Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

TYT/Türkçe
DA
E
24. Beyin hücrelerinin kendini yenilediği, ilk olarak 1960'larda
maymunlar, fareler ve kuşlar üzerinde yapılmaya başlanan
deneylerle anlaşılmıştı. 1998 yılında Nature Dergisi'nde
yayınlanan bir araştırma ile diğer hayvanlar üzerinde elde
edilen olumlu bulguların insanlarda da geçerli olduğu
ispatlandı. Kaliforniya Salk Enstitüsü nörobiyologlarından
Fred H. Gage, insanlar üzerinde yaptığı bir araştırmada
yeni nöronların, ana hücrelerin bölünmesiyle oluştuğunu
ve bu durumun beynin hafıza ve öğrenme işlevini
gerçekleştiren bölümünde yaşandığını keşfetti..
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerin hangisi getirilmelidir?
A) Beynin genelinde hücreleri kontrol eden bir
mekanizmanın olduğunu kanıtlamaya çalışan
araştırmalar söz konusudur
B) Oysa yapılan birçok araştırma, yetişkinlerde beyin
hücrelerinin yenilendiğini ispatladı
C) Geriye kalanlar, eski nöronlarla birbirine bağlanıyor ve
kendi kendini iyileştiren, geliştiren bir beyin oluşturuyor
D) Bu yüzden doğduğumuzda beynimizde ne kadar hücre
varsa yaşamımız boyunca onunla idare edeceğimiz,
daha fazlasının oluşmayacağı, hatta her bir hücre
öldükçe bu sayının gitgide azalacağı söyleniyordu
E) Araştırma sonucunun paylaşılmasından bu yana,
beynin hipokamp adı verilen bu bölümünün üzerinde
yoğun olarak incelemeler yapıldı ve sonuçta insan
beynindeki en etkin alan olduğu anlaşıldı
25.
y
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TYT/Türkçe DA E 24. Beyin hücrelerinin kendini yenilediği, ilk olarak 1960'larda maymunlar, fareler ve kuşlar üzerinde yapılmaya başlanan deneylerle anlaşılmıştı. 1998 yılında Nature Dergisi'nde yayınlanan bir araştırma ile diğer hayvanlar üzerinde elde edilen olumlu bulguların insanlarda da geçerli olduğu ispatlandı. Kaliforniya Salk Enstitüsü nörobiyologlarından Fred H. Gage, insanlar üzerinde yaptığı bir araştırmada yeni nöronların, ana hücrelerin bölünmesiyle oluştuğunu ve bu durumun beynin hafıza ve öğrenme işlevini gerçekleştiren bölümünde yaşandığını keşfetti.. Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerin hangisi getirilmelidir? A) Beynin genelinde hücreleri kontrol eden bir mekanizmanın olduğunu kanıtlamaya çalışan araştırmalar söz konusudur B) Oysa yapılan birçok araştırma, yetişkinlerde beyin hücrelerinin yenilendiğini ispatladı C) Geriye kalanlar, eski nöronlarla birbirine bağlanıyor ve kendi kendini iyileştiren, geliştiren bir beyin oluşturuyor D) Bu yüzden doğduğumuzda beynimizde ne kadar hücre varsa yaşamımız boyunca onunla idare edeceğimiz, daha fazlasının oluşmayacağı, hatta her bir hücre öldükçe bu sayının gitgide azalacağı söyleniyordu E) Araştırma sonucunun paylaşılmasından bu yana, beynin hipokamp adı verilen bu bölümünün üzerinde yoğun olarak incelemeler yapıldı ve sonuçta insan beynindeki en etkin alan olduğu anlaşıldı 25. y
Aynı büyüklükte ve Güneş'ten aşağı yukarı aynı uzaklık-
ta olan Venüs ve Dünya, genellikle ikiz gezegenler ola-
rak kabul edilir. Dolayısıyla Venüs'ün dış katmanı hep
merak edilmiş ve dünyanın dış yüzeyi ile karşılaştırılmak
istenmiştir. Her ne kadar Dünya'dan yapılan ve yüzyıllar
süren teleskobik gözlemler bize net bir fikir veremese de
1990'dan itibaren Magellan adlı uzay aracının yörünge
radari, Venüs'ü saran kalın bulutlara nüfuz edebilmiş ve
onun yüzeyini çarpıcı bir netlikle ortaya koyabilmiştir. Bi-
lim insanları, artık yer şekillerinin ayrıntılı görüntülerin-
den Venüs'ün dış yüzeyini kaplayan kaya türünü tahmin
edebiliyorlar. Görünüşe göre kardeş gezegenimiz, Dün-
ya'nın okyanus havzalarını çevreleyen, karanlık, ince
taneli kayalara çok benzeyen volkanik bileşimli kayalarla
kaplı. Ancak ne yazık ki Magellan'ın haritalaması, Dün-
ya'nın kıtasal kabuğuyla karşılaştırılabilecek düzeyde
geniş alanlar tespit edemedi.
39. Bu parça asıl olarak aşağıdakilerden hangisi ile il-
gilidir?
