Anlatım Biçimleri Soruları
![Şiir üzerine tartışmalar, çekişmeler sürüp gidiyor.Bir
bakıma iyi bir şey oldu bu. Doğru, yanlış hepsi de il-
giye değer birtakım düşünceler üzerinde durmamıza,
kendimizin hangi tarafta olduğumuzu, ne demek iste-
diğimizi daha açıkça anlayıp anlatmaya çalışmamıza
vesile oluyor. Diğer yandan araştırmamız temelde ne
ya da kim olduğumuzu bilmediğimizden gelmez mi?
Kendimizi iyice bilseydik, şiir dediğimiz zaman hepimi-
zin anladığı bir dil olurdu ve biz bu kadar çekişmezdik.
Hatta kendimizce şiirin ne olduğunu bilsek gene bu
kadar çekişmeyiz. Karşımızdakinin araştırdıkları bizim
anladığımızdan büsbütün başka şey der geçeriz. Şiiri
sevmiyoruz, demiyorum. Seviyoruz ama sevdiğimizin
ne olduğunu pek bilmiyoruz. Bu da yine kendimizi bil-
mememizden kaynaklanıyor. Şiiri seviyoruz ama niçin
sevdiğimizi söylemek, sevgimize sanki bir özür bul-
mak istiyoruz. Şiiri seviyorum da onun için seviyorum,
deyip kesemiyoruz. Montaigne: "Ben onu severdim
çünkü o, o idi; ben de ben idim." der.
Bu parçanın yazarına göre şiir üzerine yapılan tar-
tışmaların asıl nedeni aşağıdakilerden hangisidir? -
A) Şiirin ne olduğunun bilinmemesi
B) Ne olduğumuzu tam olarak bilmememiz
Şiiri neden sevdiğimizi bilmememiz
D) Şiirin sadece şiir olduğu için sevilmemesi
E) Şiir üzerine yeterince araştırma yapmamamız](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220929081342452543-1890066.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım BiçimleriŞiir üzerine tartışmalar, çekişmeler sürüp gidiyor.Bir
bakıma iyi bir şey oldu bu. Doğru, yanlış hepsi de il-
giye değer birtakım düşünceler üzerinde durmamıza,
kendimizin hangi tarafta olduğumuzu, ne demek iste-
diğimizi daha açıkça anlayıp anlatmaya çalışmamıza
vesile oluyor. Diğer yandan araştırmamız temelde ne
ya da kim olduğumuzu bilmediğimizden gelmez mi?
Kendimizi iyice bilseydik, şiir dediğimiz zaman hepimi-
zin anladığı bir dil olurdu ve biz bu kadar çekişmezdik.
Hatta kendimizce şiirin ne olduğunu bilsek gene bu
kadar çekişmeyiz. Karşımızdakinin araştırdıkları bizim
anladığımızdan büsbütün başka şey der geçeriz. Şiiri
sevmiyoruz, demiyorum. Seviyoruz ama sevdiğimizin
ne olduğunu pek bilmiyoruz. Bu da yine kendimizi bil-
mememizden kaynaklanıyor. Şiiri seviyoruz ama niçin
sevdiğimizi söylemek, sevgimize sanki bir özür bul-
mak istiyoruz. Şiiri seviyorum da onun için seviyorum,
deyip kesemiyoruz. Montaigne: "Ben onu severdim
çünkü o, o idi; ben de ben idim." der.
Bu parçanın yazarına göre şiir üzerine yapılan tar-
tışmaların asıl nedeni aşağıdakilerden hangisidir? -
A) Şiirin ne olduğunun bilinmemesi
B) Ne olduğumuzu tam olarak bilmememiz
Şiiri neden sevdiğimizi bilmememiz
D) Şiirin sadece şiir olduğu için sevilmemesi
E) Şiir üzerine yeterince araştırma yapmamamız
![10. "İnsan, her zaman kahraman olmaz ama her zaman
insan olabilir." diyordu Bacon. Akılla tabiat, neden-
lerle sonuçlar arasında arıyordu insanı. En büyük
dalkavuğu kendisiyse insanın, insan o dalkavuktan
kurtulmalıydı. Yoksa ne kalmanın ne çekilmenin
zamanını tayin edebilirdi. "Çekilmek isteseler çeki-
lemezler, gerekli olduğu zamanda bile istemezler
bunu; tersine, yaşlılıklarında hastalıklarında bile
bir köşeye yerleşemezler. Tıpkı sokak başlarında
oturmaktan bir türlü vazgeçmeyerek kendilerini alay
konusu eden kocamış kentliler gibi." diyordu Bacon
onları tanımlarken.
Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerin hangile-
rinden yararlanılmıştır?
A) Benzetme - Örnekleme
B) Tartışma - Tanık gösterme
C), Açıklama - Betimleme
D) Öyküleme - Tanımlama
E) Açıklama - Karşılaştırma](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220929092521376297-2034540.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri10. "İnsan, her zaman kahraman olmaz ama her zaman
insan olabilir." diyordu Bacon. Akılla tabiat, neden-
lerle sonuçlar arasında arıyordu insanı. En büyük
dalkavuğu kendisiyse insanın, insan o dalkavuktan
kurtulmalıydı. Yoksa ne kalmanın ne çekilmenin
zamanını tayin edebilirdi. "Çekilmek isteseler çeki-
lemezler, gerekli olduğu zamanda bile istemezler
bunu; tersine, yaşlılıklarında hastalıklarında bile
bir köşeye yerleşemezler. Tıpkı sokak başlarında
oturmaktan bir türlü vazgeçmeyerek kendilerini alay
konusu eden kocamış kentliler gibi." diyordu Bacon
onları tanımlarken.
Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerin hangile-
rinden yararlanılmıştır?
A) Benzetme - Örnekleme
B) Tartışma - Tanık gösterme
C), Açıklama - Betimleme
D) Öyküleme - Tanımlama
E) Açıklama - Karşılaştırma
![19, 20-21. soruları aşağıdaki
parçaya göre cevaplayınız.
Eflatun'un Demostenes'e yazdığı bilinse de mektup türünün
iyi örnekleri yokmuş Eski Yunan'da. Mektup türü, Latinlerde
gelişmeye başlamış, ilk büyük usta ise Çiçero. Zamanla
mektuplar vazgeçilmez yaşam parçaları olmuş sanatçıların.
Eserlerini hangi duygularla verdikleri çıkmış ortaya ve hangi
şartlarda. Mozart'ın 3000'e yakın mektubunda gizliymiş mü-
ziğinin sırrı. Van Gogh'un tablolarının gerçek öyküsü, kar-
deşi Theo'ya gönderdiği 650 mektuptaymış. Her ne kadar
Geothe, "Eskiden beri mektuplara oldukça seyrek cevap
veririm, ihtiyarlığımda da bu değişmedi. İki nedeni var: Boş
mektup yazmak istemem, önemli mektuplar da beni en acil
ödevlerimden alıkoyuyor ve çok vaktimi alıyor." dese de
ölümünden sonra Geothe'nin mektupları ciltlerle yayımlan-
mış. Schiller, Dostoyevski, Puşkin, Byron, Keats, Abdulhak
Hamit, Ahmet Haşim, Ahmet Hamdi ve Ziya Osman'ın mek-
tupları unutulmazlar sınıfındadır. Ya Voltaire, altmış yıl bo-
yunca bütün Avrupa'ya seslenen bu dâhi, yayımlanmamış
olanlar hariç, 18 bin mektubu nasıl yazmış?
20. Bu parçada üzerinde durulan asıl konu aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Mektubun sanata ve sanatçıya katkısı
B) Mektubun toplum açısından önemi
anC) Mektubun edebî tür olup olmadığı
MD) Mektup ve iletişim
E)
Mektubun tarihsel gelişim yolculuğu
ngob snima
CAMENTE
ensorib
inpo
ad ginop numICEN](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220929075412846289-4816842.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri19, 20-21. soruları aşağıdaki
parçaya göre cevaplayınız.
Eflatun'un Demostenes'e yazdığı bilinse de mektup türünün
iyi örnekleri yokmuş Eski Yunan'da. Mektup türü, Latinlerde
gelişmeye başlamış, ilk büyük usta ise Çiçero. Zamanla
mektuplar vazgeçilmez yaşam parçaları olmuş sanatçıların.
Eserlerini hangi duygularla verdikleri çıkmış ortaya ve hangi
şartlarda. Mozart'ın 3000'e yakın mektubunda gizliymiş mü-
ziğinin sırrı. Van Gogh'un tablolarının gerçek öyküsü, kar-
deşi Theo'ya gönderdiği 650 mektuptaymış. Her ne kadar
Geothe, "Eskiden beri mektuplara oldukça seyrek cevap
veririm, ihtiyarlığımda da bu değişmedi. İki nedeni var: Boş
mektup yazmak istemem, önemli mektuplar da beni en acil
ödevlerimden alıkoyuyor ve çok vaktimi alıyor." dese de
ölümünden sonra Geothe'nin mektupları ciltlerle yayımlan-
mış. Schiller, Dostoyevski, Puşkin, Byron, Keats, Abdulhak
Hamit, Ahmet Haşim, Ahmet Hamdi ve Ziya Osman'ın mek-
tupları unutulmazlar sınıfındadır. Ya Voltaire, altmış yıl bo-
yunca bütün Avrupa'ya seslenen bu dâhi, yayımlanmamış
olanlar hariç, 18 bin mektubu nasıl yazmış?
20. Bu parçada üzerinde durulan asıl konu aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Mektubun sanata ve sanatçıya katkısı
B) Mektubun toplum açısından önemi
anC) Mektubun edebî tür olup olmadığı
MD) Mektup ve iletişim
E)
Mektubun tarihsel gelişim yolculuğu
ngob snima
CAMENTE
ensorib
inpo
ad ginop numICEN
![3.
