Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

lami
N
Salve
nen
as
dar
#
V
5.
I. Dünya mirası seçilebilecek yapıtlar, UNESCO tarafın-
dan kurulan UNESCO Dünya Mirası Merkezi tarafından
seçilmektedir.
4
II. Bu anlaşmayı imzalayan devlet, kendi ülkesinde yer
alan ve Dünya Mirası Listesi'ne girebilmeyi başarmış
yapıtları, anlaşma gereği korumak zorundadır.
2
şu anda, UNESCO'nun hazırladığı bu listede, 142 ülke-
den, tam 851 yapı bulunmaktadır.
3
IV. Dünya miraslarını seçen bu merkezin kurulma amacı
ise, gelecek nesillere tarihi aktarmaktır.
5
1
V. Bir yapıtın dünya miras listesine girebilmesi için, ön-
celikle ülkelerin, 1972 yılında hazırlanan ve 38 mad-
denin yer aldığı Doğal ve Kültürel Mirası Koruma
Konvansiyonu'nu imzalaması gerekmektedir.
2
Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir bütün oluşturul-
mak istenirse baştan üçüncü cümle hangisi olur?
A) I.
B) II.
TH
D) IV.
E) V.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
lami N Salve nen as dar # V 5. I. Dünya mirası seçilebilecek yapıtlar, UNESCO tarafın- dan kurulan UNESCO Dünya Mirası Merkezi tarafından seçilmektedir. 4 II. Bu anlaşmayı imzalayan devlet, kendi ülkesinde yer alan ve Dünya Mirası Listesi'ne girebilmeyi başarmış yapıtları, anlaşma gereği korumak zorundadır. 2 şu anda, UNESCO'nun hazırladığı bu listede, 142 ülke- den, tam 851 yapı bulunmaktadır. 3 IV. Dünya miraslarını seçen bu merkezin kurulma amacı ise, gelecek nesillere tarihi aktarmaktır. 5 1 V. Bir yapıtın dünya miras listesine girebilmesi için, ön- celikle ülkelerin, 1972 yılında hazırlanan ve 38 mad- denin yer aldığı Doğal ve Kültürel Mirası Koruma Konvansiyonu'nu imzalaması gerekmektedir. 2 Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir bütün oluşturul- mak istenirse baştan üçüncü cümle hangisi olur? A) I. B) II. TH D) IV. E) V.
PARAGRAF
Okur onun şiirlerini okurken derine indikçe yeni tatlar-
la, yeni bulgularla karşılaşacaktır.
Bu
cümlede söz edilen şairle ilgili olarak vurgulan-
mak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Şairlerin anlamca derin ve özgün olduğu
B) Anlaşılmaz şiirler yazdığı için okurlarca tercih edil-
mediği
C) Dilinin ağırlığının konunun anlaşılmasını zorlaştır-
dığı
D) Farklı konuları farklı bir üslupla işlediği
Şiirini okuyanların, onun dil işçiliğindeki titizliği
fark etttiği
irisimçiler gezegen dışı yaşam
lor da hayal
3.
imhocam
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
PARAGRAF Okur onun şiirlerini okurken derine indikçe yeni tatlar- la, yeni bulgularla karşılaşacaktır. Bu cümlede söz edilen şairle ilgili olarak vurgulan- mak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Şairlerin anlamca derin ve özgün olduğu B) Anlaşılmaz şiirler yazdığı için okurlarca tercih edil- mediği C) Dilinin ağırlığının konunun anlaşılmasını zorlaştır- dığı D) Farklı konuları farklı bir üslupla işlediği Şiirini okuyanların, onun dil işçiliğindeki titizliği fark etttiği irisimçiler gezegen dışı yaşam lor da hayal 3. imhocam
2019 TYT
4. Stephen Fears'ın 2006 yapımı etkileyici filmi Kraliçe, Prens
Charles'tan boşandıktan sonra tüm İngiliz aristokrasisine sır-
tını dönen Prenses Diana'nın ölümünü anlatıyor. Filmin esas
odağı, Prenses Diana'nın şaibeli bir trafik kazasında hayatını
kaybetmesinden hemen sonra kraliyet ailesinde yaşananlar.
Pek çok yazılı ve görsel malzemeyle desteklenen bir belgesel
gibi çekilmesine rağmen film, senaryosu fazlasıyla içeriden
yazıldığı gerekçesiyle eleştirilmiştir. Bununla birlikte film, tipik
İngiliz mizahı ile bu mizahla atbaşı giden hüzün duygusunu
her karesinde birleştirmeyi başarmıştır.
