Anlatım Biçimleri Soruları

7 4. (1) Dünya üzerinde pek çok kabile, dünyanın geri kalanıy- la hiçbir şekilde iletişime geçmeden varlığını sürdürüyor. (II) Birçoğu Amazon'un yoğun bitki örtüsü içinde yaşam- larını sürdüren bu kabilelerden artık çok azı bilgimiz di- şında. (III) Gerçekten de dünya üzerinde hatırı sayılır mik- tarda yalıtılmış ya da yarı yalıtılmış kabile vardır. (IV) Bu kabilelerden 44'üne Yeni Gine'nin, Brezilya'nın da Ama- zon bölgesinde 67 yalıtılmış kabileye ev sahipliği yaptığı biliniyor. (V) Bunların dışında Güney Amerika'nın başka ülkelerinde, Afrika'da, Okyanusya'da, Asya'da hatta Ku- zey Amerika'da bile yalıtılmış kabilelere rastlamak olası. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden önce "Internet'te yapılacak basit bir taramada yalıtılmış kabileler arandığında, 100'ün üstünde ayrı kabileden söz edildiğini görürsünüz." cümlesi getirildiğinde parçanın anlam bütünlüğü sağlanmış olur? B) II. AI. C) III. e DIV. EV.

Basit bir bedensel bozukluktan kaynaklandığı lan "disleksi" okumayı öğrenme güçlüğü olarak tanımlanabilir. Normal yaşta okula başlamış, zeka geriliği ya da davranış bozukluğu olmayan bazı çocuklar, akıcı bir biçimde okumayı başaramaz ya da söylenişi ve yazılışı yakın harfleri birbirine karıştırır. Örneğin, disleksililer "ya'yı "ay" ya da " yi "b" olarak okur. Disleksinin çeşitli dereceleri var. dır. Çabuk farkına varılması durumunda bazen özel eğitimle okuma öğretilse de disleksinin neden ortaya çıktığına ilişkin kesin bir bulgu yoktur. Disleksililer okuma eksikliklerini görsel ve işitsel gereçlerle bir ölçüde giderebilmektedir. sani Bu parçanın anlatımı ile ilgili aşağıdaki yargılar- dan hangisi doğrudur? A) Okuyucuya izlenim kazandırma amaçlanmıştır. B) İzlenimsel betimleme içeren bir parçadır. C) Okuru olay içinde yaşatma söz konusudur. D) Okuyucunun kanılarını değiştirmeye yöneliktir. E) Açıklayıcı anlatımdan yararlanılmıştır.

Bir ateş düştü Yanarım kimse bilmez Bu dizelerde görülen anlam olayı aşağıdaki- lerin hangisinde vardır? A) Yaşamak şakaya gelmez Büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın B) Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız Başkalarının düşünceleriyle değil C) Kolumuzdan tutarak sen istersen bizi çek İncinir düz caddede dağda gezen ayaklar D) İnsafsız ve çok uzun bir kış var diye Koca bir yaz kendini saklama çiçeklerini E) Bilemezdim şarkıların bu kadar güzel Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu

-. Şüphesiz, edebiyat tarihi yayımlandığı dönemde kimsenin kıymet vermediği ancak değeri yıllar sonra anlaşılan ve anlaşıldığı andan itibaren üzerine yüzlerce makale, kitap yazılan eserlerle dolu. Bu bağlamda Türk edebiyatında ilk akla gelenler ise Ahmet Hamdi Tanpınar ve Oğuz Atay gibi isimler. Tanpınar'ı edebiyatımıza yaptığı dev katkıdan ziyade, çok konuşulmuş günlüklerinden alıntıyla "Sükut suikastına uğruyorum." hayıflanmasıyla hatırlıyoruz. Atay'ı anarken ise romanlarının, öykülerinin yanına "Ben buradayım sevgili okuyucum, sen neredesin acaba?" serzenişini mutlaka ekliyoruz. Aynı şekilde Yusuf Atılgan da benzer bir kadere sahiptir. Bu parçada sanatçılara yönelik anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Sanatçıların kaderleri her yönüyle ortaktır. B) Her sanatçı, bireysel yalnızlığın acısını çeker. C) Kimi sanatçıların kıymeti sonradan anlaşılır. D) Gerçek sanatçı, kendisini ön plana çıkarmaz. E) Bir sanatçının yakınmasında her zaman haklılık payı vardır.