Yorucu bir günün ardından gelen uyku, tüm seslere duvar ol
muştu. Çalan telefonlardan hiç etkilenmemiş, belki de yorgun
benliğim bir süreliğine kendi kabuğuna çekilmişti. Gün boyu
aralıksız yağmur yağmıştı ve hava olabildiğine soğuktu. Gün.
lerdir, yetiştirme yurdundan öğrencim olan Recep'in, onlara
hayatlarında verilen en büyük şans diye düşündüğüm devlet
dairelerine sınavsız yerleştirilmeleri için uğraşılan koşuşturma-
si yormuştu beni. Kimsesiz bu çocukların hayata bir sıfır eksik
başlamış olmaları hep içimi acıtmişti. Şimdi onlara sahip çıkan
devletimiz en güzel armağanını sunmuştu. Sabahın alacaka-
ranlığında, telefonun sesi beni uyandırmayı başardı. Recep
ağlamaklı bir sesle "Gece boyu aradım, cevap vermediniz.
Oysa siz hep açardınız telefonu, korktum hocam, çok kork-
tum." Niye çok korktuğunu ifade edemese de ben anlamıştım.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden han-
gisi yanlıştır?
A) Bénzetmeden yararlanılmıştır.
B) Yoruma yer verilmiştir.
C) Karşılaştırma yapılmıştır.
D) Tartışmacı anlatım kullanılmıştır.
E) Farklı cümle yapılarına yer verilmiştir.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220928180419942502-4792874.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri3.
Yorucu bir günün ardından gelen uyku, tüm seslere duvar ol
muştu. Çalan telefonlardan hiç etkilenmemiş, belki de yorgun
benliğim bir süreliğine kendi kabuğuna çekilmişti. Gün boyu
aralıksız yağmur yağmıştı ve hava olabildiğine soğuktu. Gün.
lerdir, yetiştirme yurdundan öğrencim olan Recep'in, onlara
hayatlarında verilen en büyük şans diye düşündüğüm devlet
dairelerine sınavsız yerleştirilmeleri için uğraşılan koşuşturma-
si yormuştu beni. Kimsesiz bu çocukların hayata bir sıfır eksik
başlamış olmaları hep içimi acıtmişti. Şimdi onlara sahip çıkan
devletimiz en güzel armağanını sunmuştu. Sabahın alacaka-
ranlığında, telefonun sesi beni uyandırmayı başardı. Recep
ağlamaklı bir sesle "Gece boyu aradım, cevap vermediniz.
Oysa siz hep açardınız telefonu, korktum hocam, çok kork-
tum." Niye çok korktuğunu ifade edemese de ben anlamıştım.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden han-
gisi yanlıştır?
A) Bénzetmeden yararlanılmıştır.
B) Yoruma yer verilmiştir.
C) Karşılaştırma yapılmıştır.
D) Tartışmacı anlatım kullanılmıştır.
E) Farklı cümle yapılarına yer verilmiştir.
![8. (1) İstedikleri gibi koşan, atlayan, zıplayan, hayal güçle-
riyle sonsuz oyun ve öykü üreten çocuklar; önce atarinin,
ardından bilgisayarın evlere girmesiyle teknolojiye enikonu
esir oldu. (11) Bilişim teknolojisinin akıl almaz hızına ayak
uydurmaya çalışan çocukların sokak oyunlarından giderek
uzaklaştığına dikkat eden çocuk gelişimi uzmanları; teknolo-
jinin çocuğu yalnızlığa ittiği, bu durumun psikolojik sorunlara
sebep olabileceği uyarısında bulunuyor. (III) Çocuklardan
sınavlarda başarılı olmalarını israrla isteyen velilerin ve öğ-
retmenlerin bu sorunu büyüttüklerini kaydeden uzmanlar,
oyunsuz büyümenin zararlarına değiniyor. (IV) Ayrıca gü-
venle oynayabilecekleri boş yeşil alanların her geçen gün
azalması çocukların oyun oynamalarına hiç fırsat vermiyor.
(V) Bu durumdaki çocuklar ise öfkeli ve sıkıntılı bir çocukluk
dönemi geçiriyorlar.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşa-
ğıdakilerden hangisi söylenemez?
A) I. cümlede, teknolojik gelişmelerin olumsuz sonucu be-
lirtilmiştir.
B) I cümlede, olumsuz bir gelişmenin aşamalı biçimde
ilerlediğine dikkat çekilmiştir.
C) III. cümlede, yetişkinlerin çocuklarla ilgili beklentilerini
abarttıklarına değinilmiştir.
Anbu (8
D) IV. cümlede, çocukların oyun oynamalarını engelleyen
farklı bir etmenden söz edilmiştir.
USE M7610
E) V. cümlede, bütün çocukların ruhsal yönden sıkıntılı bü-
yüdükleri konusu dile getirilmiştir.
wwwww
h
9.
60447
P
E
S](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220929073623256244-779089.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri8. (1) İstedikleri gibi koşan, atlayan, zıplayan, hayal güçle-
riyle sonsuz oyun ve öykü üreten çocuklar; önce atarinin,
ardından bilgisayarın evlere girmesiyle teknolojiye enikonu
esir oldu. (11) Bilişim teknolojisinin akıl almaz hızına ayak
uydurmaya çalışan çocukların sokak oyunlarından giderek
uzaklaştığına dikkat eden çocuk gelişimi uzmanları; teknolo-
jinin çocuğu yalnızlığa ittiği, bu durumun psikolojik sorunlara
sebep olabileceği uyarısında bulunuyor. (III) Çocuklardan
sınavlarda başarılı olmalarını israrla isteyen velilerin ve öğ-
retmenlerin bu sorunu büyüttüklerini kaydeden uzmanlar,
oyunsuz büyümenin zararlarına değiniyor. (IV) Ayrıca gü-
venle oynayabilecekleri boş yeşil alanların her geçen gün
azalması çocukların oyun oynamalarına hiç fırsat vermiyor.
