Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

TYT Temel Matematik
TYT / TÜRKÇE
8. Be
6.
g
P
Bugünden yarına sesini duyurmak isteyen sanatçı ol-
mak zordur. (Kalicilik)
Bütün insanları kucaklayan bir sanat antayışıyla kaleme
alir eserlerini. (Ulusallik)
III. Kendine has bir anlatım tarzı olan yazar büyük yapıtlar
ortaya koydu. (Özgünlük)
IV. Bu sanatçımız eserini oluştururken gereksiz sözcüğe
yer vermez. (Duruluk)
V. Bu yazarın romanını okumaya başladığınızda bir çırpıda
bitirmek istersiniz. (Sürükleyicilik)
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde ayraç
içinde verilen kavram cümlede anlatılanlarla uyuşma-
maktadır?
A) B) II C) III D)
E) V
IN axwz
K
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
TYT Temel Matematik TYT / TÜRKÇE 8. Be 6. g P Bugünden yarına sesini duyurmak isteyen sanatçı ol- mak zordur. (Kalicilik) Bütün insanları kucaklayan bir sanat antayışıyla kaleme alir eserlerini. (Ulusallik) III. Kendine has bir anlatım tarzı olan yazar büyük yapıtlar ortaya koydu. (Özgünlük) IV. Bu sanatçımız eserini oluştururken gereksiz sözcüğe yer vermez. (Duruluk) V. Bu yazarın romanını okumaya başladığınızda bir çırpıda bitirmek istersiniz. (Sürükleyicilik) Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde ayraç içinde verilen kavram cümlede anlatılanlarla uyuşma- maktadır? A) B) II C) III D) E) V IN axwz K
26. Yatık döner olarak bilinen Erzurum ili Tortum ilçesi kökenli
cağ kebabı, kuzunun kızaran kısımlarına boydan boya
ince bir şişin saplanıp şişin altından etin yaprak şeklinde
kesilmesiyle yapılmaktadır. Kebabı yatay olarak homojen
şekilde pişene kadar çevirmek zahmet istemektedir. Et,
ateş karşısında çevrilirken pişen kısımların seri biçimde
kesilmesi de dikey olarak duran döner kebaba göre daha
zordur. Bu nedenle, şişe geçirilen etlerin dikey bir ocak
önünde çevrilerek kızartılması zaman içerisinde daha çok
yaygınlaşmıştır.
Bu parçada cağ kebabı ile ilgili aşağıdakilerden
hangisine ulaşılamaz?
A) Anadolu'nun birçok yerinde pişirildiğine
B) Pişirilmesinin ustalık gerektirdiğine
C) Birden fazla adının olduğuna
D) Döner kebabın oluşmasını sağladığına
E) Hazırlanmasının ve yapılmasının zorluk içerdiğine
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
26. Yatık döner olarak bilinen Erzurum ili Tortum ilçesi kökenli cağ kebabı, kuzunun kızaran kısımlarına boydan boya ince bir şişin saplanıp şişin altından etin yaprak şeklinde kesilmesiyle yapılmaktadır. Kebabı yatay olarak homojen şekilde pişene kadar çevirmek zahmet istemektedir. Et, ateş karşısında çevrilirken pişen kısımların seri biçimde kesilmesi de dikey olarak duran döner kebaba göre daha zordur. Bu nedenle, şişe geçirilen etlerin dikey bir ocak önünde çevrilerek kızartılması zaman içerisinde daha çok yaygınlaşmıştır. Bu parçada cağ kebabı ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Anadolu'nun birçok yerinde pişirildiğine B) Pişirilmesinin ustalık gerektirdiğine C) Birden fazla adının olduğuna D) Döner kebabın oluşmasını sağladığına E) Hazırlanmasının ve yapılmasının zorluk içerdiğine
17. (l) 90'lı yılların filmlerinde evde işıkların alkış hareketiyle
açılması zenginliğin en önemli göstergesiydi.
(II) Günümüzde ise evlerin aydınlatma sisteminin cep
telefonlarına sığmış olmasını sıradan karşılıyoruz.
(III) Cep telefonlarımızla sadece işıkları açıp kapamayı
değil, aynı zamanda ışığın renginden parlaklığına kadar
pek çok detayı ayarlayabiliyoruz. (IV) Üstelik akıllı
lambaları bir işık alarmı olarak kullanıp unutkanlığımızın
önüne geçmemiz de mümkün. (V) Geçmişten bugüne
yaşanan bu değişimler zamanında lüks olarak görülen
şeylerin artık elimizin altında ve kolayca ulaşılabilir
olduğunu gösteriyor.
