Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

DERT AĞACI
Eski çiftlik evimizi restore etmek için tuttuğum marangoz, işteki ilk gününü zorlukla tamamlamıştı. Arabası-
nin patlayan lastiği onun işe bir saat geç gelmesine neden olmuş, elektrikli testeresi iflas etmiş ve şimdi de eski
püskü kamyoneti çalışmayı reddetmişti.
Onu evine götürürken yanımda âdeta bir heykel gibi oturuyordu. Evine ulaştığımızda beni ailesiyle tanış-
mam için davet etti. Eve doğru yürürken bahçesinde bulunan küçük bir ağacın önünde kısa bir süre durdu,
dalların uçlarına her iki eliyle dokundu. Ilginçti. Kapı açıldığında adam şaşırtıcı bir şekilde değişti. Yanık yüzü te-
bessümle kaplandı, iki küçük çocuğunu kucakladı ve eşine kocaman bir öpücük verdi. Daha sonra beni arabaya
yolcu etmeye geldiğinde ağacın yanından geçerken merakım daha da arttı ve ona eve giderken gördüğüm olayı
sordum.
"O, benim dert ağacım." dedi. "Elimde olmadan işimde bazı problemler çıkıyor ama şundan eminim ki onlar
evime, aileme ait değil. Bunun için hepsini her akşam eve girerken ağaca asıyorum. Sabahlan tekrar onları
alıyorum. Ama komik olan ne biliyor musunuz? Ertesi sabah onları almaya gittiğimde astığım kadar büyük ol-
madıklarını görüyorum."
1. Çiftlik evinin sahibi marangozu evine götürürken marangozun bir heykel gibi oturmasının nedeni ne-
dir?
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
DERT AĞACI Eski çiftlik evimizi restore etmek için tuttuğum marangoz, işteki ilk gününü zorlukla tamamlamıştı. Arabası- nin patlayan lastiği onun işe bir saat geç gelmesine neden olmuş, elektrikli testeresi iflas etmiş ve şimdi de eski püskü kamyoneti çalışmayı reddetmişti. Onu evine götürürken yanımda âdeta bir heykel gibi oturuyordu. Evine ulaştığımızda beni ailesiyle tanış- mam için davet etti. Eve doğru yürürken bahçesinde bulunan küçük bir ağacın önünde kısa bir süre durdu, dalların uçlarına her iki eliyle dokundu. Ilginçti. Kapı açıldığında adam şaşırtıcı bir şekilde değişti. Yanık yüzü te- bessümle kaplandı, iki küçük çocuğunu kucakladı ve eşine kocaman bir öpücük verdi. Daha sonra beni arabaya yolcu etmeye geldiğinde ağacın yanından geçerken merakım daha da arttı ve ona eve giderken gördüğüm olayı sordum. "O, benim dert ağacım." dedi. "Elimde olmadan işimde bazı problemler çıkıyor ama şundan eminim ki onlar evime, aileme ait değil. Bunun için hepsini her akşam eve girerken ağaca asıyorum. Sabahlan tekrar onları alıyorum. Ama komik olan ne biliyor musunuz? Ertesi sabah onları almaya gittiğimde astığım kadar büyük ol- madıklarını görüyorum." 1. Çiftlik evinin sahibi marangozu evine götürürken marangozun bir heykel gibi oturmasının nedeni ne- dir?
9. Güneş, klorlu ve tuzlu su, saçın protein yapısında bozulmalara neden oluyor. Bozulan protein yapısıyla birlikte saçlarda incelme, kopma ve kırılmaların yanı sıra
saç renginde solma izleniyor. Saçımızın yılda 10 santim uzadığı düşünülürse 30 santimlik bir saç teli yaklaşık üç yıldır bizimle ve birçok dış etkene maruz kalıyor.
Güneş, deniz ve havuzun yanı sıra saç boyaları, sık fön çektirmek, çok gergin yapılan atkuyruğu ya da örgüler ve saç şekillendiricilerinin kullanılması da saçın
yapısını bozuyor. Tüm bu etkenler bir arada düşünüldüğünde yaz aylarında saçların yaşlanmaması için ekstra özen göstermek gerekiyor.
Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A Sağlıkla ilgili bir konu bilimsel yaklaşımlar doğrultusunda ele alınmıştır.
B
Saçın yapısını bozan etkenlerden bahsedilmiştir.
C
Kişiden kişiye değişmeyen yargılara yer verilmiştir.
D Yazar kendiyle konuşuyormuş, sohbet ediyormuş havası içerisindedir.
