Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

22. 10 dakikalık bir filmin yılın en iyi kısa film
unvanını kazandığı ve sinemada gösterime
gireceği açıklandı. Filmi merak edip izlemeye
salona girdi ve film oynamaya başladı ama bir
gelen büyük bir kalabalık toplandı. Seyirciler
gariplik vardı. Film başlayalı 6 dakika olmasına
rağmen ekranda aynı sahne vardı, kamera a
sadece bir odanın tavanını gösteriyordu.
8. dakika da aynı sahnede bir değişiklik
olmadan geçince, seyirciler şikâyet etmeye
başladı ve zamanlarını kaybettiğini söyleyerek
salondan ayrılmak istedi. Aniden kamera açısı
tavandan yere indi ve omurilik felci olan,
tamamen engelli, yatağa uzanmış bir çocuk
görüldü ve şu cümle yazıldı: "Bu engelli
çocuğun hayatının her saatinde gördüğü
sahnenin sadece 8 dakikasını size sunduk ve
siz buna 8 dakika bile katlanamadınız."
Bu kısa filmle seyircilere verilmek istenen
asıl ders aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hayatınızın her saniyesinin değerini bilin ve
hiçbir şeyden şikâyet etmeyin.
B) Hayatta mutlu olmak istiyorsanız kendinize
hiçbir şeyi sorun etmeyin.
C) Sizden daha zor durumda olanları
düşünürseniz daha mutlu olursunuz.
)
(
D) Çocukları engelsiz yaşama kavuşturmak için
elinizden geleni yapmalısınız.
E) Engellilerin içinde bulunduğu zor durumu
anlamak için engelli olmanıza gerek yoktur.
açısı
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
22. 10 dakikalık bir filmin yılın en iyi kısa film unvanını kazandığı ve sinemada gösterime gireceği açıklandı. Filmi merak edip izlemeye salona girdi ve film oynamaya başladı ama bir gelen büyük bir kalabalık toplandı. Seyirciler gariplik vardı. Film başlayalı 6 dakika olmasına rağmen ekranda aynı sahne vardı, kamera a sadece bir odanın tavanını gösteriyordu. 8. dakika da aynı sahnede bir değişiklik olmadan geçince, seyirciler şikâyet etmeye başladı ve zamanlarını kaybettiğini söyleyerek salondan ayrılmak istedi. Aniden kamera açısı tavandan yere indi ve omurilik felci olan, tamamen engelli, yatağa uzanmış bir çocuk görüldü ve şu cümle yazıldı: "Bu engelli çocuğun hayatının her saatinde gördüğü sahnenin sadece 8 dakikasını size sunduk ve siz buna 8 dakika bile katlanamadınız." Bu kısa filmle seyircilere verilmek istenen asıl ders aşağıdakilerden hangisidir? A) Hayatınızın her saniyesinin değerini bilin ve hiçbir şeyden şikâyet etmeyin. B) Hayatta mutlu olmak istiyorsanız kendinize hiçbir şeyi sorun etmeyin. C) Sizden daha zor durumda olanları düşünürseniz daha mutlu olursunuz. ) ( D) Çocukları engelsiz yaşama kavuşturmak için elinizden geleni yapmalısınız. E) Engellilerin içinde bulunduğu zor durumu anlamak için engelli olmanıza gerek yoktur. açısı
15 ve 16. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Son yirmi yılın en önemli arkeolojik keşfi sayılabilecek
Göbeklitepe, kulağımızdaki "medeniyetler beşiği Ana-
dolu" nitelemesine uygun olarak insanlığın medeniyet
ve dinler tarihinin yeniden yazılmasına sebep oluyor.
Göbeklitepe'de yapılan kazılarla yalnızca dünyanın
bilinen en eski ve en büyük kutsal alanı gün yüzüne
çıkarılmış olmadı, aynı zamanda anıtsal inşa ile tapın-
ma amaçlı toplumsal örgütlenme ve iş bölümü, tarı-
min ve hayvan evcilleştirmenin doğuşundan önceye
çekilmiş oldu. Göbeklitepe yaklaşık on yıldır ulusal ve
uluslararası akademi, medya, kamu ve özel sektör ku-
rumlarının yayımladığı ve desteklediği makale, tanıtıcı
film ve sergi faaliyetleriyle dünyadaki en dikkat çekici
Yenitaş Devri yerleşimlerden biri hâline geldi.
15. Bu parçadan Göbeklitepe'yle ilgili olarak;
I. Farklı dinlerin buluşma noktasıdır,
1.
