Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

8.
6. Büyük kentlerde yaşayan insanlar bir sözcükten değişik an-
lamlar çıkarmayı severler. Oysa yayla insanının böyle bir özel-
liği yoktur. O, sözcükleri yalnızca gerçek anlamlarıyla kulanır.
Daha doğrusu, dolaylı düşünmeyi dolaylı anlatmayı bilmez.
İyiye iyi kötüye kötü der. Onun dilinde iyilik, kötülük, güzellik
gibi soyut kavramlar, nesnel bir nitelik taşır. Bana öyle geliyor
ki doğa, yaylada başka, büyük kentlerde başka davranış bi-
çimleri oluşturuyor.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır bas-
maktadır?
A Mizahî anlatım
BY Kanıtlayıcı anlatım
Betimleyici anlatım
(D) Söyleşmeye bağlı anlatım
Öyküleyici anlatım
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
8. 6. Büyük kentlerde yaşayan insanlar bir sözcükten değişik an- lamlar çıkarmayı severler. Oysa yayla insanının böyle bir özel- liği yoktur. O, sözcükleri yalnızca gerçek anlamlarıyla kulanır. Daha doğrusu, dolaylı düşünmeyi dolaylı anlatmayı bilmez. İyiye iyi kötüye kötü der. Onun dilinde iyilik, kötülük, güzellik gibi soyut kavramlar, nesnel bir nitelik taşır. Bana öyle geliyor ki doğa, yaylada başka, büyük kentlerde başka davranış bi- çimleri oluşturuyor. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır bas- maktadır? A Mizahî anlatım BY Kanıtlayıcı anlatım Betimleyici anlatım (D) Söyleşmeye bağlı anlatım Öyküleyici anlatım
3. Yediveren gülü koridorun sonunda, binanın Abdurrahman
Muhtar Şereflidüzbel sokağına bakan penceresinin önünde
idi. İki buçuk metrelik dar ve uzun koridorun iki kat pencere
camları bahçeye bakıyordu. Çürümüş, toplu iğne, karbon
kâğıdı, daktilo şeridi, vesikalık fotoğraf, ikametgâh ilmüha-
beri, iyi hal kâğıdı, nüfus cüzdanı sureti ile tükrük, balgam,
gözyaşı, yağmur, dolu, kar, yemiş, kuş tüyü, serçe, güvercin
pisliği karışımı, ezilmiş, çiğnenmiş esmer, kalorifer kurumu
ile yer yer kuzgunî siyah bir toprağın örttüğü bahçe. İnce,
uzun ve ihtiyar akasyalar; kısa, bodur, mumyalaşmış mazılar,
siyah çakıl taşları ve yıpranmış tuğla çerçeveli tarhları ile
yapıldığından beri değiştirilmeyen, adeta katılaşmış yeşil,
siyah bir su ile dolu havuz, insanların oturmadığı, yağmur-
dan, kardan delik delik, oluk oluk çatlamış tahta sıralarla bu
bahçe: Üçüncü sınıf bir gazete fotoğrafı gibidir.
Bu parça ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söyle-
nemez?
MASPONUD
A) Benzetmeye başvurulmuştur.
B) Betimleyici anlatıma yer verilmiştir.
C) Gözleme başvurulmuştur.
D) Nifeleyici sözcüklere yer verilmiştir.
E) Bireyin iç dünyasını esas alan metin özelliği taşımaktadır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
3. Yediveren gülü koridorun sonunda, binanın Abdurrahman Muhtar Şereflidüzbel sokağına bakan penceresinin önünde idi. İki buçuk metrelik dar ve uzun koridorun iki kat pencere camları bahçeye bakıyordu. Çürümüş, toplu iğne, karbon kâğıdı, daktilo şeridi, vesikalık fotoğraf, ikametgâh ilmüha- beri, iyi hal kâğıdı, nüfus cüzdanı sureti ile tükrük, balgam, gözyaşı, yağmur, dolu, kar, yemiş, kuş tüyü, serçe, güvercin pisliği karışımı, ezilmiş, çiğnenmiş esmer, kalorifer kurumu ile yer yer kuzgunî siyah bir toprağın örttüğü bahçe. İnce, uzun ve ihtiyar akasyalar; kısa, bodur, mumyalaşmış mazılar, siyah çakıl taşları ve yıpranmış tuğla çerçeveli tarhları ile yapıldığından beri değiştirilmeyen, adeta katılaşmış yeşil, siyah bir su ile dolu havuz, insanların oturmadığı, yağmur- dan, kardan delik delik, oluk oluk çatlamış tahta sıralarla bu bahçe: Üçüncü sınıf bir gazete fotoğrafı gibidir. Bu parça ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söyle- nemez? MASPONUD A) Benzetmeye başvurulmuştur. B) Betimleyici anlatıma yer verilmiştir. C) Gözleme başvurulmuştur. D) Nifeleyici sözcüklere yer verilmiştir. E) Bireyin iç dünyasını esas alan metin özelliği taşımaktadır.