18. Aşağıdakilerin hangisinde "gereken önemi vermemek" anlamında bir deyim kullanıl- mıştır? VE SINAV HIZMETLERI GENEL MÜDÜRLOGO A) Annesinin, önemli konuları göz ardı ettiği- nin daha yeni farkına vardı. B) Sokakta göz ucuyla süzdüğü epeyce yaşlı adamın ona doğru geldiğini gördü. C) Yeni aldığı son model arabasını çoğu za- man gözünden sakınır. D) Çocukluk arkadaşının sabahki davranışla- rına ve sözlerine göz yummuştu. LL

Yukarıdaki numaralanmış ikisi anlamca birbirine en yakındır? A) I. ve II. B) II. ve III. D) IV. ve V. (E) Live V. 6. (1) Yetişkin olmak, duyguların günlük yaşamı pek etkilememesidir. (II) Bu nedenle diyebilirim ki bü- yümenin yaşla ilgisi yoktur. (III) Arzularına ve hayal kırıklıklarına rağmen işlerini aksatmayan insan bü- yümüştür. (IV) Bazı insanlar, kendini anlamayı ye- tişkinlik ölçütü sayarlar. (V) Bence onların kendini anlamak dedikleri, sadece kendini kabullenmektir. Dve III. C) III. ve IV. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi- leri anlamca birbirine en yakındır? A) I ve II. B) II ve IV. C) II ve V. E) IV ve V. . Türkçe ve her şeyden önce Türkçe yazılmış şiirler, içinde yaşadığı, soluk aldığı bir suydu şair için. Bu cümleyle anlamca aynı doğrultuda olan cümle aşağıdakilerden hangisidir? A) Bir şair için, ana diliyle yazılmış şiirler onun n şam kaynağıdır.

e en rsa'da mış. Tralarda teş de an'ın, erek r, bu eşlenir a iyle en renkli üslerin de nöbet ci 10. 1. Örneğin "karışık renkli, çok renkli, alaca" anlamlarına gelen "ala" sözcüğü “ala hastalığını" ifade etmek için kullanılır. II. Süt kadar belirgin bir beyazlıkta olan bu lekelerin büyüklükleri değişiktir, nokta kadar ya da 2-3 madeni para büyüklüğünde olabilirler. III. Doğadan hareketle somutlaştırılarak anlamlandırılan kavramların içinde bulunan bazı hastalık adları dikkati çekmektedir. IV. "Ala hastalığı" veya "vitiligo" hastalığında, pigment yetersizliği sonucu deride, dağınık ve yama şeklinde sınırları belli olan beyaz alanlar (leke) oluş V. Vücutta bu hastalıktan en çok etkilenen yerler el, kol, bacak ve yüzdür. Yukarıdaki numaralı cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında numaralanmış cümlelerden hangisi baştan ikinci olur? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

COZ KAZAN 4. Aşağıdakilerden hangisinde farklı bir bakış açısı kullanılmıştır? A) Şaşılacak bir dünyada yaşamaktı; öğrendik şimdi külçeler yüklüyüz şaşılacak bir biçimde külçeler yüklüyüz ve çıkmak istiyoruz yokuşu. by B) Tep kralları gibiydim öyle yanlızdım. Bir çağda seni bu beyazlığında tuttum Ak, sabah kalyonlarım hep gökyüzündeydi Ben rüzgâr değirmeninizde kaldım gim C) Yağmur duasına çıksaydık dostlar gürlon Bulutlar yarılır, hava açardı. Göğe hükmetmekten kolay ne vardı Yağmur duasına çıksaydık dostlar D) Seni günlere böldüm, seni aylara nabor Daha yıllara, yüzyıllara böleceğim Ve her zaman söyleyeceğim ki beni anla Böyle eskitilmiş de olsa bu kalbi Minesi çatlamış bir diş gibi durduracağım karşında E) O kadar siliktir ki bir bayram günü şiir Uyurken akla gelen son hayaller gibidir Hayatın oyundaki sükûna değen sesi Çocuklukta her yeni sınıfın o ilk dersi TYT TÜRKÇE SORU BANKASI

9. (1) Bu dönem şairleri, dili bir mermer kütlesi gibi görüp işleyerek istedikleri biçime sokmaya çalışmıştır. (II) Bunu yaparken de dilin olanaklarını, sınırlarını zorlamıştır. (III) Sözcüklerin anlam ve çağrışım gücünü geliştirmeye önem vermiştir. (IV) Her şair kendine özgü bir dil oluşturma çabası içinde olmuştur. (V) Türkçenin gücünün bu çağrışımlarda gizli olduğunu anlamış ve anlatmaya çalışmıştır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) II. B)III. C)IV. E) VI D)V