Een
A) Venüs'ün yüzeyinin neden kayalarla kaplı olduğu so-
rusuyla
B) Magellan adlı uzay keşif aracının Venüs hakkındaki
bulgularıyla
Bilim insanları tarafından hâlâ tartışılan bir konu olan
Venüs'teki bulut oluşumlarıyla
Bilim insanlarının Dünya'nın kıtasal kabuğuna yöne-
lik devam eden araştırmalarıyla
Venüs hakkında 1990 yılından önce yapılan gözlem-
lerin sonuçlarıyla
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Aynı büyüklükte ve Güneş'ten aşağı yukarı aynı uzaklık- ta olan Venüs ve Dünya, genellikle ikiz gezegenler ola- rak kabul edilir. Dolayısıyla Venüs'ün dış katmanı hep merak edilmiş ve dünyanın dış yüzeyi ile karşılaştırılmak istenmiştir. Her ne kadar Dünya'dan yapılan ve yüzyıllar süren teleskobik gözlemler bize net bir fikir veremese de 1990'dan itibaren Magellan adlı uzay aracının yörünge radari, Venüs'ü saran kalın bulutlara nüfuz edebilmiş ve onun yüzeyini çarpıcı bir netlikle ortaya koyabilmiştir. Bi- lim insanları, artık yer şekillerinin ayrıntılı görüntülerin- den Venüs'ün dış yüzeyini kaplayan kaya türünü tahmin edebiliyorlar. Görünüşe göre kardeş gezegenimiz, Dün- ya'nın okyanus havzalarını çevreleyen, karanlık, ince taneli kayalara çok benzeyen volkanik bileşimli kayalarla kaplı. Ancak ne yazık ki Magellan'ın haritalaması, Dün- ya'nın kıtasal kabuğuyla karşılaştırılabilecek düzeyde geniş alanlar tespit edemedi. 39. Bu parça asıl olarak aşağıdakilerden hangisi ile il- gilidir? Een A) Venüs'ün yüzeyinin neden kayalarla kaplı olduğu so- rusuyla B) Magellan adlı uzay keşif aracının Venüs hakkındaki bulgularıyla Bilim insanları tarafından hâlâ tartışılan bir konu olan Venüs'teki bulut oluşumlarıyla Bilim insanlarının Dünya'nın kıtasal kabuğuna yöne- lik devam eden araştırmalarıyla Venüs hakkında 1990 yılından önce yapılan gözlem- lerin sonuçlarıyla
19. (1) Halide Edip'in erken dönem romanları "otobi-
yografik roman"sa "ideal kadın", yazarın kendisiyle
özdeşleştirilebilir ve erkek anlatıcının ideal kadına
aşkı veya hayranlığı yüzünden benliğini yitirmesi,
belki de yazar için belli bir ego tatmini işlevi görür.
(II) Fakat romanların yapısal özellikleri dikkate alınır-
sa yazma işleviyle bağlantılı olarak ikinci bir okuma
yapmak da mümkündür. (III) Bu okumaya göre,
kadın olarak kendini yazma mücadelesi içindeki
Halide Edip'in egosu sadece ideal kadın karakter
olarak değil, "erkek anlatıcı" ile "ideal kadın" kim
likleri arasında parçalanmış bir ego olarak metne
yansır. (IV) Bu iki karakter arasındaki ilişki ise metin-
lerde bir bütün ego yaratma mücadelesidir. (V) Yazı
üzerinde otorite hiçbir zaman ideal kadına verilmez
fakat yazarlık otoritesine sahip olan erkek de roma-
nın akışı boyunca bu otoriteden mahrum bırakılır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili aşa-
ğıdakilerden hangisi söylenemez?
A) 1. cümle bir varsayımdan yola çıkılmış tahmin
cümlesidir.
B) II. cümlede birbirinin devamında gelişen iki
durum anlatılmıştır.
C) III cümlede yazarın içinde bulunduğu çelişkili
durumdan söz edilmektedir.
D) IV. cümlede yazarın peşinde olduğu hedefe
yönelik eylemi anlatılmaktadır.
E) V. cümlede hem olumlu hem de olumsuz bir
durumdan bahsedilmiştir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
19. (1) Halide Edip'in erken dönem romanları "otobi- yografik roman"sa "ideal kadın", yazarın kendisiyle özdeşleştirilebilir ve erkek anlatıcının ideal kadına aşkı veya hayranlığı yüzünden benliğini yitirmesi, belki de yazar için belli bir ego tatmini işlevi görür. (II) Fakat romanların yapısal özellikleri dikkate alınır- sa yazma işleviyle bağlantılı olarak ikinci bir okuma yapmak da mümkündür. (III) Bu okumaya göre, kadın olarak kendini yazma mücadelesi içindeki Halide Edip'in egosu sadece ideal kadın karakter olarak değil, "erkek anlatıcı" ile "ideal kadın" kim likleri arasında parçalanmış bir ego olarak metne yansır. (IV) Bu iki karakter arasındaki ilişki ise metin- lerde bir bütün ego yaratma mücadelesidir. (V) Yazı üzerinde otorite hiçbir zaman ideal kadına verilmez fakat yazarlık otoritesine sahip olan erkek de roma- nın akışı boyunca bu otoriteden mahrum bırakılır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili aşa- ğıdakilerden hangisi söylenemez? A) 1. cümle bir varsayımdan yola çıkılmış tahmin cümlesidir. B) II. cümlede birbirinin devamında gelişen iki durum anlatılmıştır. C) III cümlede yazarın içinde bulunduğu çelişkili durumdan söz edilmektedir. D) IV. cümlede yazarın peşinde olduğu hedefe yönelik eylemi anlatılmaktadır. E) V. cümlede hem olumlu hem de olumsuz bir durumdan bahsedilmiştir.
