Anlatım Biçimleri Soruları

2. Adalet Ağaoğlu ile edebiyatımız bir kırılma yaşar. Kadın bilinci ve kadın duyarlılığı edebiyata onunla yansır. Yaşadığı döneme, çevreye, insan ilişkileri- ne bakışında yeni bir edebiyat yapma kaygısının yanı sıra kadının kimliğini, toplumsal ve bireysel konumunu, tepkileri çekme pahasına da olsa yan- sıtma amacını taşır. Bu parçadaki altı çizili sözle Adalet Ağaoğ- lu'nun edebiyattaki hangi etkisinden söz edil- miştir? A Sadece güzel olanı ön plana çıkartma B) Başka bir durumu oluşturup değişim gerçekleş- tirme Olumsuzlukları bile hoşa gider hâle getirme D) Anlatımdaki belirli ögeleri gözden çıkartma EÇeşitli konuları tek potada eritebilme

ami eri gru de kik me ne FEN BİLİMLER 52 11 Ölüm, yaşain dalımıza tünemiş bir konuktur; ölümün yolumun üzerinden çekildiği yanılgısını tez kovdum kafamdan. Ağaçların koyulaşan karanlığına doğru daralan yola yöneldim. Beni suyun, ormanın, güneşin kaynaştığı geniş bir alana ulaştıracağı umuduyla yan yana ikkişinin zor yürüyebileceği toprak yola vurdum kendimi. Yol, beni kanalın genişleyip göle dönüştüğü yere götürene dek çaylağın kaptığı kuşun can sesi kylağımdan gitmedi. Sonunda umduğum aydınlığa çık- Xim. Önüme birden koca gölün sessizliği serildi. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A Botimleyici anlatımdan yararlanma Tanımlamalarla söyleyişe yoğunluk katma C) Benzetmeye yer verme Niteleyici sözlere yer verme EX Ayrıntıların seçiminde duyulardan yararlanma

M S 2. Moğol Lekesi, Ahmet Çiğdem'in Ebabil Yayınlarından çı- kan ilk şiir kitabı. Ahmet Çiğdem'in şiirle hemhâl olduğu yıllar hatırlandığında, bu kitabın çok ama çok geç kalmış bir kitap olduğu anlaşılacaktır. "Eski Defterler" ve "Yeni Defterler" başlıklı iki bölümden oluşan yetmiş iki sayfalık kitapta, toplam otuz sekiz şiir var. Ahmet Çiğdem, ince bir duyarlılıkla bezenmiş kelimelerin, sağlam şiirlerin şa- iri. Moğol Lekesi'ni okurken sadece şiirlerin yetkinliğinin farkına varmakla kalmıyor, aynı zamanda yitirdiğimiz du- yarlılıkların da farkına varıyoruz alttan alta. Bu da bize, duygularımızı körelten bir çağda yaşadığımızı hatırlatıyor aniden ve bir kez daha. MPY Bu parçada Ahmet Çiğdem ile ilgili olarak aşağıdaki- terden hangisine değinilmemiştir? WARTOON A) Mk şiir kitabının Moğol Lekesi olduğuna B) Eskiden de şiirle uğraştığına C) Duygularını ifade ediş biçiminin D) Eserlerinin gerekli olgunluğa eriştiğine E) Yaşadığımız çağı sorgulamamızı sağladığına NE hassastığına hassastığına

Davrang denikiginde birçok bilim insanının araştırmaları genimiz üzerinde yoğunlaşsa da aslında davranış bir be- yin ayelidir. Kuşkusuz beyni oluşturan yapıların özelliklerini genlerimiz beliriese de beynin esnek yapısı, davranışların bi- pinlenmesinde temel faktördür. Yapılan bir araştırmada yaşa- mida hie yılan görmemiş bir çocuğa yılan videosu gösterilir. Ck videoyu hiçbir korku belirtisi göstermeden sakince izler. Daha sonra ayni çocuğa yılandan korkan bir çocuğun videosu Bu videoyu izledikten sonra çocuk, yılan videosu karşı- side korku tepkileri göstermeye başlar. Bu da korkunun bilim insanlarının bazılarının iddia ettiği gibi "korku genleri" nedeniy- le değil, öğrenilebilen bir duygu olduğunu gösterir. 38. Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir? A) Beyni oluşturan yapıların esnekliğini sağlayan şey, al- dığımız eğitimdir. (6) Davranışların biçimlenmesinde içinde yaşadığımız coğrafyanın etkisi büyüktür. C) Bazı bilim insanları, davranışlarımızı genlerimizin be- lirlediği düşüncesindedir. D) Gen yapılarımız ve beynimizin işleyiş biçimi arasında sıkı bir ilişki vardır. E) Tepkisel davranışlarımızda beynimizin esnek yapısı- nın rolü büyüktür.

