Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

18. Marcia Bjornerud, yazar Kurt Vonnegut'un "Şimdiye ka-
dar hiçbir kabinede bir 'Gelecek Bakanı' olmadı, sonra-
kiler için düşünülmüş bir plan yok." sözünden yola çı-
karak kendi oluşturduğumuz iklim felaketine karşı "Ne
yapabiliriz?" sorusunu soruyor. Gezegende son elli yılda
başarılan (!) insan kaynaklı değişimlerin büyüklüğünün,
jeolojik zamanda öteki sınırları belirleyen büyük kitlesel
yok oluşlarda görülenlerle aynı düzeyde olduğunun al-
tını çiziyor. Yaşadığımız gezegeni tanımadığımızı, dün-
yaya gelip onun tarihine ve kültürüne önem vermeden,
onun kadim dilini dinlemeden boş boş dolaşan turistler
gibi olduğumuzu söylüyor.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
yoktur?
A) Karşılaştırma
C) İkileme
B) Örnekleme
E) Benzetme
Tanık gösterme
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
18. Marcia Bjornerud, yazar Kurt Vonnegut'un "Şimdiye ka- dar hiçbir kabinede bir 'Gelecek Bakanı' olmadı, sonra- kiler için düşünülmüş bir plan yok." sözünden yola çı- karak kendi oluşturduğumuz iklim felaketine karşı "Ne yapabiliriz?" sorusunu soruyor. Gezegende son elli yılda başarılan (!) insan kaynaklı değişimlerin büyüklüğünün, jeolojik zamanda öteki sınırları belirleyen büyük kitlesel yok oluşlarda görülenlerle aynı düzeyde olduğunun al- tını çiziyor. Yaşadığımız gezegeni tanımadığımızı, dün- yaya gelip onun tarihine ve kültürüne önem vermeden, onun kadim dilini dinlemeden boş boş dolaşan turistler gibi olduğumuzu söylüyor. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Karşılaştırma C) İkileme B) Örnekleme E) Benzetme Tanık gösterme
2. Aşağıdakilerin hangisinde "nereye" sorusunun yanıtı
diğerlerinden farklı bir ögedir?
A) Çantama, ceplerime, otomobilin torpido gözüne bak-
tim.
B) Aradığı malzemeleri köşedeki markette bulamayınca
çarşıya gitmiş.
C) Yağmur şiddetini artırınca biz de açık bulduğumuz ilk
apartmana girdik.
D) Cemil, odasında değilse mutlaka aşağı inmiştir.
E) Bu yaşlı kadın, bizim üstümüzdeki daireye taşındı.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2. Aşağıdakilerin hangisinde "nereye" sorusunun yanıtı diğerlerinden farklı bir ögedir? A) Çantama, ceplerime, otomobilin torpido gözüne bak- tim. B) Aradığı malzemeleri köşedeki markette bulamayınca çarşıya gitmiş. C) Yağmur şiddetini artırınca biz de açık bulduğumuz ilk apartmana girdik. D) Cemil, odasında değilse mutlaka aşağı inmiştir. E) Bu yaşlı kadın, bizim üstümüzdeki daireye taşındı.
Anlam Denemesi
16. Batı edebiyatında kadın yazarlar ciddi bir mücadele
sonrasında varlıklarını kabul ettirebildiler. Biraz daha
genelleyerek söylersem kadın hakları, kadınların uzun
süren çabaları sonucunda ve erkeklere rağmen kaza-
nılmıştır. Bizde kadın yazarlar erkek adları arkasına
saklanmazlar. Kendilerine kimlik aradıklarından yine
bir kadın imzası seçerler. Kerime Nadir'in "Mehlika Az-
rak" adını kullanışından; Buket Uzuner'in "Günsu Ber-
tan" ina kadar bu, böyle gelmiştir.
Bu parçada anlatıcı düşüncesini geliştirmek için
aşağıdakilerden hangisine başvurmuştur?
A) Örnekleme
B) Benzetme
C Tanık gösterme
D) Sayısal veriden yararlanma
E) Tanımlama
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Anlam Denemesi 16. Batı edebiyatında kadın yazarlar ciddi bir mücadele sonrasında varlıklarını kabul ettirebildiler. Biraz daha genelleyerek söylersem kadın hakları, kadınların uzun süren çabaları sonucunda ve erkeklere rağmen kaza- nılmıştır. Bizde kadın yazarlar erkek adları arkasına saklanmazlar. Kendilerine kimlik aradıklarından yine bir kadın imzası seçerler. Kerime Nadir'in "Mehlika Az- rak" adını kullanışından; Buket Uzuner'in "Günsu Ber- tan" ina kadar bu, böyle gelmiştir. Bu parçada anlatıcı düşüncesini geliştirmek için aşağıdakilerden hangisine başvurmuştur? A) Örnekleme B) Benzetme C Tanık gösterme D) Sayısal veriden yararlanma E) Tanımlama
3.