AYDIN YAYINLARI
4.
neme
1. Dünyaca ünlü "Harry Potter" dizisinin yazarı J.K.
Rowling, her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşü-
nenlerden. 1990'larda bir yolculuk esnasında tre-
ni gecikince aklına düşen bir fikirden yedi kitap-
lık, dünya çapında milyonlarca okura ulaşmayı
başaran bir dizi yaratmayı başaran Rowling, beş
yıl boyunca "Harry Potter"in her detayını kurgula-
mış: Muggle'larla büyücülerin ilişkisi, Hogwarts'ta
eğitimin nasıl olduğu, sihrin gündelik hayattaki ro-
lü ve daha nicesi.
II. Gerilim türü deyince akla ilk gelen isimlerden
Stephen King metnin iskeletini çıkarmaktan ola-
bildiğince uzak duranlardan. Masa başına otur-
madan önce neredeyse hiçbir şey bilmediğini
söyleyen yazar şöyle diyor. "Öncelikle bütün ma-
kul önlemleri alsanız, dikkatli planlamalar yap-
sanız bile hayatlarımızın önceden belirlenmiş bir
olay örgüsü yok. İkincisi, planlanmış bir olay ör-
güsüyle evrenin kendiliğindenliği bir arada var
olamaz."
Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangi-
si söylenebilir?
A) Farklı görüşlerin aslında birbirini desteklediğini
göstermektedirler.
B) İki farklı konuya ilişkin ortak bir görüşün olduğunu
vurgulamaktadırlar.
CAynı konuya ilişkin farklı düşünceleri aktarmakta-
dırlar.
D) Aynı düşünceyi pekiştirmeye yönelik farklı örnekler
sunmaktadırlar.
E) Farklı üslûplar kullansalar da konuyu benzer ne-
denlerle açıklamaktadırlar.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
AYDIN YAYINLARI 4. neme 1. Dünyaca ünlü "Harry Potter" dizisinin yazarı J.K. Rowling, her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşü- nenlerden. 1990'larda bir yolculuk esnasında tre- ni gecikince aklına düşen bir fikirden yedi kitap- lık, dünya çapında milyonlarca okura ulaşmayı başaran bir dizi yaratmayı başaran Rowling, beş yıl boyunca "Harry Potter"in her detayını kurgula- mış: Muggle'larla büyücülerin ilişkisi, Hogwarts'ta eğitimin nasıl olduğu, sihrin gündelik hayattaki ro- lü ve daha nicesi. II. Gerilim türü deyince akla ilk gelen isimlerden Stephen King metnin iskeletini çıkarmaktan ola- bildiğince uzak duranlardan. Masa başına otur- madan önce neredeyse hiçbir şey bilmediğini söyleyen yazar şöyle diyor. "Öncelikle bütün ma- kul önlemleri alsanız, dikkatli planlamalar yap- sanız bile hayatlarımızın önceden belirlenmiş bir olay örgüsü yok. İkincisi, planlanmış bir olay ör- güsüyle evrenin kendiliğindenliği bir arada var olamaz." Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangi- si söylenebilir? A) Farklı görüşlerin aslında birbirini desteklediğini göstermektedirler. B) İki farklı konuya ilişkin ortak bir görüşün olduğunu vurgulamaktadırlar. CAynı konuya ilişkin farklı düşünceleri aktarmakta- dırlar. D) Aynı düşünceyi pekiştirmeye yönelik farklı örnekler sunmaktadırlar. E) Farklı üslûplar kullansalar da konuyu benzer ne- denlerle açıklamaktadırlar.
2
PALME
YAYINEVİ
TYT/PLM/009/22
24. Uzay Çağı, sanılanın aksine 1957'de uzaya çıkan ilk
B
ulus olan Ruslar ve 1969'da Ay'a iniş yapan Amerikalılar
tarafından başlatılmadı. Uzay çağı 22 Aralık 2015
yılında SpaceX şirketinin Falcon 9 roketi, taşıdığı
uyduyu yörüngeye yerleştirdikten sonra Dünya'ya tekrar
döndüğünde, dikkatinizi çekerim düşürüldüğünde değil,
bir uçak gibi indirildiğinde başladı. Biliyorsunuz ki insanlı
uzay araçları dünyaya dönmek için okyanusta belirlenen
bir noktaya düşürülür ve astronotlar o noktadan alınırdı
ve o roket, bazı parçaları hariç bir daha kullanılamazdı..
Ama söz konusu tarihte uzay aracı/roketi karaya uçak
gibi indirildi ve bir sonraki uzay yolculuğu için tekrar
hazırlanmaya başlandı. İşte bu artık uzaya gidiş gelişin
tarifeli ve ticari olabileceğinin ilk göstergesidir. Artık
tekrar tekrar kullanılabilecek uzay aracı/roketleri, hangi
amaç için olursa olsun daha ekonomik bir hâle gelmiştir.
Bu gelişme ile Uzay Çağı başlamıştır.
