Anlatım Biçimleri Soruları

6. (1) Kitapta, günlük hayatımızda sıkça karşılaştığımız kişi- ler, olaylar ve durumlar sade bir üslupla hikâye ediliyor. (II) Hikâyeleri okurken yazıldığından ziyade bir arkadaş sohbetinde ya da aile ortamında bir araya toplanan in- sanlara anlatıldığı hissine kapılıyorsunuz. (III) Günümüz yazarlarınca, piyasa koşullarının ve edebî modanın da tesiriyle, revaçta olan kelime oyunlarına, şaşırtıcı sonla- ra hemen hemen hiç rastlamıyoruz. (IV) Hikâyelerde "Bu da nereden çıktı şimdi?" diyebileceğimiz bir olay ya da durum da yok. (V) Yazar bize, yolda yürürken, otobüste giderken ya da alışveriş yaparken karşımıza çıkabilecek ağabeylerin, ablaların, teyzelerin, amcaların, gelinlerin ve çocukların günlük yaşamlarından izler taşıyan, yalın bir sunum ve etkili kesitler sunuyor. (VI) Bu nedenle hikâye- leri bir solukta okuyup bitiriyorsunuz. Bu parçadan numaralanmış cümlelerin hangisi atılır- sa parçanın anlamında daralma olmaz? A) II. B) III. C) IV. D) V. 16 E) VI. MEB 2018-2019

I. Hayatta olmayan dedemi, henüz kim- sede bulmadığım özellikleriyle anım- sarım. II. Aslında onun ölmüş, çürümüş olan yanı, hemen hemen her yerde kolay- lıkla karşılaşabileceğimiz kişilerde ya- şıyor olmalı. III. Yalnız o kişide yaşayan benzersiz özelliklerdir. IV. Ölen kişiyle asıl yok olan şudur: V. Kişiyi ölümden sonra da yaşatan bu yönü değil midir? A) IV-I-III-II-V B) II-III-1-V-IV e III-IV-II-V-I D1-11-IV-III - V E) I-V-III-IV-II inde CUP

n D 34. Muhabir: (1) Oyuncu: - İzlediğim şeyleri tek boyutlu algılamıyorum. Dramatik kur- gu, prodüksiyon, oyunculuk, hikâye gibi birçok parametre var izlediğim şeyi algılayışımda. Şu an içinde bulunduğum dizimizin izleyicisi de muhteşem bence. Vermek istediğimiz, içimizde hissettiğimiz her şey onlara geçiyor olmalı ki bu kadar hayatlarına dâhil ettiler bizi. Muhabir: (11) Oyuncu: Oyunculuk küçük yaşlardan kanıma giren bir tutkuydu. Kendimi başka meslekte hayal edemiyordum. Babam, pro- fesyonel mesleği dışında müzikle uğraşıyordu. Evimizde mü- zik eksik olmazdı. Yaratıcı olmayı bana aşılayan evimizin bu özelliğiydi sanırım. Ne şanslıyım ki ailem de çevrem de hep destek oldu bana. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden han- gisi sırasıyla getirilmelidir? A) 1. İzleyici gözüyle filmlerinizi değerlendirdiğinizde ne dü- şünüyorsunuz? II. Meslek seçiminde ailenin yönlendirmesi hangi oran- da etkilidir? B) I. Kendi oyunlarınızı değerlendirirken nesnel olabiyor mu- sunuz? II. Oyunculuk süreciniz nasıl gelişti? C) I. İzleyicilerin dizileri seyrederken nelere dikkat etmele- ri gerekir? II. Oyunculuğunuzun gelişmesinde ailenizin etkisi var mı? D) 1. İyi bir izleyici olarak karşınızdaki izleyiciden memnun musunuz? Al. Ailenizin meslek seçiminde etkisi ya da yönlendirme- si oldu mu? E) I. Sizce oynadığınız dizinin tutmasının sebebi nedir? II. Mesleki tercihiniz ne zaman belirginleşti?

atik eni Haşim VER im- am et- el m 8. "Evet, ne çıkardı vakitken Ona bir merhaba desem" Bu dizelerde altı çizili sözün cümleye kat- tığı anlam aşağıdakilerin hangisinde var- dir? OS Keyfi yerindeydi ve ondan borç istemenin tam zamanıydı. mus BY Eskiden her akşam onunla bu vakitlerde buluşurduk. Ne zaman aklıma düşse içimde bir sızı be- lirir. Sınava çalışmak için hayli zamanı vardı. Yeni bir işe girmek için uygun zamanı kol- Dayordu. x idio ninge ob no8 MUBA YAYINLARI