(1) Plinius'un dediği gibi, herkes kendisi için bir derstir;
RADIATE
elverir ki insan kendini yakından görmesini bilsin. (II)
Benim yaptığım, bildiklerimi söylemek değil, kendimi
öğrenmektir. (III) Ama bunları başkalarına da anlatmak-
la kötü bir iş yapmıyorum. (IV) Bana yararı olan bu işin
belki başkasına da yararı olabilir. Zaten benim bir seve
dokunduğum yok; yalnız kendimle uğraşıyorum (V)
Delilik ediyorum, bundan zarar görecek başkası değil,
benim çünkü bu öyle bir delilik ki bende başlayıp bende
bitiyor, hiçbir kötülüğe yol açmıyor.
Yukarıdaki parçada, numaralanmış cümlelerin han-
gisinden sonra "Başkasına değil kendime ders veriyo-
rum." cümlesi getirilirse parçanın anlam bütünlüğü
bozulmaz?
BL
D) IV
EN
5
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
3. (1) Plinius'un dediği gibi, herkes kendisi için bir derstir; RADIATE elverir ki insan kendini yakından görmesini bilsin. (II) Benim yaptığım, bildiklerimi söylemek değil, kendimi öğrenmektir. (III) Ama bunları başkalarına da anlatmak- la kötü bir iş yapmıyorum. (IV) Bana yararı olan bu işin belki başkasına da yararı olabilir. Zaten benim bir seve dokunduğum yok; yalnız kendimle uğraşıyorum (V) Delilik ediyorum, bundan zarar görecek başkası değil, benim çünkü bu öyle bir delilik ki bende başlayıp bende bitiyor, hiçbir kötülüğe yol açmıyor. Yukarıdaki parçada, numaralanmış cümlelerin han- gisinden sonra "Başkasına değil kendime ders veriyo- rum." cümlesi getirilirse parçanın anlam bütünlüğü bozulmaz? BL D) IV EN 5
Isam
7. (1) Yaşar Kemal denildiğinde akla özgün bir roman
dili gelir. (II) Esas olarak halkın konuştuğu dile, söz-
lü halk edebiyatına dayanan Yaşar Kemal, bu yerel
malzemeyi özgün diline dönüştürürken birçok yerel
sözcüğü ortak dile taşır. (III) Okur, onun Karacaoğ-
lanlığına kapılır; yazdıklarını kullandığı sözcüklerin,
deyimlerin, atasözlerinin üzerinde durmadan okur.
(IV) Oysa yazar, o tatlı anlatışına nice bölgesel söz-
ler, söyleşiler katmıştır. (V) Bunlar, ortak bir dil dü-
zeyine çıkarıldığından okur anlamasa bile anladı-
Müğını sanır çünkü bir ırmaktır akan, içindeki taşların,
çakılların, kumların kimileri ilk kez görülmüş olsa
bile bu hiç yadırganmaz.
spoludne
01/
-Ge
Lapo Düşüncenin akışına göre "Okurunu hemen sa-
obiran, güçlü, çarpıcı bir dildir bu; gürül gürül akan bir
To Türkçedir." cümlesinin numaralanmış yerlerden
hangisine getirilmesi uygun olur?
D) IV EV
fan A
nak
BIB C) III.
816 sigad HEND
xid
14/5
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Isam 7. (1) Yaşar Kemal denildiğinde akla özgün bir roman dili gelir. (II) Esas olarak halkın konuştuğu dile, söz- lü halk edebiyatına dayanan Yaşar Kemal, bu yerel malzemeyi özgün diline dönüştürürken birçok yerel sözcüğü ortak dile taşır. (III) Okur, onun Karacaoğ- lanlığına kapılır; yazdıklarını kullandığı sözcüklerin, deyimlerin, atasözlerinin üzerinde durmadan okur. (IV) Oysa yazar, o tatlı anlatışına nice bölgesel söz- ler, söyleşiler katmıştır. (V) Bunlar, ortak bir dil dü- zeyine çıkarıldığından okur anlamasa bile anladı- Müğını sanır çünkü bir ırmaktır akan, içindeki taşların, çakılların, kumların kimileri ilk kez görülmüş olsa bile bu hiç yadırganmaz. spoludne 01/ -Ge Lapo Düşüncenin akışına göre "Okurunu hemen sa- obiran, güçlü, çarpıcı bir dildir bu; gürül gürül akan bir To Türkçedir." cümlesinin numaralanmış yerlerden hangisine getirilmesi uygun olur? D) IV EV fan A nak BIB C) III. 816 sigad HEND xid 14/5
9. Tanpınar'ın meyve ağaçları üzerinde özellikle durma-
sı, onun, Türk bahçesini, bahçelerin ve ağaçların İs-
tanbul şehir estetiğindeki yerini çok iyi bildiğini gös-
termektedir. Güzellik ve faydayı birlikte düşünen ve
yaşadığı çevrelerde bu iki değerin benzersiz bir sen-
tezini vücuda getiren dedelerimiz, meyve ağaçları,
hiç olmazsa bir erik, kayısı, kiraz, badem veya cevizi
bulunmayan bahçeyi bahçeden saymazlardı. Sadece
İstanbul için değil, bütün Müslüman Türk şehirleri için
geçerli bir kuraldı bu.