Bu parçada söz edilen filmin senaryosunun eleştirilme
nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Prenses Diana'nın özel hayatıyla ilgili sırlara yer vermesi
B) Üzücü bir olayı sinemaya aktarırken mizahi ögeler kullanması
C) Olayları daha çok kraliyet ailesinin bakış açısıyla sunması
D) Hayatını belgeselleştirerek Prenses Diana'yı idolleştirmesi
E) İçeriğinin kazanın hemen ertesinde olanlarla sınırlı kalması
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2019 TYT 4. Stephen Fears'ın 2006 yapımı etkileyici filmi Kraliçe, Prens Charles'tan boşandıktan sonra tüm İngiliz aristokrasisine sır- tını dönen Prenses Diana'nın ölümünü anlatıyor. Filmin esas odağı, Prenses Diana'nın şaibeli bir trafik kazasında hayatını kaybetmesinden hemen sonra kraliyet ailesinde yaşananlar. Pek çok yazılı ve görsel malzemeyle desteklenen bir belgesel gibi çekilmesine rağmen film, senaryosu fazlasıyla içeriden yazıldığı gerekçesiyle eleştirilmiştir. Bununla birlikte film, tipik İngiliz mizahı ile bu mizahla atbaşı giden hüzün duygusunu her karesinde birleştirmeyi başarmıştır. Bu parçada söz edilen filmin senaryosunun eleştirilme nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Prenses Diana'nın özel hayatıyla ilgili sırlara yer vermesi B) Üzücü bir olayı sinemaya aktarırken mizahi ögeler kullanması C) Olayları daha çok kraliyet ailesinin bakış açısıyla sunması D) Hayatını belgeselleştirerek Prenses Diana'yı idolleştirmesi E) İçeriğinin kazanın hemen ertesinde olanlarla sınırlı kalması
29. Hamuruna bir hikâye tohumu eklemedikçe şehir, mimari
bir suret gibi kalakalır. İnsanın katışmadığı, hikâyesini
dâhil edemediği şehirler isimsiz insanlara benzer; var-
lıklarına şahit bulmak imkânsızlaşır. Bu yüzden olsa ge-
rek, bir şehri fethetmek, ona yeni bir hikâye yazmak de-
mektir aslında ve bu iş genellikle Eyüp Sultan, Somuncu
Baba, Gül Baba gibi "menkibe sahiplerine düşer yani
"hiç"liği arayanlara. Bundan sonrası şehrin sakinlerinin
ne göreceği, ne görmek isteyeceklerinde düğümlüdür.
Onlarda gördüğümüz her şey "biz" demektir artık, hoş-
nutluğumuz da hoşnutsuzluğumuz da "biz"dendir.
Bu parçadan hareketle "menkibe sahipleri" aşağıdaki-
lerden hangisiyle tanımlanabilir?
A) Kendi içinde kaybolan insanlara, gitmek istedikleri
yolu gösterecek deniz fenerleridir.
B) Hikâyesi yarım kalmış kimselerin eksiklerini, kaldığı
yerden nihayete erdiren kimselerdir.
C) Kendi hikâyesini, herkesin hikâyesini gösteren bir
aynaya dönüştürebilen insanlardır.
Bilinen varlık algısını tersine çevirip "hiçlikte" vücut
bulan manevi şahsiyetlerdir.
E) Kendilerini tanımak isteyenlere mana kapılarını ka-
payan sır erbaplarıdır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
29. Hamuruna bir hikâye tohumu eklemedikçe şehir, mimari bir suret gibi kalakalır. İnsanın katışmadığı, hikâyesini dâhil edemediği şehirler isimsiz insanlara benzer; var- lıklarına şahit bulmak imkânsızlaşır. Bu yüzden olsa ge- rek, bir şehri fethetmek, ona yeni bir hikâye yazmak de- mektir aslında ve bu iş genellikle Eyüp Sultan, Somuncu Baba, Gül Baba gibi "menkibe sahiplerine düşer yani "hiç"liği arayanlara. Bundan sonrası şehrin sakinlerinin ne göreceği, ne görmek isteyeceklerinde düğümlüdür. Onlarda gördüğümüz her şey "biz" demektir artık, hoş- nutluğumuz da hoşnutsuzluğumuz da "biz"dendir. Bu parçadan hareketle "menkibe sahipleri" aşağıdaki- lerden hangisiyle tanımlanabilir? A) Kendi içinde kaybolan insanlara, gitmek istedikleri yolu gösterecek deniz fenerleridir. B) Hikâyesi yarım kalmış kimselerin eksiklerini, kaldığı yerden nihayete erdiren kimselerdir. C) Kendi hikâyesini, herkesin hikâyesini gösteren bir aynaya dönüştürebilen insanlardır. Bilinen varlık algısını tersine çevirip "hiçlikte" vücut bulan manevi şahsiyetlerdir. E) Kendilerini tanımak isteyenlere mana kapılarını ka- payan sır erbaplarıdır.
Türkçe
35. Küçürek öyküde okur, anlatıya aktif olarak katılmak
durumundadır. Küçürek öykü, anlatının mahdut sınır-
ları içinde nasıl bir anlam barındırıldığını ve anlatıda
ne anlatılmak istenildiğini tespit etme işinde okura da
büyük vazife yükleyerek zihin yorma, dikkatli okuma,
analiz yapma çabası oluşturur. Çok küçük imlemeler-
den, ima ve ifadelerden yazarın anlatmak istediğine
ulaşır okur. Küçürek öykü bu yönüyle çoklu okuma ça-
balarına da imkân tanır. Yazarın hayal dünyasına dair
bir altyapıyla temellendirilmiş anlatının aktığı bu sınırlı
mecrada okuyucu da yazarla birlikte yol alır. Bu yol
alışta yazar, sıradan ama yoğun ve özgün yaşantıları
daha çok simgesel düzeyde bize anlatır.