TEST 9 PARAGRAFTA YAPI Osmanlı İmparatorluğu Dönemi'nde Türkçeye; Arap- ça ve Farsça kelimelerin fazlaca girmesinden dolayı, Osmanlıca dediğimiz bir dil ortaya çıkmıştır. Dolayı- sıyla, milletimizin asırlardır kullanmakta olduğu bazı kelimeleri, "Türkçe değildir" diye dilimizden atmaya kalkamayız. Nitekim gerek insanlarımızın günlük ko- nuşmalarında yaygın olarak kullanılmaları ve gerekse edebiyatımızda tamamen Türkçenin teknik ve estetik özelliklerine göre kullanılmalarından dolayı, bu ke- limeleri "Türkçeleşmiş" olarak kabul etmemiz daha doğru bir tercih olur. Şunu unutmamalıyız ki Hatta 5. pek çok kelime, Türkçeye aktarılırken eski anlamın- dan çok daha farklı anlamlar kazanarak aktarılmıştır. Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akı- şına göre, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) her kelimeyi dilimize sokmak ilerisi için büyük bir hata olacaktır. B) hiçbir kelime dilimize geldiği dildeki yazılış ve te- laffuzu ile Türkçeye girmemiştir. C) Türkçenin, yapısı bakımından, başka dillerden alı- nan kelimeleri kendine benzetme özelliği birtakım kesimler tarafından suistimal edilmiştir. D) her dilin kendine has bu kuralları, diller arası keli- me alışverişine olanak sağladığı gibi dilin yapısını da bozmuştur. 7. E) Türkçenin geçirdiği evreleri inceleyecek olursak tarih boyunca birçok dilden sözcük aldığı ve bu sözcükleri Türkçeleştirdiği gözlenir. ALI SORU BANKASI lizce k anima celeri "Com Class ce) a yoru açıla oku sini Bu na A) B C

sodo bend nipibe 1. (1) Mağara resimlerinden minyatürlere, minyatürler- den kumaş desenlerine, toprak kaplardan mozaiklere resmin serüveni, insanın yaşam ve düşün serüvenine paralel bir seyir izledi. (II) Ancak hiçbir dönemde sa- natın değişimi son iki yüzyıldaki kadar hızlı olmadı. (III) Cezanne'in: "Ressam doğanın silindiridir, koni ve karelerle doğayı ele almalıdır." yönündeki öğüdü mad- denin resmedilme geleneğinde köklü değişimler yap- mıştır. (IV) Bu sözlerle modern resim sanatının baba- si ve en önemli temsilcilerinden biri olmuştur. (V) Böy- le bir düşünce herkes tarafından kabul edilir mi? ein Parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi yanlıştır? AI. cümlede, abartmaya başvurulmuştur. B) II. cümlede, karşılaştırma yapılmıştır. III. cümle, doğrudan anlatımlıdır. D) IV. cümle, göreceli bir yargı bildirir. E) V. cümlede olumsuz anlam vardır. qulud nişi xieinteine tolle sdeb mewye aid mived (1)

24. Bu sanatçının öyküleri kimi yapıtlarında bir elçi gibi duruyor. Yazarının düşüncesini göstermeye, açıklamaya koşullanmış bir elçi bu. Bu parçadaki "öykülerin bir elçi gibi durması" sözünün anlamı aşağıdaki cümlelerin hangisinde vardır? A) Eleştirmen, görüşlerinin doğruluğunu kanıtlamak için her yola başvuruyor. B) Bu sanatçı, yıllardır ortaya koyduğu eserleriyle duygu ve düşüncelerimize ayna tutmayı başarmıştır. C) Ortaya koyduğu ürünlerde yansız bir tutum sergilemiş, dü- şünceleriyle okuru yönlendirme amacı gütmemiştir. D) Bu dönem sanatçıları, eserlerini duygu ve düşüncelerini iletmede bir araç olarak kullanmaktan çekinmemişlerdir. E) Her öyküsünde değişik anlatım yöntemleri kullanarak oku- yucuyu şaşırtmayı başarıyor.