(V) Bu durumdaki çocuklar ise öfkeli ve sıkıntılı bir çocukluk
dönemi geçiriyorlar.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşa-
ğıdakilerden hangisi söylenemez?
A) I. cümlede, teknolojik gelişmelerin olumsuz sonucu be-
lirtilmiştir.
B) I cümlede, olumsuz bir gelişmenin aşamalı biçimde
ilerlediğine dikkat çekilmiştir.
C) III. cümlede, yetişkinlerin çocuklarla ilgili beklentilerini
abarttıklarına değinilmiştir.
Anbu (8
D) IV. cümlede, çocukların oyun oynamalarını engelleyen
farklı bir etmenden söz edilmiştir.
USE M7610
E) V. cümlede, bütün çocukların ruhsal yönden sıkıntılı bü-
yüdükleri konusu dile getirilmiştir.
wwwww
h
9.
60447
P
E
S
![2. Dil ile-
arasındaki münasebeti bilen bir kimse dili
tek başına almaz. Zira dilde her kelimenin ses, şekil ve
manasını tayin eden odur. Yunus Emre'nin şiirlerinin di-
lini, yazıldığı devir ve çevreden ayrı ele alamazsınız. Ni-
tekim onun eserlerinin kökleri yetiştiği topraklara sımsıkı
bağlıdır.
---
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden han-
gisi getirilmelidir?
A) düşünce
B) edebiyat
D) kültür
C) insan
E) iletişim](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220929074150240864-4773544.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri2. Dil ile-
arasındaki münasebeti bilen bir kimse dili
tek başına almaz. Zira dilde her kelimenin ses, şekil ve
manasını tayin eden odur. Yunus Emre'nin şiirlerinin di-
lini, yazıldığı devir ve çevreden ayrı ele alamazsınız. Ni-
tekim onun eserlerinin kökleri yetiştiği topraklara sımsıkı
bağlıdır.
---
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden han-
gisi getirilmelidir?
A) düşünce
B) edebiyat
D) kültür
C) insan
E) iletişim
![Nitelik Yayıncılık
8
17. Kibritleri Çok Seven Küçük Kız, babalarının ölü-
münün ardından hayatla başa çıkmayı öğrenmeye
çalışan iki çocuğun hikâyesi diye özetlenebilir. Şu
hâliyle günlük hayatta çok sık rastlanmasa da kar-
şılaşabileceğimiz bir hikâye olduğunu sanabilirsiniz.
Hepimiz, beklenmedik bir zamanda annesini ya da
babasını veya ikisini birden kaybederek hayatla baş
başa kalmış insanlar tanımış ya da bu insanlara dair
hikâyeler duymuşuzdur. Ancak, Kibritleri Çok Seven
Küçük Kız okundukça, sıra dışılığı ve evrensel bir
duruma işaret etmesi bakımından farklılığını hemen
gösterir. Peki, nedir hikâyeyi evrensel yapan? Her
şeyden önce yazar Geaten Soucy, babanın ölümü
karşısında iki kardeş tarafından yaşanan çaresizliği
işlemekle işe başlarken bir yandan da bu çaresizli-
ğin zeminini oluşturan unsurlara ve neden bu kadar
yoğun olduğuna dair geçmişte yaşananlara gidiyor.
Işte, hikâyeyi sıradan olmaktan çıkaran da bu ya-
şanmışlıklar.
Bu parçaya göre eserin evrensel olmasının ne-
deni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Çocukların çaresizliğine neden olan unsurları
vermesi
B) Küçük çocuklarla ilgili bir öyküyü anlatması
C) Anne ve babaların ölmüş olması
D Bugünden geçmişe dayanan bir anlatım izlemesi
E) Günlük yaşamda pek sık rastlanmayan bir konu-
yu ele alması
Diğer sayfaya geçiniz.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220929072237033169-446261.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım BiçimleriNitelik Yayıncılık
8
17. Kibritleri Çok Seven Küçük Kız, babalarının ölü-
münün ardından hayatla başa çıkmayı öğrenmeye
çalışan iki çocuğun hikâyesi diye özetlenebilir. Şu
hâliyle günlük hayatta çok sık rastlanmasa da kar-
şılaşabileceğimiz bir hikâye olduğunu sanabilirsiniz.
Hepimiz, beklenmedik bir zamanda annesini ya da
babasını veya ikisini birden kaybederek hayatla baş
başa kalmış insanlar tanımış ya da bu insanlara dair
hikâyeler duymuşuzdur. Ancak, Kibritleri Çok Seven
Küçük Kız okundukça, sıra dışılığı ve evrensel bir
duruma işaret etmesi bakımından farklılığını hemen
gösterir. Peki, nedir hikâyeyi evrensel yapan? Her
şeyden önce yazar Geaten Soucy, babanın ölümü
karşısında iki kardeş tarafından yaşanan çaresizliği
işlemekle işe başlarken bir yandan da bu çaresizli-
ğin zeminini oluşturan unsurlara ve neden bu kadar
yoğun olduğuna dair geçmişte yaşananlara gidiyor.