Bu parçadan hareketle "küçürek öykü"nün
1. İronik anlatım
II. Tamamlanmamışlık
III. Çok anlamlılık
özelliklerinden hangilerine sahip olduğu söylene-
bilir?
A) Yalnız I
V
B) Yalnız II
D) II ve III
C) I ve III
E) I, II ve III
18
36. T
AYDIN YAYINLARI
SA
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Türkçe 35. Küçürek öyküde okur, anlatıya aktif olarak katılmak durumundadır. Küçürek öykü, anlatının mahdut sınır- ları içinde nasıl bir anlam barındırıldığını ve anlatıda ne anlatılmak istenildiğini tespit etme işinde okura da büyük vazife yükleyerek zihin yorma, dikkatli okuma, analiz yapma çabası oluşturur. Çok küçük imlemeler- den, ima ve ifadelerden yazarın anlatmak istediğine ulaşır okur. Küçürek öykü bu yönüyle çoklu okuma ça- balarına da imkân tanır. Yazarın hayal dünyasına dair bir altyapıyla temellendirilmiş anlatının aktığı bu sınırlı mecrada okuyucu da yazarla birlikte yol alır. Bu yol alışta yazar, sıradan ama yoğun ve özgün yaşantıları daha çok simgesel düzeyde bize anlatır. Bu parçadan hareketle "küçürek öykü"nün 1. İronik anlatım II. Tamamlanmamışlık III. Çok anlamlılık özelliklerinden hangilerine sahip olduğu söylene- bilir? A) Yalnız I V B) Yalnız II D) II ve III C) I ve III E) I, II ve III 18 36. T AYDIN YAYINLARI SA
2. Bir eserin anlamı yazarın düşündüğü anlamla sınırlı mi-
dir yoksa okurun eserden çıkardığı anlamlar da olabilir
mi? Yakup Kadri'nin Yaban romanını yorumlayanlardan
bazıları eserin köylü aleyhtarı bir karakter taşıdığını, köy-
lünün maddi ve manevi sefaletini bir entelektüel ağzın-
dan aşağıladığını söylemişlerdir. Bunun üzerine yazar
Yaban'ın ikinci baskısına yazdığı ön sözde böyle bir şeyi
asla kastetmediğini iddia etmektedir.
Bu parçada yazınsal yapıtlarla ilgili olarak asıl anla-
tılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Gerçeklerin olduğu gibi ortaya konamadığı
B) Düşünceleri iletme aracı olarak kullanılamayacağı
C) Yazarının sanatsal amacından bağımsız olarak ele
alınması gerektiği
D) Okurlar üzerinde etkileyici bir güce sahip olduğu
E Farklı yorumlamalara açık bir niteliğinin olduğu
Türkçe
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2. Bir eserin anlamı yazarın düşündüğü anlamla sınırlı mi- dir yoksa okurun eserden çıkardığı anlamlar da olabilir mi? Yakup Kadri'nin Yaban romanını yorumlayanlardan bazıları eserin köylü aleyhtarı bir karakter taşıdığını, köy- lünün maddi ve manevi sefaletini bir entelektüel ağzın- dan aşağıladığını söylemişlerdir. Bunun üzerine yazar Yaban'ın ikinci baskısına yazdığı ön sözde böyle bir şeyi asla kastetmediğini iddia etmektedir. Bu parçada yazınsal yapıtlarla ilgili olarak asıl anla- tılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Gerçeklerin olduğu gibi ortaya konamadığı B) Düşünceleri iletme aracı olarak kullanılamayacağı C) Yazarının sanatsal amacından bağımsız olarak ele alınması gerektiği D) Okurlar üzerinde etkileyici bir güce sahip olduğu E Farklı yorumlamalara açık bir niteliğinin olduğu Türkçe
1.
UYGULAMA TESTİ - 7
Böğürtlen Kışı; bir annenin çocuğu için neler yapabileceğini 3.
anlatan, umudun ve umutsuzluğun karakterler aracılığıyla
heredeyse hissedilebilir hâle geldiği bir kitap. Sarah Jio oku-
yanlar bilir, yazarın özenle kurduğu cümlelerde bir tek sözcük
fazlasına rastlayamazsınız dahası sözcüklerin telaffuzu da ra-
hattır, bu da okurun kitap boyunca sıkılmamasını sağlar. Bu
kitabı okurken özellikle son sayfalarında gözlerim dolu dolu
oldu. Bir kitap bende bu yaşanmışlık hissini oluşturabiliyorsa
o kitapla ilgili olumsuz bir söz söylemeye hakkım yoktur. Konu-
su, kullanılan dili, olayların kurgulanışıyla tamamı mükemmeldi
diyebilirim sadece.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada anlatılan yazarın
eserlerinde dikkat ettiği anlatım niteliklerinden biri değil-
dir?