S
-
II. Geniş bir kesim tarafından ilgi görmektedir,
III. İnsanların sosyal yaşamı hakkında bilgi içermekte-
dir,
Liv. Tarihle ilgili bazı bilgilerimizi değiştirmiştir
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
A) Yalnız
-B) I ve II
C) Ivett
D) tt ve tv
E) II ve IV
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
15 ve 16. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Son yirmi yılın en önemli arkeolojik keşfi sayılabilecek Göbeklitepe, kulağımızdaki "medeniyetler beşiği Ana- dolu" nitelemesine uygun olarak insanlığın medeniyet ve dinler tarihinin yeniden yazılmasına sebep oluyor. Göbeklitepe'de yapılan kazılarla yalnızca dünyanın bilinen en eski ve en büyük kutsal alanı gün yüzüne çıkarılmış olmadı, aynı zamanda anıtsal inşa ile tapın- ma amaçlı toplumsal örgütlenme ve iş bölümü, tarı- min ve hayvan evcilleştirmenin doğuşundan önceye çekilmiş oldu. Göbeklitepe yaklaşık on yıldır ulusal ve uluslararası akademi, medya, kamu ve özel sektör ku- rumlarının yayımladığı ve desteklediği makale, tanıtıcı film ve sergi faaliyetleriyle dünyadaki en dikkat çekici Yenitaş Devri yerleşimlerden biri hâline geldi. 15. Bu parçadan Göbeklitepe'yle ilgili olarak; I. Farklı dinlerin buluşma noktasıdır, 1. S - II. Geniş bir kesim tarafından ilgi görmektedir, III. İnsanların sosyal yaşamı hakkında bilgi içermekte- dir, Liv. Tarihle ilgili bazı bilgilerimizi değiştirmiştir yargılarından hangilerine ulaşılamaz? A) Yalnız -B) I ve II C) Ivett D) tt ve tv E) II ve IV
TYT DENEME
26 ve 27. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Oblomov, tipki Don Kişot ve Godot'yu Beklerken gibi,
Dünya edebiyatında ünü yazarını aşmış yapıtlardandır.
Oblomov, sadece bir roman kahramanı değil, bir
kavramdır. Tembelliği bir sanat hâline getiren Oblomov,
Rus romanında "lüzumsuz adam" tiplemesinin ölümsüz
örneklerinden biridir. Her biri unutulmaz birer kahraman
olan Zahar, Ştoltz ve Olga, Oblomov'u tek karakter
etrafında örülen bir roman olmaktan çıkararak bir
dönem romanı kılar. Yazar, aristokrat yetiştirme tarzının
kanatlarını yolduğu Oblomov'un yanı sıra, en az efendisi
kadar tembel olan Zahar ile, tek meselesinin aristokrasi
olmadığını ifade eder. Stoltz ile "kapitalist iş adamı"
resmedilirken akıllı, meraklı, ince ruhlu Olga ile modern
Rus kadınının müjdesi veriliyor gibidir. Oblomov, sadece
toprak aristokrasisinin tembelliğini, asalaklığını anlatan
bir kitap değil çok boyutlu, ince ayrıntı ve sembollerle,
psikolojik analizlerle dolu destansı bir romandır. Bu
eser, Rus insanının ulusal mizacını, genlerine işlemiş
özelliklerini gün ışığına çıkarmakta, Rus toprağından
evrenselliğe uzanmaktadır.
26. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı
vardır?
A) Romanda olay hangi yüzyılda, nerede geçmektedir?
C
SEASER CREATE
B) Roman kahramanlarından Ştoltz ile Oblomov
arasındaki ilişki nedir?
C) Romanın dil ve anlatımıyla ilgili özellikler nelerdir?
D) Romanın yazarın diğer romanları arasındaki yeri
nedir?
E) Roman en çok hangi ülkelerde rağbet görmüştür?
28. D
ör
b
Ö
b
2
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TYT DENEME 26 ve 27. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Oblomov, tipki Don Kişot ve Godot'yu Beklerken gibi, Dünya edebiyatında ünü yazarını aşmış yapıtlardandır. Oblomov, sadece bir roman kahramanı değil, bir kavramdır. Tembelliği bir sanat hâline getiren Oblomov, Rus romanında "lüzumsuz adam" tiplemesinin ölümsüz örneklerinden biridir. Her biri unutulmaz birer kahraman olan Zahar, Ştoltz ve Olga, Oblomov'u tek karakter etrafında örülen bir roman olmaktan çıkararak bir dönem romanı kılar. Yazar, aristokrat yetiştirme tarzının kanatlarını yolduğu Oblomov'un yanı sıra, en az efendisi kadar tembel olan Zahar ile, tek meselesinin aristokrasi olmadığını ifade eder. Stoltz ile "kapitalist iş adamı" resmedilirken akıllı, meraklı, ince ruhlu Olga ile modern Rus kadınının müjdesi veriliyor gibidir. Oblomov, sadece toprak aristokrasisinin tembelliğini, asalaklığını anlatan bir kitap değil çok boyutlu, ince ayrıntı ve sembollerle, psikolojik analizlerle dolu destansı bir romandır. Bu eser, Rus insanının ulusal mizacını, genlerine işlemiş özelliklerini gün ışığına çıkarmakta, Rus toprağından evrenselliğe uzanmaktadır. 26. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı vardır? A) Romanda olay hangi yüzyılda, nerede geçmektedir? C SEASER CREATE B) Roman kahramanlarından Ştoltz ile Oblomov arasındaki ilişki nedir? C) Romanın dil ve anlatımıyla ilgili özellikler nelerdir? D) Romanın yazarın diğer romanları arasındaki yeri nedir? E) Roman en çok hangi ülkelerde rağbet görmüştür? 28. D ör b Ö b 2
39. Japon kültürünün en bilinen sanatlarından biri olan
origami, kâğıt katlama sanatı diye tanımlanabilir. Sadece
çocukların değil her yaştan insanın ilgisini çeken bir
uğraştır. Kesin olmasa da origaminin kökenlerinin
kâğıdı icat eden medeniyet olan Çin'e dayandığı
tahmin edilmektedir. Budist rahipler tarafından Çin'den
Japonya'ya getirildiği düşünülen origami, gelişimini
Japonya'da tamamlamıştır ve bugünkü adını almıştır.
