Anlatım Biçimleri Soruları

az 2. deli eder insanı bu dünya bu gece, bu yıldızlar, bu koku bu tepeden tırnağa çiçek açmış ağaç Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? A) Yaşama sevinci B) Doğayı anlatma isteği C) Ağaç sevgisi D) Olanlardan rahatsızlık duyma Çevrede olan bitenden korkma 5

do..inth 18. Günler geçip gider, pazar gelir, öğleye kadar mutfakta börek pişiren babamın etrafında dört dönerdik. Öğle yemeği telaş içinde yenir, son lokma yutulur yutulmaz hep birden yerimizden fırlardık. Babam eline bir kazma alırdı. Kömür bulmak için mağaraya doğru yavaş yavaş yü- rürdük. Babam mühim bir iş yapıyormuş gibi etrafı inceler, düşünür taşınır, sonra: "Bir de şurayı kazalım." derdi. Bu parça ile ilgili; I. Olay, kahramanın bakış açısından anlatıl- mıştır. II. Kişi ve mekân tasviri yapılmıştır. III. Öyküleyici anlatıma başvurulmuştur. IV. İç konuşma tekniğinden yararlanılmıştır. ifadelerinden hangileri söylenebilir? A) I ve II. C) II ve IV. B) I ve III. D) III ve IV.

4. (1) Çocukluğumuz, önceki hayatımızdır; büyüdükçe içimizden çıkan onca değişik "ben"in tohumlarının atıldığı ilk toprağımız. (II) Çocukluğunuzda bir roman okuduysanız eğer değer yargılarınız onu okumayanlardan farklı olur mesela. (III) Henüz her şeyin yerin altında gizlendiği veya yeni yeni filizlendiği ilk hâli. (IV) Yaşadıkça, büyüdükçe, olgunlaştık- ça yerleşen dünya görüşümüz, inançlarımız, fikirlerimiz hep o toprağa dikili fidanlarımızın verimi. Bu parçada numaralanmış cümlelerden han- gisi paragrafın anlam akışını bozmaktadır? A) I. C) III. D) IV. B) II.

gizlemedi- karşılaşıyo- ğünü, ora- esine açık iş. Halka bunları şi- iş. Bütün omanlar presyon için bi- yük bir latılan nin ve aşan- sağı- i 8 KÖŞEBİLGİ Yayınla 2 22. Kış sonuna doğru Moğollar, mevsim geçişini Hövsgöl Buz Festivali'yle kutluyor. "Kuzeyin mavi incisi" dedikleri bu tatlı su gölü, Sibirya ormanlarının derinliklerine kadar uzanıyor. Bu ormanlar çok çeşitli bir yaban hayatına ev sahipliği ya- piyor fakat festivalin cazibesi yaban hayatının güzellikleri- ni gölgede bırakıyor. Festivale geleneksel giysileriyle gelen Moğollar, atalarından kalma oyunlara ve şaman ritüellerine katılarak kökleriyle bağlarını güçlendiriyor. Unutulmaya yüz tutmuş yaşam tarzlarını her yıl güneye inerek ihya ederken ziyaretçiler de onları tanıma fırsatı buluyor. Alaca karanlık- ta kutlamalar, yakındaki göl kıyısına kayıyor. Odun yığınıyla gür bir ateş yakıp etrafında çember oluşturuyorlar. Kalaba- lik, bir sonraki yıl tekrar gelmek üzere eve dönüş yolculuğu için dağılmaya başlıyor. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi vardır? Jo AY Deyimlere yer verme E) VI B) Pekiştirmeye başvurma C) Yihelemelere yer verme Devrik cümler kullanma E) Birden fazla duyuya seslenme Diğer sayfaya geçiniz.