E Sayısal veriler kullanılarak inandırıcılık arttırılmaya çalışılmıştır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
9. Güneş, klorlu ve tuzlu su, saçın protein yapısında bozulmalara neden oluyor. Bozulan protein yapısıyla birlikte saçlarda incelme, kopma ve kırılmaların yanı sıra saç renginde solma izleniyor. Saçımızın yılda 10 santim uzadığı düşünülürse 30 santimlik bir saç teli yaklaşık üç yıldır bizimle ve birçok dış etkene maruz kalıyor. Güneş, deniz ve havuzun yanı sıra saç boyaları, sık fön çektirmek, çok gergin yapılan atkuyruğu ya da örgüler ve saç şekillendiricilerinin kullanılması da saçın yapısını bozuyor. Tüm bu etkenler bir arada düşünüldüğünde yaz aylarında saçların yaşlanmaması için ekstra özen göstermek gerekiyor. Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A Sağlıkla ilgili bir konu bilimsel yaklaşımlar doğrultusunda ele alınmıştır. B Saçın yapısını bozan etkenlerden bahsedilmiştir. C Kişiden kişiye değişmeyen yargılara yer verilmiştir. D Yazar kendiyle konuşuyormuş, sohbet ediyormuş havası içerisindedir. E Sayısal veriler kullanılarak inandırıcılık arttırılmaya çalışılmıştır.
TÜRK
35. Etk ile ahlakı ayrı iki kavram olarak kabul etmek yaygın bir
yaklaşımdır. Bu ayrım çerçevesinde etik, insan davranış
larını irdeleyen düşünsel bir etkinlik, ahlak ise insan davra-
nışlarını belirleyen toplumsal bir düzenektir. Ahlak; toplum-
ların gereksinim ve çıkarları doğrultusunda, alışkanlıklar,
gelenekler, töreler ve kamuoyunun gücünden destek alan,
kendiliğinden biçimlenmiş, genel kabul görmüş bir kural-
lar sistemidir. Bu anlamda ahlak görelidir, hem toplumdan
topluma hem de belirli bir toplumda zaman içinde deği-
şebilmektedir. Ahlak, geniş tabanlı ve nasıl davranılması
gerektiğine ilişkin yazılı olmayan standartları içerir, etik ise
"ahlak üzerine söz söyleme etkinligidir. Farklı bir anlatım-
la etik insan davranışının ilkelen, ahlak ise bu ilkelerin tikel
bir durumda uygulanması ile ilgilidir.
Bu parçada altı çizili sözle etikle ilgili olarak anlatıl-
mak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ahlakın bir alt dal olarak görüldugu
Bi Felsefi terim olmaktan çıkıp gündelik anlamlar kazan-
miş bir sözcüğe dönüştüğü
C; Ahlakın yanlış anlaşılan yönlerine işık tuttuğu
D) Asıl anlamını yitirdiği ve içinin giderek boşaltıldığı
E) Ahlakın özü ve temellerini açıklama eylemi olduğu
36 Bazı hayvanlar, kış uykusu dediğimiz denn uyku duru-
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TÜRK 35. Etk ile ahlakı ayrı iki kavram olarak kabul etmek yaygın bir yaklaşımdır. Bu ayrım çerçevesinde etik, insan davranış larını irdeleyen düşünsel bir etkinlik, ahlak ise insan davra- nışlarını belirleyen toplumsal bir düzenektir. Ahlak; toplum- ların gereksinim ve çıkarları doğrultusunda, alışkanlıklar, gelenekler, töreler ve kamuoyunun gücünden destek alan, kendiliğinden biçimlenmiş, genel kabul görmüş bir kural- lar sistemidir. Bu anlamda ahlak görelidir, hem toplumdan topluma hem de belirli bir toplumda zaman içinde deği- şebilmektedir. Ahlak, geniş tabanlı ve nasıl davranılması gerektiğine ilişkin yazılı olmayan standartları içerir, etik ise "ahlak üzerine söz söyleme etkinligidir. Farklı bir anlatım- la etik insan davranışının ilkelen, ahlak ise bu ilkelerin tikel bir durumda uygulanması ile ilgilidir. Bu parçada altı çizili sözle etikle ilgili olarak anlatıl- mak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Ahlakın bir alt dal olarak görüldugu Bi Felsefi terim olmaktan çıkıp gündelik anlamlar kazan- miş bir sözcüğe dönüştüğü C; Ahlakın yanlış anlaşılan yönlerine işık tuttuğu D) Asıl anlamını yitirdiği ve içinin giderek boşaltıldığı E) Ahlakın özü ve temellerini açıklama eylemi olduğu 36 Bazı hayvanlar, kış uykusu dediğimiz denn uyku duru-
12. Bizde âşık denen saz şairleri yazılı değil, sözlü
eğitimle yetişmemiş miydi? Örnek olarak, büyük
âşıkların sonuncusu Veysel Şatıroğlu küçük yaşta
kaybetmişti gözlerini. Ama duyarak öğrendikleri
üzerinde öylesine kafa yormuştu ki sadece güzel
şiirler söylemekle kalmamış, son demlerine doğru
televizyonda kendisine sorulan sorulara değme
ordinaryüs profesörün kolay kolay veremeyeceği
olgunlukla cevaplar vermişti.
Bu parçada insanın hangi özelliği üzerinde
durulmuştur?
