Anlatım Biçimleri Soruları

(1) Kıyılarımızda "yazlık" adıyla yapılan evlere bakınca ülke- mizde doğasıyla, çevresiyle bütünleşebilen yapıların ne kadar az olduğunu görüyorum. (II) Bu evlerin mimarları da kimi şairlerimiz, ressamlarımız gibi Batılı ustaların yaratıcı- nallıklarına sığınıyorlar. (III) İçlerinde öyle yapılar var ki 711 "Gösteriş düşkünüyüm." diye bas bas bağırıyor.(IV) abel Çoğunun kapı ve pencere boyutları, bizim bol güneşimizle uyuşmuyor. (M) Onların anlayışlarını özümsemeden olduğu im gibi aktarıyorlar. spilot Bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gidermek için anne aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır? ristor 9. A) MI ile V yer değiştirmeli. B) II. cümle III. den sonra gelmeli. C) V. cümle paragraftan atılmalı. D) II ile IV yer değiştirmeli. E) I. cümle V'ten sonra gelmeli. Se

gisidir? Belli bir zaman diliminde üretilmektedir. Oluştuğu dönemin moda eğilimlerini yansıtmaktadır. Dönemin ve yazarının zihniyetinden izler taşımaktadır. D) Yazarının içsel dünyasını incelemektedir. E) Büyük sosyal olay ve gelişmeleri barındırmaktadır. "Moskova yakınlarındaki Puşkin kasabasında sahibinin ölümüne üzülen bir köpek dokuzuncu kattan atlayarak intihar etti." Bir gazetenin haberine göre köpeğin sahibi N. Çiçikof 24 Aralık günü hastalandı. Köpek, hastalanan sahibinin yanından bir dakika bile ayrılmadı. N. Çiçikof, 30 Aralık'ta öldü. Sahibinin ölümünden uborduyduğu acıyı uluyarak ve ağlayarak dile getiren köpek bu acıya bir gün dayanabildi. Yılbaşı gecesi bulunduğu binanın dokuzuncu katından atlayarak intihar etti. Köpeğin intiharı ve duyarlı davranışı kasabada günün konusu oldu. Bu olay aşağıdaki yargılardan hangisiyle çelişir? A) Hayvanlar acı çekiyor ancak acılarını dışa vurma biçimleri farklı. B) Hayvanlar da ölümün ve acının bilincindedir. nobsol C) Hayvanların kimi gerçeklerin ayırdına varamadığına inanmıyorum. DÖlümün ve acının bilincinde olan tek canlı insandır. E) Hayvanlar acılarını, çektiklerini adlandıramıyor, onlarınki ses düzleminde kalıyor. OPARSB21-049 Çözdüğünüz süre C 7 dk. 8 Doc

1. Yaşar Kemal, Deniz Küstü'de İstanbul'un tükenişini anlatı- yor. Enine boyuna, geniş bir coğrafyada bu tükenişi anla- tırken insanların dramlarını da dile getiriyor. "Deniz Küstü" Yaşar Kemal'in ilk İstanbul romanı. Ama içinde İstanbullu olmayan bir İstanbul romanı yazıyor Yaşar Kemal. Roma- nın iki kahramanından biri olan "Balıkçı Selim", Kafkasya göçmeni bir Çerkez; öbürü ise Karadenizli bir delikanlı olan Rizeli Zeynel. Büyük zengin Veziroğlu da Zeynel'in çocukluk arkadaşı Dursun Kemal de Anadolu'dan gelmiş kişilerdir. Dolayısıyla Yaşar Kemal; İstanbul'un sadece bu kişilerin bulunabileceği yerleri yani Yeni Cami yöresi, Emi- nönü, Köprü, Unkapanı, Kumkapı, Menekşe, Çiçek Pazarı gibi yerleri anlatıyor. Bu parçanın anlatımında aşağıdaki anlatım biçimlerin- den hangisi ağır basmaktadır? A) Tartışmacı B) Kanıtlayıcı C) Açıklayıcı D) Öyküleyici E) Betimleyici

Sinan, başını öne eğdi. Gözleri doldu. Ar açtı ve padişah geçsin diye kenara çekildi. Divan üyeleri ta- kip ettiler. Peşlerinden girebilmek için yarıştı insanlar. İtişip kakışan kalabalığın içinde Cihan, kendine yol açtı. Etrafın- da imparatorluğun en zengin insanları vardı. Parmakların- da mücevherler ışıldıyordu, pahalı kumaştan esvaplarının altında para keseleri taşıyorlardı. Sol tarafına bakınca bi- risiyle konuşan şişmanca bir paşa dikkatini çekti. Adamın elindeki tespihin taşları kıpkırmızı yakuttandı. Bu kadar kıymetli bir tespihle dua ediyorsa soyulmayı hak ediyordur diye düşündü. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) Öyküleyici anlatıma başvurulmuştur. B) Yer yer betimleyici cümleler kullanılmıştır. C) Bir düşünce örneklendirilerek verilmiştir. D) Niteleyici sözlere yer verilmiştir. E) Deyimden yararlanılmıştır. ww

