Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

CÜMLEDEN ÇIKARILABİLECEK
KESİN YARGIYI BULMA - 2
18. Yaşadığı semt, bulunduğu ilin en kalabalık
semtiydi.
A) Uzun süredir aynı semtte yaşamaktadır.
B) Kentin en güzel ilçesinde yaşamaktadır.
C) Yaşadığı ilçe, kentin en kalabalık ilçesidir.
D) Yaşadığı ilçede kalabalık başka semtler de
vardır.
E) İlçenin en nezih semtinde yaşamaktadır.
c
en ke
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
CÜMLEDEN ÇIKARILABİLECEK KESİN YARGIYI BULMA - 2 18. Yaşadığı semt, bulunduğu ilin en kalabalık semtiydi. A) Uzun süredir aynı semtte yaşamaktadır. B) Kentin en güzel ilçesinde yaşamaktadır. C) Yaşadığı ilçe, kentin en kalabalık ilçesidir. D) Yaşadığı ilçede kalabalık başka semtler de vardır. E) İlçenin en nezih semtinde yaşamaktadır. c en ke
Şair ve eleştirmen olarak anılmak, hem onurlandırıcı hem
de sorumluluk yükleyici bir durum. Bu durum, elbette
çalışma ve bilinç gerektiriyor. "Yazı mesaisi" sözü bunu
tam karşılıyor. Çünkü eleştiri de şiir de bir iş ciddiyetinde
yapılırsa değerli ve anlamlı olur. Bu, bir bakıma iş ahlakına
sahip olmak demek. Bu ahlaka sahip bir sanatçı olmanın
bir sonucu olarak görüyorum hakkımdaki tanımlamaları.
Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine bir karşılık
olarak söylenmiş olabilir?
B
A) Şair mi yoksa eleştirmen olarak mı anılmak istersiniz?
B) Hem şair hem eleştirmen olmanızın sanatınıza bir
katkısı var mı?
C) Eleştirmenliğinizin şairliğinizi gölgede bıraktığını dü-
şünüyor musunuz?
D) Eleştirmen ve şair olmanız size sorumluluk yüklüyor
mu?
E) Hem eleştirmen hem şair olarak tanımlanmanızı neye
bağlıyorsunuz?
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Şair ve eleştirmen olarak anılmak, hem onurlandırıcı hem de sorumluluk yükleyici bir durum. Bu durum, elbette çalışma ve bilinç gerektiriyor. "Yazı mesaisi" sözü bunu tam karşılıyor. Çünkü eleştiri de şiir de bir iş ciddiyetinde yapılırsa değerli ve anlamlı olur. Bu, bir bakıma iş ahlakına sahip olmak demek. Bu ahlaka sahip bir sanatçı olmanın bir sonucu olarak görüyorum hakkımdaki tanımlamaları. Bu sözler aşağıdaki sorulardan hangisine bir karşılık olarak söylenmiş olabilir? B A) Şair mi yoksa eleştirmen olarak mı anılmak istersiniz? B) Hem şair hem eleştirmen olmanızın sanatınıza bir katkısı var mı? C) Eleştirmenliğinizin şairliğinizi gölgede bıraktığını dü- şünüyor musunuz? D) Eleştirmen ve şair olmanız size sorumluluk yüklüyor mu? E) Hem eleştirmen hem şair olarak tanımlanmanızı neye bağlıyorsunuz?
Kaf
1
6.
1. Bunun yansıması olarak serlevha, Kur'an-ı Kerim
surelerinin başları ve hatime sahifelerinde çokça altın
kullanılarak zengin işçilik görülmeye başlanmıştır.
II. Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu, Beylikler ve Os-
manlı Devleti'nin kuruluş devrinde motifler ve renkler
açısından bu sanat olağan gelişmesini yaşamıştır.
III. Türk tezhip sanatının en eski örnekleri, Türklerin
tarih sahnesine çıktıkları ilk devirlere aittir.
IV. Yavuz Sultan Selim Dönemi'nde Tebriz'den İstan-
bul'a getirtilen sanatçılarla bu sanattaki gelişmeler-
de önemli yenilikler gözlenmeye başlanmıştır.
V. Kanuni Sultan Süleyman zamanında ise tezhip sana-
ti zirve eserlerin verildiği bir dönem olarak tarihteki
yerini almıştır.
Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir bütün oluştu-
rulduğunda hangisi baştan dördüncü cümle olur?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
1-1-1-V-T
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Kaf 1 6. 1. Bunun yansıması olarak serlevha, Kur'an-ı Kerim surelerinin başları ve hatime sahifelerinde çokça altın kullanılarak zengin işçilik görülmeye başlanmıştır. II. Büyük Selçuklu, Anadolu Selçuklu, Beylikler ve Os- manlı Devleti'nin kuruluş devrinde motifler ve renkler açısından bu sanat olağan gelişmesini yaşamıştır. III. Türk tezhip sanatının en eski örnekleri, Türklerin tarih sahnesine çıktıkları ilk devirlere aittir. IV. Yavuz Sultan Selim Dönemi'nde Tebriz'den İstan- bul'a getirtilen sanatçılarla bu sanattaki gelişmeler- de önemli yenilikler gözlenmeye başlanmıştır. V. Kanuni Sultan Süleyman zamanında ise tezhip sana- ti zirve eserlerin verildiği bir dönem olarak tarihteki yerini almıştır. Numaralanmış cümlelerle anlamlı bir bütün oluştu- rulduğunda hangisi baştan dördüncü cümle olur? A) I B) II C) III D) IV E) V 1-1-1-V-T
(1) Sait Faik'in Şahmerdan adı altında çıkardığı yirmi öyküden
oluşan son kitabını okudum. (II) Büyük bir şehrin bütün
hayatını, bütün insanlarının hayatını yaşamış kadar geniş,
derin ve karışık duygular içindeyim. (III) Kendime: "Bunlar
nedir?" diye soruyor, açık bir cevap veremiyorum. (IV) Yalnız
bir şehir gecesi izlenimi, değişen gökyüzü, balık ve yosun
kokan deniz, adalar, karanlık evler, aydınlık, tenha gazinolar
ve hepsi birbirine karışmış bir durumda. (V) Bu yirmi öykünü
bütün izlenimleri birbirine ekleniyor, bir tek manzara oluyor:
Sait Faik'in kendine özgü dünyası. (...)
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Niteleyici sözcükler
B) Öznellik
C) Çoğullamalar
D) Abartma
E) Sayıp dökmelek
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
(1) Sait Faik'in Şahmerdan adı altında çıkardığı yirmi öyküden oluşan son kitabını okudum. (II) Büyük bir şehrin bütün hayatını, bütün insanlarının hayatını yaşamış kadar geniş, derin ve karışık duygular içindeyim. (III) Kendime: "Bunlar nedir?" diye soruyor, açık bir cevap veremiyorum. (IV) Yalnız bir şehir gecesi izlenimi, değişen gökyüzü, balık ve yosun kokan deniz, adalar, karanlık evler, aydınlık, tenha gazinolar ve hepsi birbirine karışmış bir durumda. (V) Bu yirmi öykünü bütün izlenimleri birbirine ekleniyor, bir tek manzara oluyor: Sait Faik'in kendine özgü dünyası. (...) Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Niteleyici sözcükler B) Öznellik C) Çoğullamalar D) Abartma E) Sayıp dökmelek
ORU BANKASI
3.
Mevlâna, 26300 beyitten oluşan Mesnevi'sinde ha
kültürü unsurlarından (atasözleri, fıkralar ve hayva
hikâyeleri vb.) da yararlanmıştır. "Onun sesi yarın ç
kar." ve "Kedi burada ise et nerede, et burada ise ked
ayır
nerede" fıkraları acaba kimindir? Şimdilik bunu
mamız çok zordur çünkü Mevlâna'yla Nasreddin Hoca
çağdaştır, aynı coğrafyada yaşamışlardır, aynı kültü
ikliminden beslenmişlerdir. Belki de birlikte dost soh
betlerine katılmışlardır. Bilinen tek şey yukarıda adla
rını saydığımız fıkraların Hoca'yla ünlendiğidir. Oysa
Mevlana'nın Mesnevi'sinin okuyucusu aydın kesin
arasında sıkışıp kalmıştır.
Bu parçaya dayanarak aşağıdakilerden hangising
ulaşılabilir?
A)
Türk sözlü kültür ürünlerinin yazılı edebiyata kay
naklık ettiğine
B) Sözlü kültür ürünlerinin büyük bir bölümünü de
yim ve atasözlerinin oluşturduğuna
Curk halk kültürü unsurlarının daha geniş bir kit
leye hitap ettiğine
D) Sözlü kültür ürünlerinin eserler aracılığıyla korun-
duğuna
E) Aynı çağda yaşayanların aynı konulara ilgi duy-
duğuna
5.