Matematiksel zekânın gelişiminde büyük rol oynayan
origami; yaratıcı düşünceyi geliştirmekte, stres atmaya
yardımcı olmakta, estetik algısını ve dünyaya bakışı
değiştirmektedir.
Bu parçadan hareketle origamiyle ilgili olarak)
aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir?
A) Çinlilerden Japonlara geçtiği sanılan ve çeşitli
yararları bulunan bir uğraştır.
B) Modern dünyada gitgide yalnızlaşan insanın
yalnızlığını gidermesine yardımcı olmaktadır.
C) Dünyada en çok ilgilenilen boş zamanları..
değerlendirme amaçlı oyun hâlindedir.
D) Bireyi yaşadığı toplumdaki öteki bireylere
yaklaştırarak çevreyle bağlarını güçlendirir.
E) Çocuklara ve yetişkinlere üç boyutlu düşünebilme
yetisi kazandıran bir eğlencedir.
ON03 SS 31TYT03
C
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
39. Japon kültürünün en bilinen sanatlarından biri olan origami, kâğıt katlama sanatı diye tanımlanabilir. Sadece çocukların değil her yaştan insanın ilgisini çeken bir uğraştır. Kesin olmasa da origaminin kökenlerinin kâğıdı icat eden medeniyet olan Çin'e dayandığı tahmin edilmektedir. Budist rahipler tarafından Çin'den Japonya'ya getirildiği düşünülen origami, gelişimini Japonya'da tamamlamıştır ve bugünkü adını almıştır. Matematiksel zekânın gelişiminde büyük rol oynayan origami; yaratıcı düşünceyi geliştirmekte, stres atmaya yardımcı olmakta, estetik algısını ve dünyaya bakışı değiştirmektedir. Bu parçadan hareketle origamiyle ilgili olarak) aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Çinlilerden Japonlara geçtiği sanılan ve çeşitli yararları bulunan bir uğraştır. B) Modern dünyada gitgide yalnızlaşan insanın yalnızlığını gidermesine yardımcı olmaktadır. C) Dünyada en çok ilgilenilen boş zamanları.. değerlendirme amaçlı oyun hâlindedir. D) Bireyi yaşadığı toplumdaki öteki bireylere yaklaştırarak çevreyle bağlarını güçlendirir. E) Çocuklara ve yetişkinlere üç boyutlu düşünebilme yetisi kazandıran bir eğlencedir. ON03 SS 31TYT03 C
4. Hayatın gerçekleriyle çok küçük yaşta yüzleşen gencin
madili, bıçaktan keskin olduğu için hep yalnız kalmıştır.
Bu cümlede geçen "dili bıçaktan keskin" sözüyle anla-
tılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Lafı dolandırmadan söylemek
milion n
B) Sözcükleri dikkatli seçerek kullanmak
C) Kırıcı ve ağır konuşmak
D) Yalan yanlış sözlerden uzak durmak
E) Dinleyenin gönlünü okşayan bir dil kullanmak
mis m
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
4. Hayatın gerçekleriyle çok küçük yaşta yüzleşen gencin madili, bıçaktan keskin olduğu için hep yalnız kalmıştır. Bu cümlede geçen "dili bıçaktan keskin" sözüyle anla- tılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Lafı dolandırmadan söylemek milion n B) Sözcükleri dikkatli seçerek kullanmak C) Kırıcı ve ağır konuşmak D) Yalan yanlış sözlerden uzak durmak E) Dinleyenin gönlünü okşayan bir dil kullanmak mis m
AJIK
19. Toprak kayması, yüzeydeki toprağın, kayaların, bitki örtü-
sünün ya da insan eliyle oluşturulan yapıların yer çekimi
ve arazi yapısının etkisiyle eğim boyunca aşağı doğru ha-
reket etmesidir. Tektonik hareketler, ormansızlaştırma ve
yüzeydeki dayanıksız malzemenin aşınması gibi etkenlerle
farklı şiddette toprak kaymaları gerçekleşir. Öyle ki şiddetli
bir toprak kayması yıllardır ayakta duran evleri ve diğer ya-
pıları birkaç dakika içinde yok edebilir. Bu yüzden de erken
uyarı sistemleri tıpkı diğer tüm doğal afetlerde olduğu gibi
toprak kaymasında da yaşamsal önem taşıyor/Günümüzde
toprak kaymalarını tahmin etmek için elektronik eğimöl-
çerler kullanılıyor.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine yer verilmemiştir?
A) Karşılaştırma cümlesi
B) Koşul bildiren cümle
C) Tanim cümlesi
?
