Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

2
2. Eleştirel yaklaşmadan, sorgulamadan hazır bilgiyi aynen
almak kişiyi düşünmeye, tartışmaya, kendisi olmaya
götürmez.
II. Edebiyat öğretiminde önemli olan, kişilerin okudukları
metin ya da yapıtla doğrudan iletişim kurmalarıdır.
5 III. Yoksa amaç, metindeki anlamı tekrarlamak, klasikleşmiş,
önceden üretilmiş ve tanımlanmış bilgileri öğretmek
değildir.
IV. Metin üzerinde düşünmeleri, okuduklarını kendi algıla-
dıkları biçimde ve kendi sözcükleriyle yeniden üretmeleri
ancak bu yolla olanaklıdır.
3 V. Metne eleştirel yaklaşma, metni sorgulama, anlamaya
çalışmanın bir gereğidir.
Yukarıdaki numaralı cümleler kullanılarak anlamlı bir pa-
ragraf oluşturulduğunda hangi cümle baştan üçüncü olur?
A) III.
B) IV.
C) I.
p) V.
E) II.
213
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2 2. Eleştirel yaklaşmadan, sorgulamadan hazır bilgiyi aynen almak kişiyi düşünmeye, tartışmaya, kendisi olmaya götürmez. II. Edebiyat öğretiminde önemli olan, kişilerin okudukları metin ya da yapıtla doğrudan iletişim kurmalarıdır. 5 III. Yoksa amaç, metindeki anlamı tekrarlamak, klasikleşmiş, önceden üretilmiş ve tanımlanmış bilgileri öğretmek değildir. IV. Metin üzerinde düşünmeleri, okuduklarını kendi algıla- dıkları biçimde ve kendi sözcükleriyle yeniden üretmeleri ancak bu yolla olanaklıdır. 3 V. Metne eleştirel yaklaşma, metni sorgulama, anlamaya çalışmanın bir gereğidir. Yukarıdaki numaralı cümleler kullanılarak anlamlı bir pa- ragraf oluşturulduğunda hangi cümle baştan üçüncü olur? A) III. B) IV. C) I. p) V. E) II. 213
C) kimse laf atmaz.
D) kimse değer vermez.
E) kimse nasıl olduğunu sormaz.
30. (1) Türk Dil Kurumu ilk sözlüğünü 1945 yılında yayımlamıştır.
(1) O tarihten bugüne aralıksız olarak çalışılarak geliştirilen
Türkçe Sözlük'ün 11. baskısı 2010 yılında yapılmıştır. (III) Söz-
lük çalışmalan hiçbir zaman tamamlanan yani bitirilip sonuçlan-
dinlan çalışmalar değildir çünkü dil böyle bir nihayetlenmeye
izin vermeyecek niteliğe sahiptir. (IV) Zaman içerisinde bazı
kelimeler kullanımdan düşerken yeni kelimeler dile girer ve bazı
kelimeler yeni anlamlar kazanır. (V) Bunlar sürekli bir takibi ve
dolayısıyla madde başlarında ve tariflerde değişiklikleri günde-
me getirir. (VI) Bu düzeltmeler yetkili, uzman kurulların kararla-
nyla yapılır. (VII) Bunlar da anlık değişiklikler değildir ve sözlü-
ğe bu değişmelerin işlenmesi ancak sözlüğün yeni baskısı
yapılırken gerçekleştirilir.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
numaralanmış cümlelerden hangisiyle başlar?
A) II
B) III
C) IV
D) V
E) VI
*ZmN-I
kültür
Bu parçadak
cenin akışır
A) II
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
C) kimse laf atmaz. D) kimse değer vermez. E) kimse nasıl olduğunu sormaz. 30. (1) Türk Dil Kurumu ilk sözlüğünü 1945 yılında yayımlamıştır. (1) O tarihten bugüne aralıksız olarak çalışılarak geliştirilen Türkçe Sözlük'ün 11. baskısı 2010 yılında yapılmıştır. (III) Söz- lük çalışmalan hiçbir zaman tamamlanan yani bitirilip sonuçlan- dinlan çalışmalar değildir çünkü dil böyle bir nihayetlenmeye izin vermeyecek niteliğe sahiptir. (IV) Zaman içerisinde bazı kelimeler kullanımdan düşerken yeni kelimeler dile girer ve bazı kelimeler yeni anlamlar kazanır. (V) Bunlar sürekli bir takibi ve dolayısıyla madde başlarında ve tariflerde değişiklikleri günde- me getirir. (VI) Bu düzeltmeler yetkili, uzman kurulların kararla- nyla yapılır. (VII) Bunlar da anlık değişiklikler değildir ve sözlü- ğe bu değişmelerin işlenmesi ancak sözlüğün yeni baskısı yapılırken gerçekleştirilir. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerden hangisiyle başlar? A) II B) III C) IV D) V E) VI *ZmN-I kültür Bu parçadak cenin akışır A) II
A
11. Adam kitaplarını satmaya karar verdi.
Bütün gece yatakta döndü durdu, bir türlü uyku tut-
madı. "Kitap satmak! " Müthiş bir gönül rahatsızlığı
içinde, gecenin üçünü geçe dalabildi. Sabahleyin
uyandığı zaman şakakları zonkluyordu. Gitti, elini
yüzünü yıkadı. "Lâkin kitap satmak! "Şakaklarının
zonklaması bir türlü geçmiyordu. Helaya girdi çıktı,
üstünü giyindi, aynaya baktı, fakat kendini göreme-
di. "Kitap satmak! "Saçlarını tararken tarak etine
batti, canı yandı. "Bununla beraber, kitap satmak! "
Bu metinle ilgili,
1. İçsel bir çatışma sergilenmiştir.