T
le
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ORU BANKASI 3. Mevlâna, 26300 beyitten oluşan Mesnevi'sinde ha kültürü unsurlarından (atasözleri, fıkralar ve hayva hikâyeleri vb.) da yararlanmıştır. "Onun sesi yarın ç kar." ve "Kedi burada ise et nerede, et burada ise ked ayır nerede" fıkraları acaba kimindir? Şimdilik bunu mamız çok zordur çünkü Mevlâna'yla Nasreddin Hoca çağdaştır, aynı coğrafyada yaşamışlardır, aynı kültü ikliminden beslenmişlerdir. Belki de birlikte dost soh betlerine katılmışlardır. Bilinen tek şey yukarıda adla rını saydığımız fıkraların Hoca'yla ünlendiğidir. Oysa Mevlana'nın Mesnevi'sinin okuyucusu aydın kesin arasında sıkışıp kalmıştır. Bu parçaya dayanarak aşağıdakilerden hangising ulaşılabilir? A) Türk sözlü kültür ürünlerinin yazılı edebiyata kay naklık ettiğine B) Sözlü kültür ürünlerinin büyük bir bölümünü de yim ve atasözlerinin oluşturduğuna Curk halk kültürü unsurlarının daha geniş bir kit leye hitap ettiğine D) Sözlü kültür ürünlerinin eserler aracılığıyla korun- duğuna E) Aynı çağda yaşayanların aynı konulara ilgi duy- duğuna 5. T le
3.-4. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
(1) Okyanuslardaki sorunlar, deniz seviyesinin yükselmesin-
den oksijen kaybına, su sıcaklıklarının artmasından iklim de-
ğişikliklerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. (II) Okya-
nuslardaki sorunlardan biri olan asitlenme konusunda daha
önce 2050 ya da 2070'e kadar kaygılanmamıza gerek yok
diye düşünülen şey, şu anda yaşanıyor. (III) Okyanuslarda,
deniz sularının atmosferden emdiği karbondioksitle tepkime-
ye girmesiyle meydana gelen asitlenme sonucu, deniz orga-
nizmalarının varlıklarını sürdürebilmek için gerekli olan kalsi-
yum gibi önemli mineraller azalıyor. (IV) Düşen pH oranları,
okyanusların yüzeye yakın kısımlarının yüzde 95'ini etkilerken
asitlenmenin etkileri, elli yıl öncesine göre küresel ölçekte gi-
derek daha fazla hissediliyor. (V) Oksitlenme sonucu sudaki
karbonat iyonlarının miktarının azalması; mercan kayalıkları,
planktonlar ve midyeler başta olmak üzere pek çok türü, on-
ların koruyucu kabuklarını oluşturabilmeleri için ihtiyaç duy-
dukları yaşamsal önemdeki malzemeden mahrum bırakıyor.
3. Okyanuslardaki asitlenmenin anlatıldığı bu parçadaki
numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) I. cümlede, etkisinin pek çok alanda kendini gösterdi-
ğinden söz edilmiştir.
B) II. cümlede, bir yanılgıdan söz edilmiştir. P
C) III. cümlede, yargı, gerekçesiyle birlikte verilmiştir.
D) IV. cümlede, karşılaştırma yapılmıştır.
cümlede, canlı türlerinin neslinin tükenmesine yol
açtığı söylenmiştir.
F)
O
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
3.-4. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. (1) Okyanuslardaki sorunlar, deniz seviyesinin yükselmesin- den oksijen kaybına, su sıcaklıklarının artmasından iklim de- ğişikliklerine kadar geniş bir yelpazeyi kapsıyor. (II) Okya- nuslardaki sorunlardan biri olan asitlenme konusunda daha önce 2050 ya da 2070'e kadar kaygılanmamıza gerek yok diye düşünülen şey, şu anda yaşanıyor. (III) Okyanuslarda, deniz sularının atmosferden emdiği karbondioksitle tepkime- ye girmesiyle meydana gelen asitlenme sonucu, deniz orga- nizmalarının varlıklarını sürdürebilmek için gerekli olan kalsi- yum gibi önemli mineraller azalıyor. (IV) Düşen pH oranları, okyanusların yüzeye yakın kısımlarının yüzde 95'ini etkilerken asitlenmenin etkileri, elli yıl öncesine göre küresel ölçekte gi- derek daha fazla hissediliyor. (V) Oksitlenme sonucu sudaki karbonat iyonlarının miktarının azalması; mercan kayalıkları, planktonlar ve midyeler başta olmak üzere pek çok türü, on- ların koruyucu kabuklarını oluşturabilmeleri için ihtiyaç duy- dukları yaşamsal önemdeki malzemeden mahrum bırakıyor. 3. Okyanuslardaki asitlenmenin anlatıldığı bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) I. cümlede, etkisinin pek çok alanda kendini gösterdi- ğinden söz edilmiştir. B) II. cümlede, bir yanılgıdan söz edilmiştir. P C) III. cümlede, yargı, gerekçesiyle birlikte verilmiştir. D) IV. cümlede, karşılaştırma yapılmıştır. cümlede, canlı türlerinin neslinin tükenmesine yol açtığı söylenmiştir. F) O
TYT TÜRKÇE
28. Resim eleştirmenleri eserleri incelerken belirli bir yönteme
bağlı kalırlar. Betimleme, çözümleme, yorumlama ve
yargıya varma olmak üzere dört işlem basamağını
kapsayan bu yöntemle eserden bilgi edinirler. Yöntemin
ilk aşamasında tabloda yer alan ve gözle görülen her
nesne tek tek listelenir. İkinořaşamada bu nesneler
resmin içine yerleştirilirken nelere dikkat edildiği örneğin
konum, renk, kontrast, ton gibi niteliklerin nasıl kullanıldığı
belirlenir. Üçüncü aşamada ressamın kullandığı nesneler
ve bunların organizasyonuyla vermek istediği mesaj
ortaya çıkarılır. Son aşamada ise o ana kadar elde edilen
bütün veriler bir arada değerlendirilir, eseri iyi veya kötü
kılan özellikler ortaya konur ve incelenen eserin niteliği
hakkında nihai karara varılır.
*
Aşağıdakilerden hangisi bu yöntemi kullanan bir resim
eleştirmeninin süreç içinde soracağı sorulardan biri
olamaz?
