Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

TYT DENEME SINAVI
25. 1. Shakespeare'inkini biliyorduk, duymuştuk, meğer
Kafka'nın da bir kız kardeşi varmış. Tabii ki bu kardeşlik
kan bağı üzerine kurulu değil. Ancak Anna Kavan'ın
adı edebiyat çevrelerinde her zaman Kafka ile birlikte
anılırmış. Doğrusu, yazın dünyasında pek yaygın olan
bu tür hısımlık yakıştırmalarında Kavan'ın nasibini Franz
Kafka'dan yana almasının nedenini onun en ünlü kitabı
Buz'un giriş bölümünde bile görmek mümkün. Daha ilk
cümlesi "Kaybolmuştum,..." olan bir romandan bekle-
nebileceği üzere, Buz okuyucusunu sürekli gerçekle
düş arasında salınan bir alanda ağırlıyor. Romanın
geneline hâkim olan belirsizlik duygusu, havada asılı
kalma hissi ve anlatıcının şüpheleri Kavan'ı Kafka'ya
yaklaştırıyor. İki yazar arasındaki bu bağı keşfederek
okumak okuru da çoğaltıyor.
II. Shakespeare'in, Kafka'nın kız kardeşleri, tamam. Peki,
bu edebî akrabalık yakıştırmaları başka biçimlerde de
karşımız çıkıyor mu? Yani yazın dünyasındaki konumu
ve önemi, ünlü bir kadın yazara atfen tanımlanan erkek
yazarlar da var mı? Mesela herhangi bir romancı ya
da öykücü için Katherine Mansfield'in erkek kardeşi
ya da Arundhati Roy'un oğlu deniyor mu? Acaba var
mı böyle bir şey? Sadece anlamak için soruyorum. Bu
tür yaklaşımların son derece cinsiyetçi tavırlar barın-
dırdığını düşünüyorum.
Il numaralı parçanın I numaralı parçayla ilişkisini aşa-
ğıdakilerden hangisi açıklar?
A) Öne sürülen düşünceyi farklı örneklerle desteklemek
B) Ortaya atılan iddialara bilimsel dayanak sunmak
C) Anlatılanlara farklı bir bakış açısıyla karşı çıkmak
D) Anlatılanları değişik bir gözle çürütmek
E) İncelenen eseri farklı örneklerle somutlamak
27. Güzel sa
Çünkü s
birbiriyle
ise duru
bir biçin
ve okuy
bir süre
duygus
sinema
ve ses
Bu pa
istene
A Ara
B) Ha
C) O
BOD
TRE
H
H
28. Ge
bu
ça
Bi-
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TYT DENEME SINAVI 25. 1. Shakespeare'inkini biliyorduk, duymuştuk, meğer Kafka'nın da bir kız kardeşi varmış. Tabii ki bu kardeşlik kan bağı üzerine kurulu değil. Ancak Anna Kavan'ın adı edebiyat çevrelerinde her zaman Kafka ile birlikte anılırmış. Doğrusu, yazın dünyasında pek yaygın olan bu tür hısımlık yakıştırmalarında Kavan'ın nasibini Franz Kafka'dan yana almasının nedenini onun en ünlü kitabı Buz'un giriş bölümünde bile görmek mümkün. Daha ilk cümlesi "Kaybolmuştum,..." olan bir romandan bekle- nebileceği üzere, Buz okuyucusunu sürekli gerçekle düş arasında salınan bir alanda ağırlıyor. Romanın geneline hâkim olan belirsizlik duygusu, havada asılı kalma hissi ve anlatıcının şüpheleri Kavan'ı Kafka'ya yaklaştırıyor. İki yazar arasındaki bu bağı keşfederek okumak okuru da çoğaltıyor. II. Shakespeare'in, Kafka'nın kız kardeşleri, tamam. Peki, bu edebî akrabalık yakıştırmaları başka biçimlerde de karşımız çıkıyor mu? Yani yazın dünyasındaki konumu ve önemi, ünlü bir kadın yazara atfen tanımlanan erkek yazarlar da var mı? Mesela herhangi bir romancı ya da öykücü için Katherine Mansfield'in erkek kardeşi ya da Arundhati Roy'un oğlu deniyor mu? Acaba var mı böyle bir şey? Sadece anlamak için soruyorum. Bu tür yaklaşımların son derece cinsiyetçi tavırlar barın- dırdığını düşünüyorum. Il numaralı parçanın I numaralı parçayla ilişkisini aşa- ğıdakilerden hangisi açıklar? A) Öne sürülen düşünceyi farklı örneklerle desteklemek B) Ortaya atılan iddialara bilimsel dayanak sunmak C) Anlatılanlara farklı bir bakış açısıyla karşı çıkmak D) Anlatılanları değişik bir gözle çürütmek E) İncelenen eseri farklı örneklerle somutlamak 27. Güzel sa Çünkü s birbiriyle ise duru bir biçin ve okuy bir süre duygus sinema ve ses Bu pa istene A Ara B) Ha C) O BOD TRE H H 28. Ge bu ça Bi-
7.
ana
dil
1. Yabancı bir dilin kolaylığı, zorluğu ve öğrenme
süreleri; ilgili dili öğrenen kişinin ana diline, a
dilinin öğrenmek istediği dile olan yakınlığına, d
öğrenme gerekçesine, motivasyonuna, öğrenme
yöntemine, öğrenme ortamına ve bildiği diğer
yabancı dillere göre değişiklik göstermektedir.
hususuna net bir cevap verebilmek için öncelikle b
Or
sıfır noktasına ihtiyaç duyulmaktadır.