1318b
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisine
özgü nitelikler ağır basmaktadır?
A Öyküleme
C) Betimleme
E) Tanık gösterme
BAçıklama
D) Tanımlama
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
9. Tanpınar'ın meyve ağaçları üzerinde özellikle durma- sı, onun, Türk bahçesini, bahçelerin ve ağaçların İs- tanbul şehir estetiğindeki yerini çok iyi bildiğini gös- termektedir. Güzellik ve faydayı birlikte düşünen ve yaşadığı çevrelerde bu iki değerin benzersiz bir sen- tezini vücuda getiren dedelerimiz, meyve ağaçları, hiç olmazsa bir erik, kayısı, kiraz, badem veya cevizi bulunmayan bahçeyi bahçeden saymazlardı. Sadece İstanbul için değil, bütün Müslüman Türk şehirleri için geçerli bir kuraldı bu. 1318b Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisine özgü nitelikler ağır basmaktadır? A Öyküleme C) Betimleme E) Tanık gösterme BAçıklama D) Tanımlama
4.
TEST
1
Düşünce
Romanda önemli olan, köyün toplumsal
gerçekliğinden çok, köyün insan gerçekliği,
köylünün dil ve anlatım özelliğidir. Toplumsal
gerçeklik, bu insan gerçekliğine yaradığı öl-
çüde önemlidir. Bunun için köye bir romancı
yaklaşımıyla değil de bir toplumbilimci yak-
laşımıyla eğilen yazarların romanları genel-
likle, bir edebiyat eseri katına kolay kolay
erişemez. Sıkıcı olmalarının, okunsalar bile
bir iz bırakmadan unutulmalarının nedenini
burada aramak yanlış olmasa gerek. Köyden
bahsedip bu yanlışa düşmeyen en önemli
yazarımız bence Yaşar Kemal; çünkü onda
insan her şeyden önde gelir.
Bu parçadan köy romanıyla ilgili olarak
aşağıdaki yargıların hangisine varılamaz?
A) Köy romanı köy insanını, insan gerçeğini
anlatmalıdır.
B) Sanatçı üslubuyla yazılmayan eser, ede-
biyat eseri olamaz.
C) Salt bilimsel bir yaklaşım bu romanların
kalıcılığını yitirmesine neden olmuştur.
D) Köy romanının en başarılı temsilcisi Ya-
şar Kemal'dir.
E) Toplumbilimci bir yaklaşım köy romanla
rını daha gerçekçi kılar.
6.
YAKAT YAYINLARI
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
4. TEST 1 Düşünce Romanda önemli olan, köyün toplumsal gerçekliğinden çok, köyün insan gerçekliği, köylünün dil ve anlatım özelliğidir. Toplumsal gerçeklik, bu insan gerçekliğine yaradığı öl- çüde önemlidir. Bunun için köye bir romancı yaklaşımıyla değil de bir toplumbilimci yak- laşımıyla eğilen yazarların romanları genel- likle, bir edebiyat eseri katına kolay kolay erişemez. Sıkıcı olmalarının, okunsalar bile bir iz bırakmadan unutulmalarının nedenini burada aramak yanlış olmasa gerek. Köyden bahsedip bu yanlışa düşmeyen en önemli yazarımız bence Yaşar Kemal; çünkü onda insan her şeyden önde gelir. Bu parçadan köy romanıyla ilgili olarak aşağıdaki yargıların hangisine varılamaz? A) Köy romanı köy insanını, insan gerçeğini anlatmalıdır. B) Sanatçı üslubuyla yazılmayan eser, ede- biyat eseri olamaz. C) Salt bilimsel bir yaklaşım bu romanların kalıcılığını yitirmesine neden olmuştur. D) Köy romanının en başarılı temsilcisi Ya- şar Kemal'dir. E) Toplumbilimci bir yaklaşım köy romanla rını daha gerçekçi kılar. 6. YAKAT YAYINLARI
11. Sanat eseriyle anlatılmak istenen, o eserin iletisi olarak
adlandırılır. Ancak eserle verilmek istenen ileti, doğrudan
veya çok fazla öne çıkacak şekilde verilirse ortaya sa-
nat değil, propaganda çıkma tehlikesi her zaman vardır
ve sanatçı, bu tehlikenin farkında olmalıdır. Sanatın dili,
doğrudan değil dolaylı bir dildir; o, ima eder ve sezdirir.
