Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

H
1
Z
AR
R
20. Lavaş, katırma, jupka ve yufka, oklava ya da elle açılan
yuvarlak veya oval biçimli ince ekmek türlerinden olup Azer-
baycan, İran, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye'de yaşayan
halklarca sadece yemek amaçlı bir tüketim maddesi değil,
aynı zamanda bu coğrafyada geçmişten günümüze aktarılan
ortak bir yapma ve paylaşma kültürünü simgeler. İsimleri
sıralanan ince ekmeklerin her biri buğday veya çavdar unun-
dan mayalı veya mayasız olarak yapılır. Türkiye'de, lavaş
mayalı, yufka ise mayasız buğday unundan elde edilir.
Lavaş, "tandır" denilen geleneksel yöntemlerle yapılan
toprak veya taş fırınlarda pişirilirken yufka ise daha uzun
süre dayanması amacıyla mayasız hamurdan yapılarak ateş
üstüne konan "sac" üzerinde pişirilir. Kazakistan ve
Kırgızistan'da yaşayan topluluklar, açılan ince ekmeği büyük
kazanlarda köz ateşinde ısıtarak pişirmektedirler. Lezzet
açısından hamurun is çıkarmayan odun ateşinde veya köz
üzerinde pişirilmesi tercih edilir.
Bu parçada lavaş ve yufka ekmeğiyle ilgili olarak aşağı-
dakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Nerelerde yapıldığına
B) Nasıl yapıldığına
C) Ham maddesine
DY Kültüre etkilerine
Temel tüketim maddesi olduğuna
F
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
H 1 Z AR R 20. Lavaş, katırma, jupka ve yufka, oklava ya da elle açılan yuvarlak veya oval biçimli ince ekmek türlerinden olup Azer- baycan, İran, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye'de yaşayan halklarca sadece yemek amaçlı bir tüketim maddesi değil, aynı zamanda bu coğrafyada geçmişten günümüze aktarılan ortak bir yapma ve paylaşma kültürünü simgeler. İsimleri sıralanan ince ekmeklerin her biri buğday veya çavdar unun- dan mayalı veya mayasız olarak yapılır. Türkiye'de, lavaş mayalı, yufka ise mayasız buğday unundan elde edilir. Lavaş, "tandır" denilen geleneksel yöntemlerle yapılan toprak veya taş fırınlarda pişirilirken yufka ise daha uzun süre dayanması amacıyla mayasız hamurdan yapılarak ateş üstüne konan "sac" üzerinde pişirilir. Kazakistan ve Kırgızistan'da yaşayan topluluklar, açılan ince ekmeği büyük kazanlarda köz ateşinde ısıtarak pişirmektedirler. Lezzet açısından hamurun is çıkarmayan odun ateşinde veya köz üzerinde pişirilmesi tercih edilir. Bu parçada lavaş ve yufka ekmeğiyle ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Nerelerde yapıldığına B) Nasıl yapıldığına C) Ham maddesine DY Kültüre etkilerine Temel tüketim maddesi olduğuna F
2. "Başkalarının yanında kalbinizin anahtarını çıkarıp
cebinize koyun; anahtarı kilidin üzerinde bırakan
ahmaklardır." Goethe'nin bu sözünde hangi korkunç
gerçek gizlidir? Hemen akla bir başka soru daha ge-
liyor: "Fakat kalp ne için var? Kalbini insanlara kapalı
tutunca altınlarını saya saya çıldıran cimriden ne far-
kın kalır?" Bir de kalplerini sımsıkı kapamış insanlar
ortasında yaşadığınızı düşünün; o ne dehşetli yal-
nızlık... Çok şükür ----
Y
A
R
G
A) bugün kalbimizin kapılarının hem bize hem de
başkalarına açık olması gerektiğinden eminiz
B) yalnızlığın ne olduğunu bildiğimiz için başka in-
sanların kalplerini kapatmalarını anlayışla karşı-
lıyoruz
C) yaşamış olduğumuz bayal kırıklıklarından ders-
ler alarak kalbimizi nasıl koruyacağımızı biliyoruz
D) kalbimizi kimlere açıp kimlere kapamamız gerek-
tiği konusunda oldukça kararlıyız
E) onca kırgınlıklardan sonra hâlâ kalbimizi tamir
edecek gücü kendimizde bulabiliyoruz
&
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
2. "Başkalarının yanında kalbinizin anahtarını çıkarıp cebinize koyun; anahtarı kilidin üzerinde bırakan ahmaklardır." Goethe'nin bu sözünde hangi korkunç gerçek gizlidir? Hemen akla bir başka soru daha ge- liyor: "Fakat kalp ne için var? Kalbini insanlara kapalı tutunca altınlarını saya saya çıldıran cimriden ne far- kın kalır?" Bir de kalplerini sımsıkı kapamış insanlar ortasında yaşadığınızı düşünün; o ne dehşetli yal- nızlık... Çok şükür ---- Y A R G A) bugün kalbimizin kapılarının hem bize hem de başkalarına açık olması gerektiğinden eminiz B) yalnızlığın ne olduğunu bildiğimiz için başka in- sanların kalplerini kapatmalarını anlayışla karşı- lıyoruz C) yaşamış olduğumuz bayal kırıklıklarından ders- ler alarak kalbimizi nasıl koruyacağımızı biliyoruz D) kalbimizi kimlere açıp kimlere kapamamız gerek- tiği konusunda oldukça kararlıyız E) onca kırgınlıklardan sonra hâlâ kalbimizi tamir edecek gücü kendimizde bulabiliyoruz &
elli
gh
nin
men
esi
uk
2.) (0) Ayşe Kulin hem "Veda" da hem de "Umut" ta biyografik
verilerle roman tekniğini birleştirmede olağanüstü başarılı. (II)
Her iki romanda da yazarın çok güçlü bir sezgisi, sosyal olgu-
lan toplamak için eşi görülmeyen bir büyüteci var (III) Yazarın
Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemleriyle ilgili bu iki yapıtını oku-
yacaklar, o günlerde ulusumuzun içinde bulunduğu durum ve
gelişen olaylar hakkında temel bir tarih bilgisine sahip olacak-
lardır. (IV) Türk edebiyatında bugüne değin yazılmış en güzel
klasiklerimizi okurken duyduğumuz duyguları anımsayacak-
lardır. (M) Romanlardaki detaylar ve karakterlerin üzerimizdeki
etkisi zaman içinde azalabilir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde söz
konusu romanların okura sağlayacağı yararlardan söz
edilmiştir?