II. ABD Yabancı Hizmet Enstitüsü (Foreign Service
Institute) Dil Eğitim Merkezi, İngilizceyi referans
alarak (sıfır noktası kabul ederek) diğer dillerin
zorlukları ve öğrenme süreleri üzerine bir araştırma
yaparak yayımlamış durumda.
III. Dillerin öğrenme sürelerinin 575 saat (24 hafta) ile
2.200 (88 hafta) saat arasında değiştiği görülüyor.
Türkçe, ana dili İngilizce olanlar için 4. kategoride
yani 44 haftada (1.100 saat) öğrenilebilecek diller
arasında.
IV. Ancak Türkiye'de Türkiye burslusu öğrencilerin
140 saatlik akademik Türkçe ile destekleniyor
olması, Yunus Emre Enstitülerinde ve üniversitelerde
Türkçe öğretimini desteklemek amacıyla
gerçekleştirilen ders dışı etkinlikler ve konuşma
kulüpleri, yabancılara Türkçe öğretiminde en az
1.000 saate ihtiyaç duyulduğunu da göstermektedir.
V. Bu ders dışı etkinlikler ve konuşma kulüpleri göz
önüne alındığında Türkiye'nin Türkçe öğretimi
konusunda son yıllarda çok büyük tecrübeler
edindiğini söyleyebiliriz. Bu tecrübeler çerçevesinde
Türkçe referans alınarak (sıfır noktası seçilerek)
diğer dilleri konuşanların (yabancı dilleri ve lehçelen
Türkçeyi öğrenme süreleri/süreçleri konusunda bir
araştırma yapılarak net bir harita yayımlanabilir.
Dor
Yukarıda numaralanmış metinlerden hangisinin
sonuna düşüncenin akışına göre "Türkçenin öğretimi
üzerine yapılan çalışmalar dikkate alındığında Türkiye
burslusu uluslararası öğrencilerin üniversite eğitimlerinin
temeli olan Türkçeyi öğrenmeleri için belirlenen 960
saatle, Yunus Emre Enstitüsü kurslarında C1 seviyesin
tamamlamak için gerekli olan 750 saatle -öğrencilerin an
Talması gerektiği düşünülebilir." cümlesi getirilmelidir?
dilleri dikkate alınmadığında- Türkçenin 3. kategoride yer
B) II
C) III
D) IV
E)V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
7. ana dil 1. Yabancı bir dilin kolaylığı, zorluğu ve öğrenme süreleri; ilgili dili öğrenen kişinin ana diline, a dilinin öğrenmek istediği dile olan yakınlığına, d öğrenme gerekçesine, motivasyonuna, öğrenme yöntemine, öğrenme ortamına ve bildiği diğer yabancı dillere göre değişiklik göstermektedir. hususuna net bir cevap verebilmek için öncelikle b Or sıfır noktasına ihtiyaç duyulmaktadır. II. ABD Yabancı Hizmet Enstitüsü (Foreign Service Institute) Dil Eğitim Merkezi, İngilizceyi referans alarak (sıfır noktası kabul ederek) diğer dillerin zorlukları ve öğrenme süreleri üzerine bir araştırma yaparak yayımlamış durumda. III. Dillerin öğrenme sürelerinin 575 saat (24 hafta) ile 2.200 (88 hafta) saat arasında değiştiği görülüyor. Türkçe, ana dili İngilizce olanlar için 4. kategoride yani 44 haftada (1.100 saat) öğrenilebilecek diller arasında. IV. Ancak Türkiye'de Türkiye burslusu öğrencilerin 140 saatlik akademik Türkçe ile destekleniyor olması, Yunus Emre Enstitülerinde ve üniversitelerde Türkçe öğretimini desteklemek amacıyla gerçekleştirilen ders dışı etkinlikler ve konuşma kulüpleri, yabancılara Türkçe öğretiminde en az 1.000 saate ihtiyaç duyulduğunu da göstermektedir. V. Bu ders dışı etkinlikler ve konuşma kulüpleri göz önüne alındığında Türkiye'nin Türkçe öğretimi konusunda son yıllarda çok büyük tecrübeler edindiğini söyleyebiliriz. Bu tecrübeler çerçevesinde Türkçe referans alınarak (sıfır noktası seçilerek) diğer dilleri konuşanların (yabancı dilleri ve lehçelen Türkçeyi öğrenme süreleri/süreçleri konusunda bir araştırma yapılarak net bir harita yayımlanabilir. Dor Yukarıda numaralanmış metinlerden hangisinin sonuna düşüncenin akışına göre "Türkçenin öğretimi üzerine yapılan çalışmalar dikkate alındığında Türkiye burslusu uluslararası öğrencilerin üniversite eğitimlerinin temeli olan Türkçeyi öğrenmeleri için belirlenen 960 saatle, Yunus Emre Enstitüsü kurslarında C1 seviyesin tamamlamak için gerekli olan 750 saatle -öğrencilerin an Talması gerektiği düşünülebilir." cümlesi getirilmelidir? dilleri dikkate alınmadığında- Türkçenin 3. kategoride yer B) II C) III D) IV E)V
Çevremdeki her şeyi izlerim. Otobüste, yolda,
vapurda, ilgimi çeken hiçbir durumu kaçırmam.
Bunun gibi, dinlediğim bir şarkıdaki duygu,
izlediğim bir filmdeki sahne, zihnimde imgeye
dönüşebilir. Tüm bu deneyimler, birikimler,
duygulanımlar sonucunda bakıyorsunuz ki
25 sözcükler üzerinde düşünmeye, onlarla dans....
etmeye başlamışsınız. Hatta sözcükleri
yaşıyorsunuz, dahası sözcüklerin iç evreninde
bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Sözcüğün melodisi,
tınısı, kâğıda dökülürken çıkardığı ses, büyük
bir lezzet sunuyor. Sizin kattığınız duyguyla
bambaşka bir zenginlik kazanıyor.
