Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

araç
ayan
değil
ger-
CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK SIIR
"Bütün gün kırlarda, deniz kenarında dolaştık. Güneş, ha-
yale müsaade etmeyecek tarzda her şeyi açık ve berrak
medik. Güneş, bütün gün insana doğru fakat acı şeyler
gösterdiği için yalnız gözlerimizle yaşadık ve hiç eğlen-
söyleyen bir arkadaştı. Onun ışığında eğlenmenin ve
mutlu olmanın hiç imkânı var mı? Nihayet akşam oldu.
Karanlık bastı... Artık her şeyi açıkça görmek ızdırabından
kurtulmuştuk. Yanlış görmek ve hayal etmek imkânının
sarhoşluğu vücudumuzu, yavaş yavaş bir afyon dumanı
olanları dinlendiren hayal gibi, güneşten bunalanları da
gibi uyuşturuyordu... Ay! Ay! Yalancı ay! Zekâdan harap
teselli eden sensin!"
Doğaya, doğadaki varlıklara bakışını ve doğayı algıla-
yışını böyle açıklayan bir şair, aşağıdaki metinlerden
hangisini yazmış olabilir?
A Ninem beş yüz altına satılmış bir esirdi
Dedem beş yüz altın sayan bir derebeyi
Köpek kanı, kurt kanı biri birine girdi
İkisinden meydana çıktı bir kurt köpeği
Kasnağından fırlayan kayışa
B
Kaptırdın mı kolunu Aliş'im
Daha dün öğle paydosundan önce
Zileli'nin gitti ayakları
Yazıldı onun da raporu
"İhmalden!"
C) Bir bakır tasta alev şimdi havuz
Suya saplandı kızıl mızraklar
Açılıp kıvrılarak göklerde
Uçuyor parçalanan bayraklar
DY Stronsium 90 yağıyormuş
ota, süte, ete
umuda, hürriyete
kapısını çaldığımız büyük hasrete
Estanbul'dan ayva gelir, nar gelir
Döndüm baktım, bir edalı yâr gelir
Gelir desen dar gelir
Günaşırı alacaklılar gelir
sela
ve
çek
Test
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
araç ayan değil ger- CUMHURİYET DÖNEMİ TÜRK SIIR "Bütün gün kırlarda, deniz kenarında dolaştık. Güneş, ha- yale müsaade etmeyecek tarzda her şeyi açık ve berrak medik. Güneş, bütün gün insana doğru fakat acı şeyler gösterdiği için yalnız gözlerimizle yaşadık ve hiç eğlen- söyleyen bir arkadaştı. Onun ışığında eğlenmenin ve mutlu olmanın hiç imkânı var mı? Nihayet akşam oldu. Karanlık bastı... Artık her şeyi açıkça görmek ızdırabından kurtulmuştuk. Yanlış görmek ve hayal etmek imkânının sarhoşluğu vücudumuzu, yavaş yavaş bir afyon dumanı olanları dinlendiren hayal gibi, güneşten bunalanları da gibi uyuşturuyordu... Ay! Ay! Yalancı ay! Zekâdan harap teselli eden sensin!" Doğaya, doğadaki varlıklara bakışını ve doğayı algıla- yışını böyle açıklayan bir şair, aşağıdaki metinlerden hangisini yazmış olabilir? A Ninem beş yüz altına satılmış bir esirdi Dedem beş yüz altın sayan bir derebeyi Köpek kanı, kurt kanı biri birine girdi İkisinden meydana çıktı bir kurt köpeği Kasnağından fırlayan kayışa B Kaptırdın mı kolunu Aliş'im Daha dün öğle paydosundan önce Zileli'nin gitti ayakları Yazıldı onun da raporu "İhmalden!" C) Bir bakır tasta alev şimdi havuz Suya saplandı kızıl mızraklar Açılıp kıvrılarak göklerde Uçuyor parçalanan bayraklar DY Stronsium 90 yağıyormuş ota, süte, ete umuda, hürriyete kapısını çaldığımız büyük hasrete Estanbul'dan ayva gelir, nar gelir Döndüm baktım, bir edalı yâr gelir Gelir desen dar gelir Günaşırı alacaklılar gelir sela ve çek Test
e. 1. Paris'teki Louvre Müzesi, dünyanın büyük ve ünlü müzele-
rindendir. Değerli sanat eserlerine ev sahipliği yapan müze,
2006 yılında 8,3 milyon ziyaretçisiyle dünyanın en çok ziya-
ret edilen sanat müzesi olmuştur.
M. Daha sonra, yapılan ek binalarla büyütülmüştür. Müze avlu-
sunun merkezine, 1989 yılında Louvre Piramidi yapılmıştır.
III. Louvre Piramidi, müzede yürütülen büyük yenileme çalış-
malarının da ilk adımı olmuştur.
IV. Rönesans döneminin özelliklerini taşıyan bir kale olarak ya-
pilan bina 1793'te müzeye dönüştürülmüştür.
V. Mona Lisa'nın sergilendiği Carre Galerisi de bu çerçevede
yenilenmiştir.
Yukarıdaki cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde
sıralandığında, hangisi baştan ikinci olur?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
e. 1. Paris'teki Louvre Müzesi, dünyanın büyük ve ünlü müzele- rindendir. Değerli sanat eserlerine ev sahipliği yapan müze, 2006 yılında 8,3 milyon ziyaretçisiyle dünyanın en çok ziya- ret edilen sanat müzesi olmuştur. M. Daha sonra, yapılan ek binalarla büyütülmüştür. Müze avlu- sunun merkezine, 1989 yılında Louvre Piramidi yapılmıştır. III. Louvre Piramidi, müzede yürütülen büyük yenileme çalış- malarının da ilk adımı olmuştur. IV. Rönesans döneminin özelliklerini taşıyan bir kale olarak ya- pilan bina 1793'te müzeye dönüştürülmüştür. V. Mona Lisa'nın sergilendiği Carre Galerisi de bu çerçevede yenilenmiştir. Yukarıdaki cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında, hangisi baştan ikinci olur? A) I B) II C) III D) IV E) V
Fransa seyahatimde Eyfel Kulesi'nin yakınında bir
sokağa saptım. Sağımdaki duvarın üzerinde çağımızın
öz geçmişi sayılabilecek, hepsi dünyadan ayrılmış
olmasına rağmen varlıkları hissedilen, yirmi birinci
yüzyılı şekillendirmiş 477 ünlü kişi: Fransız sanayici
Citroën, film yapımcısı Disney, coğrafi keşiflerin ünlü
ismi Colomb, Atatürk, Gandhi, Tolstoy, Picasso, Monroe
ve daha kimler kimler... Dikkat çekici bir diğer nokta da
afişlerin kendileri. Bütün ünlülerin doğrudan onlarla
özdeşleşmiş, zihnimizdeki karşılıkları diyebileceğimiz
fotoğraf veya çizimleri kullanılmış. Einstein'ın o muzip
pozu, Bugatti'nin ürettiği ilk arabanın direksiyonundaki
çocuksu mutluluğu... Bilgi ve estetik kol kola. Bu sergiyi
hazırlayanlar kolektif belleğimizi böylesi afişlerle
yansıtmayı ne iyi akıl etmiş. Medya burada keskin bir
duvar mesajı gibi karşımıza çıkmış: Tarihin mayası
insandır. Bugün hepimiz sırtımızı bu duvara dayamışız.
