Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

e bir
ce
ar.
dir,
7
se
Bir
dığı
■,
ti
gibi
da
ne
bir
8.
"Muhteşem bir şey. Sanki büyük bir
laboratuvar!" diyordu komşum gördüğü serayı
imrenerek anlatırken. "Her şey bilgisayar
kontrolünde. İçeride ne rüzgâr ne güneş ne de
toprak var! Domatesler su kültüründe yetişiyor.
Bizim tarladan aldığımız verimin on katını
alıyorlar neredeyse." Komşumun bu sözlerine
oldukça şaşırdım. Hâlbuki bugünlerde sıkça
sorulan "Nerede o mis gibi kokan güzelim
domatesler?" sorusunun gerisinde, "Bir
zamanlar yaşadığımız doğa nerede?" kaygısı
olmalı. Binlerce yıldır doğanın dengesi, çeşitli
müdahalelerle bozuluyor. ----
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına
göre, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Cünkü üretici için öncelik, ürettiği ürünün
sağlıklı ve besleyici olması değil; verimi, raf
ömrü ve albenisi oluyor.
B) Doğanın dengesinin bozulması karşısında
insan olarak takındığımız tavır çok şaşırtıcı;
kiminin yerden yere vurduğu bir olguyu,
kimilerimiz de göklere çıkarabiliyor.
C) Her şeyin güzelinin geçmişte kaldığını
düşünen insanoğlu bu kez başlıyor kara
kara düşünmeye, yapılan hataların
muhasebesini yapmaya kalkınca da önüne
içinden çıkılması zor bir hesap çıkıyor.
D) Bu nedenle ürünlerde kullanan teknolojinin
her geçen gün ilerlemesi insanlara çeşitlilik
sunuyor, böylece eskinin yokluk dolu
günlerine duyulan özlem giderek azalıyor.
E) Böylece bir ürün üretimden tezgâha gelene
kadar tazeliğini ve doğallığını yitirmiş oluyor,
bu kez insanların hayıflanmaları başlıyor.
tonguç kampüs-
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
e bir ce ar. dir, 7 se Bir dığı ■, ti gibi da ne bir 8. "Muhteşem bir şey. Sanki büyük bir laboratuvar!" diyordu komşum gördüğü serayı imrenerek anlatırken. "Her şey bilgisayar kontrolünde. İçeride ne rüzgâr ne güneş ne de toprak var! Domatesler su kültüründe yetişiyor. Bizim tarladan aldığımız verimin on katını alıyorlar neredeyse." Komşumun bu sözlerine oldukça şaşırdım. Hâlbuki bugünlerde sıkça sorulan "Nerede o mis gibi kokan güzelim domatesler?" sorusunun gerisinde, "Bir zamanlar yaşadığımız doğa nerede?" kaygısı olmalı. Binlerce yıldır doğanın dengesi, çeşitli müdahalelerle bozuluyor. ---- Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Cünkü üretici için öncelik, ürettiği ürünün sağlıklı ve besleyici olması değil; verimi, raf ömrü ve albenisi oluyor. B) Doğanın dengesinin bozulması karşısında insan olarak takındığımız tavır çok şaşırtıcı; kiminin yerden yere vurduğu bir olguyu, kimilerimiz de göklere çıkarabiliyor. C) Her şeyin güzelinin geçmişte kaldığını düşünen insanoğlu bu kez başlıyor kara kara düşünmeye, yapılan hataların muhasebesini yapmaya kalkınca da önüne içinden çıkılması zor bir hesap çıkıyor. D) Bu nedenle ürünlerde kullanan teknolojinin her geçen gün ilerlemesi insanlara çeşitlilik sunuyor, böylece eskinin yokluk dolu günlerine duyulan özlem giderek azalıyor. E) Böylece bir ürün üretimden tezgâha gelene kadar tazeliğini ve doğallığını yitirmiş oluyor, bu kez insanların hayıflanmaları başlıyor. tonguç kampüs-
(1) Daha otuz yaşına gelmeden, dil bilim alanında-
kl çalışmalarıyla bir anlamda devrim yapan Noam
Chomsky, dilde cümlelerin oluşturuluşunu kesin bir
biçimde açıklayan matematiksel kurallar ortaya koy-
maya çalışmıştır. (II) Öyle kurallar ki bir makine bile
sadece onları kullanarak cümle üretebilsin. (III) Çünkü
Chomsky, zihinsel özelliklerin, Insanların eylemlerini,
özellikle konuşma eylemini açıklamada çok önemli ol-
duğuna inanmıştı. (IV) Ne var kl bu düşünce, 1950'le-
rin psikologları arasında Chomsky'nin bir bilim insa-
nında bulunması gereken niteliklerin hepsine sahip
olmadığı görüşünü yaygınlaştırmıştı. (V) Chomsky'yi
deneyler yapmadığı ve doğayı yakından gözlemleme-
diği için, daha çok, bir filozof ve bir matematikçi olarak
nitelendiriyorlardı. (VI) 1940'li ve 1950'li yıllarda, zihin
konusundaki farklı düşünceler hakkında Chomsky lle
Amerika'nın en etkili psikoloğu kabul edilen Skinner
arasında ünlü bir tartışma yaşandı. VI Skinner, dilin,
tümüyle çevrenin şekillendirdiği bir alışkanlıklar bütü-
nü olduğunu, konuşmayı açıklamak için içsel özellik-
lere ilişkin kurallara gerek olmadığını iddia ediyordu.
(VIII) Chomsky, Skinner'ın bu görüşlerini eleştiren ya-
zılarıyla onun psikoloji alanındaki yerinin sarsılmasına
yol açtı. (IX) O dönemden sonra psikoloji, zihinsel ku-
rallarla derinden ilgilenmeye başladı ama popüler ba-
sın, bir süre daha Skinner'ı Amerika'nın psikoloji devi
olarak yansıtmaya devam etti.
57. Bu parçada sözü edilen bilim insanlarının savun-
dukları bilimsel görüşler aşağıdakilerin hangisin-
de verilmiştir?
A) II. ve V.