A) III ve IV
D) Yalnız
B) Yalnız III
E) III ve V
C) Ive IV
Yayı
m
LI
5.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
elli gh nin men esi uk 2.) (0) Ayşe Kulin hem "Veda" da hem de "Umut" ta biyografik verilerle roman tekniğini birleştirmede olağanüstü başarılı. (II) Her iki romanda da yazarın çok güçlü bir sezgisi, sosyal olgu- lan toplamak için eşi görülmeyen bir büyüteci var (III) Yazarın Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemleriyle ilgili bu iki yapıtını oku- yacaklar, o günlerde ulusumuzun içinde bulunduğu durum ve gelişen olaylar hakkında temel bir tarih bilgisine sahip olacak- lardır. (IV) Türk edebiyatında bugüne değin yazılmış en güzel klasiklerimizi okurken duyduğumuz duyguları anımsayacak- lardır. (M) Romanlardaki detaylar ve karakterlerin üzerimizdeki etkisi zaman içinde azalabilir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde söz konusu romanların okura sağlayacağı yararlardan söz edilmiştir? A) III ve IV D) Yalnız B) Yalnız III E) III ve V C) Ive IV Yayı m LI 5.
6.
(1) Müziğe ve sanata önem veren ülkeler incelendiğinde
bunların genellikle gelişmiş ülkeler olduğu görülmekte-
dir. (II) Güney Kore, film ve dizi sektöründe sınırlarını
aşıp dünya genelinde bir hayran kitlesine sahiptir. (III)
Buradaki insanların enteresan denilebilecek inanışları
vardır. (IV) Örneğin evlenecek kişiler arasında beş yaş
fark olması, o evliliğin kötüye gideceğine işaret eder. (V)
Ya da aşı olunacağı gün duş almanın tehlikeli olabilece-
ğine inanırlar. (VI) Birbirlerine bir şey uzatırken tek elle
uzatmak ve kendi bardağını doldurmak saygısızlık sayıl-
maktadır.
NA
8-8
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag-
raf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
A) II
B) III
C) IV
D) V
8-4
8-9
0-9
3-4
8-2
(8
8-2
DH
E) VI
novos
3-L
eur
n
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
6. (1) Müziğe ve sanata önem veren ülkeler incelendiğinde bunların genellikle gelişmiş ülkeler olduğu görülmekte- dir. (II) Güney Kore, film ve dizi sektöründe sınırlarını aşıp dünya genelinde bir hayran kitlesine sahiptir. (III) Buradaki insanların enteresan denilebilecek inanışları vardır. (IV) Örneğin evlenecek kişiler arasında beş yaş fark olması, o evliliğin kötüye gideceğine işaret eder. (V) Ya da aşı olunacağı gün duş almanın tehlikeli olabilece- ğine inanırlar. (VI) Birbirlerine bir şey uzatırken tek elle uzatmak ve kendi bardağını doldurmak saygısızlık sayıl- maktadır. NA 8-8 Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag- raf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) II B) III C) IV D) V 8-4 8-9 0-9 3-4 8-2 (8 8-2 DH E) VI novos 3-L eur n
9. 1. Çimenler kuruyunca geriye boş bir alan kalıyor,
halka su tutmaya başlıyor ve termitler de kurak
dönemleri bu suyla atlatıyor.
II. Araştırmacıların "peri halkları" dediği bu gizemli
oluşumlara ilişkin açıklamalar, olağan dışı yakla-
şımlardan, tuhaf bakış açılarına kadar uzanıyor.
III. Albrecht'e göre yer altında yaşayan termitlerin
toprağa saldığı bir kimyasal, çöl çimenlerini kurak-
lığa karşı zayıf kılıyor.
IV. Namib Çölü'ndeki yama benzeri daire biçimli yüz-
lerce kıraç toprak alan, yıllardır uzmanların kafası-
ni kurcalıyor.
IV-11
1-111-1
V. Ama biyokimyager Carl Albercht, başka uzmanla-
rın da şüphelendiği bir görüşü kanıtlamak üzere
olduğu savında: Bu şekillerin sorumlusu termitler.
Yukarıdaki cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak
şekilde sıralandığında hangisi baştan ikinci olur?
A) I.
B) II.