Bol
Bu parçada konuşan kişi altı çizili sözlerle,
sözcüklere yönelik olarak neyi yaptığını
belirtmiştir?
A) Onların anlam katmanlarında dolaştığını
B) Anlatımını yalnızca dilin çevrimindekilerle
sınırlandırdığım
C) Ses özelliklerine, anlamdan daha çok önem
verdiğini
D) Kullanıma yenilerini kattığını
E) Duygusal boyutlu olanları sıkça kullandığını
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Çevremdeki her şeyi izlerim. Otobüste, yolda, vapurda, ilgimi çeken hiçbir durumu kaçırmam. Bunun gibi, dinlediğim bir şarkıdaki duygu, izlediğim bir filmdeki sahne, zihnimde imgeye dönüşebilir. Tüm bu deneyimler, birikimler, duygulanımlar sonucunda bakıyorsunuz ki 25 sözcükler üzerinde düşünmeye, onlarla dans.... etmeye başlamışsınız. Hatta sözcükleri yaşıyorsunuz, dahası sözcüklerin iç evreninde bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Sözcüğün melodisi, tınısı, kâğıda dökülürken çıkardığı ses, büyük bir lezzet sunuyor. Sizin kattığınız duyguyla bambaşka bir zenginlik kazanıyor. Bol Bu parçada konuşan kişi altı çizili sözlerle, sözcüklere yönelik olarak neyi yaptığını belirtmiştir? A) Onların anlam katmanlarında dolaştığını B) Anlatımını yalnızca dilin çevrimindekilerle sınırlandırdığım C) Ses özelliklerine, anlamdan daha çok önem verdiğini D) Kullanıma yenilerini kattığını E) Duygusal boyutlu olanları sıkça kullandığını
34. Aşağıdakilerin hangisinde, cümlenin dil ve an-
latım yönünden değerlendirildiği ayraç içindeki
yargı yanlıştır?
A) Bizim âdet ve göreneklerimizle İtalyanlarınki bir-
birine hiç benzemiyor. (Aynı anlama gelen söz-
cükler birlikte kullanıldığı için anlatımın duruluk
ilkesine uyulmamıştır.)
B) Senin şiir yazmanı fakat şairliği meslek olarak
seçmeni istemiyorum. (Yüklem eksikliği bağla-
şıklığı bozmuştur.)
C) Olayın vehametini kavrayınca yüreğimin yağları
eridi. (Deyimin yanlış kullanılması bağdaşıklığı
bozmuştur.)
D) Sorular çok zordu yalnız benim sınavım çok iyi
geçti. (Yanlış sözcük seçimi anlatımın açıklık il-
kesini bozmuştur.)
E) Kime nerede, ne zaman, nasıl davranacağını bil-
miyor ama çıkarları söz konusu olunca cin gibi
oluyor. (Çelişen sözlerin kullanılması anlatım bo-
zukluğuna yol açmıştır.
36.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
34. Aşağıdakilerin hangisinde, cümlenin dil ve an- latım yönünden değerlendirildiği ayraç içindeki yargı yanlıştır? A) Bizim âdet ve göreneklerimizle İtalyanlarınki bir- birine hiç benzemiyor. (Aynı anlama gelen söz- cükler birlikte kullanıldığı için anlatımın duruluk ilkesine uyulmamıştır.) B) Senin şiir yazmanı fakat şairliği meslek olarak seçmeni istemiyorum. (Yüklem eksikliği bağla- şıklığı bozmuştur.) C) Olayın vehametini kavrayınca yüreğimin yağları eridi. (Deyimin yanlış kullanılması bağdaşıklığı bozmuştur.) D) Sorular çok zordu yalnız benim sınavım çok iyi geçti. (Yanlış sözcük seçimi anlatımın açıklık il- kesini bozmuştur.) E) Kime nerede, ne zaman, nasıl davranacağını bil- miyor ama çıkarları söz konusu olunca cin gibi oluyor. (Çelişen sözlerin kullanılması anlatım bo- zukluğuna yol açmıştır. 36.
8.
Karl Marx'ın Manifesto'yu kaleme aldığı apartman
Brüksel'de bulunuyor. Şehrin "Taksim Meydanı"
diyebileceğimiz Grote Markt'ta bulunan ve La Maison du
Cygne (Kuğu Evi) adıyla anılan bina, uzun yıllar aşevi
olarak kullanılmış. Şimdilerde ise restoran olarak hizmet
veriyor. Şehrin en önemli turistik noktalarından biri olan ve
demir atomunun 165 milyon kere büyütülmüş hâlini
yansıtan Atomium'u görmek isterseniz önünde her zaman
uzayıp giden kuyruklar olduğunu belirtelim. Yani bir tür
İstanbul'un Galata Kulesi ya da Paris'in Eyfel'i gibi...
Bu parçanın anlatımında
J. Açıklama,
II. Benzetme,
III. Tanımlama
Bes
tekniklerinin hangilerinden yararlanılmıştır?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) I ve III
C) I've II
E) I/II ve III
10.