A) Verilmek istenen mesaj, hangi obje ve varlıklar
kullanılarak aktarılmaktadır?
B) Ressam, tabloda görülen bileşenlerin
organizasyonunda nelere dikkat etmiştir?
C) Ressam, bu eserinde tam olarak ne anlatmak
istemektedir
D) Ressamı başarılı yahut başarısız yapan temel nitelikler
nelerdir?
E) Eser, hangi güçlü ve zayıf yönleriyle diğer yapıtlardan
ayrılmaktadır?
(TYT 2020)
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
TYT TÜRKÇE 28. Resim eleştirmenleri eserleri incelerken belirli bir yönteme bağlı kalırlar. Betimleme, çözümleme, yorumlama ve yargıya varma olmak üzere dört işlem basamağını kapsayan bu yöntemle eserden bilgi edinirler. Yöntemin ilk aşamasında tabloda yer alan ve gözle görülen her nesne tek tek listelenir. İkinořaşamada bu nesneler resmin içine yerleştirilirken nelere dikkat edildiği örneğin konum, renk, kontrast, ton gibi niteliklerin nasıl kullanıldığı belirlenir. Üçüncü aşamada ressamın kullandığı nesneler ve bunların organizasyonuyla vermek istediği mesaj ortaya çıkarılır. Son aşamada ise o ana kadar elde edilen bütün veriler bir arada değerlendirilir, eseri iyi veya kötü kılan özellikler ortaya konur ve incelenen eserin niteliği hakkında nihai karara varılır. * Aşağıdakilerden hangisi bu yöntemi kullanan bir resim eleştirmeninin süreç içinde soracağı sorulardan biri olamaz? A) Verilmek istenen mesaj, hangi obje ve varlıklar kullanılarak aktarılmaktadır? B) Ressam, tabloda görülen bileşenlerin organizasyonunda nelere dikkat etmiştir? C) Ressam, bu eserinde tam olarak ne anlatmak istemektedir D) Ressamı başarılı yahut başarısız yapan temel nitelikler nelerdir? E) Eser, hangi güçlü ve zayıf yönleriyle diğer yapıtlardan ayrılmaktadır? (TYT 2020)
Dergiler ve gazeteler hızla güncelliğini yitiriyor.
Bu nedenle ben, kalıcı olsun diye, çizdiklerimi bir
araya getirmek istiyorum. Çünkü onlar tekrar tekrar
bakılacak karikatürler. Ben de ünlü bir karikatürist
arkadaşımın on yıl önce çıkarttığı kitapta yer alan
karikatürlere hâlâ gülüyorum. On yıl sonra da güle-
ceğim.
Bu sözler, aşağıdaki sorulardan hangisine karşı-
lık olarak söylenmiş olabilir?
A) Konularınızı hep günlük olaylardan mı seçersi-
niz?
B) Bir karikatürist olarak çizdiklerinizi neden bir
kitapta toplamayı düşünüyorsunuz?
C) Sizce karikatürde çizgi mi, söz mü daha önemli?
D) Karikatürlerinizi ilginç kılan özellikler nelerdir?
E) Sizce karikatürün amacı güldürmek midir?
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Dergiler ve gazeteler hızla güncelliğini yitiriyor. Bu nedenle ben, kalıcı olsun diye, çizdiklerimi bir araya getirmek istiyorum. Çünkü onlar tekrar tekrar bakılacak karikatürler. Ben de ünlü bir karikatürist arkadaşımın on yıl önce çıkarttığı kitapta yer alan karikatürlere hâlâ gülüyorum. On yıl sonra da güle- ceğim. Bu sözler, aşağıdaki sorulardan hangisine karşı- lık olarak söylenmiş olabilir? A) Konularınızı hep günlük olaylardan mı seçersi- niz? B) Bir karikatürist olarak çizdiklerinizi neden bir kitapta toplamayı düşünüyorsunuz? C) Sizce karikatürde çizgi mi, söz mü daha önemli? D) Karikatürlerinizi ilginç kılan özellikler nelerdir? E) Sizce karikatürün amacı güldürmek midir?
Bu durum dünya edebiyatında da vardır. Kitabınızı
ne kadar kendinizden uzak tutarsanız tutun kitap
elbette sizden bir şeyler barındıracaktır. Bundan
önceki kitabımla da beni özdeşleştirmişlerdir.
Yaşanmış küçük parçalar var bu kitapta ancak bire-
bir benim hikâyem değil onlar.
Bu sözler, aşağıdaki sorunlardan hangisine kar-
şılık olarak söylenmiş olabilir?
A) Kurguyla gerçekliği bir arada kullanıyorsunuz, bu
konuda neler söylemek istersiniz?
B Yazdıklarınızda otobiyografik izler var mı?
Kitap yazarken nelerden beslenirsiniz?
Bu kitap zihninizde nasıl oluştu?
Kitabınızı yazmaya hazırlanırken neler yapıyor-
sunuz?