Işte, hikâyeyi sıradan olmaktan çıkaran da bu ya-
şanmışlıklar.
Bu parçaya göre eserin evrensel olmasının ne-
deni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Çocukların çaresizliğine neden olan unsurları
vermesi
B) Küçük çocuklarla ilgili bir öyküyü anlatması
C) Anne ve babaların ölmüş olması
D Bugünden geçmişe dayanan bir anlatım izlemesi
E) Günlük yaşamda pek sık rastlanmayan bir konu-
yu ele alması
Diğer sayfaya geçiniz.
![Yorum
7. Yazarın kullandığı dilde ulaştığı yetkinlik, inkâr edilemez
bir gerçek. Kahramanlarının kullandıkları kelimeler.
den bazılarının konuşulduğu gibi yazılması, kitaplarını
okurken sahne eseri izlemenin sıcaklığını hissettiriyor
insana. Yazara özgü uzun cümleler, onun anlatımının
en önemli özelliği. Uzun cümlelerin genellikle anlatımın
akışını bozduğu gibi genel bir kanı vardır ya bu kanıyı
yazarımızın kullandığı uzun cümleler âdeta çürütüyor.
Onun cümlelerinde kelimeler birbirine öyle bağlanmıştır
ki anlamsal hiçbir kopukluğa rastlayamazsınız.
Bu parçada sözü edilen yazarın anlatımı ile ilgili
olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Eserlerinde kısa cümlelerden ziyade uzun cümleleri
tercih ettiği
B) Kullandığı dilin, onun dil konusundaki yetkinliğini
ortaya koyduğu
C) Kurduğu uzun cümlelerin, sanatsal değerinin yük-
sek olduğu
D) Uzun cümlelerinin anlatımın akışına gölge düşür-
mediği
E) Eserlerinin, dili kullanış biçimiyle bir tiyatroyu andır-
dığı](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220929050927372974-4347018.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım BiçimleriYorum
7. Yazarın kullandığı dilde ulaştığı yetkinlik, inkâr edilemez
bir gerçek. Kahramanlarının kullandıkları kelimeler.
den bazılarının konuşulduğu gibi yazılması, kitaplarını
okurken sahne eseri izlemenin sıcaklığını hissettiriyor
insana. Yazara özgü uzun cümleler, onun anlatımının
en önemli özelliği. Uzun cümlelerin genellikle anlatımın
akışını bozduğu gibi genel bir kanı vardır ya bu kanıyı
yazarımızın kullandığı uzun cümleler âdeta çürütüyor.
Onun cümlelerinde kelimeler birbirine öyle bağlanmıştır
ki anlamsal hiçbir kopukluğa rastlayamazsınız.
Bu parçada sözü edilen yazarın anlatımı ile ilgili
olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Eserlerinde kısa cümlelerden ziyade uzun cümleleri
tercih ettiği
B) Kullandığı dilin, onun dil konusundaki yetkinliğini
ortaya koyduğu
C) Kurduğu uzun cümlelerin, sanatsal değerinin yük-
sek olduğu
D) Uzun cümlelerinin anlatımın akışına gölge düşür-
mediği
E) Eserlerinin, dili kullanış biçimiyle bir tiyatroyu andır-
dığı
![4.
Yolculuk, bir karşılaşmadır. Karşılaşma iki tarafın birbiri için hazır-
lanmasını da içerir. Yolcu, eğer Doğu'nun yollarını, geleneklerini,
göreneklerini, ağırlayıp uğurladıkları uygarlıkları ve yitirmekte ol-
duklarını görmeye Gaziantep'ten başlarsa bu kent onu hem kar-
şılar hem de yeni yolculuklara hazırlar. Gaziantep'in bazı gelenek-
leri hâlâ çok canlıdır. Türkmen köylerinde düğünler, Anadolu'nun
birçok yerinde olduğu gibi üç gün üç gece sürer. Evlenenler farklı
köydense iki köyde başlayan düğün, erkeğin köyünde sona erer.
Gaziantep'in kaybetmediği değerlerinden biri de sedef ve gümüş
işçiliğidir. Yekpare bir bakır parçası, ustasının elinde gümüşten bir
sanat şölenine dönüşür.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvu-
rulmamıştır?
A Benzetmeye
B) Sessel yinelemelere
C) imgeli sözlere
D) Değişik yapılı cümlelere
E Devinim içeren olay örgüsüne](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220928171403912980-4661073.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri4.
Yolculuk, bir karşılaşmadır. Karşılaşma iki tarafın birbiri için hazır-
lanmasını da içerir. Yolcu, eğer Doğu'nun yollarını, geleneklerini,
göreneklerini, ağırlayıp uğurladıkları uygarlıkları ve yitirmekte ol-
duklarını görmeye Gaziantep'ten başlarsa bu kent onu hem kar-
şılar hem de yeni yolculuklara hazırlar. Gaziantep'in bazı gelenek-
leri hâlâ çok canlıdır. Türkmen köylerinde düğünler, Anadolu'nun
birçok yerinde olduğu gibi üç gün üç gece sürer. Evlenenler farklı
köydense iki köyde başlayan düğün, erkeğin köyünde sona erer.
