Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

DENEME-1
25. (1) Filmini izlemek varken neden okuyayım, diye
düşünenler var. (II) Sinemanın ve diğer görsel
sanatların üstünlüğüne karşın, edebiyatın da farklı
üstünlükleri vardır. (III) Beyaz perdenin önünde
sadece seyirci kalırız, kitap okurken ise yaratım
sürecine aktif olarak katılırız. (IV) Yazarlar; tasvir
yaparken sadece öykü için bir anlamı olan detayları
kaleme alır, gerisini okurun hayal gücüyle tamam-
lamasını beklerler. (V)
Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine
"Bu mecburiyetin iyi tarafı, bize hayal gücümüzü
kullanmak için bir alan bırakmasıdır." sözü getiril-
melidir?
A) I.
B) II
C) III. D) IV.
E) V.
27. Öze
taril
izle
am
bin
turi
der
Ista
ley
Ba
hu
ro
de
M
di
B
le
A
E
C
E
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
DENEME-1 25. (1) Filmini izlemek varken neden okuyayım, diye düşünenler var. (II) Sinemanın ve diğer görsel sanatların üstünlüğüne karşın, edebiyatın da farklı üstünlükleri vardır. (III) Beyaz perdenin önünde sadece seyirci kalırız, kitap okurken ise yaratım sürecine aktif olarak katılırız. (IV) Yazarlar; tasvir yaparken sadece öykü için bir anlamı olan detayları kaleme alır, gerisini okurun hayal gücüyle tamam- lamasını beklerler. (V) Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine "Bu mecburiyetin iyi tarafı, bize hayal gücümüzü kullanmak için bir alan bırakmasıdır." sözü getiril- melidir? A) I. B) II C) III. D) IV. E) V. 27. Öze taril izle am bin turi der Ista ley Ba hu ro de M di B le A E C E
oca
olu
den
slar
az-
bu
bir
le-
eri
TYT / TÜRKÇE
D
19. 1. Çünkü Cingöz Recai, Kartal İhsan ve Çekirge
Zehra gibi karakterlerin hepsi de dahi düzeyde
akıllı ve kibar hırsızlar olup Robin Hood gibi
zenginden çalıp fakire veren sevimli tiplerdir.
II. Peyami Safa'nın alışageldiğimiz ağır psikolojik
tahliller içeren romanlarının bir kısmı basılmış-
tır.
III. Bunların en ünlüsü 54 kitaplık polisiye serisi
olan Cingöz Recai olup 1924'te ilk 10 kitabı
yayımlanır ve çalakalem yazılan bu eserler,
Türk halkı tarafından çok tutulur.
IV. Buna çare arayan Peyami Safa, Server Bedi
takma adıyla kitlelerin kolayca okuyabileceği
eserler yazmaya başlar.
V. Ama basılan bu kitaplar onu geçim derdinden
kurtaramaz hatta onun geçim sıkıntısını arttırır.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden anlamlı
bir paragraf oluşturulmak istense hangisi baş-
tan üçüncü olur?
A) I. B) II. C) III. D) IV.
(66
E) V.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
oca olu den slar az- bu bir le- eri TYT / TÜRKÇE D 19. 1. Çünkü Cingöz Recai, Kartal İhsan ve Çekirge Zehra gibi karakterlerin hepsi de dahi düzeyde akıllı ve kibar hırsızlar olup Robin Hood gibi zenginden çalıp fakire veren sevimli tiplerdir. II. Peyami Safa'nın alışageldiğimiz ağır psikolojik tahliller içeren romanlarının bir kısmı basılmış- tır. III. Bunların en ünlüsü 54 kitaplık polisiye serisi olan Cingöz Recai olup 1924'te ilk 10 kitabı yayımlanır ve çalakalem yazılan bu eserler, Türk halkı tarafından çok tutulur. IV. Buna çare arayan Peyami Safa, Server Bedi takma adıyla kitlelerin kolayca okuyabileceği eserler yazmaya başlar. V. Ama basılan bu kitaplar onu geçim derdinden kurtaramaz hatta onun geçim sıkıntısını arttırır. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden anlamlı bir paragraf oluşturulmak istense hangisi baş- tan üçüncü olur? A) I. B) II. C) III. D) IV. (66 E) V.
11. Bedenen o kadar çok değil ama zihnen çok yoruluyoruz.
İnsanlar yatarak dinlenmez. Faaliyet alanını değiştirerek
dinlenebilir. Ben öyle yapmaya çalışıyorum. Fotoğraf çeke-
rek, fotoğraf dergilerine, sitelerine ve kitaplarına göz atarak
dinleniyorum. Fotoğrafı sığınılacak bir liman olarak görüyo-
rum.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söy-
lenmiş olabilir?
A) Fotoğraf sanatına olan ilgiyi nasıl değerlendiriyorsu-
nuz?
B) Günümüzde gerçek bir fotoğraf sanatçısı olmak için
neler gereklidir?
C) Asıl işiniz olmamasına rağmen niçin fotoğrafla ilgileni-
yorsunuz?