Annenden öğrendiğinle yetinme
Çocuğum, Türkçeni geliştir
Dilimiz öylesine güzel ki
Durgun göllerimizce duru
Akarsularımızca coşkulu
Ne var ki çocuğum
Güzellik de bakım ister
Seni büyüten ninnilerimizi belle
Çünkü her sözün en güzeli Türkçemizde
Bu dizelerde Türkçeyle ilgili olarak aşağıdaki-
lerden hangisine değinilmemiştir?
A) Türkçenin güzelliğine
B) Ana dilin anlatım gücüne
C) Konuşanların özen göstermeleri gerektiğine
D) Neler yapılması gerektiğine L
E) Ürün yönünden zenginliğine
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
Annenden öğrendiğinle yetinme Çocuğum, Türkçeni geliştir Dilimiz öylesine güzel ki Durgun göllerimizce duru Akarsularımızca coşkulu Ne var ki çocuğum Güzellik de bakım ister Seni büyüten ninnilerimizi belle Çünkü her sözün en güzeli Türkçemizde Bu dizelerde Türkçeyle ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisine değinilmemiştir? A) Türkçenin güzelliğine B) Ana dilin anlatım gücüne C) Konuşanların özen göstermeleri gerektiğine D) Neler yapılması gerektiğine L E) Ürün yönünden zenginliğine
Koyunlar, tuzu yalayıp yuttu. Kınalı koyun düştü öne. Ko-
yunlar dizildi onun ardına sıra sıra. Ceyhan Irmağı'na dal-
dilar hep beraber. Çoban, çaldı kavalını. Yalvardı koyunla-
ra. İçmeden geçin karşıya, dedi kavalın diliyle. Uydu bütün
koyunlar, bu çağrıya. Vefalıydılar. Kınalı geçti geçecek
derken korkulan oldu: Mor koyun eğildi, içti suyu. Sevdalar
yarım kaldı. "Taş olun!" dedi çoban. llençlendi: "Taş olun!"
Taş oldu bütün koyunlar. Sıra sıra dizilmiş suya doğru yü-
rüyen koyunların hepsi taş oldu. "Koyuntaş" dediler buraya
bu yüzden. Aklı karalı, kınalı morlu koyun biçimli taşların
hikâyesi budur işte.
Bu parçaya hâkim olan anlatım aşağıdakilerden hangi-
sidir?
A) Açıklayıcı
B) Tartışmacı
C) Gerçeğin benzerini kurgulayan öyküleme
D) Fantastik
E) Betimleyici
a
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
Koyunlar, tuzu yalayıp yuttu. Kınalı koyun düştü öne. Ko- yunlar dizildi onun ardına sıra sıra. Ceyhan Irmağı'na dal- dilar hep beraber. Çoban, çaldı kavalını. Yalvardı koyunla- ra. İçmeden geçin karşıya, dedi kavalın diliyle. Uydu bütün koyunlar, bu çağrıya. Vefalıydılar. Kınalı geçti geçecek derken korkulan oldu: Mor koyun eğildi, içti suyu. Sevdalar yarım kaldı. "Taş olun!" dedi çoban. llençlendi: "Taş olun!" Taş oldu bütün koyunlar. Sıra sıra dizilmiş suya doğru yü- rüyen koyunların hepsi taş oldu. "Koyuntaş" dediler buraya bu yüzden. Aklı karalı, kınalı morlu koyun biçimli taşların hikâyesi budur işte. Bu parçaya hâkim olan anlatım aşağıdakilerden hangi- sidir? A) Açıklayıcı B) Tartışmacı C) Gerçeğin benzerini kurgulayan öyküleme D) Fantastik E) Betimleyici a
5. (1) Saydam cam içinde döne döne yükselen beyaz veya
renkli helezonlarıyla göze çarpan çeşmibülbül, cam
sanatının en özgün tekniklerinden biridir (Osmanlı
Türkçesinde "bülbülün gözü” anlamına gelen bu
kelimeyi tercih edenler bülbülün gözündeki çizgilerden
ilham almış olabilir. (III) ilk kez on altıncı yüzyılın birinci
yarısında Venedik'te geliştirilen bu teknik, on dokuzuncu
yüzyılın başlarında Osmanlı topraklarına getirilmiş ve
yüzyılın sonuna kadar Beykoz'daki cam atölyelerinde
çeşmibülbül imal edilmeye devam edilmiştir. (IV)
Çeşmibüibülün yapım süreci, iik hazırlık aşamasından
son biçimini alıncaya kadar, tam bir sanatçı duyarlılığı
gerektiriyor. (V) Bir süre gözlerden kaybolan
çeşmibülbülün yapımı 1960'lı yıllarda tekrar
canlanmıştır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I
11
C) III
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
5. (1) Saydam cam içinde döne döne yükselen beyaz veya renkli helezonlarıyla göze çarpan çeşmibülbül, cam sanatının en özgün tekniklerinden biridir (Osmanlı Türkçesinde "bülbülün gözü” anlamına gelen bu kelimeyi tercih edenler bülbülün gözündeki çizgilerden ilham almış olabilir. (III) ilk kez on altıncı yüzyılın birinci yarısında Venedik'te geliştirilen bu teknik, on dokuzuncu yüzyılın başlarında Osmanlı topraklarına getirilmiş ve yüzyılın sonuna kadar Beykoz'daki cam atölyelerinde çeşmibülbül imal edilmeye devam edilmiştir. (IV) Çeşmibüibülün yapım süreci, iik hazırlık aşamasından son biçimini alıncaya kadar, tam bir sanatçı duyarlılığı gerektiriyor. (V) Bir süre gözlerden kaybolan çeşmibülbülün yapımı 1960'lı yıllarda tekrar canlanmıştır. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) I 11 C) III D) IV E) V
"
35-37. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Edebiyat dergilerindeki "kitap tanıtma yazıları"nın son za-
manlarda eskiye göre epeyce azaldığı, bilinen bir gerçek.
