Anlatım Biçimleri Soruları

3. Bir eleştiri düşünün, oyunun başlama tarihinden beş ay, bitim tarihinden de bir ay sonra yazılmış olsun. Üstelik bu oyun, sahnelendiği süre içinde kapalı gişe oynamış ve her seferinde olduğu gibi son oynanışında da dakikalarca alkışlanmış olsun O zaman bu eleştiride art niyet arama- mak elde değil. Yalnız, unutmamak gerekir ki bu anlayışla yazılmış bir eleştiri, yazarından çok şey götürür. Bu giden şeylerin en önemlisi de sanırım inandırıcılıktır. Bu parçanın yazarı aşağıdakilerden hangisine karşı çıkmaktadır? nisignan Oyun üzerinde, eleştirmenlerin ortak bir yargıya ula şamamasına LB Oyunun belirli bir süre içinde eleştirilmemiş olmasına Le) Oyunun, metnine bakılmadan eleştirilmiş olmasına Oyunla ilgili eleştirilerin, oyunu oluşturan ögeleri bütü- nüyle içermemesine (620) E) Oyunla ilgili olarak ön yargılı eleştiri yapılmış olmasına (1990/ÖSS)

10. Tevfik, incecik sesini kısarak, - Ağabeyciğim, benim yevmiyem ne olacak, diyebildi. Murat, çocuğun elini bırakmıştı. İshak Efendi'ye döndü, - Sahi, unutup gidiyorduk. Küçüğün gündeliğini verme- yecek misin? İshak Efendi yarı hayret, yarı hiddetle cilalı tahtayı kâğıt- ların üzerine attı. 1 Ne gündeliği? Hak etsin de sonra... Bu çocuk hiç çalışmadı mı? Murat omuzlarını silkti: - Aşk olsun be insafına arkadaş. Sabahleyin evden al- mışsın, gece oldu. Neyin iki saati bu? Bu parça ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Diyaloglara yer verilmiştir. B) Catışma patron-isel üzerinedir. C) Realizm akimun etkisi görülür. D) Öyküleyici anlatım kullanılmıştır. E) Yerel söyleyişlere yer verilmiştir.

2019-TYT/Türkçe 4. 1. Uyku esnasında solunum sıklığının ve kalp atış hızının düşmesi, vücuda pompalanan kan basıncını azalttığından uykudayken daha fazla üşürüz. II. Özellikle iki üç aylık bebeklerde, uyurken değişen vücut sıcaklığına bağlı olarak ortaya çıkan ani ölümler, günümüzde yaygın olarak görülmektedir. Yukarıda verilen II numaralı cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) I. cümlede ifade edilen konuyla çelişen farklı bir durumdan söz edilmektedir. B) I. cümlede anlatılan durumun sebep olduğu bir olumsuzluktan bahsedilmektedir. C) I. cümledeki olgunun, çocukları neden daha fazla etkilediği açıklanmaktadır. D) I. cümlede belirtilen olgunun her bireyde gerçekleşmediği örneklenmektedir. E) I. cümlede değinilen düşüncenin bilimsel olarak kanıtlandığı gösterilmektedir. 5. Cocuk 6.