D) Günün yorgunluğunu atmak için fotoğrafçılığı tavsiye
eder misiniz?
E) Bir fotoğraf sanatçısı olarak fotoğraflarınızı nasıl bulu-
yorsunuz?
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
11. Bedenen o kadar çok değil ama zihnen çok yoruluyoruz. İnsanlar yatarak dinlenmez. Faaliyet alanını değiştirerek dinlenebilir. Ben öyle yapmaya çalışıyorum. Fotoğraf çeke- rek, fotoğraf dergilerine, sitelerine ve kitaplarına göz atarak dinleniyorum. Fotoğrafı sığınılacak bir liman olarak görüyo- rum. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söy- lenmiş olabilir? A) Fotoğraf sanatına olan ilgiyi nasıl değerlendiriyorsu- nuz? B) Günümüzde gerçek bir fotoğraf sanatçısı olmak için neler gereklidir? C) Asıl işiniz olmamasına rağmen niçin fotoğrafla ilgileni- yorsunuz? D) Günün yorgunluğunu atmak için fotoğrafçılığı tavsiye eder misiniz? E) Bir fotoğraf sanatçısı olarak fotoğraflarınızı nasıl bulu- yorsunuz?
RMAYALIM
A
Her yeni düşünce, her taze iddialı görüş, her tespit ilkin pay-
laşılmak, paylaşıldıkça da yaygınlaşmak, kalıcılaşmak, kısaca
çoğalmak ister. Bir düşüncenin çoğalması için de anlaşılmak-
tan başka bir yol henüz bulunmuş değil. Gerçi kimi anlayışla-
rın yaygınlaştırılması için üstlerine tülden bir peçe örtülmesi
bazen işe yarıyor. Ama yine de tülün altında, kesinlikle dişe
dokunur, okurun hemen algılayabileceği bir şeyler bulunmak
zorunda.
13.
Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir?
Her yazar, mutlaka okunmak amacıyla yapıt ortaya koyar.
Düşünceler ancak kitaplar aracılığıyla yayılır.
C) Yalın bir dille aktarılmayan düşünceler, okurlar tarafından
ilgi görmez.
Öncekilerin tekrarı olan görüşlerin kitaplarda yer alması
bir değer ifade etmez.
E) Kapalı anlatıma sahip yapıtların anlaşılma şansları yoktur.
(A)
15.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
RMAYALIM A Her yeni düşünce, her taze iddialı görüş, her tespit ilkin pay- laşılmak, paylaşıldıkça da yaygınlaşmak, kalıcılaşmak, kısaca çoğalmak ister. Bir düşüncenin çoğalması için de anlaşılmak- tan başka bir yol henüz bulunmuş değil. Gerçi kimi anlayışla- rın yaygınlaştırılması için üstlerine tülden bir peçe örtülmesi bazen işe yarıyor. Ama yine de tülün altında, kesinlikle dişe dokunur, okurun hemen algılayabileceği bir şeyler bulunmak zorunda. 13. Bu parçadan aşağıdakilerin hangisi çıkarılabilir? Her yazar, mutlaka okunmak amacıyla yapıt ortaya koyar. Düşünceler ancak kitaplar aracılığıyla yayılır. C) Yalın bir dille aktarılmayan düşünceler, okurlar tarafından ilgi görmez. Öncekilerin tekrarı olan görüşlerin kitaplarda yer alması bir değer ifade etmez. E) Kapalı anlatıma sahip yapıtların anlaşılma şansları yoktur. (A) 15.
4. Cevapsız Aramalar Şair Hüseyin Karacalar'ın ilk şiir ki-
tabı. Geçtiğimiz mayıs ayında Ebabil Yayıncılıktan çıkan
kitapta on sekiz şiir yer alıyor. Hüseyin Karacalar'ın şiir-
lerini Aşkar, Karagöz, Hece ve Mahalle Mektebi dergile-
rinde gördük. Ağır ve sağlam adımlarla uzun yıllardır şiir
yayımlıyor Karacalar. Hüseyin Karacalar'ın şiirlerinin dili
konuştuğumuz Türkçedir. O şiirlerinde özentili dil oyunla-
rina, uydurma sözcüklere başvurmaz. Hatta kendi kültü-
rümüze, alışageldiğimiz dile yabancı tek bir kelime dahi
karşınıza çıkmaz. Üstelik şair bunu yaparken şiirini edebî
çizgiden de uzaklaştırmaz. En sade dille en öz anlatıma
nasıl ulaşılır bunu çok iyi başarmıştır.
Bu parçadan sözü edilen yazarın şiirlerinin anlatım
niteliği ile ilgili aşağıdakilerden hangileri üzerinde
durulmamıştır?