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Bu durum dünya edebiyatında da vardır. Kitabınızı ne kadar kendinizden uzak tutarsanız tutun kitap elbette sizden bir şeyler barındıracaktır. Bundan önceki kitabımla da beni özdeşleştirmişlerdir. Yaşanmış küçük parçalar var bu kitapta ancak bire- bir benim hikâyem değil onlar. Bu sözler, aşağıdaki sorunlardan hangisine kar- şılık olarak söylenmiş olabilir? A) Kurguyla gerçekliği bir arada kullanıyorsunuz, bu konuda neler söylemek istersiniz? B Yazdıklarınızda otobiyografik izler var mı? Kitap yazarken nelerden beslenirsiniz? Bu kitap zihninizde nasıl oluştu? Kitabınızı yazmaya hazırlanırken neler yapıyor- sunuz?
Servetifünun
6.
SARI GÜL
Gözlerin elindeki güle merkûz idi (dikilmişti), parmakla-
rin aheste aheste yaprakları koparıp rüzgâra bahşedi-
yordu (veriyordu). Seni seyrettikçe kalbimde hüzünler
hissediyordum. Şu an da hayalhanenin acı acı fikirlerle
meşgul olduğundan emin idim. Yapraklar bitinceye
kadar hiç tavrını ve vaziyetini değiştirmeyerek hazin
hazin sükût ediyordun. Lakin son yaprak son metaneti-
ni mahvetti; birdenbire bir tuğyan-ı sirişk (gözyaşı seli)
hasıl oldu. Ağladın, şimdi toprakta mevzu (konulmuş)
olan başını sineme dayadın, hüngür hüngür ağladın.
Ben de ağlıyordum. Senin ağlayışına ağlıyordum.
Senin gözlerin sükût etti lakin benimkiler devam ediyor.
O zamandan beri sarı gülleri görmesini arzu etmem,
çünkü en kıymetlisini mezara gömdüm.
Halit Ziya UŞAKLIGİL
Bu parçadan hareketle Halit Ziya Uşaklıgil'le ilgili
aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Gerçek hayattan alınmış, somut konulara yer ver-
miştir.
B) Dinî değerleri yükseltmeyi amaçlamıştır.
C) Mensur şiirin örneklerini vermeye başlamıştır.
D) Olay örgüsünü manzum bir şekilde dile getirerek
yeni bir biçim oluşturmaya çalışmıştır.
E) Anlamı ve düşünceyi ön plana çıkarmıştır.
Men SA
YAYIN DENİZİ
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Servetifünun 6. SARI GÜL Gözlerin elindeki güle merkûz idi (dikilmişti), parmakla- rin aheste aheste yaprakları koparıp rüzgâra bahşedi- yordu (veriyordu). Seni seyrettikçe kalbimde hüzünler hissediyordum. Şu an da hayalhanenin acı acı fikirlerle meşgul olduğundan emin idim. Yapraklar bitinceye kadar hiç tavrını ve vaziyetini değiştirmeyerek hazin hazin sükût ediyordun. Lakin son yaprak son metaneti- ni mahvetti; birdenbire bir tuğyan-ı sirişk (gözyaşı seli) hasıl oldu. Ağladın, şimdi toprakta mevzu (konulmuş) olan başını sineme dayadın, hüngür hüngür ağladın. Ben de ağlıyordum. Senin ağlayışına ağlıyordum. Senin gözlerin sükût etti lakin benimkiler devam ediyor. O zamandan beri sarı gülleri görmesini arzu etmem, çünkü en kıymetlisini mezara gömdüm. Halit Ziya UŞAKLIGİL Bu parçadan hareketle Halit Ziya Uşaklıgil'le ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Gerçek hayattan alınmış, somut konulara yer ver- miştir. B) Dinî değerleri yükseltmeyi amaçlamıştır. C) Mensur şiirin örneklerini vermeye başlamıştır. D) Olay örgüsünü manzum bir şekilde dile getirerek yeni bir biçim oluşturmaya çalışmıştır. E) Anlamı ve düşünceyi ön plana çıkarmıştır. Men SA YAYIN DENİZİ
TYT/3+1 TÜRKÇE
26. Tarihi olayların özü tektir; değişmez, değiştirilemez.
Çünkü olup bitmiş, geçmiş zamandaki yerini almıştır.
Ancak, aynı olayların günümüzdeki okuyucuya yansıma-
si, her zaman gerçeğin özüne uygun olmayabilir. Bunun
birinci sebebi, tarih yazıcısının bakış açısındaki farklılık-
tır. Olay tektir ama çeşitli tarihçilerin değişik anlatımları
sebebiyle farklı şekillerde görünebilir. Tarihçi, bir toplum
içinde yaşamaktadır. O toplumun normlarına göre yetiş-
miştir. Kendisini bunlardan büsbütün soyutlaması zordur.
Ayrıca, her insan gibi kendine özgü eğilimleri vardır.
Bunları kolay kolay bir yana bırakamaz. Böyle olunca
da tarihî olay bize, tarihçinin süzgecinden geçmiş olarak
ulaşır.
Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşı-
labilir?
