Anlatım Biçimleri Soruları

24. Savaş kararını yöneticiler verir, bu yöneticiler -genellikle- erkeklerdir, savaşta orduları kumanda edenler, savaş alanında ölen askerler de erkeklerdir. Ama bu erkekleri kadınlar doğurur. Bir kadın için ise dünyada en acı şey evladını kaybetmektir. Mutlaka her kültür içinde muhtelif anlatımlarla ifade edilen bu acı gerçek, bizim kültürümüzde de "ciğeri yanmak" deyimiyle dile getirilir. Herkesin her fırsatta barış dilediği ama savaşlarla yaşadığımız dünyada sevgi nerede? Aşağıdakilerden hangisi bu parçaya en uygun başlık olarak verilebilir? A)) Savaşların Önlenemez Zararları V B) Sevgisizliğin Sonucu Olan Savaş C) Kadınların Savaşlara Tepkisizlikleri D) Erkeklerin Savaş Üzerindeki Etkileri E) Savaşı Önlemenin Yolları

A TYT/SOSYAL BİLİMLER Edebi eserler, oluşturuldukları dönemin aynasıdır. Her- hangi bir edebî metin, yazıldığı dönemden izler taşır. Dönemin sosyal ve kültürel özellikleri bir şekilde edebî eserlere yansır. Örneğin işçi sınıfının sorunlarını, dünya ekonomisi ve siyasetinde kapitalizmin yaygınlaşmaya başladığı, fabrikaların arttığı cumhuriyet sonrası dö- nemde görmekteyiz. Onun öncesinde Türk edebiyatında böyle bir konuya rastlamamaktayız. 11. Türk edebiyatında 2000'li yıllarda savaş konulu bir öykü veya roman kurgusunda bir askerin kahramanlığı, Seyit Onbaşı'nın yaptığı gibi top mermisini yalnız başına sırt- lanıp topun ağzına yerleştirmek biçiminde olmaz. O, Millî Mücadele yılları için geçerlidir. Bugün böyle bir konuda eser yazılacaksa gelişen savaş teknolojisi her yönüyle kurguda yer alır. Yukarıdaki II numaralı parça 1 numaralı parçayla hangi bakımdan ilişkilidir? A) Anlatılmak isteneni benzer bir örnekle desteklemek B) Konu hakkındaki yanılgıların önüne geçmek için açıkla- mada bulunmak C) Farklılığın yalnızca konularda değil türler arasında da olduğunu göstermek D) Ön yargılarla yaklaşılan konunun niteliklerini ortaya koy- mak E) Bin düşünce ileri sürerek önceki kanıları değiştirmeye çalışmak 34. 1. 35. Ve nin yılı m b ta

34. Muhabir: (1) Uzman: Neye odaklanırsan onu büyütürsün. Şimdiki zaman kalıbında, sahipmişsin gibi istemelisin. "Hasta ol mak istemiyorum." dersen bunu sistem "Hasta oll" diye algılar yani mastarını algılar, gerisiyle ilgilen- mez. O yüzdendir ki "Sağlıklıyım!" demek doğru- dur. Muhabir: (11) ---- Uzman: Konfüçyüs'ün de dediği gibi, "Bir kişiye iyilik yap- mak istiyorsan ona balık verme, balık tutmayı öğ- ret." Farkındalığımla sorunun kaynağını hemen gör- sem de danışanın kendisinin bulması için ona yol- ları gösteririm. Bir çocuk, her düştüğünde yanına gidip elinden tutarsanız o çocuk kendi başına aya- ğa kalkmayı öğrenemez. Ama ona, yapabileceği- ne dair güveni aşılarsanız kendi başına var olmayı öğrenir. Bu yüzden, yarınını kurtarmak önemli. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) 1. Düşünce yapımız kişiliğimk üzerinde etkili mi? II. Gerçek iyiliği nasil tanımlıyorsunuz? B) 1. Sezgilerimizin yaşamımızdaki rolü nedir? J II. Bir iyiliğin kalıcı olması neye bağlıdır sizce? ( 1. İsteklerimizin gerçek olması için nasıl istemeli- yiz? II. Kişinin yarınını kurtarmaktan kastettiğiniz nedir? D) I. Bir hedef belirlemek diğer olasılıkları yok etmek midir? II. İnsanlarla ilişkilerimizde neye özen göstermeli- yiz? Bir duruma odaklanma o durumun meydana gel- mesi için ön koşul mudur? year for ku 11. Günü mü kurtarmak, yarınymi kurtarmak önem- lidir sizce? ME-4 Q LİMİT YAYINLARI Tür 35-36. sorulan aşağ cevaplayınız. Metal Hayatlar Berm Durmaz'ı kendi kus arasında öne çıkara lubu elbette. Okuru gi, şiire doğru akan yen masalsı anlatım yatlar'daki öykülem latılabilecek mes nayi Devrimi'yle g mayı, modernize şümü ve kadinis tapta yer alan lumsal acılara latım öyle güçl ra tanıdık bir a 35. Bu parçada den hangis A Bonen Öykü C) Oyni D) Más raki Kab mu 36. Bu gili