A) Sağlamlık
B) Duruluk ✓
D)Gerçeklik
C)Yoğunluk
E) Yalınlık
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
4. Cevapsız Aramalar Şair Hüseyin Karacalar'ın ilk şiir ki- tabı. Geçtiğimiz mayıs ayında Ebabil Yayıncılıktan çıkan kitapta on sekiz şiir yer alıyor. Hüseyin Karacalar'ın şiir- lerini Aşkar, Karagöz, Hece ve Mahalle Mektebi dergile- rinde gördük. Ağır ve sağlam adımlarla uzun yıllardır şiir yayımlıyor Karacalar. Hüseyin Karacalar'ın şiirlerinin dili konuştuğumuz Türkçedir. O şiirlerinde özentili dil oyunla- rina, uydurma sözcüklere başvurmaz. Hatta kendi kültü- rümüze, alışageldiğimiz dile yabancı tek bir kelime dahi karşınıza çıkmaz. Üstelik şair bunu yaparken şiirini edebî çizgiden de uzaklaştırmaz. En sade dille en öz anlatıma nasıl ulaşılır bunu çok iyi başarmıştır. Bu parçadan sözü edilen yazarın şiirlerinin anlatım niteliği ile ilgili aşağıdakilerden hangileri üzerinde durulmamıştır? A) Sağlamlık B) Duruluk ✓ D)Gerçeklik C)Yoğunluk E) Yalınlık
Watteau, dinsel tablolar satan bir dükkân için bir
süre çalıştıktan sonra, Gillot'un atölyesine girdi ve
tıpkı onun gibi Italyan komedi oyuncuları ve opera
sanatçılarıyla dostluk kurdu. Tiyatro, sanatının başlı-
ca esin kaynağı oldu. 1708'e doğru, arabesk ressa-
mi Audran'ın atölyesine geçti. Luwemburg sarayının
dekoratör bekçisi olan Audran, genç sanatçıya sara-
yın, Rubens'in tablolarıyla süslü büyük galerisini açtı.
Roma büyük ödülü yarışmasında başarısızlığa uğra-
dıktan sonra Watteau, Birliklerin Hareketi adlı tabloyu
gerçekleştirerek yapıtını resim satıcısı Sirois'ya sattı.
Malplaquet Savaşı'ndan kaçanlarla ve askerlerle do-
lup taşan Valenciennes'e gitti. Askerlerin yaşamından
sahneler, ordugâh ve kamp görünümleri çizdi. Paris'e
döndükten sonra maliyeci P.Crozat için mevsimleri
canlandıran dört kapı üstü süslemesi gerçekleştirdi.
Crozat, Watteau'ya tablo koleksiyonunu gösterdi. Gi-
otgene Tiziano, Veronese'nin sanatını tanıttı ve sanat-
çıyı Montmorency'de düzenlediği şölenlere davet etti.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisini
söylemek doğru olmaz?
A) Sirois'ya, Birliklerin Hareketi adlı yapıtı satan res-
samın sanatının esas noktası tiyatro olmuştur.
B) Rubens'in tablolarıyla süslü galerinin, ressama su-
nulmasını sağlayan Audran'ın resim tarzı bellidir.
C) Watteau'yu Montmorency'de düzenlenen şölene
davet eden kişi bir sanatçının sanatı hakkında da
bilgi vermiştir.
D) Valenciennes'te askeri tablolar yapan Watteau,
şehrin sakinlerine uygun resimler çizmiştir.
E) Watteau, dört kapı üstü süslemesini gerçekleştirdi-
ği ressam P.Carozat için çalışmalar yaptı.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Watteau, dinsel tablolar satan bir dükkân için bir süre çalıştıktan sonra, Gillot'un atölyesine girdi ve tıpkı onun gibi Italyan komedi oyuncuları ve opera sanatçılarıyla dostluk kurdu. Tiyatro, sanatının başlı- ca esin kaynağı oldu. 1708'e doğru, arabesk ressa- mi Audran'ın atölyesine geçti. Luwemburg sarayının dekoratör bekçisi olan Audran, genç sanatçıya sara- yın, Rubens'in tablolarıyla süslü büyük galerisini açtı. Roma büyük ödülü yarışmasında başarısızlığa uğra- dıktan sonra Watteau, Birliklerin Hareketi adlı tabloyu gerçekleştirerek yapıtını resim satıcısı Sirois'ya sattı. Malplaquet Savaşı'ndan kaçanlarla ve askerlerle do- lup taşan Valenciennes'e gitti. Askerlerin yaşamından sahneler, ordugâh ve kamp görünümleri çizdi. Paris'e döndükten sonra maliyeci P.Crozat için mevsimleri canlandıran dört kapı üstü süslemesi gerçekleştirdi. Crozat, Watteau'ya tablo koleksiyonunu gösterdi. Gi- otgene Tiziano, Veronese'nin sanatını tanıttı ve sanat- çıyı Montmorency'de düzenlediği şölenlere davet etti. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisini söylemek doğru olmaz? A) Sirois'ya, Birliklerin Hareketi adlı yapıtı satan res- samın sanatının esas noktası tiyatro olmuştur. B) Rubens'in tablolarıyla süslü galerinin, ressama su- nulmasını sağlayan Audran'ın resim tarzı bellidir. C) Watteau'yu Montmorency'de düzenlenen şölene davet eden kişi bir sanatçının sanatı hakkında da bilgi vermiştir. D) Valenciennes'te askeri tablolar yapan Watteau, şehrin sakinlerine uygun resimler çizmiştir. E) Watteau, dört kapı üstü süslemesini gerçekleştirdi- ği ressam P.Carozat için çalışmalar yaptı.