Bu parçada ele alınan Uzay Çağı ile ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A Başlangıcının 2015'ten öncesine dayandığının
sanıldığı
BY Tam olarak başlatmasa da birçok olayın bu çağın
miladı olarak kabul edildiği
Bir uzay aracının uçak gibi yeryüzüne indirilmesinin
başlangıç olarak gösterildiği
Ekonomik sayılabilecek bir taşımacılık yapılacağının
belirtilerinin görüldüğü
Ticari uzay yolculuklarının bu çağda yapılmasının
artık mümkün olduğu
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2 PALME YAYINEVİ TYT/PLM/009/22 24. Uzay Çağı, sanılanın aksine 1957'de uzaya çıkan ilk B ulus olan Ruslar ve 1969'da Ay'a iniş yapan Amerikalılar tarafından başlatılmadı. Uzay çağı 22 Aralık 2015 yılında SpaceX şirketinin Falcon 9 roketi, taşıdığı uyduyu yörüngeye yerleştirdikten sonra Dünya'ya tekrar döndüğünde, dikkatinizi çekerim düşürüldüğünde değil, bir uçak gibi indirildiğinde başladı. Biliyorsunuz ki insanlı uzay araçları dünyaya dönmek için okyanusta belirlenen bir noktaya düşürülür ve astronotlar o noktadan alınırdı ve o roket, bazı parçaları hariç bir daha kullanılamazdı.. Ama söz konusu tarihte uzay aracı/roketi karaya uçak gibi indirildi ve bir sonraki uzay yolculuğu için tekrar hazırlanmaya başlandı. İşte bu artık uzaya gidiş gelişin tarifeli ve ticari olabileceğinin ilk göstergesidir. Artık tekrar tekrar kullanılabilecek uzay aracı/roketleri, hangi amaç için olursa olsun daha ekonomik bir hâle gelmiştir. Bu gelişme ile Uzay Çağı başlamıştır. Bu parçada ele alınan Uzay Çağı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A Başlangıcının 2015'ten öncesine dayandığının sanıldığı BY Tam olarak başlatmasa da birçok olayın bu çağın miladı olarak kabul edildiği Bir uzay aracının uçak gibi yeryüzüne indirilmesinin başlangıç olarak gösterildiği Ekonomik sayılabilecek bir taşımacılık yapılacağının belirtilerinin görüldüğü Ticari uzay yolculuklarının bu çağda yapılmasının artık mümkün olduğu
24 (1) Çeşitli öykülerle yazarlık kariyerine başlayan
David Walton'ın ilk romanı Terminal Mind 2008 yi-
linda bilim kurgu edebiyatının önemli ödülü Philip
K. Dick'i almış. (II) Daha sonra yazdığı iki roma-
ni ve Quintessence Sky tarihsel fantezi türünde.
(III) David Walton'ın dilimize çevrilen ilk romanı
Süperpoze, iki kitaplık bir serinin ilki. (IV) İkincisi
Supersymmetry olan seri, 2015 yılında yayımlan-
mış. (V) Ülkemizdeki durumu nedir, bilmiyorum
ama dünya çapında büyük satış rakamlarına ulaş-
tığı, Adam Fawer'in Olasılıksız'ıyla karşılaştırıldığı
söylenenler arasında. (VI) Bir Kuantum Romani
tıpkı anlattığı, anlatmaya çalıştığı kuantum teo-
risi doğrultusunda aynı anda başka bir boyutta/
mekânda/zamanda olunabileceğine ilişkin kurgu-
sunu bölümlemelerde de göstermiş.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden han-
gisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
ALT
BHIT
BITTIV
DYV
E) VI
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
24 (1) Çeşitli öykülerle yazarlık kariyerine başlayan David Walton'ın ilk romanı Terminal Mind 2008 yi- linda bilim kurgu edebiyatının önemli ödülü Philip K. Dick'i almış. (II) Daha sonra yazdığı iki roma- ni ve Quintessence Sky tarihsel fantezi türünde. (III) David Walton'ın dilimize çevrilen ilk romanı Süperpoze, iki kitaplık bir serinin ilki. (IV) İkincisi Supersymmetry olan seri, 2015 yılında yayımlan- mış. (V) Ülkemizdeki durumu nedir, bilmiyorum ama dünya çapında büyük satış rakamlarına ulaş- tığı, Adam Fawer'in Olasılıksız'ıyla karşılaştırıldığı söylenenler arasında. (VI) Bir Kuantum Romani tıpkı anlattığı, anlatmaya çalıştığı kuantum teo- risi doğrultusunda aynı anda başka bir boyutta/ mekânda/zamanda olunabileceğine ilişkin kurgu- sunu bölümlemelerde de göstermiş. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden han- gisi düşüncenin akışını bozmaktadır? ALT BHIT BITTIV DYV E) VI
51. Çok uzun zamandır tartışılan bu konuda en güzel
sözü Milan Kundera söylüyor. " Roman 21. yüzyıla
yakışmıyor". "Bence de roman 21.yüzyıla yakışmı-
yor. Çünkü bu yüzyıldaki insanların yaşam biçimi,
ne ağır şeyleri okumaya ne de oturup ağır şeyler
yazmaya izin veriyor.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine
karşılık söylenmiş olabilir?
A) Sünümüzde romanın öteki yazınsal türler
arasındaki yeri nedir?
