Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

7. Mizahı her zaman romanının merkezine koyan Kunde-
ra'ya göre, romanın derinliği ve gücü belirsizliğinden
kaynaklanır. Ona göre bir romanı anlamlı kılan şey,
hayatın o zamana kadar bilinmeden ve anlaşılmadan
gözlerden uzak kalmış bir kesitini keşfetmesidir.
Bu parçada altı çizili sözlerle anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
A) konudan üstün tutmak - kimse tarafından önem-
senmeyen unsurları baş tacretmek
(B) çıkış noktası yapmak - daha önce fark edilmeyeni
bulmak
C) bir durumun temeli yapmak insan yaşamından
uzak olmak
D) olmazsa olmazı durumunda görmek - unutulanları
yeniden canlandırmak
E) bütünün vazgeçilmezi olmak - fil dişi kulede yaşa-
mak
3. "Akşamla yatan, sabah ezanıyla uyanan köy dört mev-
sim durmadan çalışırdı." cümlesinde "köy" sözüyle
"köy halkı" kastedilmiştir.
Buna benzer bir kullanım aşağıdakilerin hangini
vardır?
SE
10. B
BED
m
ba
SIF
"ge
ray
işin
göld
deyi
mak
larda
Bu F
yanlıs
A) I
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
7. Mizahı her zaman romanının merkezine koyan Kunde- ra'ya göre, romanın derinliği ve gücü belirsizliğinden kaynaklanır. Ona göre bir romanı anlamlı kılan şey, hayatın o zamana kadar bilinmeden ve anlaşılmadan gözlerden uzak kalmış bir kesitini keşfetmesidir. Bu parçada altı çizili sözlerle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) konudan üstün tutmak - kimse tarafından önem- senmeyen unsurları baş tacretmek (B) çıkış noktası yapmak - daha önce fark edilmeyeni bulmak C) bir durumun temeli yapmak insan yaşamından uzak olmak D) olmazsa olmazı durumunda görmek - unutulanları yeniden canlandırmak E) bütünün vazgeçilmezi olmak - fil dişi kulede yaşa- mak 3. "Akşamla yatan, sabah ezanıyla uyanan köy dört mev- sim durmadan çalışırdı." cümlesinde "köy" sözüyle "köy halkı" kastedilmiştir. Buna benzer bir kullanım aşağıdakilerin hangini vardır? SE 10. B BED m ba SIF "ge ray işin göld deyi mak larda Bu F yanlıs A) I
BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTI
75
(1) Belli bir ölçeğe göre küçültülmüş ve
belli bir projeksiyon sistemine getirilmiş
yeryüzü veya belli bir parçanın çeşitli
özel işaretlerle ve metotlarla belirtilme-
sine harita denilmektedir. (II) Tarihte bili-
nen en eski haritalardan birisi Çatalhöyük
şehir planıdır ve MÖ 8000'lerde yapıldı-
ğı sanılmaktadır. (III) Bu şehir planı,
Çatalhöyük'te bir evin duvarına çizil-
miştir. (IV) Bizde ise ilk harita Piri Reis
tarafından hazırlanan denizcilik kitabın-
daki Akdeniz haritasıdır. (V) Piri Reis
daha önce de bir dünya haritası çizmiş
ve bu haritanın iki parçası günümüze
kadar ulaşmıştır. (VI) Haritalarda çeşitli
semboller, harfler ve işaretlerle coğrafi
koordinatlar, enlem ve boylamlar yer alır.
Bu parçadaki numaralanmış cümle-
lerden hangisi anlatımın akışını boz-
maktadır?
A) II. B) III. (C) IV.
D) V. E) VI.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTI 75 (1) Belli bir ölçeğe göre küçültülmüş ve belli bir projeksiyon sistemine getirilmiş yeryüzü veya belli bir parçanın çeşitli özel işaretlerle ve metotlarla belirtilme- sine harita denilmektedir. (II) Tarihte bili- nen en eski haritalardan birisi Çatalhöyük şehir planıdır ve MÖ 8000'lerde yapıldı- ğı sanılmaktadır. (III) Bu şehir planı, Çatalhöyük'te bir evin duvarına çizil- miştir. (IV) Bizde ise ilk harita Piri Reis tarafından hazırlanan denizcilik kitabın- daki Akdeniz haritasıdır. (V) Piri Reis daha önce de bir dünya haritası çizmiş ve bu haritanın iki parçası günümüze kadar ulaşmıştır. (VI) Haritalarda çeşitli semboller, harfler ve işaretlerle coğrafi koordinatlar, enlem ve boylamlar yer alır. Bu parçadaki numaralanmış cümle- lerden hangisi anlatımın akışını boz- maktadır? A) II. B) III. (C) IV. D) V. E) VI.
4.