dA) Duruluk
B) Akigk
D) Sürükleyicilik
Vicilik
C) Gerçekçilik
E) Açıklık
I
I
1
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. UYGULAMA TESTİ - 7 Böğürtlen Kışı; bir annenin çocuğu için neler yapabileceğini 3. anlatan, umudun ve umutsuzluğun karakterler aracılığıyla heredeyse hissedilebilir hâle geldiği bir kitap. Sarah Jio oku- yanlar bilir, yazarın özenle kurduğu cümlelerde bir tek sözcük fazlasına rastlayamazsınız dahası sözcüklerin telaffuzu da ra- hattır, bu da okurun kitap boyunca sıkılmamasını sağlar. Bu kitabı okurken özellikle son sayfalarında gözlerim dolu dolu oldu. Bir kitap bende bu yaşanmışlık hissini oluşturabiliyorsa o kitapla ilgili olumsuz bir söz söylemeye hakkım yoktur. Konu- su, kullanılan dili, olayların kurgulanışıyla tamamı mükemmeldi diyebilirim sadece. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada anlatılan yazarın eserlerinde dikkat ettiği anlatım niteliklerinden biri değil- dir? dA) Duruluk B) Akigk D) Sürükleyicilik Vicilik C) Gerçekçilik E) Açıklık I I 1
1.
B
Maviyle sanat, karayla para demek istiyo-
rum. Neden derseniz, acımtırak olacağını
önceden bildiğim bu yazının adında olsun
biraz renk olması hoşuma gidiyor. Her
rengin bir güzelliği olup kırmızının, sarının,
yeşilin her birine ayrı bir destan yazılabilir.
Kırmızıya öfke, sarıya dert, yeşile umut de-
miş insanoğlu. Her rengin bir başka tadı,
yerine göre bir başka derinliği olabilir. Ama
her canlının iliklerine işleyen ölüm karasına,
yüz karasına, kasvet karasına birebir gelen
renk mavidir. Karanlığı asıl yenen mavidir,
güneş değil.
Bu parçaya konabilecek en uygun başlık
aşağıdakilerden hangisidir?
ADRenklerin Güzelliği
B) Mavi ve Kara
C) Öfkenin Kırmızısı
D) Karanlığı Yenmek -
E) Renklerin Dansı
-
-
Yayınevi
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
1. B Maviyle sanat, karayla para demek istiyo- rum. Neden derseniz, acımtırak olacağını önceden bildiğim bu yazının adında olsun biraz renk olması hoşuma gidiyor. Her rengin bir güzelliği olup kırmızının, sarının, yeşilin her birine ayrı bir destan yazılabilir. Kırmızıya öfke, sarıya dert, yeşile umut de- miş insanoğlu. Her rengin bir başka tadı, yerine göre bir başka derinliği olabilir. Ama her canlının iliklerine işleyen ölüm karasına, yüz karasına, kasvet karasına birebir gelen renk mavidir. Karanlığı asıl yenen mavidir, güneş değil. Bu parçaya konabilecek en uygun başlık aşağıdakilerden hangisidir? ADRenklerin Güzelliği B) Mavi ve Kara C) Öfkenin Kırmızısı D) Karanlığı Yenmek - E) Renklerin Dansı - - Yayınevi
e kamera ile kay
en adayların sır
k kesinlikle yaş
sayarı, her türlü
ürlü kesici ve d
dergi, gazete v
e, küpe, yüzük
i ve ince mete
banka/kredi k
e gelmeleri k
yların sınavı
engelli ad
mı dışında
nışlardan f
aday, her
e konuşm
vrica ada
rin her t
adır. Kur
ak ve s'
ken, ç
bu ac
e incr
ine k
lec
unu
SINAVDA UYULACAK KURALLAR
urr
tu
ar
9
sayılacaktır.
liyor ise; kamera kayıtlarının incelenmesinden sonra sınav
A
TYT/Türkçe
stat icerikli
clarla sınava girmek
tooth, kulaklık vb. her türlü bilgisayar
valemtıraş, müsvedde kâğıdı,
mekanik cihazla ve çağn cihazı, telsiz, fotoğraf
3
34. Batı Türkistan'daki Aral Gölü güneyinde bulunan Harezm
bölgesinde 780 yılında dünyaya gelip 850'de Bağdat'ta
vefat eden Harezmi'nin nitelikleri şunlardır:
●
●
• Açıların trigonometrik fonksiyonlarla ifade edildiğini
gösteren bazı grafik ve tabloları kullanmıştır.
.
Cebir denklemlerinin çözümünde kare ve
dikdörtgenlerden yararlanmıştır.
• İkinci derece denklemlerin çözümünü çok sade,
anlaşılır ve sistematik biçimde yazmıştır.