Buna karşın, yayımlanan kitapların yazarlarıyla yapılan söy-
leşilerde büyük bir artış var. İlle de birini öteRine yeğlemek
gerekirse ben, bir kitabın nesnel biçimde tanıtıldığı yazı-
lardan yanayım. Söyleşi yazıları bana oldum olası "işin ko-
layına kaçmak" gibi gelir. Aslında, yazarına sormak üzere
bir kitaba ilişkin sorular hazırlamak gerçekten çok emek
ister. Ne var ki bizde bu iş, "Günün hangi saatl inde ya-
zarsınız?", "Nasıl yazıyorsunuz?" türünden sıradan soru-
lar aracılığıyla yapılmaya çalışılıyor. Söyleşide asıl çabayı,
yapıtı ortaya koyan yazar gösteriyor. Yargı yüklü soruları
yanlış anlaşılma endişesiyle yanıtlayarak, yapıtının avukat-
liğini yaparak... Buna karşın kitap tanıtma yazılarında ça-
ba göstermesi gereken, tanıtma yazısını yazan kişidir. Ta-
nitacağı, eleştireceği kitabı dikkatle ve sıradan bir okurdan
farklı bir göz ve birikimle okuyacak, aynı türdeki başka ör-
neklerle birçok bakımdan karşılaştıracak, yazısını buna gö-
re yazacak. Az gerilim, az çaba değildir bu. Öte yandan
"kitap tanıtma, eleştirme işi"ni nesnellikle yapanların, hak-
li olduklarına inandığım bazı korkuları var ki bu olgu, ede-
biyat dünyasını ciddi olarak tehdit etmektedir: Yazarın hış-
mına uğramak! Bazı yazarlar, "Zamanını bana ayırmış, oku-
muş, didik didik etmiş, emeğini esirgememiş." diye dü-
şünmek yerine eleştiriyi, eleştirmeni küçümsemeyi, yok
saymayı ve hatta aşağılamayı yeğliyor.
36. 1. Yeni yayımlanan kitaplar hakkında tanıtım yazılarının
hazırlanması yerine kitabın yazarıyla söyleşi yapılma-
sının daha çok tercih edilmesinden
II. Yazarların eleştirilere, eleştirmenlere katlanamamasın-
dan
III. Kitap tanıtma yazısı yazma işini yapanların ele alına-
cak kitabı seçerken nesnel olmamalarından
IV. Yeni yayımlanan kitapların yazarlarıyla söyleşi yapan-
ların, eserin edebî yönünü yeterince vurgulamamala-
rindan
tould
AL
V. Kitap tanıtma yazılarını hazırlayanların, kitabın satışını
me etkileyeceklerinin farkında olmamalarından
elreliant
neb Bu parçada yazar yukarıdakilerin hangilerinden yakın-
maktadır?
A) I, II ve Ill
I, II ve IV
-G) I, -ve-V
D) I, II ve V
E), IV ve V
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
" 35-37. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Edebiyat dergilerindeki "kitap tanıtma yazıları"nın son za- manlarda eskiye göre epeyce azaldığı, bilinen bir gerçek. Buna karşın, yayımlanan kitapların yazarlarıyla yapılan söy- leşilerde büyük bir artış var. İlle de birini öteRine yeğlemek gerekirse ben, bir kitabın nesnel biçimde tanıtıldığı yazı- lardan yanayım. Söyleşi yazıları bana oldum olası "işin ko- layına kaçmak" gibi gelir. Aslında, yazarına sormak üzere bir kitaba ilişkin sorular hazırlamak gerçekten çok emek ister. Ne var ki bizde bu iş, "Günün hangi saatl inde ya- zarsınız?", "Nasıl yazıyorsunuz?" türünden sıradan soru- lar aracılığıyla yapılmaya çalışılıyor. Söyleşide asıl çabayı, yapıtı ortaya koyan yazar gösteriyor. Yargı yüklü soruları yanlış anlaşılma endişesiyle yanıtlayarak, yapıtının avukat- liğini yaparak... Buna karşın kitap tanıtma yazılarında ça- ba göstermesi gereken, tanıtma yazısını yazan kişidir. Ta- nitacağı, eleştireceği kitabı dikkatle ve sıradan bir okurdan farklı bir göz ve birikimle okuyacak, aynı türdeki başka ör- neklerle birçok bakımdan karşılaştıracak, yazısını buna gö- re yazacak. Az gerilim, az çaba değildir bu. Öte yandan "kitap tanıtma, eleştirme işi"ni nesnellikle yapanların, hak- li olduklarına inandığım bazı korkuları var ki bu olgu, ede- biyat dünyasını ciddi olarak tehdit etmektedir: Yazarın hış- mına uğramak! Bazı yazarlar, "Zamanını bana ayırmış, oku- muş, didik didik etmiş, emeğini esirgememiş." diye dü- şünmek yerine eleştiriyi, eleştirmeni küçümsemeyi, yok saymayı ve hatta aşağılamayı yeğliyor. 36. 1. Yeni yayımlanan kitaplar hakkında tanıtım yazılarının hazırlanması yerine kitabın yazarıyla söyleşi yapılma- sının daha çok tercih edilmesinden II. Yazarların eleştirilere, eleştirmenlere katlanamamasın- dan III. Kitap tanıtma yazısı yazma işini yapanların ele alına- cak kitabı seçerken nesnel olmamalarından IV. Yeni yayımlanan kitapların yazarlarıyla söyleşi yapan- ların, eserin edebî yönünü yeterince vurgulamamala- rindan tould AL V. Kitap tanıtma yazılarını hazırlayanların, kitabın satışını me etkileyeceklerinin farkında olmamalarından elreliant neb Bu parçada yazar yukarıdakilerin hangilerinden yakın- maktadır? A) I, II ve Ill I, II ve IV -G) I, -ve-V D) I, II ve V E), IV ve V