37. Bu parçada söz edilen sergiyle ilgili aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Sergideki kişiler uygarlığın maddi ve manevi çeşitli
bileşenleri olduğu varsayılarak seçilmiştir.
B) Farklı kültürlerden gelen önemli isimlerin sergiye dâhil
edilmesi sağlanmıştır.
C) Değerleri, yaşadıkları zaman değil de ilerleyen
dönemde anlaşılan kişilere yer verilmiştir.
D) Sadece sanatsal kaygılar göz önünde
bulundurulmamış, bir bilgi aktarımı da amaçlanmıştır.
E) Afişlerde ünlülerin herhangi bir görselini kullanmak
yerine özenli seçkiler yapılmaya çalışılmıştır.
as
A
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Fransa seyahatimde Eyfel Kulesi'nin yakınında bir sokağa saptım. Sağımdaki duvarın üzerinde çağımızın öz geçmişi sayılabilecek, hepsi dünyadan ayrılmış olmasına rağmen varlıkları hissedilen, yirmi birinci yüzyılı şekillendirmiş 477 ünlü kişi: Fransız sanayici Citroën, film yapımcısı Disney, coğrafi keşiflerin ünlü ismi Colomb, Atatürk, Gandhi, Tolstoy, Picasso, Monroe ve daha kimler kimler... Dikkat çekici bir diğer nokta da afişlerin kendileri. Bütün ünlülerin doğrudan onlarla özdeşleşmiş, zihnimizdeki karşılıkları diyebileceğimiz fotoğraf veya çizimleri kullanılmış. Einstein'ın o muzip pozu, Bugatti'nin ürettiği ilk arabanın direksiyonundaki çocuksu mutluluğu... Bilgi ve estetik kol kola. Bu sergiyi hazırlayanlar kolektif belleğimizi böylesi afişlerle yansıtmayı ne iyi akıl etmiş. Medya burada keskin bir duvar mesajı gibi karşımıza çıkmış: Tarihin mayası insandır. Bugün hepimiz sırtımızı bu duvara dayamışız. 37. Bu parçada söz edilen sergiyle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Sergideki kişiler uygarlığın maddi ve manevi çeşitli bileşenleri olduğu varsayılarak seçilmiştir. B) Farklı kültürlerden gelen önemli isimlerin sergiye dâhil edilmesi sağlanmıştır. C) Değerleri, yaşadıkları zaman değil de ilerleyen dönemde anlaşılan kişilere yer verilmiştir. D) Sadece sanatsal kaygılar göz önünde bulundurulmamış, bir bilgi aktarımı da amaçlanmıştır. E) Afişlerde ünlülerin herhangi bir görselini kullanmak yerine özenli seçkiler yapılmaya çalışılmıştır. as A
23. Sevgilerin kaynağı çıkar düşüncesi olsaydı, insan-
lık tarihinde en büyük dostluklara kaderleri, sınıfları,
sanalları, kazanç yapıları bir olan insanlar arasında
rastlanırdı. Arkadaşlıkların kaynağında çıkar ortaklı-
ğının az çok payı da olsa gerçek dostluk çıkar düşün-
cesinin bittiği, çıkarsız düşüncenin filizlendiği yerde
başlar.
Bu parçaya en uygun başlık aşağıdakilerden han-
gisi olabilir?
A) Dostluğun Önemi
B) Çıkarcılığm Zararları
Gerçek Dostluk
erçek
D) Sanat ve Çıkar
E) Insan ve Sanat
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
23. Sevgilerin kaynağı çıkar düşüncesi olsaydı, insan- lık tarihinde en büyük dostluklara kaderleri, sınıfları, sanalları, kazanç yapıları bir olan insanlar arasında rastlanırdı. Arkadaşlıkların kaynağında çıkar ortaklı- ğının az çok payı da olsa gerçek dostluk çıkar düşün- cesinin bittiği, çıkarsız düşüncenin filizlendiği yerde başlar. Bu parçaya en uygun başlık aşağıdakilerden han- gisi olabilir? A) Dostluğun Önemi B) Çıkarcılığm Zararları Gerçek Dostluk erçek D) Sanat ve Çıkar E) Insan ve Sanat
25. Insan yüreğinde sevgiyi yeşertmek, yaşamın akışına
sevgiyi sığdırmak Ceyhun Atif Kansu'ya göre ozan
olmanın ilk koşuluydu. Sevgiden yoksunsa bir yürek,
pirkinliklerin, kötülüklerin her türlüsü beklenebilir on-
dan. Bunun gibi sevgiden iraksa bir kalem, sözcükle-
rin en güzelipe yer verse de yaratıcı olamaz. Insana
ulaşamaz. Böyle düşünüyordu. Erdemin, güzelliğin,
yaratıcılığın kaynağı sayıyordu sevgiyl
Bu parçaya göre Ceyhun Atuf Kansu'nun en
Onemli özelliği aşağıdakilerden hangisidir?