*
Bir yazar çok ünlü bir savaşı anlattığı romanının kah-
ramanlarıyla ilgili olarak şunları söylemiştir: "Yaramaz
çocuklar gibiydiler. Yapın dediklerimi değil, bir zaman-
lar yaptıklarını yaptılar.”"
Yazarın bu sözünden aşağıdakilerden hangisine
ulaşılabilir?
Romanındaki kahramanlar asi kişiliktedir.
B) Konu ettiği tarihi gerçeklik, kendi kurgusunun
önüne geçmiştir.
e Romanda, günümüz olayları tarihi mekanlarda
anlatılmıştır.
D)
E)
Tarihe olan yoğun ilgisini romanına yansıtmıştır.
Romanda resmi tarihin dışında halk söylenceleri-
ne de yer vermiştir.
20. Es
da
ye
K
C
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
* Bir yazar çok ünlü bir savaşı anlattığı romanının kah- ramanlarıyla ilgili olarak şunları söylemiştir: "Yaramaz çocuklar gibiydiler. Yapın dediklerimi değil, bir zaman- lar yaptıklarını yaptılar.”" Yazarın bu sözünden aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? Romanındaki kahramanlar asi kişiliktedir. B) Konu ettiği tarihi gerçeklik, kendi kurgusunun önüne geçmiştir. e Romanda, günümüz olayları tarihi mekanlarda anlatılmıştır. D) E) Tarihe olan yoğun ilgisini romanına yansıtmıştır. Romanda resmi tarihin dışında halk söylenceleri- ne de yer vermiştir. 20. Es da ye K C
82. Bir romancı ve bir ressam, yaratım süreçleri hakkında
şunları söylemiştir:
Romanci:
- Yazım sürecinde kahramanlarım beni hiç rahat bi-
rakmadılar diyebilirim. Düşlerim ve kâbuslarım kendi
yarattığım karakterlerle doldu. Sıkıldığım, dertlendiğim
her an onlarla oynadım, sürekli yeni parçalar ekledim
yazıma. Şu an, kitap bitmişken bile hâlâ eklenebile-
cekler var aklımda... Kitap bitince boşluğa düştüm
ama onu düşünmekten vazgeçmedim.
Ressam:
- Bugünlerde resimlerdeki renk sorunu üzerinde dö-
nüp duruyorum. Iki ışığın aşkını, birbirini tamamlayan
iki rengin birbirine karışmalarını, birbiriyle karşıtlıkla-
rını ifade edebilmek için aynı konunun çeşitlemeleri-
ni yapıyor, farklı anlatım yolları deniyorum. Bitirdiğimi
düşündüğüm resmi, her bakışımda yeniden yapasım
geliyor.
Bu söylenenlere göre, romancı ve ressamın ortak
noktası aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kendilerini yetersiz görmeleri
B) Içinde yaşadıkları çevreden beslenmeleri
C) Alanlarında en iyi olmaya çalışmaları
Dy Yaratım süreçlerinin sonlanmaması
Eserlerinin etkisinden uzun süre çıkamamaları
PEGEM AKADEMİ
84.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
82. Bir romancı ve bir ressam, yaratım süreçleri hakkında şunları söylemiştir: Romanci: - Yazım sürecinde kahramanlarım beni hiç rahat bi- rakmadılar diyebilirim. Düşlerim ve kâbuslarım kendi yarattığım karakterlerle doldu. Sıkıldığım, dertlendiğim her an onlarla oynadım, sürekli yeni parçalar ekledim yazıma. Şu an, kitap bitmişken bile hâlâ eklenebile- cekler var aklımda... Kitap bitince boşluğa düştüm ama onu düşünmekten vazgeçmedim. Ressam: - Bugünlerde resimlerdeki renk sorunu üzerinde dö- nüp duruyorum. Iki ışığın aşkını, birbirini tamamlayan iki rengin birbirine karışmalarını, birbiriyle karşıtlıkla- rını ifade edebilmek için aynı konunun çeşitlemeleri- ni yapıyor, farklı anlatım yolları deniyorum. Bitirdiğimi düşündüğüm resmi, her bakışımda yeniden yapasım geliyor. Bu söylenenlere göre, romancı ve ressamın ortak noktası aşağıdakilerden hangisidir? A) Kendilerini yetersiz görmeleri B) Içinde yaşadıkları çevreden beslenmeleri C) Alanlarında en iyi olmaya çalışmaları Dy Yaratım süreçlerinin sonlanmaması Eserlerinin etkisinden uzun süre çıkamamaları PEGEM AKADEMİ 84.
6. Konuşmak kadar susmak da insana özgüdür. Günlük
yaşamda, susmaya farklı anlamlar yüklenmiştir. Her-
hangi bir duruma ses çıkarmama, söyleyecek sözün
belki de beklentinin olmaması biçiminde değerlendi-
rilir. Sosyal yaşamımızda da susmanın önemini vur-
gulayan düşünce ve davranışlarla çok karşılaşırız.