A) İnsan zekâsının yaratıcılığı, araştırmacılığı
ipate
B) İnsanı diğer varlıklardan ayıran düşünme ve -
konuşma yeteneği
insanın sert doğaya karşı var olma isteği
D) İnsanın gördükleriyle ve yaşadıklarıyla
gunlaşabilme özelliği
Einsanın sürekli olarak düşünme ve üstünlük
yaratma isteği
13
DORAGRAF DENEMELERİ
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
12. Bizde âşık denen saz şairleri yazılı değil, sözlü eğitimle yetişmemiş miydi? Örnek olarak, büyük âşıkların sonuncusu Veysel Şatıroğlu küçük yaşta kaybetmişti gözlerini. Ama duyarak öğrendikleri üzerinde öylesine kafa yormuştu ki sadece güzel şiirler söylemekle kalmamış, son demlerine doğru televizyonda kendisine sorulan sorulara değme ordinaryüs profesörün kolay kolay veremeyeceği olgunlukla cevaplar vermişti. Bu parçada insanın hangi özelliği üzerinde durulmuştur? A) İnsan zekâsının yaratıcılığı, araştırmacılığı ipate B) İnsanı diğer varlıklardan ayıran düşünme ve - konuşma yeteneği insanın sert doğaya karşı var olma isteği D) İnsanın gördükleriyle ve yaşadıklarıyla gunlaşabilme özelliği Einsanın sürekli olarak düşünme ve üstünlük yaratma isteği 13 DORAGRAF DENEMELERİ
C.
5.-6. soruları aşağıdaki metne
göre cevaplayınız.
Hava güneşliydi. Seine Nehri yine bulanık ve döne döne
akıyor, Eyfel'in yanı başında, kıyıdaki teknelere çarpa çar->
pa gülüşmelerin, bağrışmaların fonunda ötelere kayıyordu.
Paris'in orta yerinde bu dev, bu büyülü çelik yığın altında
toplanan insanlar eğleniyorlardı. Pek çoğu turist, pek çoğu
Doğu Avrupalıydılar. Pazar gününün verdiği rahatlık, her-
kesin hareketine sinmişti. Öylesine rahat öylesine özgür.
Kırmızılı yeşilli basma entarileriyle eteklerini kalabalığa
vura vura dilenen genç kızlar bile güneşin tepedeki sal-
tanatının keyfini süren insanların acıma hislerini harekete
geçiremiyordu. Avuçlarını açarken taktıkları hüzün maske-
si, dudaklarının kenarındaki tebessümün ağır gölgesi altın-
daydı.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok-
tur?
A) Betimleme
C) Örnekleme
E) Tekrar grubu
B) Öyküleme
D) Somutlama
S
A
R
Yar
üst
old
nü
"le
aş
di
de
nu
de
m
b
k
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
C. 5.-6. soruları aşağıdaki metne göre cevaplayınız. Hava güneşliydi. Seine Nehri yine bulanık ve döne döne akıyor, Eyfel'in yanı başında, kıyıdaki teknelere çarpa çar-> pa gülüşmelerin, bağrışmaların fonunda ötelere kayıyordu. Paris'in orta yerinde bu dev, bu büyülü çelik yığın altında toplanan insanlar eğleniyorlardı. Pek çoğu turist, pek çoğu Doğu Avrupalıydılar. Pazar gününün verdiği rahatlık, her- kesin hareketine sinmişti. Öylesine rahat öylesine özgür. Kırmızılı yeşilli basma entarileriyle eteklerini kalabalığa vura vura dilenen genç kızlar bile güneşin tepedeki sal- tanatının keyfini süren insanların acıma hislerini harekete geçiremiyordu. Avuçlarını açarken taktıkları hüzün maske- si, dudaklarının kenarındaki tebessümün ağır gölgesi altın- daydı. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok- tur? A) Betimleme C) Örnekleme E) Tekrar grubu B) Öyküleme D) Somutlama S A R Yar üst old nü "le aş di de nu de m b k
olmak üze
değil. Bun
a var olar
e deneyim
ermé, dün
nlar, görü
ar gözler
na sezgiy
sahici ve
geliştir.
ANLATIM BİÇİMLERİ - DÜŞÜNG
GELİŞTİRME YOLLARI
Bir resim öğretmenimiz vardı, bence büyük bir ustaydı.
Elinden fırçayı bırakmazdı. Bana söylediği şuydu: "Hiç
boş durmayacaksın. Bir gün bile boş dursan elin acemi-
leşir." İşte yazarlık da böyledir. Bir hafta, on gün yazma-
yan, bir ay yazmayan bir insan, "Ben bir yazarım." derse
inanmam o insanın yazarlığına. Yazar vapurda, trende,
uçakta, her yerde, her an yazma hâlinde olmalıdır.
uştur?
Bu parçanın anlatımında düşünceyi geliştirme yolla-
rindan hangisine başvurulmuştur?