Gönen'den geldiğimiz günden beri her gün okula devam ediyordum. En başta gelen zevkim falaka tutmak! Fakat bir gün Hâkim Efendi ile setre pantolonlu, asık suratlı biri geldi. "Kaymakam Bey! Kaymakam Bey!" dediler. Sakalsız esmer, uzun boylu, aksi birisi. Kapıdan girdiği anda Hoca Efendi'nin işareti üzerine hepimiz ayağa kalktık. Birisi çağırıyormus gibi elini, başını sallayarak bizi yerimize oturttu. Hepimizi tek tek gözden geçirdi. Birkaçımızı okutmak istedi. Oysa biz- ler tek ağızla, ahenksiz okuyamazdık. Yüzünü buruşturdu. Yere baktı ve başını salladı. Sonra gözlerini Hoca Efendi'nin başında asılı duran falakaya dikti, baktı baktı. Sanki ömrün. de ilk defa bir falaka görüyormuş gibi dikkat kesilerek öylece baktı. Döndü, selam vermeden çıkarken "Biraz dışarı gelir misiniz, Hoca Efendi?" dedi. 8. Bu parçada aşağıdaki öyküleme unsurlarından hangisi kullanılmamıştır? A) Kişi B) Mekân (C) iç çözümleme Olay E Geriye Dönüş

5. (1) Kişinin kendi eksiklerini tespit ve kabul etmesi çok zordur, bu nedenle asırlardır iyi insan modeli tarif edi- lirken bu iki özellik mutlaka sıralanmıştır. (II) Öyle ki bu davranışlar pek çok ahlak felsefesi uzmanınca erdem kabul edilmiştir. (III) Eksiği kabul etmek bir tarafa, onu tespit edip kendini kusurlu görmek başlı başına cesa- ret ister. (IV) Ahlak felsefesi bu işin daha çok toplum huzurunda dile getirilmesi ile ilgilenmiştir çünkü önemli olan ve asıl erdem sayılabilecek davranış, kişinin kendi kusurları olduğunu başkalarının yanında da kabul et mesidir. (V) Ahlak felsefesinin bir bakıma itiraf kabul edilecek bir yöntemle, kişinin kusurlarını sevdiklerinin huzurunda onaylatma israrının temelinde de bu düşün- ce yatmaktadır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) I B) II C) III D) IV E) V

2014 Afife Jale Tiyatro Ödülleri'nde "Yılın En Başarılı Prodüksiyonu" dâhil dört ödül alan Arturo Ui'nin Önlenebilir Tırmanışı'nın oyuncularından Fatih Koyunoğlu, oyunun başarı sebeplerini ve hepimizin içinde yaşayan potansiyel "Arturo Ui" karakterini anlattı. 11. Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağıdakilerden hangisidir? (2015 LYS) A) 2014 yılında son kez düzenlenen Afife Jale Tiyatro Ödülleri'nde rekor kırılmıştır. B) Arturo Ui'nin Önlenebilir Tırmanışı adlı oyun, farklı ödüllere layık görülmüştür. C) "Yılın En Başarılı Prodüksiyonu" ödülünü Fatih Koyunoğlu almıştır. D) "Arturo Ui" karakteri, modern insanın karmaşık iç dünyasını temsil etmektedir. E) Arturo Ui'nin Önlenebilir Tırmanışı'ndaki oyuncular, yüksek bir performans göstermişlerdir.

ese latan 7 bir SÖZ na çok r 8. ----. Sanatın, yaşamın bir parçası olarak kabul edildiği halk şiirinde ise bütün örnekler, sevgililer, kuşlar yerlidir. Anadoluludur. Çünkü halk ozanı, duyduğu değil gördüğü kuşu işler şiirinde. Bu şiirlerde, divan şiirlerindeki doğa dışı varlıkları göremeyiz. Söz gelimi halk şiirinde atmaca tavuğu yer, pilici kapıp uçar. Divan şiirinde ise güzelin gözleri olan doğan, şairin gönlünü avlar. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? A) Divan şiirinde tarih boyunca halktan kopuk bir sanat anlayışı vardır B) Divan şiirinde süslü, sanatlı anlatıma ağırlık verilmiştir C) Divan şairleri, şiirlerinde halktan kopuk, yüksek zümreye mensup bir sanat anlayışı sergilemiştir D) Edebiyatımızın her dalında olduğu gibi şiirimizde de ulusal değil evrensel ögeler ağırlıktadır E Sanatın yalnızca bir süs aracı olarak ele alındığı divan edebiyatında aşırı yabancılaşma görülür

