Anlatım Biçimleri Soruları

Serverber 16161. in mak Sinekleri öldürmeyi iş edinip de bataklığı unu- tursak ömrümüz yalnızca sinek öldürmekle geçer. Serenban 1616on II. Yalnızca sorunlara, kötülüklere odaklanan ve bunların çözümü için mücadele etmeyen in- san, topluma bir şey veremez. III. Kötümser insanlar, bardağın yalnızca boş tarafını görürler, oysa bardağın dolu tarafını görmek, insanı güçlü kılar. IV. Sorunların kaynağına inip onu kökten çözme- iyiz ki kalıcı bir çözüme kavuşabilelim. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangi- leri anlamca birbirine en yakındır? A) I. ve IV. BI. ve Ill. D) III. ve IV. C) II. ve IV: E) I. ve II. 6. (1) Bazı şairler, belirli biçimleri ve sınırlı sayıdaki konden lizinin ilmezi yapmier (1) Adlon 8. Insan, bir yanların larını gön Bu cüm rüleme: A) çün old B) nite n dl C) a D) 2 9. E y C

---- Balzac, Eugenie Grandet'i yazmasaydı gecem gün- düzüm bencillikle geçtiği hâlde nereden bilecektim ben- cilliği? Stendhal'ın Kızıl ile Kara'sı olmasaydı benim de öz gelişmemden haberim olmayacaktı. George Orwell'in 1984'le bize tuttuğu aynaya bakmasaydım bu yaşamayla nereye gittiğimizi nasıl kestirirdim ben? Gösta Berlings'le kuzeyi dolaşmasaydım en soğuk geçen kışları sevemez, bahar gelince de toprağın coşkusuna kapılamazdım ki! Bu parçanın başına anlam akışına uygun olarak aşa- ğıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Edebiyatın asıl işlevi genelde topluma, özelde ise bi- reye yol göstermektir B) Yaşamımızda çoğu zaman görmezden geldiğimiz so- runlarla edebî eserler sayesinde yüzleşiriz C) Okuduğumuz romanların empati duygumuzu güç- lendirdiği artık bilinen bir gerçektir D) Roman, hayatın gerçekleriyle yüzleşmemizi sağlayan aynı zamanda bize doğruyu da gösteren bir araçtır E) Okuduğum her romanda, varlığımın gizli kalmış yön- lerini keşfettim; hayata karşı bakış açımı genişlettim Mejame

3. Yahya Kemal'in sanat hayatı ---- bir şekilde araştırıldığın- da onun saf şiiri ---- çabasını hiçbir zaman terk etmediği görülür. Bu cümlede boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden han- gisi, sırasıyla getirilmelidir? A) derin - inceleme B) etkili - bulma C) etrafli - arayış B) D) uzun - yenme güncel - yeniden kurma

3. ( FASİKÜL Kavrama Testi: 45 PARAGRAF Ünlü bir yazar, "Bir meseleyi ortaya atmak, bir düşünceyi yaymak veya savunmak için yazılmış tek bir sanat eseri gösterilemez." deyince ben bir duruverdim. Bu düşünce bana doğru gelmedi. Aksine "Tek bir sanat eseri gösterile- mez ki bir meseleyi ortaya koymak, bir düşünceyi yaymak ya da savunmak için yazılmamış olsun." demek daha doğrudur. İşte bize eski Yunanlılardan kalmış olan traged- yalar, komedyalar; hangisi bir meseleyi ortaya atmak, bir düşünceyi yaymak ya da savunmak için yazılmamıştır? Aristophanes'in komedyalarını sanat eseri saymayacak mıyız? Ya Balzac, Stendhal, Dostoyevski? Onların roman- ları birtakım gündelik sorunlarla dolu değil mi? Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok>>> tur? A) Tartışmacı anlatım tekniğinden yararlanma B) Savunulan teze uygun örnekler sıralama C) Okuru ikna etmeye çalışma D) Soru yoluyla düşündürme E) Tanımlamaya başvurma

olan un yatk mesi edin uye za er 21. Öykünme (taklit), sanatçının çıraklık döneminde ge- rekli bir şeydir. Çalışmaları ürüne dönüştürülmüş olsun olmasın, her sanatçı, her edebiyatçı böyle bir süreçten geçmiştir. Denilebilir ki öykünme imrenmenin bir ileri aşamasıdır. İmrenme sanatçı olmaya, öykünme de sa- nat üretmeye yöneltir insanı. Sonrasında ya vazgeçer insan öykünmeden ya da inat eder, sürdürür. Sürdü- renler gün gelir yapılmış bir şeyi yeniden yapmanın anlamsız olduğunu fark eder. Özgün olanı, yani farklı olanı veya daha iyisini yapmaya koyulursa amacına ulaşır; ama öykünmeye devam ederse o bir sanatçı olmaz bir zanaatçı olur, o kadar. Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisi çıkarıla- maz? A) Her sanatçı başkalarını örnek alarak yetişir. B) Başarıya giden yol, çabalarını sabırla sürdür- mekten geçer. C) Sanatta başkalarına özenme bir alışkanlık duru- muna dönüştürülmemelidir. D) Başarılı bir sanatçı, gözleme ve araştırmaya ön- celik vermelidir. E) Var olan sanat eserlerinin benzerlerini üretenler gerçek bir sanatçı sayılmazlar. 23