C) III. D) IV.
E) V.
12.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
9. 1. Çimenler kuruyunca geriye boş bir alan kalıyor, halka su tutmaya başlıyor ve termitler de kurak dönemleri bu suyla atlatıyor. II. Araştırmacıların "peri halkları" dediği bu gizemli oluşumlara ilişkin açıklamalar, olağan dışı yakla- şımlardan, tuhaf bakış açılarına kadar uzanıyor. III. Albrecht'e göre yer altında yaşayan termitlerin toprağa saldığı bir kimyasal, çöl çimenlerini kurak- lığa karşı zayıf kılıyor. IV. Namib Çölü'ndeki yama benzeri daire biçimli yüz- lerce kıraç toprak alan, yıllardır uzmanların kafası- ni kurcalıyor. IV-11 1-111-1 V. Ama biyokimyager Carl Albercht, başka uzmanla- rın da şüphelendiği bir görüşü kanıtlamak üzere olduğu savında: Bu şekillerin sorumlusu termitler. Yukarıdaki cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak şekilde sıralandığında hangisi baştan ikinci olur? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. 12.
7.
(1) Alzheimer; yaşlılarda demansın en yaygın nedeni
olan, hafıza ve bilişsel işlevlerde kayıpla sonuçlanan
nörodejeneratif bir hastalık. (II) Hastalığın erken teşhi-
si için etkin bir yöntem geliştirilmesi önemli. (III) Çünkü
hastalığın şu ana kadar henüz tedavisi yoksa da geliş-
tirilmekte olan ilaçlar ne kadar erken uygulanırsa muh-
temelen o kadar etkili olacak. (IV) Erken teşhis ayrıca
hastalığın ilerleyişini yavaşlatmak için bireylerin yaşam
tarzlarında değişiklikler yapmasına da imkân verebilir.
(V) Alzheimer'in erken teşhisine yönelik olarak İtalya'da-
ki Bari Üniversitesinde bilim insanları beyindeki yapı-
sal değişiklikleri ayırt etmeye çalışırken bir yapay zekâ
algoritmasını geliştirdi.
Dil ve anlatım özellikleri dikkate alındığında bu par-
çadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağı-
dakilerden hangisi söylenemez?
A) I. cümlede akıcılık ilkesine uyulmamıştır.
B) II. cümle standart dil özelliği taşımaktadır.
C) III. cümlede duruluk ilkesi önemsenmemiştir
D) IV. cümlede somutlaya başvurulmuştur.
E) V. cümle açıklık ilkesiyle çelişmektedir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
7. (1) Alzheimer; yaşlılarda demansın en yaygın nedeni olan, hafıza ve bilişsel işlevlerde kayıpla sonuçlanan nörodejeneratif bir hastalık. (II) Hastalığın erken teşhi- si için etkin bir yöntem geliştirilmesi önemli. (III) Çünkü hastalığın şu ana kadar henüz tedavisi yoksa da geliş- tirilmekte olan ilaçlar ne kadar erken uygulanırsa muh- temelen o kadar etkili olacak. (IV) Erken teşhis ayrıca hastalığın ilerleyişini yavaşlatmak için bireylerin yaşam tarzlarında değişiklikler yapmasına da imkân verebilir. (V) Alzheimer'in erken teşhisine yönelik olarak İtalya'da- ki Bari Üniversitesinde bilim insanları beyindeki yapı- sal değişiklikleri ayırt etmeye çalışırken bir yapay zekâ algoritmasını geliştirdi. Dil ve anlatım özellikleri dikkate alındığında bu par- çadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisi söylenemez? A) I. cümlede akıcılık ilkesine uyulmamıştır. B) II. cümle standart dil özelliği taşımaktadır. C) III. cümlede duruluk ilkesi önemsenmemiştir D) IV. cümlede somutlaya başvurulmuştur. E) V. cümle açıklık ilkesiyle çelişmektedir.
ci
i
20. Gurbet teması Türk şiirinde sıkça işlenmiştir. Halk şiirin-
de daha çok karşımıza çıkan bu temayı diyar diyar gez-
melerinden dolayı ozanların dilinden sıkça duyarız.
Erzurumlu Emrah'ın "Sevgilim hayal-i vuslatın beni /
Diyar-ı gurbette hayran gezdirir" dizelerinde görüldüğü
gibi gurbet, sevgiliyi bulmak için düşülen yol ve uğra-nan
şehirlerdir. Tasavvufi şiirlerde ise gurbet, hakikate erişme
arzusuyla vatandan ayrılıştır. Bunu da Yunus Emre'nin
ilahisinde açıkça görmekteyiz: Ben yürürüm ilden ile/
Dost sorarım dilden dile/ Gurbette hâlim kim bile/ Gel gör
beni aşk neyledi
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
Karşılaştırma yapılmıştır.
BÖrneklemeye başvurulmuştur.
C) Alıntıyla düşünce desteklenmiştir.
D) Benzetmelerden yararlanılmıştır.
Neden-sonuç ilgisi kurulmuştur.