A) Karşılaştırmaya
2
B) Örneklemeye
C) Tartışmaya
D) Açıklamaya
E) Tanımlamaya
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
olmak üze değil. Bun a var olar e deneyim ermé, dün nlar, görü ar gözler na sezgiy sahici ve geliştir. ANLATIM BİÇİMLERİ - DÜŞÜNG GELİŞTİRME YOLLARI Bir resim öğretmenimiz vardı, bence büyük bir ustaydı. Elinden fırçayı bırakmazdı. Bana söylediği şuydu: "Hiç boş durmayacaksın. Bir gün bile boş dursan elin acemi- leşir." İşte yazarlık da böyledir. Bir hafta, on gün yazma- yan, bir ay yazmayan bir insan, "Ben bir yazarım." derse inanmam o insanın yazarlığına. Yazar vapurda, trende, uçakta, her yerde, her an yazma hâlinde olmalıdır. uştur? Bu parçanın anlatımında düşünceyi geliştirme yolla- rindan hangisine başvurulmuştur? A) Karşılaştırmaya 2 B) Örneklemeye C) Tartışmaya D) Açıklamaya E) Tanımlamaya
Klasik öyküde yazar on iki rauntluk bir boks maçına
soyunur. Boksörlerin birbirlerini tanıması ısınma
yumruklarının atılmasıyla başlar. Ardından kombine
yumrukların atılması, ringde boksun gereği olan ayak,
vücut ve kol hareketlerinin gösterilmesi, zaman zaman
boksörlerin birbirlerini indirmesi üzerine hakemin
saymaya başlaması, seyircinin galeyanı, antrenörlerin
taktikleri, nihayetinde boksörlerden birisinin maçı
sayıyla kazanmasıyla sonuçlanan bir olayı anlatır. Maçı
izlemeye gelen seyirciler için düzenlenmiş bir gösteri,
bir şov gerçekleşmiş olur. Maç bittiğinde diğer
maçlardan temelde farklı olmayan bir süreç yaşandığı
için olay olağandır. Bir sonraki maç beklenir. Bazen bu
şovu kısa kesen boksörler de olur. İşte bu durum bile
seyirci için şaşkınlık yaratmaz. Çünkü boksörlerin gücü,
teknikleri, yapabilecekleri ve yetenekleri önceden
bellidir. Bir küçük olasılık olarak bazen sürpriz sonuçlar
da alınır ama maç, başından itibaren on iki rauntla
kurgulandığı için bu sonuç, kurgunun içinde kalır. Kalıcı
bir şaşkınlık yaratmaz.
Bu parçanın anlatımında aşağıda verilenlerin
hangisinden yararlanılmıştır?
A) Betimleme
B) Benzetme
DÖrnekleme
C) Öyküleme
E) Tanımlama
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Klasik öyküde yazar on iki rauntluk bir boks maçına soyunur. Boksörlerin birbirlerini tanıması ısınma yumruklarının atılmasıyla başlar. Ardından kombine yumrukların atılması, ringde boksun gereği olan ayak, vücut ve kol hareketlerinin gösterilmesi, zaman zaman boksörlerin birbirlerini indirmesi üzerine hakemin saymaya başlaması, seyircinin galeyanı, antrenörlerin taktikleri, nihayetinde boksörlerden birisinin maçı sayıyla kazanmasıyla sonuçlanan bir olayı anlatır. Maçı izlemeye gelen seyirciler için düzenlenmiş bir gösteri, bir şov gerçekleşmiş olur. Maç bittiğinde diğer maçlardan temelde farklı olmayan bir süreç yaşandığı için olay olağandır. Bir sonraki maç beklenir. Bazen bu şovu kısa kesen boksörler de olur. İşte bu durum bile seyirci için şaşkınlık yaratmaz. Çünkü boksörlerin gücü, teknikleri, yapabilecekleri ve yetenekleri önceden bellidir. Bir küçük olasılık olarak bazen sürpriz sonuçlar da alınır ama maç, başından itibaren on iki rauntla kurgulandığı için bu sonuç, kurgunun içinde kalır. Kalıcı bir şaşkınlık yaratmaz. Bu parçanın anlatımında aşağıda verilenlerin hangisinden yararlanılmıştır? A) Betimleme B) Benzetme DÖrnekleme C) Öyküleme E) Tanımlama
12.
BYT
1956 yılında Aydın'da doğan sanatçı, liseyi Robert Kole-
jende okudu. (1) Şiir bursu alıp Floransaya gitti ardından
Türkiye'ye dönerek birer yıl ODTÜ Elektronik ve Ekonomi
bölümlerine devam etti. (II) 1977'de İngiltere'ye giderek
Monchester Üniversitesi Ekonomi bölümünden lisansı-
ni, Essex Üniversitesi Edebiyat Sosyolojisi bölümünden
master derecesini aldı. (III) 1983 - 1987 yılları arasında
Brüksel'de yaşadı. (IV) İlk şiirleri 1980'de Yeni Yazı ve
Yeni İnsan dergilerinde çıktı. (V) Gösteri, Defter, Şiir Atı,
Oluşum, Mor Köpük, Yönelişler, Sombahar dergilerinde
birçok şiir ve yazısı yayınlandı; şiirlerinden bazıları beste-
lendi ve filmlerde kullanıldı.
Bu metin iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag-
raf kaç numaralı cümleden başlar?