Eğer sanatçı söylemek istediğini doğrudan söylerse orta-
ya tarih, psikoloji, sosyoloji vb. çıkar fakat sanat eseri çık-
maz. Bu nedenledir ki Karl Marx, sanat eserindeki iletileri,
bir şiltedeki yaylara benzetir ve ekler: "Eğer ileti çok açık
olursa bu, tıpkı şilteden fırlayan yaylar gibi insanı rahat-
Sız eder." Yahya Kemal'e göre ise şiir, dolayısıyla sanat,
düşünceyi duygu hâline getirene kadar yoğurmaktır. Baş-
ka bir deyişle, bir sanat eserinin iletisi, o esere tamamen
yedirilinceye, eserle tamamen kaynaşıncaya kadar eser
yoğrulmalıdır.
Yazar, bu parçada savunduğu düşünceyi inandırıcı
kılmak için ağırlıklı olarak aşağıdakilerden hangisine
başvurmuştur?
Örneklemeye
C) Benzetmeye
B) Karşılaştırmaya
D) Tanımlamaya
n
E) Tanık göstermeye
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
11. Sanat eseriyle anlatılmak istenen, o eserin iletisi olarak adlandırılır. Ancak eserle verilmek istenen ileti, doğrudan veya çok fazla öne çıkacak şekilde verilirse ortaya sa- nat değil, propaganda çıkma tehlikesi her zaman vardır ve sanatçı, bu tehlikenin farkında olmalıdır. Sanatın dili, doğrudan değil dolaylı bir dildir; o, ima eder ve sezdirir. Eğer sanatçı söylemek istediğini doğrudan söylerse orta- ya tarih, psikoloji, sosyoloji vb. çıkar fakat sanat eseri çık- maz. Bu nedenledir ki Karl Marx, sanat eserindeki iletileri, bir şiltedeki yaylara benzetir ve ekler: "Eğer ileti çok açık olursa bu, tıpkı şilteden fırlayan yaylar gibi insanı rahat- Sız eder." Yahya Kemal'e göre ise şiir, dolayısıyla sanat, düşünceyi duygu hâline getirene kadar yoğurmaktır. Baş- ka bir deyişle, bir sanat eserinin iletisi, o esere tamamen yedirilinceye, eserle tamamen kaynaşıncaya kadar eser yoğrulmalıdır. Yazar, bu parçada savunduğu düşünceyi inandırıcı kılmak için ağırlıklı olarak aşağıdakilerden hangisine başvurmuştur? Örneklemeye C) Benzetmeye B) Karşılaştırmaya D) Tanımlamaya n E) Tanık göstermeye
Ph
si
at-
rli
er.
3-
7-
T.
1-
n
>E
4.
RENK
Benim için kutsal bir yolculuk deneme. Ulkeler, ik-
limler, uygarlıklar ve kitaplar arası bir yolculuk! Za-
ten ilkin yolculuklardan hareketle deneme yazmaya
başladım. Bir anlatı biçimi olarak denemeyi seçişim,
bir bakıma anlatmak istediklerimin zorlaması sonu-
cu gerçekleşti. İçeriği açısından hem dışa hem de
içe açılan metinler olarak gün ışığına çıktı bu dene-
meler. Geçmişin olduğu kadar şimdiki zamana dö-
nük çağrışımların da yazarını hiç yalnız bırakmadığı
anlamı yoğun bir metin örgüsü. Anıya dönüşmüş
anlar, aynı zamanda söz konusu denemeyi zengin-
leştiren bir yol. Çok kaynaktan beslenirken tek bir
kalıba da giremeyen -girse de sığamayan, bir öz-
gürlük hareketi. Bir başkaldırı! Çünkü roman, öykü,
oyun, eleştiri, anı, söyleşi, günce gidip bir yerde ya-
zarı sıkıştırıyor. Oysa deneme öyle değil! Hem dil
hem konu, hem yaklaşım biçimi ve hem de zaman
yönünden, gerçek bir özgürlük, denemecilik!
H A) Diğer türlerden farklı olarak yazana bir özgürlük
alanı bıraktığına
B) İnsanı kültürler, uygarlıklar, iklimler arası yolcu-
luklara çıkardığına
Bu parçada deneme ve denemecilikle ilgili aşa-
ğıdakilerin hangisine değinilmemiştir?