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
ci i 20. Gurbet teması Türk şiirinde sıkça işlenmiştir. Halk şiirin- de daha çok karşımıza çıkan bu temayı diyar diyar gez- melerinden dolayı ozanların dilinden sıkça duyarız. Erzurumlu Emrah'ın "Sevgilim hayal-i vuslatın beni / Diyar-ı gurbette hayran gezdirir" dizelerinde görüldüğü gibi gurbet, sevgiliyi bulmak için düşülen yol ve uğra-nan şehirlerdir. Tasavvufi şiirlerde ise gurbet, hakikate erişme arzusuyla vatandan ayrılıştır. Bunu da Yunus Emre'nin ilahisinde açıkça görmekteyiz: Ben yürürüm ilden ile/ Dost sorarım dilden dile/ Gurbette hâlim kim bile/ Gel gör beni aşk neyledi Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? Karşılaştırma yapılmıştır. BÖrneklemeye başvurulmuştur. C) Alıntıyla düşünce desteklenmiştir. D) Benzetmelerden yararlanılmıştır. Neden-sonuç ilgisi kurulmuştur.
AKADEMI
Semsiye, güneş ve yağmurdan korunmak için tasarla-
narak üretilmiş bir araçtır. Kökeni çok eskilere dayanır.
Eldeki verilerden, ilk şemsiye kullanımının yağmuru az
güneşi bol Mezopotamya'da olduğu kabul edilmekte-
dir. Mısır, Yunan, Asur ve Çin antik sanat eserlerinde
de ellerinde şemsiyeler olan insan figürlerine rastlan-
maktadır. İlk su geçirmez şemsiyeler ise yağmurdan
korunmak için Çin'de üretilip kullanılmıştır. On altıncı
yüzyılda şemsiye Avrupa'da giyim kuşamı tamam-
layan çok popüler bir süs eşyası hâline gelmiştir. İlk
şemsiye dükkânı 1830'da, Londra'da açıldı. Uzun süre
şemsiye yapımında kullanılan iskeleti abanoz gibi sert,
eğilmesi ve kırılması zor ağaç dallarından oluşmaktay-
dı. Koruyucu kısmında ise çadır kumaşı ya da alpaka
kumaş kullanılıyordu. 1852'de Samuel Fost ilk çelik tel-
li şemsiyeyi üretti. Türkiye'de 1882 yılında, İstanbul'da
yaşayan Robenson adlı İngiliz'in üretime başlamasıyla
da ilk yerli yapım şemsiyeler kullanılmaya başlandı.
Bu parçada şemsiyeyle ilgili olarak aşağıdakilerin
hangisinden söz edilmemiştir?
A) Tarihsel geçmişinin oldukça eskilere dayandığın-
dan
B)
Hangi amaçlarla üretildiğinden
C) Ülkemizde ilk kez hangi tarihte kullanıldığından
D) Üretiminde hangi maddelerin kullanıldığından
E) Hangi işlevlerde kullanıldığından
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
AKADEMI Semsiye, güneş ve yağmurdan korunmak için tasarla- narak üretilmiş bir araçtır. Kökeni çok eskilere dayanır. Eldeki verilerden, ilk şemsiye kullanımının yağmuru az güneşi bol Mezopotamya'da olduğu kabul edilmekte- dir. Mısır, Yunan, Asur ve Çin antik sanat eserlerinde de ellerinde şemsiyeler olan insan figürlerine rastlan- maktadır. İlk su geçirmez şemsiyeler ise yağmurdan korunmak için Çin'de üretilip kullanılmıştır. On altıncı yüzyılda şemsiye Avrupa'da giyim kuşamı tamam- layan çok popüler bir süs eşyası hâline gelmiştir. İlk şemsiye dükkânı 1830'da, Londra'da açıldı. Uzun süre şemsiye yapımında kullanılan iskeleti abanoz gibi sert, eğilmesi ve kırılması zor ağaç dallarından oluşmaktay- dı. Koruyucu kısmında ise çadır kumaşı ya da alpaka kumaş kullanılıyordu. 1852'de Samuel Fost ilk çelik tel- li şemsiyeyi üretti. Türkiye'de 1882 yılında, İstanbul'da yaşayan Robenson adlı İngiliz'in üretime başlamasıyla da ilk yerli yapım şemsiyeler kullanılmaya başlandı. Bu parçada şemsiyeyle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir? A) Tarihsel geçmişinin oldukça eskilere dayandığın- dan B) Hangi amaçlarla üretildiğinden C) Ülkemizde ilk kez hangi tarihte kullanıldığından D) Üretiminde hangi maddelerin kullanıldığından E) Hangi işlevlerde kullanıldığından
D)
gişik du
Karşılaştırma
I-
algılanabilen ayrıntılar vardır.
✓
vardır.
12. 1. Ancak yaşam lunaparklardaki tren yolları gibi inişler ve
2
çıkışlarla dolu.
II. Modern psikoloji bilimi mutluluğu çoğunlukla yanlış
yerlerde aradığımızı, aslında mutlu olmanın elimizde
olduğunu söylüyor.
III. Fakat ne aşırı mutluluklar ne de aşırı mutsuzluklar son-
suza kadar bizimle kalıyor.
s
IV. Kimi zaman mutluluktan uçuyor, kimi zaman üzüntünün,
acının ve kederin derinliklerinde kaybolup gidiyoruz.
V. Hepimiz mutlu bir yaşam sürmek istiyoruz.
Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluş-
turacak şekilde sıralandığında hangisi dışarıda kalır?
A) 1.
D) IV.
TÜRKÇE
B) II.
C) III.
E) V.