Kentlerle birlikte pek çok kurum ve yenilik gelişti. Bunların başında örgütlü din, askerlik kurumu ve yazı gelir. Bu kurumlar ve yenilikler karşımıza ilk devleti çıkarır. İlk devletler, genellikle doğal coğrafi sınırlarla belirlenmiş bir toprak parçasına hükmeden bağımsız siyasal yapılar olarak doğdu. Hükümranlıklarını belirleyen doğal sınırlar, denetleyebilecekleri tarımsal üretim alanıydı. Bu tarımsal üretim alanının merkezinde, bu alanın ihtiyaçlarını karşılayan bir kent doğmuştu ve kent, ilk devletin ön koşuluydu. Zira orası aynı zamanda merkezî bir pazar yeriydi. Ticaret orada yapılıyor, devletin gelirini teşkil eden vergi burada toplanıyor, tarım dışı mal ve hizmetler orada üretiliyordu. Bütün bunlar karmaşık bir örgütlenmenin başlangıcı ve iş bölümüne dayalı bir toplumsallaşma demekti. ----. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Zamanla kentler, kol emeğinin ve tarımsal üretimin merkezi olan kırsal alanın ve köylülüğün karşıtı olarak tanımlanmaya başlandı B) Tarihte ilk kentler, MÖ 4 binin sonunda Mezopotamya'da ortaya çıktı C) İktidara bağlı tabakalaşma, kentlerin örgütlenme zemini oldu tarımcı D) İlk kentler, çevrelerinde yer alan yerleşmelerin oluşturduğu bir ağın merkezi olarak oluştu E) Kent, aynı zamanda merkezî bir ekonominin varlığına işaret ediyordu 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 I 1 1 1 1 1 1 1 1 tonguç kampüs

12. Kenar mahalleler... Birbirine geçmiş, yaslanmış ahşap evler... Kiminin kaplamaları biraz daha kararmış, kimi- nin balkonu biraz daha eğrilmiş, kimi biraz daha öne eğilmiş, kimi biraz daha çömelmiştir. Hepsi hastadır, onları seviyorum çünkü onlarda kendimi buluyorum. Bu parçanın anlatım biçimi, aşağıdakilerden hangi- sine bir örnektir? A) Betimleme Doy D) Öyküleme B) Tartışma C) Açıklama E) Örnekleme

R M 10. (1) Bu şiir; kısa, yalın, yoğun bir şiir. (II) Okuyucunun dikka- tini dağıtan, okuyucuyu yoran unsurların olmaması, etkile- me gücünü artırıyor. (III) Gereksiz süslemelere girmeden A az sözle çok şey anlatan bir şiir. (IV) Gerçi kimi sözcükler L yineleniyor ama bu durum şiiri yaymıyor bilakis etkisini pe- kiştiriyor. (V) Gerçekçilik bakımından en seçkin şiirlerden biri olan bu şiirin özgün bir yaklaşımın ürünü olduğunu söy- leyebiliriz. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangilerinde aynı düşünce farklı biçimde yinelenmiştir? A) I. ve III. B) I. ve IV. D) III. ve IV. 6) II ve IV. S E) IV. ve V.

- 30. 1. Bir grup bilim insanı, Karga Betty'nin kafesindeki bir te- li gagasıyla almasını, yakınlardaki bir nesne yardımıyla bu teli bükmesini ve kancaya benzer bir alete çevirme- sini hayretler içinde izliyordu. Bu kanca sayesinde Bet- ty, plastik bir boru içindeki ete ulaşıp onu dışarı çek- meyi başardı. Betty'yi gözlemleyenler, onun davranışı karşısında şaşkınlığa düşmüşlerdi çünkü bu karganın kanca tasarımını oracıkta düşündüğünü sanmışlardı. Sanki bir mühendisin yeni bir makineyi icat etmesi gi- bi olağanüstü bir şey gördükleri fikrine kapılmışlardı. II. Araştırmalar, Yeni Zelanda'nın kuzeyindeki Yeni Kale- donya Adası'ndaki kargaların müzmin bükücüler olduk- larını ortaya koydu. Vahşi hayatta sürekli bir şeyleri bü- küyorlardı. Yeni Kaledonya kargaları nesiller boyu ye- mek toplarken yumuşak dalları kanca gibi bükmeyi öğ- renmişlerdi. Bu, bir dehanın dışa vurumundan çok kar- gaların gelişmiş doğasının bir ifadesiydi. Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söy- lenebilir? A) Aynı konuya değişik bakış açılarıyla anlatmaktadır. B) Farklı biçemlerle aynı konuyu dile getirmektedir. C) I. de bir yanılgı, II. de yanılgıyı düzeltmeye yönelik nes- nel bilgi ortaya konmuştur. D) Kargalar üzerine yazılmış iki farklı yazı türünün özellik- lerini göstermektedir. E) Aynı konuyu örneklerle pekiştirmeye yönelik bir anlatım söz konusudur.