Geleneklerimizi gözden geçirdiğimizde her koşulda
susmadan yana bir tavır olduğunu görürüz. Oysa yeri
geldiğinde konuşmak ve suskunluğu yenmek için eği-
timin ve çok yönlü bilgilenmenin yanında duyarlılığın
artırılması da önem taşır.
Bu parçada suskunluğun nedenleri arasında,
1. geleneksel olarak benimsenmiş olması,
II. kalıplaşmış bakış açılarına bir karşı çıkış olması,
tepkisizliğin takdir edilmemesi,
III.
IV. konuşulan konu ile ilgili fikrin olmaması
durumlarından hangilerinin rol oynadığından söz
edilmektedir?
A) I vell
D) II ve III
(B) I ve Ill
C) I vel
E) II
IV
Empolin
y
68. Aşa
tıyla
A
AKADEMI
B)
C)
O
E
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
6. Konuşmak kadar susmak da insana özgüdür. Günlük yaşamda, susmaya farklı anlamlar yüklenmiştir. Her- hangi bir duruma ses çıkarmama, söyleyecek sözün belki de beklentinin olmaması biçiminde değerlendi- rilir. Sosyal yaşamımızda da susmanın önemini vur- gulayan düşünce ve davranışlarla çok karşılaşırız. Geleneklerimizi gözden geçirdiğimizde her koşulda susmadan yana bir tavır olduğunu görürüz. Oysa yeri geldiğinde konuşmak ve suskunluğu yenmek için eği- timin ve çok yönlü bilgilenmenin yanında duyarlılığın artırılması da önem taşır. Bu parçada suskunluğun nedenleri arasında, 1. geleneksel olarak benimsenmiş olması, II. kalıplaşmış bakış açılarına bir karşı çıkış olması, tepkisizliğin takdir edilmemesi, III. IV. konuşulan konu ile ilgili fikrin olmaması durumlarından hangilerinin rol oynadığından söz edilmektedir? A) I vell D) II ve III (B) I ve Ill C) I vel E) II IV Empolin y 68. Aşa tıyla A AKADEMI B) C) O E
Anlatım Biçimleri ve Düşünceyi
1. Tepenin kuzeyi eski, bozulmaya yüz tutmuş bir ak gür-
gen korusuyla kaplıydı. Ağaçlar korunun üst yanında,
zirveye gidildikçe diziler oluşturuyor ve gökyüzüne karşı
yükselttiği kemer biçimiyle at yelesini andırıyordu. Bu
ağaçlar, tepenin kuzey bayırını olabildiğine sert esen
rüzgâra karşı koruyordu. Fırtına, ağaçlı yeri allak bullak
ediyor; korkunç uğultularla eğrilen dallarını inletiyordu.
Bu parça ile ilgili aşağıdakilerden hangisi/söylene-
mez?
e
A) Benzetmeden yararlanılmıştır.
B) Niteleyici sözcükler kullanılmıştır.
C) Öznel ifadelerden kaçınılmıştır.
D) Doğa unsurları devinim içerisinde verilmiştir.
E) Görme ve işitme duyularına ilişkin ayrıntılara yer ve-
e
rilmiştir.
3.
2 Ex pohibi ilo karsılasmaktan korktuğu için evden çık-
M
mey
C
YAYIN DENİZİ
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Anlatım Biçimleri ve Düşünceyi 1. Tepenin kuzeyi eski, bozulmaya yüz tutmuş bir ak gür- gen korusuyla kaplıydı. Ağaçlar korunun üst yanında, zirveye gidildikçe diziler oluşturuyor ve gökyüzüne karşı yükselttiği kemer biçimiyle at yelesini andırıyordu. Bu ağaçlar, tepenin kuzey bayırını olabildiğine sert esen rüzgâra karşı koruyordu. Fırtına, ağaçlı yeri allak bullak ediyor; korkunç uğultularla eğrilen dallarını inletiyordu. Bu parça ile ilgili aşağıdakilerden hangisi/söylene- mez? e A) Benzetmeden yararlanılmıştır. B) Niteleyici sözcükler kullanılmıştır. C) Öznel ifadelerden kaçınılmıştır. D) Doğa unsurları devinim içerisinde verilmiştir. E) Görme ve işitme duyularına ilişkin ayrıntılara yer ve- e rilmiştir. 3. 2 Ex pohibi ilo karsılasmaktan korktuğu için evden çık- M mey C YAYIN DENİZİ
10. Sürekli göz ucuyla, bana pis pis bakan o sinsi kara
gözleri kollamak biraz randımanımı düşürdü. Yine
de bana bayıldılar. Hatta ilginin bu kadar üzerimde
toplanması adamdan biraz rol çalmama neden oldu.