7. (1) Her toplum; ortak bir geçmişe, diğerlerinden ayrı ge- leneklere, ayrı renklere bağlı bir bütünlüktür. (II) Dil ve öteki anlatım araçları da bu bütünlük içinde ait olduğu kültüre özgü özellikler kazanır. (III) Toplum kendine özgü bu değerlerle yoğrulmuş geçmişine sahip çıkarak ge- lişir; en ileri milletlerin, geçmişlerini en iyi bilen milletler olması bundandır. (IV) Tabii geçmişe ve geleneklere yas- id nilanmanın geleceğe yöneltilmesi de çok önemlidir. (V) Bu noktada Andre Breton'un şu sözü hatırlanmalıdır: "Bir sanat yapıtı ancak geleceğin titreşimlerini de taşıyorsa değerlidir." nub Bu parçadaki numaralanmış yerlerin hangisinden -0b sonra "Uluslararası ilişkiler ne denli artarsa artsın, bu özellikleri ortadan kaldırılamaz." cümlesi getirilmelidir? VOA) I V(B) II VI(CC) III (ED) IV (AE) V

12. Osmanlı Devleti'nin son ünlü mirasyedilerinden olan Abdülhak Hamit'in hayatı sadece kendi mi- zacını değil, çöküş döneminin dağınıklığını da çok iyi göstermektedir. Büyük ailenin her bir ferdi doğdukları yerden çok uzakta ölür ve gömülür. Babası Hayrullah Efendi Tahran'da, eşi Fatma Hanım Beyrut'ta, Kafkasya'dan kaçırılmış annesi İstanbul'da, son eşi Belçikalı Lüsyen İstanbul'da oğlu Hüseyin ise Washington'da gömülüdür. Bu parçada aşağıdaki düşünceyi geliştirme yollarından hangisine başvurulmuştur? A) Tartışma C) Örneklendirme E) Tanımlama B) Betimleme D) Kişileştirme

15. () Sanat bir oyun, oyalanma aracı veya bir lüks de ğildir. (II) Gerçi sanatın doğuşunda, kaynağında ve kökeninde oyunun bir yeri olduğu ileri sürülür.() Ancak sanat önünde sonunda denge ve tutarlilik içinde bir evrensel bildiri taşır. (IV) Sanat, insana incelik ve zarafet duygusunu kazandıran çok önem bir olgudur. (V) Bütün sanatlarda, sanatçının ince bir ruh, düşünce ve estetik anlayışı görülür. (VI) Bu durum, insana kazandırılmaya çalışılan ahlaktır, bu nun için insan, sık sık düşünmeye ve tefekkür etme ye davet edilir. Bu parça anlamlı iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerden han- gisiyle başlar? A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.

Memduh Şevket Esendal Türk öykücülüğünde sadelikle de derinliğin yakalanabileceğinin parlak örneklerini vermiştir. Onun öykülerinde olağanüstü şeyler olmaz. Küçük bir diyalog, bir anın tespitidir yapılan, Ama seçtiği şeyler anlamlı ve tam öykülüktür. Onun öyküleri sarsıcı, çarpıcı değildir ama sıcak, içten, inandırıcıdır. Esendal, insanımızın zaaf ve güçlü yanlarını, onları yaşatan iç dinamikleri, deği- şim karşısındaki tavırlarını öyküleriyle ortaya koymuştur. Onun öyküleri tümüyle duyum, gözlem ve tanıklıklara dayanır. Öykülerinde hiçbir olağanüstülük yoktur. Her gün çevremizde görebileceğimiz sıradan olaylar, sıradan insan- lardır anlatılan. Bu paragrafta Memduh Şevket Esendal'ın öyküleriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemistir? A) Düşünsel yoğunluğu anlatımsal yalınlıkla verdiğine B) Gerçekliği esas aldığına C) Sanatsal bir yetkinlikte olduğuna D) Tanık olunan olayların doğal bir anlatımla işlendiğine E) İnsanların sıkı sıkıya bağlı olduğu ruhsal unsurları konu edindiğine

Kemal Tahir "Devlet Ana" romanında, Tarık Buğra ise "Osmancık" romanında kuruluş sürecindeki Osmanlı'yı işlemiştir. Fakat iki yazar da olaylara farklı bir bakış açısıyla ele almıştır. Bu durum ede- biyatın hangi yönünü öne çıkartmaktadır?

