Anlatım Biçimleri Soruları
![13. (1) Ahmet Mithat Efendi gibi sanatın yararlı olması
gerektiğine inanan Hüseyin Rahmi Gürpınar halk
için yazar. (II) "Sanat için sanat" ilkesine inanan
ve seçkinlere seslenen Uşaklıgil'in tam karşı kut-
bunda yer alır ama halka aşılamak istediği dünya
görüşü bakımından da Ahmet Mithat'ın karşısında.
(III) Romanı halkı eğitmek amacı ile kullanma konu-
sunda Ahmet Mithat'ı izleyen Gürpınar'ın ondan
ayrıldığı nokta, getirmek istediği değer değişikliği-
nin çok daha köklü olmasıdır. (IV) Ahmet Mithat
temelde, halkın İslam ideolojisinden kaynaklanan
değerlerini paylaşan bir adamdır; Gürpınar ise poli-
tika, din ve ahlak alanlarında halkın görüşünden
çok ayrı fikirler besleyen biridir. (V) Özellikle İkinci
Meşrutiyet'in ilanından sonra yazdığı Gulyabani,
İki Hödüğün Seyahati, Melek Sanmıştım Şeytanı
gibi romanlarında. (VI) Halkın geleneksel inançlara,
göreneklere ve dine dayalı zihniyeti yerine; Batı'nın
akla, bilime dayalı pozitivist zihniyetini yerleştirmeye
çalışmıştır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi
unor kendinden önceki cümlenin örneği niteliğinde-
dir?
A) II. B) III. C) IV. D) V.
E) VI.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220930104400042871-4806066.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri13. (1) Ahmet Mithat Efendi gibi sanatın yararlı olması
gerektiğine inanan Hüseyin Rahmi Gürpınar halk
için yazar. (II) "Sanat için sanat" ilkesine inanan
ve seçkinlere seslenen Uşaklıgil'in tam karşı kut-
bunda yer alır ama halka aşılamak istediği dünya
görüşü bakımından da Ahmet Mithat'ın karşısında.
(III) Romanı halkı eğitmek amacı ile kullanma konu-
sunda Ahmet Mithat'ı izleyen Gürpınar'ın ondan
ayrıldığı nokta, getirmek istediği değer değişikliği-
nin çok daha köklü olmasıdır. (IV) Ahmet Mithat
temelde, halkın İslam ideolojisinden kaynaklanan
değerlerini paylaşan bir adamdır; Gürpınar ise poli-
tika, din ve ahlak alanlarında halkın görüşünden
çok ayrı fikirler besleyen biridir. (V) Özellikle İkinci
Meşrutiyet'in ilanından sonra yazdığı Gulyabani,
İki Hödüğün Seyahati, Melek Sanmıştım Şeytanı
gibi romanlarında. (VI) Halkın geleneksel inançlara,
göreneklere ve dine dayalı zihniyeti yerine; Batı'nın
akla, bilime dayalı pozitivist zihniyetini yerleştirmeye
çalışmıştır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi
unor kendinden önceki cümlenin örneği niteliğinde-
dir?
A) II. B) III. C) IV. D) V.
E) VI.
![Sınav sorularını önceden gör! SPOILER
5. Evrensel bir edebiyat anlayışından yola çıkan Pascal Ca-
sanova, bir ülke edebiyatının evrensellik ölçüsünü, Green-
wich gibi bir başkent hükmünde olan "kabul edilmiş" bir
mekânla olan etkileşim kuvvetinde görür. Yahya Kemal'in
kendi döneminde böyle bir başkent olarak görülen Paris'e
gitmesini de bu şekilde anlamakta bir sakınca olmasa ge-
rek. Bir edebî Greenwich olan Paris'e giden Yahya Kemal
ile Casanova buraya kadar aynı noktada buluşurlar. Ancak
Casanova'nın buradan sonraki tespitleri bizim dil ve kültür
dünyamız için günümüzde dahi ne kadar geçerlidir? Ca-
sanova, kendi renkleri ile var olmaya çalışan emperyalizm-
den yeni kurtulmuş ulusların ekonomiye de bağlı olan az
gelişmişlikleri ile bu sefer edebiyat açısından devlet politi-
kaları nedeniyle ulusalcı bir baskıyla karşılaşma durumla-
rını da o edebiyatlar adına bir tehlike olarak görüyor.
Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisi-
ne ulaşılamaz?
Ⓡ
A) Bir ülkenin başkentindeki edebiyat, o ülkenin evrensel
edebiyatıdır.
B) Paris, Yahya Kemal döneminde evrensel edebiyatın
başkenti konumundadır.
Az gelişmiş ülkelerdeki millî edebiyat baskısı, evrense-
li yakalamaya engeldir.
vor
Y. Kemal'in, dönemindeki millî edebiyat etkisine rağ-
men Paris'e gitmesi evrensel edebiyat arayışıdır.