3 raya geçiniz. 2020- 37.-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Stephen King'in yayımlanır yayımlanmaz bir efsaneye dönen romani O (It), 27 senede bir uyanan meçhul bir kötülüğü ve bu kötülükle baş etmeye çalışan bir grup genci anlatır. Kitaba adını veren O, palyaço formunda olmakla birlikte dünyadaki bütün kötülerden daha kötü bir şey olarak tasvir edilir. Karşısındaki insanın en korktuğu şeyin biçimini alan bir varlıktır. Bu durum Harry Potter'in roman dünyasına da aynen taşınmıştır. Ancak asıl ilginç olan İngilizce orijinal adı "it" sözcüğünde gizlidir. Bu sözcüğün Almancadaki karşılığı olan "e üçüncü tekil nesneler için zamir olarak kullanılmain yanı sıra Freud'un nesnel gerçeklerden bağımsız öznel yaşantı dünyası "id" için kullandığı sözcüktü Gerçekten de karakterin zihnin kanalizasyonlarınd çıkmayan ama batmayan da bir şey oluşu, akla ilk Freudyen bir id'i getirir. inla ill Tar Jin -la "'yir 38. Buy a göre O karakten Fr Kisl, id kavramını çağrıştıran yönt aşağdakilerden hangisidir? A) Bütün kötülerden daha kötü bir şey olarak tasvir edilmesi B) Bilinçaltın saklanamesi derinliklerinde kaybolmaksızın C) Bireyi içgüdüsel tepki vermeye zorlaması D) Gerçek niyetini bir palyaço görüntüsünün altına gizlemesi Insanın bilinçaltındaki korkularını hatırlatması Shot on GM 20 P YM kurum veya kuruluş tarafından kullanılar Bu soruların telif hakları ÖSYM'ye aittir. Sorular ÖSYM'nin yazılı iz

Batı r. sa ere ür ve oluşan uma in yan e sal bir gi E) filmler ca Imlerine 19. İnsanlar duygu ve akıl arasında tutturdukları dengeyle ayakta kalır ve yaşam denen yolda ilerler. Bunlardan birinin, kontrolü tamamen ele geçirmesi felaket getirebil Bu gerçek şöyle bir benzetmeyle aktarılır: Bir at ar dasınız ve arabanız, güçlü iki at tarafından dan biri aklın, diğeri duygunun temsilcisi. su volun bir tarafına, öbürü de diğer tarafina me alışıyor. Sizin işiniz ---. çekiliy Bir at s. Bu parçan sonuşüncenin akışına göre sağıdakilen hangetirilmelidir? li bir ilde ilerleyebilmek için dizginleri sıkıp ikisin altında tutmaktır için arabadan B tarafın sizi uçuruma yuvarlanam E cağınız anı iyi belirlemektir kları kadar kötü bir son C) bu iki atın fırsatlar sundukla getirebileceğini de akinizda tutmaktır D) atların çekişmesin E) rasyone ular ÖSYM'nin yazih izni afından adinize engel olduğunu seçmektir buyruğuna girmek yerine kutak vermektir

5. Ceyhun Atuf Kansu'nun yaratıcılığı üzerinde düşünürken şa- irliğini, denemeciliğini ve elbette hekimlik mesleğini bütün sorumluluğu ile yerine getiren; içerisine doğduğu ülkenin gerçeklerini kavramış ve eserlerine yansıtmıs aydın kimliği ni akılda tutmak gerekir. Bu çerçeveden bakınca Kansu nun, "gündeme oturan" bir şair olmadığı rahatlıkla görülür. Öy- le bir niyeti olmadığı, daha şiire başlarken yeğlediği yol- dan, yaslandığı birikimin onun da sanatını biçimlendiren al- çak gönüllülüğünden bellidir. Şu söylenebilir elbette: Yazdığı dönemde olduğu gibi bugün de ekonominin o pek cafcafli kavramlarından biri olan "piyasa"yla bağdaştırınca alan di- şında kalan bir şiirdir Kansu'nun şiiri ama hiç tartışmasız ha- yatın kendisidir. Türkiyeli bir şiirdir. Bununla neyi söylemek istediğim çok açık: On bin yıllık kültürel dinamikliği ve çok sesli halk kültürü bileşiminin şiiridir onun yaratımı. Yapaylık- tan uzak, hayatın içindeki insanın sahiciliğinde bir şairdir o. Bu parçada Ceyhun Atuf Kansu ile ilgili olarak aşağıda- kilerden hangisine değinilmemiştir? Öne çıkmaya çalışan bir şair olmadığına + B) Şiirlerinde tüm insanlık değerlerini dile getirdiğine C) Yapıtlarında yaşam gerçekliğine bağlı kaldığına + D) Sadece yazıp çizme ile ilgilenmediğine E) Doğal bir anlatımının olduğuna +