Çözümleri adım adım ve sistemli bir sıra ile vermiş
olması, algoritma yöntemlerinin ortaya çıkmasını
sağlamıştır.
Günümüz bilgisayar programcıları hâlâ onun
çalışmalarını temel almaktadır.
Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi Harezmi'nin
özelliklerinden biri değildir?
A) Denklemlerin çözümünü sınıflandırarak verme
B) işlem yaparken bazı geometrik şekillerden faydalanma
C) Yenilik doğuran bilimsel çalışmalar yapma
D) Bilime katkıda kendi dönemiyle sınırlı olmama
Çalışmalarında görsel ögelerden yararlanma
kore ve
dikdörtgen
MENZ
Sözün
Canin
Bakti
Hür a
Aşkım
Yur h
Dinle
Bu k
(1) C
büyü
çizgi
niteli
dinle
söyle
çok
35.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
e kamera ile kay en adayların sır k kesinlikle yaş sayarı, her türlü ürlü kesici ve d dergi, gazete v e, küpe, yüzük i ve ince mete banka/kredi k e gelmeleri k yların sınavı engelli ad mı dışında nışlardan f aday, her e konuşm vrica ada rin her t adır. Kur ak ve s' ken, ç bu ac e incr ine k lec unu SINAVDA UYULACAK KURALLAR urr tu ar 9 sayılacaktır. liyor ise; kamera kayıtlarının incelenmesinden sonra sınav A TYT/Türkçe stat icerikli clarla sınava girmek tooth, kulaklık vb. her türlü bilgisayar valemtıraş, müsvedde kâğıdı, mekanik cihazla ve çağn cihazı, telsiz, fotoğraf 3 34. Batı Türkistan'daki Aral Gölü güneyinde bulunan Harezm bölgesinde 780 yılında dünyaya gelip 850'de Bağdat'ta vefat eden Harezmi'nin nitelikleri şunlardır: ● ● • Açıların trigonometrik fonksiyonlarla ifade edildiğini gösteren bazı grafik ve tabloları kullanmıştır. . Cebir denklemlerinin çözümünde kare ve dikdörtgenlerden yararlanmıştır. • İkinci derece denklemlerin çözümünü çok sade, anlaşılır ve sistematik biçimde yazmıştır. Çözümleri adım adım ve sistemli bir sıra ile vermiş olması, algoritma yöntemlerinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Günümüz bilgisayar programcıları hâlâ onun çalışmalarını temel almaktadır. Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi Harezmi'nin özelliklerinden biri değildir? A) Denklemlerin çözümünü sınıflandırarak verme B) işlem yaparken bazı geometrik şekillerden faydalanma C) Yenilik doğuran bilimsel çalışmalar yapma D) Bilime katkıda kendi dönemiyle sınırlı olmama Çalışmalarında görsel ögelerden yararlanma kore ve dikdörtgen MENZ Sözün Canin Bakti Hür a Aşkım Yur h Dinle Bu k (1) C büyü çizgi niteli dinle söyle çok 35.
Oryantasyon Testi - 2
8. Şöhreti ve saz öğretmenliği sayesinde devrin bütün tanın-
mış şairleriyle, yazarlarıyla hatta bürokratlarıyla tanışan,
dostluk kuran, sanat ve edebiyat çevrelerine girip çıkan
Aşık Veysel, ---- Yıllar sonra köyüne dönen Veysel, yine
toprak kokmaktadır, yine memleket kokmaktadır yani kō-
yünden uzaklarda yaşamış ama köyünden ruh olarak hiç
uzaklaşmamıştır. Şiirlerindeki derin seziş ve irfan kıvılcım-
larını onun bu hiç kaybolmayan doğallığına borçluyuz. O,
dağlarda kendiliğinden boy veren hoş rayihalı yaban gül-
lerine benzer. O, bu toprakların çilesiyle pişmiş eşsiz bir
aştır.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki sözlerden han-
gisi getirilmelidir?
A) gurbete dayanamaz olmuştur.
B) bu geniş çevrenin yardımıyla rahat bir yaşam sürer.
C) aşkı, memleket sevgisini, insanlığın değerini dile getiren
şiirleriyle gönüllere taht kurmuştur.
D) sazıyla kurduğu dostluğu iyice pekiştirir.
E sonuna kadar kendisi olarak kalmayı başarmıştır.
A
9.