B) III. ve VII. C) IV. ve VIII.
E) VI. ve VII.
D) V. ve IX.
68. Bu parçaya göre Skinner'ın aşağıdakilerden hangl-
sinl savunması beklenir?
A) Dil öğrenmenin hem blyolojik hem de psikolojik
yönü olduğunu
B) Zekâ seviyesindeki farklılıkların konuşmaya baş-
lama zamanını etkileyeceğini
C) Konuşma becerisini ruhsal etkenlerin yönlendir-
diğini
D) Aynı koşullarda yetişen çocukların dil becerileri-
nin de aynı olacağını
Dil öğrenme mekanizmasının, zamanı gelince
kendiliğinden harekete geçtiğini
PEGEM AKADEMİ-
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
(1) Daha otuz yaşına gelmeden, dil bilim alanında- kl çalışmalarıyla bir anlamda devrim yapan Noam Chomsky, dilde cümlelerin oluşturuluşunu kesin bir biçimde açıklayan matematiksel kurallar ortaya koy- maya çalışmıştır. (II) Öyle kurallar ki bir makine bile sadece onları kullanarak cümle üretebilsin. (III) Çünkü Chomsky, zihinsel özelliklerin, Insanların eylemlerini, özellikle konuşma eylemini açıklamada çok önemli ol- duğuna inanmıştı. (IV) Ne var kl bu düşünce, 1950'le- rin psikologları arasında Chomsky'nin bir bilim insa- nında bulunması gereken niteliklerin hepsine sahip olmadığı görüşünü yaygınlaştırmıştı. (V) Chomsky'yi deneyler yapmadığı ve doğayı yakından gözlemleme- diği için, daha çok, bir filozof ve bir matematikçi olarak nitelendiriyorlardı. (VI) 1940'li ve 1950'li yıllarda, zihin konusundaki farklı düşünceler hakkında Chomsky lle Amerika'nın en etkili psikoloğu kabul edilen Skinner arasında ünlü bir tartışma yaşandı. VI Skinner, dilin, tümüyle çevrenin şekillendirdiği bir alışkanlıklar bütü- nü olduğunu, konuşmayı açıklamak için içsel özellik- lere ilişkin kurallara gerek olmadığını iddia ediyordu. (VIII) Chomsky, Skinner'ın bu görüşlerini eleştiren ya- zılarıyla onun psikoloji alanındaki yerinin sarsılmasına yol açtı. (IX) O dönemden sonra psikoloji, zihinsel ku- rallarla derinden ilgilenmeye başladı ama popüler ba- sın, bir süre daha Skinner'ı Amerika'nın psikoloji devi olarak yansıtmaya devam etti. 57. Bu parçada sözü edilen bilim insanlarının savun- dukları bilimsel görüşler aşağıdakilerin hangisin- de verilmiştir? A) II. ve V. B) III. ve VII. C) IV. ve VIII. E) VI. ve VII. D) V. ve IX. 68. Bu parçaya göre Skinner'ın aşağıdakilerden hangl- sinl savunması beklenir? A) Dil öğrenmenin hem blyolojik hem de psikolojik yönü olduğunu B) Zekâ seviyesindeki farklılıkların konuşmaya baş- lama zamanını etkileyeceğini C) Konuşma becerisini ruhsal etkenlerin yönlendir- diğini D) Aynı koşullarda yetişen çocukların dil becerileri- nin de aynı olacağını Dil öğrenme mekanizmasının, zamanı gelince kendiliğinden harekete geçtiğini PEGEM AKADEMİ-
Buton
Hul
Hani bazen herkese olur, kendinize çok yakın bir
şeylerle karşılaştığınızı hissedersiniz. Çocukluğu-
nuza, hatırlamadığınız zamanlara dair bir şeylere
temas ediyor gibidir bazı ayrıntılar. Çocukluktan
büyüklüğe, aslında büyüme gerçekliğinin bilindiği
geleceğe ilintilenecek çocuksu düşlerin her dönem-
de yaşatılabilme çabası ile hayata ve sanata atılma-
nın heyecanı... Galiba bazılarımız her döneminde
kâğıttan bir âlemde gezip dolaşmayı düşünür ve
yaşar. Ağaçların, evlerin, arabaların, ceylanların,
iplerin, sümüklü böceklerin, tencerelerin, tavaların,
çaydanlıkların, kalemlerin hep kâğıttan olduğu bir
dünya... Kâğıt çok tuhaf bir malzeme. Hem çok
dayanıksız hem de her şeyden daha çok dayanıklı.
Bu sözleri söyleyen kişinin anlatmak istediği
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazar çocuksu düşleri kâğıda dökerek yaşar.
B) Bazı olayları unutmak aslında mümkün değildir.
C) Her yazarın anlatacağı bir şeyler mutlaka olma-
lıdır.
D) Dayanıksız kâğıttan kurulan hayaller yıkılmaya
mahkûmdur.
E) İnsan hayalinin ötesinde bir şey yazamaz, yapa-
maz.
Sanatçı yeni sergisinde yine neşterlerle son derece
sabırlı ve titiz bir şekilde kesip biçtiği çeşitli kâğıtları
kullanarak hem doğa hem de şehir dokusunu işle-
rine taşıyor. Bu sefer hir önnkri
7.