E) Evrensel edebiyat, emperyalizmin etkisinden kurtul-
makla gerçekleşebilir.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220930074924319704-1394854.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım BiçimleriSınav sorularını önceden gör! SPOILER
5. Evrensel bir edebiyat anlayışından yola çıkan Pascal Ca-
sanova, bir ülke edebiyatının evrensellik ölçüsünü, Green-
wich gibi bir başkent hükmünde olan "kabul edilmiş" bir
mekânla olan etkileşim kuvvetinde görür. Yahya Kemal'in
kendi döneminde böyle bir başkent olarak görülen Paris'e
gitmesini de bu şekilde anlamakta bir sakınca olmasa ge-
rek. Bir edebî Greenwich olan Paris'e giden Yahya Kemal
ile Casanova buraya kadar aynı noktada buluşurlar. Ancak
Casanova'nın buradan sonraki tespitleri bizim dil ve kültür
dünyamız için günümüzde dahi ne kadar geçerlidir? Ca-
sanova, kendi renkleri ile var olmaya çalışan emperyalizm-
den yeni kurtulmuş ulusların ekonomiye de bağlı olan az
gelişmişlikleri ile bu sefer edebiyat açısından devlet politi-
kaları nedeniyle ulusalcı bir baskıyla karşılaşma durumla-
rını da o edebiyatlar adına bir tehlike olarak görüyor.
Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisi-
ne ulaşılamaz?
Ⓡ
A) Bir ülkenin başkentindeki edebiyat, o ülkenin evrensel
edebiyatıdır.
B) Paris, Yahya Kemal döneminde evrensel edebiyatın
başkenti konumundadır.
Az gelişmiş ülkelerdeki millî edebiyat baskısı, evrense-
li yakalamaya engeldir.
vor
Y. Kemal'in, dönemindeki millî edebiyat etkisine rağ-
men Paris'e gitmesi evrensel edebiyat arayışıdır.
E) Evrensel edebiyat, emperyalizmin etkisinden kurtul-
makla gerçekleşebilir.
![18.-19. soruları aşağıdaki bilgilere göre cevaplayınız.
Ben, bireyin kendini algılamasıdır. Benin güçlü olması, bi-
reyin mutlu olması bakımından çok önemlidir. Ancak güç-
lü olabilen "ben" kendisine ve çevresine yardımcı olabilir.
Oluşturmak istediğimiz bencil bir benlik değil elbette. Oluş-
turmak istediğimiz benlik; öncelikle kendisine saygısı olan,
kendisi için bir şeyler yapan, kendi iç dünyasıyla ve çevre-
siyle uyum içerisinde yaşayan bir benliktir. Bu nedenle bi-
reylerin önce kendilerini sevmeleri, kendileriyle barışık ol-
malan ve herkesten önce kendileri için bir şeyler yapma-
lan gereklidir. Aksi takdirde belli bir zaman sonra ne ken-
dilerini ne de başkalarını memnun edemediklerini görme-
leri kaçınılmaz olacaktır.
18. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Kendini tanıyan, kendisiyle barışık bireyler topluma ya-
ranı olabilir.
B) Insan her koşul ve durumda kendi iyiliğini ve çıkarını
one almalıdır.
iç içe geçmiş ilişkiler bağlılık ve destek sağlasa da aşı-
n koruma ve yakınlık, bireysel gelişimin önünde bir en-
geldir.
D) Herkese yararlı olmaya çalışmak insanı bir süre sonra
mutsuzluğa götürür.
E) Bireylerin toplumsal uyumu gerçekleştirmesinde en et-
kili faktör kendi olabilmeleridir.
ae](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220930074906235829-1394854.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri18.-19. soruları aşağıdaki bilgilere göre cevaplayınız.
Ben, bireyin kendini algılamasıdır. Benin güçlü olması, bi-
reyin mutlu olması bakımından çok önemlidir. Ancak güç-
lü olabilen "ben" kendisine ve çevresine yardımcı olabilir.
Oluşturmak istediğimiz bencil bir benlik değil elbette. Oluş-
turmak istediğimiz benlik; öncelikle kendisine saygısı olan,
kendisi için bir şeyler yapan, kendi iç dünyasıyla ve çevre-
siyle uyum içerisinde yaşayan bir benliktir. Bu nedenle bi-
reylerin önce kendilerini sevmeleri, kendileriyle barışık ol-
malan ve herkesten önce kendileri için bir şeyler yapma-
lan gereklidir. Aksi takdirde belli bir zaman sonra ne ken-
dilerini ne de başkalarını memnun edemediklerini görme-
leri kaçınılmaz olacaktır.
18. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Kendini tanıyan, kendisiyle barışık bireyler topluma ya-
ranı olabilir.
B) Insan her koşul ve durumda kendi iyiliğini ve çıkarını
one almalıdır.
iç içe geçmiş ilişkiler bağlılık ve destek sağlasa da aşı-
n koruma ve yakınlık, bireysel gelişimin önünde bir en-
geldir.
D) Herkese yararlı olmaya çalışmak insanı bir süre sonra
mutsuzluğa götürür.
E) Bireylerin toplumsal uyumu gerçekleştirmesinde en et-
kili faktör kendi olabilmeleridir.
ae
![35.-36. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Eleştirel bir okuma, yazarın edebiyat metninde belir-
lediği hacmi ve sınırları genişletmeli. Yüzyıllar önce
böyle değildi. Ama günümüzde yazar biliyor ki romanı
okurun zihninde devam edecek, genişlemeyi sürdü-
recek. Bu, her okumada değil, özellikle eleştirel oku-
mada mümkün olur. Üstelik eleştirel okuma, edebiyat
metnini ve okurun zihnini genişletmekle kalmaz, başka
bir okuru da ortaya çıkarır. Eleştirinin bu geliştiren rolü
olmasaydı bazı kitaplar yüzyıllar boyunca okunmayı
sürdüremez, unutulur giderdi zaten. Eleştirinin gördü-
ğü yerlere baka baka yeniden okumanın nasıl yapıla-
cağını da anlayabiliriz. Bu eleştirel okuma, metni ge-
liştirerek edebiyatın içinde yeni bir şey hâline geliyor.