II. Betimleyici anlatıma başvurulmuştur.
III. Iç konuşmadan faydalanılmıştır.
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
C) I ve II
D) I ve III
9. Sinif KOTORI
E) I, II ve III
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
A 11. Adam kitaplarını satmaya karar verdi. Bütün gece yatakta döndü durdu, bir türlü uyku tut- madı. "Kitap satmak! " Müthiş bir gönül rahatsızlığı içinde, gecenin üçünü geçe dalabildi. Sabahleyin uyandığı zaman şakakları zonkluyordu. Gitti, elini yüzünü yıkadı. "Lâkin kitap satmak! "Şakaklarının zonklaması bir türlü geçmiyordu. Helaya girdi çıktı, üstünü giyindi, aynaya baktı, fakat kendini göreme- di. "Kitap satmak! "Saçlarını tararken tarak etine batti, canı yandı. "Bununla beraber, kitap satmak! " Bu metinle ilgili, 1. İçsel bir çatışma sergilenmiştir. II. Betimleyici anlatıma başvurulmuştur. III. Iç konuşmadan faydalanılmıştır. yargılarından hangilerine ulaşılamaz? A) Yalnız I B) Yalnız II C) I ve II D) I ve III 9. Sinif KOTORI E) I, II ve III
11. Koca bilge (Sokrates), zehir içmeden önce
öğrencilerinin birinin elinde bir saz görüp
ilgilenmiş, nasıl çalınacağını öğrenmek istemiş.
Öğrenci:
Az sonra zehir içeceksiniz, çalmaya vaktiniz
olmayacak, haz duymayacaksınız. Sokrates demiş
ki:
Yukarıdaki konuşma aşağıdakilerden hangisiyle
sürdürülürse "bilginin eylemden daha önde
geldiği" vurgulanmış olur?
A) Belki ölmem, sonra çalarım.
B) İnsan, ölürken bile merak eder.
C) Asıl tat çalmakta değil, çalmayı öğrenmektedir.
D) İnsan için öğrenme kavramının sınırı yoktur.
E) Asıl tat, öğrendiğini yaptığın zaman başlar.
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
11. Koca bilge (Sokrates), zehir içmeden önce öğrencilerinin birinin elinde bir saz görüp ilgilenmiş, nasıl çalınacağını öğrenmek istemiş. Öğrenci: Az sonra zehir içeceksiniz, çalmaya vaktiniz olmayacak, haz duymayacaksınız. Sokrates demiş ki: Yukarıdaki konuşma aşağıdakilerden hangisiyle sürdürülürse "bilginin eylemden daha önde geldiği" vurgulanmış olur? A) Belki ölmem, sonra çalarım. B) İnsan, ölürken bile merak eder. C) Asıl tat çalmakta değil, çalmayı öğrenmektedir. D) İnsan için öğrenme kavramının sınırı yoktur. E) Asıl tat, öğrendiğini yaptığın zaman başlar.
16. (1) Öyküden çıkarılacak ders, öykünün "etik"
yönünü oluşturur. (II) Tema ile etik birbirinden
farklı iki un-surdur. (III) Tema, yazarın bakış
açısını yansıtırken, etik, okuyucunun bu bakış
açısına gösterdiği tepkidir. (IV) Yazar, hayata
ilişkin gözlemlerini ve deneyimlerini esas alarak
herhangi bir görüşü geliştirir. (V) Okuyucu, kendisi
için bir anlam ifade ettiği ve inandırıcı bulduğu için
bu görüşü kabul edebilir ya da tam aksine
bütünüyle reddedebilir.
Yukarıdaki parçada anlam akışına göre "ikisi d
aynı temele dayandığından kolaylıkla
karıştırılabilir." cümlesi, numaralanmış
yerlerden hangisine getirilmelidir?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
16. (1) Öyküden çıkarılacak ders, öykünün "etik" yönünü oluşturur. (II) Tema ile etik birbirinden farklı iki un-surdur. (III) Tema, yazarın bakış açısını yansıtırken, etik, okuyucunun bu bakış açısına gösterdiği tepkidir. (IV) Yazar, hayata ilişkin gözlemlerini ve deneyimlerini esas alarak herhangi bir görüşü geliştirir. (V) Okuyucu, kendisi için bir anlam ifade ettiği ve inandırıcı bulduğu için bu görüşü kabul edebilir ya da tam aksine bütünüyle reddedebilir. Yukarıdaki parçada anlam akışına göre "ikisi d aynı temele dayandığından kolaylıkla karıştırılabilir." cümlesi, numaralanmış yerlerden hangisine getirilmelidir? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
5. (1) Çocukluğunuzdan bir kez ayrıldınız mı,
ömrünüzün kalan bölümü gurbettir artık. (II) Sıla
özlemi çeker gibi çocukluğunuzun özlemini
çekersiniz. (III) Bu nedenle de çocukluk dönemi
birçok sanatçıyı, yazarı, şairi derinden etkilemiş,
ürünlerine yansımıştır. (IV) Ben, kendi deneyimime
dayanarak, çocukluğun insanın en mutlu dönemi
olduğu fikrine katılmıyorum. (V) Tam tersine bence
çocukluk, her şey bir yana, tamamen büyüklerin
yönetiminde olduğu, korkularla dolu geçtiği için
yaşamımızın en güvensiz bölümüdür. (VI) Ve
bütün bunlar insanda hiç silinmeyecek izler bırakır.