8.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Buton Hul Hani bazen herkese olur, kendinize çok yakın bir şeylerle karşılaştığınızı hissedersiniz. Çocukluğu- nuza, hatırlamadığınız zamanlara dair bir şeylere temas ediyor gibidir bazı ayrıntılar. Çocukluktan büyüklüğe, aslında büyüme gerçekliğinin bilindiği geleceğe ilintilenecek çocuksu düşlerin her dönem- de yaşatılabilme çabası ile hayata ve sanata atılma- nın heyecanı... Galiba bazılarımız her döneminde kâğıttan bir âlemde gezip dolaşmayı düşünür ve yaşar. Ağaçların, evlerin, arabaların, ceylanların, iplerin, sümüklü böceklerin, tencerelerin, tavaların, çaydanlıkların, kalemlerin hep kâğıttan olduğu bir dünya... Kâğıt çok tuhaf bir malzeme. Hem çok dayanıksız hem de her şeyden daha çok dayanıklı. Bu sözleri söyleyen kişinin anlatmak istediği aşağıdakilerden hangisidir? A) Yazar çocuksu düşleri kâğıda dökerek yaşar. B) Bazı olayları unutmak aslında mümkün değildir. C) Her yazarın anlatacağı bir şeyler mutlaka olma- lıdır. D) Dayanıksız kâğıttan kurulan hayaller yıkılmaya mahkûmdur. E) İnsan hayalinin ötesinde bir şey yazamaz, yapa- maz. Sanatçı yeni sergisinde yine neşterlerle son derece sabırlı ve titiz bir şekilde kesip biçtiği çeşitli kâğıtları kullanarak hem doğa hem de şehir dokusunu işle- rine taşıyor. Bu sefer hir önnkri 7. 8.
Yaşamım boyunca düşünce mücevherleri biriktirdim binlerce ki-
taptan. Binlerce kişi okudum; yolculukta, kahvede, işte... Binler-
ce ağaç okudum, çiçek okudum, yaprak okudum. Binlerce rüya
okudum sonra, karman çormanken anlamını çıkardım kendim-
ce. Binlerce olay okudum, sonunu kimsenin bilmediği. İşte beni
bunun için hemen anlamalısın. Çünkü ben kitap değilim çünkü
ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılma-
ya mecburum. Ben Oğuz Atay'ım.
Bu parçada kendisinden böyle söz eden kişi aşağıdakilerden
hangisiyle nitelendirilemez?
A) Birikimlerinin yaşarken anlaşılmasını isteyen
B) Sonu belli olmayan olayları kendince anlamlandıran
C) Kitapların güzel içeriklerini belleğine aldığını düşünen
D)-Oldukça fazla sayıda düş yorumları yapan
E) Birikimlerini yaşarken kitap hâline getirmeyen
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Yaşamım boyunca düşünce mücevherleri biriktirdim binlerce ki- taptan. Binlerce kişi okudum; yolculukta, kahvede, işte... Binler- ce ağaç okudum, çiçek okudum, yaprak okudum. Binlerce rüya okudum sonra, karman çormanken anlamını çıkardım kendim- ce. Binlerce olay okudum, sonunu kimsenin bilmediği. İşte beni bunun için hemen anlamalısın. Çünkü ben kitap değilim çünkü ben öldükten sonra kimse beni okuyamaz, yaşarken anlaşılma- ya mecburum. Ben Oğuz Atay'ım. Bu parçada kendisinden böyle söz eden kişi aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilemez? A) Birikimlerinin yaşarken anlaşılmasını isteyen B) Sonu belli olmayan olayları kendince anlamlandıran C) Kitapların güzel içeriklerini belleğine aldığını düşünen D)-Oldukça fazla sayıda düş yorumları yapan E) Birikimlerini yaşarken kitap hâline getirmeyen
V
2. Taş işçiliğinin nadide örneklerini barındıran ve 1685-
1784 yılları arasında tamamlanan İshak Paşa Sarayı,
Doğubayazıt (Ağrı) sınırları içerisinde yer alıyor. Bir
dağın yamacındaki dik ve kayalık zemin üzerine inşa
edildiğinden uzaktan daha çok bir kaleyi andırıyor.
Ana girişte yer alan som altından kapı, ne yazık ki bu-
gün Moskova Müzesi'nde. Osmanlı, Fars ve Selçuklu
mimari üslubunu bünyesinde toplayan saray, daha
çok bir külliye özelliği taşıyor. İshak Paşa Sarayı da
diğer Türk sarayları gibi iç içe geçen iki avluyu çev-
releyen binalar bütünü şeklinde planlanmış. Selamlık
dairesi, aşevi, hamam, cephanelik, cami ve türbe gibi
yapılardan oluşan binalar, kesme taşlardan yapılmış-
tır. Bu yapının en önemli özelliği, o yıllarda bile kalori-
fer tesisatıyla Isıtılıyor olmasıdır.
Bu parçada sözü edilen yapıyla ilgili aşağıdaki
tespitlerden hangisi yapılamaz?
A Bazı özgün parçaları yurt dışına çıkanmıştır.
B) Farklı mimari tarzları bünyesinde barındırmakta-
dır..
C) Aynı türdeki diğer Türk eserleriyle benzerlik gös-
termektedir.
D içerisinde farklı amaçlarla kullanılan yapılar mev-
cuttur.
magighe
YAYINDA TEK BAŞARIDA TEK
E) Dönemin diğer yapılarına göre bazı üstün özellik-
ler taşımaktadu
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
V 2. Taş işçiliğinin nadide örneklerini barındıran ve 1685- 1784 yılları arasında tamamlanan İshak Paşa Sarayı, Doğubayazıt (Ağrı) sınırları içerisinde yer alıyor. Bir dağın yamacındaki dik ve kayalık zemin üzerine inşa edildiğinden uzaktan daha çok bir kaleyi andırıyor. Ana girişte yer alan som altından kapı, ne yazık ki bu- gün Moskova Müzesi'nde. Osmanlı, Fars ve Selçuklu mimari üslubunu bünyesinde toplayan saray, daha çok bir külliye özelliği taşıyor. İshak Paşa Sarayı da diğer Türk sarayları gibi iç içe geçen iki avluyu çev- releyen binalar bütünü şeklinde planlanmış. Selamlık dairesi, aşevi, hamam, cephanelik, cami ve türbe gibi yapılardan oluşan binalar, kesme taşlardan yapılmış- tır. Bu yapının en önemli özelliği, o yıllarda bile kalori- fer tesisatıyla Isıtılıyor olmasıdır. Bu parçada sözü edilen yapıyla ilgili aşağıdaki tespitlerden hangisi yapılamaz? A Bazı özgün parçaları yurt dışına çıkanmıştır. B) Farklı mimari tarzları bünyesinde barındırmakta- dır.. C) Aynı türdeki diğer Türk eserleriyle benzerlik gös- termektedir. D içerisinde farklı amaçlarla kullanılan yapılar mev- cuttur. magighe YAYINDA TEK BAŞARIDA TEK E) Dönemin diğer yapılarına göre bazı üstün özellik- ler taşımaktadu
EST-1
14
3. Ah Istanbull Anılarımın üstüne kuluçkaya yatmış
şehirl Seviyorum seni, deli ediyorsun beni. Ister
bal ol ister zehir, Süleymaniye'de Sinan'ın meza-
rının oradan seyredince Altin Boynuz'u deli olu-
yorum sana. Ah istanbul, o mavi patiskaları yara
yara giden gemiler olmasa, yelkenler rüzgârla
dolsa, kederle dolmasa. Seni Yahya Kemal gibi
Orhan Veli gibi kalemler anlatsa; tamburlar, ney-
ler, kemanlar söylese... Yaşamak kim bilir nasıl
olurdu?