47-50. sorulan aşağıda göre birbirinden bağımsız olarak cevaplayınız. Bir sörf yarışmasında Ali, Berna, Cem, Deniz, Eylem ve Figen adlı kişiler; mavi, kırmızı ve yeşil takımlar adına ya- nışmışlardır. Kişilerin takımlarına ve ya- rışı bitirme sıralarına ilişkin kimi bilgiler şu şekildedir: Her takımın ikişer üyesi bulunmak- tadır. Aynı takımın üyeleri yarışmayı art arda bitirmemiştir. Ali yarışmayı birinci, Berna beşinci sırada tamamlamıştır. Figen, kırmızı takımın üyesidir. Yarışmayı Eylem'den hemen sonra Figen tamamlamıştır. . Yarışmayı ilk üç sırada bitiren kişi- lerden hiçbiri yeşil takımın üyesi de- ğildir. YEDİİKLİM 47. Buna göre 1. Cem, II. Eylem, III. Figen adlı kişilerden hangileri yarışı ilk üç sırada bitirmiştir? A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III A E C [ 49.

3. Dile saygı dosta beslenen saygı olmalıdır. Gerçekten de bir bakıma vazgeçilmez bir dosttur dil. Biz insanlar dilsiz yaşa- yamayız. Dil en büyük yardımcımız bizim. Dünyayı mı bilmek istiyoruz, dilsiz olmaz bu. İçinde yaşadığımız dünyayı bilme- den de var olamayız. Çevremizdeki tanıdık nesnelerden tutun, bize en yabancı görünen olaylara varıncaya dek bilgi diye belirlediğimiz her şeyi, bu belirleyişimiz sonradan yanlış çıksa bile hep dille başanınız. Yalnızca nesneleri mi bilebiliriz dille? Başkalarını da kendimizi de ancak dile getirdiğimiz ölçüde gün ışığına çıkarabiliriz. Dil işe karıştı mı bilgi bulanır, sözcükler konuştu mu doğru gizlenir diye düşünenlerin kulakları çınlasın. Sözcükleri ya da birtakım dil işaretlerini işe karıştırmadan bildiğimiz birçok şey var tabi. Algi verilerimizin çoğu böylesine dil ötesindeki bir bilmede kendini sunar bize. Gelgelelim çok kez bilim öncesinde, her zaman da tek tek bilimlerde dile getirmediğimiz, dolayısıyla başkalarına aktarmadığımız bir bilgi, bilgiden başka her şeydir. Bazı bil- gilerin dile yüklenen bulanıklığı ise bence çoğunlukla dilden gayrı nedenlere geri götürülmelidir. Bulanıklığın dilden çok dili kullananın kendisinden geldiği de olur. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmıştır? A) Karşılaştırma açıklama-tanık gösterme Tartışma-açıklama - örnekleme Açıklama benzetme tartışma Tartışma - örnekleme - tanımlama E) Açıklama - tanımlama-örnekleme lastırıldığında çok

