Anlatım Biçimleri Soruları

Hen n 4. Usta bir yazar olmasına rağmen kitap tanıtımı için hemen hiç çaba göstermiyor. Kampanya bir yana röportaj bile vermiyor, o kitapların kendiliğinden okurunu bulacağına inanıyor. Aslında bu duruşu, birçok edebiyatçıya da örnek olabilecek bir nitelikte. Edebiyat, onun için reklamı yapılacak bir ticari ürün değil; belli bir takipçisi olan, nitelikli okurun takip edebileceği bir uğraştır. Bu duruşa sahip olduğu için de yeni çıkan bir kitabı, baskının birinci haftasında tükeniyor. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? A) Bir sanatçının ilkelerinden ödün vermemesi gerekir. B) Edebiyata kazanç kapısı olarak bakmamak gerekir. Ciyi bir yazarın nitelikli bir okur kitlesi olmalıdır. D) İyi yazarın iyi kitabının reklama ihtiyacı yoktur. E) Edebiyat, sadece edebiyatla uğraşanların meydanıdır.

WORKWIN TÜRKÇE 1 1 1 7. (1) Reşat Nuri Güntekin'in oyun yazarı olarak başarısı insan ilişkilerindeki dramatik durumu iyi gözlemlemiş ve yansıtmış olmasından kaynaklanır. (II) Romanlarında olduğu gibi oyunlarında da olayın itici gücü, ilişkilerdeki kopmalara gösterilen tepkidir. (III) Bu kopmalar: a - Bireyin iç uyumunu bozar. b- Bireyler arasında sürtüşmelere yol açar. (IV) Yazarın kendi deyimiyle: "Benim romanımda birey veya toplum çatışması mutlaka vardır." (V) Kendisi bunu derse biz eleştirmenler de nasıl farklı bir değerlendirme yapabiliriz? Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi doğru değildir? A) I. cümlede yargı, gerekçesiyle (sebebiyle) birlikte verilmiştir. B) II. cümlede, söz konusu yazarın farklı türlerdeki metinlerinde görülen ortak bir özelliğe değinilmiştir. Cl. cümle, kendisinden önceki cümlenin açıklayıcısı durumundadır. D) IV. cümlede, dolaylı aktarma örneği olabilecek bir söz vardır. Bos E) V. cümlede yargı, bir koşula bağlı olarak sunulmuştur.

5. Son yıllarda öyküde birçok yeni isim ve çok iyi kitaplarla karşılaşıyoruz. Yeni bir üslubun, anlatım biçiminin gelip Türk öyküsünün kapısını araladığını hatta okurun alışkan- lıklarını değiştirdiğini bile söylemek mümkün. Bu yıl art arda açıklanan ödüllerden sonuncusu 61. Sait Faik Hikâye Armağanı oldu. Doğan Hızlan'ın başkanlığındaki jüri, Bora Abdo'nun Bizi Çağanoz Diye Biri Öldürdü Beni Unutma Dörtlemesi 1 isimli kitabını ödüle layık gördü. Bora Abdo kim demeyiniz; o, ödüle oldukça aşina bir öykü yazarımız- dır. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiş- tir? A Son yıllarda öykücülerin yeni konular işlediğine num B) Öykünün biçiminde özgünlüğün görülmeye başladığı- na CTürk öyküsündeki son gelişmelerin okuyucunun okuma tutumunu değiştirdiğine D) Sözü edilen öykücünün daha önce de ödül aldığına E) Son zamanlarda öykü alanında nicelik ve nitelik bakı- mından gelişmeler görüldüğüne

5. (1) Sırtına geçirdiği kat kat giysilerden üşüdüğü belli oluyordu. (II) Bir oda ve küçük bir aradan ibaret olan ev, kadının gözleri kadar soğuk geliyordu. (III) Teneke soba buz gibi görüntüsüyle içimi üşütü- yor, günlerdir yanmadığı belli oluyordu. (V) Odanın aylardır yıkanmayan perdeleri griye dönmüştü. (V) Yatak açık bir vaziyetteydi, yatıyordum da, dedi kadın biraz mahcup, başka türlü ısınamıyorum! Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden han- gisi düşüncenin akısım bozmaktadır? A) II. B) III CHV E) VI. by 8.