140
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
8. Karl Marx'ın Manifesto'yu kaleme aldığı apartman Brüksel'de bulunuyor. Şehrin "Taksim Meydanı" diyebileceğimiz Grote Markt'ta bulunan ve La Maison du Cygne (Kuğu Evi) adıyla anılan bina, uzun yıllar aşevi olarak kullanılmış. Şimdilerde ise restoran olarak hizmet veriyor. Şehrin en önemli turistik noktalarından biri olan ve demir atomunun 165 milyon kere büyütülmüş hâlini yansıtan Atomium'u görmek isterseniz önünde her zaman uzayıp giden kuyruklar olduğunu belirtelim. Yani bir tür İstanbul'un Galata Kulesi ya da Paris'in Eyfel'i gibi... Bu parçanın anlatımında J. Açıklama, II. Benzetme, III. Tanımlama Bes tekniklerinin hangilerinden yararlanılmıştır? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve III C) I've II E) I/II ve III 10. 140
11. İstanbul Türkçesinin bütün özelliklerini bilen ve buna uyan,
kendi yöresinden tek bir yerel sözcüğü bile kullanmayan bir
köylüyle tanıştınız mı? Ben tanıştım, son okuduğum kitap
sayesinde (!). Okurken de hep şunu düşündüm: Yazar, orali
biriyle hiç mi konuşmamış?
Bu sözleri söyleyen biri, sanatçının aşağıdaki özellikler-
den hangisine sahip olmadığını vurgulamak istemiştir?
A) Özgünlük
C) Yalınlık
E) Ulusallik
B) Doğallık
D) Duruluk
201
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
11. İstanbul Türkçesinin bütün özelliklerini bilen ve buna uyan, kendi yöresinden tek bir yerel sözcüğü bile kullanmayan bir köylüyle tanıştınız mı? Ben tanıştım, son okuduğum kitap sayesinde (!). Okurken de hep şunu düşündüm: Yazar, orali biriyle hiç mi konuşmamış? Bu sözleri söyleyen biri, sanatçının aşağıdaki özellikler- den hangisine sahip olmadığını vurgulamak istemiştir? A) Özgünlük C) Yalınlık E) Ulusallik B) Doğallık D) Duruluk 201
a-
ne
de
n
it
r
evi
8. (1) Afrika'da geniş bir alanda yaşayan Matabele karıncaları,
avları olan termitlere her gün defalarca saldırıyor. (II) Karşı
saldırıda bulunan termitlerin iri savaşçı bireyleri ise güçlü
çeneleriyle karıncaların bacaklarını kopararak sakatlanma-
larına veya ölmelerine sebep olabiliyor. (III) Ancak bu karın-
ca türünün sağlıklı bireyleri, yaralanan türdeşlerinin açık ya-
ralarını yalayarak hayatta kalmalarına yardımcı oluyor. (IV)
Insanlar dışında yaralı bireylerini tedavi etme davranışları
sergileyen canlıları gözlemleyebilmek, hâlâ bilim insanları
için sıra dışı bir durum olarak kabul ediliyor. Geçtiğimiz
yıl Fildişi Sahili'nde saha çalışmalarına devam eden böcek
bilim uzmanı Erik T. Frank, kazara ezdiği bir karınca koloni-
sini incelerken hayatta kalan karıncaların ağır yaralıları geri-
de bırakarak hafif yaralıları yuvaya taşıdığına tanıklık etmesi
onun açısından çok önemli bir rastlantıydı.
Bu parça iki paragrafa bölünmek istense ikinci parag-
raf numaralanmış cümlelerden hangisiyle başlar?
A) I.
B) II.
D) IV.
C) III.
E) V.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
a- ne de n it r evi 8. (1) Afrika'da geniş bir alanda yaşayan Matabele karıncaları, avları olan termitlere her gün defalarca saldırıyor. (II) Karşı saldırıda bulunan termitlerin iri savaşçı bireyleri ise güçlü çeneleriyle karıncaların bacaklarını kopararak sakatlanma- larına veya ölmelerine sebep olabiliyor. (III) Ancak bu karın- ca türünün sağlıklı bireyleri, yaralanan türdeşlerinin açık ya- ralarını yalayarak hayatta kalmalarına yardımcı oluyor. (IV) Insanlar dışında yaralı bireylerini tedavi etme davranışları sergileyen canlıları gözlemleyebilmek, hâlâ bilim insanları için sıra dışı bir durum olarak kabul ediliyor. Geçtiğimiz yıl Fildişi Sahili'nde saha çalışmalarına devam eden böcek bilim uzmanı Erik T. Frank, kazara ezdiği bir karınca koloni- sini incelerken hayatta kalan karıncaların ağır yaralıları geri- de bırakarak hafif yaralıları yuvaya taşıdığına tanıklık etmesi onun açısından çok önemli bir rastlantıydı. Bu parça iki paragrafa bölünmek istense ikinci parag- raf numaralanmış cümlelerden hangisiyle başlar? A) I. B) II. D) IV. C) III. E) V.
1. Yazarlığımın ilk dönemlerinde silgi kullanmamayı ma-
rifet sayardım oysa yazdıklarımın üzerindeki gereksiz
yükleri atmaya ne kadar da muhtaçmışım.
II. Deneyimli bir ressam, fırçasını tuvale sürmeden rengin
hangi tonda çıkacağını nasıl biliyorsa usta bir yazar da
kurgusunu önceden kestirebilmelidir.
III. Yazarlık, balık tutmaya benzemez; yazarın eseri oluş-
tururken ihtiyacı olan birçok şey varsa şans bunların
sonuncusudur sadece.
IV. Bir esere son hâlini vermeye çalışan yazarın yapacağı
en ufak değişiklik eserin tüm tadını kaçırabileceği gibi
kurgusallığı da darmadağın eder.