21. Önümde Şükrü Erbaş kitabı varsa öyle alelade biçimde açmam kapağını. Şükrü Erbaş benim için yazamadıklarımdır. (1) Bazı hisleri yaşar ama yazmayı beceremem. Şairler iyi ki varlar! Bu kez elimde yemyeşil bir kapakla duruyor Erbaş, en sevdiğim renkle. Her şeyden habersiz kitabı açışımda beni eşi Hatice Erbaş karşılıyor, (II) "Babanız içerde şiir yazıyor diye çocuklarımı sessiz ağlattım ben." diyerek. Sayfaya bir süre takılı kalıyorum. (III) Bir dizenin ya da bir sözün beni böyle kilitlemesine bayılıyorum! Sonralarda anladım ki bu kitap Hatice hanımın gökyüzünde kuş oluşu üzerine yazılmış, (IV) Şükrü Erbaş biriciğini toprağın altında bırakmak zorunda kalmış. Kitap Şükrü Erbaş'ın naif dizeleriyle dolu olsa da anlatınca anlaşılmayacak kadar kutsal bir eser. (V) "Sevmenin dünyayı sevmek olduğunu senden öğrendim" diyor şair, zaten değil midir ki her aşk dünya nüfusunu ikiye düşüren, "biz"den ibaret kılan. Bu parçanın yazarının asıl anlatmak istediği numara- lanmış altı çizili cümlelerin hangisinde verilmiştir? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

7. Cenap Şahabettin'in şiirlerindeki bütünlük duygusu, Ekrem'inkilerle kıyaslandığında hemen fark edilir. Bu, hem birer birer şiirlerde hem de birbirini gözeten dizi şiirlerde görülür: "Elhan-ı Şita", tematik olarak "kar" ile bütünlük duygusu verilmiş bir şiirdir. "Makdem-i Yâr", "Ruh-i Yâr", "Dehan-ı Yår" ise adlarından da anlaşılacağı gibi sevgili ile birbirini gözetmektedir. Cenap'ın birbirini gözeten şiirlerde israrı, bulduğunun üzerinden gitmek olarak yorumlanacağı gibi şiirde bütünlük duygusunu vurgulamaya yönelik bir çalışma olarak da değerlendirilebilir. Şair, ne yaptığının farkındadır. "Yakazat-ı Leyliye" ile başlayıp "Temaşa" larla süren dizi şiirinin ilk misralarında tablo oluştururken ses ve göz algısını öne çıkarmıştır. Bu paragrafin anlatımında aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmıştır? A) Örnekleme B) Karşılaştırma C) Tartışma D) Tanık gösterme EAçıklama 10

27. Her yıl, milyonlarca ton plastik üretiliyor. Diğer yandan da plastik su şişeleri gibi geri dönüşümü sağlanamayan büyük miktarda atığın denizleri doldurmaması için çözüm arayışı sürüyor. Bu çözümlerden en umut verici olanı atıkları veya plastikleri parçalayan organizmalar. Ancak daha basit çözümler de var. Yakın zamanda bir araştırmacı, plastiğin aksine kalıcı olmayan ve kullanıldıktan sonra biyolojik olarak parçalanabilen bir malzemeden şişe üretme fikrini ortaya attı. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Biyolojik olarak parçalanabilen şişe, şimdilik tasarım aşamasında olan sonuç odaklı çalışmalardan biridir. B) Geri dönüşüm sorununun ortadan kaldırılmasında parçalanabilen şişe fikriyle önemli bir adım atılmış oldu. C) Plastiğin yerine alternatif malzeme üretme fikrinin ortaya atılması, kısa vadede bir çözüm olarak görünmüyor. D) Geri dönüşümü sağlanamayan plastik ve benzeri maddeler doğal hayata kalıcı hasarlar vermektedir. E) Plastiğin doğada dönüşüme uğramaması, ilerleyen zamanlarda ciddi sağlık sorunlarına yol açacaktır.

2018-ALES-İlkbahar/SÖZEL 10. 1. denizde, yukarıdan gelen işığa II, Karışmasını sağlayarak IH. saçtığı işık, hayvanı akvaryumda görünür kılıyor ancak X. mürekkep balığının bir türünün VI. ona bir görünmezlik perdesi oluşturuyor Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi bastan üçüncü olur? A) I B) II C) III D) IV E) V VIV