A) I
B) II
C) III
E) V
D) V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
12. BYT 1956 yılında Aydın'da doğan sanatçı, liseyi Robert Kole- jende okudu. (1) Şiir bursu alıp Floransaya gitti ardından Türkiye'ye dönerek birer yıl ODTÜ Elektronik ve Ekonomi bölümlerine devam etti. (II) 1977'de İngiltere'ye giderek Monchester Üniversitesi Ekonomi bölümünden lisansı- ni, Essex Üniversitesi Edebiyat Sosyolojisi bölümünden master derecesini aldı. (III) 1983 - 1987 yılları arasında Brüksel'de yaşadı. (IV) İlk şiirleri 1980'de Yeni Yazı ve Yeni İnsan dergilerinde çıktı. (V) Gösteri, Defter, Şiir Atı, Oluşum, Mor Köpük, Yönelişler, Sombahar dergilerinde birçok şiir ve yazısı yayınlandı; şiirlerinden bazıları beste- lendi ve filmlerde kullanıldı. Bu metin iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag- raf kaç numaralı cümleden başlar? A) I B) II C) III E) V D) V
hangi söz sanatına yer verilmiştir?
A) Hüsnütalil
B) Tenasüp
D) Tevriye
8. Leylâ gelin oldu, Mecnun mezarda,
Bir susuz yolcu yok şimdi dağlarda.
Ateşten kızaran bir gül arar da,
Gezer bağdan bağa çoban çeşmesi.
EXCinas
D) I-II-III
Bu dörtlükle ilgili olarak
I. dizede telmih +
II. dizede abartma
III. dizede hüsnütalil ve istiare
IV. dizede mecazımürsel ve kişileştirme+
+
vardır.
numaralanmış öncüllerden hangileri doğrudur?
A) Yalnız I
B) Yalnız III
C) I-III
1-11-2V
C) Telmih
E) I-III-IV
coban
Geşm
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
hangi söz sanatına yer verilmiştir? A) Hüsnütalil B) Tenasüp D) Tevriye 8. Leylâ gelin oldu, Mecnun mezarda, Bir susuz yolcu yok şimdi dağlarda. Ateşten kızaran bir gül arar da, Gezer bağdan bağa çoban çeşmesi. EXCinas D) I-II-III Bu dörtlükle ilgili olarak I. dizede telmih + II. dizede abartma III. dizede hüsnütalil ve istiare IV. dizede mecazımürsel ve kişileştirme+ + vardır. numaralanmış öncüllerden hangileri doğrudur? A) Yalnız I B) Yalnız III C) I-III 1-11-2V C) Telmih E) I-III-IV coban Geşm
| 3.
Alice'in tavşan deliği kadar derin ve uçsuz bucaksız olan
The Matrix evreniyle ilgili teoriler bitmek bilmiyor."Matrix'te
mimar kimdir ve neden bahsediyor?" sousuna Javesh
Lalvani: "En başında insanlar makineleri yarattı ve tüm
her şeyi makineler yaptı." Bunun sonrası ise daha vahim
sorunlara yol açacak ve makineler insanlara hükmede-
cek. Böyle bir sonuca ulaştığımızda "Mimar aslında bir
makine mi yoksa insan mı?" sorusuna cevap bulmak da
zorlaşıyor.
Bu metne göre aşağıdakilerden hangi yargıya kesin
olarak ulaşabiliriz?
A) Matrix alemi çatışmanın ürünüdür.
B) Makinelerin insanlara hükmetmesi zaman alacaktır,
C) Mühendis, sadece insanlık yararına çalışmıştır.
D) Matrix'i anlamak için derin düşünmek gerekir.
E) İnsanların makinelerin esaretine girmemek için diren-
miştir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
| 3. Alice'in tavşan deliği kadar derin ve uçsuz bucaksız olan The Matrix evreniyle ilgili teoriler bitmek bilmiyor."Matrix'te mimar kimdir ve neden bahsediyor?" sousuna Javesh Lalvani: "En başında insanlar makineleri yarattı ve tüm her şeyi makineler yaptı." Bunun sonrası ise daha vahim sorunlara yol açacak ve makineler insanlara hükmede- cek. Böyle bir sonuca ulaştığımızda "Mimar aslında bir makine mi yoksa insan mı?" sorusuna cevap bulmak da zorlaşıyor. Bu metne göre aşağıdakilerden hangi yargıya kesin olarak ulaşabiliriz? A) Matrix alemi çatışmanın ürünüdür. B) Makinelerin insanlara hükmetmesi zaman alacaktır, C) Mühendis, sadece insanlık yararına çalışmıştır. D) Matrix'i anlamak için derin düşünmek gerekir. E) İnsanların makinelerin esaretine girmemek için diren- miştir.
a
10
31. Bir deneme yazarı; bizim önümüze kendi beğenilerini,
kinlerini, inançlarını, şeftaliden tutun da külbastıya kadar
sevdiği yemekleri döken bir kişidir. Bu iç dökmelerde hiç-
bir şey bayağı, hiçbir şey gülünç görünmez. Denemeci-
nin en büyük özelliklerinden biri de açık yürekli oluşudur.