C) Dün-bugün-yarın üçgeninde zamana dönük ol
duğu ve anlam yoğunluğu taşıdığına
Farklı türlerin birleşim noktası olan bir tür olduğuna
E) Yazarın anlatmak istediklerinin zorlamasıyla
oluştuğuna
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Ph si at- rli er. 3- 7- T. 1- n >E 4. RENK Benim için kutsal bir yolculuk deneme. Ulkeler, ik- limler, uygarlıklar ve kitaplar arası bir yolculuk! Za- ten ilkin yolculuklardan hareketle deneme yazmaya başladım. Bir anlatı biçimi olarak denemeyi seçişim, bir bakıma anlatmak istediklerimin zorlaması sonu- cu gerçekleşti. İçeriği açısından hem dışa hem de içe açılan metinler olarak gün ışığına çıktı bu dene- meler. Geçmişin olduğu kadar şimdiki zamana dö- nük çağrışımların da yazarını hiç yalnız bırakmadığı anlamı yoğun bir metin örgüsü. Anıya dönüşmüş anlar, aynı zamanda söz konusu denemeyi zengin- leştiren bir yol. Çok kaynaktan beslenirken tek bir kalıba da giremeyen -girse de sığamayan, bir öz- gürlük hareketi. Bir başkaldırı! Çünkü roman, öykü, oyun, eleştiri, anı, söyleşi, günce gidip bir yerde ya- zarı sıkıştırıyor. Oysa deneme öyle değil! Hem dil hem konu, hem yaklaşım biçimi ve hem de zaman yönünden, gerçek bir özgürlük, denemecilik! H A) Diğer türlerden farklı olarak yazana bir özgürlük alanı bıraktığına B) İnsanı kültürler, uygarlıklar, iklimler arası yolcu- luklara çıkardığına Bu parçada deneme ve denemecilikle ilgili aşa- ğıdakilerin hangisine değinilmemiştir? C) Dün-bugün-yarın üçgeninde zamana dönük ol duğu ve anlam yoğunluğu taşıdığına Farklı türlerin birleşim noktası olan bir tür olduğuna E) Yazarın anlatmak istediklerinin zorlamasıyla oluştuğuna
yapi
PARAGRAF ÇIKMIŞ SORULAR
rendiği bir ailenin 1900'lü yıllardaki yaşamının ilk 30-35
Yazar çok iyi bildiği yörede, ayrıntılarını araştırarak 60-
yılını anlatıyor. Farklı yaklaşımı ve akıcı diliyle okurda me
başında aktarılan öykü gibi; bilinen, hep yaşanan, okunan
rak uyandırıyor. Sanki bugünlerde bir televizyon dizisinin
Ama daha birkaç sayfa geçmeden anlıyorsunuz ki bu,
veya izlenen bir olay örgüsü içindeymiş gibi oluyorsunuz.
anlatımı gerekse karakterleri ete kemiğe büründürmesi,
çok farklı bir öyküdür. Ilk romanı olmasına karşın gerek
mekân bütünlüğü sağlaması ve güçlü betimlemeleriyle
timlemeleriyle farklı ve gerçekten iyi bir tarzı var. Bunu
çıkıyor ortaya. Devrik cümleleri, virgüllerle bağlanan be-
sürdürürse -ki sürdüreceğinin ipuçlarını satır aralarında
veriyor kendine özgü, tutarlı dili olan bir yazar kazanacak
edebiyatımız....
Bu parçada sözü edilen yazar aşağıdakilerden hangi-
siyle nitelendirilemez?
AVKolay anlaşılan diliyle okurun ilgisini canlı tutan
B) Ilk bakışta, radan olayları anlattığı izlenimini veren
C) Başka yazarlara benzememek için özel bir çaba gös-
teren
D) TanıdığNoir çevrede geçen olayları anlatan
E) Kişilerini oluşturmada başarı sağlayan
KARA KUTO
(2012-ALS)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
yapi PARAGRAF ÇIKMIŞ SORULAR rendiği bir ailenin 1900'lü yıllardaki yaşamının ilk 30-35 Yazar çok iyi bildiği yörede, ayrıntılarını araştırarak 60- yılını anlatıyor. Farklı yaklaşımı ve akıcı diliyle okurda me başında aktarılan öykü gibi; bilinen, hep yaşanan, okunan rak uyandırıyor. Sanki bugünlerde bir televizyon dizisinin Ama daha birkaç sayfa geçmeden anlıyorsunuz ki bu, veya izlenen bir olay örgüsü içindeymiş gibi oluyorsunuz. anlatımı gerekse karakterleri ete kemiğe büründürmesi, çok farklı bir öyküdür. Ilk romanı olmasına karşın gerek mekân bütünlüğü sağlaması ve güçlü betimlemeleriyle timlemeleriyle farklı ve gerçekten iyi bir tarzı var. Bunu çıkıyor ortaya. Devrik cümleleri, virgüllerle bağlanan be- sürdürürse -ki sürdüreceğinin ipuçlarını satır aralarında veriyor kendine özgü, tutarlı dili olan bir yazar kazanacak edebiyatımız.... Bu parçada sözü edilen yazar aşağıdakilerden hangi- siyle nitelendirilemez? AVKolay anlaşılan diliyle okurun ilgisini canlı tutan B) Ilk bakışta, radan olayları anlattığı izlenimini veren C) Başka yazarlara benzememek için özel bir çaba gös- teren D) TanıdığNoir çevrede geçen olayları anlatan E) Kişilerini oluşturmada başarı sağlayan KARA KUTO (2012-ALS)
Narin, Yaslıhan sokaklarında elleri ceplerinde yürürken
nasıl olup da birkaç dakika içinde iki insan arasındaki ik-
limin böyle yazdan kışa dönebildiğini düşünüyordu. Hızla
fren yapmış bir otobüsün arkasındaki yolcular gibi birbirinin
üzerine yığılmıştı duyguları. Suçluluk duyuyordu çünkü en
yakın arkadaşının kardeşine kazık atmıştı. Üzgündü çünkü
Fırat onu sevmiyordu. Şaşkındı çünkü onun Irmak'ın nesini
sevdiğini anlamıyordu. Yorgundu çünkü mutlulukla hüzün
arasındaki mesafeyi dünya rekoru sayılabilecek bir hızla
koşuyordu.