A) Tarihçiler hiçbir zaman tarihi olduğu gibi ve hiç değiş-
tirmeden yansıtmak istemez.
B) Tarih yazarları, yeterince araştırma yapmadıkların-
dan okurlarını yanıltabiliyor.
Tarihî gerçekleri olduğu gibi aslına uygun olarak
yazmak oldukça zordur.
D) Günümüzde tarihî olaylara tarafsız bakan bir tarihçi-
ye rastlamak zordur.
E) Tarihçiler, tarihî gerçekleri günümüze olan etkisini
artırmak için yanlı davranır.
27. MO 5.
doğan
olarak
Sira C
özellik
ülkey
becer
11.
Bu
ric
A
28.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TYT/3+1 TÜRKÇE 26. Tarihi olayların özü tektir; değişmez, değiştirilemez. Çünkü olup bitmiş, geçmiş zamandaki yerini almıştır. Ancak, aynı olayların günümüzdeki okuyucuya yansıma- si, her zaman gerçeğin özüne uygun olmayabilir. Bunun birinci sebebi, tarih yazıcısının bakış açısındaki farklılık- tır. Olay tektir ama çeşitli tarihçilerin değişik anlatımları sebebiyle farklı şekillerde görünebilir. Tarihçi, bir toplum içinde yaşamaktadır. O toplumun normlarına göre yetiş- miştir. Kendisini bunlardan büsbütün soyutlaması zordur. Ayrıca, her insan gibi kendine özgü eğilimleri vardır. Bunları kolay kolay bir yana bırakamaz. Böyle olunca da tarihî olay bize, tarihçinin süzgecinden geçmiş olarak ulaşır. Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşı- labilir? A) Tarihçiler hiçbir zaman tarihi olduğu gibi ve hiç değiş- tirmeden yansıtmak istemez. B) Tarih yazarları, yeterince araştırma yapmadıkların- dan okurlarını yanıltabiliyor. Tarihî gerçekleri olduğu gibi aslına uygun olarak yazmak oldukça zordur. D) Günümüzde tarihî olaylara tarafsız bakan bir tarihçi- ye rastlamak zordur. E) Tarihçiler, tarihî gerçekleri günümüze olan etkisini artırmak için yanlı davranır. 27. MO 5. doğan olarak Sira C özellik ülkey becer 11. Bu ric A 28.
24 Işık hakkında yapılan araştırmalar modern bilime öncülük
etti ve onu şekillendirdi. On yedinci yüzyılın ikinci yarısın-
da ünlü bilim insanı Isaac Newton, optik alanına çok büyük
katkılarda bulundu. Newton, ışığın küçük parçacıklardan
oluştuğunu öne sürdü ve görme, kırılma ve yansıma olayla-
rını bu teoriye dayanarak açıkladı. Newton'un teorisi yaygın
bir şekilde kabul görmesine rağmen bazı bilim insanların-
ca kabul edilmedi. Hollandalı matematikçi, fizikçi Christian
Huygens işığın dalga şeklindeki hareketi ile yansıma ve
kırılmayı açıkladıktan sonra yaptığı çalışmaları yayımladı.
Grimaldi, ışığın kırınımını deneysel yollarla inceleyerek ışı-
ğın dalga şeklindeki hareketini destekleyen sonuçlara ulaş-
ti. Ancak bilim insanları tüm bu gelişmelere rağmen yüz yıl-
dan daha uzun bir süre Newton'un parçacık teorisine bağlı
kaldılar.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşıla-
bilir?
A) Bilimin gelişmesi için farklı ulusların bilim insanları öz-
verili çalışmalar yapmıştır.
B) Newton'un tezini çürütmek için bir araya gelen bilim in-
sanları başarısız olmuştur.
C) Işıkla ilgili birçok araştırma yapılmasına rağmen New-
ton'un etkisi uzun yıllar sürmüştür.
D) Işığın kaynağının öğrenilmesi için yapılan ilk çalışma
Newton tarafından gerçekleştirilmiştir.
E Deneysel yöntemlerin kullanılmasında bilim insanları-
nın ışığa bakış açısı etkili olmuştur.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
24 Işık hakkında yapılan araştırmalar modern bilime öncülük etti ve onu şekillendirdi. On yedinci yüzyılın ikinci yarısın- da ünlü bilim insanı Isaac Newton, optik alanına çok büyük katkılarda bulundu. Newton, ışığın küçük parçacıklardan oluştuğunu öne sürdü ve görme, kırılma ve yansıma olayla- rını bu teoriye dayanarak açıkladı. Newton'un teorisi yaygın bir şekilde kabul görmesine rağmen bazı bilim insanların- ca kabul edilmedi. Hollandalı matematikçi, fizikçi Christian Huygens işığın dalga şeklindeki hareketi ile yansıma ve kırılmayı açıkladıktan sonra yaptığı çalışmaları yayımladı. Grimaldi, ışığın kırınımını deneysel yollarla inceleyerek ışı- ğın dalga şeklindeki hareketini destekleyen sonuçlara ulaş- ti. Ancak bilim insanları tüm bu gelişmelere rağmen yüz yıl- dan daha uzun bir süre Newton'un parçacık teorisine bağlı kaldılar. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşıla- bilir? A) Bilimin gelişmesi için farklı ulusların bilim insanları öz- verili çalışmalar yapmıştır. B) Newton'un tezini çürütmek için bir araya gelen bilim in- sanları başarısız olmuştur. C) Işıkla ilgili birçok araştırma yapılmasına rağmen New- ton'un etkisi uzun yıllar sürmüştür. D) Işığın kaynağının öğrenilmesi için yapılan ilk çalışma Newton tarafından gerçekleştirilmiştir. E Deneysel yöntemlerin kullanılmasında bilim insanları- nın ışığa bakış açısı etkili olmuştur.