Yaşam sevgisini her türlü sevginin kaynağı görmek
Sevgiyi tüm güzelliklerin kaynağı saymak
Insana ulaşmanın en etkili yolunun özveri oldu-
guna inanmak
D) Toplumu ayakta tutan en önemli etkenin sevgi
olduğunu savunmak
d
Sevgiden yoksunluğun zararlarını çok iyi görebilmek
Fot
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
25. Insan yüreğinde sevgiyi yeşertmek, yaşamın akışına sevgiyi sığdırmak Ceyhun Atif Kansu'ya göre ozan olmanın ilk koşuluydu. Sevgiden yoksunsa bir yürek, pirkinliklerin, kötülüklerin her türlüsü beklenebilir on- dan. Bunun gibi sevgiden iraksa bir kalem, sözcükle- rin en güzelipe yer verse de yaratıcı olamaz. Insana ulaşamaz. Böyle düşünüyordu. Erdemin, güzelliğin, yaratıcılığın kaynağı sayıyordu sevgiyl Bu parçaya göre Ceyhun Atuf Kansu'nun en Onemli özelliği aşağıdakilerden hangisidir? Yaşam sevgisini her türlü sevginin kaynağı görmek Sevgiyi tüm güzelliklerin kaynağı saymak Insana ulaşmanın en etkili yolunun özveri oldu- guna inanmak D) Toplumu ayakta tutan en önemli etkenin sevgi olduğunu savunmak d Sevgiden yoksunluğun zararlarını çok iyi görebilmek Fot
24. Stephen Fears'in 2006 yapımı etkileyici filmi Kraliçe,
Prens Charles'tan boşandıktan sonra tüm Ingiliz
aristokrasisine sırtını dönen Prenses Diana'nın
ölümünü anlatıyor. Filmin esas odağı, Prenses
Diana'nın şaibeli bir trafik kazasında hayatını
kaybetmesinden hemen sonra kraliyet ailesinde
yaşananlar. Pek çok yazılı ve görsel malzemeyle
desteklenen bir belgesel gibi çekilmesine rağmen film,
senaryosu fazlasıyla içeriden yazıldığı gerekçesiyle
eleştirilmiştir. Bununla birlikte film, tipik İngiliz mizahı
ile bu mizahla atbaşı giden hüzün duygusunu her
karesinde birleştirmeyi başarmıştır.
Bu parçada söz edilen filmin senaryosunun
eleştirilme nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Prenses Diana'nın özel hayatıyla ilgili sırlara yer
vermesi
B) Üzücü bir olayı sinemaya aktarırken mizahi ögeler
kullanması
C) Olayları daha çok kraliyet ailesinin bakış açısıyla
sunması
D) Hayatını belgeselleştirerek Prenses Diana'yı
idolleştirmesi
E) İçeriğinin kazanın hemen ertesinde olanlarla sınırlı
kalması
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
24. Stephen Fears'in 2006 yapımı etkileyici filmi Kraliçe, Prens Charles'tan boşandıktan sonra tüm Ingiliz aristokrasisine sırtını dönen Prenses Diana'nın ölümünü anlatıyor. Filmin esas odağı, Prenses Diana'nın şaibeli bir trafik kazasında hayatını kaybetmesinden hemen sonra kraliyet ailesinde yaşananlar. Pek çok yazılı ve görsel malzemeyle desteklenen bir belgesel gibi çekilmesine rağmen film, senaryosu fazlasıyla içeriden yazıldığı gerekçesiyle eleştirilmiştir. Bununla birlikte film, tipik İngiliz mizahı ile bu mizahla atbaşı giden hüzün duygusunu her karesinde birleştirmeyi başarmıştır. Bu parçada söz edilen filmin senaryosunun eleştirilme nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Prenses Diana'nın özel hayatıyla ilgili sırlara yer vermesi B) Üzücü bir olayı sinemaya aktarırken mizahi ögeler kullanması C) Olayları daha çok kraliyet ailesinin bakış açısıyla sunması D) Hayatını belgeselleştirerek Prenses Diana'yı idolleştirmesi E) İçeriğinin kazanın hemen ertesinde olanlarla sınırlı kalması
15. (1) Bir sözlüğün olmazsa olmaz özellikleri dendiğinde
onun eksiksiz, kapsayıcı ve kullanışlı olması akla
gelmelidi (1) Dillere her gün onlarca yeni sözcük
eklenirken bu gelişmeye ayak uydurmak ve zamanın
gerisinde kalmamak kolay bir iş değildir. (III) Çünkü
sözlüğe alınan kelimelerin eksiksiz bir şekilde
tanımlanması önemlidir. (IV) Güncelleme çalışmalarında
sözlüğe yeni maddeler alınırken kullanımdan düşen
birçok sözcüğün sözlükten çıkarılması doğal
karşılanmalıdır. (V) Çağdaş bir sözlükte 'yankı'
sözcüğünün karşılığı olan 'aksiseda' kelimesinin yer
almaması bir eksiklik sayılmamalıdır.
A) I
B) IN
56)
C) III
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
15. (1) Bir sözlüğün olmazsa olmaz özellikleri dendiğinde onun eksiksiz, kapsayıcı ve kullanışlı olması akla gelmelidi (1) Dillere her gün onlarca yeni sözcük eklenirken bu gelişmeye ayak uydurmak ve zamanın gerisinde kalmamak kolay bir iş değildir. (III) Çünkü sözlüğe alınan kelimelerin eksiksiz bir şekilde tanımlanması önemlidir. (IV) Güncelleme çalışmalarında sözlüğe yeni maddeler alınırken kullanımdan düşen birçok sözcüğün sözlükten çıkarılması doğal karşılanmalıdır. (V) Çağdaş bir sözlükte 'yankı' sözcüğünün karşılığı olan 'aksiseda' kelimesinin yer almaması bir eksiklik sayılmamalıdır. A) I B) IN 56) C) III D) IV E) V
Z,
B
B
Türkçe
GRRECTING
29. Çağları aşan bir kararın bir tek takvime, bir tek saate ve
çoğu kez de yalnızca bir tek dakikaya sıkıştırıldığı trajik
ve yazgıyı belirleyici anlara, bireylerin yaşamında ve
tarihin akışı içinde çok ender rastlanır. Ben böyle anları,
insanlığın yıldızının parladığı anlar diye adlandırdım
çünkü onlar, tıpkı yıldızlar gibi hiç değişmeden
geçmişin karanlığına ışık tutmaktadır. İşte bu kitabımla,
değişik zamanlara ve değişik bölgelere ait kimi önemli
anları, yıldızın parladığı anları anımsatmaya çalıştım.
Yapıtta yer alan tarihsel olayları anlatırken gerçekleri
hiçbir biçimde değiştirmedim. Çünkü tarih,
kusursuzluğa ulaştığı böylesine eşsiz anlarda,
kendisine yardım için uzanan ellere gereksinim
duymaz.
Bu parçada söz edilen "insanlığın yıldızının parladığı
anlar" ile aşağıdakilerin hangisi arasında bir
benzerlik ilişkisi kurulabilir?