D Amaç-sonuç cümlesi
E) Yargı-gerekçe cümlesi
ÖZDEBİR
YAYINLAR
21.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
AJIK 19. Toprak kayması, yüzeydeki toprağın, kayaların, bitki örtü- sünün ya da insan eliyle oluşturulan yapıların yer çekimi ve arazi yapısının etkisiyle eğim boyunca aşağı doğru ha- reket etmesidir. Tektonik hareketler, ormansızlaştırma ve yüzeydeki dayanıksız malzemenin aşınması gibi etkenlerle farklı şiddette toprak kaymaları gerçekleşir. Öyle ki şiddetli bir toprak kayması yıllardır ayakta duran evleri ve diğer ya- pıları birkaç dakika içinde yok edebilir. Bu yüzden de erken uyarı sistemleri tıpkı diğer tüm doğal afetlerde olduğu gibi toprak kaymasında da yaşamsal önem taşıyor/Günümüzde toprak kaymalarını tahmin etmek için elektronik eğimöl- çerler kullanılıyor. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine yer verilmemiştir? A) Karşılaştırma cümlesi B) Koşul bildiren cümle C) Tanim cümlesi ? D Amaç-sonuç cümlesi E) Yargı-gerekçe cümlesi ÖZDEBİR YAYINLAR 21.
Deneme - 2
11. (1) Efsaneler; halk edebiyatı örnekleri içinde
sanatsallıktan en çok arınmış, olağanüstü yanları
olabildiğince aza indirgenmiş kısa anlatım biçimleridir.
(II) Efsaneler, anlatının gerçeğe yaklaşması bakımından
masaldan ayrışır ve destana yaklaşır. (III) Yani masalla
destan arasında yer alan bir formdur. (IV) Ne var ki
destanlarda bir bölüm olarak bulunan ya da masallarla
ortak konular içeren efsaneler de mevcuttur. (V) Dünya
edebiyatında efsaneler, yaratılış efsaneleri, oluşum
efsaneleri ve dönüşüm efsaneleri biçiminde sınıflandırılır
ki bunlar doğal ve insansız yeryüzünün bugünkü
işlenmiş ve insanlığa ait hâline gelişinin öyküleridir.
Efsanelere ilişkin bu parçadaki numaralanmış
cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) I. cümlede, karşılaştırma yapılarak biçimsel özelliğine
değiniliyor.
B) II, cümlede, olağanüstülükler içermesinin gerçeğe
yakın olmasını engellemediğinden söz ediliyor.
C) III. cümlede, iki türle benzerliklerinin olduğu
belirtiliyor.
D) IV. cümlede, başka bir anlatı türünün içinde yer
alabildiklerinden söz ediliyor.
E) V. cümlede, içeriğine göre türlere ayrıldığından söz
ediliyor.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Deneme - 2 11. (1) Efsaneler; halk edebiyatı örnekleri içinde sanatsallıktan en çok arınmış, olağanüstü yanları olabildiğince aza indirgenmiş kısa anlatım biçimleridir. (II) Efsaneler, anlatının gerçeğe yaklaşması bakımından masaldan ayrışır ve destana yaklaşır. (III) Yani masalla destan arasında yer alan bir formdur. (IV) Ne var ki destanlarda bir bölüm olarak bulunan ya da masallarla ortak konular içeren efsaneler de mevcuttur. (V) Dünya edebiyatında efsaneler, yaratılış efsaneleri, oluşum efsaneleri ve dönüşüm efsaneleri biçiminde sınıflandırılır ki bunlar doğal ve insansız yeryüzünün bugünkü işlenmiş ve insanlığa ait hâline gelişinin öyküleridir. Efsanelere ilişkin bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) I. cümlede, karşılaştırma yapılarak biçimsel özelliğine değiniliyor. B) II, cümlede, olağanüstülükler içermesinin gerçeğe yakın olmasını engellemediğinden söz ediliyor. C) III. cümlede, iki türle benzerliklerinin olduğu belirtiliyor. D) IV. cümlede, başka bir anlatı türünün içinde yer alabildiklerinden söz ediliyor. E) V. cümlede, içeriğine göre türlere ayrıldığından söz ediliyor.
37-38. soruları aşağıdaki
Muhabir:
(1)
Yazar:
Bugün sosyal sanat yaptığını savunanların çoğu
Fecriati'ye özgü bir romantizm havası taşıyan şiir ve
hikâyeler yazıyor. "Gökyüzünden geçen bulutlar
insanların ızdırabına ağladı" gibi misralarla sosyal sanat
yaptıklarını sananlar kimseyi aldatamazlar. Ben
öykülerimde kişioğlunu kendimce anlatıyorum. Bence
bir kişinin iç dünyası uçsuz bucaksızdır. Sonsuz
meselelerle doludur. Toplum da bireylerden
kurulduğuna göre...
Muhabir:
(11) -
Yazar:
Hikâye yazma isteğini bana Sait Faik'in ilk
okuduğum hikâyeleri verdi. Sonra çevreme, insanlara,
kendi içime nasıl bakılacağını gene onun hikâyeleriyle
öğrendim. Sait Faik'in kişiliğim üzerinde büyük etkileri
oldu. İkimiz de her kişiye üzerinde uzun uzun durulup
düşünülecek birer dünya gözüyle bakıyorduk.
37. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere sırasıyla
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) 1. Sizce "sosyal sanat" sözünden ne anlamalıyız?
H. Hikâye yazmaya nasıl karar verdiniz?
B) Kişiyi anlatmak toplumu anlatmak demek midir?
II. Sanatınızı etkileyen sanatçılar kimlerdir?
C) I. Sizi "sosyal sanat" yapmamak, yazılarınızda fazla
ferdî kalmakla itham ediyorlar, ne dersiniz?