Aradan yıllar geçmişti, öyle mi? O egzotik kent ortalardan çekilmişti. Anımsıyordu, otele yerleşmişti. Fazla uzaklaş- mıyor ve gittiği yerlerde oyalanmıyordu. Gün boyu tanık olduğu ve gözlemlediği kent olağanüstü egzotik bir etki uyandırıyordu. Devasa betonarme binaların yüzü mağ- mum, (yaslı ve terk edilmiş bir kentin hüznünü andırıyordu. Soluk izlenimler... Solgun yüzler... Memnundu. Otobüs almış başını gidiyordu. Uzaktan, çatıların arasından pira- mitler görünüyordu. Her köşe başında otobüsün önüne bir Ramses fırlıyor, çürümüş kirli mumya sargılarının içinde mumyalanmış yüzüyle sırıtıyordu. Dişlerini göstermeye çalışarak... Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Kişileştirmeye yer verilmiştir. BYÜçüncü kişili anlatıma başvurulmuştur. C) Betimlemelerden yararlanılmıştır. (D) Tanimlama yapılmıştır. Deyim kullanılmıştır

X ₂0 20. (1) Egzistansiyalizm bir felsefe sistemidir. (II) Alman filozofu Heidegger tarafından ortaya atılmış, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Fransız düşünürü ve romancısı Sartre'in benimsemesi ve edebiyata uygulamasıyla bütün dünyaya yayılmıştır. (III) Egzistansiyalist eserlerde standart karakterler yoktur, durumlarla karşı karşıya kalmış insanlar vardır. (IV) Karar verme özgürlüğüne sahip olan bu insanlar, karşılaştıkları durumlarda yaptıkları işlerle kendi özlerini yaratırlar. (V) Egzistansiyalist eserlerdeki insanların belirli davranış biçimleri olmadığı için yapacakları işler önceden kestirilemez. (VI) Bu bakımdan roman örgüsü, okurların merakını sürekli uyanık tutacak şekilde düzenlenir. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf hangi cümleyle başlar? A) II B) III C) IV DIV E) VI Difer c yfaya geçiniz.

10. Neden söz ederse etsin, köke bağlı olma, bir izi taki etme, geriye doğru uzayıp giden bir yolda ileri doğr yürüme düşüncesindedir. Böyle tanımlanan bir yazarın en belirgin özelli aşağıdakilerden hangisidir? sa Gelenekten beslenme B) Evrensel çizgiye bağlanma C) Tarihsel konuları ele alma D) Yazdıklarını yadsımama EYeniliklere kapalı olma ple