. Bu parçanın anlatımında,
I. Somutlama
D
II. Sayıp dökme
. Tanrısal anlatıcı
IV. Örnekleyici anlatım
y. Kanıtlayıcı anlatım
sayılan anlatım ilkelerinden hangisi yoktur?
A) I. ve V.
BYT
BY11. ve IV.
D) IV. ve V.
C) Yalnız III.
E) Yalnız V.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Narin, Yaslıhan sokaklarında elleri ceplerinde yürürken nasıl olup da birkaç dakika içinde iki insan arasındaki ik- limin böyle yazdan kışa dönebildiğini düşünüyordu. Hızla fren yapmış bir otobüsün arkasındaki yolcular gibi birbirinin üzerine yığılmıştı duyguları. Suçluluk duyuyordu çünkü en yakın arkadaşının kardeşine kazık atmıştı. Üzgündü çünkü Fırat onu sevmiyordu. Şaşkındı çünkü onun Irmak'ın nesini sevdiğini anlamıyordu. Yorgundu çünkü mutlulukla hüzün arasındaki mesafeyi dünya rekoru sayılabilecek bir hızla koşuyordu. . Bu parçanın anlatımında, I. Somutlama D II. Sayıp dökme . Tanrısal anlatıcı IV. Örnekleyici anlatım y. Kanıtlayıcı anlatım sayılan anlatım ilkelerinden hangisi yoktur? A) I. ve V. BYT BY11. ve IV. D) IV. ve V. C) Yalnız III. E) Yalnız V.
ak
an
Bu
eri
u-
le
üt
le
t-
7. Bir birliktelikte ya sevgi hâkimdir ya da korku.
Çünkü ikisi bir arada olamaz. Sevgiyi besleyen
korku değildir, güven ve açıklıktır. Eğer bir insanı
korkutuyorsanız onu ikiyüzlülüğün sularına atı-
yorsunuz demektir. İşte onun yanınızdaki tavır-
lanıyla yanınızda olmadığı zamanki tavırları çok
farklıdır. Yani birini korkutuyorsanız ondan sevgiyi
değil ihaneti bekleyiniz. Zira sevgi çiçeği, ancak
özgürlük toprağında boy verir. güven suyuyla can
bulur. Birliktelikte elbette sorunlar da olacaktır, bu
da gayet doğal bir durumdur. Ama sevginin hâkim
olduğu ilişkilerde insanlar, çözüm üretirler çünkü
gönüllü bir güç birliği içindedirler ama korkunun
hâkim olduğu ilişkilerde, insanlar, sorun üretmek
için bir araya gelmişlerdir ve konuştukları ölçüde
büyütürler sorunu.
Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisi çı-
karılamaz?
A) Sevgisizliğin hüküm sürdüğü ortamlarda say-
gısızlık ve karmaşa yaşanır.
BY Korkuyla sevginin birbirini dışlayan özellikleri
vardır.
C) Korku duyan insan, korktuğu kişiye karşı sah-
te davranışlar sergiler.
D) Sevgi, gönüllülük esasına dayanır, zorlamayla
sevgi tesis edilemez.