Gaziantep'in kaybetmediği değerlerinden biri de sedef ve gümüş
işçiliğidir. Yekpare bir bakır parçası, ustasının elinde gümüşten bir
sanat şölenine dönüşür.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvu-
rulmamıştır?
A Benzetmeye
B) Sessel yinelemelere
C) imgeli sözlere
D) Değişik yapılı cümlelere
E Devinim içeren olay örgüsüne
![Bugünkü öykücülerimiz ne bizim düzeyimize ne de
bizden önceki kuşağın düzeyine erişebildi. Bunun baş
nedeni de belki bizleri tanıma, tanımaktan da öte özüm-
leme çabasına girmeyi gereksiz bulmuş olmaları. Yalnız
bizleri mi? Başka yazınların öykücü ve romancılarını
da. Bir genç öykücümüz, "Ben Orhan Kemal'i okumak
zorunda değilim." demişti. Hepsi böyle açık konuşmu-
yor ama bu yaygın bir tutum. Örneğin,/zaman zaman,
genç öykücülerimiz bana kitaplarını getiriyor, konuş-
tukça ankyorum ki gelen arkadaş benden hiçbir şey
okumamış arkadaşlarımdan da... Yazdıklarımı okumak
gereksinimini duymamış olduklarına göre bana neden
geldiklerini anlamakta güçlük çekiyorum.
Aşağıdaki atasözlerinden hangisi bu parçada belirti-
en düşünceyi vurgular?
Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp.
B) Bin bilsen de bir bilene danış.
C) Akılsız başın cezasını ayak çeker.
D) Akıl yaşta değil, baştadır.
E) Alçak yerde tepecik kendisini dağ sanır.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220929034416814630-4673043.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım BiçimleriBugünkü öykücülerimiz ne bizim düzeyimize ne de
bizden önceki kuşağın düzeyine erişebildi. Bunun baş
nedeni de belki bizleri tanıma, tanımaktan da öte özüm-
leme çabasına girmeyi gereksiz bulmuş olmaları. Yalnız
bizleri mi? Başka yazınların öykücü ve romancılarını
da. Bir genç öykücümüz, "Ben Orhan Kemal'i okumak
zorunda değilim." demişti. Hepsi böyle açık konuşmu-
yor ama bu yaygın bir tutum. Örneğin,/zaman zaman,
genç öykücülerimiz bana kitaplarını getiriyor, konuş-
tukça ankyorum ki gelen arkadaş benden hiçbir şey
okumamış arkadaşlarımdan da... Yazdıklarımı okumak
gereksinimini duymamış olduklarına göre bana neden
geldiklerini anlamakta güçlük çekiyorum.
Aşağıdaki atasözlerinden hangisi bu parçada belirti-
en düşünceyi vurgular?
Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp.
B) Bin bilsen de bir bilene danış.
C) Akılsız başın cezasını ayak çeker.
D) Akıl yaşta değil, baştadır.
E) Alçak yerde tepecik kendisini dağ sanır.
![7. (1) Günümüzde yayıncılar, çok satan kitapların peşinden ko-
şuyor, bir yazarın ya da kitabın değerini ne kadar sattığı
belirliyor. (II) Reklamını, etkinlik sayısı ve ziyaretçi çokluğu-
na bağlayarak yapan kitap fuarları da bu tutumu besliyor.
(II) Böyle bir ortamda yetişen genç bir yazarın, "Okunuyo-
rum öyleyse varım." demesinden doğal ne olabilir? (IV) Bu
yüzden yazarlar, nitelikli ama okunmayan kitaplar yazma
yerine, popüler romanlar üretmeyi, medyada çok görün-
meyi yeğliyorlar. (V) Ünlenmek, popüler olmak, geleceğe
kalmaktan çok daha kıymetli olmuştur.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden
sonra Artık çok satılan kitap, iyi kitap olarak algılanıyor."
cümlesi getirilmelidir?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
8. (1) Havada serbest bırakılan her cisim yere düşer. (II) Bu
düşmeye sebep olan da yer çekimi kuvvetinden başka bir
şey değildir. (III) Cisimlerin ağırlığı ya da hafifliği
yerin onları daha büyük veya
siyle ilgilidi](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220929032158398814-1959183.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri7. (1) Günümüzde yayıncılar, çok satan kitapların peşinden ko-
şuyor, bir yazarın ya da kitabın değerini ne kadar sattığı
belirliyor. (II) Reklamını, etkinlik sayısı ve ziyaretçi çokluğu-
na bağlayarak yapan kitap fuarları da bu tutumu besliyor.
(II) Böyle bir ortamda yetişen genç bir yazarın, "Okunuyo-
rum öyleyse varım." demesinden doğal ne olabilir? (IV) Bu
yüzden yazarlar, nitelikli ama okunmayan kitaplar yazma
yerine, popüler romanlar üretmeyi, medyada çok görün-
meyi yeğliyorlar. (V) Ünlenmek, popüler olmak, geleceğe
kalmaktan çok daha kıymetli olmuştur.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinden
sonra Artık çok satılan kitap, iyi kitap olarak algılanıyor."
cümlesi getirilmelidir?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
8. (1) Havada serbest bırakılan her cisim yere düşer. (II) Bu
düşmeye sebep olan da yer çekimi kuvvetinden başka bir
şey değildir. (III) Cisimlerin ağırlığı ya da hafifliği
yerin onları daha büyük veya
siyle ilgilidi
![1.