5 5. 140 Şiirlerini sürekli akşam yazan bir şair düşünün. Şiir- lerinde de akşam kavramını sıkça kullanan. Bu şairle tanışmak ister miydiniz? O zaman akşamı bekleme- lisiniz. Zifiri bir karanlık indiğinde ancak onun yanına gidebilirsiniz. Fiziki olarak kendini beğenmiyor olabilir bu şair ya da içinde bulunduğu dönemi akşamla sim- geleştiriyor da diyebilir belki onu tanımayanlar. Hangi dönemde yaşadığını bile konuşmak yersiz aslında. Akşamı bu kadar seven ya da akşamı bu kadar kullan- mak zorunda olan bir şair Millî Edebiyat Dönemi'nde yaşıyor olamaz tabii ki. Tanzimat Dönemi'nde olması da çok zor. Cumhuriyet Dönemi'ni anmıyorum bile. Geriye Servetifünun ve Fecriati edebiyatları kalıyor. Servetifünun Dönemi içlerine kapanan ve hassaslığı ilke edinen yazarlarla dolu bir dönem. Fikret'in şiirle- rinde sise rastlarsınız ama akşama rastlayabilir mi- siniz? İşte tüm bu sorular sizi bir döneme götürüyor: Fecriati. Şair kim mi? Tabii ki Ahmet Haşim. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinil memistir? Ahmet Haşim'in Cumhuriyet Dönemi'nde yaşadı- ğının bazı delillere dayandırılamayacağına B) Sairi tanıyıp tanımama durumuna göre onun için söylenenlerin değişebileceğine C) Dönemlerin şairler üzerinde kelimeleri seçmeleri bakımından etki ettiğine DIçe kapanık yazarları Cumhuriyet Dönemi'nde görmenin mümkün olmadığına E) Şairin akşamı ele almasının farklı şekillerde yo- rumlanabileceğine www.pelikanyayinevi.com.tr 7.

TYT/Türkçe 5. Erhan Bener, Yalnızlar'ın yayımlanan her yeni baskısında ön- ceki baskılarda olmayan değişiklikler, düzenlemeler yapar. Yalnızlar'ın, her baskısında yenilenen bir roman olduğunu söyleyebiliriz. Bener, sadece Yalnızlar'ı değil, tüm eserlerini yeni baskılarında yeniden ele alıp düzenler. Kimi zaman bu tutumu nedeniyle eleştirilse de aslında bu yönü, onun mü- tevazı ruhunun da bir göstergesidir. Hiçbir zaman kusursuz yazmadığını düşünen Bener, bunda bir sakınca görmez. Çünkü ---- Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıda- kilerden hangisi getirilmelidir? A) her okur, bir yapıttan kendi birikimine göre farklı şeyler anlar B) okuru memnun etmek isteyen sanatçı, okurun beklenti- lérini hep göz önünde tutmalıdır C) değişen zamanla birlikte yazar da değiştiğine göre me- tinde de değişiklikler yapılabilir D) en nitelikli yapıtlar, uzun çalışmalar sonucu ortaya ko- nulanlardır E) yazar, sanat gücünü artırmak için belli bir konu üzerin de yoğunlaşmalıdır 7.

37 ve 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Âşıkların âşıklığı meslek olarak icra etmeye başlama sebepleri ile rap müzisyenlerinin rap müziğe başlama sebepleri benzerlik göstermektedir. Aşık sanatında mesleğe başlama noktasında önemli bir yol usta- çırak ilişkisidir. Rap müzik türünde, henüz taze olması nedeniyle âşıklık geleneğinde olduğu kadar sistemleşmiş bir usta-çırak ilişkisinin varlığından söz edilemez ama rap müzik kültüründe de usta-çırak ilişkisinin mevcut olduğunu söyleyebiliriz. Türk şiir geleneğinde mahlas kullanma çok eskilere dayanan bir gelenektir. Rap müzik ile âşıklık geleneğinin ortaklıklarından biri de mahlas kullanımıdır. Âşıklık geleneğinde olduğu gibi rap müzik kültüründe de irticalen söyleme önemli bir maharet göstergesidir. Âşık müziğinde olduğu gibi rap müzikte de ileti nettir. Üzerinde uzun uzun düşünmeksizin, hazırlıksız şekilde ortaya konan ürünler hızlı düşünme ve anlamı keskin sözler söyleyebilme gücünü gösterir. Her iki farklı kültürün de özünde yatan temel işlevlerden birinin protesto olduğunu söylemek mümkündür. Rap sanatçılarının birbirlerine yönelttikleri yergi içerikli sözler rap kültürü içerisinde diss sözcüğü ile karşılanmaktadır. Diss atmak kavramı âşıklık geleneğindeki atışma kavramının karşılığı olarak kabul edilebilir. 37. Bu parçadan hareketle, 1. Âşık şiirimiz rap müzikten eskiye dayanmaktadır. II. Rap müzik ile halk müziğin ortak noktalarından biri haksızlıklara karşı çıkmak, tepki göstermektir. III. Halk müzikteki mahlas kullanılmasıyla rap müzikteki takma ad kullanımı benzeştirilebilir. + yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) I ve III E) I, II ve III 3