7. (1) Bugün akşama doğru bir Çeçen arabasıyla Zeyni- ler'e geldim. (II) Maarif Müdürü, galiba yolları şimen- difer yürüyüşüne göre ölçüyor. (III) Çünkü "Nihayet iki saat." dediği yol, tam sabahın onundan geceye kadar sürdü. (IV) Ne yapsın mübarek adamcağız! (V) Kaba- hat kendisinin değil, kâh dağ yamaçlarına tırmanan kâh kurumuş sel çukuruna inen Zeyniler yoluna dişli şimendifer yaptıramamış olanların. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? AYI. cümlede, dolaylı tümleç vurgulanmıştır. BYII. cümlede, olasılık anlamı vardır. CM. cümlede, doğrudan anlatıma yer verilmiştir. D) IV, cümlede, duygular öne çıkarılmıştır. cümle, ögelerinin dizilişine göre devriktir. 10. E 82

3. Dikkat, algılama, anımsama, düşünme ve öğrenme yönlerimiz genelde somut değil, soyuttur. Diğer bir deyişle bilişsel yaşamımızda çoğunlukla kategorize eder, betimler, sınıflandırır ve soyutlarız. Bununla birlikte pek de gerçekte olduğu şekliyle kavramayız. Deneyimlerimizin büyük bölümü kategorilerimizin, kurgularımızın ve kurallarımızın süzgecinden geçirilir. Bu parçada geçen aşağıdaki sözcüklerden hangileri anlamca birbirine en yakındır? A) Yaşam - deneyim B) Bilişsel-düşünme C) Algılama öğrenme D) Genelde - çoğunlukla E) Anımsama - düşünme 6. C

"Köy" teması, edebiyatımızın bir dönemine damgasını vurmuştur. Ancak bu tema, edebiyatımızda ne yazık ki tam bir ideolojik yağmalamaya muhatap olmuştur. Dönemin yazarları köy gerçeğine sadece ideolojik doğrularını ispatlamak için yaklaşmışlar, köy ve köylüyü bir malzeme olarak eserlerinde kullanmışlardır. Belli bir döneme bağlı bir edebiyatın yansıması olan bu furyayla olay öylesine "tüketilmiştir" ki daha sonra kimse kolay kolay köy temasına yaklaşamamıştır. Son yirmi yılda ise "köy" ve "köylü” tümüyle edebiyatımızdan çekilmiştir. 9. Bu parçada yakınılan durum aşağıdakilerden hangisidir? A) Günümüzde birçok yazarın köy gerçeğinden habersiz olması B) Yazarların köy sorunlarına gerçekçi bir şekilde yaklaşmaması C) Yazarların son dönemlerde köy temasına yeterince ilgi göstermemesi Yazarların köy temasını ideolojik bir bakış açısıyla ele almaları EX Aydınların köy ve köylüye karşı küçümseyici bir tutum sergilemesi onguç kampüs 10.

6. 1929'da başlayan "Büyük Buhran Dönemi" en çok Amerika'yı ve Amerika'ya borcu olan ülkeleri etkiledi. Almanya'da işsizlik altı milyonu buldu, İngiltere'de ise ihracat ve sanayi sektörü derin yaralar aldı. Zaten ekonomik krizde olan Latin Amerika ülkeleri, çıkardıkları ham maddeleri ihraç edemediler. Bunları stoklayabilirlerdi fakat bunun için de Amerika'dan kredi almak zorundaydılar. Amerika da kredi aktarımını kesince ekonomik çöküşe gittiler. Ülkeler bu çöküşten daha az etkilenmek için gümrük vergilerini artırdılar, yerli üretimin ülke çapında kulla- nılmasını teşvik ettiler ve yine yerli üretimi artırmanın yollarını bulmaya çalıştılar. Bu durum, dünyadaki ticaret hacminin kü- çülmesine yol açtı. Büyük Buhran'dan önce en fazla %7 düş- me gösteren dünya ticaret hacmi, bu dönemde %65 düştü. Bu parçadaki altı çizili ifadeyle 1. ülkelerin ekonomik krizden en az hasarla kurtulmak için başvurduğu yöntemler, II. ülkeler arasında gerçekleştirilen ticaret ve yatırım konulu düzenlemeler III. ekonomi programı hazırlayan ülkelerin kendi içlerine yö- nelme hareketleri durumlarından hangilerine gönderme yapılmamıştır? B) Yalnız II (C) Yalnız III A) Yalnız I D) I ve III E) II ve III 265