Yaşamımızın ilk dönemlerinde hipokampüsün önemli bir
parçası olan "dentate gyrus" son derece üretken bir
şekilde, yeni nöronlar üretir. Yeni oluşturulan bu nöronlar,
hipokampüs parçalarına eklemlenir. Yeni nöronların
üretimi erişkinlik döneminde de devam eder ama yaşımız
ilerledikçe üretim belirgin şekilde azalır. Bugün birçok bilim
insanı bebeklik döneminden bir şey hatırlamamamızın
ardında bu hızlı nöron üretimi olduğuna inanıyor. Bu
görüşe göre yeni nöronlar yeni bağlantılar oluşturmak için
eklemlendiğinde var olan bellek ağlarının bozulmasına
neden olur. Bellek ağlarının bozulması da bebeklik
anılarının kaybedilmesine yol açar.
Bu parçada yazar, bebeklikte yaşananları
hatırlayamamayı aşağıdakilerden hangisine
bağlamaktadır?
A) Beynin bünyeye göre daha hızlı büyümesine
B) Beyindeki dentate gyrus'un yeterince işlememesine
C) Bellek ağlarının bünyeye paralel olarak gelişmesine
D) Yaş ilerledikçe yeni nöron üretiminin azalmasına
Yeni nöronların hipokampüs parçalarına eklenmesine](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220929024610947204-2124058.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri1.
Yaşamımızın ilk dönemlerinde hipokampüsün önemli bir
parçası olan "dentate gyrus" son derece üretken bir
şekilde, yeni nöronlar üretir. Yeni oluşturulan bu nöronlar,
hipokampüs parçalarına eklemlenir. Yeni nöronların
üretimi erişkinlik döneminde de devam eder ama yaşımız
ilerledikçe üretim belirgin şekilde azalır. Bugün birçok bilim
insanı bebeklik döneminden bir şey hatırlamamamızın
ardında bu hızlı nöron üretimi olduğuna inanıyor. Bu
görüşe göre yeni nöronlar yeni bağlantılar oluşturmak için
eklemlendiğinde var olan bellek ağlarının bozulmasına
neden olur. Bellek ağlarının bozulması da bebeklik
anılarının kaybedilmesine yol açar.
Bu parçada yazar, bebeklikte yaşananları
hatırlayamamayı aşağıdakilerden hangisine
bağlamaktadır?
A) Beynin bünyeye göre daha hızlı büyümesine
B) Beyindeki dentate gyrus'un yeterince işlememesine
C) Bellek ağlarının bünyeye paralel olarak gelişmesine
D) Yaş ilerledikçe yeni nöron üretiminin azalmasına
Yeni nöronların hipokampüs parçalarına eklenmesine
![6. Bir yazar şöyle diyor: "Bir yabancı dil bilmeyen
kimse kendi dilini bilmez, güzelliğinin farkına
varmaz." İnsan kendi dilini iyi bilmeden, başka
dili özümsemeyeceğine inandım. Yunus Emre
sanıyorum bu saf, duru Türkçesini, Arapça ve
Farsçayı iyi bilmesinden Türkçeyi bu diller karşı-
sında baş tacı etmesine borçludur.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
ALDilin olanaklarından en iyi yararlananlar her
zaman sanatçılar olmuştur.
B) Başka dilin özelliklerini öğrenmeden önce
kendi dilimizin olanaklarını bilmeliyiz.
Duru bir dille eser veren sanatçıların yabancı
dilden etkilenmesi çok azdır.
D) Dili etkili kullananlar, yabancı dilin yapısından
haberdar sanatçılardır.
E) Yabancı dil öğrenerek dilimizden kopmanın
önü kesilebilir.
www.paragrafinsifresi.com
PARAGR](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220928220807779003-4725472.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri6. Bir yazar şöyle diyor: "Bir yabancı dil bilmeyen
kimse kendi dilini bilmez, güzelliğinin farkına
varmaz." İnsan kendi dilini iyi bilmeden, başka
dili özümsemeyeceğine inandım. Yunus Emre
sanıyorum bu saf, duru Türkçesini, Arapça ve
Farsçayı iyi bilmesinden Türkçeyi bu diller karşı-
sında baş tacı etmesine borçludur.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
ALDilin olanaklarından en iyi yararlananlar her
zaman sanatçılar olmuştur.
B) Başka dilin özelliklerini öğrenmeden önce
kendi dilimizin olanaklarını bilmeliyiz.
Duru bir dille eser veren sanatçıların yabancı
dilden etkilenmesi çok azdır.
D) Dili etkili kullananlar, yabancı dilin yapısından
haberdar sanatçılardır.
E) Yabancı dil öğrenerek dilimizden kopmanın
önü kesilebilir.
www.paragrafinsifresi.com
PARAGR
![DENEME SINAVI 17
7. I. Bir ülkenin yaşam kalitesi, o ülkenin yetiştirdiği
mükemmel elemanların başarılarına bağlıdır.