yınız. imiz insanlara 1) Hayatımızın nanların tepki- IZ. (III) İşte bu kları doğurabi- bir ilişki, içinde birçok sırrımızı ra hayatımız- cesi, numara- E) V Imemiştir? mayacağına alışımızın, In- Suna rin hayatımız- 4. 7 5. 5. BÖLÜM: Çoklu Paragraf Soruları 062609B1 4.-6. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. (1) Bu kitapta bireysel psikolojinin temel ilkeleri açık seçik dile getiriliyor. (II) Ayrıca yaşamın amacı, üstünlük eğilimi, yaşam üslubu gibi temel kavramlar da açıklanıyor. (III) Çocukların okul eğitimi, evlilik ve özgürlük, toplumsal koşullardan kaynaklanan erkek ve kadın farklılığı gibi sorunlar ele alınıp inceleniyor. (IV) Yazar, ele aldığı her konuyu, olanca içtenliğiyle ve sokak ağzıyla anlatıyor. (V) Bu arada, sorumsuz aileler tarafından il- gisiz bir şekilde büyütülen çocukların ruh hâllerine değinmeden de edemiyor. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisi söylenemez? A) Açıklayıcı anlatım biçimi kullanılmıştır. B) Yinelemeye yer verilmiştir. C) Deyimlerle anlatıma zenginlik kazandırılmıştır. D) Anlatılanları kanıtlama yoluna gidilmiştir. E) Nesnel cümleler çoğunluktadır. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık olarak söylenmiş olabilir? Bu kitapta sizi en çok etkileyen şey ne oldu? B)Bu kitabı özellikle anne ve babalara neden tavsiye ediyor-

11. Uzun süreye yayılan ve emek isteyen bir alan olduğu için sadece deneme, eleştiri, inceleme değil; edebiyat tarihçiliği de derin bir eksiklik olarak edebiyatımızda yer alır. Dolayısıyla geçmiş ve var olan birikim günümüze taşınamıyor, fotoğraf bir bütünlük içinde görülemiyor. Sonuçta bu alanda ilk söylenenlere mahkûm olunuyor, aynı klişeler yanlış da olsa tekrarlanıyor. Bu parçaya göre edebiyat tarihçiliğinin gelişmemesinin nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Geçmişe ait birikimlerin günümüze tamamen aktarılmış olması B)) Uzun soluklu ve çok çalışmayı gerektiren bir uğraş olması C) İlk söylenenlerin yeni söyleneceklerin önünü tıkaması @ D) Yanlış verilerin içinden çıkılmaz bir hâl alması E) Deneme, eleştiri, inceleme gibi türlerin sınırlarının çizilmesinin çok zor olması

10. I. Tümcenin ögeleri arasındaki denge 3 bozuluyor. II. Sonuçta anlatım yapaylaşıyor. III. Nitelikli bir yazarın dilin herhangi bir sorununa duyarsız kalması düşünülemez. S 4 2 IV. Bu yüzden anlatımlarında bir kekrelik, bir bulanıklık doğuyor. V. Bu kişiler, sözcük seçimine de sözcüklerin tümce içindeki yerine de aldırmıyorlar. 1 VI. Dış dünya, sözcükler aracılığıyla algıladığımız gerçek, kimi yazarlarca pek umursanmıyor. Yukarıda numaralanmış cümlelerle anlamlı bir bütün oluşturulduğunda hangi cümle dışarıda kalır? A) I B) II Comp D) IV E) VI

1. Şair, duygu insanıdır. İnsan da duygu yönü güçlü bir varlık olduğuna göre şair, insanı yakından tanır. Şairin duyguları dile getirmesi, onun ince bir sezişe sahip olduğunu gösterir. O, aynı zamanda en ince kelimeleri bulmakta pek beceriklidir. Kelimelerin yeli ise şairin gönlünden geçenleri sayfalara savurur. Böylece şiir denilen yapı doğar. Altı çizili cümlenin bu parçaya kattığı anlam aşağıdakilerin hangisidir? A) Şairin kendi duygularının farkında olması B Şairin şiirde en uygun kelimeleri bulmak için kafa yorması C) Sözcüklerin şairin hislerini yazıya aktarması Dizelerdeki sözcüklerin okuyucunun duygu dünyasına hitap etmesi E) Şiirdeki sözdüklerin düşünce imbiğinden süzülmesi

7. Benim şiirlerim gram altın gibidir; yükte hafif, pahada ağırdır. Bu cümleyi söyleyen bir şair, eserleriyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisini vurgulamaktadır? A Sade bir söyleyişe sahip olduğunu B) Yazınsal yönden değerli olduğunu C Toplumsal içerikli olduğunu DY Evrensel konuları ele aldığını EYerellikten beslendiğini