2. I. denize çakılan kazıklar 11. bölgenin turistik ününü artırıyor H. yoksul halk tarafından IV. üzerinde kurulan evler V. toprak sahibi olmayan Yukarıdaki sözler kurallı ve anlamlı bir cümle oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baş- tan ikinci olur? A) I. B) II. D) IV. 1-IV-V-1 -11 C) III. E) V. www.pelikanya ●

ildi- den yle leri er- et, net ak k- iş- y- le 29 8. (1) Tüm sanatçılar, yaptıkları işlerin insanlara ulaşmasını, anlaşılmasını hayal eder. (II) İnsanlar bizim yaptığımız mü- ziği çok farklı nedenlerle seviyor olabilir. (III) Ama sanırım bu sevginin temelinde bizim işimizi sevmemiz, müziğimize tüm sevgimizi veriyor olmamız yatıyor. (IV) Bunun sonu- cunda da dünyanın dört bir yanından pek çok insan bizi dinliyor, bizim müziğimizi seviyor. (V) Biliyoruz ki Türki- ye'de bizi dinleyen, bu müziği seven çok insan var. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede, sanatçıların hayali dile getirilmiştir. B) II cümlede, öznellik söz konusudur. III. cümlede, varsayım söz konusudur. D) IV. cümlede, farklı kitleler tarafından beğenildiği dile getirilmiştir. E) V. cümlede, Türkiye'de beğenildiklerinden bahsedilmiştir.

Narin, Yaslıhan sokaklarında elleri ceplerinde yü- rürken nasıl olup da birkaç dakika içinde iki insan arasındaki iklimin böyle yazdan kışa dönebildiğini düşünüyordu. Hızla fren yapmış bir otobüsün ar- kasındaki yolcular gibi birbirinin üzerine yığılmıştı duyguları. Suçluluk duyuyordu çünkü en yakın ar- kadaşının kardeşine kazık atmıştı. Üzgündü çün- kü Fırat onu sevmiyordu. Şaşkındı çünkü onun Irmak'ın nesini sevdiğini anlamıyordu. Yorgundu çünkü mutlulukla hüzün arasındaki mesafeyi dün- ya rekoru sayılabilecek bir hızla koşuyordu. 1. Bu parçanın anlatımında, 1. Somutlama II. Sayıp dökme III. Tanrısal anlatıcı IV. Örnekleyici anlatım V. Kanıtlayıcı anlatım sayılan anlatım ilkelerinden hangisi yoktur? A) I. ve V. BI. ve IV. C) Yalnız III. D) IV. ve V. E) Yalnız V

10. (1) Sahnede izlediğim bu konser, yaşamımda ilk dinlediğim konserdi. (II) Çalgıları yönetenin, mü- zik öğretmenimiz Hulusi Bey olduğunu görmeye- yim mi? (III) Smokin giydiği için penguen gibi bir görünüşü vardı. (IV) Biz de utanmadan eskiden onunla alay etmeye yelteniyorduk? (V) Nasıl olu- yor da böyle bir adam, bizim gibi bacaksızlara müzik dersi vermeye geliyordu. (VI) Elindeki şef değneğiyle sahnedeki çalgıcıları değil de sanki dünyayı yönetiyormuş gibiydi benim için. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin anlam- li bir bütün oluşturması için aşağıdakilerden hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi gere- kir? A) I. ve II B II. ve III. C) III. ve IV. D) IV. ve V. E) IV. ve VI.