15. Çocuklara kitap yazmak, çok büyük bir sorumluluktur. Ço- cuk kitabı yazmayı kolay sananlar çok yanılıyorlar. Gerçek- ten önemli sorumlulukları yüklenmesi gerekiyor, bu alanda kalem oynatanların. Çocuk kitabını bu bilinçle yazmak, söz- cükleri bile özenle seçmek gerekiyor. Ama günümüzde ço- cuk edebiyatına bu titizlikle yaklaşılmıyor. Yaklaşılmadığı için de nitelikli kitap sayısı az. Etrafı cicili bicili, elma şekeri gibi kitaplar sarmış durumda ama maalesef içleri boş... İşte bu yüzden birileri bana "Çocuklar bu tür kitapları istiyor." de- diğinde kibarca onların bu tekliflerini kulak ardı ediyorum. Ben her şeyden önce bir yazarım, öyle yemek siparişi verir gibi sipariş almıyorum. Üstelik çocuklar çoğu zaman gerek- sinim duydukları şeyin ne olduğunu bilmezler zaten. Bu parçada yazar, özellikle aşağıdakilerden hangisine karşı çıkmaktadır? A) Çocuk kitaplarının hep aynı konular üzerinde durma- sına B) Yazarlardan, kitaplarını çocukların beklentilerine göre yazmalarının istenmesine C) Kitapların da yemek gibi asli bir ihtiyaç olarak algılanma- masina Çocuk kitaplarının didaktik unsurlarla dolu olmasına E Çocuk kitaplarının ulusal ve evrensel nitelikleri kaynaş- tiramamasına

YATI DERS at 8. Adam, ortada, ev kılığı ile dikilmiş durmaktadır. Dikkatle çevresini dinlediği, yüzünden okunur. Ürkek bakışlarla sağa, sola, arkaya bakar. Sonra ayaklarının ucuna basarak pencereye yaklaşır, orada gözlerini kapayıp bir süre durur, sonra geriye bakar ve kesin karara varmış Insanların cesareti ile perdenin yanına gider, kendini geride tutarak dışarı bakar, gözlerini kapar, yeniden bakar. Bu sefer kurnaz kurnaz gülümser. Birden başını geriye çevirir, bir ayak sesi duymuştur, dikkatle dinler ve odanın ortasında koşmağa başlar, saklanacak bir yer aramaktadır. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) İşitsel ögelerden yararlanılmıştır. B) Kişisel yorumlara yer verilmiştir. C) Görsel ögelere yer verilmiştir. D) Gözlemlere yer verilmiştir. E) Dokunma duyusundan yararlanılmıştır.

TYT 3₁. B Bunu yapmadığınız sürece de yazılımı kullanıma açmayı reddeder. 5⁰ Hatta 2010 yılında GameStation adında bir şirket bunu sınamak için son kullanıcı lisans sözleşmesine "Bu anlaşmayı kabul ederseniz ruhunuzu bize satmış olursunuz." gibi bir madde eklemiş ve buna rağmen binlerce kişi anlaşmayı kabul etmiş. Bilgisayarınızda kullanmak için satın aldığınız hemen her yazılım, kullanım veya kurulum öncesinde karşı- nıza servis kurallarının yazılı olduğu uzun bir metin koyar ve "Şartları okudum ve kabul ediyorum." diyerek altına işaret koymanızı bekler. Ancak sorun şu ki burada yazılanları aslında kimse okumuyor. V. Siz de mecburen kabul edersiniz. 2 Numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluştura- cak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? A) 1) B) II C) III D) IV E) V C 10

9 7. Faulkner, büyük bir ustadır. Hem kendinden önceki roma- ni aşmış, hem de her romanında kendini aşmaya çalış- mıştır. Onun her romanında yeni bir biçim yeni bir kurgu, yeni anlatım vardır. Bu parçaya göre Faulkner'in en önemli özelliği aşağı- dakilerden hangisidir? A) Öznellik B) Özlülük C) Yoğunluk D) Etkileyicilik E) Özgünlük sa