Bu parçada aşağıdaki belirlemelerden hangi-
sine örnek yoktur?
A) Benzetme ilgisiyle bir söz, başka bir söz yeri-
ne kullanılmıştır.
B Dolaylama yapılarak dikkat çekici bir anlatım
oluşturulmuştur.
C) Benzetme amacı güdülmeden bir söz, başka
bir söz yerine kullanılmıştır.
Terim anlamlı sözcüklerle anlatıma ciddi, bi-
limsel bir hava katılmıştır.
E) Göz-ve-see-yinelemelerine yer verilmiştir.
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
EST-1 14 3. Ah Istanbull Anılarımın üstüne kuluçkaya yatmış şehirl Seviyorum seni, deli ediyorsun beni. Ister bal ol ister zehir, Süleymaniye'de Sinan'ın meza- rının oradan seyredince Altin Boynuz'u deli olu- yorum sana. Ah istanbul, o mavi patiskaları yara yara giden gemiler olmasa, yelkenler rüzgârla dolsa, kederle dolmasa. Seni Yahya Kemal gibi Orhan Veli gibi kalemler anlatsa; tamburlar, ney- ler, kemanlar söylese... Yaşamak kim bilir nasıl olurdu? Bu parçada aşağıdaki belirlemelerden hangi- sine örnek yoktur? A) Benzetme ilgisiyle bir söz, başka bir söz yeri- ne kullanılmıştır. B Dolaylama yapılarak dikkat çekici bir anlatım oluşturulmuştur. C) Benzetme amacı güdülmeden bir söz, başka bir söz yerine kullanılmıştır. Terim anlamlı sözcüklerle anlatıma ciddi, bi- limsel bir hava katılmıştır. E) Göz-ve-see-yinelemelerine yer verilmiştir.
irma yer almıştır.
11. (1) Dünyanın en eski ve en büyük inanç merkezi olduğu
anlaşılan Göbeklitepe'de arkeolojik kazılar başlayalı yirmi
sene oldu. (II) 12 bin yıl öncesinden haber veren bölge,
son bir senedir yerli turistlerin akınına uğruyor. (III) Kazı
başkanı Prof. Dr. Klaus Schimidt ve seksen kişiden oluşan
kazı ekibi yeni bilgilere ulaşmak üzere bölgede çalışmalara
devam ediyor. (IV) Klaus Schimidt ve eşi Çiğdem Köksal
ile Almanya, Belçika, Hollanda' dan gelen bilim adamları,
her gün 06.00'dan 14.00'e kadar yeni kazı alanında çalışı- S
yor. (V) Ekip, akşamları Şanlıurfa merkezdeki mekânlarda
ilginç Urfa müzikleri eşliğinde eşsiz lezzetleri tadarak yor-
A
gunluklarını atıyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak
aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
L
6
A. cümlede sözü edilen inanç merkeziyle ilgili bir karşı-
laştırma yapılmıştır.
1
B) II. cümlede sözü edilen bölgenin tarihsel niteliğine iliş-
kin bilgi yer almıştır.
13.
11
CXIII. cümlede bölgede çalışma yapanların amacından
söz edilmiştir.
D) IV. cümlede bölgede kazı yapan ekibin çalışma yön-
temleri hakkında bilgi verilmiştir.
EV. cümlede öznel yargıya yer verilmiştir.
6
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
irma yer almıştır. 11. (1) Dünyanın en eski ve en büyük inanç merkezi olduğu anlaşılan Göbeklitepe'de arkeolojik kazılar başlayalı yirmi sene oldu. (II) 12 bin yıl öncesinden haber veren bölge, son bir senedir yerli turistlerin akınına uğruyor. (III) Kazı başkanı Prof. Dr. Klaus Schimidt ve seksen kişiden oluşan kazı ekibi yeni bilgilere ulaşmak üzere bölgede çalışmalara devam ediyor. (IV) Klaus Schimidt ve eşi Çiğdem Köksal ile Almanya, Belçika, Hollanda' dan gelen bilim adamları, her gün 06.00'dan 14.00'e kadar yeni kazı alanında çalışı- S yor. (V) Ekip, akşamları Şanlıurfa merkezdeki mekânlarda ilginç Urfa müzikleri eşliğinde eşsiz lezzetleri tadarak yor- A gunluklarını atıyor. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? L 6 A. cümlede sözü edilen inanç merkeziyle ilgili bir karşı- laştırma yapılmıştır. 1 B) II. cümlede sözü edilen bölgenin tarihsel niteliğine iliş- kin bilgi yer almıştır. 13. 11 CXIII. cümlede bölgede çalışma yapanların amacından söz edilmiştir. D) IV. cümlede bölgede kazı yapan ekibin çalışma yön- temleri hakkında bilgi verilmiştir. EV. cümlede öznel yargıya yer verilmiştir. 6
7.
Son devrin ünlü hattatlarından Hamit Aytaç, İstanbul'da
Reşit Efendi Hanı'ndaki ofisinde çalışırdı. Hanın girişindeki
merdiven başında Mahmut isminde bir çaycı vardı. Sinirli
bir çaycı olan Mahmut, bir gün Hattat Hamit'e: "Sen Hattat
Hamit'sen ben de Çaycı Mahmut'um!" diye çıkıştı.