A) Küçük bir yerleşim yerinde başlayan bir olayın
bütün insanlığı etkisi altına alması
B) Atmosferdeki bütün elektrik akımının bir paratonerin
ucunda bulunması
C) Dâhice yazılmış bir eserin giderek evrensel bir esere
dönüşmesi
D) Genç yaşta birinin bütün insanlığı ilgilendiren bir
konuya dikkatleri çekmesi
E) İnsanlığın önemli sorunlarına yönelik çözümlerin tek
bir eserde toplanması
B
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Z, B B Türkçe GRRECTING 29. Çağları aşan bir kararın bir tek takvime, bir tek saate ve çoğu kez de yalnızca bir tek dakikaya sıkıştırıldığı trajik ve yazgıyı belirleyici anlara, bireylerin yaşamında ve tarihin akışı içinde çok ender rastlanır. Ben böyle anları, insanlığın yıldızının parladığı anlar diye adlandırdım çünkü onlar, tıpkı yıldızlar gibi hiç değişmeden geçmişin karanlığına ışık tutmaktadır. İşte bu kitabımla, değişik zamanlara ve değişik bölgelere ait kimi önemli anları, yıldızın parladığı anları anımsatmaya çalıştım. Yapıtta yer alan tarihsel olayları anlatırken gerçekleri hiçbir biçimde değiştirmedim. Çünkü tarih, kusursuzluğa ulaştığı böylesine eşsiz anlarda, kendisine yardım için uzanan ellere gereksinim duymaz. Bu parçada söz edilen "insanlığın yıldızının parladığı anlar" ile aşağıdakilerin hangisi arasında bir benzerlik ilişkisi kurulabilir? A) Küçük bir yerleşim yerinde başlayan bir olayın bütün insanlığı etkisi altına alması B) Atmosferdeki bütün elektrik akımının bir paratonerin ucunda bulunması C) Dâhice yazılmış bir eserin giderek evrensel bir esere dönüşmesi D) Genç yaşta birinin bütün insanlığı ilgilendiren bir konuya dikkatleri çekmesi E) İnsanlığın önemli sorunlarına yönelik çözümlerin tek bir eserde toplanması B
3.
Rönesans'a kadar olan dönemde, resmin ana teması ve
resmin yer aldığı mekân, gerçek dünyada geçmezken
şimdi artık hem figür hem de mekân gerçek dünyadan
alınmıştır. İlgi tamamen gerçek dünyaya yönelmiştir.
Sadece betimlenmek istenen dünya değil, resimlenen
konuda anlatılmak istenen bir sahnede figürlerin nasıl
duracakları ve bu anlam doğrultusunda, figürlerin nasıl
gözükeceği en iyi biçimde betimlenmek istenmektedir.
1. Abidin Dino'nun konularını günlük hayattan alması
II. Osman Hamdi'nin tablolarında somut varlıkları
anlatması
III. Fikret Mualla'nın resimlerinde gerçeklik ve düşselliği
bir arada vermesi
Bu parçada geçen "İlgi tamamen gerçek dünyaya
yönelmiştir." ifadesini yukarıdakilerden hangileri
destekler?
A) Yalnız I
B) Yalnız III
C) Ive H
D) I, Ilve I
E) II ve III
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
3. Rönesans'a kadar olan dönemde, resmin ana teması ve resmin yer aldığı mekân, gerçek dünyada geçmezken şimdi artık hem figür hem de mekân gerçek dünyadan alınmıştır. İlgi tamamen gerçek dünyaya yönelmiştir. Sadece betimlenmek istenen dünya değil, resimlenen konuda anlatılmak istenen bir sahnede figürlerin nasıl duracakları ve bu anlam doğrultusunda, figürlerin nasıl gözükeceği en iyi biçimde betimlenmek istenmektedir. 1. Abidin Dino'nun konularını günlük hayattan alması II. Osman Hamdi'nin tablolarında somut varlıkları anlatması III. Fikret Mualla'nın resimlerinde gerçeklik ve düşselliği bir arada vermesi Bu parçada geçen "İlgi tamamen gerçek dünyaya yönelmiştir." ifadesini yukarıdakilerden hangileri destekler? A) Yalnız I B) Yalnız III C) Ive H D) I, Ilve I E) II ve III
başına konulan ve konuyu
ir. Bu tanımdan da anlaşıla-
ilgisi vardır. Yazıda işlenen
etkileyici olacak biçimde
nan anahtar kavram veya
tir, bir halk sanatıdır. Bu
karşısında olmaktır. Ti-
dedir; o toplumun kan
Toplumun çoğunluğunu
catı altında toplayabilen
bir çevrenin beğenisine
linmelidir.
başlık aşağıdakiler-
oplumun hizmetinde
ğını görmekteyiz. Do-
nen ve bunu kendine
ürekli bir ilişki içinde-
Cevap A seçeneğidir.
nan bilgis
14 500
Tr
estra
TO BENUTO a
Memleketimizde okuma seviyesinin çok düşük olduğu sık sık
28 ve 29. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
6303
ifade ediliyor. Okuryazar oranı arttıkça imkânsız gibi gözüken
yüz binlik tirajları olan kitapların, Batı ülkelerinde çok rahat
okuyucu bulduğunu biliyoruz. Hatta Türkiye'ye göre beşte bir
nüfusu olan Azerbaycan'da bir edebî eserin, özellikle şiir kitap.
larının çok yüksek tirajlara ulaştığını biliyoruz. Kendi toplumu.
muzun yakın dönemi ile karşılaştırdığımızda da bugün için iç
açıcı bir manzara yok, 1950'li yıllarda bir edebî eserin beş bin
civarında basıldığı söyleniyor. O dönemler toplumdaki okurya.
zar oranı yüzde ellinin çok altındaydı. Buna göre bugünkü ki
tap, dergi tirajları o dönemlerden fazla değil. Zorunlu eğitim
sekiz yıla çıktığı hâlde okuma oranında bir artış yok.
Soru Sende
28. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi üzerinde durul-
maktadır?