ri ni 40. Her toplum ya da kültür kendi tarihini yaşar; oluşturur, geliştirir. Kültürel evrimde ulaşılacak bir son nokta ya da amaç yoktur. Kültürel evrim, durmayan bir süreçtir ve baş- langıcından ya da sonucundan söz edilemez. "Kültürel evrim" düşüncesi giderek önemini yitirmiştir. Günümüzde kültürel evrimden söz etmek artık bir anlam ifade etme- mektedir. Bu alanda çalışan antropologlara göre, kültür- ler birbirleriyle hiyerarşik bir düzende karşılaştırılamaz. Çünkü her kültür değerlidir, önemlidir ve hiçbir kültür diğe- rinden herhangi bir yönden üstün değildir, olamaz. Kısa- cası kültürler arasında herhangi bir yönden karşılaştırma yapılamaz. Her kültür kendine özgü özellikleriyle tektir, biriciktir. "Kültürel evrim" düşüncesi bu nedenle önemini yitirmiştir. Günümüzde artık toplumlar arası farklılıklara bakışta "teknolojik evrim" düşüncesi hâkimdir. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı yoktur? A) Kültürel evrim" düşüncesine göre, toplumların kültü- rel gelişim aşamaları nelerdir? B) Toplumları, toplumsal yapıları incelemede günümüz- de hangi bakış açısı geçerlidir? C) Kültürlerin birbirleriyle karşılaştırılması hangi yönler- den yanlıştır? D) Bir kültürel yapı, başka bir kültürel yapı karşısında üs- tün özelliklere sahip olabilir mi? E) "Teknolojik evrim" ve "kültürel evrim" bakış açıları ara- sındaki benzeşen yönler nelerdir?

endi * ni 32. Her devirde "eski zamanları aramak" her şeye değermiş! Ben çocukluğumda özellikle yaşlı insanların, çocuklukla- ama son yıllarda artık yalnızca yaşlılar değil, orta yaşlı- nni ve gençlik yıllarını hasretle andığını hep işitmişimdir lar hatta gençler bile eskiyi arar oldu. Aslında durum çok açık: Yitirilen, artık sahip olunamayacak olan şey güzeldir. Güzeldir çünkü artık ulaşılmazdır. Geçmişe dönme, geç- mişi yeniden yaşama isteği değil bu; yalnızca anımsama aslında. Zaten onları güzel kılan da bu. Yalnızca anımsa- nabilmeleri, tekrar yaşanmalarının olanaksızlığı... Tabii ki geçmişte kalan her şey ve her an için geçerli değil bu gö- rüş. Zaten anımsanmaya değer olmayanları beynimiz yok ediyor. Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşıla- bilir? A) Belli bir yaşı aşan çoğu insan geçmişe özlem duyar. Bİçinde bulunduğumuz an, hiçbir zaman geçmişin yeri- ni tutamaz. C) Geçmiş, her zaman güzel anılmalıdır. D) Geçmişteki kötü olayları düşünmemeliyiz. E) Geçmişteki hatalarımız, bize yol gösterir.

9. miş. derere is Düzyazı denen, kuşku madeninden yapılmış yüzü sırlı o ayna; yüzeyine çarpan çehreler yakaladığı sözcükleri, ağına düşmüş belirli zaman parçasını egemen düşünce- sini okuyucusuna geri yansıtır. Bu cümleden düzyazı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Sorgulavier bir yanının olduğuna B) Bir dönemin hâkim fikirlerini yansıttığına C) Bir fotoğraf makinesi işlevi gördüğüne (ger! D) Okura tuzaklar kurduğuna E) Düşünsel yönünün olduğuna yönscher) 11.

bronse ua SH 3. Bu şirin ve sakin köye her yıl düzenli olarak gelir, | || ||| IV buradaki bütün dostlarımızı ziyaret ederdik. V Bu cümledeki anlatım bozukluğunu gidermek için numaralanmış yerlerden hangisinin cümleden atıl- ması gerekir? A) I B) II C) II D) IV E) V