3. "Kullanılmaktan muğlaklaşmış eskimiş ve anlamı gitgide 6. bir sözcük olan 'sevgi' bir ço- cuk ya da bir ülke için ne demekse; bu film onun tüm çağrışımlarından yoksun, olmadığı her şey gibi sanki." Parçada altı çizili sözcüğün yerine aşağı- dakilerden hangisi getirilebilir? a A C güçlenen EXunutulmuş anlaşılmaz B) anlamsız D) duygusuz X

Turgut Uyar'ın şiirlerinde kent yaşamının görüntüsü, dayatmaları ile bir paralellik gösterir. insanın kent yaşamı içinde düştüğü açmazlar, soğuklukların oluşturduğu bir yaşamın arzularının yansımasıdır. Dünyanın En Güzel Arabistanı'ndaki şiirlerde "taşranın yerini büyük kentler, doğanın yerini teknolojiyle bozulan ruhsuz ve biçimsiz soğuk evler, kirli sokaklar; dingin, sade, yoksul ama kanaatkâr taşra insanının yerini ise her yönden kuşatılmış, bunalmış kentli bireyler ve kalabalıklar almıştır. Bu şiirlere, büyük kentin karmaşası, yapay, kirli ilişkileri ve bunaltıcı havası içinde şoka uğramış, şaşırmış, sıkılmış, bunalmış bir bireyin yaralı bilinci egemendir. Bu bakış açısı şairi, kimi zaman huzurlu çocukluğuna ya da sonsuzluğa sığınarak yeni bir yaşam hayal etmek ya da yaşamını yeniden kurmak çabasına yöneltir. Zaman zaman geçmişinin huzur dolu günlerine sığınan şair, çocukluğundan, geçmişinden şikâyetçi değildir. "Benim de kötü geçmedi çocukluğum." dizeleri bunun göstergesidir. Şairin mutlu çocukluk günlerinde Anadolu sevgisi hâkimdir. Özellikle köy sevgisi ve köye özlem "O Köy Yine Kendi Rüyasındadır" şiirinde açıkça görülmektedir. Köy yaşamı, doğayla bire bir kurulan özgür ve dolaysız ilişkileri verir. Bu düşünüş tarzında, şairin köy yaşamını deneyimlemiş olmasının izleri görülür. Bu parçadaki altı çizili ifadeyle I. Kentteki insan ilişkilerini zayıf görme Kent yapılaşmasını eleştirme III. Kenti, aydınlanmada yetersiz bulma yargılarından hangilerine gönderme yapılmamıştır? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve III Dener C) Yalmz III E) II ve III tonguç kampüs

(1) "Kendini bilme ilmi"ni öğrenmek isteyenlere öncü- lük etmiştir Yunus Emre. (I) 13. yüzyılda yaşamış bu arif kişinin, şiirleriyle verdiği, yüzyılları ve ülkeleri aşan mesajlar öyle sevilir ve benimsenir ki edebiyat tarihimizde birçok Yunus Emre yer alır() 15 yerde makamı ya da türbesi vardır. (IV) Sabahattin Eyüboğ- lu: "Anadolu'da binlerce ağızdan söylenmiş ve söyle- nen bir Yunus korosu var." demiştir. (V) Taptuk Emre' nin deyişiyle "Bizim Yunus", yaşadığı toprakların har- cina sevgi ve hoşgörü katmaya devam ediyor. (VI) Sözü, Anadolu'nun sözü olmuş bu büyük ozan, bugün de dilimizin ve edebiyatımızın mimarları ara- sında sayılıyor. 39. Bu parçada Yunus Emre'yle ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisine değinilmemiştir? A Anadolu'nun birçok yerini dolaştığına Anadolu BY Yol gösterici olduğuna Şiirlerinin, güncelliğini koruduğuna DV Şiirlerinde neleri yansıttığına E Şiirlerinin evrensel bir nitelik taşıdığına

5. Her sosyal olgu gibi mizahın da sınıfsallığı vardır. ..Bir bakıma mizah, sınıfların ortaya çıkmasıyla baş- lamıştır çünkü yergisiz mizah düşünülemez. Padi- şahın kızını Keloğlan'la evlendiren halk bilinci, yok- sulluğun varsıllığa karşı tepkisi, kendini ezen padi- şahtan bu yolla intikam alışıdır. Yazara göre mizahın yergisiz düşünülememe- sinin nedeni aşağıdaki yargılardan hangisiyle WESTWAY açıklanabilir? A) Mizahın bir eleştiri türü olması, dolayısıyla olumsuz olan her şeye saldırması B) İnsanların, daha çok alay temeline oturtulmuş mizah eserlerine gülüyor olması CSınıfsal farklılıkların, ortaya gülünç olaylar çı- karması Baskılara açıkça direnemeyen insanların, çeşit- li simgeler yoluyla dolaylı yoldan rahatlaması Mutlak yönetimlerde sınıf farklılıklarının oluş- masının kaçınılmaz oluşu