A) Yazarların kalıcılığına etki eden faktörler
B) Farklı ülkelerin kitap satışlarında yayınevlerinin etkisi
C) Yaşanılan çağın olumsuzluklarının okuryazar sayısını
geriletmesi
D) Ülkemizde nüfus oranına bağlı olarak yeterli kitabın
basılmaması
Okuryazar oranının artmasına rağmen okuyan sayısı
nin artmaması
Parçanı
Bulma
ÖSYM'ni
soruya ka
da parça
atılmış e
ile parag
gerektiğ
Ör
Gazete
(1)
Uzmar
Büt
timinin
Bunda
teknol
naklar
Gazet
(11) ---
Uzma
- ÜI
linde
erdiğ
biliyo
sağla
ener
ÖSYM
Bu c
si s
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
başına konulan ve konuyu ir. Bu tanımdan da anlaşıla- ilgisi vardır. Yazıda işlenen etkileyici olacak biçimde nan anahtar kavram veya tir, bir halk sanatıdır. Bu karşısında olmaktır. Ti- dedir; o toplumun kan Toplumun çoğunluğunu catı altında toplayabilen bir çevrenin beğenisine linmelidir. başlık aşağıdakiler- oplumun hizmetinde ğını görmekteyiz. Do- nen ve bunu kendine ürekli bir ilişki içinde- Cevap A seçeneğidir. nan bilgis 14 500 Tr estra TO BENUTO a Memleketimizde okuma seviyesinin çok düşük olduğu sık sık 28 ve 29. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 6303 ifade ediliyor. Okuryazar oranı arttıkça imkânsız gibi gözüken yüz binlik tirajları olan kitapların, Batı ülkelerinde çok rahat okuyucu bulduğunu biliyoruz. Hatta Türkiye'ye göre beşte bir nüfusu olan Azerbaycan'da bir edebî eserin, özellikle şiir kitap. larının çok yüksek tirajlara ulaştığını biliyoruz. Kendi toplumu. muzun yakın dönemi ile karşılaştırdığımızda da bugün için iç açıcı bir manzara yok, 1950'li yıllarda bir edebî eserin beş bin civarında basıldığı söyleniyor. O dönemler toplumdaki okurya. zar oranı yüzde ellinin çok altındaydı. Buna göre bugünkü ki tap, dergi tirajları o dönemlerden fazla değil. Zorunlu eğitim sekiz yıla çıktığı hâlde okuma oranında bir artış yok. Soru Sende 28. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi üzerinde durul- maktadır? A) Yazarların kalıcılığına etki eden faktörler B) Farklı ülkelerin kitap satışlarında yayınevlerinin etkisi C) Yaşanılan çağın olumsuzluklarının okuryazar sayısını geriletmesi D) Ülkemizde nüfus oranına bağlı olarak yeterli kitabın basılmaması Okuryazar oranının artmasına rağmen okuyan sayısı nin artmaması Parçanı Bulma ÖSYM'ni soruya ka da parça atılmış e ile parag gerektiğ Ör Gazete (1) Uzmar Büt timinin Bunda teknol naklar Gazet (11) --- Uzma - ÜI linde erdiğ biliyo sağla ener ÖSYM Bu c si s
18. - 20. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Dünyaca ünlü minyatür sanatçılarımızdan Hasan Kale,
sıra dışı objelerin üzerine, çıplak gözle görülemeyecek
kadar küçük minyatürler çiziyor, Bu sıra dışı obje bazen
kırık bir pirinç veya ince bir kum tanesi bazen de bir kibrit
çöpü olabiliyor. Sanatçı, iki yüzün üzerinde objeye yaptığı
mikro çizimlerinde mikroskop veya büyüteç kullanmıyor.
Hasan Kale, minyatürde ustalaşıp en ince çizgileri
çizebildiğini gördükten sonra, "Daha ne kadar küçük
yapabilirim?" sorusunu sormuş kendi kendine ve bu yolda
ilerlemeyi seçmiş Sanatçı, "Eserlerimi gelecek yüzyıllara
bırakacaksam bunu, yüzlerce yıl öncesinde yapılan eserlere
öykünerek değil, kendimden, günümüze ait bir şeyler
katarak yapabilirim. diyor. Hasan Kale'nin mikro çizimlerine
bakarken doğal olarak büyüteç kullanmak zorundasınız zira
çıplak gözle, objenin üzerinde birtakım çizgiler olduğunu
fark ediyorsunuz ancak resmedilenin ne olduğunu hakkıyla
anlayamıyorsunuz. Büyüteci elinize aldığınızda ise
bambaşka bir pencere açılıyor gözlerinizin önünde. Hasan
Kale de bunu göstermek istiyor size.
19. Bu parçaya göre Hasan Kale'nin minyatürlerden mikro
çizime geçmesinde aşağıdaki durumlarından hangisi
belirleyicidir?
A) Yetkinliğinin sınırlarını merak etme
B) Başarıyı daha ileriye taşıma
C) Alanında en iyi olduğunu kanıtlama
D) Yeni bir sanat akımının oluşumunu hazırlama
E) Gelenekle günceli aynı potada eritme
20.
1. Sanatçının, birikimlerini yaşadığı döneme özgü bir
bakış açısıyla aktarmasının doğruluğunu anlatmak
II. Bir şeye yüzeysel olarak bakmakla yakından
bakmanın yaratacağı farkı ortaya koymak
III. Kendinden önceki eserleri bilmenin bir öykünme
sorununa yol açmayacağını herkese kanıtlamak X
Bu parçaya göre, yukarıdakilerden hangileri Hasan
Kale'nin mikro çizimleriyle yapmak istediklerinden biri
değildir?
ALK
Alkalnizt
Byalnız it
Yalnız III
DI ve Ill
EXI ve III
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
18. - 20. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Dünyaca ünlü minyatür sanatçılarımızdan Hasan Kale, sıra dışı objelerin üzerine, çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük minyatürler çiziyor, Bu sıra dışı obje bazen kırık bir pirinç veya ince bir kum tanesi bazen de bir kibrit çöpü olabiliyor. Sanatçı, iki yüzün üzerinde objeye yaptığı mikro çizimlerinde mikroskop veya büyüteç kullanmıyor. Hasan Kale, minyatürde ustalaşıp en ince çizgileri çizebildiğini gördükten sonra, "Daha ne kadar küçük yapabilirim?" sorusunu sormuş kendi kendine ve bu yolda ilerlemeyi seçmiş Sanatçı, "Eserlerimi gelecek yüzyıllara bırakacaksam bunu, yüzlerce yıl öncesinde yapılan eserlere öykünerek değil, kendimden, günümüze ait bir şeyler katarak yapabilirim. diyor. Hasan Kale'nin mikro çizimlerine bakarken doğal olarak büyüteç kullanmak zorundasınız zira çıplak gözle, objenin üzerinde birtakım çizgiler olduğunu fark ediyorsunuz ancak resmedilenin ne olduğunu hakkıyla anlayamıyorsunuz. Büyüteci elinize aldığınızda ise bambaşka bir pencere açılıyor gözlerinizin önünde. Hasan Kale de bunu göstermek istiyor size. 19. Bu parçaya göre Hasan Kale'nin minyatürlerden mikro çizime geçmesinde aşağıdaki durumlarından hangisi belirleyicidir? A) Yetkinliğinin sınırlarını merak etme B) Başarıyı daha ileriye taşıma C) Alanında en iyi olduğunu kanıtlama D) Yeni bir sanat akımının oluşumunu hazırlama E) Gelenekle günceli aynı potada eritme 20. 1. Sanatçının, birikimlerini yaşadığı döneme özgü bir bakış açısıyla aktarmasının doğruluğunu anlatmak II. Bir şeye yüzeysel olarak bakmakla yakından bakmanın yaratacağı farkı ortaya koymak III. Kendinden önceki eserleri bilmenin bir öykünme sorununa yol açmayacağını herkese kanıtlamak X Bu parçaya göre, yukarıdakilerden hangileri Hasan Kale'nin mikro çizimleriyle yapmak istediklerinden biri değildir? ALK Alkalnizt Byalnız it Yalnız III DI ve Ill EXI ve III
SORULAR
1 ve 2. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Kahire'de bulunan Keops Piramidi, her biri on iki ton
olan iki buçuk milyon bloktan oluşmuştur. Günde on
blok yerleştirilmesi halinde yapımı 664 yıl sürer. Pi-
ramidin üstünden geçen meridyen, karaları ve deniz-
leri tam eşit iki parçaya böler. Ve piramidin dünyanın
ağırlık merkezinin tam ortasında bulunduğu iddia edi-
lir. Taban alanının, yüksekliğinin iki katına bölünmesi
Pi (3,14) sayısını verir. Piramitler içerisinde süt birkaç
gün süreyle taze kalır. Bitkiler piramit içerisinde daha
hızlı büyür. Çöp bidonunun içindeki yemek artıkları
hiç koku yaymadan mumyalaşır.
esmhs nhebiliney biobri
isemba nihoterable
Operenden og
smispoo
1.