GELİŞME TESTI 8 KRONOMETRE PARAGRAFTA YAPI - BO Ideal çözme süreniz (13) dk. (1) Bildiklerimizin aşağı yukarı %80'i dinleme yoluyla kazanılmaktadır. (II) Bazı öğrenciler normal dinleme becerisine sahipken bazıları kulak rahatsızlığından veya dinleme sürecinde uygun modellerle karşılaşma fırsatı bulamadıklarından dinleme becerilerini yeterince geliştirememiş olabilirler. (III) Öğrenciler arasındaki bireysel farklılıkları da unutmamak gerekir. (IV) İlköğretim okullarında dinleme, ağırlıklı olarak sadece öğretmen veya başka bir yetişkinin konuşmasına dayandığı için çocuklar pasif bir konumda kalmakta ve öğretimden yeterince yararlanamamaktadırlar. (V) Dikkat eksikliği, hiperaktiflik, beyinle ilgili özel sorunlar da dinleme yetersizliklerine yol açabilir. righ Bu parçanın anlamsal bütünlüğü aşağıdaki değişikliklerden hangisiyle sağlanabilir? A) III. cümle V.den sonra gelmeli. B) II. cümle ile IV.sü yer değiştirmeli. C) I. cümle ile IV.sü yer değiştirmeli. D) III. cümle ile V.si yer değiştirmeli. E) III. cümle IV.den sonra gelmeli. YAYINLARI LİMİT

pr. a t çabuk geçiyordu! Eylül başlarında ser- 27. Günler ne peleyen o yağmurdan sonra uzun bir süre hava- lar açık gitti. Yumuşak bir mavilik alan gökyüzü, çoğu günler bulutsuzdu. Bazı bazı yağmur getir- mekten uzak beyaz bulutlar geçiyordu yüksek- lerden. Deniz ile kırlar, gürültülü yazın ardından bir eğlence gecesinden sonra boşalmış açık hava bahçelerinin sessizliği içindeydiler. Durgun, kı- mıltısız, uyukluyorlardı. Eylül çıkarken, ekimin ilk yarısının dolmasına yakın, kısa süren iki yağ- mur daha yağdı. Her yağmurun ardından kırlar canlanır gibi oldu. Kuru ot tohumları çatlayıp filizlendiler. Yağmurların arkası gelmeyince bu yeşillik iki üç gün içinde kurudu. Gene o hasta- lıklı sarı renk kapladı ortalığı. Nadaslara işleye- memişti yağmurlar. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Kişileştirme B) Mecaz anlam Benzetme D) Duyular arası aktarma E) 3. tekil kişili anlatım 29. As kr A B

$12 C 3. kesin bir dak bulunmak. Geçmişe bakıldığında insanlık tarihinden geriye ne kalır? Olumlu ya da olumsuz oluşuna göre değişir sanırım. Hatır- layalım: Olumsuz olanlar, siyasal olaylarsa -savaşlar çık- maz bellekten- olumlu olanlar -Rönesans ya da moderniz- min sonuçları- kültürel olanlar değil midir? Uygarlıklar ara- sında kültür köprüleri kurulurken siyasetin köprülerini at- maya yatkındır bellek. Bu parçada geçen "köprüleri atmaya yatkın olmak" sözüy- le anlatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir? İlişkileri koparmaya yatkın olmak B) Yeni arayışlar içinde olmak CUnutmaya meyilli olmak D) Yeni diyaloglar kurmaya çalışmak E) Politik bağ kurmaktan kaçınmak un 0125 m t

TYT (Temel Yeterlilik Testi) 37.-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Nar Ağacı romanı; meselesi, mesajı, kahramanları, ça- tışmaları olan bir roman. Öyle ki neredeyse siyasi bir ro- man olmaya yatkın bir yapısı var. Ama yazar siyasi ro- manların o bildik didaktiklik tuzağına ve kolaycılığına düşmez, ----. Dil ve mekânlar dönem ruhunu yansıtmak- ta en önemli enstrümanlar olarak kullanılırken anlayış ve bakış açısı bu tarihsel dönemi anlatmaya uygun bir bi- çimde yer alır. Ne var ki 530 sayfalık kitap roman olma- nın avantaj ve dezavantajlarını bünyesinde taşıyor. Olay- ların çokluğu, anlatım süresinin uzunluğu, fazlasıyla ma- lumatlar kuşkusuz türün bir gereği olarak yer alıyor. An- cak özellikle öykü dilini kullandığı kimi bölümler (sıkı ör- gü, lirik dil, yoğun anlatım) kitabın en başarılı metinleri. 1 37. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerin hangisi getirilmelidir? 38. Paraf Yayınları A) yer yer roman türünün yazınsal sınırlarını zorlar B) modern anlatım tekniklerine yer vermez betimlemelere dayalı olay anlatımını tercih eder D) roman sanatının estetik gerekliliklerini önceler E) vermek istediği mesajın önemsiz olduğunu hisset- tirir