(1) Van Gölü'nde yaşayan ve üreme döneminde tatlı
sulara başlattığı göçle dikkati çeken inci kefalinin
tersine yolculuğu sürüyor. (II) Türkiye'nin en büyük
gölünde yaşayan ve neslinin devamı için üreme
dönemi olan 15 Nisan - 15 Temmuz arasında avlan-
ması yasaklanan inci kefalinin tatlı sulara başlattığı
göç, renkli görüntüler oluşturuyor. (III) Dünyanın en
büyük tuzlu ve sodalı gölü olan Van Gölü'nde inci
kefalinin dışında balık yaşayamamaktadır.(IV Erciş
ilçesindeki Deli Çay'ın bulunduğu alanda oluşturulan
balik bendine âdeta uçarak gelen on binlerce balığın
oluşturduğu güzel manzarayı seyretmeye gelen
insanlar, bu muhteşem yolculuğa keyifle tanıklık
ediyor. (V) Türkiye'nin ve dünyanın birçok yerinden
gelen turistler, suyun akışının tersine yüzen ve önle-
rine çıkan engelleri olağanüstü bir yetenekle aşan
balıkların nesillerini sürdürmek için verdiği mücade-
leyi fotoğraf makineleri ve kameralarla kayıt altına
alıyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi
düşüncenin akışını bozmuştur?
A) I
B) II
C) III
Boy
E) V
>PES Paragraf Soru Bankası
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
4. (1) Van Gölü'nde yaşayan ve üreme döneminde tatlı sulara başlattığı göçle dikkati çeken inci kefalinin tersine yolculuğu sürüyor. (II) Türkiye'nin en büyük gölünde yaşayan ve neslinin devamı için üreme dönemi olan 15 Nisan - 15 Temmuz arasında avlan- ması yasaklanan inci kefalinin tatlı sulara başlattığı göç, renkli görüntüler oluşturuyor. (III) Dünyanın en büyük tuzlu ve sodalı gölü olan Van Gölü'nde inci kefalinin dışında balık yaşayamamaktadır.(IV Erciş ilçesindeki Deli Çay'ın bulunduğu alanda oluşturulan balik bendine âdeta uçarak gelen on binlerce balığın oluşturduğu güzel manzarayı seyretmeye gelen insanlar, bu muhteşem yolculuğa keyifle tanıklık ediyor. (V) Türkiye'nin ve dünyanın birçok yerinden gelen turistler, suyun akışının tersine yüzen ve önle- rine çıkan engelleri olağanüstü bir yetenekle aşan balıkların nesillerini sürdürmek için verdiği mücade- leyi fotoğraf makineleri ve kameralarla kayıt altına alıyor. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi düşüncenin akışını bozmuştur? A) I B) II C) III Boy E) V >PES Paragraf Soru Bankası
2.
Öyküyü kendime, kendimi ifade etme tarzıma çok ya-
kın buluyorum. Öykü bir çeşitlilik içeriyor çünkü. Istediğiniz
kişinin kılığına bürünebiliyorsunuz öyküde. Istediğiniz tarzı
deneyebiliyorsunuz. Üstelik bunu kendi sabrımı taşıracak
kadar uzun bir boyutta yapmam, sürdürmem gerekmiyor.
Öykü heves almaya çok uygun bir tarz. Oysa roman büyük
bir savaş işi.
Bu parçanın başına anlam akışına göre aşağıdaki cüm-
lelerin hangisi getirilmelidir?
A) Öykü yazarlığı konusunda ayrıca bir eğitim almadım,
öyküler adeta beni buldu.
B Sanat hayatım düzyazıya, düzyazıda da romana ve öy-
küye yönelik.
Herkes roman yazdığını söyleyebilir ancak öyküyü her-
kes beceremez.
DÖykü yazmak isteyen bir yazarsanız çelikten örülmüş
bir sabır göstermelisiniz.
E) Yazınşal türler içinde en beğendiğim tür, şığ bir anlatımı
olsa da öyküdür.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2. Öyküyü kendime, kendimi ifade etme tarzıma çok ya- kın buluyorum. Öykü bir çeşitlilik içeriyor çünkü. Istediğiniz kişinin kılığına bürünebiliyorsunuz öyküde. Istediğiniz tarzı deneyebiliyorsunuz. Üstelik bunu kendi sabrımı taşıracak kadar uzun bir boyutta yapmam, sürdürmem gerekmiyor. Öykü heves almaya çok uygun bir tarz. Oysa roman büyük bir savaş işi. Bu parçanın başına anlam akışına göre aşağıdaki cüm- lelerin hangisi getirilmelidir? A) Öykü yazarlığı konusunda ayrıca bir eğitim almadım, öyküler adeta beni buldu. B Sanat hayatım düzyazıya, düzyazıda da romana ve öy- küye yönelik. Herkes roman yazdığını söyleyebilir ancak öyküyü her- kes beceremez. DÖykü yazmak isteyen bir yazarsanız çelikten örülmüş bir sabır göstermelisiniz. E) Yazınşal türler içinde en beğendiğim tür, şığ bir anlatımı olsa da öyküdür.
4.
Anlatımı güzelleştiren ya da çirkinleştiren etken-
ler çok yönlüdür. Dil konusunda çalışma yapan-
lar ayrı ayrı adlar altında ele alırlar bu etkenleri.