E) Birbirini seven insanlar, yaşadıkları sorunları
çözme konusunda daha başarılıdırlar.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ak an Bu eri u- le üt le t- 7. Bir birliktelikte ya sevgi hâkimdir ya da korku. Çünkü ikisi bir arada olamaz. Sevgiyi besleyen korku değildir, güven ve açıklıktır. Eğer bir insanı korkutuyorsanız onu ikiyüzlülüğün sularına atı- yorsunuz demektir. İşte onun yanınızdaki tavır- lanıyla yanınızda olmadığı zamanki tavırları çok farklıdır. Yani birini korkutuyorsanız ondan sevgiyi değil ihaneti bekleyiniz. Zira sevgi çiçeği, ancak özgürlük toprağında boy verir. güven suyuyla can bulur. Birliktelikte elbette sorunlar da olacaktır, bu da gayet doğal bir durumdur. Ama sevginin hâkim olduğu ilişkilerde insanlar, çözüm üretirler çünkü gönüllü bir güç birliği içindedirler ama korkunun hâkim olduğu ilişkilerde, insanlar, sorun üretmek için bir araya gelmişlerdir ve konuştukları ölçüde büyütürler sorunu. Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisi çı- karılamaz? A) Sevgisizliğin hüküm sürdüğü ortamlarda say- gısızlık ve karmaşa yaşanır. BY Korkuyla sevginin birbirini dışlayan özellikleri vardır. C) Korku duyan insan, korktuğu kişiye karşı sah- te davranışlar sergiler. D) Sevgi, gönüllülük esasına dayanır, zorlamayla sevgi tesis edilemez. E) Birbirini seven insanlar, yaşadıkları sorunları çözme konusunda daha başarılıdırlar.
. Şiir, kendine özgü ve bir ses ve söz yapısı olan özel bir
sanat dalıdır. Roman ve hikâye gibi edebî türlere daha
kıyasla bireyselliği daha öndedir. Bu sebeple öteden beri
şiirin başka bir dile çevrilip çevrilemeyeceği tartışılagelmiş-
tir. Anlamlamanın okur merkezli olması, bir dildeki ses ve
biçemin diğer dilde yakalanmasının çok zor olması, dillerin
sözcüklerinin her zaman birbirini karşılayamıyor olması şiir
çevirisini zorlaştıran etkenlerdir. "Necip Fazıl Kısakürek'in
"Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet / Beyoğlu
tepinirken ağlar Karacaahmet" dizelerini İngilizceye nasıl
çevireceksiniz? Hadi çevirdiniz diyelim, bu dizeleri İngiliz-
ceden okuyan biri, şiirin bizde uyandırdığı mananın ne ka-
darını anlayacak? Jean Cocteau, "Şiir öyle ayrı bir dildir ki
başka hiçbir dile çevrilemez hatta yazılmış göründüğü dile
bile." sözüyle bu gerçeği ortaya koyuyor.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinden
yararlanılmamıştır?
d
A) Karşılaştırma B) Tanımlama C) Alıntı yapma
D) Örnekleme E) Benzetme
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
. Şiir, kendine özgü ve bir ses ve söz yapısı olan özel bir sanat dalıdır. Roman ve hikâye gibi edebî türlere daha kıyasla bireyselliği daha öndedir. Bu sebeple öteden beri şiirin başka bir dile çevrilip çevrilemeyeceği tartışılagelmiş- tir. Anlamlamanın okur merkezli olması, bir dildeki ses ve biçemin diğer dilde yakalanmasının çok zor olması, dillerin sözcüklerinin her zaman birbirini karşılayamıyor olması şiir çevirisini zorlaştıran etkenlerdir. "Necip Fazıl Kısakürek'in "Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet / Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet" dizelerini İngilizceye nasıl çevireceksiniz? Hadi çevirdiniz diyelim, bu dizeleri İngiliz- ceden okuyan biri, şiirin bizde uyandırdığı mananın ne ka- darını anlayacak? Jean Cocteau, "Şiir öyle ayrı bir dildir ki başka hiçbir dile çevrilemez hatta yazılmış göründüğü dile bile." sözüyle bu gerçeği ortaya koyuyor. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmamıştır? d A) Karşılaştırma B) Tanımlama C) Alıntı yapma D) Örnekleme E) Benzetme
LIM
12. Huzur, aşk romanı olduğu kadar düşünce romani-
dır. Sanat, edebiyat, Doğu, Batı kültürüyle yoğrul-
muş özgün kişiliği vardır romanın kahramanı Müm-
taz'ın. Denebilir ki Doğu'nun ve Batı'nın ruhu belle-
ğinin katmanlarında birlikte dolaşır. Bu dolaşım bir
bakıma Mümtaz'ın bilinç, düşünce ve duygu haya-
tını kuşatır. O dönem İstanbul'unun, doğal, tarihsel,
sanatsal güzelliklerinin seyretmekten öte yaşarız.
Bunların yanı sıra Aragon'nun "Mutlu aşk yoktur."
dizesini içinde barındırdığı gerçekliğin anlamına da
varırız.
Bu parçadaki altı çizili ifadeyle söz konusu ro-
manla ilgili olarak
1. Kirilgan, buruk bir aşk öyküsü olması
II. Katmanlı bir yapıdan oluşması
III. Kahramanının kendine has özellik taşıması
durumlarından hangilerine gönderme yapılma-
mıştır?