TYT
34. Muhabir:
(1) ----
Ressam:
Bir resmin isminin gelip onu bulacağına inanı-
yorum. Sanat tarihinde ressamların resimlerini
isimlendirmediğini görürüz, O eserlere isimleri-
ni toplumlar koymuştur. Bizler ne kadar geçiciy-
sek sanat eserleri, bir o kadar kalıcı. Dolayısıyla
ona konulan ismin de gelecek zamanda bir öne-
mi olmuyor.
Muhabir:
(11) ---
Ressam:
- Sanatta orijinalliğin önemini fakülte döneminde
kavradım. Hiçbir akımla, anlayışla, grupla ilgi-
lenmemeye çalıştım. Etki altında kalmamak adı-
na araştırmalarımı dahi kısıtladım. Gördüğüm
sergiler, okuduğum kitaplar benim için takdir et-
me ve beğenme boyutunda kaldı.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakiler-
den hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) I. Sanatta kalıcılık ile ilgili ne söylemek istersi-
niz?
II. Bir sanatçının özgünlüğü yakalaması zama-
na mı bağlıdır?
B) I. Her özgün eserin zamanla gerçek değerini bu-
lacağına inanıyor musunuz?
II. Özgün ürünler vermeyi neye borçlusunuz da-
ha çok?
C) I. Sanat eserlerine ad koymayı doğru bulmuyor
musunuz?
II. Özgünlük-gelenek ilişkisi üzerine neler söyle-
mek istersiniz?
D) I. Eserlerinizi artık isimlendirmemenizin özel bir
nedeni var mı?
II. Sizce özgünlüğü korumak ve sürdürebilmek
için neler gerekiyor?
E) I. Bir sanat eserinin ismini toplum mu belirleme-
li sizce?
II. Tecrübenin sanatınıza nasıl bir yansıması ol-
du?
D
19201210
Nal
şar
da
zar
da
Ya
sa
ya
ric
m
3
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TYT 34. Muhabir: (1) ---- Ressam: Bir resmin isminin gelip onu bulacağına inanı- yorum. Sanat tarihinde ressamların resimlerini isimlendirmediğini görürüz, O eserlere isimleri- ni toplumlar koymuştur. Bizler ne kadar geçiciy- sek sanat eserleri, bir o kadar kalıcı. Dolayısıyla ona konulan ismin de gelecek zamanda bir öne- mi olmuyor. Muhabir: (11) --- Ressam: - Sanatta orijinalliğin önemini fakülte döneminde kavradım. Hiçbir akımla, anlayışla, grupla ilgi- lenmemeye çalıştım. Etki altında kalmamak adı- na araştırmalarımı dahi kısıtladım. Gördüğüm sergiler, okuduğum kitaplar benim için takdir et- me ve beğenme boyutunda kaldı. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakiler- den hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) I. Sanatta kalıcılık ile ilgili ne söylemek istersi- niz? II. Bir sanatçının özgünlüğü yakalaması zama- na mı bağlıdır? B) I. Her özgün eserin zamanla gerçek değerini bu- lacağına inanıyor musunuz? II. Özgün ürünler vermeyi neye borçlusunuz da- ha çok? C) I. Sanat eserlerine ad koymayı doğru bulmuyor musunuz? II. Özgünlük-gelenek ilişkisi üzerine neler söyle- mek istersiniz? D) I. Eserlerinizi artık isimlendirmemenizin özel bir nedeni var mı? II. Sizce özgünlüğü korumak ve sürdürebilmek için neler gerekiyor? E) I. Bir sanat eserinin ismini toplum mu belirleme- li sizce? II. Tecrübenin sanatınıza nasıl bir yansıması ol- du? D 19201210 Nal şar da zar da Ya sa ya ric m 3
X
RAY
9
27. Geçmişine kapanmış toplumlar en geri toplum-
lardır. Bugünden geleceğe hazırlananlar ise en
ileri olanlardır. Kişilere dikkat edin; geçmişiyle
övünenlere, geçmiş kahramanlıklardan pay çı-
karanlara. Bunlar ellerinden bir şey gelmeyen
birtakım zavallılardır. Kendi beceriksizliklerini
örtmek için geçmişteki şan ve şereften pay al-
mak, pay dağıtmak isterler. İkide bir yığınların
karşısına geçmişe ait masallar çıkarırlar. Amaç-
ları bugünü durdurmak, geleceğin de geçmişe
benzemesini sağlamaktır.
Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen
bir şairin düşüncesi olabilir?
A) Eğer bir toplum geçmiş güzellikleri yaşata-
mıyorsa o toplumun yok olması kaçınılmaz-
dır.
B) Geçmişten yararlanabiliriz fakat geleceğe yö-
nelik plan ve çalışmalarımız yoksa bu durum,
yerinde saymaktır.
C) Eski güzellikler gelecekteki güzelliklerin ve
mutlu günlerin habercisidir. X
D) Gelecek eğer geçmişi andırmıyorsa o toplu-
mun ne geleceğinden ne de geçmişinden söz
edilebilir.
O E) Bazı insanlar başarılarını gizlemek amacıyla
geçmişteki güzel ve olumlu davranışları öne
çıkarmak isterler.
ARI
28.
29.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
X RAY 9 27. Geçmişine kapanmış toplumlar en geri toplum- lardır. Bugünden geleceğe hazırlananlar ise en ileri olanlardır. Kişilere dikkat edin; geçmişiyle övünenlere, geçmiş kahramanlıklardan pay çı- karanlara. Bunlar ellerinden bir şey gelmeyen birtakım zavallılardır. Kendi beceriksizliklerini örtmek için geçmişteki şan ve şereften pay al- mak, pay dağıtmak isterler. İkide bir yığınların karşısına geçmişe ait masallar çıkarırlar. Amaç- ları bugünü durdurmak, geleceğin de geçmişe benzemesini sağlamaktır. Aşağıdakilerden hangisi bu sözleri söyleyen bir şairin düşüncesi olabilir? A) Eğer bir toplum geçmiş güzellikleri yaşata- mıyorsa o toplumun yok olması kaçınılmaz- dır. B) Geçmişten yararlanabiliriz fakat geleceğe yö- nelik plan ve çalışmalarımız yoksa bu durum, yerinde saymaktır. C) Eski güzellikler gelecekteki güzelliklerin ve mutlu günlerin habercisidir. X D) Gelecek eğer geçmişi andırmıyorsa o toplu- mun ne geleceğinden ne de geçmişinden söz edilebilir. O E) Bazı insanlar başarılarını gizlemek amacıyla geçmişteki güzel ve olumlu davranışları öne çıkarmak isterler. ARI 28. 29.
1. Kitap tanıtımında, yaygın olarak bilinen "betimsel" ve "eles-
tirel" olmak üzere iki tür yaklaşım vardır: Betimsel yakla-
şımda, tanıtımı yapan yazar, kendi tercih ve görüşlerini işe
katmadan incelediği kitap hakkında tanıtıcı temel bilgiler
verir.
II. Ancak bir kitabı tanıtmak, sadece özetlemek değildir.
III. Bu, bütünüyle açıklama ve tanıtım amaçlı bir çalışma olup
kitaptan alınan bazı pasajlara dayalı olarak kitabın ve ya-
zarının amacının, tanıtan tarafından anlaşıldığı biçimiyle
açıklanmasına dönüktür.
IV. Yazılı basında, bazı kişi ve yayıncıların internet sitelerinde
bu tür tanıtımlara sıkça rastlanabilir.
V. Tanıtım yazısını okuyan okuyucu, söz konusu kitap hak-
kında genel bir fikir sahibi olur.
Numaralanmış cümlelerden anlamlı bir paragraf oluşturul
sa beşinci cümle hangisi olurdu?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV. E) V.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. Kitap tanıtımında, yaygın olarak bilinen "betimsel" ve "eles- tirel" olmak üzere iki tür yaklaşım vardır: Betimsel yakla- şımda, tanıtımı yapan yazar, kendi tercih ve görüşlerini işe katmadan incelediği kitap hakkında tanıtıcı temel bilgiler verir. II. Ancak bir kitabı tanıtmak, sadece özetlemek değildir. III. Bu, bütünüyle açıklama ve tanıtım amaçlı bir çalışma olup kitaptan alınan bazı pasajlara dayalı olarak kitabın ve ya- zarının amacının, tanıtan tarafından anlaşıldığı biçimiyle açıklanmasına dönüktür. IV. Yazılı basında, bazı kişi ve yayıncıların internet sitelerinde bu tür tanıtımlara sıkça rastlanabilir. V. Tanıtım yazısını okuyan okuyucu, söz konusu kitap hak- kında genel bir fikir sahibi olur. Numaralanmış cümlelerden anlamlı bir paragraf oluşturul sa beşinci cümle hangisi olurdu? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
B
Türkçe
36-37. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap-
layınız.