V. Yazarımız, ömrünün sonuna doğru eserlerini sadeleş-
tirmiş ve bu sayede okunurluğunu büyük ölçüde artır-
mıştır.
Numaralandırılmış cümlelerin hangi ikisi anlamca birbi-
rine en yakındır?
A) Lve II
D) III ve
B) ve III
CII ve III
E) IV ve V
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
1. Yazarlığımın ilk dönemlerinde silgi kullanmamayı ma- rifet sayardım oysa yazdıklarımın üzerindeki gereksiz yükleri atmaya ne kadar da muhtaçmışım. II. Deneyimli bir ressam, fırçasını tuvale sürmeden rengin hangi tonda çıkacağını nasıl biliyorsa usta bir yazar da kurgusunu önceden kestirebilmelidir. III. Yazarlık, balık tutmaya benzemez; yazarın eseri oluş- tururken ihtiyacı olan birçok şey varsa şans bunların sonuncusudur sadece. IV. Bir esere son hâlini vermeye çalışan yazarın yapacağı en ufak değişiklik eserin tüm tadını kaçırabileceği gibi kurgusallığı da darmadağın eder. V. Yazarımız, ömrünün sonuna doğru eserlerini sadeleş- tirmiş ve bu sayede okunurluğunu büyük ölçüde artır- mıştır. Numaralandırılmış cümlelerin hangi ikisi anlamca birbi- rine en yakındır? A) Lve II D) III ve B) ve III CII ve III E) IV ve V
2. Sokrates'in öğrencisi olan Platon, "Üstadım, artık eşyanın haki-
katini sizin kadar algılayabiliyorum, tanıyorum." der. Bunun üze-
rine Sokrates de "Önce kendini tanı; her şeyi bildiğini sanmak,
hiçbir şeyi öğrenememektir." diye karşılık verir.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada anlatılmak istenen düşün-
ceyle örtüşmektedir?
A) Gerçek başarı, üstatları aşmakla mümkün olur.
B) Maharetini putlaştıran kişi kendini bilgiye kapatmıştır.
C) Kendine güvenen öğrencinin, hocaya ihtiyacı yoktur.
D) Bilgisinden emin olmak, yeteneklilere özgü bir erdemdir.
E) Öğrenci, maharetini hocasının teşvikiyle geliştirebilir.
PARAGRAFIN RITMI
lil
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
2. Sokrates'in öğrencisi olan Platon, "Üstadım, artık eşyanın haki- katini sizin kadar algılayabiliyorum, tanıyorum." der. Bunun üze- rine Sokrates de "Önce kendini tanı; her şeyi bildiğini sanmak, hiçbir şeyi öğrenememektir." diye karşılık verir. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada anlatılmak istenen düşün- ceyle örtüşmektedir? A) Gerçek başarı, üstatları aşmakla mümkün olur. B) Maharetini putlaştıran kişi kendini bilgiye kapatmıştır. C) Kendine güvenen öğrencinin, hocaya ihtiyacı yoktur. D) Bilgisinden emin olmak, yeteneklilere özgü bir erdemdir. E) Öğrenci, maharetini hocasının teşvikiyle geliştirebilir. PARAGRAFIN RITMI lil
O
§1.
in
r.
T
5.
0
(1) Japon yönetmen Yasujiro Ozu birçok önemli yönet-
men, eleştirmen ve kuramcı tarafından gelmiş geçmiş
en iyi yönetmen olarak kabul edilmektedir. (II) Ozu'nun
ilk filmleri Charles Chaplin, Harold Lloyd gibi yönetmen-
lerin etkisinde Hollywood tarzı komedilerdir. (III) İkinci
Dünya Savaşı'ndan sonra çektiği filmler; aile, evlilik,
ebeveynler, seyahat, kaçırılmış fırsatlar, pişmanlıklar
gibi konuları işleyerek Japon toplumunun yaşadığı gün-
cel değişim ve çöküşü resmeder. (IV) Her ne kadar film-
ler birbirine benzetilse de her film yeni bir ifadedir onun
sanat anlayışında. (V) Çünkü her filmi yeni bir ilgi ile
yapmıştır. (V) Her zaman aynı gülü boyayan ressamın
ilgiyle bu işi yapması gibi.
Bu parça ikiye bölünmek istense ikinci paragraf
numaralanmış cümlelerden hangisiyle başlatılma-
40VKA SOptizuriox
lidir?
A) II
orto
B) III
C) IV
DV
E
7.
SE
Dengi
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
O §1. in r. T 5. 0 (1) Japon yönetmen Yasujiro Ozu birçok önemli yönet- men, eleştirmen ve kuramcı tarafından gelmiş geçmiş en iyi yönetmen olarak kabul edilmektedir. (II) Ozu'nun ilk filmleri Charles Chaplin, Harold Lloyd gibi yönetmen- lerin etkisinde Hollywood tarzı komedilerdir. (III) İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra çektiği filmler; aile, evlilik, ebeveynler, seyahat, kaçırılmış fırsatlar, pişmanlıklar gibi konuları işleyerek Japon toplumunun yaşadığı gün- cel değişim ve çöküşü resmeder. (IV) Her ne kadar film- ler birbirine benzetilse de her film yeni bir ifadedir onun sanat anlayışında. (V) Çünkü her filmi yeni bir ilgi ile yapmıştır. (V) Her zaman aynı gülü boyayan ressamın ilgiyle bu işi yapması gibi. Bu parça ikiye bölünmek istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerden hangisiyle başlatılma- 40VKA SOptizuriox lidir? A) II orto B) III C) IV DV E 7. SE Dengi
Türkü en yalın tanımıyla, ezgi ile söylenen Türk halk şiirleridir.