Yazarın ortaya koyduğu ve geri çekildiği metni, yeni-
den yazmayı ve yeniden okumayı sağlıyor, çoğaltıyor.
semis ex
35. Bu parçaya göre eleştirel okuma ile ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
A) Metnin anlaşılmasında ve okurun onu doğru anla-
masında eleştirinin payı büyüktür.
(B) Eleştirel okuma yazarın ortaya koyduğu metnin
yeni bir gözle okunmasını sağlamaktadır.
C) Eleştirel gözle yaklaşılmamış bir yapıtın okura kat-
kısı olacağı söylenemez.
Bazı yapıtların kalıcı olmasını sağlayan en önemli
unsur eleştirel okumaya açık olmalarıdır.
E) En güzel eleştiriler her okumada insana başka tat-
lar veren eleştirilerdir.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220930095811001065-4803794.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri35.-36. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Eleştirel bir okuma, yazarın edebiyat metninde belir-
lediği hacmi ve sınırları genişletmeli. Yüzyıllar önce
böyle değildi. Ama günümüzde yazar biliyor ki romanı
okurun zihninde devam edecek, genişlemeyi sürdü-
recek. Bu, her okumada değil, özellikle eleştirel oku-
mada mümkün olur. Üstelik eleştirel okuma, edebiyat
metnini ve okurun zihnini genişletmekle kalmaz, başka
bir okuru da ortaya çıkarır. Eleştirinin bu geliştiren rolü
olmasaydı bazı kitaplar yüzyıllar boyunca okunmayı
sürdüremez, unutulur giderdi zaten. Eleştirinin gördü-
ğü yerlere baka baka yeniden okumanın nasıl yapıla-
cağını da anlayabiliriz. Bu eleştirel okuma, metni ge-
liştirerek edebiyatın içinde yeni bir şey hâline geliyor.
Yazarın ortaya koyduğu ve geri çekildiği metni, yeni-
den yazmayı ve yeniden okumayı sağlıyor, çoğaltıyor.
semis ex
35. Bu parçaya göre eleştirel okuma ile ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
A) Metnin anlaşılmasında ve okurun onu doğru anla-
masında eleştirinin payı büyüktür.
(B) Eleştirel okuma yazarın ortaya koyduğu metnin
yeni bir gözle okunmasını sağlamaktadır.
C) Eleştirel gözle yaklaşılmamış bir yapıtın okura kat-
kısı olacağı söylenemez.
Bazı yapıtların kalıcı olmasını sağlayan en önemli
unsur eleştirel okumaya açık olmalarıdır.
E) En güzel eleştiriler her okumada insana başka tat-
lar veren eleştirilerdir.
![E METODU
-1
Bu
B) II.
20 Soru
Süre
C) III,
enses
3. (1) Gökalp'in düşüncelerinin oluşumunda yaşadığı
devrin sosyal ve tarihi şartlarının etkisi bulunduğu gibi
doğduğu yerin de aynı bir önemi olduğunu görürüz. (1)
Bu durum birçok şair ve yazarda kendini hissettirir.
(III) Diyarbakır'da doğan Gökalp'in kişiliğinde ve kültü-
ründe Anadolu'nun büyük bir rolü vardır. (IV) Özellikle
folklorü, halk kültürünü tanıyışı Gökalp'i son derece et-
kilemiştir. (V) İlgi çeken başka bir özelliği de, Gökalp'in
mizacıdır.(VI) Son derece içe dönük olan kişiliği tama-
mıyla dışa dönük bir nazariye ortaya atmıştır.
25
dakikadır
Bu parça iki paragrafa bölünmek istenirse ikinci
paragraf numaralandırılmış cümlelerden hangisiyle
başlar?
A) V.
D) IV.
E) VI.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220930093132655752-1445416.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım BiçimleriE METODU
-1
Bu
B) II.
20 Soru
Süre
C) III,
enses
3. (1) Gökalp'in düşüncelerinin oluşumunda yaşadığı
devrin sosyal ve tarihi şartlarının etkisi bulunduğu gibi
doğduğu yerin de aynı bir önemi olduğunu görürüz. (1)
Bu durum birçok şair ve yazarda kendini hissettirir.
(III) Diyarbakır'da doğan Gökalp'in kişiliğinde ve kültü-
ründe Anadolu'nun büyük bir rolü vardır. (IV) Özellikle
folklorü, halk kültürünü tanıyışı Gökalp'i son derece et-
kilemiştir. (V) İlgi çeken başka bir özelliği de, Gökalp'in
mizacıdır.(VI) Son derece içe dönük olan kişiliği tama-
mıyla dışa dönük bir nazariye ortaya atmıştır.
25
dakikadır
Bu parça iki paragrafa bölünmek istenirse ikinci
paragraf numaralandırılmış cümlelerden hangisiyle
başlar?
A) V.
D) IV.
E) VI.
![24.--
---- Bu anlayışı ters yüz eden bir kitap var elimde: Kadın
Destanı. Çağdaş Türk edebiyatının öncülerinden olan Ayla
Kutlu okurların hafızalarında yer edinecek bir eser sunmus.
Bir manzume olan Kadın Destanı, klasik destan yapısı ve
koşuk biçiminde kaleme alınmış. Mitolojik zamanlardaki ka-
dınların hikâyesini günümüze taşıyan bu eser, tarihin her
anına tanıklık eden ancak yok sayılan kadını ön plana çı-
kardığı için oldukça önemli. Kadınlar burada figüran değil,
hayatın başrolünde yer alıyor.
