Anlatım Biçimleri Soruları

26. - Niçin olsun ki? İnsan, bilinçaltında yalnızlıktan korktuğu için yalnızlıktan kaçıyor. Ama insan yalnız. Ana rahminde de yalnızdı, mezarında da yalnız olacak. Bir de yalnızlık, üzerine gidildiği zaman mutluluk verir. Hâl böyle olunca.ben de yalnızlığa demir atmış bir öykücü oluyorum. Aşağıdakilerden hangisi parçada konuşan kişiye yöneltilirse soru, hem yazarın eserlerinin içeriğiyle ilgili hem de parçaya yönelik bir soru olur? A) - Sizin için bilinçaltının anlamı nedir? B) Hiç yalnızlığı irdelemeyen öyküleriniz oldu mu? C) - Bize insanın yalnız olmasının nedenleri hakkında neler söyleyebilirsiniz? D) - Öykü dünyanıza yalnızlığın yansımasını hangi anlatım teknikleriyle ortaya koyarsınız? E) - Bize eserlerinizi yazarken içinde bulunduğunuz ruh durumu hakkında bilgi verir misiniz?

9. 1. Dede korkut göçebe Türklerin yüceltip kutsallaştırdı- ğı. II. Kabile teşkilatını koruyan bir oğuz büyüğüdür. III. Halkın atası; kabilenin reisi bilge biridir. IV. Bozkır heyetinin gelenek ve göreneklerini iyi bilen. V. Yol gösteren, içinden çıkılmaz zorlukları daima çözen olur. Numaralanmış ifadelerle anlamlı ve kurallı bir parag- raf oluşturulursa doğru sıralama aşağıdakilerden han- gisi olur? C D) V-II-IV-I-III AN-II-V-IV-III Türkçe Soru Bankası BI-II-HL-IV-V C) I-III-V-II-IV E) IV-II-NI-V-I 58

i L 6 i 8. Shakespeare'in Hamlet'i yoğun bir şiirsellik ve düşünceyle yüklüdür. Anlaşılması güç bir eserdir. Ama Hamlet, dün- yanın her yerinde, ne zaman oynanırsa oynansın, herke- si tiyatroya taşır. Çünkü Hamlet'in konusu okumuşları ne kadar sarıyorsa öğrenim görmemiş insanları da o kadar sarar. S A A M L ? esasına dayanır, zorlamayla sevgi te- sis edilemez. E) Birbirini seven insanlar, yaşadıkları sorunları çözme ko- nusunda daha başarılıdırlar. 13 Bu parçada Hamlet'le ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisine değinilmemiştir? A) Düşünsel ve sanatsal yönünün yüksek olmasına B) Evrensel nitelikler taşımasına C) Her düzeyde izleyiciye seslenebilmesine D) Toplumları sarsıcı ve değiştirici olmasına E) Değerini her dönemde korumasına TYT TÜRKÇE SORU BANKASI

6. Cahit Sıtkı Tarancı, 1930-1936 yılları arasında yazdığı ilk dönem şiirlerinde hayata karamsar bir pencereden bakar. Diyarbakır'dan İstanbul'a gittik- ten sonra kendisine yabancı bir kentte tutunmaya çalışır. Cennet saydığı bu saadet diyarından sürül- düğüne, kovulduğuna inanan şairin çocuk ruhunda çok derin yaralar açılmış ve bu düşünce okulda oku- duğu sembolist şairlerin de etkisiyle kendine mahsus bir karamsarlık felsefesinin oluşmasına zemin hazır- lamıştır. Şairin ilk şiirlerindeki kötümser atmosferin arka planında dış dünyadan kopuk, içe kapanmış bir kişinin ruh hali vardır. www.baska.com.t Bu parçada Cahit Sıtkı Tarancı ile ilgili aşağıdaki- lerden hangisine değinilmemiştir? chlech A) İlk şiirlerinde, yaşıyor olmanın onda iyimser bir hava yarattığına B) Ona şöhret kazandıran şiirlerini Diyarbakır'dan İstanbul'a geldiğinde yazdığına C) Sembolist şiire okul yıllarında ilgi duyduğuna D) Yaşama bakışının onu içine kapanık biri haline getirdiğine E) İlk dönem şiirlerinde dış dünyayla bağları zayıf bir şair portresi çizdiğine

sa, cek e- e 3 Paragraf Oluşturma Bu gösteri türünün kaynağını Batılılar, bolluk ve bereketi simgeleyen Diyonizos şenliklerine bağlarlar. II. Yani kaynağını yaşayan hayattan alan ve gerilim sağla- yan, çatışma unsurlarını barındıran tiyatrodur, dramatik tiyatro. III. Bizde ise Batı'nın tarzından biraz daha farklı olan dra- matik tiyatro, kendi iç çatışmalarımızı ve ikilemlerimizi anlatan bir türdür. Yaşanmış ya da yaşanması muhtemel olayları izleyici karşısında canlandırarak yapılan gösteri türü tiyatrodur. bakımından V. Onların tiyatrosu sunuş şekli ve kurgusu dramatiktir. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluş- turacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? MA B) II 11--11-1-V C) III OCAM TAKTIKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF D) IV E) V 3.