3
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
D) gişik du Karşılaştırma I- algılanabilen ayrıntılar vardır. ✓ vardır. 12. 1. Ancak yaşam lunaparklardaki tren yolları gibi inişler ve 2 çıkışlarla dolu. II. Modern psikoloji bilimi mutluluğu çoğunlukla yanlış yerlerde aradığımızı, aslında mutlu olmanın elimizde olduğunu söylüyor. III. Fakat ne aşırı mutluluklar ne de aşırı mutsuzluklar son- suza kadar bizimle kalıyor. s IV. Kimi zaman mutluluktan uçuyor, kimi zaman üzüntünün, acının ve kederin derinliklerinde kaybolup gidiyoruz. V. Hepimiz mutlu bir yaşam sürmek istiyoruz. Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluş- turacak şekilde sıralandığında hangisi dışarıda kalır? A) 1. D) IV. TÜRKÇE B) II. C) III. E) V. 3
Dene
3-5. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Türk edebiyatı güçlü bir roman ve öykü
damarına sahip. Avrupa'nın çok ilerisinde canlı
bir şiir ortamımız var. Fakat has edebiyatın sesi,
hiçbir zaman yükselmiyor. Batı'nın üçüncü sınıf
romanları, büyük ve önemli bir edebiyat olayı
sayılarak yüzergezer okurun iştahına sunuluyor.
Böylece düşünen, anlayan, sorgulayan okurun
yerini, "kitap tüketen" canlılar alıyor. Okuma
serüvenine ihtiyaçlar ve dilden alınacak lezzetler
yerine hangi besini ne kadar tüketeceğimizi
salık veren beslenme uzmanları gibi, hangi
kitapları tüketeceğimizi belirleyen yayın
gurmeleri" karar veriyor. Bu da muhalif,
sorgulayıcı, ahlaki bir tavır oluşturmaya çalışan
gerçek edebiyatın üstünü adamakıllı örtüyor.
3. Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili
olarak bu parçada yakınılan durumlardan biri
değildir?
A) Batı'nın edebiyat değeri düşük eserlerinin
bize nitelikli eserlermiş gibi şunulması
B) Gittikçe okurların niteliğinin düşerek değişmesi
C) Yayınevlerinin okurları nitelikli eserler
konusunda yanıltması
D) Günümüzde kitap okurlarının sayısının
giderek azalması
E) Gerçek edebiyatın niteliksiz eserlerin
gölgesinde kalması ✓
Bu parçada geçen "yayın gurmeleri" sözüyle
yayınevleriyle ilgili vurgulanmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Basılacak kitapların maddi olarak getiri
sağlamasını beklemeleri
BOkurlara fayda sağlayacağı düşünülen
kitaplara karar vermeleri
Yayınevlerini, bastıkları kitap sayılarına göre
değerlendirmeleri
D) Kaliteli kitaplardan çok para getiren kitapları
basmaya özen göstermeleri
Yazarlara gereken kıymeti ve ekonomik
desteği vermemeleri
thik Deneme
tonguç kampüs
82
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Dene 3-5. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Türk edebiyatı güçlü bir roman ve öykü damarına sahip. Avrupa'nın çok ilerisinde canlı bir şiir ortamımız var. Fakat has edebiyatın sesi, hiçbir zaman yükselmiyor. Batı'nın üçüncü sınıf romanları, büyük ve önemli bir edebiyat olayı sayılarak yüzergezer okurun iştahına sunuluyor. Böylece düşünen, anlayan, sorgulayan okurun yerini, "kitap tüketen" canlılar alıyor. Okuma serüvenine ihtiyaçlar ve dilden alınacak lezzetler yerine hangi besini ne kadar tüketeceğimizi salık veren beslenme uzmanları gibi, hangi kitapları tüketeceğimizi belirleyen yayın gurmeleri" karar veriyor. Bu da muhalif, sorgulayıcı, ahlaki bir tavır oluşturmaya çalışan gerçek edebiyatın üstünü adamakıllı örtüyor. 3. Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu parçada yakınılan durumlardan biri değildir? A) Batı'nın edebiyat değeri düşük eserlerinin bize nitelikli eserlermiş gibi şunulması B) Gittikçe okurların niteliğinin düşerek değişmesi C) Yayınevlerinin okurları nitelikli eserler konusunda yanıltması D) Günümüzde kitap okurlarının sayısının giderek azalması E) Gerçek edebiyatın niteliksiz eserlerin gölgesinde kalması ✓ Bu parçada geçen "yayın gurmeleri" sözüyle yayınevleriyle ilgili vurgulanmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Basılacak kitapların maddi olarak getiri sağlamasını beklemeleri BOkurlara fayda sağlayacağı düşünülen kitaplara karar vermeleri Yayınevlerini, bastıkları kitap sayılarına göre değerlendirmeleri D) Kaliteli kitaplardan çok para getiren kitapları basmaya özen göstermeleri Yazarlara gereken kıymeti ve ekonomik desteği vermemeleri thik Deneme tonguç kampüs 82
dişli olmadığı ve
la eğip bükmediği
anamaz. (11) Şair,
zullanarak topluma
ra kadar inmeli ve
azmi kadar toplu-
na girmelidir. (111)
rine getirirken de
at etmeli, toplum-
e işlerken şiirini
dır. (IV) Çünkü
ini yerine geti-
plumun sanatsal
bir dil işçisidir.
işçiliği yapmak
numaralandı-
olarak aşağıda
isi yanlıştır?
fadeler kullanıl-
ırmadan yarar-
de bulunulmuş-
ma yapılmıştır.
dan bahsedil-
10. (1) Modernizm, pek çok edebiyat tarih-
çisine göre 1880'lerin sonlarından baş
layarak İkinci Dünya Savaşı'nın patlak
verişine kadar sürmüş bir zaman dili-
mini kapsayan özel bir dönemdir. (1)
Modern şiir, gelenekten kopuşu sağla-
mak için çıkmış, sanat dalları ve ede-
biyatta yenilikçi deyişler, olağan dışı
sunum teknikleri ve yepyeni söyleme
biçimleriyle yaratma etkinliğine yeni bir
soluk kazandırmış bir sanat akımıdır.