Bu parçada boş bırakılan yere getirilebilecek en uygun
cümle aşağıdakilerden hangisidir?
A) Destanın, modern toplumlara hitap etmeyen bir edebiyat
türü olduğu düşünülür
B) Kadın sanatçıların destan yazamayacağına dair yaygın
bir görüş vardır edebiyat çevresinde
C) Destanlarda kahramanlar hep erkektir; kadınlar ise sa-
dece anne, eş veya sevgili olarak yer alır
D) Çağdaş Türk edebiyatında kadın yazarların azlığından
yakınılır
E) Kadınların sanat eserlerinde yer almaları, toplum içinde
yer edinmelerine bağlıdır
i
6
i
A
R
10](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220930075704936792-3119200.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri24.--
---- Bu anlayışı ters yüz eden bir kitap var elimde: Kadın
Destanı. Çağdaş Türk edebiyatının öncülerinden olan Ayla
Kutlu okurların hafızalarında yer edinecek bir eser sunmus.
Bir manzume olan Kadın Destanı, klasik destan yapısı ve
koşuk biçiminde kaleme alınmış. Mitolojik zamanlardaki ka-
dınların hikâyesini günümüze taşıyan bu eser, tarihin her
anına tanıklık eden ancak yok sayılan kadını ön plana çı-
kardığı için oldukça önemli. Kadınlar burada figüran değil,
hayatın başrolünde yer alıyor.
Bu parçada boş bırakılan yere getirilebilecek en uygun
cümle aşağıdakilerden hangisidir?
A) Destanın, modern toplumlara hitap etmeyen bir edebiyat
türü olduğu düşünülür
B) Kadın sanatçıların destan yazamayacağına dair yaygın
bir görüş vardır edebiyat çevresinde
C) Destanlarda kahramanlar hep erkektir; kadınlar ise sa-
dece anne, eş veya sevgili olarak yer alır
D) Çağdaş Türk edebiyatında kadın yazarların azlığından
yakınılır
E) Kadınların sanat eserlerinde yer almaları, toplum içinde
yer edinmelerine bağlıdır
i
6
i
A
R
10
![(12) Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun,
İnsan dediğin derya misali
Üstünde milyonlarca dalga
İçinde kıyametler kopmalı
İnsan dediğin derya misali
Uçsuz bucaksız olmalı.
dizelerinde aşağıdakilerden hangisi vurgulanmıştır?
A) Kendimiz ve çevremizle barışık bir ömür sürmek ge-
rektiği
B) Doğa ile uyumlu bir uygarlık anlayışının gelişmişlik
düzeyini gösterdiği
Denizin değişken ve bu yönüyle de insanlarla ben-
zer özelliklere sahip olduğu
D) Doğayı ele alış biçiminin, kişinin ruhsal durumunu
yansıttığı
E) İnsanın hareketli, canlı, coşkulu ve geniş ufuklu ol-
ması gerektiği](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220930083054107708-4789752.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri(12) Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun,
İnsan dediğin derya misali
Üstünde milyonlarca dalga
İçinde kıyametler kopmalı
İnsan dediğin derya misali
Uçsuz bucaksız olmalı.
dizelerinde aşağıdakilerden hangisi vurgulanmıştır?
A) Kendimiz ve çevremizle barışık bir ömür sürmek ge-
rektiği
B) Doğa ile uyumlu bir uygarlık anlayışının gelişmişlik
düzeyini gösterdiği
Denizin değişken ve bu yönüyle de insanlarla ben-
zer özelliklere sahip olduğu
D) Doğayı ele alış biçiminin, kişinin ruhsal durumunu
yansıttığı
E) İnsanın hareketli, canlı, coşkulu ve geniş ufuklu ol-
ması gerektiği
![YEDİİKLİM
13. Okumak insanın doğasına yön verir. In-
sanın doğuştan gelen yetenekleri ken-
diliğinden çıkan bitkilere benzer; oku-
makla budanmaları lazımdır. Tecrübe
ile yetişen kimseler okumayı hor görür-
ken bilginler ondan yararlanır. Okuma-
nın insanı ulaştırdığı nokta ise, tahsile
ihtiyaç duymadan, onun ötesine varan
bir kuvvetle, zamanla elde edilen bir bil-
geliktir. Kitaplar, ne bir şeyi çürütmek ne
bir yanlışı bulmak için okunmalı. Kitap-
lar, verdiği bilgiler zaten ispat edilmiş
diye olduğu gibi kabul edilip sohbete
konu olsun veya konuşmalarda ukala-
lık yapılsın diye de okunmamalı. Bazı
kitaplardan yalnız haz alınır, bazıları ol-
duğu gibi yutulur, bazıları ise uzun uzun
çiğnenir ve sonra hazmedilir.
Bu parçadan aşağıdaki yargıların
hangisine ulaşılamaz?
A) Okuma eylemi farklı insanlarda
farklı izlenimler bırakır.
B) Faydacı bir yaklaşımla kitap okun-
mamalıdır.
C) Okumanın olgunluğa eriştiren uzun
soluklu bir etkisi vardır.
D) Içeriği sorgulanmadan yapılan oku-
ma eyleminden kaçınılmalıdır.
-
E) Okunması zevkli olan kitaplar daha
çok okuyucu bulur.