LATIM ÖZELLİKLERI 4. Yazarlığımın kökünde hep bağımsızlık, özgürlük, kural dinlemezlik yatıyor. Yıllar sonra dönüp arka- ma baktığımda bunu açık açık görüyorum. Her zaman içinden geldiğince yazan bir denemeci, deneme türünü belirleyen özellikleri bile gereksiz sayan özgür bir yazar olarak duyumsadım kendimi. Bir türün ya da anlayışın çerçevesinde kalamadım. Süsten hep uzak durdum. Her kitledeki okuyucuya seslenmeyi bildim. Kendini böyle tanıtan yazarın anlatım nitelikle- rinin arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Doğallık B) Yalınlık C) Özlülük D) Özgünlük E) Tutarlılık

Gündelik hayatta insanların birbirine duyduğu ihtiyaçların oluşturduğu örgü, onları birbirine bağlar. "Figürasyon" kavramı sosyal anlam- daki bu karşılıklı bağımlılığın yarattığı ilişkisel kodları, gündelik hayatın işleyiş biçimlerini anlamamıza imkân sağlar. Başka bir ifadeyle gündelik hayat, insanların eylemlerini belirle- yen figürasyonlar aracılığıyla yürür ama aynı zamanda figürasyonları oluşturan da insan- ların eylemleridir. Bu kavramı en iyi anlatan örnek, toplu danslardır. Mazurka, tango veya rock'n roll'u düşünün. Bu danslar sırasında birbirlerine bağımlı insanların oluşturduğu fi- gürasyon imajları, tıpkı kent yaşamını veya aileyi tanımlayan ilişki biçimlerine benzer. Genel ve soyut olarak bir dansın varlığından söz edilebilir ancak hiç kimse, bireylerin dışın- da var olan bir danstan söz edemez. Bunun yanında bir danstaki aynı figür farklı bireyler tarafından sergilenebilir ancak birbirlerine ba- ğımlı bireylerin oluşturduğu bir yapı olmaksı- zın dans da var olamaz. 11. Bu parçada figürasyon ile ilgili anlatılmak iste- nen aşağıdakilerden hangisidir? A) Bir dansı tanımlayan ve ona niteliğini kazandıran hareketler toplamından ibaret olduğu B) Toplumsal yaşamı inşa eden insanı eylemlerin görünmeyen boyutlarını oluşturduğu C) Toplumsal ihtiyaçların karşılanması amacıyla geliştirilen bireysel imajlara karşılık geldiği D) Bireyler arasındaki karşılıklı etkileşimleri resme- den imgeler olarak düşünülebileceği E) Bireylerin toplum içinde üstlendikleri rollerin bir eleştirisi olarak değerlendirilebileceği

cevaplayınız. Cep telefonu kullanıcıları, telefonlarını ellerine alıp kısa mesaj yazarken parmaklarının hareketlerine bağlı olarak telefonun farklı yönlere doğru hafifçe eğildiğini fark etmişlerdir. İşte bu küçük hareketlerin, cep telefo- nunun ekranına o an ne yazılmakta olduğunu tahmin etmek için kullanılabileceğini biliyor musunuz? Yeni nesil cep telefonlarının harekete duyarlı uygulamalar- dan oyunlara kadar birçok alanda kullanılan algılayı- cıları, sahibi cihazı hareket ettirdikçe cihazın serbest uzayda hangi eksene doğru hareket ettiğini gayet has- sas bir şekilde raporlamada kullanılabiliyor. Yapılan bir çalışmada, hareket algılayıcılardan gelen verileri takip ederek ekrana ne yazıldığını tahmin eden bir yazılım denendi ve numerik tuşlarla yazılan metin % 71,5 doğ- rulukla tahmin edilebildi. Yazı cep telefonunun ekrani- na klavye ile yazıldığındaysa bu oran düştü. Bu durum cep telefonuyla yazılan herhangi bir şifrenin, hareket verileri yardımıyla ele geçirilebileceği sonucunu doğu- yor, özellikle de yalnızca rakam içeren şifreleri... Bu parçada ifade edildiği gibi numerik tuşlarla ya- zılan yazıların, klavyeyle yazılanlara göre daha ko- lay tahmin edilebilmesinin nedeni aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Rakam kullanılarak oluşturulan şifrelerin genel- likle daha kısa olması B) Bilgisayarlarda kullanılan klavyelerin Q, F, A gibi farklı tiplerinin olması C) Cep telefonlarında yalnızca on adet numerik tuş olmasına rağmen klavyede daha fazla tuş bulun- ması D) Kullanıcıların şifre olarak kolay tahmin edilebilir rakamlar belirlemesi E) Klavyeyle yazılan yazılarda kelimeler arasına boşluk konulması APEGEM AKADEMİ- ne A) B) C D E 66.

Doğan Hızlan, Semih Gümüş, Demet Taner ve Tahsin Yücel'den oluşan kunylu, "Bir de Baktim Yoksun" adlı öykü kitabını ödüle -- buldu. Bu cümlede boş bırakılan yerlere aşağıdakiler- den hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) heye layık * seçiciler-değer uzmanlay-krymet heyet jeğerlendirme-yah E teşvik - önemli kurulu?