Doğrudur da. Çünkü duygu, düşünce, olay ve
olguları sözcüklere dökmedir anlatım. Anlatımın
gücü, sözcüklerin kullanımında, onların birbirleriyle
oluşturduğu bağıntılardadır.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akı-
şına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) Bununla birlikte, yazınsal söylemle bilgilendirme
amaçlı söylemin farklı olduğunu bilirler.
B) Dilin sunduğu olanaklardan yararlanarak değişik
cümle türlerine başvururlac
C) Ne var ki bunlardan her birinin eninde sonun-
da gelip sözcüklerin seçimine ve kullanımına
dayandığını vurgularlar.
D) Söz gelimi, görüntüler yaratacak, daha doğrusu
düşünsel resimler oluşturacak sözcükler seçer-
ler.
E) Sözcüklerin, kişilerin deneyim ve yaşantısına
göre değişen anlamlarına çağrışımsal anlam
derler.
Paragraf Hız Soruları
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
4. Anlatımı güzelleştiren ya da çirkinleştiren etken- ler çok yönlüdür. Dil konusunda çalışma yapan- lar ayrı ayrı adlar altında ele alırlar bu etkenleri. Doğrudur da. Çünkü duygu, düşünce, olay ve olguları sözcüklere dökmedir anlatım. Anlatımın gücü, sözcüklerin kullanımında, onların birbirleriyle oluşturduğu bağıntılardadır. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akı- şına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? A) Bununla birlikte, yazınsal söylemle bilgilendirme amaçlı söylemin farklı olduğunu bilirler. B) Dilin sunduğu olanaklardan yararlanarak değişik cümle türlerine başvururlac C) Ne var ki bunlardan her birinin eninde sonun- da gelip sözcüklerin seçimine ve kullanımına dayandığını vurgularlar. D) Söz gelimi, görüntüler yaratacak, daha doğrusu düşünsel resimler oluşturacak sözcükler seçer- ler. E) Sözcüklerin, kişilerin deneyim ve yaşantısına göre değişen anlamlarına çağrışımsal anlam derler. Paragraf Hız Soruları
3.
5-
. Onun yaratıcılığı, elinde mevcut olanlarla mevcut olmayan
şeyi oluşturma eylemidir. O hâlde yaratıcı olmak ve yararlı şey-
ler üretmek istiyorsak günlük düşünce yaklaşımlarımızdan sıy-
rılmamız ve farklı düşünce tarzları geliştirmemiz gerekir. Yerleş
miş ve sıradan düşüncelerimizle yaratıcı olmayı, olanı yeni bir
şeye dönüştürmeyi başaramayız.
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre
Insanın yaratıcılığında yoktan var edilen hiçbir şey yoktur
H. Insan ancak var olan şeyleri kullanıp buna düşünce gücünü
ekleyerek yeni bir şeye dönüştürebilir
III. İnsanın en önemli özelliği, düşünceleri var gücüyle savun-
masıdır
IV. İnsanın var olanla var olmayanları bir araya getirmesi yara-
tıcılık olamaz
cümlelerinden hangileri getirilemez?
A) I ve III
D) II ve IV
B) I ve IV
E) III ve IV
C) II ve III
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
3. 5- . Onun yaratıcılığı, elinde mevcut olanlarla mevcut olmayan şeyi oluşturma eylemidir. O hâlde yaratıcı olmak ve yararlı şey- ler üretmek istiyorsak günlük düşünce yaklaşımlarımızdan sıy- rılmamız ve farklı düşünce tarzları geliştirmemiz gerekir. Yerleş miş ve sıradan düşüncelerimizle yaratıcı olmayı, olanı yeni bir şeye dönüştürmeyi başaramayız. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre Insanın yaratıcılığında yoktan var edilen hiçbir şey yoktur H. Insan ancak var olan şeyleri kullanıp buna düşünce gücünü ekleyerek yeni bir şeye dönüştürebilir III. İnsanın en önemli özelliği, düşünceleri var gücüyle savun- masıdır IV. İnsanın var olanla var olmayanları bir araya getirmesi yara- tıcılık olamaz cümlelerinden hangileri getirilemez? A) I ve III D) II ve IV B) I ve IV E) III ve IV C) II ve III
so-
ici"
Cirk
en
Sır.
la
S-
7-
ni,
ni
ir
n
EN BİLİMLERİ YAYINLARI
7.
TEST-70
ADIZ S
O gece ikide bir uyanıp baktığım pencerede saat ikiye
doğru Üsküdar tamamıyla kaybolmuştu. Uyku sersem-
liği içinde Üsküdar'dan mahrum bir İstanbul beni hayli
üzdü. Bu, aynada kendi hayalini, yolda gölgeni göreme-
mek gibi bir şeydi. Daha bir gece önce ilık bir rüzgârın
içinde binlerce işıkla bana göz kırpıyordu. Biraz sonra
uzaklara atılmış bir dizi fener eşliğinde, onu veya çok
uzak hatırasını tekrar buldum. Başka türlü bir karanlığın
ortasında, tek başına, sanki zaman denizinde yüzüyor-
du. Kıyıya ve cadde ışıklarına çok yakın geçen bir taka
biraz sonra bu zaman denizini, göz açıp kapayıncaya
kadar, eski bildiğimiz deniz yaptı. Takanın söylediği şar-
kı herkesi, her şeyi uyandırmaya yetti.
Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Benzetme yapılmıştır.
BÖrneklemelerden yararlanılmıştır.
C) Bir edebî metne özgü nitelikler taşımaktadır.
D) Deyim kullanılmıştır.
E) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
ARAC
8. Hamlet'in 1965'te yayımlanıp hemen akabinde sahne-
lerde canlandırılmak için kullanılan çevirisi, Batı kla-
siklerini Türkçeye kazandırma konusunda en başarılı
çevirmenlerden biri olan Sabahattin Eyuboğlu'na aittir.
1940'larda yapılan iki Homlo
lastırıl
(1) M
çağ
ma
lam
çık
(M
oy
ba
te
V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
so- ici" Cirk en Sır. la S- 7- ni, ni ir n EN BİLİMLERİ YAYINLARI 7. TEST-70 ADIZ S O gece ikide bir uyanıp baktığım pencerede saat ikiye doğru Üsküdar tamamıyla kaybolmuştu. Uyku sersem- liği içinde Üsküdar'dan mahrum bir İstanbul beni hayli üzdü. Bu, aynada kendi hayalini, yolda gölgeni göreme- mek gibi bir şeydi. Daha bir gece önce ilık bir rüzgârın içinde binlerce işıkla bana göz kırpıyordu. Biraz sonra uzaklara atılmış bir dizi fener eşliğinde, onu veya çok uzak hatırasını tekrar buldum. Başka türlü bir karanlığın ortasında, tek başına, sanki zaman denizinde yüzüyor- du. Kıyıya ve cadde ışıklarına çok yakın geçen bir taka biraz sonra bu zaman denizini, göz açıp kapayıncaya kadar, eski bildiğimiz deniz yaptı. Takanın söylediği şar- kı herkesi, her şeyi uyandırmaya yetti. Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Benzetme yapılmıştır. BÖrneklemelerden yararlanılmıştır. C) Bir edebî metne özgü nitelikler taşımaktadır. D) Deyim kullanılmıştır. E) Kişileştirmeye başvurulmuştur. ARAC 8. Hamlet'in 1965'te yayımlanıp hemen akabinde sahne- lerde canlandırılmak için kullanılan çevirisi, Batı kla- siklerini Türkçeye kazandırma konusunda en başarılı çevirmenlerden biri olan Sabahattin Eyuboğlu'na aittir. 1940'larda yapılan iki Homlo lastırıl (1) M çağ ma lam çık (M oy ba te V
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "değerlendirme"
yapılmamıştır?
A) Yöresel ve toplumsal konulardan son dönemde
tüm insanlığın yaşam serüvenine ilgi duyan bir
yaklaşımla resmin plastik sorunlarını da göz ar-
di etmeden özenle yapıtlar üretmektedir.
B) Figüratif bir çizgide çalışarak âdeta yaşamın ay-
nası niteliğinde, içinde yaşadığı toplumun ger-
çeklerinden etkileşimle özgün eserler vermiş ve
vermektedir.
C)
Ayan toplumsal içerikle ilgili mesajını verirken
insan figürünü, açık seçik ifade etmeye de özen
göstermektedir.
E)
Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun Bizim Aile adlı res-
minde olduğu gibi Aydın Ayan'ın Aynadakiler-
Trio adlı resminde de aile kavramı ele alınmıştır.
Fotoğraftan da yararlanan bu çalışma, dışa vu-
rumcu ve simgesel ögelerin kullanımıyla âdeta
gerçeküstü bir atmosfere kavuşmaktadır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "değerlendirme" yapılmamıştır? A) Yöresel ve toplumsal konulardan son dönemde tüm insanlığın yaşam serüvenine ilgi duyan bir yaklaşımla resmin plastik sorunlarını da göz ar- di etmeden özenle yapıtlar üretmektedir. B) Figüratif bir çizgide çalışarak âdeta yaşamın ay- nası niteliğinde, içinde yaşadığı toplumun ger- çeklerinden etkileşimle özgün eserler vermiş ve vermektedir. C) Ayan toplumsal içerikle ilgili mesajını verirken insan figürünü, açık seçik ifade etmeye de özen göstermektedir. E) Bedri Rahmi Eyüboğlu'nun Bizim Aile adlı res- minde olduğu gibi Aydın Ayan'ın Aynadakiler- Trio adlı resminde de aile kavramı ele alınmıştır. Fotoğraftan da yararlanan bu çalışma, dışa vu- rumcu ve simgesel ögelerin kullanımıyla âdeta gerçeküstü bir atmosfere kavuşmaktadır.