(III) Modern şiirin anlamı örtmek, gizle-
mek istediği konusunda edebiyat eleş-
tirmenlerinin çoğu görüş birliği içindedir.
(IV) Modern şiirin anlam kapalılığından
kaynaklanan okurla mesafeli durma özel-
liği, şiirimizde İkinci Yeni hareketinin en
çok eleştirilen yönlerinden biri olmuştur.
(V) "Modern şiiri modern' yapan öge,
şairin dünyaya gösterdiği organik tep-
kidir." diyen Ismet Özel, İkinci Yeni'nin
doğrudan doğruya şairin yaradılışından
aldığı güçle dünyaya yönelttiği sorunun
bir gereği olarak ortaya çıktığının bir türlü
anlaşılamadığını savunmaktadır.
Yukarıdaki paragrafta numaralandı-
rılmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda
verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede tanımlamaya başvurul-
muştur.
B) II. cümlede neden- sonuç ilişkisin-
den yararlanılmıştır.
C) II. cümlede, belli bir zümrenin
modern şiir hakkındaki düşüncesi
belirtilmiştir.
D) IV. cümlede karşılaştırma yapılmıştır.
yapılmıştır.
EV. cümlede, tanık göstermeden
yararlanılmıştır.
11.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
dişli olmadığı ve la eğip bükmediği anamaz. (11) Şair, zullanarak topluma ra kadar inmeli ve azmi kadar toplu- na girmelidir. (111) rine getirirken de at etmeli, toplum- e işlerken şiirini dır. (IV) Çünkü ini yerine geti- plumun sanatsal bir dil işçisidir. işçiliği yapmak numaralandı- olarak aşağıda isi yanlıştır? fadeler kullanıl- ırmadan yarar- de bulunulmuş- ma yapılmıştır. dan bahsedil- 10. (1) Modernizm, pek çok edebiyat tarih- çisine göre 1880'lerin sonlarından baş layarak İkinci Dünya Savaşı'nın patlak verişine kadar sürmüş bir zaman dili- mini kapsayan özel bir dönemdir. (1) Modern şiir, gelenekten kopuşu sağla- mak için çıkmış, sanat dalları ve ede- biyatta yenilikçi deyişler, olağan dışı sunum teknikleri ve yepyeni söyleme biçimleriyle yaratma etkinliğine yeni bir soluk kazandırmış bir sanat akımıdır. (III) Modern şiirin anlamı örtmek, gizle- mek istediği konusunda edebiyat eleş- tirmenlerinin çoğu görüş birliği içindedir. (IV) Modern şiirin anlam kapalılığından kaynaklanan okurla mesafeli durma özel- liği, şiirimizde İkinci Yeni hareketinin en çok eleştirilen yönlerinden biri olmuştur. (V) "Modern şiiri modern' yapan öge, şairin dünyaya gösterdiği organik tep- kidir." diyen Ismet Özel, İkinci Yeni'nin doğrudan doğruya şairin yaradılışından aldığı güçle dünyaya yönelttiği sorunun bir gereği olarak ortaya çıktığının bir türlü anlaşılamadığını savunmaktadır. Yukarıdaki paragrafta numaralandı- rılmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede tanımlamaya başvurul- muştur. B) II. cümlede neden- sonuç ilişkisin- den yararlanılmıştır. C) II. cümlede, belli bir zümrenin modern şiir hakkındaki düşüncesi belirtilmiştir. D) IV. cümlede karşılaştırma yapılmıştır. yapılmıştır. EV. cümlede, tanık göstermeden yararlanılmıştır. 11.
in or
(1) Sanat, insanoğlunun kendini ifade
etme ve dünyayı şekillendirmesidir âdeta.
(II) Mısır, Antik Çağ'da en görkemli sanat
eserlerini ortaya koyan medeniyetlerden-
dir. (III) Özellikle plastik sanatların geliş-
Atiği bu dönemde Firavun ve Tanrıları;
vasıfları, işlev alanları ve egemenlik-
leriyle tasvir edebilmek için inanılmaz
boyutlarda yapılan heykellere rastlamak-
tayız. (IV) Neolitik Dönem'de karşımıza
çıkan duvar resimleri Mısır uygarlığında
daha da geliştirilmiş; hiyeroglifler, boyut-
lu insan ve cisim resimleriyle görkem-
li hâle getirilmiştir. (V) Bununla birlikte
Mısır sanatında zengin bir ikonografyaya
rastlanmaktadır. Başında güneşi taşıyan
Hathor Tanrıçası, doğan güneşin tanrısı
Khepri'ye ait olan Skarabeus böceği gibi.