Z. nu n 3. Sanat, mutlaka geçmişin birikimine yaslanmalıdır. Sanatta devamlılık esastır. Resimden tiyatroya, müzikten mimarlığa 5 değin her sanatsal faaliyet geçmişin tezgâhında dövülmeli Altı çizili sözün bu parçaya kattığı anlam aşağıdakilerden hangisidir? A) Geçmişi dönüştürmek B) Geçmişin tesirinden kurtulamamak C) Günceli konu almamak D) Geçmişin etkisinde oluşturulmak E) Geçmişten asgari düzeyde faydalanmak 5. Eserlerimi b rengimin ac renklerini h dünya üze Hatta oku özgün gü kendi bi en doğa inanıyo Bu pa parça A) E B

4. adam çıktı. Önce bize, sonra elimdeki fotoğ- raf makinesine baktı. İnsanların doğru karar verebilmeleri, tarafsız davranabilmeleri ve başarılı olabilmeleri, dinle- meyi bilmelerine ve sabırla dinlemelerine bağ- lıdır. Mevlanâ, eşsiz eseri "Mesnevi"de "Dinle neyden kim şikâyet etmede" diyerek "dinleme" üzerine dikkatleri çeker. Halk edebiyatımızın bü- yük ustası Karacaoğlan, dinlemenin ancak bilgili insanlara has bir meziyet olduğunu ifade ettiği bir şiirinde şöyle der: "Mecliste arif ol kelamı din- le / El iki söyler ise sen birin söyle." Bu parçanın anlatımında aşağıda verilenlerin hangilerinden yararlanılmıştır? A) Tanık gösterme, örnekleme, öyküleme B) Benzetme, örnekleme, tartışma C) Alıntı yapma, örnekleme, karşılaştırma D) Açıklama, betimleme, tartışma E) Alıntı yapma, açıklama, tanımlama

5. Eleştiriye kapalı bir yazar olmadım hiçbir zaman. Yerinde yapılan eleştirilere kulak astım ve ben olmaktan çıkmadan yapmam gerekeni yaptım. Son yıllarda eleştiri yapacağım diye öyle haksızlıklar yapılıyor ki kalem kırmayı düşünmüyor değilim artık. Yukarıdaki parçada yazar "kalem kırma" sözüyle aşağıda- kilerden hangisini anlatmaya çalışmaktadır? A) Yazmayı bırakma B) Tarzını değiştirme C) Eleştirilere sert tepkiler verme D) Eleştirilere aldırmadan yazma E) Yazmaya bir süre ara verme

Marmara'da Uludağ, Batı Karadeniz'de Kar- talkaya ve llgaz, İç Anadolu'da Elmadağ, Doğu Anadolu'da Palandöken tesisleri Türkiye'nin önde gelen kayak merkezleri arasında yer alıyor Bu merkezlerdeki nitelikli konaklama tesislerinde en iyi hizmet sunulmaya çalışılıyor. Tatil amacıyla kayak merkezlerine ilk kez gelenler arzu ederlerse eğit- 100 menlerden ders alabiliyor. 1. ==== Anlatımın akışına göre aşağıdakilerden hangisi giriş cümlesi olabilir? id A) Kayak tesislerinde elverişli ortamlar vardır. B Kayak tesislerimiz diğer ülkelere göre çok daha gelişmiştir. C) Kayak, son yıllarda geniş kitlelere daha çok hi- tap etmeye başlayan bir spor hâline geldi. D) Kimileri zevk için kayak yapar. Kayak bilmeyenlere kayak tesislerinde ders ve- rilir. 3. RUTE

2. (1) Benim kuşağım beni okumuyor. (II) Çünkü benim kuşa- ğımdaki öğretiler bize hayata rasyonel bakmayı gösterdi. (III) Oysa akılcılık bana pek bir şey vermiyor, kupkuru ge- liyor bana. (IV) Düş yok, rüya yok, masal yok, duygular ya- saklanmıştı bizde. (V) Biz üniversite yıllarında belli ideolo- jilerin peşinde koşarken duygularımızı bastırmayı öğren- dik. (VI) O zamanlar herkes gibi akılcılıktan yanaydım, ada- letten yanaydım. Bu parçada numaralanmış cümlelerden iki paragraf oluşturulmak istense, ikinci paragraf kaçıncı cümley- le başlar? A) II B) III C) IV DYV E) VI

CÜMLE YORUMU 7. Tutkularım, bir Ege kasabasındaki sonbahar akşamlarında kadar çabuk geçerdi. bastıran sağanaklara benzerdi; ne kadar şiddetli gelirse o hangisi söylenemez? Bu cümlenin anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden A) Benzetmeden yararlanılmıştır. B) Somutlaştırma yapılmıştır. C) Kişileştirmeye başvurulmuştur. D) Öznel değerlendirmede bulunulmuştur. E) Niteleyici sözlere yer verilmiştir. (1) Dergi, gazetenin iri hâline inat, küçük ama doyurucudur. (II) O yüzden ilgi bekleyen minik bir evcil hayvan gibi kıvrı- lir cebimize. (III) Ya da kolayca girer cebimize. (IV) Sizi gazete gibi hemen ertesi gün terk etmek istemez. (V) Oku- duktan sonra kenara atıldığında bile size: "Beni bırakma; biriktir veya bir başkasına ver!" der. (VI) Dergiyi atmak, COD 7