30. Herkesin kendi başına doğru yanlış bir yerlere doğru yürüdüğü bir
dünyada dostluklar eridikçe eridi. Dünyamızı bu duruma getiren-
ler, dünyamızı kirletenler büyük bir insanlık zaferi kazanmış gibi
çalımla dolaşmaya başladılar. O yalan dünyayı biz de uydurma bir
sevinçle yaşayalım istediler. Bunun için dostlukları gözden çıkar-
makla başladık işe. Yalnızlığımız değil ama kimsesizliğimiz bura-
dan gelir. Edebiyata sığınabilirdik ama bizi edebiyattan da soğut-
tular. Şiiri söz oyunlarına dayanan aptal bir çokbilmişlik uğraşına,
romanı bilir bilmez toplumu adam etme uğraşına, öyküyü anlamsız
iç sıkıntılarını anlatma uğraşına döndürdüler. Yazılı bir şey görme-
mek için kafamızı ötelere çevirmek zorunda kaldık.
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşıla
maz?
A) Bireyselliğin övüldüğü bir dönemde insanların tek başına kal-
dığına
B) Yapay duyguları yaşama isteğinin köklü arkadaşlıkları azalttığı-
na
C) Kelime oyunu olarak algılanan şiirin anlam derinliğinin kaybol-
duğuna
D) Romanın, bilinçsizce topluma yol gösterme işlevini üstlendiği-
Das
Provence
Yaşamdaki genel eğilimin, insanları edebiyattan uzaklaştırdığı
na
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
30. Herkesin kendi başına doğru yanlış bir yerlere doğru yürüdüğü bir dünyada dostluklar eridikçe eridi. Dünyamızı bu duruma getiren- ler, dünyamızı kirletenler büyük bir insanlık zaferi kazanmış gibi çalımla dolaşmaya başladılar. O yalan dünyayı biz de uydurma bir sevinçle yaşayalım istediler. Bunun için dostlukları gözden çıkar- makla başladık işe. Yalnızlığımız değil ama kimsesizliğimiz bura- dan gelir. Edebiyata sığınabilirdik ama bizi edebiyattan da soğut- tular. Şiiri söz oyunlarına dayanan aptal bir çokbilmişlik uğraşına, romanı bilir bilmez toplumu adam etme uğraşına, öyküyü anlamsız iç sıkıntılarını anlatma uğraşına döndürdüler. Yazılı bir şey görme- mek için kafamızı ötelere çevirmek zorunda kaldık. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine ulaşıla maz? A) Bireyselliğin övüldüğü bir dönemde insanların tek başına kal- dığına B) Yapay duyguları yaşama isteğinin köklü arkadaşlıkları azalttığı- na C) Kelime oyunu olarak algılanan şiirin anlam derinliğinin kaybol- duğuna D) Romanın, bilinçsizce topluma yol gösterme işlevini üstlendiği- Das Provence Yaşamdaki genel eğilimin, insanları edebiyattan uzaklaştırdığı na
7.
Yazarken, kitapları bir yana bırakır, aklımdan çıkarırım; ken
di gidişimi aksatırlar diye. Gerçekten de iyi yazarlar üstü
me abanır, yüreksiz ederler beni. Hani bir ressam varmış.
kötü horoz resimleri yapar ve uşaklarına, dükkâna hiç can-
li horoz sokmamalarını sıkı sıkı tembih edermiş, ben de
öyle. Hatta Çalgıcı Antigenides'in bulduğu çare benim da-
ha işime gelirdi. Bir şey çalacağı zaman, kendinden önce
ve sonra halka doyasıya kötü şarkılar dinletirmiş.
Bu parçadaki gibi düşünen bir yazar için aşağıdakiler-
den hangisi söylenebilir?
A) Kendini diğer yazarlardan üstün kılan
B) Yazarlığı resim sanatından üstün gören
C) Geleneksel anlatım tekniklerini kullanan
D) Başarılı yapıtların etkisinde kalan
E) Müzik ve resim sanatından haz etmeyen
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
7. Yazarken, kitapları bir yana bırakır, aklımdan çıkarırım; ken di gidişimi aksatırlar diye. Gerçekten de iyi yazarlar üstü me abanır, yüreksiz ederler beni. Hani bir ressam varmış. kötü horoz resimleri yapar ve uşaklarına, dükkâna hiç can- li horoz sokmamalarını sıkı sıkı tembih edermiş, ben de öyle. Hatta Çalgıcı Antigenides'in bulduğu çare benim da- ha işime gelirdi. Bir şey çalacağı zaman, kendinden önce ve sonra halka doyasıya kötü şarkılar dinletirmiş. Bu parçadaki gibi düşünen bir yazar için aşağıdakiler- den hangisi söylenebilir? A) Kendini diğer yazarlardan üstün kılan B) Yazarlığı resim sanatından üstün gören C) Geleneksel anlatım tekniklerini kullanan D) Başarılı yapıtların etkisinde kalan E) Müzik ve resim sanatından haz etmeyen
Kafka, "Sinemayı seviyor musunuz?" sorusuna, "Film-
ler demirden panjurlar gibidir." diye cevap verir. Roman
ve hikâyelerinde görselliği ön planda tutan yazar, bu
sözünü şöyle açıklar: "Bir göz insanıyım ben. Sinema
ise görme eylemini kısıtlıyor. Hareketlerdeki çabukluk
ve görüntülerin hızla değişmesi, insanın, gördüklerini
yarım yamalak algılamasına neden oluyor. Bakışla-
rımız görüntülere değil, görüntüler bakışımıza hâkim
oluyor. Böylece bu görüntüler, roman ve öykülerdeki
görselliğin aksine bir taşkın gibi bilincimizin üzerine
oturuyor."