AS ları. ifin- sem diye yan™ 8 281 Türk edebiyatının en büyük trajedisi, henüz klasiğini üretmemiş olmasıdır bence. Klasik olanı şayet üretebil- seydik zaten dünya çapında bir roman yazmış olurduk. Yani klasik üretmek demek, zaten romancılığın en üst düzeyine varabilmek demektir. Mesela Balzac'ın kahra- manları birer "tip", Thomas Mann'ın kahramanları çağının bütün gerçeklerini kendisinde toplamış olan "tip"lerdir. Yani bizde henüz klasik bir tip yoktur. Bu parçada yazarın yakındığı durum, aşağıdakilerin hangisidir? A) Dünya klasiklerini yeterince özümseyememe B) Çağımıza ait bir kişiliğin edebiyatımızda var olamaması C) Dışımızdaki edebiyatı gereğinden fazla önemseme D) Dünyanın edebiyatımıza şartlı bir şekilde bakması E) Yazınımızın bir başarıya erişememesi Diğer Sayfaya Geçiniz 30. TYT

A 25. "Adımlar" Erzurum dergicilik hayatında hem istikrar hem de misyon dergiciliği açısından çok önemli bir yere sa- hiptir. Kendinden önceki dergilerden daha uzun soluklu oldu. Kadrosunun zenginliğinden, söylenecek sözünün çokluğundan kendinden sonraki dergilerin hiçbir zaman aşamadığı bir dergidir. Yayın hayatında bir istikrar rekoru kırmış, yirmi dört sayı yayımlanmıştır. TÜRKÇE Bu parçada sözü edilen dergiyle ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisi söylenebilir? A) Edebiyatımızın en uzun soluklu dergilerindendir. BY Bir gorev uğruna yayın hayatına başlamıştır. C) Türkiye geneline yayın yapmaktadır. DERONOmik kaygıları olmayan, sadece sanatı ön plana çıkaran bir dergidir. Erzurum'un ilk ulusal dergisi olma özelliğini taşımak- tadır. Noonpag ns 27. He bir üs gabala mo yıl Ağ BL (ya B Um C ARE

TÜRKÇE Z. de e- tir ul ak ni bi Ş e 7. A 39 ve 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. - (1) İnsan şiirle ham ve el değmemiş bir ifade alanı olarak tanı- şıyor düşüncesindeyim. (II) Neden sonra bunun bir zanaat türü olduğu ve öğrenilmesi gereken kurallar olduğu gerçeği insanın karşısına dikiliyor. (III) İşte belki pek çok insanın gençliğinde şiir yazıp sonradan şiir yazmaktan vazgeçmesinin temel nedeni bu. (IV) Yani, ne kadar içimize yer etmiş sorusu önemli. (V) Ne kadar yer etmişse öğrenme sürecine o kadar ciddi bir şekilde eğilme durumu doğuyor. imob abielmen sype illinoyab ov hos arieb 39. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? (3 A cümlede bir tahmin söz konusudur. B) II. cümle, kendisinden sonraki cümlenin gerekçesi durumundadır. III. cümlede, varsayıma yer verilmiştir. IV. cümle, kendisinden önceki cümleyi destekler niteliktedir. E) V. cümlede, koşul - sonuç ilişkisi vardır.

8. Dil bilinci kazandırma çabası insanoğlunun yaşa- minda bitmez tükenmez bir çaba gibi. "Bir ülkeyi yönetmeye çağrılsaydınız yapacağınız ilk iş ne olurdu?" sorusuna Konfüçyüs "Işe, önce dili göz- den geçirmekle başlardım çünkü dil kusurlu olur- sa sözcükler düşünceyi iyi anlatamaz. Düşünce iyi anlatılamazsa yapılması gereken şeyler doğru yapılamaz. Ödevler gereği gibi yapılmazsa töre ve kültür bozulur. Töre ve kültür bozulursa adalet yan- lış yola sapar. Adalet yoldan çıkarsa şaşkınlık içine düşen halk, ne yapacağını, işin nereye varacağını bilemez." Bu parçada vurgulanmak istenen aşağıdakiler- den hangisidir? A) Bir ülkede konuşulan dil, herkesin anlayabile- ceği ve anlaşmasını sağlayabileceği kadar açık almalıdır. (B) Bir ulusun uygarlık düzeyini belirleyen ana ölçüt, kullandığı dilin gücüdür. C) İnsanlık; ilerlemesini, yüzyıllar boyu oluşan kül- tür birikimini dile borçludur. D) Dildeki bozulma, toplumun bütün yapılarına yansıyacağı için dili düzelterek tüm yapıları ko- ruyabiliriz. E) Toplumsal gelişme açısından en önemli eğitim, dil eğitimidir.