D Okurların romandan beklentileri nelerdir?
O
Sizce roman neden artık hiç ilgi görmüyor?
Romanı öteki türlerden ayıran özellikler
Romani
değişti mi?
E) Roman okumanın kendine özgü bir yöntemi
var mıdır?
(2008)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
51. Çok uzun zamandır tartışılan bu konuda en güzel sözü Milan Kundera söylüyor. " Roman 21. yüzyıla yakışmıyor". "Bence de roman 21.yüzyıla yakışmı- yor. Çünkü bu yüzyıldaki insanların yaşam biçimi, ne ağır şeyleri okumaya ne de oturup ağır şeyler yazmaya izin veriyor. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir? A) Sünümüzde romanın öteki yazınsal türler arasındaki yeri nedir? D Okurların romandan beklentileri nelerdir? O Sizce roman neden artık hiç ilgi görmüyor? Romanı öteki türlerden ayıran özellikler Romani değişti mi? E) Roman okumanın kendine özgü bir yöntemi var mıdır? (2008)
8.
Ahtapot, avlanmak için saklandığı yerle mükemmel bir
uyum sağlayacak biçimde renk değiştirebilen bir canlıdır.
En önemli özelliği de saatlerce hareketsiz olarak avını
bekleyecek kadar sabırlı olmasıdır. Genellikle yengeç, is-
takoz ve midye gibi kabuklu deniz hayvanlarıyla beslenir.
Avlanma sırasında değişik yöntemler uygular. Örneğin,
kasları güçlü olduğundan kabuğunun açılması zor olan
midyeyi avlayacağı zaman hiç zorlanmaz. Yalnızca mid-
yenin yanına uzanıp beklemeye başlar. Bazen saatlerce
süren bu bekleyiş sırasında midye beslenme amacıyla
kısa bir süre için kabuğunu açınca hemen oraya küçük bir
taş yerleştirir ve kabuğun kapanmasını engeller. Bundan
sonrası onun için mükemmel bir kahvaltıdır.
Bu parçada ahtapotlarla ilgili olarak aşağıdakilerden
bangisine değinilmemiştir?
A) Gerektiğinde nasıl bir görünüm kazandığına
B) Hangi canlılarla beslendiğine
C) Fazla hareket edememesinin nedenine
D) Avlanma sırasında neler yaptığına
E) Beslenmesini kolaylaştıran bir özelliğine
(2008-Sayıştay)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
8. Ahtapot, avlanmak için saklandığı yerle mükemmel bir uyum sağlayacak biçimde renk değiştirebilen bir canlıdır. En önemli özelliği de saatlerce hareketsiz olarak avını bekleyecek kadar sabırlı olmasıdır. Genellikle yengeç, is- takoz ve midye gibi kabuklu deniz hayvanlarıyla beslenir. Avlanma sırasında değişik yöntemler uygular. Örneğin, kasları güçlü olduğundan kabuğunun açılması zor olan midyeyi avlayacağı zaman hiç zorlanmaz. Yalnızca mid- yenin yanına uzanıp beklemeye başlar. Bazen saatlerce süren bu bekleyiş sırasında midye beslenme amacıyla kısa bir süre için kabuğunu açınca hemen oraya küçük bir taş yerleştirir ve kabuğun kapanmasını engeller. Bundan sonrası onun için mükemmel bir kahvaltıdır. Bu parçada ahtapotlarla ilgili olarak aşağıdakilerden bangisine değinilmemiştir? A) Gerektiğinde nasıl bir görünüm kazandığına B) Hangi canlılarla beslendiğine C) Fazla hareket edememesinin nedenine D) Avlanma sırasında neler yaptığına E) Beslenmesini kolaylaştıran bir özelliğine (2008-Sayıştay)
Somutama
Anılar defterinde gül yaprağı
Gibi unutuldum, kurudum
Başıma düşmüş sevda ağı
Bir başıma tenhalarda kahroldum
$26 60501en vá
Bu dörtlükle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylene-
bilir?
Joyut kelime
kelimele
bou
timmen.
chips
Somut hole
mill getimme
A) Somutlamaya başvurulmuştur.
B) Cansız varlıklar kişileştirilmiştir.
Ad aktarmasına yer verilmiştir.
D) Kimi sözcükler terimsel anlamıyla kullanılmıştır.
E) Karşıt kavramlar bir arada kullanılmıştır.
webma
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Somutama Anılar defterinde gül yaprağı Gibi unutuldum, kurudum Başıma düşmüş sevda ağı Bir başıma tenhalarda kahroldum $26 60501en vá Bu dörtlükle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylene- bilir? Joyut kelime kelimele bou timmen. chips Somut hole mill getimme A) Somutlamaya başvurulmuştur. B) Cansız varlıklar kişileştirilmiştir. Ad aktarmasına yer verilmiştir. D) Kimi sözcükler terimsel anlamıyla kullanılmıştır. E) Karşıt kavramlar bir arada kullanılmıştır. webma
38. Yazar bu kitabında, son yıllarda yazdığı dene-
melerini bir araya getirmiş. Kırk yılı aşkın bir ya-
zarlık serüveninin son ürünleri bunlar. Kitabın bir
yerinde şöyle diyor yazar: "Günümüzde yazar-
liğa heves eden gençlerin ilk ürünlerine bakar-
ken duyduğum kaygıları, ne yazık ki birkaç kitap
yayımlamış, ünlenmiş göklerde dolaşan yazar-
lan okurken de duyuyorum. Türkçenin bugünkü
durumuna nasıl geldiğini bilmiyorlar. "Dil nedir,
biçem nedir?" diye düşünen yok. Bir ana dilleri
olmasını yazarlık için yeterli sanıyorlar.