Meseleyi alevlendirmek istemeyen Hattat Hamit, Çaycı
Mahmut'a şu cevabı verdi: "Bak evladım, her handa bir
Çaycı Mahmut bulabilirsin. Ama bir Hattat Hamit
bulamazsın."
Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine
ulaşılabilir?
A)
Bir sanat dalında ustalaşabilmek için çok çaba
göstermek gerekir.
(B) Bazı sanat dallarında yeterli sayıda sanatçı
yetişmemektedir.
Sanatı, bir inci tanesi gibi seçkin ve nadidedir.
D) Hat sanatında yetkinleşebilmek, yıllar süren
çalışmalar yapmaya bağlıdır.
E) Toplumsal yaşamda her mesleğin önemi ve lüzumu
vardır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
7. Son devrin ünlü hattatlarından Hamit Aytaç, İstanbul'da Reşit Efendi Hanı'ndaki ofisinde çalışırdı. Hanın girişindeki merdiven başında Mahmut isminde bir çaycı vardı. Sinirli bir çaycı olan Mahmut, bir gün Hattat Hamit'e: "Sen Hattat Hamit'sen ben de Çaycı Mahmut'um!" diye çıkıştı. Meseleyi alevlendirmek istemeyen Hattat Hamit, Çaycı Mahmut'a şu cevabı verdi: "Bak evladım, her handa bir Çaycı Mahmut bulabilirsin. Ama bir Hattat Hamit bulamazsın." Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir? A) Bir sanat dalında ustalaşabilmek için çok çaba göstermek gerekir. (B) Bazı sanat dallarında yeterli sayıda sanatçı yetişmemektedir. Sanatı, bir inci tanesi gibi seçkin ve nadidedir. D) Hat sanatında yetkinleşebilmek, yıllar süren çalışmalar yapmaya bağlıdır. E) Toplumsal yaşamda her mesleğin önemi ve lüzumu vardır.
: 3. Mutlu değil, yalnız ve tedirgindir. Kafasını meşgul
eden bir şeyler vardır daima. Her zaman eşikle
yani ne bu tarafta ne öbür tarafta olduğu için kat
merlenir izdırabı. Uzun uzun konuşmalar hoşuna
gitmez. Zira her insan onu anlamayacaktır. Kendi
siyle kavga ederek kendisini caddelere, bulvarlara,
pasajlara atar. Telaş içinde koşuşturan insanları,
onların zamanın peşinden koşuşlarını alaycı bir
bakışla seyreder. Seyretmek, onun için dünyadaki
en güzel iştir.
Kahramanından
böyle söz edilen bir roman,
aşağıdakilerden hangisini anlatıyor olabilir
A) Yaşanmışlık duygusu uyandırsın diye insan-
ların arasına karışan, hayatın içinden parçalar
toplayan gözlemci bir yazarı
Sürekli sorgulayan, söylediklerine bir anlam
verilemeyen, anlaşılması güç, özgür ruhlu, sıra
die bir adamın dünyasını
C) Hayatının son günlerini yaşadığını düşünen,
geçmişiyle hesaplaşması bitmemiş mutsuz bir
ihtiyarı
DY Rahat bir yaşam sürebilmek için yurt dışına git-
miş, metropollerin uçsuz bucaksız kalabalığın-
da özünü kaybetmiş bir gurbetçiyi
0
Hayatı sadece çalışmak üzerine kurulmuş ve
ömrü hafta sonu tatillerini beklemekle yitip gi-
den bir memuru
(2013-YGS)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
: 3. Mutlu değil, yalnız ve tedirgindir. Kafasını meşgul eden bir şeyler vardır daima. Her zaman eşikle yani ne bu tarafta ne öbür tarafta olduğu için kat merlenir izdırabı. Uzun uzun konuşmalar hoşuna gitmez. Zira her insan onu anlamayacaktır. Kendi siyle kavga ederek kendisini caddelere, bulvarlara, pasajlara atar. Telaş içinde koşuşturan insanları, onların zamanın peşinden koşuşlarını alaycı bir bakışla seyreder. Seyretmek, onun için dünyadaki en güzel iştir. Kahramanından böyle söz edilen bir roman, aşağıdakilerden hangisini anlatıyor olabilir A) Yaşanmışlık duygusu uyandırsın diye insan- ların arasına karışan, hayatın içinden parçalar toplayan gözlemci bir yazarı Sürekli sorgulayan, söylediklerine bir anlam verilemeyen, anlaşılması güç, özgür ruhlu, sıra die bir adamın dünyasını C) Hayatının son günlerini yaşadığını düşünen, geçmişiyle hesaplaşması bitmemiş mutsuz bir ihtiyarı DY Rahat bir yaşam sürebilmek için yurt dışına git- miş, metropollerin uçsuz bucaksız kalabalığın- da özünü kaybetmiş bir gurbetçiyi 0 Hayatı sadece çalışmak üzerine kurulmuş ve ömrü hafta sonu tatillerini beklemekle yitip gi- den bir memuru (2013-YGS)
82
4. Farenin burnuna nefis bir peynir kokusu gelmişti. Araştırmak
üzere deliğinden başını çıkarınca bir kedi sesi işitti de hemen
deliğine sindi. Ertesi gün fare delikten başını çıkarınca yine
kedi sesini duyup deliğine çekildi. Üçüncü gün fare iyice
acıkmıştı. Kediyi nasıl aldatabilirim, düşüncesiyle delikten
başını çıkardığında bu defa kedi sesi değil köpek havlaması
işitti. Fare sevindi. Demek ev sahipleri kedi yerine köpek
edinmişlerdi. Kendinden emin ve rahat bir şekilde peynirin
kokusuna doğru giderken odanın bir köşesinde gizlenen
kedi, bir sıçrayışta fareyi yakaladı ve yanında kendisini
merakla izleyen yavrusuna: "Gördün mü bir yabancı dil
bilmenin faydasını yavrum?" dedi.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerin hangi-
si söylenemez?
A) Kişileştirmeden yararlanılmıştır.