B
Üzeyir, çekilen çizgiyi yakından görmek için eğildy Toprağı
eliyle yokladı. Nasırlı parmakları, ateşe dokunmuş gibi titredi.
Toprak can çekişiyordu. Damatlar üzüntüyle birbirlerine
baktılar. Üzeyir, gözleri toprağa dikili, uzun bir zaman öylece
kaldı. Kaşları çatılmış, yüzündeki çizgiler gerilmişti. Hızlı hızlı
nefes alıyor, keskin bakışlarla toprağ/ delmek istermişcesine
süzüyordu...
Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Tür adı
B) Çoğul ad
Birleşik ad
D) Eylem adi
Somut ad
7
isinfiil
in
im
tra
iç
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
B Üzeyir, çekilen çizgiyi yakından görmek için eğildy Toprağı eliyle yokladı. Nasırlı parmakları, ateşe dokunmuş gibi titredi. Toprak can çekişiyordu. Damatlar üzüntüyle birbirlerine baktılar. Üzeyir, gözleri toprağa dikili, uzun bir zaman öylece kaldı. Kaşları çatılmış, yüzündeki çizgiler gerilmişti. Hızlı hızlı nefes alıyor, keskin bakışlarla toprağ/ delmek istermişcesine süzüyordu... Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Tür adı B) Çoğul ad Birleşik ad D) Eylem adi Somut ad 7 isinfiil in im tra iç
30. İngiliz asıllı yazar Christopher Isherwood'un yarı
otobiyografik eseri Hoşça Kal Berlin; 1930'lu yılların
Berlin'ini, Almanya'nın o günkü durumunu altı hikâye
etrafında anlatan ilginç ve önemli bir eser. Yaşantılarını
Hoşça Kal Berlin'de görselliği gözeten bir anlatımla
romanlaştırmış yazar. Kısa sahnelerden oluşan, hızlı ve
tempolu olayların kenarında duran bir gözün egemen
olduğu bu sinematografik üslup, yazarın romancılığının
en önemli teknik özelliği olarak gösteriliyor.
Bu parçaya göre Isherwood'un eseri okuru;
1. kuşak çatışmaları,
II. gerçeklik,
III. kişisel birikimler
konularından hangileriyle buluşturur?
A) Yalniz I
B) Yalnız II
D) I ve II
C)Yalnız III
E) II ve III
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
30. İngiliz asıllı yazar Christopher Isherwood'un yarı otobiyografik eseri Hoşça Kal Berlin; 1930'lu yılların Berlin'ini, Almanya'nın o günkü durumunu altı hikâye etrafında anlatan ilginç ve önemli bir eser. Yaşantılarını Hoşça Kal Berlin'de görselliği gözeten bir anlatımla romanlaştırmış yazar. Kısa sahnelerden oluşan, hızlı ve tempolu olayların kenarında duran bir gözün egemen olduğu bu sinematografik üslup, yazarın romancılığının en önemli teknik özelliği olarak gösteriliyor. Bu parçaya göre Isherwood'un eseri okuru; 1. kuşak çatışmaları, II. gerçeklik, III. kişisel birikimler konularından hangileriyle buluşturur? A) Yalniz I B) Yalnız II D) I ve II C)Yalnız III E) II ve III
Y
E
7. "Edebiyat dergilerinde sevmediğin, sıkılarak oku-
duğun yazılar hangisidir?" diye sorsalar hiç düşün-
meden, "Belli bir şiir kitabı üzerine yazılmış tanıtım
yazılarıdır." derim. Sorun belki de bendedir ama bu
tür yazıların neye göre yazıldığını anlayamıyorum.
Tanıtımı yapan iyi niyetli yazar, genellikle ilgili şairin
söz konusu kitabındaki dizelerden esinle bir şeyleri
duyumsatmaya, şairin şiir dünyasına kendisi ile bir-
likte katılmaya çağırır bizi. Kendince eklemeler de
yapar o şiirlerde oluşturulmaya çabalanan etkileyi-
ci havaya. Ama söz konusu kitap, okurca önceden
okunmadığı, belki de tanıtıcı üzerine aldığı işi gerek-
tiği gibi yapmadığı için kitaba yönelik ilgi oluşturula-
maz çoğu zaman.
V
ĺ
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre
aşağıdakilerden hangisi getirilebilir?