---- Şiirin manasını hiç anlamadığımız hâlde onu gene de
ahenkli bulmamız, mümkün değildir. Bir mana çıkarmadan
ancak öz musikiyi sevebiliriz. Eğer hiçbir şey anlamadan bir
şiiri sevebilmek mümkün olsaydı o zaman hiç anlamadığı-
mız dillerde yazılmış olan şiirleri de ahenkli bulacak ve se-
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Oryantasyon Testi - 2 8. Şöhreti ve saz öğretmenliği sayesinde devrin bütün tanın- mış şairleriyle, yazarlarıyla hatta bürokratlarıyla tanışan, dostluk kuran, sanat ve edebiyat çevrelerine girip çıkan Aşık Veysel, ---- Yıllar sonra köyüne dönen Veysel, yine toprak kokmaktadır, yine memleket kokmaktadır yani kō- yünden uzaklarda yaşamış ama köyünden ruh olarak hiç uzaklaşmamıştır. Şiirlerindeki derin seziş ve irfan kıvılcım- larını onun bu hiç kaybolmayan doğallığına borçluyuz. O, dağlarda kendiliğinden boy veren hoş rayihalı yaban gül- lerine benzer. O, bu toprakların çilesiyle pişmiş eşsiz bir aştır. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki sözlerden han- gisi getirilmelidir? A) gurbete dayanamaz olmuştur. B) bu geniş çevrenin yardımıyla rahat bir yaşam sürer. C) aşkı, memleket sevgisini, insanlığın değerini dile getiren şiirleriyle gönüllere taht kurmuştur. D) sazıyla kurduğu dostluğu iyice pekiştirir. E sonuna kadar kendisi olarak kalmayı başarmıştır. A 9. ---- Şiirin manasını hiç anlamadığımız hâlde onu gene de ahenkli bulmamız, mümkün değildir. Bir mana çıkarmadan ancak öz musikiyi sevebiliriz. Eğer hiçbir şey anlamadan bir şiiri sevebilmek mümkün olsaydı o zaman hiç anlamadığı- mız dillerde yazılmış olan şiirleri de ahenkli bulacak ve se-
82. Bir edebiyat yapıtında onun türünü belirlemeye yara-
yacak birtakım ipuçları bulunur. Bunlar, okuru yönlen-
dirir. Bu konuda Tzvetan Todorov fantastik türün, diğer
türlerden bu işaretlerin muğlaklığıyla ayrıldığını belirtir.
Fantastik romanda yazar, okurla yaptığı anlaşmayı
muğlak tutar; okura olayları akılla mı yoksa doğaüs-
tü varsayımlarla mı çözümleyeceğini açıklıkla göster-
mez. Oysa diğer türlerde kurgunun nasıl çözümlenip
anlamlandırılacağı, o türün geleneksel işaretleriyle
okura lletilir.
Bu parçaya göre fantastik romanla ilgili olarak aşa-
ğıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Okurun beklentisini karşılayacak, bilinen yönlen-
dirmelerden yoksundur.
BI Herkesin kolaylıkla anlayamayacağı bir türdür.
C) Okuyucu olayları nasıl çözümleyeceği konusun-
da kararsız kalır.
D) Metnin içindeki ipuçlarının yol göstericiliğiyle so-
nuca ulaşılır.
E) Yazar, yapıtının nasıl algılanacağı konusunda yol
göstermez.
A
C
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
82. Bir edebiyat yapıtında onun türünü belirlemeye yara- yacak birtakım ipuçları bulunur. Bunlar, okuru yönlen- dirir. Bu konuda Tzvetan Todorov fantastik türün, diğer türlerden bu işaretlerin muğlaklığıyla ayrıldığını belirtir. Fantastik romanda yazar, okurla yaptığı anlaşmayı muğlak tutar; okura olayları akılla mı yoksa doğaüs- tü varsayımlarla mı çözümleyeceğini açıklıkla göster- mez. Oysa diğer türlerde kurgunun nasıl çözümlenip anlamlandırılacağı, o türün geleneksel işaretleriyle okura lletilir. Bu parçaya göre fantastik romanla ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisi söylenemez? A) Okurun beklentisini karşılayacak, bilinen yönlen- dirmelerden yoksundur. BI Herkesin kolaylıkla anlayamayacağı bir türdür. C) Okuyucu olayları nasıl çözümleyeceği konusun- da kararsız kalır. D) Metnin içindeki ipuçlarının yol göstericiliğiyle so- nuca ulaşılır. E) Yazar, yapıtının nasıl algılanacağı konusunda yol göstermez. A C
CAP
7. Edebiyat; hayatı, insanı ve insanın hayat içindeki
mücadelesini, trajik konumunu anlatan bir sanattır. (II)
Sanatçı, estetiğin kuralları ve duyuş tarzı içinde insanı
anlatırken farklı bir perspektif yakalamakta ve gördükle-
rini özel bir duyarlılıkla yansıtmaktadır. (III) Edebiyat
akımlarını tanımlarken sıklıkla akımın oluştuğu ortamın
siyasi ve sosyal koşullarına göndermeler yapılması bu
durumun en somut kanıtıdır. (IV) Bu duyarlığın oluşu-
munda yazarın mizacı ve hayat felsefesinin yanı sıra
yaşadığı ortamın sosyal, siyasi, ekonomik koşullarının
önemli bir payı vardır. (V) Toplumsal, siyasi, ekonomik
hatta ideolojik yapılar edebî metinde kesişmektedir.
Bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gidermek
için, aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır?
A 1. cümle II. cümleden sonra getirilmelidir.
B)) II. cümleyle III. cümlenin yeri değiştirilmelidir.