(8) Farklı yapıda cümleler kullanılmıştır.
C) Öyküleyici anlatım söz konusudur.
D) Tanık göstermeye yer verilmiştir.
E) Bir çıkarımda bulunulmuştur.
9
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
82 4. Farenin burnuna nefis bir peynir kokusu gelmişti. Araştırmak üzere deliğinden başını çıkarınca bir kedi sesi işitti de hemen deliğine sindi. Ertesi gün fare delikten başını çıkarınca yine kedi sesini duyup deliğine çekildi. Üçüncü gün fare iyice acıkmıştı. Kediyi nasıl aldatabilirim, düşüncesiyle delikten başını çıkardığında bu defa kedi sesi değil köpek havlaması işitti. Fare sevindi. Demek ev sahipleri kedi yerine köpek edinmişlerdi. Kendinden emin ve rahat bir şekilde peynirin kokusuna doğru giderken odanın bir köşesinde gizlenen kedi, bir sıçrayışta fareyi yakaladı ve yanında kendisini merakla izleyen yavrusuna: "Gördün mü bir yabancı dil bilmenin faydasını yavrum?" dedi. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerin hangi- si söylenemez? A) Kişileştirmeden yararlanılmıştır. (8) Farklı yapıda cümleler kullanılmıştır. C) Öyküleyici anlatım söz konusudur. D) Tanık göstermeye yer verilmiştir. E) Bir çıkarımda bulunulmuştur. 9
DÜŞÜNCE
7.
Bir şiire başladığım zaman sonunu getirmedikçe
sinirliyimdir. Her şey beni sıkar, kavga ararım. Şiiri
bitirince de en çok iki üç gün dinlenirim, bir yenisine
başlarım. Zaten hiç yazacağım bitti demedim kendi
kendime. Şimdilerde bütün yeryüzündeki canlıları,
cansızları yazmak istiyorum. Dünyaya yeni gelinmiş
gibi her şeyi var etmek istiyorum. Yazarken okuru
düşündüğümü hiç mi hiç sanmıyorum. Beni oldum
bittim yazacağım şiir düşündürmüştür.
YAYINLARI
Bu sözleri söyleyen kişi aşağıdakilerden hangisiyle
nitelenebilir?
A) Şüpheci - açık Görüşlü
Çalışkan üretken
C) Sistemli - düzenli
D) Duygusal - kararlı
E) İnatçı - zeki
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
DÜŞÜNCE 7. Bir şiire başladığım zaman sonunu getirmedikçe sinirliyimdir. Her şey beni sıkar, kavga ararım. Şiiri bitirince de en çok iki üç gün dinlenirim, bir yenisine başlarım. Zaten hiç yazacağım bitti demedim kendi kendime. Şimdilerde bütün yeryüzündeki canlıları, cansızları yazmak istiyorum. Dünyaya yeni gelinmiş gibi her şeyi var etmek istiyorum. Yazarken okuru düşündüğümü hiç mi hiç sanmıyorum. Beni oldum bittim yazacağım şiir düşündürmüştür. YAYINLARI Bu sözleri söyleyen kişi aşağıdakilerden hangisiyle nitelenebilir? A) Şüpheci - açık Görüşlü Çalışkan üretken C) Sistemli - düzenli D) Duygusal - kararlı E) İnatçı - zeki
ak,
ek
a-
er
in
ri
Eli
7,
7
7
160
nüyorum.
7. (1) Bir kadın hayranı, Türkan Şoray'ı İstanbul dışında evine
davet etmiş ve yatak odasını göstermek istemiş; sanatçı,
yatak odasına girdim, dedi, duvarda benim resmim var ve
o zaman anladım ki kadınlar benim fotoğrafımı yatak oda-
sına asacak kadar beni sevmişler. (II) Türkan Hanım, mer-
hameti ve zarafetiyle çok az rastlanabilecek bir kadın; bi-
zim edebiyatımızın Dostoyevski'si yok ama sinemamızın bir
Dostoyevski'si oldu diyorum Türkan Hanım'a. (III) Türkan
Hanım o kadar alçak gönüllüdür ki küçük bir anımızı anlat-
mak isterim: 2017 yılında Arnavutköy'de bir lokantaya gittik.
(IV) Cuma akşamıydı ve çok kalabalıktı; çok insan masaya
geldi, birçok insan bana aldırış bile etmiyor kimisi özür diliyor
ama o, masaya gelen her kişi için istisnasız ayağa kalktı ve
sarılıp fotoğraf çektirdi. (V) Sonra saat 23.00 civarı kalkalım
dedim, o da kalkalım ama biraz kapıda bekler misiniz dedi,
tabii dedim. (VI) Kalktık, lokantadaki bütün insanların tek tek
elini sıktı ve öyle ayrıldı; hakikaten hayatımın en unutamaya-
cağım anlarından birisi oldu. (VII) Orada beklemek ve sıkılmak
bir kenara dursun, bir sanat eseri izliyormuşum gibi etkilendim.
Bu paragrafta numaralanmış cümlelerden hangisinde
yazarın düşünceleri dışında başka birinin duygusal etki-
lenmesinden söz edilmiştir?