10](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220930081542062124-4323484.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım BiçimleriYEDİİKLİM
13. Okumak insanın doğasına yön verir. In-
sanın doğuştan gelen yetenekleri ken-
diliğinden çıkan bitkilere benzer; oku-
makla budanmaları lazımdır. Tecrübe
ile yetişen kimseler okumayı hor görür-
ken bilginler ondan yararlanır. Okuma-
nın insanı ulaştırdığı nokta ise, tahsile
ihtiyaç duymadan, onun ötesine varan
bir kuvvetle, zamanla elde edilen bir bil-
geliktir. Kitaplar, ne bir şeyi çürütmek ne
bir yanlışı bulmak için okunmalı. Kitap-
lar, verdiği bilgiler zaten ispat edilmiş
diye olduğu gibi kabul edilip sohbete
konu olsun veya konuşmalarda ukala-
lık yapılsın diye de okunmamalı. Bazı
kitaplardan yalnız haz alınır, bazıları ol-
duğu gibi yutulur, bazıları ise uzun uzun
çiğnenir ve sonra hazmedilir.
Bu parçadan aşağıdaki yargıların
hangisine ulaşılamaz?
A) Okuma eylemi farklı insanlarda
farklı izlenimler bırakır.
B) Faydacı bir yaklaşımla kitap okun-
mamalıdır.
C) Okumanın olgunluğa eriştiren uzun
soluklu bir etkisi vardır.
D) Içeriği sorgulanmadan yapılan oku-
ma eyleminden kaçınılmalıdır.
-
E) Okunması zevkli olan kitaplar daha
çok okuyucu bulur.
10
![1. Rütbeleri sökülür, Şeytan Adası'na sürgüne
gönderilir.
II. Ancak Dreyfus'un masum olduğuna inanan
ve gerçek casusun kimliğini ortaya çıkarmaya
çalışan tek bir subayın çabası, tarihin akışını
değiştirecektir.
III. Sahte kanıtlarla kurulan komplonun kurbanı
olan Dreyfus ve kabaran Yahudi düşmanlığı,
Fransız toplumunu iki kampa ayırır.
IV. 15 Ekim 1894'te Fransız ordusunda görevli
Yüzbaşı Alfred Dreyfus, vatana ihanetle suç-
lanarak tutuklanır.
V. O subay, ünlü natüralist romancı Emile
Zola'dır ve dönemin cumhurbaşkanına yazdı-
ğı "Suçluyorum" başlıklı mektubuyla bu dava-
yı dünyanın gündemine oturtur.
Bu cümlelerle bir paragraf oluşturulduğunda
paragrafın dördüncü cümlesi aşağıdakilerden
hangisi olur?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
95](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220930073808050670-136445.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri1. Rütbeleri sökülür, Şeytan Adası'na sürgüne
gönderilir.
II. Ancak Dreyfus'un masum olduğuna inanan
ve gerçek casusun kimliğini ortaya çıkarmaya
çalışan tek bir subayın çabası, tarihin akışını
değiştirecektir.
III. Sahte kanıtlarla kurulan komplonun kurbanı
olan Dreyfus ve kabaran Yahudi düşmanlığı,
Fransız toplumunu iki kampa ayırır.
IV. 15 Ekim 1894'te Fransız ordusunda görevli
Yüzbaşı Alfred Dreyfus, vatana ihanetle suç-
lanarak tutuklanır.
V. O subay, ünlü natüralist romancı Emile
Zola'dır ve dönemin cumhurbaşkanına yazdı-
ğı "Suçluyorum" başlıklı mektubuyla bu dava-
yı dünyanın gündemine oturtur.
Bu cümlelerle bir paragraf oluşturulduğunda
paragrafın dördüncü cümlesi aşağıdakilerden
hangisi olur?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
95
![3. Şiirin bir yanı bize yaşadığımız dünyayı, olduğundan
başka türlü göstermek; duyduklarımızın, işittiklerimi-
zin arkasında daha esrarlı bir gerçeğin var olduğunu
hissettirmektir. Şiirin özellikle bu yanı üzerinde duran
ozanlar arasında bizde ilkten Kısakürek, Dıranas,
Dağlarca ve Sılay akla geliyor. Bu şiir görüşü ozanı dış
gerçeği derinleştireyim derken gerçek ötesine götürebi-
lir. Nitekim kimi ozanlar gerçek ötesine gitmiştir, kimileri
de daha yarı yoldadır.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Şairler, gerçekleri dile getirmekten pek hoşlanmazlar.
B) Her şairin kendine göre bir gerçeklik anlayışı vardır.
C) Bütün şairlerden aynı duyguyu anlatmalarını bekle-
mek yanlıştır.
D) Şairlik, insan ve dünyaya başka türlü bakmayı öğretir.
E) Görünmeyen bir gerçekliğin peşine düşen şair, ger-
çek ötesine yönelebilir.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220930070125009284-4347018.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri3. Şiirin bir yanı bize yaşadığımız dünyayı, olduğundan
başka türlü göstermek; duyduklarımızın, işittiklerimi-
zin arkasında daha esrarlı bir gerçeğin var olduğunu
hissettirmektir. Şiirin özellikle bu yanı üzerinde duran
ozanlar arasında bizde ilkten Kısakürek, Dıranas,
Dağlarca ve Sılay akla geliyor. Bu şiir görüşü ozanı dış
gerçeği derinleştireyim derken gerçek ötesine götürebi-
lir. Nitekim kimi ozanlar gerçek ötesine gitmiştir, kimileri
de daha yarı yoldadır.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Şairler, gerçekleri dile getirmekten pek hoşlanmazlar.