10. Hatice Meryem, doğadan, çevresindekilerden, nesnelerden söz ederken bile kendini anlatıyor aslında. Kendinden hiç kurtulamadığı söylenebilir yazarın. Hiçbir şeyi olduğu gibi göstermek çabasına da girmiyor. Varlıkları oldukları gibi değil, gördüğü ve düşündüğü gibi anlatıyor. Kendini anlatıyor yani. Bu yüzden başı sonu birbirini tutmayan düşük cümleleri de çok Noktalama işaretlerini de sanki rastgele serpiştiriyor metinlerine. Bu parçaya göre, Hatice Meryem'in anlatımında aşağıdakilerden hangisinin bulunduğu söylenebilir? A) Derinlik - Özgünlük B) Doğallık - İçtenlik C) Açıklık - Yoğunluktalan içindle son D) Doğruluk-Duruluk E) Yalınlık - Yerellik

2. I. Galileo, Rönesans ile Aydınlanma'nın etkilerinin gözle görülür hâle geldiği bir dönemde yaşadı. II. Bu dönem sadece siyaset, sanat ve din alanlarında değil, bilim alanında da ciddi bir yenileşmenin yaşandığı, doğayı matematikle kavramanın daha temel bir yaklaşım hâline geldiği bir dönemdi. III. Matematik giderek Galileo için yaşamın bütün gizlerini açabilecek bir anahtar hâline geldi. IV. Tıp okumak üzere gönderildiği üniversitede, tip yerine matematiği yeğlemesi, Galileo'nun bütün yaşamını belirleyecek bir sürecin başlangıcı oldu. V. Bu, bilimsel çalışmalarına da yansıdı ve fizik biliminin hem matematikselleşmesinde hem de modern biçimine kavuşmasında büyük rol oynadı. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturması için hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi gerekir? A) I ile IV D) III ile V B) II ile III E) IV ile V C) III ile IV LİMİT

6. Yıllardır dünyanın dört bir yanında yer alan teleskoplar, evre- nin derinliklerinden gelen sinyalleri dinleyerek uzaylılardan gelebilecek sinyalleri takip ediyor. Ama şöyle de bir sorun var: Acaba uzaylılar varsa ve bize sinyal gönderiyorlarsa bunları anlayıp çözebilecek yeteneğe sahip miyiz? Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? A) Uzaylıların gönderdiği sinyalleri anlayıp çözebilecek yetene- ğe sahip olmadan yıllardır dünyanın dört bir yanında yer alan teleskoplar, evrenin derinliklerinden gelen sinyalleri dinleye- rek uzaylılardan gelebilecek sinyalleri takip ediyor. B) Uzayda canlı yaşamının olup olmadığı bilinmeden teleskoplar uzaydan gelen sinyalleri dinlemektedir, üstelik bu sinyalleri aygılayabilecek yeterliliğe sahip olup olmadığımız da bilinmi- yor. C) Yıllardır dünyanın dört bir yanında yer alan teleskopların, evrenin derinliklerinden gelen sinyalleri dinleyerek uzaylılar- dan gelebilecek sinyalleri takip ediyor olması boş uğraştır. D) Acaba uzaylılar gerçekten varsa ve bize bir şekilde sinyal gönderiyorlarsa bunları anlayıp çözebilecek yeteneğe sahip miyiz? E) Uzaylıların var olup olmadığı bilinmeden uzayda sinyal ara- mak, heyacan verici olduğu kadar doğru mu acaba? imhocam