Yukarıdaki paragraf iki parçaya bölünmek
gerekirse, ikinci paragraf numaralanmış
cümlelerin hangisiyle başlar?
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
5. (1) Çocukluğunuzdan bir kez ayrıldınız mı, ömrünüzün kalan bölümü gurbettir artık. (II) Sıla özlemi çeker gibi çocukluğunuzun özlemini çekersiniz. (III) Bu nedenle de çocukluk dönemi birçok sanatçıyı, yazarı, şairi derinden etkilemiş, ürünlerine yansımıştır. (IV) Ben, kendi deneyimime dayanarak, çocukluğun insanın en mutlu dönemi olduğu fikrine katılmıyorum. (V) Tam tersine bence çocukluk, her şey bir yana, tamamen büyüklerin yönetiminde olduğu, korkularla dolu geçtiği için yaşamımızın en güvensiz bölümüdür. (VI) Ve bütün bunlar insanda hiç silinmeyecek izler bırakır. Yukarıdaki paragraf iki parçaya bölünmek gerekirse, ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
Cümlede Anlam
96. () Doğanın korunması, bizim için önemli bir
nokta olmanın da ötesinde temel hedeftir. (II)
Bu nedenle konutlar, kenttekine benzer bir
dokuda değil, tamamen çevredeki ormanla
uyum sağlayacak biçimde yapıldı. (1) Bir baş-
ka konu da bitkilendirme. (IV) Son zamanlarda
bitkiyle haşır neşir olma eğilimi yaygınlaştı,
elbette bu durum, biz çevre tasarımcılarını
sevindiriyor. (V) Ancak yabancı kökenli bitkiler
yerine kestane, erguvan, kızılağaç, fıstık çamı
tercih edilmeli; böyle bir tercih yörenin ruhuna
da uygun olur.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangi-
sinde parçanın ana düşüncesi belirtilmiştir?
A) 1.
B) II. C) III. D) IV. E) V.
(1998-ÖSS)
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
Cümlede Anlam 96. () Doğanın korunması, bizim için önemli bir nokta olmanın da ötesinde temel hedeftir. (II) Bu nedenle konutlar, kenttekine benzer bir dokuda değil, tamamen çevredeki ormanla uyum sağlayacak biçimde yapıldı. (1) Bir baş- ka konu da bitkilendirme. (IV) Son zamanlarda bitkiyle haşır neşir olma eğilimi yaygınlaştı, elbette bu durum, biz çevre tasarımcılarını sevindiriyor. (V) Ancak yabancı kökenli bitkiler yerine kestane, erguvan, kızılağaç, fıstık çamı tercih edilmeli; böyle bir tercih yörenin ruhuna da uygun olur. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangi- sinde parçanın ana düşüncesi belirtilmiştir? A) 1. B) II. C) III. D) IV. E) V. (1998-ÖSS)
(2014 - YGS)
Ki
A !
1
1
I
1
2. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri de-
(abyğiştirebileceğine inanırdım. Benim için edebiyat,
yaşam boyu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çü-
rümeye karşı durmanın göstergelerinden biriydi.
Yıllarım, bu inancın etkisiyle gelişen bir tutkunun
peşinden koşmakla geçti. Ama artık kabul edelim,
bugünün insanı sözün değerini bilmiyor. Okumayı
sevdiğini söylüyor ama iyi romanlardan, öyküler-
den, gerçek şiirden habersiz. Ömrünü edebiyata
vermiş, köşesinde sessiz sessiz yaşayan gerçek
yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca, yapıtları çok
sattığı için kimi yazarların önünde uzun kuyruklar
oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o gerçek
dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Peki,
o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor
ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç
beş kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale.
Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak
bu parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
IA) Okurların beğeni düzeyinin düşmesi
1
1
1
1
1
VB) Gerçek sanatçıların giderek azalması
Eğitiminin, güzel duyusal (estetik) boyutlara
dayandırılmaması
DY Yazınsallıktan yoksun yapıtlara değer verilmesi
E) Yaşama ve insana olumlu boyutlar kazandırdı-
ğının farkına varılamaması
(2011 - YGS)
1. C
2. C
graf
30
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
(2014 - YGS) Ki A ! 1 1 I 1 2. Bir zamanlar edebiyatın gücüne, bir şeyleri de- (abyğiştirebileceğine inanırdım. Benim için edebiyat, yaşam boyu temiz kalmanın, vicdani ve ahlaki çü- rümeye karşı durmanın göstergelerinden biriydi. Yıllarım, bu inancın etkisiyle gelişen bir tutkunun peşinden koşmakla geçti. Ama artık kabul edelim, bugünün insanı sözün değerini bilmiyor. Okumayı sevdiğini söylüyor ama iyi romanlardan, öyküler- den, gerçek şiirden habersiz. Ömrünü edebiyata vermiş, köşesinde sessiz sessiz yaşayan gerçek yazarlara sırtını dönmüş. Yalnızca, yapıtları çok sattığı için kimi yazarların önünde uzun kuyruklar oluştururken edebiyatın insanı çağırdığı o gerçek dünyayı aşındırdığının farkında bile değil. Peki, o zaman edebiyat ne işe yarıyor? Söylemesi zor ama edebiyat bugün, yaratıları ilgi görmeyen üç beş kişinin sığındığı, kuşatılmış bir kale. Aşağıdakilerden hangisi edebiyatla ilgili olarak bu parçada yakınılan durumlardan biri değildir? IA) Okurların beğeni düzeyinin düşmesi 1 1 1 1 1 VB) Gerçek sanatçıların giderek azalması Eğitiminin, güzel duyusal (estetik) boyutlara dayandırılmaması DY Yazınsallıktan yoksun yapıtlara değer verilmesi E) Yaşama ve insana olumlu boyutlar kazandırdı- ğının farkına varılamaması (2011 - YGS) 1. C 2. C graf 30
(1) Türkçenin birbirinden güzel ve çarpıcı deyimleri,
atasözleri, dua ve bedduaları vardır. (II) Kullanırken
pek düşünmeyiz, ardındaki birikimi, bilgeliği hemen fark
etmeyiz belki ama her biri yüzyılların süzgecinden geçerek
gelmiştir bugüne damla damla. (III) Hani bir yabancı
kalkıp da anlamlarını sorsa, çevirmemizi istese bir an için
donup kalırız. (IV) Kolay değildir zira onları bir başka dile
çevirmek, mesela şu "al gülüm ver gülüm" ya da "külahları
değişmek" ne kadar basit, bir o kadar eski ve aynı zamanda
anlamlı ama kolaysa gel de tercüme et bakalım. (V) Her
birinin etrafında geniş bir kültürel havza var.
tercume.
etmesi
zer
Bu parçadan kesin olarak çıkarılabilecek yargı
aşağıdakilerden hangisidir?
ATürkçe, söz kaynakları açısından dünyanın en büyük
dilidir.
BY Dilimizin söz varlıklarının yabancı dillere tercümelerinin
yapılmaması büyük bir kayıptır.
Yabancılar Türkçedeki deyimlere, atasözlerine büyük
ilgi göstermektedirler.
D) Dilimizdeki atasözleri, deyimler, dualar, beddualar
başka dillere çevrilemez.
O
E) Türkçenin söz hazinesinin önemli ve büyük bir kültürel
geçmişi vardır.
J
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
(1) Türkçenin birbirinden güzel ve çarpıcı deyimleri, atasözleri, dua ve bedduaları vardır. (II) Kullanırken pek düşünmeyiz, ardındaki birikimi, bilgeliği hemen fark etmeyiz belki ama her biri yüzyılların süzgecinden geçerek gelmiştir bugüne damla damla. (III) Hani bir yabancı kalkıp da anlamlarını sorsa, çevirmemizi istese bir an için donup kalırız. (IV) Kolay değildir zira onları bir başka dile çevirmek, mesela şu "al gülüm ver gülüm" ya da "külahları değişmek" ne kadar basit, bir o kadar eski ve aynı zamanda anlamlı ama kolaysa gel de tercüme et bakalım. (V) Her birinin etrafında geniş bir kültürel havza var. tercume. etmesi zer Bu parçadan kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağıdakilerden hangisidir? ATürkçe, söz kaynakları açısından dünyanın en büyük dilidir. BY Dilimizin söz varlıklarının yabancı dillere tercümelerinin yapılmaması büyük bir kayıptır. Yabancılar Türkçedeki deyimlere, atasözlerine büyük ilgi göstermektedirler. D) Dilimizdeki atasözleri, deyimler, dualar, beddualar başka dillere çevrilemez. O E) Türkçenin söz hazinesinin önemli ve büyük bir kültürel geçmişi vardır. J
C) III.
B) II.
A) I.
38. Ben yolculuğunu kulaktan beyne yapan şiirden yana
değil, beynin süzgecinden geçip kalbin tahtına oturan
şiirden yanayım. Bu şiir uzunmuş, kısaymış aldırmam.
Dev gövdelere saklanmış minicik yürekler vardır; ürkek,
güven vermez... Dev yüreklerde bir dirhem ete kemiğe
bürünmüş gövdelere bakarım. Eğer Akdeniz'in fellik fellik
baş döndüren yollarına benzeyen şiirlerle karşılaşmışsam
kapağını kapatıveririm oysa aynı yolu aheste aheste alan
şiir varsa sarhoş olurum. Öyle şiirler de vardır ki Konya
Ovası yolculuklarına benzer; uyutur, kazaya neden olur.