Gerçi bundan şikâyetçi olduğunu sanmıyorum. Öyle
pek dikkat çekmeyi seven bir tip değil. Eve ilk girişi-
miz çok komikti. Bir tür düğüm olayı yaşandı. Adam,
âdeti olduğu üzere yeni gittiği evin tüm ihtiyaçlarını
karşılama içgüdüsüyle bin tane paketle gelmişti. Bir
eliyle de benim kutumu taşıyordu. Kadın bizi içeri
alıp ailesine takdim ettikten sonra aceleyle torbaları
almaya çalıştı. Ancak parmakları naylonlara sıkıştı,
ikisi bir ara düğüm olup ayrılamadılar.
Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden han-
gisi yoktur?
A) Öznellik bildiren yargılara yer verilmiştir.
B) Gözleme dayalı ayrıntılara başvurulmuştur.
C) Olayların oluş sırasıyla anlatımına başvurul-
muştur.
D) Deyimlere yer verilmiştir.
E) Örneklerle anlatım zenginleştirilmiştir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
10. Sürekli göz ucuyla, bana pis pis bakan o sinsi kara gözleri kollamak biraz randımanımı düşürdü. Yine de bana bayıldılar. Hatta ilginin bu kadar üzerimde toplanması adamdan biraz rol çalmama neden oldu. Gerçi bundan şikâyetçi olduğunu sanmıyorum. Öyle pek dikkat çekmeyi seven bir tip değil. Eve ilk girişi- miz çok komikti. Bir tür düğüm olayı yaşandı. Adam, âdeti olduğu üzere yeni gittiği evin tüm ihtiyaçlarını karşılama içgüdüsüyle bin tane paketle gelmişti. Bir eliyle de benim kutumu taşıyordu. Kadın bizi içeri alıp ailesine takdim ettikten sonra aceleyle torbaları almaya çalıştı. Ancak parmakları naylonlara sıkıştı, ikisi bir ara düğüm olup ayrılamadılar. Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden han- gisi yoktur? A) Öznellik bildiren yargılara yer verilmiştir. B) Gözleme dayalı ayrıntılara başvurulmuştur. C) Olayların oluş sırasıyla anlatımına başvurul- muştur. D) Deyimlere yer verilmiştir. E) Örneklerle anlatım zenginleştirilmiştir.
n. Dış
arıyla
laştığı
n ken-
beğe-
uruyor
cenin
n geti-
skısını
ği için
n baş-
ladığı-
ışlanı-
ği için
Pa
39
2. D
8. B
Test 6
1. B
7. B
B) II.
Para
3. C
2. B
9. B
8. E
28
11. I. Tam ortaya öyle bir kurulmuş ki hak etmediği
emek.
bir mevkiye güçlü bir tanıdığı sayesinde
sarf etmeden gelenlerden biri gibi...
CHE
Test 7
1. E
7. B
II. Orada olması gereken, en çok işimize yara-
yan "A" harfi bir kenara atılmış.
III. Böyle birinden gözlerimi kaçırmak ne müm-
kün, mecburen ben de ona bakıyorum.
IV. Oysa yapılan araştırmalar gösteriyor ki "A"
harfini "J" harfinden yaklaşık 1000 kat fazla
kullanıyoruz.
V. Dizüstü bilgisayarımın kapağını her açtığımda
"J" harfi tam ortaya kurulmuş, sanki alay eder-
cesine bana bakıyor.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı
bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında
hangisi baştan üçüncü olur?
A) I.
Parag
3. C
D) IV. EV
MD-A-P
9. B
Test 8
1. A
7. B
2.D
8. A
bo-
1. 1. Viz
nir
Tra
Ro
ge
II. K
V
III. E
IV.
V
N
t
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
n. Dış arıyla laştığı n ken- beğe- uruyor cenin n geti- skısını ği için n baş- ladığı- ışlanı- ği için Pa 39 2. D 8. B Test 6 1. B 7. B B) II. Para 3. C 2. B 9. B 8. E 28 11. I. Tam ortaya öyle bir kurulmuş ki hak etmediği emek. bir mevkiye güçlü bir tanıdığı sayesinde sarf etmeden gelenlerden biri gibi... CHE Test 7 1. E 7. B II. Orada olması gereken, en çok işimize yara- yan "A" harfi bir kenara atılmış. III. Böyle birinden gözlerimi kaçırmak ne müm- kün, mecburen ben de ona bakıyorum. IV. Oysa yapılan araştırmalar gösteriyor ki "A" harfini "J" harfinden yaklaşık 1000 kat fazla kullanıyoruz. V. Dizüstü bilgisayarımın kapağını her açtığımda "J" harfi tam ortaya kurulmuş, sanki alay eder- cesine bana bakıyor. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? A) I. Parag 3. C D) IV. EV MD-A-P 9. B Test 8 1. A 7. B 2.D 8. A bo- 1. 1. Viz nir Tra Ro ge II. K V III. E IV. V N t
9. (1) Kelimeler, sahibinin dilinde sesleri işitilen, ama
görülmeyen canlılar gibidir. (II) Konuşanın rengini,
edasını öyle ışıldatırlar ki bazen, siz onları ete kemiğe
bürünmüş görürüsünüz. () Bir gün bir İstanbul-hanı-
mefendisinden "hülya" kelimesini işittiğimde, insanla-
rin kelimelere can üflediklerine, onları uzviyetlerinin en
renkli köşelerinde besleyip bir güvercin gibi salıverdik-
lerine inanmıştım. (IV Bu İstanbul hanımefendisi, tatlı
ve hoş konuşmaktan öte kelimeleri uzviyetinin özsuyu
ile şerbetlendirerek, ağartarak konuşuyordu. (V) Yeni
Lisancıların, neden ille de "İstanbul hanımlarının
Türkçesi, İstanbul hanımlarının Türkçesi..." diye tut-
turduklarını da anladım o gün.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisi yalın
bir cümledir?