II. Sait Faik'le benzer yönlerinizi anlatır mısınız?
D) 1. Sanat kişisel mi, toplumsal mi olmalı sizce?
II. Sanatınızı biçimlendiren unsurlar nelerdir?
E) INeden özellikle birey üzerinde duruyorsunuz?
II. Hikâye anlayışınıza kimi yakın buluyorsunuz?
C
YAYINLARI
yar
an
ya
ol
ar
y
3
LİMİT
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
37-38. soruları aşağıdaki Muhabir: (1) Yazar: Bugün sosyal sanat yaptığını savunanların çoğu Fecriati'ye özgü bir romantizm havası taşıyan şiir ve hikâyeler yazıyor. "Gökyüzünden geçen bulutlar insanların ızdırabına ağladı" gibi misralarla sosyal sanat yaptıklarını sananlar kimseyi aldatamazlar. Ben öykülerimde kişioğlunu kendimce anlatıyorum. Bence bir kişinin iç dünyası uçsuz bucaksızdır. Sonsuz meselelerle doludur. Toplum da bireylerden kurulduğuna göre... Muhabir: (11) - Yazar: Hikâye yazma isteğini bana Sait Faik'in ilk okuduğum hikâyeleri verdi. Sonra çevreme, insanlara, kendi içime nasıl bakılacağını gene onun hikâyeleriyle öğrendim. Sait Faik'in kişiliğim üzerinde büyük etkileri oldu. İkimiz de her kişiye üzerinde uzun uzun durulup düşünülecek birer dünya gözüyle bakıyorduk. 37. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) 1. Sizce "sosyal sanat" sözünden ne anlamalıyız? H. Hikâye yazmaya nasıl karar verdiniz? B) Kişiyi anlatmak toplumu anlatmak demek midir? II. Sanatınızı etkileyen sanatçılar kimlerdir? C) I. Sizi "sosyal sanat" yapmamak, yazılarınızda fazla ferdî kalmakla itham ediyorlar, ne dersiniz? II. Sait Faik'le benzer yönlerinizi anlatır mısınız? D) 1. Sanat kişisel mi, toplumsal mi olmalı sizce? II. Sanatınızı biçimlendiren unsurlar nelerdir? E) INeden özellikle birey üzerinde duruyorsunuz? II. Hikâye anlayışınıza kimi yakın buluyorsunuz? C YAYINLARI yar an ya ol ar y 3 LİMİT
3.
Toplumsal konularda çok hassas olan yazarın, iç dünya-
sının kepenklerini kapaması, natüralist olduğundan değil,
topluma karşı duyduğu sorumluluğun ağırlığındandır.
Bu cümlede geçen "iç dünyanın kepenklerini kapamak"
sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisi-
dir?
la
A) Yaşama farklı perspektiflerden bakmak
B) Olaylara öznel bir gözle bakmak
C) Duygusal yönü hiçbir zaman yadsımamak
D) Bilimsel konulara çok değer vermek
E) Hiçbir duyguyu dışa yansıtmamak
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
3. Toplumsal konularda çok hassas olan yazarın, iç dünya- sının kepenklerini kapaması, natüralist olduğundan değil, topluma karşı duyduğu sorumluluğun ağırlığındandır. Bu cümlede geçen "iç dünyanın kepenklerini kapamak" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisi- dir? la A) Yaşama farklı perspektiflerden bakmak B) Olaylara öznel bir gözle bakmak C) Duygusal yönü hiçbir zaman yadsımamak D) Bilimsel konulara çok değer vermek E) Hiçbir duyguyu dışa yansıtmamak
ÖZD
YAYIN
A
30. Huzur, Türkçede okuduğum en güzel aşk romanı. Üstelik
sadece tek aşkın, bir erkeğin bir kadına olan aşkının
romanı değil; iç içe iki aşkın romanı, birbirini besleyen,
geliştiren iki aşkın: ---- Huzur'da İstanbul sadece bir güzel
şehir, roman kişilerinin içinde yaşadığı bir çevre değildir;
başlı başına bir roman kişisidir, bir sevgilidir. Ne diyordu
Beş Şehir'de Ahmet Hamdi Tanpınar: "İstanbul ya hiç
sevilmez yahut çok sevilmiş bir kadın gibi sevilir." Yani
her hâline, her hususiyetine ayrı bir dikkatle çıldırarak."
Mümtaz da Nuran'a şöyle der: "Birbirimizi mi, yoksa
Boğaz'ı mı seviyoruz."
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangi-
si getirilebilir?)
A) Mümtaz, Nuran'a olduğu kadar İstanbul'a da âşıktır.
B) Nuran, Mümtaz'a olduğu kadar İhsan'a da âşıktır.
Nuran, Bursa'ya olduğu kadar İstanbul'a da âşıktır.
D) Mümtaz ve Nuran, İstanbul'a âşıktır.
E) Ahmet Hamdi Tanpınar İstanbul'a âşıktır.
