelerde yoğunlaşır,
II. İnsanın kişisel özelliklerine bağlı olarak farklılıklar
gösterir,
III. Zamanla etkinliğini yitirmesinde beslenme biçimleri
etkilidir,
IV. Tat çeşitlerine karşı farklı duyarlılıklar taşır
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
A) Yalnız III
B) Yalnız IV
D) I ve III
C) | Vall
25. Uzay uçuşunu
Bu uçuşların
bir şekil deği
döndükten
hâline dön
dönemde
de bu şe
çalışmas
E) II ve III
sonra g
kan ba
endemik-
b
niyle
sıras
yor.
Bu
A
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TYT/Türkçe 24. İnsanların tat algısı daha anne karnındayken oluşmaya başlar. Bebeklerin ağızlarında yaklaşık 30 bin tat algıla- yıcı bulunur. Tat algılayıcılar ağız içinde özellikle dilde, damakta ve yanaklarda bulunur. Ancak yaşlandıkça sayıları azalmaya başlar. Sağlıklı bir yetişkinin ağzında yaklaşık 9 bin tat algılayıcı vardır. Ayrıca yetişkinlerde tat algılayıcılar genellikle dilin üzerindedir. Bu etkiler ne- deniyle çocukların tat algılama yeteneği yetişkinlerden daha gelişmiştir. Tat algısı özellikle 60 yaşından itibaren azalmaya başlar. İlk olarak tatlı ve tuzlu, daha sonra ise ekşi ve acı tatlara karşı hassasiyet azalır. Bu parçadan tat algılayıcılarıyla ilgili olarak; I. Belli bölgelerde yoğunlaşır, II. İnsanın kişisel özelliklerine bağlı olarak farklılıklar gösterir, III. Zamanla etkinliğini yitirmesinde beslenme biçimleri etkilidir, IV. Tat çeşitlerine karşı farklı duyarlılıklar taşır yargılarından hangilerine ulaşılamaz? A) Yalnız III B) Yalnız IV D) I ve III C) | Vall 25. Uzay uçuşunu Bu uçuşların bir şekil deği döndükten hâline dön dönemde de bu şe çalışmas E) II ve III sonra g kan ba endemik- b niyle sıras yor. Bu A