G. cümle IV. cümleden sonra getirilmelidir.
-D) II. cümleyle IV. cümlenin yeri değiştirilmelidir.
-EV. cümle parçanın başına getirilmelidir.
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
CAP 7. Edebiyat; hayatı, insanı ve insanın hayat içindeki mücadelesini, trajik konumunu anlatan bir sanattır. (II) Sanatçı, estetiğin kuralları ve duyuş tarzı içinde insanı anlatırken farklı bir perspektif yakalamakta ve gördükle- rini özel bir duyarlılıkla yansıtmaktadır. (III) Edebiyat akımlarını tanımlarken sıklıkla akımın oluştuğu ortamın siyasi ve sosyal koşullarına göndermeler yapılması bu durumun en somut kanıtıdır. (IV) Bu duyarlığın oluşu- munda yazarın mizacı ve hayat felsefesinin yanı sıra yaşadığı ortamın sosyal, siyasi, ekonomik koşullarının önemli bir payı vardır. (V) Toplumsal, siyasi, ekonomik hatta ideolojik yapılar edebî metinde kesişmektedir. Bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gidermek için, aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır? A 1. cümle II. cümleden sonra getirilmelidir. B)) II. cümleyle III. cümlenin yeri değiştirilmelidir. G. cümle IV. cümleden sonra getirilmelidir. -D) II. cümleyle IV. cümlenin yeri değiştirilmelidir. -EV. cümle parçanın başına getirilmelidir.
erek-
mi?
ne-
lik
a-
e
u
7.
şehirlerin tarihçelerinin oluşumundaki faydasın-
diğinden
dan
sminin devlet büyüklerince verildiğinden
İçindeki bilgilerin güvenilir olduğundan
E) Anı defterleriyle benzerlik gösterdiğinden
18. Sanatta üslup, bir sanatçının eserlerinde ortaya
koyduğu özgün anlatım tavrıdır. Üslup, kendiliğin-
den ortaya çıkan bir olgu değildir. Üslup, tarihsel
olgunun beslediği bir kültür ve düşünce ürünüdür.
Tarihsel üslup, "bir toplumun yaşadığı tarihsel bir
dönemin sanata yansıması" şeklinde ifade edilir. Bir
sanatçının üslubu, yalnızca tarihsel etkilerin sanata
yansımasıyla değil, ekonomik, politik, kültürel, tek-
nolojik gelişmelerle ve sanatsal olgularla biçimlenen
olaylar zinciriyle de yakından ilgilidir. Teknolojik,
kültürel gelişmeler paralelinde öne çıkan sanatsal
olgu, biçimsel ögelerin yaratıcı bir biçimde birbirini
tamamlayarak özgün bir anlatıma yani üsluba dö-
nüşmesidir.
Bu parçada, aşağıdakilerin hangisinden söz
edilmemiştir?
A) Üslubun birden ortaya çıkmadığından
BUslubun geçmişin etkisiyle oluştuğundan
C/Üsluba etki eden farklı unsurların olduğundan
D) Teknoloji ve kültürel etkilerin özgün üsluba dö-
nüşmesinden
E) Üslubun iyi bir içeriğe bağlı olduğundan
20.
RENK
E
C
179
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
erek- mi? ne- lik a- e u 7. şehirlerin tarihçelerinin oluşumundaki faydasın- diğinden dan sminin devlet büyüklerince verildiğinden İçindeki bilgilerin güvenilir olduğundan E) Anı defterleriyle benzerlik gösterdiğinden 18. Sanatta üslup, bir sanatçının eserlerinde ortaya koyduğu özgün anlatım tavrıdır. Üslup, kendiliğin- den ortaya çıkan bir olgu değildir. Üslup, tarihsel olgunun beslediği bir kültür ve düşünce ürünüdür. Tarihsel üslup, "bir toplumun yaşadığı tarihsel bir dönemin sanata yansıması" şeklinde ifade edilir. Bir sanatçının üslubu, yalnızca tarihsel etkilerin sanata yansımasıyla değil, ekonomik, politik, kültürel, tek- nolojik gelişmelerle ve sanatsal olgularla biçimlenen olaylar zinciriyle de yakından ilgilidir. Teknolojik, kültürel gelişmeler paralelinde öne çıkan sanatsal olgu, biçimsel ögelerin yaratıcı bir biçimde birbirini tamamlayarak özgün bir anlatıma yani üsluba dö- nüşmesidir. Bu parçada, aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir? A) Üslubun birden ortaya çıkmadığından BUslubun geçmişin etkisiyle oluştuğundan C/Üsluba etki eden farklı unsurların olduğundan D) Teknoloji ve kültürel etkilerin özgün üsluba dö- nüşmesinden E) Üslubun iyi bir içeriğe bağlı olduğundan 20. RENK E C 179
Anlatım Biçimleri ve Düşünceyi Geliştirme Yolları
10. İçerenköy'ün inişli yokuşlu bir kenar mahallesinde herkesin
elinde bir binek, yokuşu çıkardık soluk soluğa. Bimeklerin
tekerlekli olması aranan şartlardandı. Kimisinde tahtadan,
elde yapılmış bir kaykay, kimisinde de benimki gibi üç tekerli
bir bisiklet... Mahallede 0-6 yaş grubu arasında düzenlenen
bu kıyasıya yarış, 1, 2, 3 denilince başlardı. Tozu dumana
katardı hırsımız. Bu tatlı rekabet aşağıya kadar sürerdi.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A Betimlemeler yapılmıştır.