Şiir depremdir dostlar, Everest'e tırmanan dağcının zafer
çığlığıdır. Ha şunu da söylemeden geçemeyeceğim:
Şiirlerin yaşı yoktur, yürekleri vardır. İnsanoğlu nasıl
kendimi hissettiğim yaştayım, diyorsa şiir de okunduğum
yaştayım, çağdayım, der.
noBu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
yoktur?
A Tanımlama
B) Karşılaştırma
C) Örnekleme
D) Genelleme
E) Abartma
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
C) III. B) II. A) I. 38. Ben yolculuğunu kulaktan beyne yapan şiirden yana değil, beynin süzgecinden geçip kalbin tahtına oturan şiirden yanayım. Bu şiir uzunmuş, kısaymış aldırmam. Dev gövdelere saklanmış minicik yürekler vardır; ürkek, güven vermez... Dev yüreklerde bir dirhem ete kemiğe bürünmüş gövdelere bakarım. Eğer Akdeniz'in fellik fellik baş döndüren yollarına benzeyen şiirlerle karşılaşmışsam kapağını kapatıveririm oysa aynı yolu aheste aheste alan şiir varsa sarhoş olurum. Öyle şiirler de vardır ki Konya Ovası yolculuklarına benzer; uyutur, kazaya neden olur. Şiir depremdir dostlar, Everest'e tırmanan dağcının zafer çığlığıdır. Ha şunu da söylemeden geçemeyeceğim: Şiirlerin yaşı yoktur, yürekleri vardır. İnsanoğlu nasıl kendimi hissettiğim yaştayım, diyorsa şiir de okunduğum yaştayım, çağdayım, der. noBu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A Tanımlama B) Karşılaştırma C) Örnekleme D) Genelleme E) Abartma
tücül hayır" olarak adlandırdığı bu olgu, çocuğun
vol
bağımsızlığının bir unsuru olarak geliştirdiği, kendisinin
diğer insanlardan farklı olduğunu gösteren "hayır" ya
da "karşı çıkma" duygusundan farklıdır. Kötücül hayır
olgusuna kurban düşen çocuklar, nihai olarak bütün
kuralları reddetme eğilimi gösteren kişiler olarak
gelişirler
Bu parçada altı çizili sözcüklerden hangisinin kökü
tür akımından diğerlerinden farklıdır?
A) I.
B) II.
C) III.
IV.
E) V.
Eskiden beri böyle yapardı, bu değişmemişti daha.
II. Doğruldu, karyolanın kendinden olan tarafından
ayaklarını yere bastı, başını iki elinin arasına alıp
öylece durdu.
Gözünü açmasıyla birlikte başını yastıktan kaldırdı.
Sabah kalktığından başı ağrısın ağrımasın başı
ağrıyormuş gibi yüzünü buruşturur, başını iki elinin
arasına alıp sıvazlar olmuştu bir süredir.
V. Bu yeni bir alışkanlık sayılırdı.
Yukarıdaki numaralı cümlelerden anlamlı bir bütün
oluşturulduğunda hangisi baştan üçüncü cümle olur?
AH.
BYII.
CH-11.
D) IV.
EV.
IM
4
111-1 -11-IV-V
2 (1) Dadaistler I. Dünya Savaşı'nın getirdiği yıkıma bakıp
insanoğlunun konumlanışı karşısında dehşete düşerek
bu insan tipinin yıkılması gerektiği sonucuna varmıştı.
ocuzluğu insanın uyumsuzluğu-
21.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
tücül hayır" olarak adlandırdığı bu olgu, çocuğun vol bağımsızlığının bir unsuru olarak geliştirdiği, kendisinin diğer insanlardan farklı olduğunu gösteren "hayır" ya da "karşı çıkma" duygusundan farklıdır. Kötücül hayır olgusuna kurban düşen çocuklar, nihai olarak bütün kuralları reddetme eğilimi gösteren kişiler olarak gelişirler Bu parçada altı çizili sözcüklerden hangisinin kökü tür akımından diğerlerinden farklıdır? A) I. B) II. C) III. IV. E) V. Eskiden beri böyle yapardı, bu değişmemişti daha. II. Doğruldu, karyolanın kendinden olan tarafından ayaklarını yere bastı, başını iki elinin arasına alıp öylece durdu. Gözünü açmasıyla birlikte başını yastıktan kaldırdı. Sabah kalktığından başı ağrısın ağrımasın başı ağrıyormuş gibi yüzünü buruşturur, başını iki elinin arasına alıp sıvazlar olmuştu bir süredir. V. Bu yeni bir alışkanlık sayılırdı. Yukarıdaki numaralı cümlelerden anlamlı bir bütün oluşturulduğunda hangisi baştan üçüncü cümle olur? AH. BYII. CH-11. D) IV. EV. IM 4 111-1 -11-IV-V 2 (1) Dadaistler I. Dünya Savaşı'nın getirdiği yıkıma bakıp insanoğlunun konumlanışı karşısında dehşete düşerek bu insan tipinin yıkılması gerektiği sonucuna varmıştı. ocuzluğu insanın uyumsuzluğu- 21.