B) Her şairin kendine göre bir gerçeklik anlayışı vardır.
C) Bütün şairlerden aynı duyguyu anlatmalarını bekle-
mek yanlıştır.
D) Şairlik, insan ve dünyaya başka türlü bakmayı öğretir.
E) Görünmeyen bir gerçekliğin peşine düşen şair, ger-
çek ötesine yönelebilir.
![ve
dünyanın en pres-
1951'den bu yana her yıl yapılan
tijli sinema festivallerinden biri olan Berlin Uluslararası
Film Festivali (Berlinale) 7 Şubat 2012'de sinemase-
önemli ödüllerinden biri sayılan Altın Ayı Ödülleri'nin
verlere 62. kez merhaba dedi. Sinema dünyasının en
dağıtıldığı ve bu yıl 400'den fazla filme ev sahipliği ya-
pan Berlinale, Türk sinema tutkunları için büyük önem
taşıyor. Nuri Bilge Ceylân'ın Kasaba adlı filmiyle 1998
yılında Altın Ayı ödüllerinden biri olan Caligari Ödülü'nü
kazanarak dünya çapında adını duyurduğu festivalde,
2004 yılında da Fatih Akın, Duvara Karşı adlı filmle en
büyük ödül olan Altın Ayı'nın sahibi olmuştu.
Bu parçada sözü edilen festivalle ilgili olarak aşa-
ğıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Ülkemizle olan ilgisine
B)
Yeni sanatçıların yetişmesindeki rolüne
C Sinema dünyasındaki saygınlığına
(D)
Farklı kategorilerde ödüller dağıtıldığına
EX Düzenli olarak gerçekleştirildiğine
91.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220930070239809508-4784600.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimlerive
dünyanın en pres-
1951'den bu yana her yıl yapılan
tijli sinema festivallerinden biri olan Berlin Uluslararası
Film Festivali (Berlinale) 7 Şubat 2012'de sinemase-
önemli ödüllerinden biri sayılan Altın Ayı Ödülleri'nin
verlere 62. kez merhaba dedi. Sinema dünyasının en
dağıtıldığı ve bu yıl 400'den fazla filme ev sahipliği ya-
pan Berlinale, Türk sinema tutkunları için büyük önem
taşıyor. Nuri Bilge Ceylân'ın Kasaba adlı filmiyle 1998
yılında Altın Ayı ödüllerinden biri olan Caligari Ödülü'nü
kazanarak dünya çapında adını duyurduğu festivalde,
2004 yılında da Fatih Akın, Duvara Karşı adlı filmle en
büyük ödül olan Altın Ayı'nın sahibi olmuştu.
Bu parçada sözü edilen festivalle ilgili olarak aşa-
ğıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Ülkemizle olan ilgisine
B)
Yeni sanatçıların yetişmesindeki rolüne
C Sinema dünyasındaki saygınlığına
(D)
Farklı kategorilerde ödüller dağıtıldığına
EX Düzenli olarak gerçekleştirildiğine
91.
![6. Şiir çok zor bir sanat. Öncelikle yetenek işidir şiir.
Bunun yanında birikim, azim ve sabır gerektirir şiir.
Sonra şairin çevresi bu sanata uygun olmalı. Sabır çok
önemli. Yazacak beğenmeyecek, yazacak eleştirilecek.
Gece yok, gündüz yok. Yerine göre sosyal yaşamdan
soyutlanacak, evine kapanacak. İlhamını başarılı bir
biçim, dil ve anlatımla ortaya koyacak. Yerine göre
saatlerce çalışacak ama bazen bir dörtlük bazen bir
dize yazacak.
Bu parçadan şiirle ilgili olarak aşağıdakilerden han-
gisi çıkarılamaz?
A) Belli bir birikime sahip olmadan şiir yazılamayacağı
B) Şairin insanlardan uzak bir yaşam sürmesi gerektiği
C) Şiirin yazılması oldukça güç bir edebî tür olduğu
D) Şiir yazma işinde şairin her zaman başarılı olama-
yabileceği
E) Uygun bir ortam hazırlanmadan şiir yazılamayacağı
8.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220930070004823427-4347018.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri6. Şiir çok zor bir sanat. Öncelikle yetenek işidir şiir.
Bunun yanında birikim, azim ve sabır gerektirir şiir.
Sonra şairin çevresi bu sanata uygun olmalı. Sabır çok
önemli. Yazacak beğenmeyecek, yazacak eleştirilecek.
Gece yok, gündüz yok. Yerine göre sosyal yaşamdan
soyutlanacak, evine kapanacak. İlhamını başarılı bir
biçim, dil ve anlatımla ortaya koyacak. Yerine göre
saatlerce çalışacak ama bazen bir dörtlük bazen bir
dize yazacak.
Bu parçadan şiirle ilgili olarak aşağıdakilerden han-
gisi çıkarılamaz?
A) Belli bir birikime sahip olmadan şiir yazılamayacağı
B) Şairin insanlardan uzak bir yaşam sürmesi gerektiği
C) Şiirin yazılması oldukça güç bir edebî tür olduğu
D) Şiir yazma işinde şairin her zaman başarılı olama-
yabileceği
E) Uygun bir ortam hazırlanmadan şiir yazılamayacağı
8.
![Ana Düşünce UMOJ
-
7.