TÜRKÇE 35.-36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Yanımızda her zaman bir pusula olmayabilir. Böyle zamanlarda yön bulabilmek için çeşitli varlıklardan yararlanırız. Bu varlıklardan biri Kutup Yıldızı'dır. Hareket etmeden durduğu için bu yıldıza halk arasında Demirkazık da denir. Yüzümüzü Kutup Yıldızı'na döndüğümüzde önümüz kuzeyi, arkamız güneyi, sağımız doğuyu, solumuz ise batıyı gösterir. Kutup Yıldızı'nı bulabilmek için Büyükayı takımyıldızından yararlanırız. Bu yıldız grubu yedi yıldızdan oluşur. Büyükayı'nın görünümü eğik duran kahve cezvesine benzer. Büyükayı yıldız grubundaki altıncı yıldızdan yedinci yıldıza doğru bir çizgi çizilir. Bu çizgi, iki yıldız arasındaki mesafenin beş katı kadar uzatılır. Çizginin sona erdiği noktada bir yıldız görülecektir. İşte, çevresindekilere göre daha büyük ve daha parlak olan bu yıldız Kutup Yıldızı'dır. Kutup Yıldızı aynı zamanda Küçükayı takımyıldızının birinci yıldızıdır. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Karşılaştırmadan yararlanılmıştı Açıklayıcı anlatım kullanılmıştır. C) Tanımlamaya başvurulmuştuk dir D) Sebep-sonuç cümlelerinden yararlabamıştır. E) Nesnel anlatım tercih edilmiştir

2- 3. (1) Fıkra yazarı güncel olaylardan yola çıkarak hemen her konuda yazı yazmak zorundadır. (II) Bunları yazanlar ga- zetenin kadrolu elemanlarıdır. (III) Aynı durum makale için söz konusu değildir. (IV) Belirli bir alanda uzmanlaşmış ki- şiler yazar makaleyi. (V) Her makale belirli bir alandaki uz- manlığın ürünüdür. (VI) Makalede o uzmanlık dalına özgü terimler kullanılır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi, ken- dinden önceki yargının gerekçesi durumundadır? A) II Brill C V E) VI 95

17. Öykülerinde ve romanlarında Vüs'at O. Bener'in kendisini arayan okur pek çoktur; bilirler ki yazarın hayaleti, yazarın hayatından izler bırakarak dolaşır metinlerin içinde. Yanlış okumadır bu da. Vüs'at O. Bener hayatından çıkıp karşı kaldırıma geçmiş, ger- çek kimliğini evde bırakıp sözcüklerden oluşan dilin içinde erimeye çıkmıştır. Yoksa yazdıkları; hiçbir za- man bugün olduğu kadar önemli ve değerli olmazdı. Biz yazarın kendisine değil, yazdıklarına gereksinim duyuyoruz. Yaratıcılığın içinde kurmaca kişilere dö- nüşmedikçe gerçek kişileri edebiyat metinlerinin için- de ne yapalım? Bu parçada asıl anlatılmak istenen, aşağıdakiler- den hangisidir? A) Roman ve öyküde olaylar, kişilerden soyutlana- rak verilmelidir. B) Yazar, kendi kişileriyle okurun özdeşleşmesini sağlamalıdır. C) Öykü ve romanda olaylar, yaşanmışlık duygusu uyandırmalıdır. D) Gerçek olaylar sanat yapıtına konu olduğunda gerçek olmadığı izlenimi bırakmalıdır. E) Yazının kurmaca dünyası içinde, yazarın kendisi- ne yer yoktur. 18. Pulitzer ve Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanan John Steinbeck'in çağımızın toplumsal ve insani meselele- rini ustalıkla resmettiği eserleri, modern dünya edebi- yatının haavoitte karekök 19. 20.

duruluk 6. "Küçük Dertler" dili, büyük bir özenle süzülmüş, giri- şinden bitişine iyi kurgulanmış, anlattıklarıyla herke- sin hayatını zenginleştirebilecek öykülerden oluşu- yor; ilk öyküden okumaya başlayınca sonra gelecek olanda ne anlatıldığını merak ettiriyor. Aşağıdakilerden hangisi, sözü edilen kitabın anla- tım özelliklerinden biri değildir? A) Derinlik B) Sürükleyicilik Sicilik C) Duruluk D) Evrensellik E) Doğallık Paroprotte derinlik 4 Sonat eserinde Pizti anlamlo 8.