Bu parçada, piramitlerle ilgili olarak aşağıdakiler-
den hangisine değinilmemiştir?
A) Yapımının kaç yılda tamamlanacağına
B) İçyapısının taşıdığı özelliğe
C) Merkezi konumunun nasıl hesaplandığına
D) Sütunların ağırlığı ve sayısına
E) Dünyanın hangi şehrinde olduğuna
opio toll lymital
Bu parçadan piramitlerle ilgili olarak aşağıdakiler-
den hangisi çıkarılabilir?
A) Turistler için vazgeçilmez mekânlar olmasının bir-
çok nedeni vardır.
B) Herkesin beğenisini kazanacak kadar şaşırtıcı bir
manevî havaya sahiptir.
Ⓒ) Matematiksel hesaplamalarla ve faydalı yönleri ile
öne çıkan bir yapıdadır.
D) Özellikleri insanüstü bir çabanın eseri olduğu ka-
nıtlanmıştır.
E) Bilimin ilerlemesinde ve yaygınlaşmasında büyük
etkisi vardır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
SORULAR 1 ve 2. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Kahire'de bulunan Keops Piramidi, her biri on iki ton olan iki buçuk milyon bloktan oluşmuştur. Günde on blok yerleştirilmesi halinde yapımı 664 yıl sürer. Pi- ramidin üstünden geçen meridyen, karaları ve deniz- leri tam eşit iki parçaya böler. Ve piramidin dünyanın ağırlık merkezinin tam ortasında bulunduğu iddia edi- lir. Taban alanının, yüksekliğinin iki katına bölünmesi Pi (3,14) sayısını verir. Piramitler içerisinde süt birkaç gün süreyle taze kalır. Bitkiler piramit içerisinde daha hızlı büyür. Çöp bidonunun içindeki yemek artıkları hiç koku yaymadan mumyalaşır. esmhs nhebiliney biobri isemba nihoterable Operenden og smispoo 1. Bu parçada, piramitlerle ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisine değinilmemiştir? A) Yapımının kaç yılda tamamlanacağına B) İçyapısının taşıdığı özelliğe C) Merkezi konumunun nasıl hesaplandığına D) Sütunların ağırlığı ve sayısına E) Dünyanın hangi şehrinde olduğuna opio toll lymital Bu parçadan piramitlerle ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisi çıkarılabilir? A) Turistler için vazgeçilmez mekânlar olmasının bir- çok nedeni vardır. B) Herkesin beğenisini kazanacak kadar şaşırtıcı bir manevî havaya sahiptir. Ⓒ) Matematiksel hesaplamalarla ve faydalı yönleri ile öne çıkan bir yapıdadır. D) Özellikleri insanüstü bir çabanın eseri olduğu ka- nıtlanmıştır. E) Bilimin ilerlemesinde ve yaygınlaşmasında büyük etkisi vardır.
RULA
ALES İLKBAHAR 2014 SORULAR
nasal ok
çileği g
in elinde ya
Bağ zirvelerin
önüşüyor. Kan
mbaları Işıldad
arın belirdiği pen
1 rengarenk kä
kandiller ve melek
or. Nakışlanmış tahta
inde yüzyıllık dağcı fo
. Yerel geleneklerin ha
yörede düğünler ninelerin,
nice zamandan beri yaşa-
enlerle yapılıyor. Davetliler
erde ter içinde kalsalar bile
yarısına kadar üzerlerindeki çi
desenli keçeden yapılmış gele-
eksel giysileri çıkarmıyorlar. Şarkılar
hep beraber söyleniyor. Podhale
dansları sabaha kadar sürüyor.
Bu parçada Zakopane ile ilgili
olarak aşağıdakilerden hangisine
değinilmemiştir?
A) Kültürel değerlerin nesilden nesile
aktarılarak yaşatıldığına
ğcılığın kentte yaygın olarak
satılmadan uygu-
doğa
içi/
daha
dir.
B) Insan alışık olm
göre cevaplayınız.
23-25. soruları aşağıdaki parçaya
Bir araştırmaya göre insanlar açıklanması
mümkün olmayan bir durumla karşılaştıkla-
nnda beyinleri, çevrelerinde anlam verebi-
lecekleri başka bir yapı arıyor. Araştırmacı-
lar, anlamı, kişinin başvuru çevresi içinde
alışık olduğu bir eşleşme olarak tanımlıyor.
Omeğin ateş, aşırı sıcaklıkla özdeşleşmiş
bir kavram. Ama parmağımızı ateşe sokup
da donduğunu hissetmek, bu yerleşik
anlam içinde bir tehdit oluşturuyor. Proulx
da "Bu insanları çok rahatsız edici bir
deneyim olur, çünkü mantığa aykırıdır."
zerine kurulu Kasaba Doktoru
diyor. Çalışmayı yürüten araştırmacılar, bir
grup denekten Kafka'nın bir dizi saçma
Kendile-
olaylar üzerin
kitabının kısaltılmış ve biraz da değiştiril-
miş bir biçimini okumalarını istemiş. İkinci
bir gruba ise aynı kitabın, yeniden yazıla-
rak olayların ve anlatımının mantıklı hâle
getirilmiş olduğu başka bir biçimi verilmiş.
ulunan bir test uygulanmış. Kend
Daha sonra deneklere içlerinde gizli örün-
tüler buluna
rinden diziler içinde benzer örüntüler bulu-
nanları işaretlemeleri istenmiş. Proulx,
"Saçma hikâyeyi okuyanların daha çok dizi
işaretledikleri belirgin biçimde ortaya çıktı.
Belli ki bir hikâyenin normalleştirilmiş biçi-
mini okuyanlara kıyasla daha doğru işaret-
leme yapmış olmaları, örüntüyü ötekilerden
daha iyi öğrenmiş olduklarını gösteriyor."
diyor.
Y
R
G
Y
A
1
3
Mk
ve olguları anlam
hinsel aktiviteler üretm
durmaktadır.