167 Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi-
ne başvurulmamıştır?
A) Benzetmeye
B) Değerlendirmeye
C) Tanımlamaya
D) Karşılaştırmaya
E) Açıklamaya
C
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Kafka, "Sinemayı seviyor musunuz?" sorusuna, "Film- ler demirden panjurlar gibidir." diye cevap verir. Roman ve hikâyelerinde görselliği ön planda tutan yazar, bu sözünü şöyle açıklar: "Bir göz insanıyım ben. Sinema ise görme eylemini kısıtlıyor. Hareketlerdeki çabukluk ve görüntülerin hızla değişmesi, insanın, gördüklerini yarım yamalak algılamasına neden oluyor. Bakışla- rımız görüntülere değil, görüntüler bakışımıza hâkim oluyor. Böylece bu görüntüler, roman ve öykülerdeki görselliğin aksine bir taşkın gibi bilincimizin üzerine oturuyor." 167 Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi- ne başvurulmamıştır? A) Benzetmeye B) Değerlendirmeye C) Tanımlamaya D) Karşılaştırmaya E) Açıklamaya C
(1) Bugün eskl kimya veya simya olarak adlandırılan,
demir ve bakır gibi madenlerden altın ve gümüş elde
etmeyl amaçlayan çalışmalar lik ve Orta Çağ'da ilgl
çekmekteydl ve epeyce yaygınlık kazanmıştı. (1) GO-
nümüzde Yapısal Dönüşüm Kuramı diye adlandırılan
bu çalışmaların özünü metallerin, aynı temel maddele-
rin birleştirilmesinden meydana geldiği ve dolayısıyla
birbirlerine dönüşebilecekleri savi oluşturmaktaydı.
(III) Bu konuyla ilgilenen bilim insanlarından biri de
Kindl'dir. (IV) Kindi, yaygın ve yerleşik bu anlayışın
aksine böylesi çalışmaların bir aldatmaca olduğunu
savunmuştur. (V) Ona göre, doğada bulunan maden-
lerin her birinin kendine özgü nitelikleri vardır ve birinin
diğerine dönüşmesl veya dönüştürülmesi mümkün de-
ğildir. (VI) Dolayısıyla çeşitli işlemler aracılığıyla demir,
bakır veya kurşun gibi değersiz madenlerden altın ve
gümüş gibl değerli madenler üretilemez.
55. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
de kendinden önceki cümlede belirtilenlerin sonu-
cu dile getirilmiştir?
A) II.
B) III.
C) IV.
D) V.
E) VI.
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
(1) Bugün eskl kimya veya simya olarak adlandırılan, demir ve bakır gibi madenlerden altın ve gümüş elde etmeyl amaçlayan çalışmalar lik ve Orta Çağ'da ilgl çekmekteydl ve epeyce yaygınlık kazanmıştı. (1) GO- nümüzde Yapısal Dönüşüm Kuramı diye adlandırılan bu çalışmaların özünü metallerin, aynı temel maddele- rin birleştirilmesinden meydana geldiği ve dolayısıyla birbirlerine dönüşebilecekleri savi oluşturmaktaydı. (III) Bu konuyla ilgilenen bilim insanlarından biri de Kindl'dir. (IV) Kindi, yaygın ve yerleşik bu anlayışın aksine böylesi çalışmaların bir aldatmaca olduğunu savunmuştur. (V) Ona göre, doğada bulunan maden- lerin her birinin kendine özgü nitelikleri vardır ve birinin diğerine dönüşmesl veya dönüştürülmesi mümkün de- ğildir. (VI) Dolayısıyla çeşitli işlemler aracılığıyla demir, bakır veya kurşun gibi değersiz madenlerden altın ve gümüş gibl değerli madenler üretilemez. 55. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin- de kendinden önceki cümlede belirtilenlerin sonu- cu dile getirilmiştir? A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
Paragrat Hız Soruları
10. Hikâyelerinde konu ve olaydan çok, şiire ve etkiye
uygun zaman parçaları üzerinde durmayı seven, bu
dramatik anları incelemekte büyük başarı gösteren
Sait Faik, büyük bik istanbul hikâyecisi idi. Kaderle-
rine eğildiği, düşen veya düşürülen insanlarda çok
kere kendi sıkıntı ve avareliklerini yaşadı. Çalışkan,
işinde gücunde insanlar gördükçe şehirden, kala-
balıklardan sevinç duydu; kötülüklerle karşılaştıkça
kırlara, kıyılara, sakin adalara sığındı. Ada ve deniz
hikâyelerinde kahraman sayısı az ve belli; şehir
hikâyelerinde ise dikkati dağıtacak kadar çok ve
çeşitlidir. Yığınlar içindeki gizli dramları bulup çıkar-
diği gibi tabiat senfonisini de derinlere işleyen bir
ustalıkla yansıtmayı bilmiştir.