DIN.
/av.
E) V.
A) I.
B).
Kronometre Paragraf
C) III.
Yayınları
11. (1)
çiv
Acir
ni,
likta
Son
tirm
laşı
deri
zar
dön
Yuk
büt
değ
A)
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
9. (1) Kelimeler, sahibinin dilinde sesleri işitilen, ama görülmeyen canlılar gibidir. (II) Konuşanın rengini, edasını öyle ışıldatırlar ki bazen, siz onları ete kemiğe bürünmüş görürüsünüz. () Bir gün bir İstanbul-hanı- mefendisinden "hülya" kelimesini işittiğimde, insanla- rin kelimelere can üflediklerine, onları uzviyetlerinin en renkli köşelerinde besleyip bir güvercin gibi salıverdik- lerine inanmıştım. (IV Bu İstanbul hanımefendisi, tatlı ve hoş konuşmaktan öte kelimeleri uzviyetinin özsuyu ile şerbetlendirerek, ağartarak konuşuyordu. (V) Yeni Lisancıların, neden ille de "İstanbul hanımlarının Türkçesi, İstanbul hanımlarının Türkçesi..." diye tut- turduklarını da anladım o gün. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisi yalın bir cümledir? DIN. /av. E) V. A) I. B). Kronometre Paragraf C) III. Yayınları 11. (1) çiv Acir ni, likta Son tirm laşı deri zar dön Yuk büt değ A)
ilkel çağlarda insanlar ister vadileri aşsın ister ovalar-
dan geçsin ister dağ doruklarına tırmansın, bu dünyada
bir çadırda yaşar gibi yaşar. Bakın çağdaş insan kendi
araçlarının aracı olmuş. Acıktığında gönlünün dilediğince
meyve toplayan adam çiftçi oldu. Sığınmak için ağacın
altında duran adamsa bir ev sahibi. Bir düşünürün dediği
gibi yeryüzüne yerleşip göğü unuttuk.
Bu parçada aşağıdaki düşünceyi geliştirme yolların-
dan hangisi kullanılmamıştır?
A) Örneklendirme
B) Tanık gösterme
C) Karşılaştırma
D) Benzetme
E) Tanımlama
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ilkel çağlarda insanlar ister vadileri aşsın ister ovalar- dan geçsin ister dağ doruklarına tırmansın, bu dünyada bir çadırda yaşar gibi yaşar. Bakın çağdaş insan kendi araçlarının aracı olmuş. Acıktığında gönlünün dilediğince meyve toplayan adam çiftçi oldu. Sığınmak için ağacın altında duran adamsa bir ev sahibi. Bir düşünürün dediği gibi yeryüzüne yerleşip göğü unuttuk. Bu parçada aşağıdaki düşünceyi geliştirme yolların- dan hangisi kullanılmamıştır? A) Örneklendirme B) Tanık gösterme C) Karşılaştırma D) Benzetme E) Tanımlama
TYT-TÜRKÇE
B
7. Sultan Abdülhamit Dönemi'nde Osmanlı aydınları Türkiye'yi,
daha doğrusu şimdiki Türkiye'nin büyük kısmı olan Anadolu'yu
tanımazlardı. Orayı daha ziyade İngiliz, Fransız, Alman ve Rus
askeri coğrafyacıları ile arkeologları tanırdı. Anadolu'ya giden
idarecilerimiz, eğitimlere giden Avrupalı idareciler gibi tebaayi
makamlarında idare ederlerdi. Okumuşları en çoğu İstanbul'da
toplanmıştı. Çoğu Abdülhamit'in kapısında bir yer bulmaya çalı-
şir, en cesurları Babiali'de gelişmeye başlayan gazetelere yazı
yazarlardı. Bazıları da kendilerini emniyet altına almak için baş-
kaları aleyhine uydurma haberler yazarlardı. Fikir işleri ile uğra-
şanlar, reform işlerinden ziyade edebiyatta sembolizm veya natü-
ralizm davaları ile uğraşırlardı. Fransız yazarlarını süt kardeşleri
kadar yakından tanırlardı. Okumuşların Avrupa'ya gitmesinden
hükümet son derece de kuşkulanır, onlara pasaport vermezdi.
Buna rağmen şu veya bu yollardan birçok aydın memleket dışına
çıkmış ya da çıkarılmıştı. Aydınlanma Dönemi bizde hayli geç
başladığı için süreç karmaşık bir biçimde ilerlemiştir.
BENIM HOCAM
8.