Terim olarak türkü, Türk sözcüğünden türemiştir ve Türk'e öz-
gü anlamına gelir. Şemseddin Sami türküyü, "Türklere mahsus
lahinde (ahenkli) şarkı.", M. Fuad Köprülü, "Türklere mahsus
bir beste ile söylenen halk şarkısı"; Ahmet Talat Onay, "Türkle-
re mahsus coşku (ahenk) ile söylenen şarkılar" olarak tanımla-
mışlardır. Türkü, kendine özgü çeşitli ezgilerle söylenen, ano-
nim halk edebiyatı nazım biçimi ve türüdür.
Bu parçanın anlatımında;
1. Örnekleme
II. Tanımlama
III. Karşılaştırma
IV. Tanık gösterme
hangileri yoktur?
A) Yalnız I
D) Yalnız IV
B) Yalnız II
E) I ve III
C) Yalnız III
3.
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
Türkü en yalın tanımıyla, ezgi ile söylenen Türk halk şiirleridir. Terim olarak türkü, Türk sözcüğünden türemiştir ve Türk'e öz- gü anlamına gelir. Şemseddin Sami türküyü, "Türklere mahsus lahinde (ahenkli) şarkı.", M. Fuad Köprülü, "Türklere mahsus bir beste ile söylenen halk şarkısı"; Ahmet Talat Onay, "Türkle- re mahsus coşku (ahenk) ile söylenen şarkılar" olarak tanımla- mışlardır. Türkü, kendine özgü çeşitli ezgilerle söylenen, ano- nim halk edebiyatı nazım biçimi ve türüdür. Bu parçanın anlatımında; 1. Örnekleme II. Tanımlama III. Karşılaştırma IV. Tanık gösterme hangileri yoktur? A) Yalnız I D) Yalnız IV B) Yalnız II E) I ve III C) Yalnız III 3.
• Bu testte Türkçe alanına ait 22 adet soru vardır.
1. Sanatçılığın bir sonraki adımda gereksinim
duyacağı olmazsa olmazları; sanatın araçlarını
kullanmadaki bilgi, beceri yetenek ve
deneyimdin Daha dilini doğru dürüst
konuşamayan, bugüne kadar kalemi eline
almamış, şiirin ne olduğunu bilmeyen, şiirin
unsurlarından habersiz birinin şairliğe
kalkışması ne kadar anlamlıdır? Ziya Paşa bu
noktayı bir beytinde "İlim olmasa şair olmaz
insan / Dilsiz söze kadir olmaz insan" şeklinde
dile getirir. Çünkü doğuştan şu veya bu
düzeyde sanat yeteneğine sahip olmak, gerçek
bir sanatçı olmaya yetmez. Bunun için öncelikle
zorlu ve uzun bir Ciraklık devresi geçirmek
gerekir. Sanat tarihinde daha ilk denemeleriyle
büyük eserlere imza atmış herhangi bir
sanatçıya rastlanmaz. Bu durum bizi, "sanatçı"
ile "zanaatçı"nın aynı şeyler olduğu gibi bir
yanlış anlamaya yönlendirmemelidir. Sözün
başından beri ifade edilenler, bu iki sıfatın veya
bu sıfatları taşıyan insanların aynı olmadığını
açık biçimde ortaya koymaya yetecektir sanırım.
Bu parçadaki altı çizili ifadeyle
I. Sanatın araçlarında deneyim kazanmak
II. İlgilenilen sanat alanında ustalaşmak
II. Doğuştan bazı yeteneklere sahip olmak
durumlarından hangilerine gönderme
yapılmıştır?
A) I ve M
B) Yalnız
Deneme
2
Yalnız III
C) I ve III
E) II ve III
tonguç kampüs
2.
gu
ib:
Bu
tü
ak
ka
di
ar
SI
S
ic
k
d
P
C
E
a
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
• Bu testte Türkçe alanına ait 22 adet soru vardır. 1. Sanatçılığın bir sonraki adımda gereksinim duyacağı olmazsa olmazları; sanatın araçlarını kullanmadaki bilgi, beceri yetenek ve deneyimdin Daha dilini doğru dürüst konuşamayan, bugüne kadar kalemi eline almamış, şiirin ne olduğunu bilmeyen, şiirin unsurlarından habersiz birinin şairliğe kalkışması ne kadar anlamlıdır? Ziya Paşa bu noktayı bir beytinde "İlim olmasa şair olmaz insan / Dilsiz söze kadir olmaz insan" şeklinde dile getirir. Çünkü doğuştan şu veya bu düzeyde sanat yeteneğine sahip olmak, gerçek bir sanatçı olmaya yetmez. Bunun için öncelikle zorlu ve uzun bir Ciraklık devresi geçirmek gerekir. Sanat tarihinde daha ilk denemeleriyle büyük eserlere imza atmış herhangi bir sanatçıya rastlanmaz. Bu durum bizi, "sanatçı" ile "zanaatçı"nın aynı şeyler olduğu gibi bir yanlış anlamaya yönlendirmemelidir. Sözün başından beri ifade edilenler, bu iki sıfatın veya bu sıfatları taşıyan insanların aynı olmadığını açık biçimde ortaya koymaya yetecektir sanırım. Bu parçadaki altı çizili ifadeyle I. Sanatın araçlarında deneyim kazanmak II. İlgilenilen sanat alanında ustalaşmak II. Doğuştan bazı yeteneklere sahip olmak durumlarından hangilerine gönderme yapılmıştır? A) I ve M B) Yalnız Deneme 2 Yalnız III C) I ve III E) II ve III tonguç kampüs 2. gu ib: Bu tü ak ka di ar SI S ic k d P C E a
8.