Bu parçada Sait Faik'le ilgili aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
A) Öykülerinde İstanbul ve adaları mekân olarak
seçtiğine.
B Kahramanlarında kendi yaşadıklarının izlerinin
olduğuna
C Doğayı, okuyucuya etkileyici bir üslupla anlattı-
ğına
D) Kahraman sayısının eserin geçtiği yere göre
değiştiğine
E) Öykü dışındaki eserlerinde de olaydan çok,
duruma değindiğine
12.
H
I
Z
Y
E
R
E
N
K
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Paragrat Hız Soruları 10. Hikâyelerinde konu ve olaydan çok, şiire ve etkiye uygun zaman parçaları üzerinde durmayı seven, bu dramatik anları incelemekte büyük başarı gösteren Sait Faik, büyük bik istanbul hikâyecisi idi. Kaderle- rine eğildiği, düşen veya düşürülen insanlarda çok kere kendi sıkıntı ve avareliklerini yaşadı. Çalışkan, işinde gücunde insanlar gördükçe şehirden, kala- balıklardan sevinç duydu; kötülüklerle karşılaştıkça kırlara, kıyılara, sakin adalara sığındı. Ada ve deniz hikâyelerinde kahraman sayısı az ve belli; şehir hikâyelerinde ise dikkati dağıtacak kadar çok ve çeşitlidir. Yığınlar içindeki gizli dramları bulup çıkar- diği gibi tabiat senfonisini de derinlere işleyen bir ustalıkla yansıtmayı bilmiştir. Bu parçada Sait Faik'le ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Öykülerinde İstanbul ve adaları mekân olarak seçtiğine. B Kahramanlarında kendi yaşadıklarının izlerinin olduğuna C Doğayı, okuyucuya etkileyici bir üslupla anlattı- ğına D) Kahraman sayısının eserin geçtiği yere göre değiştiğine E) Öykü dışındaki eserlerinde de olaydan çok, duruma değindiğine 12. H I Z Y E R E N K
20. Ekran bağımlılığı, duygu ve düşüncelerin işaretlerle
ifade edilmesine doğru tam gaz giderken yazılı-
sözlü dil birikimimiz de argoyla başlayan, kısır
nuin kelimelerle doldurulan, sığ ifadelerin kullanıldığı
konuşmalarla iyice sarsılıyor sonuçta da iletişimde
dilin atil kalması ve körelmesine sebep oluyor. Yazı
yazmaktan üşenen gençlik, cihazlarına konulan
kameralarla, toplamı birkaç yüz kelimeyi bulmayan
söz varlığıyla iletişime geçiyor. Bir müddet sonra,
yüz yüze iletişimde kullanılan kelime ve cümlelerin
"bilinmezlik sihri"ni bozmasından olsa gerek, muha-
taplar birbirleriyle işaretlerle haberleşme aşamasına
geçiyorlar. Meramını, kederini, tasasını, neşesini,
şaşkınlığını, kızgınlığını tek bir yüz işaretiyle muha-
tabına ulaştıran ekran kullanıcısı, siması saatlerce
hatta aylarca, gönderdiği yüz işareti kadar bile
değişmeyen, jest ve mimiklerden arınmış bir robota
dönüşebiliyor.
Bu parçada asıl yakınılan durum aşağıdakiler-
den hangisidir?
A) İletişimde teknolojik olanakların yaygınlaşması-
nın, dilin bozulmasına yol açması
B) Insanların zamanla teknoloji bağımlısı olmaları
C)Yapılan hemen her eylemde duygusuzluğun ön
planda olması
D) İnsanların duygularını sadece bir yolla anlatma
gereksinimleri
E) İletişim esnasında kullanılan araçların duyguları
tam olarak yansıtamaması
ÇÖZÜLEN SÜRE
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
20. Ekran bağımlılığı, duygu ve düşüncelerin işaretlerle ifade edilmesine doğru tam gaz giderken yazılı- sözlü dil birikimimiz de argoyla başlayan, kısır nuin kelimelerle doldurulan, sığ ifadelerin kullanıldığı konuşmalarla iyice sarsılıyor sonuçta da iletişimde dilin atil kalması ve körelmesine sebep oluyor. Yazı yazmaktan üşenen gençlik, cihazlarına konulan kameralarla, toplamı birkaç yüz kelimeyi bulmayan söz varlığıyla iletişime geçiyor. Bir müddet sonra, yüz yüze iletişimde kullanılan kelime ve cümlelerin "bilinmezlik sihri"ni bozmasından olsa gerek, muha- taplar birbirleriyle işaretlerle haberleşme aşamasına geçiyorlar. Meramını, kederini, tasasını, neşesini, şaşkınlığını, kızgınlığını tek bir yüz işaretiyle muha- tabına ulaştıran ekran kullanıcısı, siması saatlerce hatta aylarca, gönderdiği yüz işareti kadar bile değişmeyen, jest ve mimiklerden arınmış bir robota dönüşebiliyor. Bu parçada asıl yakınılan durum aşağıdakiler- den hangisidir? A) İletişimde teknolojik olanakların yaygınlaşması- nın, dilin bozulmasına yol açması B) Insanların zamanla teknoloji bağımlısı olmaları C)Yapılan hemen her eylemde duygusuzluğun ön planda olması D) İnsanların duygularını sadece bir yolla anlatma gereksinimleri E) İletişim esnasında kullanılan araçların duyguları tam olarak yansıtamaması ÇÖZÜLEN SÜRE
A BOŞ BIRAKILAN YERLERİ TAMAMLAMA
8.