B) II
C) III
A) I
duşü-
D) IV
E) V
Paragraf Soru Bankası
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ak, ek a- er in ri Eli 7, 7 7 160 nüyorum. 7. (1) Bir kadın hayranı, Türkan Şoray'ı İstanbul dışında evine davet etmiş ve yatak odasını göstermek istemiş; sanatçı, yatak odasına girdim, dedi, duvarda benim resmim var ve o zaman anladım ki kadınlar benim fotoğrafımı yatak oda- sına asacak kadar beni sevmişler. (II) Türkan Hanım, mer- hameti ve zarafetiyle çok az rastlanabilecek bir kadın; bi- zim edebiyatımızın Dostoyevski'si yok ama sinemamızın bir Dostoyevski'si oldu diyorum Türkan Hanım'a. (III) Türkan Hanım o kadar alçak gönüllüdür ki küçük bir anımızı anlat- mak isterim: 2017 yılında Arnavutköy'de bir lokantaya gittik. (IV) Cuma akşamıydı ve çok kalabalıktı; çok insan masaya geldi, birçok insan bana aldırış bile etmiyor kimisi özür diliyor ama o, masaya gelen her kişi için istisnasız ayağa kalktı ve sarılıp fotoğraf çektirdi. (V) Sonra saat 23.00 civarı kalkalım dedim, o da kalkalım ama biraz kapıda bekler misiniz dedi, tabii dedim. (VI) Kalktık, lokantadaki bütün insanların tek tek elini sıktı ve öyle ayrıldı; hakikaten hayatımın en unutamaya- cağım anlarından birisi oldu. (VII) Orada beklemek ve sıkılmak bir kenara dursun, bir sanat eseri izliyormuşum gibi etkilendim. Bu paragrafta numaralanmış cümlelerden hangisinde yazarın düşünceleri dışında başka birinin duygusal etki- lenmesinden söz edilmiştir? B) II C) III A) I duşü- D) IV E) V Paragraf Soru Bankası
la örnek
eçen gün B
ni olarak
S
A
alara ka-
sanmış-
un, bu
A
etmiş- L
- rahat-
din ve
ve bir
R
57
M
8.
(1) Gözlerim sıkı biçimde bağlıydı. (II) Bu yüzden çevremde
ne olup bittiğini anlayamıyordum. (III) Ama bir ara çok kork
tum, kalbim hızlı hızlı çarpmaya başladı. (IV) Ayak bileklerimi,
vidalı bir pranga ile sıkıştırıyorlardı çünkü. (V) Derken ne
olduğunu anlayamadığım bir sıvıyla ıslatılan ayak tabanla-
rima sopalar inip kalkmaya başladı. (VI) Falaka dedikleri
şey bu olmalıydı. (VII) Kendimi acıya katlanabilir sanırdım.
(VIII) Ama falakanın verdiği acı hiç bir şeyinkine denk de-
ğildi.
Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili yapılan be-
lirlemelerden hangist yanlıştır?
A) I. cümle II. cümledeki yargının gerekçesidir.
B) III. cümle bir sonuçtur, IV. cümle ise onun gerekçesidir.
VI. cümlede bir tahmin söz konusudur.
VII. cümlede emin olunan bir durumdan söz edilmiştir.
E) VIII. cümlede karşılaştırma yapılmıştır.
TYT TÜRKÇE SORU BANKASI
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
la örnek eçen gün B ni olarak S A alara ka- sanmış- un, bu A etmiş- L - rahat- din ve ve bir R 57 M 8. (1) Gözlerim sıkı biçimde bağlıydı. (II) Bu yüzden çevremde ne olup bittiğini anlayamıyordum. (III) Ama bir ara çok kork tum, kalbim hızlı hızlı çarpmaya başladı. (IV) Ayak bileklerimi, vidalı bir pranga ile sıkıştırıyorlardı çünkü. (V) Derken ne olduğunu anlayamadığım bir sıvıyla ıslatılan ayak tabanla- rima sopalar inip kalkmaya başladı. (VI) Falaka dedikleri şey bu olmalıydı. (VII) Kendimi acıya katlanabilir sanırdım. (VIII) Ama falakanın verdiği acı hiç bir şeyinkine denk de- ğildi. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili yapılan be- lirlemelerden hangist yanlıştır? A) I. cümle II. cümledeki yargının gerekçesidir. B) III. cümle bir sonuçtur, IV. cümle ise onun gerekçesidir. VI. cümlede bir tahmin söz konusudur. VII. cümlede emin olunan bir durumdan söz edilmiştir. E) VIII. cümlede karşılaştırma yapılmıştır. TYT TÜRKÇE SORU BANKASI
Güz bitiyor. Doğa, içine kapanıyor ve deyiş yerindeyse
bir süre kendisiyle baş başa kalacağı, uykuya geçip yeni-
den canlanmak için baharı tasarlayacağı döneme giriyor.
Anadolu halk takviminde "kasım günleri" adıyla bilinen ve
Hıdırellez'e kadar sürecek kış vakti geldi; hemen önü-
müzde erbain yani zemheri soğukları var. Ama Doğu Ka-
radeniz'de dağlar, hâlen rengârenk. Ladinler, köknarlar,
sarıçamlar, kayınlar, kızılağaçlar, kestaneler, ıhlamurlar,
meşeler...
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinden
yararlanılmıştır?
A) Fantastik anlatım - Destansı anlatım - Betimleme
B) Tartışma - Betimleme - Öyküleme
C) Açıklama - Tartışma - Betimleme
D) Açıklama - Betimleme - Öyküleme
E) Açıklama - Mizahi anlatım - Lirik anlatım
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Güz bitiyor. Doğa, içine kapanıyor ve deyiş yerindeyse bir süre kendisiyle baş başa kalacağı, uykuya geçip yeni- den canlanmak için baharı tasarlayacağı döneme giriyor. Anadolu halk takviminde "kasım günleri" adıyla bilinen ve Hıdırellez'e kadar sürecek kış vakti geldi; hemen önü- müzde erbain yani zemheri soğukları var. Ama Doğu Ka- radeniz'de dağlar, hâlen rengârenk. Ladinler, köknarlar, sarıçamlar, kayınlar, kızılağaçlar, kestaneler, ıhlamurlar, meşeler... Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmıştır? A) Fantastik anlatım - Destansı anlatım - Betimleme B) Tartışma - Betimleme - Öyküleme C) Açıklama - Tartışma - Betimleme D) Açıklama - Betimleme - Öyküleme E) Açıklama - Mizahi anlatım - Lirik anlatım
5 ve 6. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Bir çocuk bakışıdır sizi anlatı coğrafyamızın gezgini kılan,
Kopamadığınız, orada yaşamak düşüyle özdeşleştiği-
niz bir yurttur çocukluk size. Geçip giden söz değildiniz,
zamanın eleğinden akıp giden bir bakış olmadınız hiç.