A) Bu yazılarda şairi, şiir yazmaya yönlendiren et-
kenler üzerinde de durulmalıdır
B Bu nedenle okuyucunun şiir bilgisini zenginleşti-
recek açıklamalara yer verilmelidir
C) Oysa tanıtma yazıları şiire dönük olmayan so-
runlarla şişirildiği için ilginçliğini yitirir
D) Edebiyat dergilerinde tanıtım yazılarına az yer
verilmesi kitaplara duyulan ilgiyi azaltmaktadır
E) Böylece okuyana eziyet eden, onu yoran, anlam-
Sız ve sıkıcı bir metin ortaya çıkar
9.
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
Y E 7. "Edebiyat dergilerinde sevmediğin, sıkılarak oku- duğun yazılar hangisidir?" diye sorsalar hiç düşün- meden, "Belli bir şiir kitabı üzerine yazılmış tanıtım yazılarıdır." derim. Sorun belki de bendedir ama bu tür yazıların neye göre yazıldığını anlayamıyorum. Tanıtımı yapan iyi niyetli yazar, genellikle ilgili şairin söz konusu kitabındaki dizelerden esinle bir şeyleri duyumsatmaya, şairin şiir dünyasına kendisi ile bir- likte katılmaya çağırır bizi. Kendince eklemeler de yapar o şiirlerde oluşturulmaya çabalanan etkileyi- ci havaya. Ama söz konusu kitap, okurca önceden okunmadığı, belki de tanıtıcı üzerine aldığı işi gerek- tiği gibi yapmadığı için kitaba yönelik ilgi oluşturula- maz çoğu zaman. V ĺ Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? A) Bu yazılarda şairi, şiir yazmaya yönlendiren et- kenler üzerinde de durulmalıdır B Bu nedenle okuyucunun şiir bilgisini zenginleşti- recek açıklamalara yer verilmelidir C) Oysa tanıtma yazıları şiire dönük olmayan so- runlarla şişirildiği için ilginçliğini yitirir D) Edebiyat dergilerinde tanıtım yazılarına az yer verilmesi kitaplara duyulan ilgiyi azaltmaktadır E) Böylece okuyana eziyet eden, onu yoran, anlam- Sız ve sıkıcı bir metin ortaya çıkar 9.
. Ve 82. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Doğu Karadeniz kırsal bölgesine ilk kez gidenler, özel-
likle turistler, gördükleri ufak tefek ahşap yapıları, ço-
cukların oynadıkları ağaç evlere benzetirler. Serender
adı verilen bu yapılar aslında ev değil, yiyecek sak-
lamak amacıyla yapılmış yerlerdir. Ahşap çatmayla
yapılanı da var, boğaz geçmeyle yapılanı da; keres-
tesi çam olan da var, kestane olan da... Bu çeşitliliğe
karşın serenderler aslında basit bir mimariye sahiptir.
Bunlar toprağa çakılı dört ayak üstüne oturtulmuştur.
Yiyecekleri kemirgenlerden korumak için yerden iki-
üç metre yüksekte inşa edilen bu yapıların, iş bittikten
sonra toplanıp kaldırılabilen merdivenleri vardır. Ayrıca
yiyeceklerin havadar bir ortamda, bozulmadan sakla-
nabilmesi için bir dizi küçük oymalı penceresi bulunur.
81. Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi seren-
derlerin bir özelliği değildir?
A)
Yılın belirli bir döneminde kullanılması
B)
Kiler olarak kullanılması
C) Görünümlerinin farklı bir şeyi çağrıştırması
D) Değişik malzemelerden yapılabilmesi
Yapımlarında farklı tekniklerin kullanılması
8:
C
Bay
kıv
kal
gä
lar
be
d
83.
A PEGEM AKADEMİ-
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
. Ve 82. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Doğu Karadeniz kırsal bölgesine ilk kez gidenler, özel- likle turistler, gördükleri ufak tefek ahşap yapıları, ço- cukların oynadıkları ağaç evlere benzetirler. Serender adı verilen bu yapılar aslında ev değil, yiyecek sak- lamak amacıyla yapılmış yerlerdir. Ahşap çatmayla yapılanı da var, boğaz geçmeyle yapılanı da; keres- tesi çam olan da var, kestane olan da... Bu çeşitliliğe karşın serenderler aslında basit bir mimariye sahiptir. Bunlar toprağa çakılı dört ayak üstüne oturtulmuştur. Yiyecekleri kemirgenlerden korumak için yerden iki- üç metre yüksekte inşa edilen bu yapıların, iş bittikten sonra toplanıp kaldırılabilen merdivenleri vardır. Ayrıca yiyeceklerin havadar bir ortamda, bozulmadan sakla- nabilmesi için bir dizi küçük oymalı penceresi bulunur. 81. Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi seren- derlerin bir özelliği değildir? A) Yılın belirli bir döneminde kullanılması B) Kiler olarak kullanılması C) Görünümlerinin farklı bir şeyi çağrıştırması D) Değişik malzemelerden yapılabilmesi Yapımlarında farklı tekniklerin kullanılması 8: C Bay kıv kal gä lar be d 83. A PEGEM AKADEMİ-