EMET TESTİ - 4 3. (1) Her şair, içinde yaşadığı toplumun ruhi, hissi ve fikri hassasiyetlerinden etkilenir. (II) Parçası olduğu cemiyetin duygularından, düşüncelerinden ve psikolojisinden etkilen- meyen bir ozan gösterilemez. (III) Üstelik şair, toplumunun üzerine tutulan görüntülerinin gölgelerini yansıtan bir Ka- ragöz perdesi gibidir. (IV) İşte şiirdeki bu yansımalara "zih- niyet unsuru" diyoruz. (V) En soyutçu şair bile alttan alta sezilen ve onun bir çağın malı olduğunu hissettiren yansı- malarla örer dizelerini. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangi ikisin- den birinin çıkarılması, parçanın anlatımında bozulma- ya ve anlatılanlarda eksilmeye yol açmaz? A) I veya II D) III veya V B) II veya 11 C) III veya IV E) IV veya V Kitap olan ke zanılam dirilma okuyar mümk tim su ri de oynay körelme kayb kalm ebew bun oku gel- Bu ce A

13. İnsan olmak, insana varmak, insana kucak açmak ve insan P kalmak bizim değişmez niteliğimizdir. Fikirler, ideolojiler, hırslar, öfkeler, kinler, kıskançlık ve ötekileştirmeler değil. Muhataplık iştiyakı bir denge istencidir ve her zaman bir adım öne çıkar. Mevlana, "Beri gel beri, daha beri / Sen bensin işte, ben senim işte." diye seslenirken bir adım da ileri atmaktadır sürekli. Geleneği ve muhafazakârlığı vur- gulayanlar ile çağdaşlık ve ilericilikten dem vuranlar bunu hep hatırlamak durumundadırlar. İnancın kökünde de çağ- daşlığın hedefinde de insana doğru gitmek, erdemleri ya- şatmak vardır. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Alıntı yapılarak düşünce desteklenmiştir. B) Açıklayıcı anlatım unsurları ağır basmaktadır. C) Sayıp dökmeye yer verilmiştir. D) Farklı anlayışların ortak noktaları vurgulanmıştır. E) Ağırlıklı olarak dil, alıcıyı harekete geçirme işlevinde kullanılmıştır. E S

Paragraf Hız Soruları 2. TELEGRAM Anadolu'da özellikle düğün törenleri sırasında göz- lemlenen takı kullanma ve süslenme geleneği bu törenler sırasında kişilerin önem sırasına ve törenin önemine göre değişmektedir. Örneğin, kına gece- sinde gelin süslenmez onun yerine kız evinden başka bir genç kız gelin gibi giyinir, takılarını takar ve süslenir. Bir genç kızın evlenmeden önce süs- lenmesi hoş karşılanmaz ancak evden çıkacağı gün geçmişte daha çok nazar inancına bağlı olarak gü- nümüzde ise güzel görünme amaçlı süs yapılmak- tadır. Bu parçanın anlatımında, aşağıdakilerden han- gilerine başvurulmuştur? A) Öyküleme - Betimleme B) Açıklama - Benzetme C) Örnekleme - Açıklama D) Betimleme - Karşılaştırma E) Açıklama - Betimleme PARAGRAF HIZ SORULARI H 1 Z NE RENK 190 Ta du di V b

TEST 20 1. Albatros kuşları, ülkemizde de adını sıklıkla duymuş olduğumuz kuş türlerinden bir tane- sidir. (1) Dünya üzerinde kanat açıklığı ola- rak dünyadaki en büyük kuş olma özelliğine sahiptir. (II) Kanat uzunlukları yaklaşık ola- rak 4 metre civarındadır. (III) Dünyanın en büyük kuş türlerinden bir tanesi olan kartal- larda en uzun kanat açıklığının 2,4 metre olduğu bilinmektedir. (IV) Albatroslar, kanat- sellarının uzunluğu ve büyüklüğü sayesinde çok uzun süre kanat çırpmadan gökyü- zünde süzülebilmektedirler. (V) Kanatlarını açıkken sabitleyen bir kiriş yapısı bulundu- ğundan uzun süre enerji harcamadan ka- natlarını açık hâlde tutabilmektedirler. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) I B) II C) III DIV E) V