5. I. Polisiye roman 1840'larda fotoğra-
fin icadı, parmak izi alınması gibi
teknolojik gelişmeler ve hukuk sis-
teminin değişmesiyle ortaya çıkmış
edebî bir türdür.
II. Ancak edebiyat dünyasından kimi
isimler bu türden eserlerin kurguya
değil gerçeklere dayandığını, belli
bir üslubu olmadığını ve bu nedenle
de edebiyat eseri sayılamayacağını
ileri sürer.
III. Polisiye türüyle ilgili tartışmalar sü-
rerken Edgar Allen Poe; Morg Soka-
ğı Cinayeti'yle polisiyenin bilinen ilk
romanını yazmakla kalmamış, türün
özelliklerini belirleyen ilk metinleri
de kaleme almıştır.
IV. Soylu, haydut ruhlu ancak büyük
dedektiflik yetenekleriyle Arsen Lu-
pen ve milyonlarca okura ulaşan
Agatha Christie'nin ölümsüz karak-
teri Hercule Poirot ise türün daha
sonra yükselen popüler karakterle-
ridir.
V. Bu roman ile doğan türün popüler
olmasında en büyük rol ise şüp-
hesiz A. Conan Doyle'un yarattığı
Sherlock Holmes karakterine aittir.
A) I ile IV B) II ile
C) Ilile V
D) Iile IV E) IV ile V
YEDİİKLİM
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
5. I. Polisiye roman 1840'larda fotoğra- fin icadı, parmak izi alınması gibi teknolojik gelişmeler ve hukuk sis- teminin değişmesiyle ortaya çıkmış edebî bir türdür. II. Ancak edebiyat dünyasından kimi isimler bu türden eserlerin kurguya değil gerçeklere dayandığını, belli bir üslubu olmadığını ve bu nedenle de edebiyat eseri sayılamayacağını ileri sürer. III. Polisiye türüyle ilgili tartışmalar sü- rerken Edgar Allen Poe; Morg Soka- ğı Cinayeti'yle polisiyenin bilinen ilk romanını yazmakla kalmamış, türün özelliklerini belirleyen ilk metinleri de kaleme almıştır. IV. Soylu, haydut ruhlu ancak büyük dedektiflik yetenekleriyle Arsen Lu- pen ve milyonlarca okura ulaşan Agatha Christie'nin ölümsüz karak- teri Hercule Poirot ise türün daha sonra yükselen popüler karakterle- ridir. V. Bu roman ile doğan türün popüler olmasında en büyük rol ise şüp- hesiz A. Conan Doyle'un yarattığı Sherlock Holmes karakterine aittir. A) I ile IV B) II ile C) Ilile V D) Iile IV E) IV ile V YEDİİKLİM
Basamak Yayınları
E) Karbýlaþtýrmaya babvurulmuptur.
29. Mevcut yaşama ortamlanı, insanların gereksinimlerini tam
karşılayamadığı gibi, yaratılan mekanik çevre bireyi has-
ta edip bunalıma sürüklemektedir. Bu nedenle oyun bah-
çelerinden, parklara, caddelere kısacası günlük hayatın
geçtiği mekânlara sanatı götürmek gerekmektedir. Sa-
natı insanın dışında, algılanması zor mekânlarda değil,
insanı sanatın içinde yaşatmak çağın gereğidir Sanatın
kent mekânlarına götürülmesi, hem çevreye katkıda bu-
lunacak hem de insanı çevresine karşı daha duyarlı ya-
pacaktır. Sanatçılar, hayal dünyalarını, çevresi ve yaşam-
la kurduğu köprüleri ürüne çevirmeyi, kentler de sanat-
çıları uyarmayı, kışkırtmayı ve düş kurdurmayı sürdüre-
cektir.
Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangi-
sine ulaşılabilir?
Sanat herkesin rahatça katılacağı sosyal etkinlik ol-
malıdır.
insanla sanat arasındaki engelleri ortadan kaldırmak
insanı birçok noktadan iyileştirir. +
C) Kentler asıl kimliklerine sanata ev sahipliği yaptığı za-
man kavuşabilir.
D) Sosyalleşmek, sanatla iç içe bir yaşam sürmeyi ge-
rektirir. +
E) Sanat ulaşılmas zor bir noktada durduğu zaman da-
ha değerli ve çekicidir.
TYT DENEMESİ
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Basamak Yayınları E) Karbýlaþtýrmaya babvurulmuptur. 29. Mevcut yaşama ortamlanı, insanların gereksinimlerini tam karşılayamadığı gibi, yaratılan mekanik çevre bireyi has- ta edip bunalıma sürüklemektedir. Bu nedenle oyun bah- çelerinden, parklara, caddelere kısacası günlük hayatın geçtiği mekânlara sanatı götürmek gerekmektedir. Sa- natı insanın dışında, algılanması zor mekânlarda değil, insanı sanatın içinde yaşatmak çağın gereğidir Sanatın kent mekânlarına götürülmesi, hem çevreye katkıda bu- lunacak hem de insanı çevresine karşı daha duyarlı ya- pacaktır. Sanatçılar, hayal dünyalarını, çevresi ve yaşam- la kurduğu köprüleri ürüne çevirmeyi, kentler de sanat- çıları uyarmayı, kışkırtmayı ve düş kurdurmayı sürdüre- cektir. Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangi- sine ulaşılabilir? Sanat herkesin rahatça katılacağı sosyal etkinlik ol- malıdır. insanla sanat arasındaki engelleri ortadan kaldırmak insanı birçok noktadan iyileştirir. + C) Kentler asıl kimliklerine sanata ev sahipliği yaptığı za- man kavuşabilir. D) Sosyalleşmek, sanatla iç içe bir yaşam sürmeyi ge- rektirir. + E) Sanat ulaşılmas zor bir noktada durduğu zaman da- ha değerli ve çekicidir. TYT DENEMESİ
Paragraf
15.