Bu parçada yazarlar hangi açıdan eleştirili-
yor?
CA
A Kendilerinden önce yapılmış çalışmalardan
habersiz olmaları
B)
Kendi öz eleştirilerini yapmaktan kaçın-
málanı
C) Kitapları olanların, olmayanları küçümseme-
len
D) Duygu
uygy
ve düşüncelerini yansıtırken alışıl-
mamış yollar izlemeleri
E) Anlatimlarının gücünü artıracak çabayı gös-
termemeleri
(2006)
A 68
E
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
38. Yazar bu kitabında, son yıllarda yazdığı dene- melerini bir araya getirmiş. Kırk yılı aşkın bir ya- zarlık serüveninin son ürünleri bunlar. Kitabın bir yerinde şöyle diyor yazar: "Günümüzde yazar- liğa heves eden gençlerin ilk ürünlerine bakar- ken duyduğum kaygıları, ne yazık ki birkaç kitap yayımlamış, ünlenmiş göklerde dolaşan yazar- lan okurken de duyuyorum. Türkçenin bugünkü durumuna nasıl geldiğini bilmiyorlar. "Dil nedir, biçem nedir?" diye düşünen yok. Bir ana dilleri olmasını yazarlık için yeterli sanıyorlar. Bu parçada yazarlar hangi açıdan eleştirili- yor? CA A Kendilerinden önce yapılmış çalışmalardan habersiz olmaları B) Kendi öz eleştirilerini yapmaktan kaçın- málanı C) Kitapları olanların, olmayanları küçümseme- len D) Duygu uygy ve düşüncelerini yansıtırken alışıl- mamış yollar izlemeleri E) Anlatimlarının gücünü artıracak çabayı gös- termemeleri (2006) A 68 E
1. Orhan Veli'nin şiiri geçmişten kopuk görünmekte-
dir. Her ne kadar Ahmet Haşim'in kısa şiirleri varlı-
ğını onda sürdürse de bu, biçimsel bir örnek olma-
dan öte geçmemektedir. Çünkü içerik bakımından
gelenekten tamamen kopuktur onun şiirleri
Orhan Veli bu nedenle şiirlerinden çok, bir şiir akı-
mının öncüsü olmasıyla ön plana çıkmıştır.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akı-
şına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilme-
si uygundur?
A) Ahmet Haşim'de olduğu gibi onda da semboller
geniş bir yer tutmuştur.
B) Bu yönüyle Garip Akımı'nın öncüsü olmuş ve
Türk şiirine başarılı eserler kazandırmıştır.
e) Şiirlerinin beklenen ölçüde güçlü olmaması da
bu gelenekten kopuk olmasındandır.
D) Bununla beraber şiirleri biçim bakımından da
arzulanan başarıyı yakalayamamıştır.
E) Şiirlerinde ahengi sağlamak için kullandığı yön-
temler onu kalitesizliğe sürüklemiştir.
3.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. Orhan Veli'nin şiiri geçmişten kopuk görünmekte- dir. Her ne kadar Ahmet Haşim'in kısa şiirleri varlı- ğını onda sürdürse de bu, biçimsel bir örnek olma- dan öte geçmemektedir. Çünkü içerik bakımından gelenekten tamamen kopuktur onun şiirleri Orhan Veli bu nedenle şiirlerinden çok, bir şiir akı- mının öncüsü olmasıyla ön plana çıkmıştır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akı- şına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilme- si uygundur? A) Ahmet Haşim'de olduğu gibi onda da semboller geniş bir yer tutmuştur. B) Bu yönüyle Garip Akımı'nın öncüsü olmuş ve Türk şiirine başarılı eserler kazandırmıştır. e) Şiirlerinin beklenen ölçüde güçlü olmaması da bu gelenekten kopuk olmasındandır. D) Bununla beraber şiirleri biçim bakımından da arzulanan başarıyı yakalayamamıştır. E) Şiirlerinde ahengi sağlamak için kullandığı yön- temler onu kalitesizliğe sürüklemiştir. 3.
6. (1) Albert Einstein'ın genel görelilik kuramına göre uzay-zaman,
kütlesi olan her maddenin etrafında bükülür. (1) Ancak bükülme-
nin tespit edilip ölçülmesi Dünya ve yakın uzay ölçeğinde zordur.