Kimi yazarlar yazdıkları makalelere de deneme deyip işin
içinden çıkıveriyorlar. (1) Denemeden makale tadı alındı mı o
artık deneme olmaktan çıkar. (II) Makale; bilimsel, toplumsal,
siyasal ve yazınsal konuları açıklayıcı, kanıtlayıcı ve yorumla-
yıcı nitelikler taşır. (III) Bu bakımdan makale yazarının biçemi
yoktur. (IV) Dilin kalıplaşmış kurallarına uymak makale yaz-
maya yeter. (V) Yazar kendine özgü bir biçem geliştirememiş,
dili yaratıcı boyutlarda kullanamamışsa ortaya konulan yazı
deneme değil, bal gibi makaledir.
Bu parçadaki numaralanmış yerlerin hangisine "Hâlbuki
tür olarak deneme başka, makale başka." cümlesi getirilirse
parçanın anlam bütünlüğü bozulmaz?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
1.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
A BOŞ BIRAKILAN YERLERİ TAMAMLAMA 8. Kimi yazarlar yazdıkları makalelere de deneme deyip işin içinden çıkıveriyorlar. (1) Denemeden makale tadı alındı mı o artık deneme olmaktan çıkar. (II) Makale; bilimsel, toplumsal, siyasal ve yazınsal konuları açıklayıcı, kanıtlayıcı ve yorumla- yıcı nitelikler taşır. (III) Bu bakımdan makale yazarının biçemi yoktur. (IV) Dilin kalıplaşmış kurallarına uymak makale yaz- maya yeter. (V) Yazar kendine özgü bir biçem geliştirememiş, dili yaratıcı boyutlarda kullanamamışsa ortaya konulan yazı deneme değil, bal gibi makaledir. Bu parçadaki numaralanmış yerlerin hangisine "Hâlbuki tür olarak deneme başka, makale başka." cümlesi getirilirse parçanın anlam bütünlüğü bozulmaz? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 1.
2.
(1) Tarihimizin, değerlerimizin, erdemin, onurun ve
hoşgörünün kaybolmaya yüz tuttuğunu, yozlaştığını
ve bunların yerine hırsın, maddenin, egonun, reka-
betin ve ötekileştirmenin geldiğini gördüm. (II) Benim
gördüklerimi aslında sizler de gördünüz, duydunuz
ve sohbetlerinizde dile getirdiniz. (III) Ben bu noktada
bir adım öteye geçip bu gördüklerimi bütün insanlar-
la paylaşmak istedim. (IV) Çünkü bu dünyada birlikte
yaşayan yedi milyar insan olarak daha mutlu, daha
huzurlu, hoşgörülü, eşitlik içinde ve savaşsız bir or-
tamda yaşayabileceğimizi düşünmekteyim. (V) Tam
da bu noktada hepimize düşen görevler var ve herkes
görevini layıkıyla yaparsa bu dünya daha yaşanılası
bir yer olacaktır.
A) I
E) IV ve V
Bu parçanın yazarı kaç numaralı cümlede diğer
insanlardan farklı bir düşüncesini dile getirmiştir?
B) II
C) III
beniml
D) IV
E) V
4.
10
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
2. (1) Tarihimizin, değerlerimizin, erdemin, onurun ve hoşgörünün kaybolmaya yüz tuttuğunu, yozlaştığını ve bunların yerine hırsın, maddenin, egonun, reka- betin ve ötekileştirmenin geldiğini gördüm. (II) Benim gördüklerimi aslında sizler de gördünüz, duydunuz ve sohbetlerinizde dile getirdiniz. (III) Ben bu noktada bir adım öteye geçip bu gördüklerimi bütün insanlar- la paylaşmak istedim. (IV) Çünkü bu dünyada birlikte yaşayan yedi milyar insan olarak daha mutlu, daha huzurlu, hoşgörülü, eşitlik içinde ve savaşsız bir or- tamda yaşayabileceğimizi düşünmekteyim. (V) Tam da bu noktada hepimize düşen görevler var ve herkes görevini layıkıyla yaparsa bu dünya daha yaşanılası bir yer olacaktır. A) I E) IV ve V Bu parçanın yazarı kaç numaralı cümlede diğer insanlardan farklı bir düşüncesini dile getirmiştir? B) II C) III beniml D) IV E) V 4. 10