Vicdan duygusuyla buluşturdunuz bizi sık sık. Yazdığınız
yazılardan, yükselttiğiniz o vicdan duygusundan ürkenle-
rin, başınıza örmek istedikleri kötülüklere karşı sesinizi bir
bayrak gibi yükselttiniz ülkenin içinden geçtiği o karanlık
günlerde de... Edebiyatımızın yenilikçi yüzü oldunuz her
dem. Küçümseyen bakışlara sözünüz, aşağılayıcı tutum-
lara tavrınız hiç değişmedi Koca Usta. İnsanlığın varo-
luşundan, yaşamsal mücadelesinden hiçbir zaman umu-
dunuzu kesmediniz. Bir roman dünyası kurarken doğup
büyüdüğünüz toprakların kokusunu taşıyan orijinal bir dili
de var ettiniz. Bu dille, bu toprakların kültürünün kaynak-
larına taşıdınız bakışımızı; bir yurt coğrafyasının renklerini,
seslerini tanıttınız bize. Şimdi gökyüzünde dağılan sesini-
zin gölgesindeyiz her birimiz. Bundan böyle istisnasız her
anlatıcımız, "ondan önce, ondan sonra" diye yazacaktır
yazınsal maceramızın tarihini.
ky
5. Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağı-
dakilerden hangisi çıkarılamaz?
A) Kişiyi kendi davranışları hakkında, kendi ahlak değer-
leri üzerine yargılama yapmaya yönelttiği
B) Kendisini susturmak, zor duruma düşürmek isteyen-
lere karşı yılmadan, değerlerinden ödün vermeden
mücadele ettiği
C) Ait olduğu coğrafyanın dil özelliklerinden yararlanarak
kendine özgü bir söyleyiş geliştirdiği
D) Ürün verdiği edebiyatın gelişiminde önemli değişim ve
yeniliklere imza attığı
E) Kendisinden önce görmezden gelinen yurt sorunlarını
korkusuzca dile getirdiği
6.
Bu parçadaki altı çizili bölümde söz konusu yazarın
olduğu anlatıl-
ei
to
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
5 ve 6. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Bir çocuk bakışıdır sizi anlatı coğrafyamızın gezgini kılan, Kopamadığınız, orada yaşamak düşüyle özdeşleştiği- niz bir yurttur çocukluk size. Geçip giden söz değildiniz, zamanın eleğinden akıp giden bir bakış olmadınız hiç. Vicdan duygusuyla buluşturdunuz bizi sık sık. Yazdığınız yazılardan, yükselttiğiniz o vicdan duygusundan ürkenle- rin, başınıza örmek istedikleri kötülüklere karşı sesinizi bir bayrak gibi yükselttiniz ülkenin içinden geçtiği o karanlık günlerde de... Edebiyatımızın yenilikçi yüzü oldunuz her dem. Küçümseyen bakışlara sözünüz, aşağılayıcı tutum- lara tavrınız hiç değişmedi Koca Usta. İnsanlığın varo- luşundan, yaşamsal mücadelesinden hiçbir zaman umu- dunuzu kesmediniz. Bir roman dünyası kurarken doğup büyüdüğünüz toprakların kokusunu taşıyan orijinal bir dili de var ettiniz. Bu dille, bu toprakların kültürünün kaynak- larına taşıdınız bakışımızı; bir yurt coğrafyasının renklerini, seslerini tanıttınız bize. Şimdi gökyüzünde dağılan sesini- zin gölgesindeyiz her birimiz. Bundan böyle istisnasız her anlatıcımız, "ondan önce, ondan sonra" diye yazacaktır yazınsal maceramızın tarihini. ky 5. Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Kişiyi kendi davranışları hakkında, kendi ahlak değer- leri üzerine yargılama yapmaya yönelttiği B) Kendisini susturmak, zor duruma düşürmek isteyen- lere karşı yılmadan, değerlerinden ödün vermeden mücadele ettiği C) Ait olduğu coğrafyanın dil özelliklerinden yararlanarak kendine özgü bir söyleyiş geliştirdiği D) Ürün verdiği edebiyatın gelişiminde önemli değişim ve yeniliklere imza attığı E) Kendisinden önce görmezden gelinen yurt sorunlarını korkusuzca dile getirdiği 6. Bu parçadaki altı çizili bölümde söz konusu yazarın olduğu anlatıl- ei to
iyorum
3. Ben yazarken çok yara alıyorum. Benim yıllarca göreme-
diklerimi birileri iki saatte nasıl olup da hallediyorlar diye
şaşıyorum. Yazı "Yansıtma mıdır, yanılsama mıdır?" diye
soruyorum, kendi kendime. Öte yandan her şeye rağmen
yazı; günlük şamataların içinde unuttuğumuz taraflarımızı,
derinlere ittiğimiz varoluş dramımızı ortaya çıkarırsa buna
değer diye inanıyorum. Bundandır ki yazı bende bir aktarma
değil, bir öğrenmedir. Olanı olmayanı öğrenme denemesi,
bir yolda yürümektir yazı.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A) Öyküleyici anlatım
B) Tartışmacı anlatım
C) Açıklayıcı anlatım
D) Betimlemeyici anlatım
E) Örneklerden yararlanma
Indicat
emitgelie
Duşul
5. K
h
b
h
F
r
1:
C
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
iyorum 3. Ben yazarken çok yara alıyorum. Benim yıllarca göreme- diklerimi birileri iki saatte nasıl olup da hallediyorlar diye şaşıyorum. Yazı "Yansıtma mıdır, yanılsama mıdır?" diye soruyorum, kendi kendime. Öte yandan her şeye rağmen yazı; günlük şamataların içinde unuttuğumuz taraflarımızı, derinlere ittiğimiz varoluş dramımızı ortaya çıkarırsa buna değer diye inanıyorum. Bundandır ki yazı bende bir aktarma değil, bir öğrenmedir. Olanı olmayanı öğrenme denemesi, bir yolda yürümektir yazı. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? A) Öyküleyici anlatım B) Tartışmacı anlatım C) Açıklayıcı anlatım D) Betimlemeyici anlatım E) Örneklerden yararlanma Indicat emitgelie Duşul 5. K h b h F r 1: C