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
ÖZD YAYIN A 30. Huzur, Türkçede okuduğum en güzel aşk romanı. Üstelik sadece tek aşkın, bir erkeğin bir kadına olan aşkının romanı değil; iç içe iki aşkın romanı, birbirini besleyen, geliştiren iki aşkın: ---- Huzur'da İstanbul sadece bir güzel şehir, roman kişilerinin içinde yaşadığı bir çevre değildir; başlı başına bir roman kişisidir, bir sevgilidir. Ne diyordu Beş Şehir'de Ahmet Hamdi Tanpınar: "İstanbul ya hiç sevilmez yahut çok sevilmiş bir kadın gibi sevilir." Yani her hâline, her hususiyetine ayrı bir dikkatle çıldırarak." Mümtaz da Nuran'a şöyle der: "Birbirimizi mi, yoksa Boğaz'ı mı seviyoruz." Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangi- si getirilebilir?) A) Mümtaz, Nuran'a olduğu kadar İstanbul'a da âşıktır. B) Nuran, Mümtaz'a olduğu kadar İhsan'a da âşıktır. Nuran, Bursa'ya olduğu kadar İstanbul'a da âşıktır. D) Mümtaz ve Nuran, İstanbul'a âşıktır. E) Ahmet Hamdi Tanpınar İstanbul'a âşıktır.
14. Yazdığım şiirler hayata, hayatıma dahil/ Masa başı şiiri
yazmadığımı düşünüyorum. Ama bu bir çırpıda olup
biten bir şey de değil Teknik olarak üzerinde çok yo-
ğunlaşmayı gerektirdiği gibi, şiir bütün zamanlarla ilgili
olduğu için, ister istemez masa başında olsanız dahi
sizi belli bir imgeleme kavuşturmuş; o çocukluğunuz,
gençliğiniz, aşklarınız, acılarınız bir yumak olarak ora-
da o masa başında kâğıda eğilmiş oluyor/Aynı şekilde
o anınız ve geleceğiniz de tüm anatominizle, düşün-
ce yapınız ve düşlerinizle oradadır/Biraz düşününce,
masa başında da olsa, aslında bütün hallerimizdir bize
şiiri yazdırtan.
Bu parçada geçen "masa başı şiiri" sözüyle anlatıl-
mak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
Şiirde teknik kusursuzluğun öne çıkması
B)
Şiirin yaşanmışlıktan uzak olması
C)
Çağrışımların şiiri şekillendirmesi
Düş gücünün şiirin etkisini artırması
Şiirde gerçekliğin değiştirilerek sunulması
D)
E)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
14. Yazdığım şiirler hayata, hayatıma dahil/ Masa başı şiiri yazmadığımı düşünüyorum. Ama bu bir çırpıda olup biten bir şey de değil Teknik olarak üzerinde çok yo- ğunlaşmayı gerektirdiği gibi, şiir bütün zamanlarla ilgili olduğu için, ister istemez masa başında olsanız dahi sizi belli bir imgeleme kavuşturmuş; o çocukluğunuz, gençliğiniz, aşklarınız, acılarınız bir yumak olarak ora- da o masa başında kâğıda eğilmiş oluyor/Aynı şekilde o anınız ve geleceğiniz de tüm anatominizle, düşün- ce yapınız ve düşlerinizle oradadır/Biraz düşününce, masa başında da olsa, aslında bütün hallerimizdir bize şiiri yazdırtan. Bu parçada geçen "masa başı şiiri" sözüyle anlatıl- mak istenen aşağıdakilerden hangisidir? Şiirde teknik kusursuzluğun öne çıkması B) Şiirin yaşanmışlıktan uzak olması C) Çağrışımların şiiri şekillendirmesi Düş gücünün şiirin etkisini artırması Şiirde gerçekliğin değiştirilerek sunulması D) E)
12 Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde
ressamlarımızın, tabii ki devlet desteğiyle
natürmort ya da doğa konulu çalışmaları,
resmin bir kitap süsleme sanatı olan
minyatürden tuvale geçişi aşamasında
önem teşkil etmektedir. Ama henüz figür
Türk resim sanatına girmemiştir. Tarihler
1900'leri gösterdiğinde Türk resim sanatı
yepyeni bir yola doğru evrilmeye baş-
lamıştır. Bu dönemeçte en önemli isim-
lerden bir tanesi, belki de en önemlisi,
Osman Hamdi Bey'dir. Osman Hamdi
Bey, henüz figürün tuvale girmediği bir
dönemde figürü tuvale taşımak gibi bir
cesaret göstermiştir. Bununla birlikte
tuval üzerindeki plastik sorunların çözü-
müne yönelik çalışmalarıyla Türk resim
tarihinin en belirgin çalışmalarını başlat-
mıştır.
Bu parçadan hareketle söz konusu
dönemle ilgili aşağıdakilerin hangisi-
ne ulaşılamaz?
A) Ressamlarımız, konusu cansız var-
lıklar olan resimler yapmaktadır.
B) Minyatürden resme doğru bir geçiş
söz konusudur.
C) Devlet, doğa konulu çalışmaları des-
tekler pozisyondadır.
D) Osman Hamdi Bey, dönemin en ünlü
sanatçısıdır.
E) Figürler üzerine kurulu bir resim algısı
henüz oluşmamıştır.
TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF
13.