Suut Kemal Yetkin bir yazısında denemeyi şöyle tanım-
lar: Deneme, makale gibi belli bir fikri kesin bir sonuca
bağlamaz; bir felsefe incelemesi gibi bir öğretinin boyun-
duruğu altında solumaz. Denemenin işte bu özelliği onu
eleştiriden ayırır. Eleştirmen verdiği yargılarda yanılma-
maya çalışır. Denemecinin böyle bir çabası yoktur çünkü
denemeci tam anlamıyla bağımsızdır.
Bu parçada deneme türünün hangi özelliği vurgulan-
maktadır?
(A) Özgünlüğü
çeşitliliği
Farklılığı
D) Etkileyiciliği
E) Özgürlüğü
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
a 10 31. Bir deneme yazarı; bizim önümüze kendi beğenilerini, kinlerini, inançlarını, şeftaliden tutun da külbastıya kadar sevdiği yemekleri döken bir kişidir. Bu iç dökmelerde hiç- bir şey bayağı, hiçbir şey gülünç görünmez. Denemeci- nin en büyük özelliklerinden biri de açık yürekli oluşudur. Suut Kemal Yetkin bir yazısında denemeyi şöyle tanım- lar: Deneme, makale gibi belli bir fikri kesin bir sonuca bağlamaz; bir felsefe incelemesi gibi bir öğretinin boyun- duruğu altında solumaz. Denemenin işte bu özelliği onu eleştiriden ayırır. Eleştirmen verdiği yargılarda yanılma- maya çalışır. Denemecinin böyle bir çabası yoktur çünkü denemeci tam anlamıyla bağımsızdır. Bu parçada deneme türünün hangi özelliği vurgulan- maktadır? (A) Özgünlüğü çeşitliliği Farklılığı D) Etkileyiciliği E) Özgürlüğü Diğer sayfaya geçiniz.
2.
Betivene
Körfeze doğru uzanan yapay adanın üzerinde kutu
kutu göğe doğru uzanan beyaz ve yalın bir yapı...
Arkasından, denizden bir yerden, aniden sanki
onlarca kalın hortumun içinden gökyüzüne doğru
bir ışık seli fışkırıyor. Kalın ışık halatları piramidin
He tepesinde iplik iplik dağılıp binanın üzerine doğru
dökülüyor, bazen göğe varınca patlayıp rengârenk
ponpon oluyor. Sonra müziğin temposuna uygun.
kıvrılarak ılık sulara dökülüp kayboluyor. Müzenin
açılışına katılan yüzlerce kişi palmiyelerin arasından
gözlerini havaya dikmiş, hayranlık çığlıkları atıyor.
Bu parçanın anlatımında ağırlıklı olarak aşağıda-
kilerden hangisi kullanılmıştır?
H
1
Z
V
E
A) Betimleme - benzetme
kalın iqve t
B) Tanık gösterme - karşılaştırmalatter
C) Betimleme kişileştirme
kiriliye
D) Karşılaştırma - sayısal verilerden yararlanma
E) Tanımlama - kişileştirme
4.
6
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2. Betivene Körfeze doğru uzanan yapay adanın üzerinde kutu kutu göğe doğru uzanan beyaz ve yalın bir yapı... Arkasından, denizden bir yerden, aniden sanki onlarca kalın hortumun içinden gökyüzüne doğru bir ışık seli fışkırıyor. Kalın ışık halatları piramidin He tepesinde iplik iplik dağılıp binanın üzerine doğru dökülüyor, bazen göğe varınca patlayıp rengârenk ponpon oluyor. Sonra müziğin temposuna uygun. kıvrılarak ılık sulara dökülüp kayboluyor. Müzenin açılışına katılan yüzlerce kişi palmiyelerin arasından gözlerini havaya dikmiş, hayranlık çığlıkları atıyor. Bu parçanın anlatımında ağırlıklı olarak aşağıda- kilerden hangisi kullanılmıştır? H 1 Z V E A) Betimleme - benzetme kalın iqve t B) Tanık gösterme - karşılaştırmalatter C) Betimleme kişileştirme kiriliye D) Karşılaştırma - sayısal verilerden yararlanma E) Tanımlama - kişileştirme 4. 6
jr.
klı
tir.
ek-
an-
iz III
4. Küçürek öykü; okurda zihin yorma, dikkatli okuma, analiz yap-
ma çabası oluşturur. Küçürek öyküde okur, anlatıya aktif olarak
katılmak durumundadır. Çok küçük imlemelerden, ima ve ifade-
lerden yazarın anlatmak istediğine ulaşır. Küçürek öykü bu yö-
nüyle çoklu okuma çabalarına imkân tanır. Yazarın hayal dünya-
sına dair bir altyapıyla temellendirilmiş anlatının aktığı bu sınır-
li alanda okuyucu da yazarla birlikte yol alır. Bu yol alışta yazar,
yoğun ve özgün yaşantıları daha çok simgesel düzeyde bize an-
latır. Küçürek öykü öğüt vermez, karakter geliştirmez, okuyucu-
yu bir yere taşımaz ancak bazı değişmez hakikatleri hissettirir,
insanları onlarla aniden yüzleştirerek şok uyarmalar yapar.