TYT Çıkmış Sorular 24. Tarihi XVIII. yüzyıla kadar uzanan ve UNESCO tara- findan Dünya Kültür Mirası Listesi'ne alınan Safran- bolu Evleri, Türk mimarisinin önemli örneklerindendir. Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağıdakilerden hangisidir? Safranbolu, Türk mimarisinin en önemli örnekleri- en onemli ne ev sahipliği yapmaktadır. B) UNESCO, tarihi Türk mimarisine her geçen gün daha fazla ilgi göstermektedir. et UNESCO, geleneksel Türk mimarisini araştırmak için önemli projeleri desteklemektedir. D) Safranbolu Evleri, Dünya Kültür Mirası Listesi'ne yeri dâhil edilen mimari yapılar arasında yer al- maktadır. E) Safranbolu Evleri'nin geçmişi birkaç yüzyıl önce- sine kadar uzanmaktadır. (2015-YGS) XVIII 7 26.

16. (1) Tüm spor adamları, antrenörler ve fizyolojistler 1 milin (1609 metre) 4 dakikanın altında koşulmasının olanaksız olduğu konusunda görüş birliği içindeydiler. (II) Zaten yıllardır yapılan yarışlarda hiçbir atlet bunu başaramamış, daha doğrusu başaracağını aklından bile geçirmemişti. (III) Ancak 6 Mayıs 1954'te, Oxford'da yapılan ikili koşularda genç bir sporcu bu inancı altüst edip atletizm tarihine damga vurdu. (IV) Kimsenin yapamaz dediğini yapan bu genç, spor dünyasını bir anda ayağa kaldıran bir rekor kırdı. (V) Aynı zamanda bir tıp fakültesi öğrencisi olan Roger Bannister, kendisini ölümsüz bir atlet yapan bu başarısından sonra sayısız madalya kazandı ve başarılı bir nörolog oldu. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) I B) II C) III D) IV E) V

4.+Bir şiir üstünde on sene çalıştığını söyleyen şair, başkalarını aldatmıyorsa, kendini aldatı- yor. Her şiir bir tek anın ürünüdür. Halbuki on senenin hiçbir anı ötekine benzemez. Bir şiirin üstündeki emek, bünyesine değil biçi- mine aittir. O da on sene sürmez. Bu şair, kendine ve başkalarına karşı dürüst olabil- mek için şöyle demelidir: ". ***** ....... Düşüncenin akışına uygun olarak bu par- çanın sonuna aşağıdakilerden hangisi ge- tirilmelidir? A) Bu şiire az mi emek verdim, sanıyorsu- nuz? B) Bir şiir öyle kolayca yazılır mı? C) Şiirde içerik, biçimden önemlidir. D) Bu şiirin üstünde on sene esnedim. E) Bu şiir, zamanımın çoğunu çaldı.

20221111 Türkçe 12 Hayvanları işlerine yaradıkları için sevenler vardır, www ben ona hayvan sevmek demem. Kasabın koyunu O sevmesi gibi.... Buffon, atı anlatırken: "İnsanoğlu- nun en asil tutkusu" der, ona da kızarım. Her şeyi insana göre ölçmenin ne gereği var? Yukarıdaki sözler düşüncenin akışına göre aşa- ğıdakilerden hangisiyle sürdürülebilir?li A) Şu hayvanı güzel, bu hayvanı çirkin bulanlardan değilim ben. At insanın eline geçmemiş olsaydı gene sevile- cek bir hayvan olmaz mıydı? BE COnları doğanın bir parçası olduğu için sevmek gerekir. CD) Doğa her şeyi kendi yasalarına göre yaratmış- tır. MONZA Ama bazı insanlar bu ayarlamayı güzel yapar- lar. .81 100 gid seks poplat 12. Dünyadaki bir çok cocukda gelişim evreleri 10 1 || ||| slich Angok bazılarında evreler