Yukarıdaki paragrafta numaralandı-
rılmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda
verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, tanımlamaya başvurul-
muştur.
U
PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTIKLES
B) II. cümlede, karşılaştırma yapılmıştır.
C) III. cümlede, neden - sonuç ilişkisin-
den yararlanılmıştır.
D) IV. cümlede, duvar resimlerinin geli-
şiminden bahsedilmiştir.
E) V. cümlede örneklendirmeden yarar-
lanılmıştır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
in or (1) Sanat, insanoğlunun kendini ifade etme ve dünyayı şekillendirmesidir âdeta. (II) Mısır, Antik Çağ'da en görkemli sanat eserlerini ortaya koyan medeniyetlerden- dir. (III) Özellikle plastik sanatların geliş- Atiği bu dönemde Firavun ve Tanrıları; vasıfları, işlev alanları ve egemenlik- leriyle tasvir edebilmek için inanılmaz boyutlarda yapılan heykellere rastlamak- tayız. (IV) Neolitik Dönem'de karşımıza çıkan duvar resimleri Mısır uygarlığında daha da geliştirilmiş; hiyeroglifler, boyut- lu insan ve cisim resimleriyle görkem- li hâle getirilmiştir. (V) Bununla birlikte Mısır sanatında zengin bir ikonografyaya rastlanmaktadır. Başında güneşi taşıyan Hathor Tanrıçası, doğan güneşin tanrısı Khepri'ye ait olan Skarabeus böceği gibi. Yukarıdaki paragrafta numaralandı- rılmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede, tanımlamaya başvurul- muştur. U PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTIKLES B) II. cümlede, karşılaştırma yapılmıştır. C) III. cümlede, neden - sonuç ilişkisin- den yararlanılmıştır. D) IV. cümlede, duvar resimlerinin geli- şiminden bahsedilmiştir. E) V. cümlede örneklendirmeden yarar- lanılmıştır.
1.
TYT
1. Bu testte 27 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz
3. İdeal çözme süreniz 32 dk.
Çözdüğünüz süre.
2.
Şiirde bazı kelimelerin lügat manalarını aramak ben-
ce lüzumsuzdur. Çünkü şiir kelimelerin bir araya gel-
mesinden hasıl olan bir kelimeden başka bir şey de-
ğildir. Bir tek kelime, hecelere ayrıldığı zaman, nasıl
o heceler başlı başına bir mana ifade etmezse, şiir-
de teker teker kelimelerin manaları ile uğraşmak
beyhudedir. Şiir, tıpkı hayatta olduğu gibi müşahhas
malzeme ile mücerret bir âlem yaratmaktır.
PARAGRAF TES
Bu parçanın bütünü gözetildiğinde altı çizili söz
öbeği yerine aşağıdakilerden hangisi getirilebi-
lir?
A) Soyut
D) İmge
B) Duygu
E Gerçek
Tasarı
Montaigne, "Ah, keşke Paris'in sebze pazarında kul-
lanılan sözcüklerle konuşabilsem..." der bir dene-
monindo düsünce ortamında Montaigne, bir an-
dk.
3.
YAYINLARI
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. TYT 1. Bu testte 27 soru vardır. 2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz 3. İdeal çözme süreniz 32 dk. Çözdüğünüz süre. 2. Şiirde bazı kelimelerin lügat manalarını aramak ben- ce lüzumsuzdur. Çünkü şiir kelimelerin bir araya gel- mesinden hasıl olan bir kelimeden başka bir şey de- ğildir. Bir tek kelime, hecelere ayrıldığı zaman, nasıl o heceler başlı başına bir mana ifade etmezse, şiir- de teker teker kelimelerin manaları ile uğraşmak beyhudedir. Şiir, tıpkı hayatta olduğu gibi müşahhas malzeme ile mücerret bir âlem yaratmaktır. PARAGRAF TES Bu parçanın bütünü gözetildiğinde altı çizili söz öbeği yerine aşağıdakilerden hangisi getirilebi- lir? A) Soyut D) İmge B) Duygu E Gerçek Tasarı Montaigne, "Ah, keşke Paris'in sebze pazarında kul- lanılan sözcüklerle konuşabilsem..." der bir dene- monindo düsünce ortamında Montaigne, bir an- dk. 3. YAYINLARI
ÇİMLERİ VE DÜŞÜNCEYİ
YOLLARI
3.
TEST
3
Irmağa giden yol, kasabadan kurtulunca, göz alabildiğine
uzanan sayısız şeftali bahçeleri arasından geçerdi. Haziran
içinde bile taşkın dere yataklarının çamurlu, ıslak tuttuğu bu
gölgeli yerlerde otlar bütün bir yaz mevsimi hep yemyeşil ka-
lır, kızgın güneş, ağaçların tepelerinde meyveleri pişirirken
rutubetli toprakta birbiri arkasına yoncalar fışkınır, çayırlar ka-
barırdı. Sulanın serinliği, taze ot kokusu, gölgelik ve bereket
içinde neşeli bir bahar, bu bahçelerde ta kışa kadar uzayıp
giderdi
Ber parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söyle-
hemez?
A) Örneklerden yararlanılmıştır.
B) Pekiştirme kullanılmışur.
C) Kişileştirme yapılmıştır.