iniz. zarala açlan sevd yaca gun ne Yeni Zelanda'da yüksek volkanik etkinliğe sahip bir bölgedeki bitkiler üzerinde yapılan incelemeler sonunda aşırı sıcak top- raklarda yaşayabilen bitkilere rastlandı. Jeotermal alanlardaki topraklarda genellikle pH değerleri aşırı, metal oranları da bazen toksik olabilecek kadar sıra dışı ölçüde yüksek olabiliyor; bunun da bitki gelişimini etkilediği düşünülüyor. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamea doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? A Jeotermal alanlardaki topraklarda genellikle pH değerleri aşırı, metal oranları da bazen toksik de olabilecek kadar ölçüde yüksek olduğundan Yeni Zelanda'da volkanik etkinli- ğe sahip bir bölgede sicak topraklarda yaşayabilen bitkilere rastlandı. B) Yeni Zelanda'da aşırı sıcak topraklarda yaşayabilen bitkilere rastlanması, jeotermal alanlardaki topraklarda genellikle pH değerlerinin aşırı olduğunu gösterir. e) Yeni Zelanda'da aşırı sıcak topraklarda yaşayabilen bitkilere rastlanması araştırmacıları toprak yapısı ve ısısı üzerinde araştırma yapmak üzere harekete geçirdi. D) Jeotermal alanlardaki topraklarda genellikle bitki gelişimini etkilediği düşünülmesi, Yeni Zelanda'da araştırmalar yapıl- masını sağlamıştır. E) Yeni Zelanda'da volkanik etkinliğe sahip bir bölgede bitkilere rastlanmasının tek nedeni jeotermal alanlardaki toprakların verimli olmasıdır. 2. ▸benimhoçam

Görünen yüzümde gülüyorum ve varlığımı sürdürüyorum. Görünen yüzüm, görünmeyen yüzümü azarlıyor. Azarlan- dıkça somurtuyor öteki yüzüm. Öteki yüzümün gözlerin- den gölgeler geçiyor. Gölgeler büyüyüp göllere dönüşü- yor. Kırık bir sandal gibi göle gömülüyorum. Bu parçanın anlatımında aşağıdaki düşünceyi geliştir- me yollarından hangilerine başvurulmuştur? Öyküleme - Betimleme B Karşılaştırma - Benzetme Tanımlama - Örnekleme Betimleme - Benzetme Karşılaştırma - Örnekleme

14. Dil okyanusunun içinde her yazarın kendine ait bir "ada"sı vardır. Kendi kelimeleri, kendi söyleyişi; kendi kurguları... Amaç, dilin kabuğunu kırmak, her- kesin yolundan ayrı yalnız kendisinin yürüyebileceği bir yol açmaktır. Bu parçada yazar, altı çizili sözle aşağıdakiler- den hangisinin önemini vurgulamak istemiştir? A) Sürükleyiciliğin B) Duruluğun C) Yalınlığın D) Özgünlüğün E) Evrenselliğin

? (1) Mehmet Aycı şairdir, bununla birlikte ona dene- meci diyebileceğimiz kadar kendine özgü bir düzyazı üslubu ve tarzı da geliştirmiştir. (II) Sanatçı, yeni ki- tabı İki Yüz'de sanki bu iki yönünü birleştirmek ister. (III) Kişileri, yalnızca bir denemecinin kıvırabileceği kadar ayrıntılı, toparlayıcı ve yalnızca bir şairin yaka- layabileceği kadar imgesel, kısa ve öz ele alır. (IV) İki Yüz'de 246 adet portre yazısı vardır. (V) İnsanların gö- rünüşlerini ve kişiliklerini anlatan yazı türüdür portreler. (VI) Hayatta olanlar, olmayanlar, şairler, yazarlar, ya- yımcılar, dergi editörleri, kitapçılar veya türkücüler onun kamerasından kaçmaz. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi dü- şüncenin akışını bozmaktadır? A) II B) III C) IV D) V E) VI wwww.