R L R L 18. INFORMAL YAYINLARI Bizim kuşak kahvede oturmaya çok genç yaşta kendiliğin- den başladığı için kahvede oturmanın bir adabı olduğunu düşünmedi bile. Bizden öncekiler içinse durum biraz fark- II. Örneğin Salah Birsel'in Kahveler Kitabı ile Ah Beyoğlu Vah Beyoğlu'sunu okuyanlar bu düşüncelerime kolayca hak verirler. Sanatçıların özellikle de ünlü edebiyatçıların gittikleri kahveler anlatılır o kitaplarda. ---- Bu parçanın sonuna, düşüncenin akışına göre aşağı- dakilerden hangisi getirilemez? A) Ancak bugün, kahve yaşamının eskilere uymadığı dü- şünüldüğünde önceki niteliklerin de yitirilmiş olduğu anlaşılır B) Edebiyatçı kahvelerinden sonra yazarların buluştukla- rı yerlerin değişmesi, edebiyatın yönelimini de değiş- tirmiştir C) Bu kahveler, tanınmış edebiyatçıların büyük eserlerini oluşturmalarına zemin hazırlayan yerlerdir D) Doğu'daki kahve kültürü Batı'dan daha eskidir ve Av- rupa, geç tanıştığı hâlde bu kültürü hızla benimsemiş- tir E) Oralarda bu sanatçılar yazdıkları eserler hakkında ko- nuşuyor; birbirlerinin eserlerini eleştirme fırsatı bulu- yorlardı (2015-KPSS) 20. F

15. Rivayete göre İran Hükümdarı Cemşit, ormanda tavşan avına çıkar. Av esnasında zehirli bir yılanla karşılaşır ve okunu ona fırlatır. Ok, yılanın saklandığı kayalıklara çarpar ve bir ateşin yanmasına sebep olur. Bu ateş etraftaki bütün kuru otları tutuşturur. İranlılar ateşi sözüm ona ilk defa gördükleri için çok etkilenir ve ateşe secde ederler. Onun yaydığı ışığın hiç sön- meyeceği "ateşgede" adı verilen tapınaklar yaparlar. Ateşin bulunduğu bu gün Nevruz olarak kutlanır. Bu paragrafın bütününde aşağıdakilerin hangisi- nin üzerinde durulmaktadır? A) Iranlıların, ateşi bulma hikâyesi B) Ateşin İran edebiyatındaki yeri C) Iranlılarda Nevruz'un önemi D) İran'da ateş yakma geleneği E) "Ateşgede" adı verilen tapınakların ortaya çıkış hedeni

18. (1) Bilgi Çağı'nda yaşıyor ama edindiğiniz bilgileri ha- tırlamakta zorlanıyor olabilirsiniz. (II) Yapılan araştır- malar, öğrendiğiniz bilgilerin ve yeni tanıştığınız in- sanların isimlerini hafızanızda uzun süre tutmak is- tiyorsanız gözlem yapma becerinizi geliştirmelisiniz, diyor. (III) İnsanların hafızalarıyla ilgili asıl sorunları, öğrendiklerini kısa sürede unutmaları değil, bilgiyi dikkatli bir şekilde kaydetmemiş olmalarıdır. (IV) Ge- nellikle dikkatle gözlem yapma alışkanlığının hafıza- yi etkileyeceğini düşünmeyiz. (V) Bir olayı dikkatle gözlemlemezsek zihnimiz onu ileride hatırlayabile- ceğimiz şekilde kayda almayacaktır. (VI) Eğer hafi- za performansınızı artırmak istiyorsanız gözlerinizi açın ve ayrıntılara dikkat edin. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi parçanın ana fikrini doğrudan desteklemez? A) I B) II C) IV D) V E) VI