29.-30. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Biz ve özellikle bizden sonraki kuşaklar metne daha yakın yaşıyoruz. Bu şahsi bir yargı, yanılıyor olabilirim de. Hayatla ilişkimiz en aza indirgenmiş durumda; bir tarladan bahsettiğimizde gerçek bir tarladan değil okuduğumuz metinlerdeki tarla imgesinden bahsediyoruz. Zihnimizde gerçek bir karşılığı yok bunun. Tarla topraktan değil harflerden oluşan bir şey bizim için. Bu işin genel yanı; özel olarak da, bunu kibirlenmek için söylemiyorum, bugüne kadar çok okuduğum için yazarken kendimi azıcık bıraksam hemen daha önce okuduğum başka metinlerin tacizine uğruyorum. 29. Bu parçada geçen "metne daha yakın yaşamak" sözüyle asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Oyköye konu olabilecek bir yaşantısı olmak B) Herhangi bir edebî metni daha iyi anlayabilmek C) Edebi eserde anlatılanları gündelik hayata aktarmak D) Gerçek hayatı edebî eserlerden öğrenmek 240 E) Soyut kavramları simgeleştirme yoluyla öğrenmek 31

2. Mesut Doğan'ın Meczupların Görevleri adlı kitabın- daki Mavi Boncuk hikâyesi çok derinlikli ve bir yan- dan da insanın içini acıtan bir bilgelikle yazılmış. Hikâyede esas verilmek istenen mesaj, dünyanın her insana mavi bir boncuk vererek bir ömür boyu onu kandırdığı gerçeğidir. Koca bir ömür, hayatlar, kurulu düzen ve her şey, bir kumdan kaleden ibaret. Kale yıkıldığında geçen sürenin hiç öneminin olmadığı belki de insanın içini acıtan en sert gerçek. Ama biz bunu ancak iş işten geçtikten sonra anlıyoruz. Bu parçadaki altı çizili sözü anlamca karşılaya- bilecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) Film, Tuna kıyılarında kurulup yıkılan devletler- den geriye kalan kale, şato ve benzeri yapıların kalıntılarını inceleyen bir grup arkeoloğun başın- dan geçenleri anlatıyor. O B) Modern hayatın insan ilişkilerine nasıl pusu kur- duğu, şehir hayatının aile ve insan ilişkilerini nasıl altüst ettiği anlatılır öykülerde. C) Bir zamanların usta sanatçısı son yolculuğuna uğurlanırken sanat, siyaset ve iş dünyasından kimselerin olmaması sanatçının yakınlarını üzdü. D) Benim yazı serüvenim de kişiliğimden olsa gerek, yalnızlıklar sonucu değil, coşkun paylaşımlar so- nucu başlamıştır. E Şöhretin gelip geçici olduğunu önemsemeyip sanat dünyasının ışıltılı dünyasına göz kırpanlar- dan biri olmak istemiyordu.

(1) Bence yaşlanmak, belli bir yaşa gelmiş olmak de- ğildir. (II) Yaşlanmak, içindeki değişim isteğini kaybet- mektir. Eğer yeni bir şeyi merak ediyorsanız, yeni bir insanı tanımak istiyorsanız yaşınızla hiç uğraşma- yın. (IV) Kabuğuna çekilmek, dış dünyayla ilişkilerini kesmek insanı bunalıma sürükler. (V) Çünkü bu du- rumda yaşınız kaç olursa olsun gençsiniz demektir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) I. B) II. C III. D) IV. E) V.

TÜRKÇE 18-19. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Sucuğun ana maddesi ceviz, badem ve fıstıktır. Üretici üç maddeyi de kullanabilir. Ceviz, badem ve fıstık kırılır ve içleri tüm olarak çıkarılır. Cevizin içerisindeki dört parçanın her birine çen ve çıkan tüm ceviz içine horoz denir. Ceviz, badem ve fıstığın kırık olanları kullanılmaz kırıklar samsa için ayrılır; hazırlanan içler çukur bir tasa konur, üzeri temiz bir ıslak bezle örtülerek nemli kalması sağlanır. İçler ince iğnelerle dikiş ipliğinden daha kalın iplere dizilir, dizilmişleri 30-40 cm kadar olur. Sucuk ipleri 10-15 cm uzun bırakılır ki çatallara kolay bağlansın. Dizilen içlerin uzun bırakılan kısımları belik şeklinde örülür ve demet hâlinde gölge bir yerde kurutulur. Toz almaması için bez torba içine alınabilir. 200 dal sucuk için 6 satır üzüm suyu, 3 kulplu tas nişasta, 1,5 satır üzüm suyu kaynama payı olarak alınır. 18. Bu parçada "sucuk" ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? CAL OTHER A Ulkemiz insanının geleneksel bir yiyeceği olduğuna B) Yapılırken hangi aşamalardan geçtiğine C) Kullanılan malzemelerin yöresel söyleyişlerinin açık- lamalarına D) Sucuk yapımında kullanılan malzemenin miktarına E) Kırık ceviz, badem ve fıstık içlerinin sucuk yapımın- da kullanılmadığına 20-2 Fotog yar. veril Fotc bu a say gec biri ka ilis 20