II. İlle de mükemmel olmak şart diyenler için bu
söylediklerim.
III. Yetişmiş insan gücünün kalitesi,
mükemmelliği, o ülke insanlarının kişisel
refahını ve mutluluk düzeyini doğrudan etkiler.
IV. Uluslararası ilişkileri yöneten diplomatlarından
teknolojik ürünleri üreten mühendislerine,
henüz sorulmamış soruların cevaplarını arayan
bilim insanlarından sanatın en ileri noktalarında
eser veren sanatçılara kadar...
V. Öte yandan mükemmel olmadan da yaşanır
ama benim sözlerim mükemmel olmanın tadını
alanlar için.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlamlı
bir bütün oluşturması için hangilerinin birbiriyle
yer değiştirmesi gerekir?
A) V ile V
B) ile
D) ile IV
C) II ile V
El ile III](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220928220840352749-4725472.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım BiçimleriDENEME SINAVI 17
7. I. Bir ülkenin yaşam kalitesi, o ülkenin yetiştirdiği
mükemmel elemanların başarılarına bağlıdır.
II. İlle de mükemmel olmak şart diyenler için bu
söylediklerim.
III. Yetişmiş insan gücünün kalitesi,
mükemmelliği, o ülke insanlarının kişisel
refahını ve mutluluk düzeyini doğrudan etkiler.
IV. Uluslararası ilişkileri yöneten diplomatlarından
teknolojik ürünleri üreten mühendislerine,
henüz sorulmamış soruların cevaplarını arayan
bilim insanlarından sanatın en ileri noktalarında
eser veren sanatçılara kadar...
V. Öte yandan mükemmel olmadan da yaşanır
ama benim sözlerim mükemmel olmanın tadını
alanlar için.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlamlı
bir bütün oluşturması için hangilerinin birbiriyle
yer değiştirmesi gerekir?
A) V ile V
B) ile
D) ile IV
C) II ile V
El ile III
![er
5. (1) Çocukluğumdan bu yana masalları severim. (II) Ardahan
doğumluyum, Doğuluyum ben. (III) Oralarda yaygındır ma-
sal anlatmalar; çocukken anneannemden özellikle de kış
geceleri sayısız masal dinlemişimdir. (IV) Hatta yorulurdu
anlatmaktan ama ben sonunu merak eder, israr eder, didik-
lerdim anlatmaya devam etmesi için. (V) Masalların bende
yer edişi ve sonraları çocuk kitapları yazmaya yönelmem o
günlerden kalmadır.
Bu parçada numaralandırılan cümleler için aşağıdakiler-
den hangisi söylenemez?
A) I. cümlede yazar, masalların kendindeki yerinden söz
etmektedir.
B) II. cümlede yazar, nerede dünyaya geldiğini belirtmiştir.
C) III. cümlede masallara olan ilgisinin kaynağını işaret et-
mektedir.
D) IV. cümlede masalların merak yönünü nasıl geliştirdiğin-
den söz etmektedir.
E) V. cümlede yazar, neyi niçin yazdığını açıklamaktadır.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220928210309014863-524669.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimlerier
5. (1) Çocukluğumdan bu yana masalları severim. (II) Ardahan
doğumluyum, Doğuluyum ben. (III) Oralarda yaygındır ma-
sal anlatmalar; çocukken anneannemden özellikle de kış
geceleri sayısız masal dinlemişimdir. (IV) Hatta yorulurdu
anlatmaktan ama ben sonunu merak eder, israr eder, didik-
lerdim anlatmaya devam etmesi için. (V) Masalların bende
yer edişi ve sonraları çocuk kitapları yazmaya yönelmem o
günlerden kalmadır.
Bu parçada numaralandırılan cümleler için aşağıdakiler-
den hangisi söylenemez?
A) I. cümlede yazar, masalların kendindeki yerinden söz
etmektedir.
B) II. cümlede yazar, nerede dünyaya geldiğini belirtmiştir.
C) III. cümlede masallara olan ilgisinin kaynağını işaret et-
mektedir.
D) IV. cümlede masalların merak yönünü nasıl geliştirdiğin-
den söz etmektedir.
E) V. cümlede yazar, neyi niçin yazdığını açıklamaktadır.
![2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde konuya bakış açısı
diğerlerinden farklıdır?
A) Sevgi, bir çiçek gibidir; en azından sulanmak ister.
B) Emek vermeden sevginin gelişmesi olanaksızdır.
C) Sevgiyi sadece hisler oluşturmaz, sevgi için yoğun emek
de gerekir.
D) Gönül çırpıntısı yetmez, alın teri de gerekir sevgi için.
E) Özgür ortamlarda gelişmeyen sevginin sonu yoktur.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220928210224173320-524669.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde konuya bakış açısı
diğerlerinden farklıdır?
A) Sevgi, bir çiçek gibidir; en azından sulanmak ister.
B) Emek vermeden sevginin gelişmesi olanaksızdır.
C) Sevgiyi sadece hisler oluşturmaz, sevgi için yoğun emek
de gerekir.
D) Gönül çırpıntısı yetmez, alın teri de gerekir sevgi için.
E) Özgür ortamlarda gelişmeyen sevginin sonu yoktur.