7 ve 8. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Hatay'in Dörtyol ilçesi yakınlarındaki Kinet Höyük'te yürütü- len arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan bir küpün üzerindeki yazı, Doğu Akdeniz'in kültürel tarihiyle ilgili yeni keşifler ya- pılmasını sağladı. Araştırmacılar, MÖ 740-720 yıllarına tarihle- nen küpteki “Şarmakaddanis" sözcüğünün bir erkek ismi ol- duğunu belirtiyor. "Şarmakaddanis'e ait" anlamına gelen bu yazı Fenike dilinde, Fenike harfleriyle yazılmış. Fenike harfle- ri, bugün dünyada yaygın olarak kullanılan Latin alfabesinin atası olarak kabul ediliyor. MÖ 9. yüzyılda Doğu Akdeniz'de öne çıkan bu yazı biçimi, Arami, Yahudi, Frig, Yunan, Etrüsk nur ve Roma kültürleri aracılığıyla günümüz Avrupa'sına dek ya- yılmış. Dünyada ender olarak ele geçen Fenike yazılarının yer aldığı buluntu, aynı zamanda Kinet'in binlerce yıl önceki pats sakinleri ve onların kökenlerine ilişkin bilgiler vermesi açısın- dan önemli. "Şarruma", MÖ 2. binde Güneydoğu Anadolu ve Batı Suriye'de birbirleriyle karışmış olarak yaşayan Huri ve Luvi halklarında bir tanrı adı. Dolayısıyla buluntunun sa- Whibi Şarmakaddanis'in soyu da büyük olasılıkla kendisinden yüzyıllar önce varlık göstermiş bu topluluklara dayanıyor. Bu durum, Huri ve Luvi halklarının MÖ 8. yüzyılda da bölgede varlıklarını sürdürdüklerini gösteriyor. 7. 8. TEST/38 4i Bu parçaya göre, yapılan araştırmalar, bu küple ilgili ola- rak 1. büyüklüğü, H. kullanıldığı coğrafyada konuşulan dil, thangi yıllarda kullanıldığı, IV. yapılış amacı bilgilerinden hangilerini kesin olarak ortaya çıkarmıştır? A) I ve II C) II e III D) Il ve IV B) I ve III E) III ve IV (ALES) Bu parçadan aşağıdaki genellemelerin hangisine ulaşıla- maz? A) Toplumlarda kültürel etkilerin izlerine uzun yıllar sonra da rastlanabilir. B) Kazılarda genellikle benzer eşyalar bulunmaktadır. C) Arkeolojik kalıntılar tarihte yaşamış toplumlar hakkında bilgi verir. D) Yazı, tarih boyunca değişimlere uğrayarak bugüne gel- miştir. EX Bir devlet ortadan kalksa da halkı varlığını sürdürebilir. (ALES) 235

le ve n = E) Olumsuz Goeme Janlışlarını Ben igine Ütopya, Yunanca "topos" kelimesinin bir olumsuzluk eki olan "ou" ile birleştirilmesi ile oluşturulan bir kelimedir. Anlam ola- rak "bulunmayan" ya da "olmayan" yer anlamına geldiği gibi "iyi yer" anlamına da işaret etmektedir. Ancak asıl işaret ettiği anlam, gerekçelendirilmeyen ideallik ve gerçekleştirilebilirlik id- diası içeren bir kurgudur. Bu anlamda "konusu iyi toplum olan, hayali kurgu çalışmaları ütopya olarak görülebilir. Buradan anlaşılacağı üzere ütopya, modern dönemin bir ürünü olan ve modern kent algısının oluşmasında önemli bir işlev yüklenen "düzen" düşüncesine katkı sağlamıştır, denebilir. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada ütopya ile ilgili olarak sözü edilenlerden biri değildir? A) "Topos" kelimesinin ek almış hâli olduğu B) Gerçek olmayan yer anlamına geldiği C) Ulaşılabilir bir tasarı olduğu D) lyi toplumu oluşturma hayali olduğu E) Toplumun hayallerini yansıttığı

Paragraffa Akış, İkiye Bölme, Sıralama, yapı 5. (1) Tatlı su kaynaklarındaki değişimleri takip etmek pek çok bakımdan önemlidir. (II) İnsanların sağlığı, tarımsal üretim, enerji üretimi ve daha pek çok şey yeterli miktarda tatlı suya erişimle yakından ilgilidir. (111) Özellikle yer altındaki tatlı su kaynaklarını takip ve idare etmek çok zordur. (IV) Çünkü doğrudan görülmezler. (V) Dünya nüfusunun yaklaşık yarısı evsel su ihtiyaçlarını yer altı sularından karşılamaktadır. (VI) Ayrıca tarımda sulama amacıyla kullanılan suların yaklaşık %38'inin kaynağı da yer altı sularıdır. est Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) II. C) IV D) V B) III E) VI

Testi 102 CARI re 6 dakikadır. seniz sayfa 371'deki forma "D/Y/B/N/Süre" Bilim, sadece gözleme, deneylere ve mantığa dayanarak bilgi edinmektir. Bilim yoluyla bütün insanlık için ortak bilgi edinebi- liriz çünkü aynı şartlar altında aynı gözlemlerden herkes tarafın- dan hep aynı bilgiler elde edilir. Şimdiye kadar hep doğru çıkan bilgi, yeni bir alanda da geçerli midir diye sorduğumuzda bunun cevabını ancak deney veya gözlemle elde edebiliriz. Tahmini- miz yanlış da çıkabilir. O zaman önceki tecrübelerimiz bu yeni alanda geçerli değilmiş, bunu öğreniriz. Tahminimiz doğru çıkar- sa bu önermenin geçerlilik alanı daha da genişlemiş olur. Ayrı- ca bilimin getirdiği yeni gözlem ve tecrübelerle birtakım eski inançlardan vazgeçilir; Dünya'nın düz olduğuna inanılması gibi... Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Tanımlama B) Karşılaştırma C) Koşullama D) Örneklendirme E) Tanık gösterme ok yüksek alıpkı bid