Gündüz Öğüt'ün "Kader Bozucu" adlı öykü kitabı yedi öy-
küden oluşuyor. Kitaba "Lakin kaderini değiştirmek isti-
yorsan önce onu kabul etmelisin." diyerek başlayan yazar,
gerçek hayatta herkesin yaşayabileceği olayları ve sorunla-
ri, gerçek hayatta karşılaşamayacağımız dünyalar kurgula-
yarak anlatıyor. Yani olanı olmayanla, mümkünü imkânsız
yoluyla gözler önüne seriyor. Sizi içinde yaşadığınız mono-
ton dünyadan sayfalar aracılığıyla bambaşka dünyalara da-
vet ediyor Gündüz Öğüt, Kader Bozucu ile. Her bir öyküde
bambaşka bir dünyanın içine giriyorsunuz. Üstelik daha ilk
andan itibaren bu dünyalara girme konusunda da bir direnç
göstermiyorsunuz. Sizi kolayca içine alıyor satırlar. Hızlı bir
akıcılıkla ilerliyorsunuz. İçine girdiğiniz bu yepyeni dünyanın
sonuna geldiğinizdeyse öykünün üzerine oturduğu temel
konu, sizi kendi gerçek dünyanız üzerine düşünmeye sevk
ediyor.
Bu parçada "Kader Bozucu" adlı öykü kitabıyla ilgili ola-
rak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Okuyanları kendi hayatlarını sorgulamaya yönlendirdi-
ğine
B) Anlattıklarını karşıtlık ilişkisiyle ortaya koyduğuna
Öykülerin okuyanı etkileme konusunda başarılı olduğuna
D) Kitaptaki öykülerin birbiriyle bağlantılı olarak bir bütün-
lük taşıdığına
E) Gündelik hayatta her an karşılaşabileceğimiz olayların
kitapta konu olarak işlendiğine
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
8. Gündüz Öğüt'ün "Kader Bozucu" adlı öykü kitabı yedi öy- küden oluşuyor. Kitaba "Lakin kaderini değiştirmek isti- yorsan önce onu kabul etmelisin." diyerek başlayan yazar, gerçek hayatta herkesin yaşayabileceği olayları ve sorunla- ri, gerçek hayatta karşılaşamayacağımız dünyalar kurgula- yarak anlatıyor. Yani olanı olmayanla, mümkünü imkânsız yoluyla gözler önüne seriyor. Sizi içinde yaşadığınız mono- ton dünyadan sayfalar aracılığıyla bambaşka dünyalara da- vet ediyor Gündüz Öğüt, Kader Bozucu ile. Her bir öyküde bambaşka bir dünyanın içine giriyorsunuz. Üstelik daha ilk andan itibaren bu dünyalara girme konusunda da bir direnç göstermiyorsunuz. Sizi kolayca içine alıyor satırlar. Hızlı bir akıcılıkla ilerliyorsunuz. İçine girdiğiniz bu yepyeni dünyanın sonuna geldiğinizdeyse öykünün üzerine oturduğu temel konu, sizi kendi gerçek dünyanız üzerine düşünmeye sevk ediyor. Bu parçada "Kader Bozucu" adlı öykü kitabıyla ilgili ola- rak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Okuyanları kendi hayatlarını sorgulamaya yönlendirdi- ğine B) Anlattıklarını karşıtlık ilişkisiyle ortaya koyduğuna Öykülerin okuyanı etkileme konusunda başarılı olduğuna D) Kitaptaki öykülerin birbiriyle bağlantılı olarak bir bütün- lük taşıdığına E) Gündelik hayatta her an karşılaşabileceğimiz olayların kitapta konu olarak işlendiğine
1.
Bir çift yemeni (nostaljik ayakkabı) çıkardı bohçasından halam
Yemeniler dillerinden iple birbirine bağlanmış ve topuklarına da
basılmıştı. Hiç giyilmemişti. Derisi buruşmasın diye olacak içleri
de bezle doldurulmuştuş Yemenilerin içlerindeki bezleri çıkartıp
bana uzattı ve "Onun için almıştım ta o zaman, sonra sana sak-
ladım; kısmet seninmiş." dedi! Yüzünü allar bastı halamin. Titre-
yen ellerini boşalan bohçaya dolayıp gizledi. Yemeniler manevi
birer eşya olarak elimdeydi, nutkum tutulmuştu Deri ve nafta-
lin kokusunu hissediyordum yalnızca Nişanlıma uzattım. Nişan-
lim, iki parmağıyla yemenileri birbirine bağlayan ipten kaygısız-
ca tuttu ve yan tarafa bırakıverdi. Basit bir gülüşle güldü O basit
gülüş, bir değirmen taşı gibi halamla benim kalplerimizin üzeri-
ne tüm ağırlığıyla düştü Sonra da bir cümle ile o değirmen taşı-
ni döndürdü, "Zevksiz ve çok eski şeyler hepsi del" deyiverdi. Se-
sinin bu denli soğuk ve kuru olduğunun farkına nasıl da varma-
mıştım daha önce. Halam da koynundan çıkardığı beşibiryerde-
yi ona uzatıyordu tam o sırada. Boşalan bohçasını kıskıvrak top-
layıp kalktı halam. Nişanlıma baktım. Ne yaptığının, neyi küçüm-
sediğinin farkında bile değildi. Olan olmuştu artık
Bu parçada aşağıdakilerden hangisiyle ilgili durum anlatılmak-
tadır?