30) Filmde olduğundan fazla diyalog kullanmak, sinema diline zarar verir. Derdini anlatmak için söze başvu- ran yönetmen, görüntünün işlevini azaltır, onu basit bir arka plan resmi haline sokar. Gerçekliği olduğu gibi aktarmak amacı taşıyan sinemanın en temel özelliği, görsel bir dil olmasıdır. Filmde diyaloglar ka- dar genel arka plan sesleri ve müzik de olabildiğince azaltılmalıdır. Ses ne kadar kısık olursa, görsellik ön plana çıkarsa konuşmalar o kadar gerçek hayattan alınma hissi verir. Bu paragraftan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Sinemada müziğin bulunması etkileyiciliği artı- rir. B) Sinemada karşılıklı konuşmaların fazlalığı kali- teyi artırır. C) Sinemada görüntü kadar dil de nitelikli olmalı- dır. D) Sinema, gerçekliği görsel bir dille olduğu gibi an- latmaktadır. E) Sinemada asıl önemli olan, arka plandaki teknik donanımdır.

4. Birinci Dünya Savaşı başlarken Balkan Savaşı'ndan yeni çıkmış Osmanlı İmparatorluğu Avrupalı güçlerin yıkılmasını istemediği fakat ittifakı da tercih etmediği bir konumdaydı. Osmanlı Hükümeti içinse tek seçenek bu güçleri birbirine karşı kullanmaktı fakat Ingiliz - Osmanlı ilişkileri soğumaya başlamıştı. Büyük bir kampanyayla halktan toplanan paralarla yaptırılan iki savaş gemisine İngiltere'nin savaş çıkınca el koyması, Türk kamuoyunda tepki uyandırdı. Almanlar Rusya'ya savaş ilan ettiklerinin ikinci günü 2 Ağustos 1914'te Osmanlı Hükümeti ile gizli bir anlaşma yaptı. Anlaşmadan kısa bir süre sonra Alman gemileri Türk sularına geçiş izni istedi. Daha sonra bu gemiler Rusya'nın Karadeniz sahillerini bombaladı. Bu parçaya göre Almanya, Osmanlı Hükümeti'yle yaptığı anlaşmayla esas olarak neyi hedeflemiştir? Osmanlı İmparatorluğu ile Avrupa devletleri arasın- daki ilişkiyi daha da bozmayı B) Osmanlı Devleti'ni Avrupa devletlerine karşı kendi saflarına çekmeyi İngiltere'nin el koyduğu gemilere karşılık iki gemiyle Osmanlı Devleti'ne destek vermeyi Türk kamuoyunun desteğini arkasına alarak Avrupa devletlerine karşı avantaj elde etmeyi (E) Rusya'nın yayılmacı politikalarının önüne geçerek gücünü pekiştirmeyi

8. Edebî metinlerde, özellikle romanlarda, bir diğerine gönderme yapılması çok sık karşımıza çıkar. Parodi, pastiş, kinaye, doğru- dan alıntılama, yapısal paralellik bunlardan bazılarıdır. Bunların hepsi bir edebî metnin izlerini başka birine taşımak için kulla- nilan anlatım teknikleridir. Aslında bütün metinler kendinden önce yazılmış metinlerin iplikleriyle dokunur. Bu metinler tanı- dik ipliklerle dokunmuş olsa da asıl önemli olan, her defasında ortaya yeni bir kumaşın çıkmasıdır. A) Bir metnin başka metinlerden etkilenmesi kaçınılmazdır. B) Yazınsal eserler, kendinden önce yazılmış metinlerin bir öze- ti olarak değerlendirilebilir. C) Edebî metinlerde biçemi geliştirmek için farklı teknikler kul- lanılır. D) Yazınsal yaratılarda esas kriter, özgünlük olmalıdır. E) Yazınsal yaratılarda anlatılanlara, farklı açıdan yaklaşılmadı- ğında özgünlük fark edilmeyebilir