(1) Decameron öyküleri, hikâye türünün ilk örnekleri sa-
yılmaktadır. (II) Floransa'da 1348 yılında patlak veren
veba salgınına yakalanmamak için bir villaya sığınan
insanların birbirlerine anlattıkları yüz öyküden oluş-
maktadır. (III) Öykülerin çoğu, eski halk masallarından
alınmıştır. (IV) İçlerinde rahibeler, saçları sarıya boya-
nan sevgililer, aldatılmış kocalar, hizmetçiler gibi değişik
insan tipleri vardır. (V) Bunları canlı, eğlenceli bir hava
içinde yansıtmış; böylece Orta Çağ'ın dinsel konularını
bir yana atarak doğrudan doğruya "insan"dan yalın bir
dille söz etmiştir.
36. Bu parçada Decameron öyküleriyle ilgili olarak aşa-
ğıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Kendi alanındaki konumuna
B) Hangi gerekçeyle oluştuğuna
C) Ne tür insanlardan söz ettiğine
D) Dinsel içerik barındırmadığına
Örnek alınan bir eser olduğuna X
olan nabaga
37. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) I. cümlede, karşılaştırma yapılmıştır
B) II. cümlede, amaç-sonuç ilişkisi vardır.
Ill. cümlede, genel bir kanıya varılmıştır.
DIV. cümlede, içerikten bahsedilmiştir.
E) V. cümlede, üslupla ilgili ifadeler vardır. V
625
la
(1)
ça
Sil
ca
he
b
la
C
S
38.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
B Türkçe 36-37. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap- layınız. (1) Decameron öyküleri, hikâye türünün ilk örnekleri sa- yılmaktadır. (II) Floransa'da 1348 yılında patlak veren veba salgınına yakalanmamak için bir villaya sığınan insanların birbirlerine anlattıkları yüz öyküden oluş- maktadır. (III) Öykülerin çoğu, eski halk masallarından alınmıştır. (IV) İçlerinde rahibeler, saçları sarıya boya- nan sevgililer, aldatılmış kocalar, hizmetçiler gibi değişik insan tipleri vardır. (V) Bunları canlı, eğlenceli bir hava içinde yansıtmış; böylece Orta Çağ'ın dinsel konularını bir yana atarak doğrudan doğruya "insan"dan yalın bir dille söz etmiştir. 36. Bu parçada Decameron öyküleriyle ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Kendi alanındaki konumuna B) Hangi gerekçeyle oluştuğuna C) Ne tür insanlardan söz ettiğine D) Dinsel içerik barındırmadığına Örnek alınan bir eser olduğuna X olan nabaga 37. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) I. cümlede, karşılaştırma yapılmıştır B) II. cümlede, amaç-sonuç ilişkisi vardır. Ill. cümlede, genel bir kanıya varılmıştır. DIV. cümlede, içerikten bahsedilmiştir. E) V. cümlede, üslupla ilgili ifadeler vardır. V 625 la (1) ça Sil ca he b la C S 38.
5. Bergama'yı keşfettikçe, sokak aralarında gezindikçe
buranın sadece tarihten ibaret olmadığını; yöreye has
doğası, nimetleri, insanı ve renkleriyle çok farklı bir coğ-
rafya olduğunu anlayacaksınız. Bakırçay'ın kolları ara-
sında yer alan Bergama'da her biri diğerinin kalıntıları
üzerinde yükselen beş farklı şehir kurulmuş. Buluntular,
kentin ilk yerleşim tarihinin MÖ 8. yüzyıla dek uzandığı-
ni gösteriyor. Bugünkü Akropol kalıntılarının bulunduğu
330 metrelik bir tepeye kurulan şehir, önce Perslerin,
sonra da Büyük İskender'in egemenliğine girmiş. İha-
netlerle pek çok kez el değiştiren kent, MÖ 283-133
tarihleri arasında görkemli bir krallığa dönüşmüş.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
Sayısal verilerden yararlanılmıştır.
Yansız bir söylem ağır basmaktadır.
C) izlenimsel betimlemeye örnek gösterilebilir.
Çoğullaştırmalara yer verilmiştir.
Deyim kullanılmıştır.
6. Türk sinema tarihinde aşk filmlerinin hayli kabarık bir
geçmişi var. İzleyicilere yıllarca zengin kız-fakir oğlan ya
S
Kafadengi
7.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
5. Bergama'yı keşfettikçe, sokak aralarında gezindikçe buranın sadece tarihten ibaret olmadığını; yöreye has doğası, nimetleri, insanı ve renkleriyle çok farklı bir coğ- rafya olduğunu anlayacaksınız. Bakırçay'ın kolları ara- sında yer alan Bergama'da her biri diğerinin kalıntıları üzerinde yükselen beş farklı şehir kurulmuş. Buluntular, kentin ilk yerleşim tarihinin MÖ 8. yüzyıla dek uzandığı- ni gösteriyor. Bugünkü Akropol kalıntılarının bulunduğu 330 metrelik bir tepeye kurulan şehir, önce Perslerin, sonra da Büyük İskender'in egemenliğine girmiş. İha- netlerle pek çok kez el değiştiren kent, MÖ 283-133 tarihleri arasında görkemli bir krallığa dönüşmüş. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? Sayısal verilerden yararlanılmıştır. Yansız bir söylem ağır basmaktadır. C) izlenimsel betimlemeye örnek gösterilebilir. Çoğullaştırmalara yer verilmiştir. Deyim kullanılmıştır. 6. Türk sinema tarihinde aşk filmlerinin hayli kabarık bir geçmişi var. İzleyicilere yıllarca zengin kız-fakir oğlan ya S Kafadengi 7.