A- uhol sitape
Kahvaltıyla başlayıp şehri çevreleyen yemyeşil ovalara,
vadilere ve göllere uzanan yaklaşık bir buçuk saatlik yol-
culuğa çıkıyorum. Kazı çalışmalarının devam ettiği an-
tik Şemkir Kalesi'ni geçince yolun arabayla gidilen kıs
mini katetmiş oluyorum. Ardından arabadan inip pata-
tes tarlaları arasından yürüyorum. Vadi eteklerinde ot-
layan koyunların çıngırak sesleri kulağıma çalınıyor, gü-
neş yüzümü ısıtıyor. 20 metre yüksekliğinde eski bir taş
köprünün üzerinde, doğanın ortasındayım; önümde,
yükselen dağların karlı zirveleri... Betonarme bir tek ya-
pinin olmadığı bu güzelim doğayla iç içe, otantik mekâ-
nın tadını çıkarıyorum.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
yoktur?
A) Nitelendirmelere yer verme
B) Kişileştirmelerden yararlanma
C) Kuralli cümleler kullanma
D) Öykülemeden yararlanma
E) Anlatıma duyguları katma](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220930065147877202-4078304.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım BiçimleriAna Düşünce UMOJ
-
7.
A- uhol sitape
Kahvaltıyla başlayıp şehri çevreleyen yemyeşil ovalara,
vadilere ve göllere uzanan yaklaşık bir buçuk saatlik yol-
culuğa çıkıyorum. Kazı çalışmalarının devam ettiği an-
tik Şemkir Kalesi'ni geçince yolun arabayla gidilen kıs
mini katetmiş oluyorum. Ardından arabadan inip pata-
tes tarlaları arasından yürüyorum. Vadi eteklerinde ot-
layan koyunların çıngırak sesleri kulağıma çalınıyor, gü-
neş yüzümü ısıtıyor. 20 metre yüksekliğinde eski bir taş
köprünün üzerinde, doğanın ortasındayım; önümde,
yükselen dağların karlı zirveleri... Betonarme bir tek ya-
pinin olmadığı bu güzelim doğayla iç içe, otantik mekâ-
nın tadını çıkarıyorum.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
yoktur?
A) Nitelendirmelere yer verme
B) Kişileştirmelerden yararlanma
C) Kuralli cümleler kullanma
D) Öykülemeden yararlanma
E) Anlatıma duyguları katma
![V:
Aşağıdaki metinlerin hangisi, ayraç içinde verilen an-
latım özelliğine örnek gösterilemez?
A) Büyük şehirlerin gürültülü ve koşuşturmalı yaşamı
yazarların yazma yeteneğini köreltir. Yazarın yazma
yeteneği, tabiatın dinginliğinde ve yazarın kendi ben-
liğiyle baş başa olduğu ortamlarda harekete geçer.
(öznel anlatım)
B) Orhan Kemal'in Evlerden Biri adlı romanında DDY'den
emekli Sadi Bey, İstanbul'un Cibali semtinde iki katlı
evinde eşi, kızı Ayşe, küçük yaşta çalışmaya başla-
yan İskender ve hukukta okuyan Erdal adlı oğulları ile
yaşamaktadır. (nesnel anlatım)
t
C) Samiha Ayverdi, İbrahim Efendi Konağı'nın takdim
yazısında "Bu kitap ne bir hikâyedir ne bir masal. Bu
kitap yaşanmış bir hayat tablosudur." der. Bununla bir-
likte bu eser, ustaca kaleme alınmış ve yer yer yaşam
öyküsel nitelikler taşıyan bir romandır bence. (doğru-
dan anlatım)
D) Attila İlhan yıllarca üzerinde çalıştığı Kurtlar Sofrası
romanına yayıncı bulamadığını ve daha önce Sokaktaki
Adam ile Zenciler Birbirine Benzemez romanlarını
basan Dost Yayınları'nın maddi sebeplerle bu romanı
basmaya cesaret edemediğini belirtir. (dolaylı anlatım)
E) Kardelen çiçeği, Kuzey ve Doğu Anadolu'da yetişen ve
ikbaharda beyaz renkli, sarkık, çan biçiminde çiçekler
açan, soğanlı bir bitki türüdür. Karlı günlerde çiçek ver-
diği için "yılın ilk çiçeği" denen kardelen, ilk botanikçiler
tarafından soğanlı menekşe olarak tanımlanır. (kurma-
ca anlatım)
Kurmaca Anlatım ;](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220930064419821376-3749309.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım BiçimleriV:
Aşağıdaki metinlerin hangisi, ayraç içinde verilen an-
latım özelliğine örnek gösterilemez?
A) Büyük şehirlerin gürültülü ve koşuşturmalı yaşamı
yazarların yazma yeteneğini köreltir. Yazarın yazma
yeteneği, tabiatın dinginliğinde ve yazarın kendi ben-
liğiyle baş başa olduğu ortamlarda harekete geçer.