(III) Yıldızlar, gezegenler, galaksiler veya kara delikler gibi kütlesi
büyük nesneler söz konusu olduğunda ise bu bükülme ölçülebilir
ve gözlemlenebilir. (IV) Bükülü uzay - zaman, yakınından geçen
işığı saptırır. (V) Kütlesi büyük bir nesne, uzak bir ışık kaynağı
ile gözlemci arasında tam olarak hizalandığında, kütle çekimi bir
mercek görevi görür ve gözlemcií, kaynağın parlaklığının çarpıcı
bir şekilde arttığını (ve daha sonra azaldığını) görebilir, tıpkı bir
cisme büyüteçle bakıldığında olduğu gibi. (VI) Bu olaya çekimsel
mikro mercekleme denir.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istence ikinci paragraf
numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
B) IIL
C) IV
DIV
ETVT
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
6. (1) Albert Einstein'ın genel görelilik kuramına göre uzay-zaman, kütlesi olan her maddenin etrafında bükülür. (1) Ancak bükülme- nin tespit edilip ölçülmesi Dünya ve yakın uzay ölçeğinde zordur. (III) Yıldızlar, gezegenler, galaksiler veya kara delikler gibi kütlesi büyük nesneler söz konusu olduğunda ise bu bükülme ölçülebilir ve gözlemlenebilir. (IV) Bükülü uzay - zaman, yakınından geçen işığı saptırır. (V) Kütlesi büyük bir nesne, uzak bir ışık kaynağı ile gözlemci arasında tam olarak hizalandığında, kütle çekimi bir mercek görevi görür ve gözlemcií, kaynağın parlaklığının çarpıcı bir şekilde arttığını (ve daha sonra azaldığını) görebilir, tıpkı bir cisme büyüteçle bakıldığında olduğu gibi. (VI) Bu olaya çekimsel mikro mercekleme denir. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istence ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? B) IIL C) IV DIV ETVT
6. Şiir antolojileri hazırlanırken şiir seçiminin tartışma konusu ya-
Ben de bir antoloji hazırlayacak
pılmasından yana değilim. -
Anto-
olsam canımın istediği şairden şiir alırım antolojime.
lojilerin değerlendirme bölümlerinde ise estetiğin nesnel ve ev-
rensel ölçütleri geçerlidir. Bu nedenle, hazırlayıcının yeteneği,
zekâsı, yanlılığı ve yansızlığı bu bölümde ortaya çıkar.
Bu parçada boş bırakılan yerlere düşüncenin akışına gö-
re sırasıyla,
1. Okur, antolojilerde her şaire az da olsa değinilmesini bekler
II. Çünkü her antolojide, seçilen şiirler öznel ölçütlerle belirlenir
III. Bir şiirin iyi olup olmadığı kaç antolojide yer aldığına bakıla-
rak anlaşılamaz
IV. Seçimimden dolayı da kimseye hesap vermem gerekmez
yargılarından hangileri getirilebilir?
A) I ve II
D) II ve III
B) I ve IV
E) III ve IV
C) II ve IV
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
6. Şiir antolojileri hazırlanırken şiir seçiminin tartışma konusu ya- Ben de bir antoloji hazırlayacak pılmasından yana değilim. - Anto- olsam canımın istediği şairden şiir alırım antolojime. lojilerin değerlendirme bölümlerinde ise estetiğin nesnel ve ev- rensel ölçütleri geçerlidir. Bu nedenle, hazırlayıcının yeteneği, zekâsı, yanlılığı ve yansızlığı bu bölümde ortaya çıkar. Bu parçada boş bırakılan yerlere düşüncenin akışına gö- re sırasıyla, 1. Okur, antolojilerde her şaire az da olsa değinilmesini bekler II. Çünkü her antolojide, seçilen şiirler öznel ölçütlerle belirlenir III. Bir şiirin iyi olup olmadığı kaç antolojide yer aldığına bakıla- rak anlaşılamaz IV. Seçimimden dolayı da kimseye hesap vermem gerekmez yargılarından hangileri getirilebilir? A) I ve II D) II ve III B) I ve IV E) III ve IV C) II ve IV
I. Gaziantep'i gezmeye, şehri ve çevreyi en iyi
yansıtacağına inandığımız yer olan Zeugma
Mozaik Müzesi'nden başladık.
II. Zeugma Mozaik Müzesi'ndeki mozaiklerin ne-
redeyse tamamı Romalı zenginlerin Şehitkamil
bölgesinde yaptırdığı tapınaklardan çıkarılmış.
III. Roma döneminden bu yana yerleşim yeri olarak
kullanılan ve arık kentin içinde kalan Şehitka-
mil'deki süslemelerin dışında şehrin farklı bölge-
lerinde yine bu taşın benzerlerine rastlanır.
IV. MS 2-6. yüzyıllara ait olan bu mozaiklerin usta-
ları, tessera adı verilen kübik şeklindeki renkli
taşlardan benzersiz bir sanat üretmişler.
V. Günümüzde de çok değerli olan tesseralar,
dünyanın değişik yerlerinde değerli süs eşya-
larının üzerinde hayata renk katmaya devam
ediyor.
Numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün
oluşturması için hangilerinin birbiriyle yer de-
ğiştirmesi gerekir?
A) II. ile III.
B) II. ile IV.
D) III. ile V.
C) III. ile IV.
E) IV. ile V.