VERİ: Halıcılığın bizim kültürümüzde binlerce yıllık bir
geleneği vardır. En eski Türk topluluklarında dahi halı ve
kilim benzeri el sanatlarına önem verilmiştir. Hali
dokumacılığı; Orta Asya'da Türklerin yaşadığı bölgede
başlayıp göçlerle Anadolu'da gelişimini sürdürmüş, ipek
yolu vasıtasıyla Avrupa'ya taşınması ile büyük önem
kazanmış ve 14. yüzyıl sonlarında Avrupa'da lüks
tüketim maddesi olarak yayılmıştır. Günümüzde Türkiye,
dünya halı ihracatında Çin'den sonra 2. sırada yer
almaktadır.
ÇIKARIM: Öyleyse halı sektörü, dış ticaret potansiyeli
açısından Türk tekstil sektörünün en önemli parçasını
oluşturmaktadır. Ülkemizin döviz rezervi için de bu
sektör kritik bir rol üstlenmektedir.
Aşağıdaki durumlardan hangisi, yukarıdaki veriye
dayanan çıkarım ile doğrudan ilgilidir?
A) Dünya el halısı ithalatı, 2009 yılında yaşanan küresel
kriz nedeni ile ciddi bir oranda düşüş gösterse de
izleyen yıllarda toparlanmıştır.
B)
Halı sanatının ekonomik anlamda dünya ülkelerinde
nasıl geliştiği konusu, halıcılık tarihinde önemli bir yer
tutmaktadır.
C) Halılar üretim yöntemine göre el halısı ve makine
halısı olmak üzere iki ana grupta sınıflandırılmaktadır.
Türkiye'nin küresel halı piyasasındaki rekabet gücünü
kaybetmemesi için üretimde teknoloji, verimlilik,
markalaşma ve pazarlama gibi faaliyetlere daha çok
önem vermesi gerekmektedir.
E) El halısı emek yoğun, makine halısı ise sermaye
yoğun üretim sistemine sahiptir.
16.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Paragraf 15. VERİ: Halıcılığın bizim kültürümüzde binlerce yıllık bir geleneği vardır. En eski Türk topluluklarında dahi halı ve kilim benzeri el sanatlarına önem verilmiştir. Hali dokumacılığı; Orta Asya'da Türklerin yaşadığı bölgede başlayıp göçlerle Anadolu'da gelişimini sürdürmüş, ipek yolu vasıtasıyla Avrupa'ya taşınması ile büyük önem kazanmış ve 14. yüzyıl sonlarında Avrupa'da lüks tüketim maddesi olarak yayılmıştır. Günümüzde Türkiye, dünya halı ihracatında Çin'den sonra 2. sırada yer almaktadır. ÇIKARIM: Öyleyse halı sektörü, dış ticaret potansiyeli açısından Türk tekstil sektörünün en önemli parçasını oluşturmaktadır. Ülkemizin döviz rezervi için de bu sektör kritik bir rol üstlenmektedir. Aşağıdaki durumlardan hangisi, yukarıdaki veriye dayanan çıkarım ile doğrudan ilgilidir? A) Dünya el halısı ithalatı, 2009 yılında yaşanan küresel kriz nedeni ile ciddi bir oranda düşüş gösterse de izleyen yıllarda toparlanmıştır. B) Halı sanatının ekonomik anlamda dünya ülkelerinde nasıl geliştiği konusu, halıcılık tarihinde önemli bir yer tutmaktadır. C) Halılar üretim yöntemine göre el halısı ve makine halısı olmak üzere iki ana grupta sınıflandırılmaktadır. Türkiye'nin küresel halı piyasasındaki rekabet gücünü kaybetmemesi için üretimde teknoloji, verimlilik, markalaşma ve pazarlama gibi faaliyetlere daha çok önem vermesi gerekmektedir. E) El halısı emek yoğun, makine halısı ise sermaye yoğun üretim sistemine sahiptir. 16.
evi.com.tr
3.
T. Çağlar boyunca kültürel, toplumsal ve ekonomik
gelişmenin gerektirdiği insanların yetiştirilmesi
için eğitim gerekli olmuştur.
II. İlk insan topluluklarında çocukların topluluğun
becerilerini, geleneklerini ve inançlarını benimse-
mesi, yetişkinlerin avlanma, ekip biçme, yemek
pişirme gibi eylemlerine katılma yoluyla oldu.