1
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
12 Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde ressamlarımızın, tabii ki devlet desteğiyle natürmort ya da doğa konulu çalışmaları, resmin bir kitap süsleme sanatı olan minyatürden tuvale geçişi aşamasında önem teşkil etmektedir. Ama henüz figür Türk resim sanatına girmemiştir. Tarihler 1900'leri gösterdiğinde Türk resim sanatı yepyeni bir yola doğru evrilmeye baş- lamıştır. Bu dönemeçte en önemli isim- lerden bir tanesi, belki de en önemlisi, Osman Hamdi Bey'dir. Osman Hamdi Bey, henüz figürün tuvale girmediği bir dönemde figürü tuvale taşımak gibi bir cesaret göstermiştir. Bununla birlikte tuval üzerindeki plastik sorunların çözü- müne yönelik çalışmalarıyla Türk resim tarihinin en belirgin çalışmalarını başlat- mıştır. Bu parçadan hareketle söz konusu dönemle ilgili aşağıdakilerin hangisi- ne ulaşılamaz? A) Ressamlarımız, konusu cansız var- lıklar olan resimler yapmaktadır. B) Minyatürden resme doğru bir geçiş söz konusudur. C) Devlet, doğa konulu çalışmaları des- tekler pozisyondadır. D) Osman Hamdi Bey, dönemin en ünlü sanatçısıdır. E) Figürler üzerine kurulu bir resim algısı henüz oluşmamıştır. TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF 13. 1
hi olarak
çok
dir?
kul
tiğinde dedi
m dünyayı
in elimden
neklerim
=
ları ihmal
1
var olan
i şekilde
erle
aya
rıyı
vin
IŞ,
Palme Yayınevi
A
A
-Sor-
Türkiye Geneli - 2
----
36 Dil cambazı sanatçıdan ne geçmişte hoşlandım ne şimdi
hoşlanıyorum.
Çünkü sanatçıların kullandığı sanat
yaratma yolları olayın merkezinden uzak. Bu sayede
okuyucunun zihnini etkileyip bir süre kalıcı olma yoluna
gidiyorlar ki sonrası koskoca bir boşluk. Yaldızlı kâğıtlarla
bir süre oyalanıyorsunuz ama kâğıdı açtığınızda şekeri
bulamıyorsunuz ne yazık ki!
Bu parçada boş bırakılan yere anlam akışına göre
aşagıdakilerden hangisi getirilmelidir?
Dil cambazından kastım edebî sanatlara çok sık
basvuran sanatçılar
B) Gerçi bu yolu benimseyip başarılı olan yazarlar da
yok değil
C) Bu tarz yazan sanatçıların hep bir eksikliği kapatma
ası göze çarpıyor
D) Yazın dünyasına adımımı attığım yıllarda ben de
böyle yapardım
E) Geçmişin güçlü sanatçılarıyla artık kolay kolay
karşılaşamıyoruz
37. 38.
cevapla
Iklim de
bir ülk
değiş
eşit s
en a
oldu
içir
ülk
G
y
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
hi olarak çok dir? kul tiğinde dedi m dünyayı in elimden neklerim = ları ihmal 1 var olan i şekilde erle aya rıyı vin IŞ, Palme Yayınevi A A -Sor- Türkiye Geneli - 2 ---- 36 Dil cambazı sanatçıdan ne geçmişte hoşlandım ne şimdi hoşlanıyorum. Çünkü sanatçıların kullandığı sanat yaratma yolları olayın merkezinden uzak. Bu sayede okuyucunun zihnini etkileyip bir süre kalıcı olma yoluna gidiyorlar ki sonrası koskoca bir boşluk. Yaldızlı kâğıtlarla bir süre oyalanıyorsunuz ama kâğıdı açtığınızda şekeri bulamıyorsunuz ne yazık ki! Bu parçada boş bırakılan yere anlam akışına göre aşagıdakilerden hangisi getirilmelidir? Dil cambazından kastım edebî sanatlara çok sık basvuran sanatçılar B) Gerçi bu yolu benimseyip başarılı olan yazarlar da yok değil C) Bu tarz yazan sanatçıların hep bir eksikliği kapatma ası göze çarpıyor D) Yazın dünyasına adımımı attığım yıllarda ben de böyle yapardım E) Geçmişin güçlü sanatçılarıyla artık kolay kolay karşılaşamıyoruz 37. 38. cevapla Iklim de bir ülk değiş eşit s en a oldu içir ülk G y
B
10.Sınıf/Türk Dili ve Edebiyatı
11. I.
B
Hollanda Tüketiciler Derneği tarafından yapılan araş-
tırmalara göre, piyasadaki akıllı telefonların yüzde
40'ı, "yüz tanıma" özelliği sayesinde başkaları tarafın-
dan kolayca açılabiliyor. Araştırmayı yapan Prof. Dr.
R. Veldhuis yüz tanıma programının, kaliteli bir vesi-
kalık fotoğrafla kolayca kandırılabileceğini, internetten
indirilen bir fotoğrafla istenilen kişinin telefonuna giri-
lebileceğini vurguluyor.
11.
Telefonlar yüz tanıma hafızasındaki fotoğraf ile sahi-
binin herhangi bir görüntüsü arasında yüzde 100 bir
eşleşme aramıyor. Çünkü yüzlerimiz zaman içinde
değişiyor. Örneğin, yavaş yavaş yaşlanıyoruz. Ya
da yüz ifadesi veya pozlama, hafızadaki görüntüden
farklı olabilir. Bu nedenle, yüz tanıma özelliği, kişinin
yüzündeki soyut özellikleri dikkate alıyor. Bu da akıllı
telefonlarda veri saklama güvenliği konusunda tehdit
oluşturuyor.
Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söy-
lenebilir?
Aynı konuda birbiriyle çelişen farklı görüşler dile getiril- V
miştir.
B) II. parçada anlatılanlarla I. parçadaki açıklamaya karşı
çıkılmaktadır.
C) Aynı konuyu pekiştirmeye yönelik farklı açıklamalar içer-
mektedirler. ✔
D) Biçemsel yönden farklılık gösterse de ikisi de aynı ko-
nuyu anlatmaktadırlar.
E) Habere konu olan araştırmayı farklı bakış açılarıyla an-
latmaktadırlar.
R
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
B 10.Sınıf/Türk Dili ve Edebiyatı 11. I. B Hollanda Tüketiciler Derneği tarafından yapılan araş- tırmalara göre, piyasadaki akıllı telefonların yüzde 40'ı, "yüz tanıma" özelliği sayesinde başkaları tarafın- dan kolayca açılabiliyor. Araştırmayı yapan Prof. Dr. R. Veldhuis yüz tanıma programının, kaliteli bir vesi- kalık fotoğrafla kolayca kandırılabileceğini, internetten indirilen bir fotoğrafla istenilen kişinin telefonuna giri- lebileceğini vurguluyor. 11. Telefonlar yüz tanıma hafızasındaki fotoğraf ile sahi- binin herhangi bir görüntüsü arasında yüzde 100 bir eşleşme aramıyor. Çünkü yüzlerimiz zaman içinde değişiyor. Örneğin, yavaş yavaş yaşlanıyoruz. Ya da yüz ifadesi veya pozlama, hafızadaki görüntüden farklı olabilir. Bu nedenle, yüz tanıma özelliği, kişinin yüzündeki soyut özellikleri dikkate alıyor. Bu da akıllı telefonlarda veri saklama güvenliği konusunda tehdit oluşturuyor. Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söy- lenebilir? Aynı konuda birbiriyle çelişen farklı görüşler dile getiril- V miştir. B) II. parçada anlatılanlarla I. parçadaki açıklamaya karşı çıkılmaktadır. C) Aynı konuyu pekiştirmeye yönelik farklı açıklamalar içer- mektedirler. ✔ D) Biçemsel yönden farklılık gösterse de ikisi de aynı ko- nuyu anlatmaktadırlar. E) Habere konu olan araştırmayı farklı bakış açılarıyla an- latmaktadırlar. R
2.
Deneyim; aklın babası, hafızanın anasıdır.
Aşağıdaki cümlelerin hangisi anlam bakımından bu
cümleye en yakındır?
A) Düşünceler, deneyimle anlam kazanır ve kalıcı olur.
B) Deneyim, herkesin kendi hatalarına
verdiği addır.
verdio addır.
C) Ancak deneyimlerinden yararlananlar yeni düşünce-
ler ortaya koyabilir.
D) Deneyim, geminin feneri gibidir, geçmişi aydınlatır.
geçmişi
E) Deneyim, düşünce ve belleğin en büyük yardımcısı-
dır.
YAYINLARI
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2. Deneyim; aklın babası, hafızanın anasıdır. Aşağıdaki cümlelerin hangisi anlam bakımından bu cümleye en yakındır? A) Düşünceler, deneyimle anlam kazanır ve kalıcı olur. B) Deneyim, herkesin kendi hatalarına verdiği addır. verdio addır. C) Ancak deneyimlerinden yararlananlar yeni düşünce- ler ortaya koyabilir. D) Deneyim, geminin feneri gibidir, geçmişi aydınlatır. geçmişi E) Deneyim, düşünce ve belleğin en büyük yardımcısı- dır. YAYINLARI
1
I
(1) Çocuk, anne babasını örnek alarak, onlarla öz-
deşleşerek kişilik geliştirir. (II) Gerçekten çocukluk-
ta anne babaya benzemek çocuğa yetmektedir.
(III) Çünkü çocuğun gözünde anne babası en akıl-
ll, en yanılmaz kişilerdir. (IV) İlkokul çağında ise
öğretmen en iyi, en üstün örnektir onun için. (V) Er-
genlik döneminde anne baba artık kusursuz örnek
olmaktan çıkar. (VI) Genç; eleştirici gözle baktıkça
beğenmediği, kendine aykırı gelen pek çok özellik
bulmaya başlar.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi-
sinden itibaren çocukta, anne babasıyla ilgili
düşünce değişikliğinden söz edilmektedir?
A) II. B) III. Q) VI. D) IV. E) V.
(2015-YGS)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1 I (1) Çocuk, anne babasını örnek alarak, onlarla öz- deşleşerek kişilik geliştirir. (II) Gerçekten çocukluk- ta anne babaya benzemek çocuğa yetmektedir. (III) Çünkü çocuğun gözünde anne babası en akıl- ll, en yanılmaz kişilerdir. (IV) İlkokul çağında ise öğretmen en iyi, en üstün örnektir onun için. (V) Er- genlik döneminde anne baba artık kusursuz örnek olmaktan çıkar. (VI) Genç; eleştirici gözle baktıkça beğenmediği, kendine aykırı gelen pek çok özellik bulmaya başlar. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi- sinden itibaren çocukta, anne babasıyla ilgili düşünce değişikliğinden söz edilmektedir? A) II. B) III. Q) VI. D) IV. E) V. (2015-YGS)