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
I. Gaziantep'i gezmeye, şehri ve çevreyi en iyi yansıtacağına inandığımız yer olan Zeugma Mozaik Müzesi'nden başladık. II. Zeugma Mozaik Müzesi'ndeki mozaiklerin ne- redeyse tamamı Romalı zenginlerin Şehitkamil bölgesinde yaptırdığı tapınaklardan çıkarılmış. III. Roma döneminden bu yana yerleşim yeri olarak kullanılan ve arık kentin içinde kalan Şehitka- mil'deki süslemelerin dışında şehrin farklı bölge- lerinde yine bu taşın benzerlerine rastlanır. IV. MS 2-6. yüzyıllara ait olan bu mozaiklerin usta- ları, tessera adı verilen kübik şeklindeki renkli taşlardan benzersiz bir sanat üretmişler. V. Günümüzde de çok değerli olan tesseralar, dünyanın değişik yerlerinde değerli süs eşya- larının üzerinde hayata renk katmaya devam ediyor. Numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturması için hangilerinin birbiriyle yer de- ğiştirmesi gerekir? A) II. ile III. B) II. ile IV. D) III. ile V. C) III. ile IV. E) IV. ile V.
8.
E
Hayatim roman olur." diyenlerden özür dileyerek
söyleyelim: "Yaşanmış gerçeği" öykülemek bir yazın
yapıtı oluşturmaya yetmez. Yaşanmış bir olay, bir ro-
manın, bir şiirin çıkış noktasını oluşturabilir; ama bir
yapıtta, "yaşanmış gerçeklere yer verme, yazınsal
türlerin gerekli niteliklerinden değildir. Çünkü insanlar
sanat yapıtlarında ----.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden
be getirilebilir?
A) yaşanmış, yaşanmakta olan gerçekleri yazmanın
daha kolay olduğunu düşünürler
B) anlatılanların ne kadar etkileyici olduğunun far-
kindadırlar
C) düşsel öğelere ağırlık verilmesinin, okurların ilgi-
sini çekmediğini bilirler
D) kendi yaşam gerçekleriyle anlatılanların örtüş-
mesini isterler
E) gerçeğe benzerliği gerçeklikten üstün tutarlar
Etkin
2006-OSS
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
8. E Hayatim roman olur." diyenlerden özür dileyerek söyleyelim: "Yaşanmış gerçeği" öykülemek bir yazın yapıtı oluşturmaya yetmez. Yaşanmış bir olay, bir ro- manın, bir şiirin çıkış noktasını oluşturabilir; ama bir yapıtta, "yaşanmış gerçeklere yer verme, yazınsal türlerin gerekli niteliklerinden değildir. Çünkü insanlar sanat yapıtlarında ----. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden be getirilebilir? A) yaşanmış, yaşanmakta olan gerçekleri yazmanın daha kolay olduğunu düşünürler B) anlatılanların ne kadar etkileyici olduğunun far- kindadırlar C) düşsel öğelere ağırlık verilmesinin, okurların ilgi- sini çekmediğini bilirler D) kendi yaşam gerçekleriyle anlatılanların örtüş- mesini isterler E) gerçeğe benzerliği gerçeklikten üstün tutarlar Etkin 2006-OSS
29 ve 30. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
(1) Bazen gerçek bir sinemacı olmadığımı düşündüm.
(II) Bu alanda isteyip de gerçekleştiremediğim bir çok
şey var. (III) Bu nedenle, yaptığım filmleri bir kez daha
görmek istemem. (IV) Benim isteyip de yapamadık-
larımı kendi filmlerinde gerçekleştirenlere hayranım.
(V) Onların filmlerini izlerken çok zevk alır, âdeta
büyülenirim. (VI) Ayrıca bu büyük ustaların yapıtla-
ri, bana yeni bir filme başlamam için istek ve cesa-
ret verir.
29. Aşağıdakilerden hangisi, bu sözleri söyleyen si-
nema yönetmeniyle ilgili olarak söylenemez?
A) Başkalarının yaptıklarını değerlendiren
B) Devamlı çalışma gayreti gösteren
C) Kendi alanında daha başarılı olanları tebrik et-
meyen
D) Özeleştiri yaparak kendini sorgulayan
E) Yaptığı işle ilgili hayalleri olan
30. Bu parçada numaralandırılmış cümlelerden han-
gisi kendinden önceki cümlenin gerekçesi duru-
mundadır?
A) II
B) III C) IV D) V E) VI
www.muratyayinlari.com
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
29 ve 30. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. (1) Bazen gerçek bir sinemacı olmadığımı düşündüm. (II) Bu alanda isteyip de gerçekleştiremediğim bir çok şey var. (III) Bu nedenle, yaptığım filmleri bir kez daha görmek istemem. (IV) Benim isteyip de yapamadık- larımı kendi filmlerinde gerçekleştirenlere hayranım. (V) Onların filmlerini izlerken çok zevk alır, âdeta büyülenirim. (VI) Ayrıca bu büyük ustaların yapıtla- ri, bana yeni bir filme başlamam için istek ve cesa- ret verir. 29. Aşağıdakilerden hangisi, bu sözleri söyleyen si- nema yönetmeniyle ilgili olarak söylenemez? A) Başkalarının yaptıklarını değerlendiren B) Devamlı çalışma gayreti gösteren C) Kendi alanında daha başarılı olanları tebrik et- meyen D) Özeleştiri yaparak kendini sorgulayan E) Yaptığı işle ilgili hayalleri olan 30. Bu parçada numaralandırılmış cümlelerden han- gisi kendinden önceki cümlenin gerekçesi duru- mundadır? A) II B) III C) IV D) V E) VI www.muratyayinlari.com