. Atın evcilleştirme süreci son yıllarda yapılan arkeolojik
kazılarda elde edilen bilgiler ışığında 1000 yıl daha ge-
rilere götürülmüş; Kuzey Kazakistan'da MÖ 3500'lü yıl-
larda Bakır Çağı'nda yaşayan "Botai" kültür insanlarının
büyük yerleşim birimlerinde atların etinden ve sütünden
yararlandıkları, çalışmalarla ortaya çıkarılmıştır.
Bu cümleden,
I. Atın evcilleştirilmesinin, bilinen tarihten daha eskiye
dayandığı yapılan son kazılarla belli olmuştur.
II, Atların binek hayvanı olarak kullanılması ilk olarak
Bakır Çağı'nda gerçekleşmiştir.
All. Botai kültür insanları, atı evcilleştiren ilk topluluktur.
yargılarından hangileri kesin olarak çıkarılabilir?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
C) Yalnız III
D) I ve III
E) II ve III
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
. Atın evcilleştirme süreci son yıllarda yapılan arkeolojik kazılarda elde edilen bilgiler ışığında 1000 yıl daha ge- rilere götürülmüş; Kuzey Kazakistan'da MÖ 3500'lü yıl- larda Bakır Çağı'nda yaşayan "Botai" kültür insanlarının büyük yerleşim birimlerinde atların etinden ve sütünden yararlandıkları, çalışmalarla ortaya çıkarılmıştır. Bu cümleden, I. Atın evcilleştirilmesinin, bilinen tarihten daha eskiye dayandığı yapılan son kazılarla belli olmuştur. II, Atların binek hayvanı olarak kullanılması ilk olarak Bakır Çağı'nda gerçekleşmiştir. All. Botai kültür insanları, atı evcilleştiren ilk topluluktur. yargılarından hangileri kesin olarak çıkarılabilir? A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve III E) II ve III
26. Bir paragrafı anlayarak okumak, bir matematik problemini
çözmek gibidir. Bir problemi çözmek için onu oluşturan
ögeleri değerlerine göre kullanmak, aralarındaki bağlantıyı
doğru kurmak bir zorunluluktur. Bunun gibi bir paragrafı
anlamak için de onu oluşturan sözcüklerin anlamını doğ-
ru algılamak, birbirleriyle bağlantılarını bulmak gerekir.
Çünkü paragrafı oluşturan anlam, sözcüksel ilişkilerde
gizlidir. Bunun aksini iddia etmek mantıksızlık olacağı
gibi aynı zamanda paragrafı anlamamayı kabul etmek
demektir. Onun için mantıksal açıdan tutarsız bu düşün-
ceden hemen uzaklaşmak gerekmektedir.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinde
verilenler ağır basmaktadır?
A) Benzetme - öyküleme
B) Öyküleme - betimleme
C) Tartışma - benzetme
D) Betimleme - karşılaştırma
Öyküleme - açıklama
TYT KDS-2/B SERİSİ
28.
7
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
26. Bir paragrafı anlayarak okumak, bir matematik problemini çözmek gibidir. Bir problemi çözmek için onu oluşturan ögeleri değerlerine göre kullanmak, aralarındaki bağlantıyı doğru kurmak bir zorunluluktur. Bunun gibi bir paragrafı anlamak için de onu oluşturan sözcüklerin anlamını doğ- ru algılamak, birbirleriyle bağlantılarını bulmak gerekir. Çünkü paragrafı oluşturan anlam, sözcüksel ilişkilerde gizlidir. Bunun aksini iddia etmek mantıksızlık olacağı gibi aynı zamanda paragrafı anlamamayı kabul etmek demektir. Onun için mantıksal açıdan tutarsız bu düşün- ceden hemen uzaklaşmak gerekmektedir. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinde verilenler ağır basmaktadır? A) Benzetme - öyküleme B) Öyküleme - betimleme C) Tartışma - benzetme D) Betimleme - karşılaştırma Öyküleme - açıklama TYT KDS-2/B SERİSİ 28. 7
2019-TYT/Türkçe
30. 1928-1992 yılları arasında yaşayan Philip K. Dick, bilim
kurgu edebiyatının en beğenilen yazarlarından biridir.
İlk hikâye ve romanlarından başlayarak tüm eserlerinde,
gerçeklik ve insanı insan yapan özellikleri birbirine bağlı
iki tema olarak ele alır. Bu temaları başarıyla işlediği
eserlerinden biri, 1968 yılında kaleme aldığı Androidler
Elektrikli Koyun Düşler mi? adlı romanıdır. Romanın
ana karakteri Rick Deckard, Mars'tan kaçan altı androidi
yakalamakla görevlidir. Ancak bu görevi sırasında,
insanla robot arasındaki sınırın hiç de kesin olmadığını
görür. Böylece eser bir yandan insan benzeri robotlar
ile gerçek insanlar arasındaki farkı sorgularken diğer
yandan gerçeklik algısı üzerine düşündürmektedir.
Dick'in bu romanı, tüm zamanların en iyi bilim kurgu
filmlerinden biri olarak kabul edilen Bıçak Sırtı filmine de
kaynaklık etmiştir.