Bu parçadan hareketle Osmanlı aydınlarıyla ilgili aşağıdaki-
lerden hangisine ulaşılamaz?
A) Avrupa'ya gidenlerin gittikleri yerlerden edindikleri bilgileri
Babiali'deki gazetelerinde halka aktardıklarına
B) Sultan Abdülhamit'in yanında yer bulmaya çalışanlar olduğu
kadar gazete işinde bulunanların da olduğuna
C) Anadolu'ya idareci olarak gidenlerin halkın sorunlarıyla ilgi-
lenmek yerine makamlarından ayrılmadığına
Bizim
giler
anla
D) Fransız yazarlarını yakından tanımalarına rağmen Anadolu'yu
yabancı milletlerden gelen kişiler kadar bilmediklerine
org
sar
ya
E) Pasaport alma konusunda çeşitli güçlükler yaşamalarına
rağmen birçoğunun yurt dışına gittiğine
a
b
benimhocam
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TYT-TÜRKÇE B 7. Sultan Abdülhamit Dönemi'nde Osmanlı aydınları Türkiye'yi, daha doğrusu şimdiki Türkiye'nin büyük kısmı olan Anadolu'yu tanımazlardı. Orayı daha ziyade İngiliz, Fransız, Alman ve Rus askeri coğrafyacıları ile arkeologları tanırdı. Anadolu'ya giden idarecilerimiz, eğitimlere giden Avrupalı idareciler gibi tebaayi makamlarında idare ederlerdi. Okumuşları en çoğu İstanbul'da toplanmıştı. Çoğu Abdülhamit'in kapısında bir yer bulmaya çalı- şir, en cesurları Babiali'de gelişmeye başlayan gazetelere yazı yazarlardı. Bazıları da kendilerini emniyet altına almak için baş- kaları aleyhine uydurma haberler yazarlardı. Fikir işleri ile uğra- şanlar, reform işlerinden ziyade edebiyatta sembolizm veya natü- ralizm davaları ile uğraşırlardı. Fransız yazarlarını süt kardeşleri kadar yakından tanırlardı. Okumuşların Avrupa'ya gitmesinden hükümet son derece de kuşkulanır, onlara pasaport vermezdi. Buna rağmen şu veya bu yollardan birçok aydın memleket dışına çıkmış ya da çıkarılmıştı. Aydınlanma Dönemi bizde hayli geç başladığı için süreç karmaşık bir biçimde ilerlemiştir. BENIM HOCAM 8. Bu parçadan hareketle Osmanlı aydınlarıyla ilgili aşağıdaki- lerden hangisine ulaşılamaz? A) Avrupa'ya gidenlerin gittikleri yerlerden edindikleri bilgileri Babiali'deki gazetelerinde halka aktardıklarına B) Sultan Abdülhamit'in yanında yer bulmaya çalışanlar olduğu kadar gazete işinde bulunanların da olduğuna C) Anadolu'ya idareci olarak gidenlerin halkın sorunlarıyla ilgi- lenmek yerine makamlarından ayrılmadığına Bizim giler anla D) Fransız yazarlarını yakından tanımalarına rağmen Anadolu'yu yabancı milletlerden gelen kişiler kadar bilmediklerine org sar ya E) Pasaport alma konusunda çeşitli güçlükler yaşamalarına rağmen birçoğunun yurt dışına gittiğine a b benimhocam
Parag
03
1. Yapılan bir araştırmaya göre Türkiye'de ilköğretim birinci
kademe öğrencilerinin okudukları 100 kelimelik bir metnin
70 kelimesini, lise öğrencilerinin 50 kelimesini, üniversite
öğrencilerinin ise 35 kelimesini anlayamayıp metni
ikinci kez okudukları belirlenmiştir. Bu bulguların okul
başarısında okuma alışkanlığının rolüne ilişkin ipuçları
taşıdığı söylenebilir.
Parçada aşağıdakilerden hangisi öncelikle
vurgulanmak istenmiştir?
A) Yanlış okumanın topluma zararları
BEğitim sistemindeki temel sorun
Okul başarısında sağlıklı okumanın önemi
D) İlköğretim öğrencilerinin okumayı sevmemeleri
E) Türkiye'de okumaya önem verilmemesi
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Parag 03 1. Yapılan bir araştırmaya göre Türkiye'de ilköğretim birinci kademe öğrencilerinin okudukları 100 kelimelik bir metnin 70 kelimesini, lise öğrencilerinin 50 kelimesini, üniversite öğrencilerinin ise 35 kelimesini anlayamayıp metni ikinci kez okudukları belirlenmiştir. Bu bulguların okul başarısında okuma alışkanlığının rolüne ilişkin ipuçları taşıdığı söylenebilir. Parçada aşağıdakilerden hangisi öncelikle vurgulanmak istenmiştir? A) Yanlış okumanın topluma zararları BEğitim sistemindeki temel sorun Okul başarısında sağlıklı okumanın önemi D) İlköğretim öğrencilerinin okumayı sevmemeleri E) Türkiye'de okumaya önem verilmemesi