A) Yalnız I
D) I ve III
B) Yalnız II
E) II ve III
C) I ve II
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
LIM 12. Huzur, aşk romanı olduğu kadar düşünce romani- dır. Sanat, edebiyat, Doğu, Batı kültürüyle yoğrul- muş özgün kişiliği vardır romanın kahramanı Müm- taz'ın. Denebilir ki Doğu'nun ve Batı'nın ruhu belle- ğinin katmanlarında birlikte dolaşır. Bu dolaşım bir bakıma Mümtaz'ın bilinç, düşünce ve duygu haya- tını kuşatır. O dönem İstanbul'unun, doğal, tarihsel, sanatsal güzelliklerinin seyretmekten öte yaşarız. Bunların yanı sıra Aragon'nun "Mutlu aşk yoktur." dizesini içinde barındırdığı gerçekliğin anlamına da varırız. Bu parçadaki altı çizili ifadeyle söz konusu ro- manla ilgili olarak 1. Kirilgan, buruk bir aşk öyküsü olması II. Katmanlı bir yapıdan oluşması III. Kahramanının kendine has özellik taşıması durumlarından hangilerine gönderme yapılma- mıştır? A) Yalnız I D) I ve III B) Yalnız II E) II ve III C) I ve II
3.
Çalıkuşu romanı hâlâ aramızda nefes alıp veriyorsa
bunun pek çok nedeni vardır. Bu eser geleneksel aşk
hikâyelerinden farklı olarak sosyal bir içeriğe sahiptir. Ya-
zar olayları anlatırken çevrede olup bitenlere kayıtsız kal-
mamış, eseri yazıldığı dönemden soyutlamadan yazmış,
etliye sütlüye karışmayan bir yapıdan uzak durmuş, sosyal
olaylara sorgulayıcı gözlerle bakmış ve Anadolu gerçeğini
tüm çıplaklığı ile ortaya koymuştur.
Bu parçada altı çiz söz öbekleriyle sözü edilen yaza-
rin ve eserin aşağıdaki özelliklerinden hangisi belirtil-
memiştir?
A) kalıcılığı yakaladığı
B) alışılagelmiş anlatılardan ayrılan yönlerinin olduğu
C) toplumsal bir öze sahip olduğu
D) sosyal olaylara tezli bir yaklaşım sergilediği
E) toplumda yaşananlara eleştirel yaklaştığı
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
3. Çalıkuşu romanı hâlâ aramızda nefes alıp veriyorsa bunun pek çok nedeni vardır. Bu eser geleneksel aşk hikâyelerinden farklı olarak sosyal bir içeriğe sahiptir. Ya- zar olayları anlatırken çevrede olup bitenlere kayıtsız kal- mamış, eseri yazıldığı dönemden soyutlamadan yazmış, etliye sütlüye karışmayan bir yapıdan uzak durmuş, sosyal olaylara sorgulayıcı gözlerle bakmış ve Anadolu gerçeğini tüm çıplaklığı ile ortaya koymuştur. Bu parçada altı çiz söz öbekleriyle sözü edilen yaza- rin ve eserin aşağıdaki özelliklerinden hangisi belirtil- memiştir? A) kalıcılığı yakaladığı B) alışılagelmiş anlatılardan ayrılan yönlerinin olduğu C) toplumsal bir öze sahip olduğu D) sosyal olaylara tezli bir yaklaşım sergilediği E) toplumda yaşananlara eleştirel yaklaştığı
3. Bu şair, gümbürtülü ama beylik sözleri "ulusal kültür"
sanan dağını kaybetmiş bir volkan dumanı.
Bu cümledeki şair için kullanılan "dağını kaybetmiş
volkan dumanı" sözüyle anlatılmak istenen aşağıda-
kilerden hangisidir?
A) Kültüründen kopuk, ulusallığı özde değil sözde ara-
yan bir sanatçı
B) Kültürel değerleri yüksek sesle dile getiren bir şair
Milletinden ayrı bir yaşam tarzını seçmiş bir aydın
D) Ulusal benliğini kaybetmiş, onu şiirlerinde arayan
bir şair
E) Kendini bulmakta güçlük çeken ve şiirlerini yazar-
ken zorlanan bir şair
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
3. Bu şair, gümbürtülü ama beylik sözleri "ulusal kültür" sanan dağını kaybetmiş bir volkan dumanı. Bu cümledeki şair için kullanılan "dağını kaybetmiş volkan dumanı" sözüyle anlatılmak istenen aşağıda- kilerden hangisidir? A) Kültüründen kopuk, ulusallığı özde değil sözde ara- yan bir sanatçı B) Kültürel değerleri yüksek sesle dile getiren bir şair Milletinden ayrı bir yaşam tarzını seçmiş bir aydın D) Ulusal benliğini kaybetmiş, onu şiirlerinde arayan bir şair E) Kendini bulmakta güçlük çeken ve şiirlerini yazar- ken zorlanan bir şair