B) kilemeye yer verilmiştir.
CCoğullaştırmalar yapılmıştır.
D Mecazkrifadeler kullanılmıştır.
EX Deyim kullanılmıştır.
Din-ek-ler-
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
Anlatım Biçimleri ve Düşünceyi Geliştirme Yolları 10. İçerenköy'ün inişli yokuşlu bir kenar mahallesinde herkesin elinde bir binek, yokuşu çıkardık soluk soluğa. Bimeklerin tekerlekli olması aranan şartlardandı. Kimisinde tahtadan, elde yapılmış bir kaykay, kimisinde de benimki gibi üç tekerli bir bisiklet... Mahallede 0-6 yaş grubu arasında düzenlenen bu kıyasıya yarış, 1, 2, 3 denilince başlardı. Tozu dumana katardı hırsımız. Bu tatlı rekabet aşağıya kadar sürerdi. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A Betimlemeler yapılmıştır. B) kilemeye yer verilmiştir. CCoğullaştırmalar yapılmıştır. D Mecazkrifadeler kullanılmıştır. EX Deyim kullanılmıştır. Din-ek-ler-
R
attım.
u
ina
ar
çok
iyle
a
Günde "dört yüz kelimeyle" konuşan; bilemedin, yapılan
seksen küsur eğitim reformunun bünyeye yaptığı katkıyla
"beş yüz kelimelik" dil repertuvarı oluşturan ahalimizi yeni
bir merak sardı: Konuşmalarını yabancı kültürlerden
alınma atasözleriyle süslemek. Geçen haftanın spor
vitrininde bir kulüp başkanı vardı ve "Bir Kızılderili atasözü
vardır." deyip lafı oturttu: "Kartalı öldüren tüyleridir." Yayla
atılan okun dibine, havada iyi süzülsün diye kuş tüyü
takarlar. Kızılderili milleti de oklarına "hava olsun diye" zor
bulunan kartal tüyü takıyormuş. Oku yiyen kartal da "Beni
öldüren tüylerimdi." diye inliyormuş. Bu atasözünün
benzeri bizde de var. Kesilen ağaç, belini kıran baltaya
"Ne yazık ki sapı bendendir." diye laf sokar. O laf da
atasözü olarak dağarcığa katılır. Kulüp başkanı, Kızılderili
tarzını daha çok sevmiş.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
yoktur?
A) Örneklendirme
e) Alıntı yapma
B) Tanık gösterme
D) Gündelik dil kullanımı
E) Karşılaştırma
F
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
R attım. u ina ar çok iyle a Günde "dört yüz kelimeyle" konuşan; bilemedin, yapılan seksen küsur eğitim reformunun bünyeye yaptığı katkıyla "beş yüz kelimelik" dil repertuvarı oluşturan ahalimizi yeni bir merak sardı: Konuşmalarını yabancı kültürlerden alınma atasözleriyle süslemek. Geçen haftanın spor vitrininde bir kulüp başkanı vardı ve "Bir Kızılderili atasözü vardır." deyip lafı oturttu: "Kartalı öldüren tüyleridir." Yayla atılan okun dibine, havada iyi süzülsün diye kuş tüyü takarlar. Kızılderili milleti de oklarına "hava olsun diye" zor bulunan kartal tüyü takıyormuş. Oku yiyen kartal da "Beni öldüren tüylerimdi." diye inliyormuş. Bu atasözünün benzeri bizde de var. Kesilen ağaç, belini kıran baltaya "Ne yazık ki sapı bendendir." diye laf sokar. O laf da atasözü olarak dağarcığa katılır. Kulüp başkanı, Kızılderili tarzını daha çok sevmiş. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Örneklendirme e) Alıntı yapma B) Tanık gösterme D) Gündelik dil kullanımı E) Karşılaştırma F
2.
deli eder insanı bu dünya
bu gece, bu yıldızlar, bu koku
bu tepeden tırnağa çiçek açmış ağaç
Bu dizelerde aşağıdakilerden hangis ağır basmaktadır?
A) Yaşama sevinci
B) Doğayı anlatma isteği
C) Ağaç sevgisi
D) Olanlardan rahatsızlık duyma
E) Çevrede olan bitenden korkma
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2. deli eder insanı bu dünya bu gece, bu yıldızlar, bu koku bu tepeden tırnağa çiçek açmış ağaç Bu dizelerde aşağıdakilerden hangis ağır basmaktadır? A) Yaşama sevinci B) Doğayı anlatma isteği C) Ağaç sevgisi D) Olanlardan rahatsızlık duyma E) Çevrede olan bitenden korkma