D) Betimleyici ögelere yer verilmiştir
E) Farklı duyularla ilgili ayrıntılara yer verilmiştir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ÇİMLERİ VE DÜŞÜNCEYİ YOLLARI 3. TEST 3 Irmağa giden yol, kasabadan kurtulunca, göz alabildiğine uzanan sayısız şeftali bahçeleri arasından geçerdi. Haziran içinde bile taşkın dere yataklarının çamurlu, ıslak tuttuğu bu gölgeli yerlerde otlar bütün bir yaz mevsimi hep yemyeşil ka- lır, kızgın güneş, ağaçların tepelerinde meyveleri pişirirken rutubetli toprakta birbiri arkasına yoncalar fışkınır, çayırlar ka- barırdı. Sulanın serinliği, taze ot kokusu, gölgelik ve bereket içinde neşeli bir bahar, bu bahçelerde ta kışa kadar uzayıp giderdi Ber parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söyle- hemez? A) Örneklerden yararlanılmıştır. B) Pekiştirme kullanılmışur. C) Kişileştirme yapılmıştır. D) Betimleyici ögelere yer verilmiştir E) Farklı duyularla ilgili ayrıntılara yer verilmiştir.
Cemrenin kelime karşılığı, kor hâlindeki ateştir. Meteorolojik
bir olay olarak da bilinen cemre, ilkbahardan önce birer haf-
ta aralıkla havaya, suya ve toprağa düştüğüne inanılan isiti-
a güç veya sıcaklık yükselmesidir. Baharın müjdecisi olan
cemre üç tanedir. Birinci cemre havaya (19-20 Şubat), ikinci
cemre suya (26-27 Şubat) ve üçüncü cemre de toprağa (5-6
Mart) düşer. Inanışa göre her cemrenin düşüşüyle hava si-
caklığı artar. Bu, sanılanın aksine güneş ışınlarının atmosferi
doğrudan isitması değildir. Yer yüzeyi, güneş ışınlarını yuta-
rak önce kendi sınır, sonra atmosferi ısıtır. Yoksa cemrede
inanıldığı gibi hava, yukarıdan aşağıya değil; aşağıdan yuka-
nya doğru ısınır.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
B) Tartışma
A) Tanımlama
C) Kişileştirme
ET Betimleme
D) Açıklama
5.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Cemrenin kelime karşılığı, kor hâlindeki ateştir. Meteorolojik bir olay olarak da bilinen cemre, ilkbahardan önce birer haf- ta aralıkla havaya, suya ve toprağa düştüğüne inanılan isiti- a güç veya sıcaklık yükselmesidir. Baharın müjdecisi olan cemre üç tanedir. Birinci cemre havaya (19-20 Şubat), ikinci cemre suya (26-27 Şubat) ve üçüncü cemre de toprağa (5-6 Mart) düşer. Inanışa göre her cemrenin düşüşüyle hava si- caklığı artar. Bu, sanılanın aksine güneş ışınlarının atmosferi doğrudan isitması değildir. Yer yüzeyi, güneş ışınlarını yuta- rak önce kendi sınır, sonra atmosferi ısıtır. Yoksa cemrede inanıldığı gibi hava, yukarıdan aşağıya değil; aşağıdan yuka- nya doğru ısınır. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? B) Tartışma A) Tanımlama C) Kişileştirme ET Betimleme D) Açıklama 5.
7. Anadolu halkının bir ruhu vardı, nüfuz
edemedin. Bir kafası vardı, aydınlatamadın. Bir
vücudu vardı, besleyemedin. Üstünde yaşadığı
bir toprak vardı, işletemedin. Onu; cehaletin,
yoksulluğun ve kıtlığın elinde bıraktın. O, kati
toprakla kuru göğün arasında bir yabani ot gibi
bitti. Şimdi elinde orak, buraya hasada
gelmişsin! Ne ektin ki ne biçeceksin.
Aşağıdaki cümlelerden hangisi bu parçada
anlatılmak isteneni en iyi ifade eder?
A) Etme bulma dünyası
burası
burası, insan her ne
yaptıysa mutlaka onun karşılığını görür.
B) İnsan, kendisine yapılmasını istemediği bir
davranışı başkasına da yapmamalı.
Q
Mekânlara değer katan üzerinde yaşayan
insan topluluklarıdır.
D) İnsanlar yöneticilerini takip eder, onların
izinden yürür.
E) Eğitime yapılan yatırımların karşılığı uzun
vadede alınır.
TRE
ragrafik
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
7. Anadolu halkının bir ruhu vardı, nüfuz edemedin. Bir kafası vardı, aydınlatamadın. Bir vücudu vardı, besleyemedin. Üstünde yaşadığı bir toprak vardı, işletemedin. Onu; cehaletin, yoksulluğun ve kıtlığın elinde bıraktın. O, kati toprakla kuru göğün arasında bir yabani ot gibi bitti. Şimdi elinde orak, buraya hasada gelmişsin! Ne ektin ki ne biçeceksin. Aşağıdaki cümlelerden hangisi bu parçada anlatılmak isteneni en iyi ifade eder? A) Etme bulma dünyası burası burası, insan her ne yaptıysa mutlaka onun karşılığını görür. B) İnsan, kendisine yapılmasını istemediği bir davranışı başkasına da yapmamalı. Q Mekânlara değer katan üzerinde yaşayan insan topluluklarıdır. D) İnsanlar yöneticilerini takip eder, onların izinden yürür. E) Eğitime yapılan yatırımların karşılığı uzun vadede alınır. TRE ragrafik