(öznel anlatım)
B) Orhan Kemal'in Evlerden Biri adlı romanında DDY'den
emekli Sadi Bey, İstanbul'un Cibali semtinde iki katlı
evinde eşi, kızı Ayşe, küçük yaşta çalışmaya başla-
yan İskender ve hukukta okuyan Erdal adlı oğulları ile
yaşamaktadır. (nesnel anlatım)
t
C) Samiha Ayverdi, İbrahim Efendi Konağı'nın takdim
yazısında "Bu kitap ne bir hikâyedir ne bir masal. Bu
kitap yaşanmış bir hayat tablosudur." der. Bununla bir-
likte bu eser, ustaca kaleme alınmış ve yer yer yaşam
öyküsel nitelikler taşıyan bir romandır bence. (doğru-
dan anlatım)
D) Attila İlhan yıllarca üzerinde çalıştığı Kurtlar Sofrası
romanına yayıncı bulamadığını ve daha önce Sokaktaki
Adam ile Zenciler Birbirine Benzemez romanlarını
basan Dost Yayınları'nın maddi sebeplerle bu romanı
basmaya cesaret edemediğini belirtir. (dolaylı anlatım)
E) Kardelen çiçeği, Kuzey ve Doğu Anadolu'da yetişen ve
ikbaharda beyaz renkli, sarkık, çan biçiminde çiçekler
açan, soğanlı bir bitki türüdür. Karlı günlerde çiçek ver-
diği için "yılın ilk çiçeği" denen kardelen, ilk botanikçiler
tarafından soğanlı menekşe olarak tanımlanır. (kurma-
ca anlatım)
Kurmaca Anlatım ;
![19. I. Bu kapı açma sürecinde her ne kadar eğlence
sektörü için büyük ekonomik döngüler yaratan
profesyonel bir iş alanı olarak görülebilirse de bu
yön sinemanın sadece bir tek yönünü göstermek-
tedir.
II. Görsel sanatlar içerisinde günümüz toplumlarını
en çok etkileyen sanatların başında hiç şüphesiz
sinema gelmektedir.
III. Birinci sıradaki bu sanat, ilerleyen teknolojik alet-
ler sayesinde güçlendirilmiş görsellikler ve ger-
çeküstü efektlerle izleyicileri kendi yaşadıkları
evrenin dışarısına taşıyarak ona yeni bir dünya-
nın kapılarını açmaktadır.
IV. Kısacası sinemayı sadece ekonomik girdi ve çık-
tılar kapsamında değerlendirmek sadece resmin
bir kısmını görmektir.
V. Oysa gerek izleyicilerden toplanan hasilatlarla
gerek yapım aşamasında harcanan büyük para-
larla sinema elbette gelişmiş endüstrinin önemli
bir parçasıdır.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir
bütün oluşturacak biçimde sıralandığında han-
gisi baştan dördüncü olur?
A) I
B) II
C) III
Y-V
D) IV
2](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220930054807540883-4840163.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri19. I. Bu kapı açma sürecinde her ne kadar eğlence
sektörü için büyük ekonomik döngüler yaratan
profesyonel bir iş alanı olarak görülebilirse de bu
yön sinemanın sadece bir tek yönünü göstermek-
tedir.
II. Görsel sanatlar içerisinde günümüz toplumlarını
en çok etkileyen sanatların başında hiç şüphesiz
sinema gelmektedir.
III. Birinci sıradaki bu sanat, ilerleyen teknolojik alet-
ler sayesinde güçlendirilmiş görsellikler ve ger-
çeküstü efektlerle izleyicileri kendi yaşadıkları
evrenin dışarısına taşıyarak ona yeni bir dünya-
nın kapılarını açmaktadır.
IV. Kısacası sinemayı sadece ekonomik girdi ve çık-
tılar kapsamında değerlendirmek sadece resmin
bir kısmını görmektir.
V. Oysa gerek izleyicilerden toplanan hasilatlarla
gerek yapım aşamasında harcanan büyük para-
larla sinema elbette gelişmiş endüstrinin önemli
bir parçasıdır.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir
bütün oluşturacak biçimde sıralandığında han-
gisi baştan dördüncü olur?
A) I
B) II
C) III
Y-V
D) IV
2
![Anadolu'da özellikle düğün törenleri sırasında göz-
lemlenen takı kullanma ve süslenme geleneği bu
törenler sırasında kişilerin önem sırasına ve törenin
önemine göre değişmektedir. Örneğin, kına gece-
sinde gelin süslenmez onun yerine kız evinden
om başka bir genç kız gelin gibi giyinir, takılarını takar
ve süslenir. Bir genç kızın evlenmeden önce süs-
zemlenmesi hoş karşılanmaz ancak evden çıkacağı gün
geçmişte daha çok nazar inancına bağlı olarak gü-
nümüzde ise güzel görünme amaçlı süs yapılmak-
tadır.
2.
Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden han-
gilerine başvurulmuştur?
A) Öyküleme - Betimleme
B) Açıklama - Benzetme
C) Örnekleme - Açıklama
Betimleme - Karşılaştırma
E) Açıklama - Betimleme
PARAGRAF HIZ SORULARI](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220930051114782421-1085002.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım BiçimleriAnadolu'da özellikle düğün törenleri sırasında göz-
lemlenen takı kullanma ve süslenme geleneği bu
törenler sırasında kişilerin önem sırasına ve törenin
önemine göre değişmektedir. Örneğin, kına gece-
sinde gelin süslenmez onun yerine kız evinden
om başka bir genç kız gelin gibi giyinir, takılarını takar
ve süslenir. Bir genç kızın evlenmeden önce süs-
zemlenmesi hoş karşılanmaz ancak evden çıkacağı gün
geçmişte daha çok nazar inancına bağlı olarak gü-
nümüzde ise güzel görünme amaçlı süs yapılmak-
tadır.
2.
Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden han-
gilerine başvurulmuştur?
A) Öyküleme - Betimleme
B) Açıklama - Benzetme
C) Örnekleme - Açıklama
Betimleme - Karşılaştırma
E) Açıklama - Betimleme
PARAGRAF HIZ SORULARI