Saygılı davranma
Anlama çabası
Anlattian: özetleme
Pot kırma
Geçmiş özlemi
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. Bir çift yemeni (nostaljik ayakkabı) çıkardı bohçasından halam Yemeniler dillerinden iple birbirine bağlanmış ve topuklarına da basılmıştı. Hiç giyilmemişti. Derisi buruşmasın diye olacak içleri de bezle doldurulmuştuş Yemenilerin içlerindeki bezleri çıkartıp bana uzattı ve "Onun için almıştım ta o zaman, sonra sana sak- ladım; kısmet seninmiş." dedi! Yüzünü allar bastı halamin. Titre- yen ellerini boşalan bohçaya dolayıp gizledi. Yemeniler manevi birer eşya olarak elimdeydi, nutkum tutulmuştu Deri ve nafta- lin kokusunu hissediyordum yalnızca Nişanlıma uzattım. Nişan- lim, iki parmağıyla yemenileri birbirine bağlayan ipten kaygısız- ca tuttu ve yan tarafa bırakıverdi. Basit bir gülüşle güldü O basit gülüş, bir değirmen taşı gibi halamla benim kalplerimizin üzeri- ne tüm ağırlığıyla düştü Sonra da bir cümle ile o değirmen taşı- ni döndürdü, "Zevksiz ve çok eski şeyler hepsi del" deyiverdi. Se- sinin bu denli soğuk ve kuru olduğunun farkına nasıl da varma- mıştım daha önce. Halam da koynundan çıkardığı beşibiryerde- yi ona uzatıyordu tam o sırada. Boşalan bohçasını kıskıvrak top- layıp kalktı halam. Nişanlıma baktım. Ne yaptığının, neyi küçüm- sediğinin farkında bile değildi. Olan olmuştu artık Bu parçada aşağıdakilerden hangisiyle ilgili durum anlatılmak- tadır? Saygılı davranma Anlama çabası Anlattian: özetleme Pot kırma Geçmiş özlemi
9.
?
O-
Aydın insan, düşüncenin gökkuşağını yedi rengiy
le sever. Ama prensiplerini elden bırakmaz çünku
o prensipler, hayatın taşlarının arasından süzüle
süzüle gelmiştir; yine de onları yeniden gözden
geçirir, sorgulayıcı yaklaşır; bir doğru gördüğü
an onu alır ve yanlış bir şeyi prensip diye tabu-
laştırmaz. Ayrıca elini taşın altına koymayı bilir.
Doğrularını terk edip tribüne oynamaz; "halk"ın
istediğini değil "hakk'ın istediğini yapar. Bununla
birlikte halkı hor görmez, üsttenci, ukala bir tavır
sergilemez.
Bu parçada anlatılan aydın tipinin özellikleri
arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) İlkeli ve eleştirel bir tavrı vardır.
B) Sorumluluk almaktan kaçınmaz.
C) Kitlelerin beğenisinin peşinde değildir.
değildir
D) Alçak gönüllü ve saygılıdır.
E) Bilgi ve donanım bakımından eksiksizdir.
11
?
C
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
9. ? O- Aydın insan, düşüncenin gökkuşağını yedi rengiy le sever. Ama prensiplerini elden bırakmaz çünku o prensipler, hayatın taşlarının arasından süzüle süzüle gelmiştir; yine de onları yeniden gözden geçirir, sorgulayıcı yaklaşır; bir doğru gördüğü an onu alır ve yanlış bir şeyi prensip diye tabu- laştırmaz. Ayrıca elini taşın altına koymayı bilir. Doğrularını terk edip tribüne oynamaz; "halk"ın istediğini değil "hakk'ın istediğini yapar. Bununla birlikte halkı hor görmez, üsttenci, ukala bir tavır sergilemez. Bu parçada anlatılan aydın tipinin özellikleri arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) İlkeli ve eleştirel bir tavrı vardır. B) Sorumluluk almaktan kaçınmaz. C) Kitlelerin beğenisinin peşinde değildir. değildir D) Alçak gönüllü ve saygılıdır. E) Bilgi ve donanım bakımından eksiksizdir. 11 ? C
11. Yıllar önce yaşadıkların yapışıveriyor üstüne sülük
gibi. Ve sen onu çoktan bırakmış olsan da o senden
kopmuyor bir türlü. Kendin olan, seni sen yapan
yüzlerce özelliğin varken senin için uzak ve anlamını
yitirmiş bir isimle tanımlanıveriyorsun birden.
Bu parçada yazar, aşağıdakilerden hangisinden
yakınmaktadır?
A) Yıllar önce yaşadığı olumsuzluklardan
B) Yaşadığı olayların yıllar sonra kendisini ansızın
rahatsız etmesinden
C) Yaşananların kendisini oluşturan unsur olduğun-
dan
D) Yaşanan güzelliklerin geride kalmasından
E) Ömrün boş yere harcanmış olmasından
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
11. Yıllar önce yaşadıkların yapışıveriyor üstüne sülük gibi. Ve sen onu çoktan bırakmış olsan da o senden kopmuyor bir türlü. Kendin olan, seni sen yapan yüzlerce özelliğin varken senin için uzak ve anlamını yitirmiş bir isimle tanımlanıveriyorsun birden. Bu parçada yazar, aşağıdakilerden hangisinden yakınmaktadır? A) Yıllar önce yaşadığı olumsuzluklardan B) Yaşadığı olayların yıllar sonra kendisini ansızın rahatsız etmesinden C) Yaşananların kendisini oluşturan unsur olduğun- dan D) Yaşanan güzelliklerin geride kalmasından E) Ömrün boş yere harcanmış olmasından