Bu parçada Philip K. Dick ile ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A Belirli bir alandaki çalışmalarının takdir edildiği
BXFarklı türdeki eserlerinde benzer konular üzerinde
durduğu
Eserlerinin edebiyat dünyası dışında da ilgi gördüğü
D) Gerçeğin ne kadar gerçek olduğu konusunu
sorguladığı
EXE
EXRomanlarında belirli bir karakterin maceralarını
anlattığı
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2019-TYT/Türkçe 30. 1928-1992 yılları arasında yaşayan Philip K. Dick, bilim kurgu edebiyatının en beğenilen yazarlarından biridir. İlk hikâye ve romanlarından başlayarak tüm eserlerinde, gerçeklik ve insanı insan yapan özellikleri birbirine bağlı iki tema olarak ele alır. Bu temaları başarıyla işlediği eserlerinden biri, 1968 yılında kaleme aldığı Androidler Elektrikli Koyun Düşler mi? adlı romanıdır. Romanın ana karakteri Rick Deckard, Mars'tan kaçan altı androidi yakalamakla görevlidir. Ancak bu görevi sırasında, insanla robot arasındaki sınırın hiç de kesin olmadığını görür. Böylece eser bir yandan insan benzeri robotlar ile gerçek insanlar arasındaki farkı sorgularken diğer yandan gerçeklik algısı üzerine düşündürmektedir. Dick'in bu romanı, tüm zamanların en iyi bilim kurgu filmlerinden biri olarak kabul edilen Bıçak Sırtı filmine de kaynaklık etmiştir. Bu parçada Philip K. Dick ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A Belirli bir alandaki çalışmalarının takdir edildiği BXFarklı türdeki eserlerinde benzer konular üzerinde durduğu Eserlerinin edebiyat dünyası dışında da ilgi gördüğü D) Gerçeğin ne kadar gerçek olduğu konusunu sorguladığı EXE EXRomanlarında belirli bir karakterin maceralarını anlattığı
25. Birbirini izleyen iki tarihsel olaydan veya gelişmeden
birincisinin sonuçları arasında ikincisinin nedenleri yer alır.
Buna göre aşağıdaki seçeneklerin hangisinde böyle bir
durum söz konusu değildir?
A) Tarımın başlaması - Yerleşik hayata geçilmesi ned
B) İhtiyaç fazlası üretim yapılması - Ticaretin başlaması
C) Şehir devletleri şeklinde örgütlenilmesi - Her şehirde
nulgar ll
farklı kanunların geçerli olması
Deniz ticareti ile uğraşılması - Özgün medeniyetlerin
ortaya çıkması
ennelig
sbrinsligtoy
E) Özgür düşünce ortamının varlığı - Bilim ve felsefenin
Inley (8
gelişmesi
BA 67
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
25. Birbirini izleyen iki tarihsel olaydan veya gelişmeden birincisinin sonuçları arasında ikincisinin nedenleri yer alır. Buna göre aşağıdaki seçeneklerin hangisinde böyle bir durum söz konusu değildir? A) Tarımın başlaması - Yerleşik hayata geçilmesi ned B) İhtiyaç fazlası üretim yapılması - Ticaretin başlaması C) Şehir devletleri şeklinde örgütlenilmesi - Her şehirde nulgar ll farklı kanunların geçerli olması Deniz ticareti ile uğraşılması - Özgün medeniyetlerin ortaya çıkması ennelig sbrinsligtoy E) Özgür düşünce ortamının varlığı - Bilim ve felsefenin Inley (8 gelişmesi BA 67
1
S
A
R
M
8. (1) Bilinçlenmiş yurttaş demokrasinin ön koşulu-
dur. (II) Yurttaşın bilinçlenmesinde ise dilin büyük
önemi vardır. (III) Dilimizin korunmasında çok
önemli katkıları olan Karamanoğlu Mehmet Bey'i
bugün daha iyi anlıyoruz. (IV) Dil, bilgileri insana
ne kadar kolay aktarabilirse o da bunları o kadar
kolay kavrar. (V) Bu kolaylık da ancak ana dilinde
vardır. (VI) Onun için, gelişme yoluna giren top-
lumlar kültür dillerini oluşturmada ana dillerini te-
mel almışlardır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden han-
gisi düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) IT.
B) III. C) IV D) V. VI.
E
mu
tiğ
na
az
18
[.
hang
inir
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1 S A R M 8. (1) Bilinçlenmiş yurttaş demokrasinin ön koşulu- dur. (II) Yurttaşın bilinçlenmesinde ise dilin büyük önemi vardır. (III) Dilimizin korunmasında çok önemli katkıları olan Karamanoğlu Mehmet Bey'i bugün daha iyi anlıyoruz. (IV) Dil, bilgileri insana ne kadar kolay aktarabilirse o da bunları o kadar kolay kavrar. (V) Bu kolaylık da ancak ana dilinde vardır. (VI) Onun için, gelişme yoluna giren top- lumlar kültür dillerini oluşturmada ana dillerini te- mel almışlardır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden han- gisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) IT. B) III. C) IV D) V. VI. E mu tiğ na az 18 [. hang inir