en başlamalı? Haliç ti Tarihi Yarımada ya Faik'in deyişiyle bir araya getiren iz! Balıkçıların, k aceleyle -eke şehrin tadını undaki balık anzarasının, gün inde beliren köprüsünden... k pullanı, yerini akır: camilerin, luğuna işıltılı bir atın birazını nakaratı tekrar ündüz ele i İstanbul'un masal anlatır micis, bu şına kadar parcasına geçtiği bir Sylenen bu ngileri C) Il ve IV Deneme 2 Bu testte Türkçe alanuna ait 8 adet soru vardir. 1. Büyük harf kullanmama tavrı, eskiden saçma gelirdi bana. Sonra bir gün, küçük yazmış olduğum harfleri büyüğe çevirmek için uğraşırken aklıma bir anı geldi: Ortaokuldayım, okula gitmem gerek, sabah olmuş, geç olmuş, saatler ağır aksak değil de deli dolu akıyor ve okuldaki kurallara göre beyaz dışında bir renkten çorap giymemiz kesinlikle yasak. Ben koyu renkli bir çorap giyip okula gidiyorum. Okul kapısının önünde müdür, çorapların renklerini denetliyor. Yakalanıyorum. Korkuyorum. İçim huzursuz, müdürün koca gövdesi, öfkeli bakışları... "Eve git, beyaz giy de öyle gel. diyor" müdür. Okul sınırları dahilinde her vakit şaşkınlaşmış bir çocuğum, öfkenin karşısında sinen, haykırmasını bilmeyen. Kös kös geri dönüyorum. Hiçbirimizin işine yaramayacak bir disiplin kuralı olmasın büyük harfte direnmek? Yazıyı okuyanın anlamasını sağlayacak imlalar dışında ya hiçbir şeye ihtiyacımız yoksa? Herkes istediği gibi yazsa olmaz mı? Ben de bunu yapıyorum, geri dönmek zorunda kalmamak için. Bu sözler, aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş olabilir? Yazılarınızda niçin büyük har kullanmıyorsunuz? B) Okullarda uygulanan kuralları niçin anlamsız buluyorsunuz? C) Yazılarınızı küçük harfle yazmanız nasıl bir kolaylık sağlıyor size? D) Yazlarınızda küçük harf kullanmaya ne zaman başladınız? E) Okullardaki kurallarla yazıda uygulanan kurallar hangi yönlerden birbiriyle örtüşmektedir? 2. tonguç kampüs Özellik bizim i bahse bir ter Kema ve bi müke kada arzul güze son rod "ç ap ror ge

12. Yazmak, biraz da bencilliktir. Kendini kanıtlama, kendini doyurma biçimidir. Yoksa, okunacak bunca güzel kitap varken yazmak, benim için, belki de budalalık. Buna karşın yazmaktan geri kalmadım. Kendi iç çelişkilerimi, insanlar arasın- daki çelişkileri yakalayıp anlattım. Öykülerimde, içimdeki hüznü değil, ince esprileri ve ironiyi yansıtmaya çalıştım. Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen sanatçının bir özelliği değildir A) Öz eleştiri yapabilme B) Güldürmeye yatkınlığı olma C) Yazarlığın, bir tür kendini düşünme olduğu- na inanma Yapılarını başkalarınınkinden değersiz bul ✓ Q E Gerçek duygularını yansıtmakta zorlanma (2002) ma 614

bo 8.(1) Ne zaman Halikarnas Balıkçısı'nı okusam Sait Faik'in "Haritada Bir Nokta" adlı hikâyesinin sonu gelir aklıma: "Yazmasam deli olacaktım." (II) Demek ki Halikarnas Balıkçısı, "yazmasa deli olacağı" şeyleri yazıyormuş: Denizin güzelliği, insanların güzelliği, iyiliği; insanların çirkinliği, kötülüğü. (III) Onu yazma eylemine iten de işte budur. Yani yaşamın temeline aldığı şeyler. (IV) Yoksa roman kurgusuymuş, romana özgü hareketler yaratarak bu hareketler içinde kişilerini geliştirmekmiş, umurunda değildir. (V) Bu tavrıyla Halikarnas Balıkçısı "Romandan bana né" der gibidir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde kişisel görüş söz konusu değildir? A) I. B) II. senige C) NA TuiuGiO D) IV. a la E) V.

"Hayatım roman olur." diyenlerden özür dileyerek söyleyelim: "Yaşanmış gerçeği" öykülemek bir yazın yapıtı oluşturmaya yetmez. Yaşanmış bir olay, bir romanın, bir şiirin çıkış noktasını oluşturabilir ama bir yapıtta, "yaşanmış gerçeklere" yer verme, yazınsal türlerin gerekli niteliklerinden değildir. Çünkü insan- lar sanat yapıtlarında ÖRNEK Zdebiyatta her zaman Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? Geruege benzerliz yeter A) yaşanmış, yaşanmakta olan gerçekleri yazma- nın daha kolay olduğunu düşünürler order bediyer. yılı x B) (anlatılanların ne kadar etkileyici olduğunun far- kındadırlar heyal sze Y düşsel ögelere ağırlık verilmesinin, okurların ilgisini çekmediğini bilirler benden isten D) kendi yaşam gerçekleriyle anlatılanların örtüş- mesini isterler Pory, you E) gerçeğe benzerliği, gerçeklikten üstün tutarlar X