Bu parçadan hareketle küçürek öykü ile ilgili olarak
Sezdirme yoluyla yazılanların anlaşılmasını sağlar.
II. Belleği çalıştırma, çözümleme gücü kazandırma gibi işlevle-
ri vardır.
Yazarın imgelem dünyasından oluşan anlatıda okur, edilgen
konumdadır.
Didaktik söylemi barındırmayan bir nitelik taşır.
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
A) Yalnız I
D) I, II ve II
B) Yalnız II
C
E), I ve IV
C) Yalnız III
PARAGRAFIN RITMI
2.
E)
Edisy
S
jinal
bilgil
lanır
bilm
işe e
ya ça
alan
tinfe
lam:
Bu
L
JI
yar
A)
PARA
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
jr. klı tir. ek- an- iz III 4. Küçürek öykü; okurda zihin yorma, dikkatli okuma, analiz yap- ma çabası oluşturur. Küçürek öyküde okur, anlatıya aktif olarak katılmak durumundadır. Çok küçük imlemelerden, ima ve ifade- lerden yazarın anlatmak istediğine ulaşır. Küçürek öykü bu yö- nüyle çoklu okuma çabalarına imkân tanır. Yazarın hayal dünya- sına dair bir altyapıyla temellendirilmiş anlatının aktığı bu sınır- li alanda okuyucu da yazarla birlikte yol alır. Bu yol alışta yazar, yoğun ve özgün yaşantıları daha çok simgesel düzeyde bize an- latır. Küçürek öykü öğüt vermez, karakter geliştirmez, okuyucu- yu bir yere taşımaz ancak bazı değişmez hakikatleri hissettirir, insanları onlarla aniden yüzleştirerek şok uyarmalar yapar. Bu parçadan hareketle küçürek öykü ile ilgili olarak Sezdirme yoluyla yazılanların anlaşılmasını sağlar. II. Belleği çalıştırma, çözümleme gücü kazandırma gibi işlevle- ri vardır. Yazarın imgelem dünyasından oluşan anlatıda okur, edilgen konumdadır. Didaktik söylemi barındırmayan bir nitelik taşır. yargılarından hangilerine ulaşılamaz? A) Yalnız I D) I, II ve II B) Yalnız II C E), I ve IV C) Yalnız III PARAGRAFIN RITMI 2. E) Edisy S jinal bilgil lanır bilm işe e ya ça alan tinfe lam: Bu L JI yar A) PARA
SOZ OBEGI METODU
3. "Eleştirmen kendini bir mihenk tası olarak
görürse içinde bulunduğu edebiyat alemin
çok çekeceği var demektir." cümlesinde
altı çizili sözün cümleye kattiği anlam
aşağıdakilerden hangisinde vardır?
A) Eleştirilerinde nesnel olmamak
B) Bütün edebiyatçıları kendi değer
yargılanıyla değerlendirmek
C) Kitabın kapağına göre ve yazarinin adina
göre eleştiri yapmak
D) Yapılan eleştirilerde yalnızca kendi
yargılarının doğru olduğuna inanmak
söz de
5. Yaban
duyur
4. Adana'da çalışırken hep İstanbul'a, kente,
sokaklara, insan yüreğiyle isinan yerlere
dönmeyi güzel ama çok güzel bulurdum;
Adana'daki yalnızlık, ıssızlık beni üzerdi.
Yukarıdaki parçada "insan yüreğiyle
isinan yerlere dönmek" sözüyle anlatılmak
istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kendini insanlardan uzak hissetmek
B) Yaşamın getirdiği olumsuz sürprizlere
hazır olmak
Al
C) İnsan ilişkilerinin sıcak ve yoğun olduğu
yerlerde bulunmak
D) Umutsuzluk ve kırgınlık içinde yaşamak
6.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
SOZ OBEGI METODU 3. "Eleştirmen kendini bir mihenk tası olarak görürse içinde bulunduğu edebiyat alemin çok çekeceği var demektir." cümlesinde altı çizili sözün cümleye kattiği anlam aşağıdakilerden hangisinde vardır? A) Eleştirilerinde nesnel olmamak B) Bütün edebiyatçıları kendi değer yargılanıyla değerlendirmek C) Kitabın kapağına göre ve yazarinin adina göre eleştiri yapmak D) Yapılan eleştirilerde yalnızca kendi yargılarının doğru olduğuna inanmak söz de 5. Yaban duyur 4. Adana'da çalışırken hep İstanbul'a, kente, sokaklara, insan yüreğiyle isinan yerlere dönmeyi güzel ama çok güzel bulurdum; Adana'daki yalnızlık, ıssızlık beni üzerdi. Yukarıdaki parçada "insan yüreğiyle isinan yerlere dönmek" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Kendini insanlardan uzak hissetmek B) Yaşamın getirdiği olumsuz sürprizlere hazır olmak Al C) İnsan ilişkilerinin sıcak ve yoğun olduğu yerlerde bulunmak D) Umutsuzluk ve kırgınlık içinde yaşamak 6.