III. Dar bir tanımla ifade etmek gerekirse eğitim, yeni
kuşakların gerekli bilgi, beceri, deney ve değerleri
elde etmeleri ve kişiliklerini geliştirebilmeleri ama-
cıyla sürdürülen bir etkinliktir.
IV. Geniş tanımıyla eğitim, okul öncesinde aile ve
çevrede başlar, okul sırasında ve yaşamın tüm
evrelerinde sürer.
V. Başlangıçta, bütün toplumsal çevre ve etkinlikler
eğitici işlev görürken yetişkinlerin tümü de öğret-
men konumundaydı.
Yukarıdaki cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak
biçimde sıralandığında hangisi baştan ikinci olur?
A) I
B) II
NII
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
evi.com.tr 3. T. Çağlar boyunca kültürel, toplumsal ve ekonomik gelişmenin gerektirdiği insanların yetiştirilmesi için eğitim gerekli olmuştur. II. İlk insan topluluklarında çocukların topluluğun becerilerini, geleneklerini ve inançlarını benimse- mesi, yetişkinlerin avlanma, ekip biçme, yemek pişirme gibi eylemlerine katılma yoluyla oldu. III. Dar bir tanımla ifade etmek gerekirse eğitim, yeni kuşakların gerekli bilgi, beceri, deney ve değerleri elde etmeleri ve kişiliklerini geliştirebilmeleri ama- cıyla sürdürülen bir etkinliktir. IV. Geniş tanımıyla eğitim, okul öncesinde aile ve çevrede başlar, okul sırasında ve yaşamın tüm evrelerinde sürer. V. Başlangıçta, bütün toplumsal çevre ve etkinlikler eğitici işlev görürken yetişkinlerin tümü de öğret- men konumundaydı. Yukarıdaki cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan ikinci olur? A) I B) II NII D) IV E) V
Paragraf Yorumu
5. Bourdieu'nün dünyasına genel bir bakış sunan
bu kitap, üç bölümden oluşuyor. İlk bölümde yer
alan giriş yazısında Wacguant, Bourdieu'nün bü-
tün eserleri üzerine derli toplu ama son derece
derinlikli bir değerlendirme yapıyor. İkinci bölüm-
de Wacguant'la yaptığı görüşmelerde Bourdieu,
sosyolog ve antropolog olarak entelektüel serüve-
ninin adeta bir muhasebesini yapıyor. Çalışmala-
rını, kullandığı temel kavramları olabildiğince yalın
ve anlaşılır bir dille açıklıyor. Kendisine yöneltilen
eleştirilere cevap verirken sosyal bilimler alanında-
ki özgün konumunu net bir şekilde çizmiş oluyor.
Bu parçada üzerinde durulan yapıt ve yapıtın
konusu olan Bourdieu'yle ilgili olarak aşağıda-
kilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Bourdieu'nün yapıtlarıyla ilgili eleştirileri içeren
bir bölümü olduğuna
B) Bir bölümünün yazar Wacguant ve Bourdieu'nün
yaptığı görüşmeleri içerdiğine
C) Bourdieu'nün, bir bilimadamı kimliğiyle kültürel
yolculuğunu anlattığına
D) Bourdieu'nün açık ve sade bir anlatımının ol-
duğuna
E) Bourdieu'nün, üstünde çalıştığı alanı yüzeysel
bir bakış açısıyla ele aldığına
7. Zeyr
çevri
zorla
etme
kab
den
bu
söy
ne
çal
tap
kur
gö
Bu
m
A)
B
C
C
karekök
E
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Paragraf Yorumu 5. Bourdieu'nün dünyasına genel bir bakış sunan bu kitap, üç bölümden oluşuyor. İlk bölümde yer alan giriş yazısında Wacguant, Bourdieu'nün bü- tün eserleri üzerine derli toplu ama son derece derinlikli bir değerlendirme yapıyor. İkinci bölüm- de Wacguant'la yaptığı görüşmelerde Bourdieu, sosyolog ve antropolog olarak entelektüel serüve- ninin adeta bir muhasebesini yapıyor. Çalışmala- rını, kullandığı temel kavramları olabildiğince yalın ve anlaşılır bir dille açıklıyor. Kendisine yöneltilen eleştirilere cevap verirken sosyal bilimler alanında- ki özgün konumunu net bir şekilde çizmiş oluyor. Bu parçada üzerinde durulan yapıt ve yapıtın konusu olan Bourdieu'yle ilgili olarak aşağıda- kilerden hangisine değinilmemiştir? A) Bourdieu'nün yapıtlarıyla ilgili eleştirileri içeren bir bölümü olduğuna B) Bir bölümünün yazar Wacguant ve Bourdieu'nün yaptığı görüşmeleri içerdiğine C) Bourdieu'nün, bir bilimadamı kimliğiyle kültürel yolculuğunu anlattığına D) Bourdieu'nün açık ve sade bir anlatımının ol- duğuna E) Bourdieu'nün, üstünde çalıştığı alanı yüzeysel bir bakış açısıyla ele aldığına 7. Zeyr çevri zorla etme kab den bu söy ne çal tap kur gö Bu m A) B C C karekök E