C) Kolayla zor arasındaki seçim
insan psikolojik olarak kolayı ter-
cih etmekte, böylece sonuca daha
kolay ulaşabileceğini düşünmek-
tedir.
D) Her insanın algılama düzeyi ve
süreci farklı olduğu için ilgileri ve
bu ilgilere karşı geliştirdiği refleks-
leri de değişebilmektedir.
E) Zoru başarma güdüsü, bazen ali-
şılagelmiş uygulamaların ötesine
geçerek kendine yeni bir yön ve
strateji geliştirmektedir.
w
yesinin içeriğine
24. I. Kafka'nın Kasaba Doktoru hikâ-
II. Daha önce yapılan benzer araş-
tırmalardan farkına
III. Kaç tane denek grubu kullanıldı-
ğına
Bu parçada yukarıdakilerden han-
gilerine değinilmemiştir?
E) II ve III
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
RULA ALES İLKBAHAR 2014 SORULAR nasal ok çileği g in elinde ya Bağ zirvelerin önüşüyor. Kan mbaları Işıldad arın belirdiği pen 1 rengarenk kä kandiller ve melek or. Nakışlanmış tahta inde yüzyıllık dağcı fo . Yerel geleneklerin ha yörede düğünler ninelerin, nice zamandan beri yaşa- enlerle yapılıyor. Davetliler erde ter içinde kalsalar bile yarısına kadar üzerlerindeki çi desenli keçeden yapılmış gele- eksel giysileri çıkarmıyorlar. Şarkılar hep beraber söyleniyor. Podhale dansları sabaha kadar sürüyor. Bu parçada Zakopane ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Kültürel değerlerin nesilden nesile aktarılarak yaşatıldığına ğcılığın kentte yaygın olarak satılmadan uygu- doğa içi/ daha dir. B) Insan alışık olm göre cevaplayınız. 23-25. soruları aşağıdaki parçaya Bir araştırmaya göre insanlar açıklanması mümkün olmayan bir durumla karşılaştıkla- nnda beyinleri, çevrelerinde anlam verebi- lecekleri başka bir yapı arıyor. Araştırmacı- lar, anlamı, kişinin başvuru çevresi içinde alışık olduğu bir eşleşme olarak tanımlıyor. Omeğin ateş, aşırı sıcaklıkla özdeşleşmiş bir kavram. Ama parmağımızı ateşe sokup da donduğunu hissetmek, bu yerleşik anlam içinde bir tehdit oluşturuyor. Proulx da "Bu insanları çok rahatsız edici bir deneyim olur, çünkü mantığa aykırıdır." zerine kurulu Kasaba Doktoru diyor. Çalışmayı yürüten araştırmacılar, bir grup denekten Kafka'nın bir dizi saçma Kendile- olaylar üzerin kitabının kısaltılmış ve biraz da değiştiril- miş bir biçimini okumalarını istemiş. İkinci bir gruba ise aynı kitabın, yeniden yazıla- rak olayların ve anlatımının mantıklı hâle getirilmiş olduğu başka bir biçimi verilmiş. ulunan bir test uygulanmış. Kend Daha sonra deneklere içlerinde gizli örün- tüler buluna rinden diziler içinde benzer örüntüler bulu- nanları işaretlemeleri istenmiş. Proulx, "Saçma hikâyeyi okuyanların daha çok dizi işaretledikleri belirgin biçimde ortaya çıktı. Belli ki bir hikâyenin normalleştirilmiş biçi- mini okuyanlara kıyasla daha doğru işaret- leme yapmış olmaları, örüntüyü ötekilerden daha iyi öğrenmiş olduklarını gösteriyor." diyor. Y R G Y A 1 3 Mk ve olguları anlam hinsel aktiviteler üretm durmaktadır. C) Kolayla zor arasındaki seçim insan psikolojik olarak kolayı ter- cih etmekte, böylece sonuca daha kolay ulaşabileceğini düşünmek- tedir. D) Her insanın algılama düzeyi ve süreci farklı olduğu için ilgileri ve bu ilgilere karşı geliştirdiği refleks- leri de değişebilmektedir. E) Zoru başarma güdüsü, bazen ali- şılagelmiş uygulamaların ötesine geçerek kendine yeni bir yön ve strateji geliştirmektedir. w yesinin içeriğine 24. I. Kafka'nın Kasaba Doktoru hikâ- II. Daha önce yapılan benzer araş- tırmalardan farkına III. Kaç tane denek grubu kullanıldı- ğına Bu parçada yukarıdakilerden han- gilerine değinilmemiştir? E) II ve III A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II
durumlarından hangilerine ulaşılabilir?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) II ve III
E) I, II ve III
27. Islam tarihinde ilk savaş hukuku aşağıdakilerin
hangisinden sonra ortaya çıkmıştır?
A) Hicret olayı
B) Bedir Savaşı
C) Uhud Savaşı
D) Mekke'nin Fethi
E) Hudeybiye Antlaşması
C) I ve II
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
durumlarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I B) Yalnız II D) II ve III E) I, II ve III 27. Islam tarihinde ilk savaş hukuku aşağıdakilerin hangisinden sonra ortaya çıkmıştır? A) Hicret olayı B) Bedir Savaşı C) Uhud Savaşı D) Mekke'nin Fethi E) Hudeybiye Antlaşması C) I ve II
14. Sosyal bilimlerin hemen hemen tamamının yö-
neldiği ilgi alanlarından birisi; kimliğin ne olduğu,
nasıl tanımlanacağı ve kimliksel bağlanmanın hangi
bağlam içinde değerlendirilmesi gerektiği üzerine-
dir. Özellikle psikoloji, sosyoloji ve antropoloji bilim
dallarının ilgi yoğunlaşması yaptığı kimlik, diğer
sosyal bilimlerin de ilgi alanının dışına düşmeden
varlığını korur. Buna bağlı olarak disiplinlerarası
çalışmaları da zorunlu hâle getiren kimlik, yalnızca
kendisini tanımlatmakla kalmaz, başkası ya da
ötekinin de tanımlanmasını zorunlu kılar. Psikoloji-
de "ayna evresi" olarak tanımlanan bireyin kendini
tanımlaması ile aynadaki görüntüsü arasındaki
uyumun yani bireyin kendini tanımlaması ile baş-
kasının yani ötekinin onu tanımlamasının örtüşüp
örtüşmediği kimliğin genel çerçevesini belirler
çünkü bizim kendimizle ilgili bilincimiz, başkasıyla
olan ilişkimizi belirler. Bu yolla içinde yaşadığımız
toplumu yansıtan bir kimlik inşa eder ve toplumsal
yönümüzü oluştururuz.