I
ci
op doto liben
20. 1. Her hâlükârda kalıplar dünyasında varlık mücadelesi
veren bir zavallı var, o da "insanlık".
II. Bu zavallı, var olma derdiyle her zaman çırpınıyor.
III. Doğu ise önce bir kalıp oluşturuyor sonra da insan-
lardan buna uymasını istiyor. 2
IV. Batı, insana bakıp kalıplar üretiyor çünkü bu durum
para kazandırıyor.
V. Uyan kazanıyor, uymayansa kaybediyor.
5
Numaralanmış cümlelerle bir paragraf oluşturulmak
istense son cümle aşağıdakilerden hangisi olur?
A) I
C) III
TA(E) V
BII
D) IV
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
I ci op doto liben 20. 1. Her hâlükârda kalıplar dünyasında varlık mücadelesi veren bir zavallı var, o da "insanlık". II. Bu zavallı, var olma derdiyle her zaman çırpınıyor. III. Doğu ise önce bir kalıp oluşturuyor sonra da insan- lardan buna uymasını istiyor. 2 IV. Batı, insana bakıp kalıplar üretiyor çünkü bu durum para kazandırıyor. V. Uyan kazanıyor, uymayansa kaybediyor. 5 Numaralanmış cümlelerle bir paragraf oluşturulmak istense son cümle aşağıdakilerden hangisi olur? A) I C) III TA(E) V BII D) IV
ini anlayarak doğru çözmeye çalışınız.
2. Kısa öykülerin sessizliği
Kısa öykülerin en başarılı örnekleri, toplumlarda rahatsız edici
çalkantıların oluştuğu zamanlarda ve insanların dışlandığı yer-
lerde yazılmıştır. İnsanların yaşadıkları acıları, sıkıntıları, hasta-
lıkları, mağduriyetleri kaleme alan Sait Faik, Necip Fazıl, Nâzım
Hikmet, Peyami Safa, Tomris Uyar, Tarık Buğra, Attilä İlhan, Oğuz
Atay, Bilge Karasu, Füruzan, Refik Halit Karay, Yaşar Kemal, Or-
han Kemal, Fakir Baykurt ve Ferit Edgü'ler gibi daha niceleri ar-
tık yok. Yani, yaşadığı dönemin tanıkları olan bu yazarlar yaşa-
nanları ölümsüzleştirmişlerdir. İnsana dair yeni hikâyeler, şiirler
ve romanlar yazan yok gibi. Türkülerini söyleyen de yok. Bu yüz-
den o eski günlerden bugünlere nasıl gelindiğine dair yaşanılan-
ları bilmeyen bir gençlik var.
Bu köşe yazısıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A Toplumun yaşadığı her olayın yetkin kalemler tarafından
mutlaka yazılması gerektiği söylenmektedir.
B) Yazar ve şairlerin, toplumsal bilince yönelmekten uzak ol-
dukları anlatılmaktadır.
Yeni bir sanat anlayışının benimsenmesinin edebiyatı olum-
suz etkilediği belirtilmektedir.
Nitelikli yazarların yetişmemesinden duyulan üzüntü dile ge-
tirilmektedir.
Toplumsal değişim ve dönüşümleri anlatan öykülerin yazıl-
maması, toplumsal hafızanın kaybı olarak görülmektedir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ini anlayarak doğru çözmeye çalışınız. 2. Kısa öykülerin sessizliği Kısa öykülerin en başarılı örnekleri, toplumlarda rahatsız edici çalkantıların oluştuğu zamanlarda ve insanların dışlandığı yer- lerde yazılmıştır. İnsanların yaşadıkları acıları, sıkıntıları, hasta- lıkları, mağduriyetleri kaleme alan Sait Faik, Necip Fazıl, Nâzım Hikmet, Peyami Safa, Tomris Uyar, Tarık Buğra, Attilä İlhan, Oğuz Atay, Bilge Karasu, Füruzan, Refik Halit Karay, Yaşar Kemal, Or- han Kemal, Fakir Baykurt ve Ferit Edgü'ler gibi daha niceleri ar- tık yok. Yani, yaşadığı dönemin tanıkları olan bu yazarlar yaşa- nanları ölümsüzleştirmişlerdir. İnsana dair yeni hikâyeler, şiirler ve romanlar yazan yok gibi. Türkülerini söyleyen de yok. Bu yüz- den o eski günlerden bugünlere nasıl gelindiğine dair yaşanılan- ları bilmeyen bir gençlik var. Bu köşe yazısıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A Toplumun yaşadığı her olayın yetkin kalemler tarafından mutlaka yazılması gerektiği söylenmektedir. B) Yazar ve şairlerin, toplumsal bilince yönelmekten uzak ol- dukları anlatılmaktadır. Yeni bir sanat anlayışının benimsenmesinin edebiyatı olum- suz etkilediği belirtilmektedir. Nitelikli yazarların yetişmemesinden duyulan üzüntü dile ge- tirilmektedir. Toplumsal değişim ve dönüşümleri anlatan öykülerin yazıl- maması, toplumsal hafızanın kaybı olarak görülmektedir.