ÇE TESTİ 15. Hiçbir yazı tarafsız, edilgen değildir ve hepsi, içinde okuru değiştirmeye yönelik bir iddia, düşünce, ileti taşır. Kuşkusuz yazıda yazarın ille de iddiasını kesinliğe ulaştırması bekle- nemez. Ortaya koyduğu olay üzerine düşünüyor olması bi- le yeterlidir. Bu sesli düşünmeden bizim de haberdar olma- mızı ister. Bu sesli düşüncede bile bize iletilen bir şey vardır, yazar bu niyetle düşüncelerini bizimle paylaşır. Değilse bu- nu yazmak için bir gerekçesi kalmaz. Bu parçadan "yazarlık eylemi"yle ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisine ulaşılabilir? sevenn AY Toplumsal sorunların çözüm yolları ancak yazınsal ürün- ler yoluyla ortaya konabilir. pob lerves enoüri B) Yazarlar, tanık oldukları durumlara yeni anlamlar yükle- yen sıra dışı kimselerdir. ua C Bir sanat eserinin ortaya çıkmasında kaçış ve arayış duy- jepis nif gularının etkisi yadsınamaz. D) Yazar, uğraştığı işlerle yaşamını anlamlı kıldığına inanan kişidir. E) Sadece kişisel hazlarını tatmin için yazdığını söyleyen bir sanatçı yoktur.

C-Paragraf Oluşturma 5. Salep üretimi için yapılan orkide toplayıcı- lığında kullanılan yöntemler, acı faturaları ortaya çıkarmaktadır. II. Türkiye'de de orkidelerin korunmasıyla ilgili girişimler yapılmıştır. III. Ülkemizde orkide sayısının azalması bir yana, bazı türler, uzun aramalara rağmen artık bulunamamaktadır. W. Orkideler Avrupa'da koruma altına alınmış bitkilerdir. V. Ancak bu girişimlere rağmen Türkiye'de her yıl 120 milyon orkide, salep yapımı için top- lanmaktadır. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığın- da hangisi baştan dördüncü olur? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 2015/YGS

9. (1) "Türk evi" dendiğinde akla öncelikle ahşap bir yapı gelmektedir. (II) Zemin katın duvarları taş olsa bile zeminin üzerindeki kat çoğunlukla ahşaptır. (III) En azından tuğlalar arasına, di- key veya yatay olarak uzatılan ağaçtan bağla- ma ögeleri, hatıllar konulur. (IV) Ahşap olması eve fiziksel anlamda esneklik verir; örneğin her kuşak, baba evinde kendine göre yeni düzen- lemeler yapabilir, büyük odaları tahta bölmey- le bölerek oda sayısını artırabilir veya geniş bir avluya bir oda ekleyebilir. (V) Esnekliğin bir diğer boyutu, malzemenin kullanışlılığıdır. (VI) Ağacın temini ve işlenmesi, diğer malze- melere kıyasla genelde daha kolay ve ucuz- dur. (VII) Sofalarıyla, hayatlarıyla, yazlık ve kışlık bölümleriyle Türk evinin özelliklerini taşı- yan taş evler de vardır; örneğin Mardin evleri. (VIII) Ancak dış cephesi dantel gibi işlenmiş taşlarla kaplı bu ev, bir ahşap eve oranla çok daha uzun sürede, çok yüksek bir maliyetle or- taya çıkar. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikin- ci paragraf hangi cümleyle başla A) B) V. C) VI. I. E VIII. 2014/YGS SORULAR 2. (1) bi ya K li C

13, 14.-15. soruları aşağıdaki metne göre çözünüz. Kesinlikle evet. Edebiyatın her zaman arzuyla bir ilişkisi var. Ama bundan otuz kırk yıl önce hatta yirmi yıl önce bu kadar görünür bir şey değildi edebiyat. Daha kuytu bir alanda üretilip yine öyle tüketilen, daha sınırlı bir edebiyat çevresinin takdirine yönelik bir şeydi. Edebiyatın popüler- leşmesi romanla oldu, işte çok satan romanlar ortaya çıktı. Ben yakında romanlara da klip çekileceğini düşünmeye başladım artık. Yakında aileler yazar olmak için evden kaçan çocuklarını Beyoğlu'nun arka sokaklarındaki ka- felerden toplayacaklar. Romancı olmak için evden kaçıp İstanbul'a gelen, sonunda da Beyoğlu'nda kötü yayıncıla- rin eline düşen yazar adayından iyi bir film kahramanı olur Yeşilçam'a... 13. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık ola- rak söylenmiş olabilir? A) Edebiyat ve popüler kültür ilişkisini kaygı verici buluyor musunuz? B) "Meşhur olmanın yolu yazarlıktan geçer." algısı nasıl oluştu? C) Popüler romanların hitap ettiği kesim günden güne değişmekte midir? Günümüz romanlarını eser-kalite bağlamında değer- lendirir misiniz? E) Günümüz edebiyat çevresinin genişlemesinin olumlu etkileri nelerdir? 1 i 15. 16.