Aşağıdakilerden hangileri
snad
nel. Kimlik ötekine karşı bir tepkinin sonucu olarak
ortaya çıkar ve kendi ancak ötekine göre var
olur.
KA
II. Birey ya da ulus ötekinden farklılık ve Na
benzemezlik üzerinden kalkarak kendini algılar
ve tanımlar.
III. Kimlik, dışarıda bırakılanlardan elde kalandır,
öteki ise bu açıdan dışarıda kalandır.
bu parçadan çıkarılabilecek sonuçlar
arasındadır?
A) I ve
B) I ve III
C) Yalnız I
DI ve III
E), II ve III
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
14. Sosyal bilimlerin hemen hemen tamamının yö- neldiği ilgi alanlarından birisi; kimliğin ne olduğu, nasıl tanımlanacağı ve kimliksel bağlanmanın hangi bağlam içinde değerlendirilmesi gerektiği üzerine- dir. Özellikle psikoloji, sosyoloji ve antropoloji bilim dallarının ilgi yoğunlaşması yaptığı kimlik, diğer sosyal bilimlerin de ilgi alanının dışına düşmeden varlığını korur. Buna bağlı olarak disiplinlerarası çalışmaları da zorunlu hâle getiren kimlik, yalnızca kendisini tanımlatmakla kalmaz, başkası ya da ötekinin de tanımlanmasını zorunlu kılar. Psikoloji- de "ayna evresi" olarak tanımlanan bireyin kendini tanımlaması ile aynadaki görüntüsü arasındaki uyumun yani bireyin kendini tanımlaması ile baş- kasının yani ötekinin onu tanımlamasının örtüşüp örtüşmediği kimliğin genel çerçevesini belirler çünkü bizim kendimizle ilgili bilincimiz, başkasıyla olan ilişkimizi belirler. Bu yolla içinde yaşadığımız toplumu yansıtan bir kimlik inşa eder ve toplumsal yönümüzü oluştururuz. Aşağıdakilerden hangileri snad nel. Kimlik ötekine karşı bir tepkinin sonucu olarak ortaya çıkar ve kendi ancak ötekine göre var olur. KA II. Birey ya da ulus ötekinden farklılık ve Na benzemezlik üzerinden kalkarak kendini algılar ve tanımlar. III. Kimlik, dışarıda bırakılanlardan elde kalandır, öteki ise bu açıdan dışarıda kalandır. bu parçadan çıkarılabilecek sonuçlar arasındadır? A) I ve B) I ve III C) Yalnız I DI ve III E), II ve III
18
AYT
17,57
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI
SOSYAL BİLİMLER - 1 TE
1. Bu testte sırasıyla, Türk Dili ve Edebiyatı (1-24), Tarih (25-34), Coğrafya (35
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türk Dili ve Edebiyatı - Sosyal Bilimler - 1
1.
2. (1) H
belin
11'1
böl
sir
de
Sanatın tüm alanlarında bir dalgalanma var ama belki de
en dikkat çekici değişim, edebiyat sahasında. Edebiyat
algımız genişliyor, edebiyatçı algımız değişiyor. Toplumun
kıyısında duran bir edebiyat değil, bizzat içinde yaşayan,
kendini okurla eşitleyen ve birleyen, hayatın nabzını tipa tip
elinde tutan, hikâye anlatma sanatını seven ve sahiplenen,
bir ayağı yerel bir ayağı evrensel bir edebiyat gelişiyor. Ve
Türkiye bu anlamda o kadar özel bir yerde ki... Şimdiye
değin ne zaman Türk edebiyatının gelişmesinden bahsedilse
hep yazarlara bakıldı. Hâlbuki sadece yazarlar değil gelişen
ve çeşitlenen okur da değişiyor, renkleniyor. Türk edebiyatı
çok özel ama Türk okuru da çok özel. Ve bazen bu hakikati
bir Amerikalı yazar, bizden daha iyi görüyor.
az
a
Bu parçada altı çizili sözlerin anlamı aşağıdakilerin
hangisinde sırasıyla verilmiştir?
A) Yaşamla iç içe olmak - okurla paylaşımda bulunmak -
yaşamla ilişkili olmak
BY Yaşamın gerçeklerinden uzak durmak - okura tepeden
bakmamak - yaşamın gerçeklerine hâkim olmak
Sosyal sorunlardan uzak durmak - okurla aynı seviyede
olmamak-yaşamın doğrularına değinmek
D) Toplumla iç içe olmak - okur kitlesini benimsemek -
hayatı her aşamada önemsemek
E) Yaşamın gerçek yönünü bilmemek - okurun iç
dünyasına girmek - hayatın sıkıntılarını gidermek
T.
değerlendirir.
tkısını değer-
erlendirir.
ä
L
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
18 AYT 17,57 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI SOSYAL BİLİMLER - 1 TE 1. Bu testte sırasıyla, Türk Dili ve Edebiyatı (1-24), Tarih (25-34), Coğrafya (35 2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türk Dili ve Edebiyatı - Sosyal Bilimler - 1 1. 2. (1) H belin 11'1 böl sir de Sanatın tüm alanlarında bir dalgalanma var ama belki de en dikkat çekici değişim, edebiyat sahasında. Edebiyat algımız genişliyor, edebiyatçı algımız değişiyor. Toplumun kıyısında duran bir edebiyat değil, bizzat içinde yaşayan, kendini okurla eşitleyen ve birleyen, hayatın nabzını tipa tip elinde tutan, hikâye anlatma sanatını seven ve sahiplenen, bir ayağı yerel bir ayağı evrensel bir edebiyat gelişiyor. Ve Türkiye bu anlamda o kadar özel bir yerde ki... Şimdiye değin ne zaman Türk edebiyatının gelişmesinden bahsedilse hep yazarlara bakıldı. Hâlbuki sadece yazarlar değil gelişen ve çeşitlenen okur da değişiyor, renkleniyor. Türk edebiyatı çok özel ama Türk okuru da çok özel. Ve bazen bu hakikati bir Amerikalı yazar, bizden daha iyi görüyor. az a Bu parçada altı çizili sözlerin anlamı aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir? A) Yaşamla iç içe olmak - okurla paylaşımda bulunmak - yaşamla ilişkili olmak BY Yaşamın gerçeklerinden uzak durmak - okura tepeden bakmamak - yaşamın gerçeklerine hâkim olmak Sosyal sorunlardan uzak durmak - okurla aynı seviyede olmamak-yaşamın doğrularına değinmek D) Toplumla iç içe olmak - okur kitlesini benimsemek - hayatı her aşamada önemsemek E) Yaşamın gerçek yönünü bilmemek - okurun iç dünyasına girmek - hayatın sıkıntılarını gidermek T. değerlendirir. tkısını değer- erlendirir. ä L