A) I B) 11
C) III D) IV EJ V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
17. (l) 90'lı yılların filmlerinde evde işıkların alkış hareketiyle açılması zenginliğin en önemli göstergesiydi. (II) Günümüzde ise evlerin aydınlatma sisteminin cep telefonlarına sığmış olmasını sıradan karşılıyoruz. (III) Cep telefonlarımızla sadece işıkları açıp kapamayı değil, aynı zamanda ışığın renginden parlaklığına kadar pek çok detayı ayarlayabiliyoruz. (IV) Üstelik akıllı lambaları bir işık alarmı olarak kullanıp unutkanlığımızın önüne geçmemiz de mümkün. (V) Geçmişten bugüne yaşanan bu değişimler zamanında lüks olarak görülen şeylerin artık elimizin altında ve kolayca ulaşılabilir olduğunu gösteriyor. A) I B) 11 C) III D) IV EJ V
2017-LYS3/TDE
50. Birdenbire kahvenin kapısı şiddetle açıldı ve içeriye
rüzgârla, karla beraber ortadan biraz uzun boylu, hafif
tiknazca, sefil kıyafetli bir adam girdi. Kapının önünde
bir lahza durdu. Olduğum yerden büyülenmiş gibi ona
bakiyordum ve galiba bu hâl biraz herkeste vardı, çünkü
demin bin türlü şamata ile dolu olan kahve birdenbire
tam bir sessizlik içine düşmüştü.
O, yavaş yavaş ilerledi, tam ortada durdu ve sağ elini
göğsüne götürerek bizi dervişçesine selamladıktan
sonra Vasıfın meşhur bir şiirini okumaya başladı.
Manzume biter bitmez bir köşeye çekildi ve kahvecinin,
masaların etrafında gezdirdiği tablanın dolmasını
bekledi. Fakat toplanan paranın hepsini almadı, içinden
pek az bir şey aldı: gerisini kapi yanında oturan bir
ihtiyarın önünde bıraktı. "Buyurun Tahsin Bey, bir kahve
için!.." seslerine kulak bile asmadan kahveden çıktı.
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
MA) Anlatımında bilinç akışı tekniği kullanılmıştır.
B) Tahsin Bey'in bazı farklı özellikleri tasvir edilmiştir.
C) Olay hikâyesine özgü nitelikler taşımaktadır.
D) Anlatılanlar, kronolojik akışa uygun biçimde
sunulmuştur.
El Yaşananların, anlatıcı üzerindeki etkisine de yer
verilmiştir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2017-LYS3/TDE 50. Birdenbire kahvenin kapısı şiddetle açıldı ve içeriye rüzgârla, karla beraber ortadan biraz uzun boylu, hafif tiknazca, sefil kıyafetli bir adam girdi. Kapının önünde bir lahza durdu. Olduğum yerden büyülenmiş gibi ona bakiyordum ve galiba bu hâl biraz herkeste vardı, çünkü demin bin türlü şamata ile dolu olan kahve birdenbire tam bir sessizlik içine düşmüştü. O, yavaş yavaş ilerledi, tam ortada durdu ve sağ elini göğsüne götürerek bizi dervişçesine selamladıktan sonra Vasıfın meşhur bir şiirini okumaya başladı. Manzume biter bitmez bir köşeye çekildi ve kahvecinin, masaların etrafında gezdirdiği tablanın dolmasını bekledi. Fakat toplanan paranın hepsini almadı, içinden pek az bir şey aldı: gerisini kapi yanında oturan bir ihtiyarın önünde bıraktı. "Buyurun Tahsin Bey, bir kahve için!.." seslerine kulak bile asmadan kahveden çıktı. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? MA) Anlatımında bilinç akışı tekniği kullanılmıştır. B) Tahsin Bey'in bazı farklı özellikleri tasvir edilmiştir. C) Olay hikâyesine özgü nitelikler taşımaktadır. D) Anlatılanlar, kronolojik akışa uygun biçimde sunulmuştur. El Yaşananların, anlatıcı üzerindeki etkisine de yer verilmiştir.
7.
Bir yazar olarak tercihim okura iç huzuru vermek
veya vermemek düşüncesinden çok, onu eğlendir-
mektir. Bazen uçan halı sererim öykünün tabanına
ve okur, gönlünce istediği yere gider, olayların aki-
si gökyüzü gibi her an değişebilir, türlü sürprizlere
açıktır daima. Böylesi hoşuma gidiyor, çünkü hayal
gücü bir mağara gibidir, derinliğini bilmezsiniz ve
okuru, bu derinliğe kadar inebileceği konusunda
küçümsememek gerek. Asıl heyecan buradadır
yani bazen sonunu bilmek iyidir, bazen de sonunu
bilmeden yaşamak.
Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin
cevabı yoktur?
A) Bir yazar olarak eserlerinizde endişeyi mi, he-
yecanı mı uyandırmak istersiniz? V
B) Bir öykünün sonunu bilmek, o öyküyü okuyanı
sakinleştirmektedir. Bazı öykülerinizin bu nite-
likte olmadığını söyleyebilir misiniz? V
C) Oykü bittiğinde kahramanın başına gelecekler-
le ilgili okurun kafasında soru işaretleri kalıyor
mu?
D) Þykü kahramanlarınız sevecen bir dille kendi-
lerini sorgulamaktadır. Bu durum bireyin ken-
disine ve dünyaya katlanabilmesinin bir yolu
mudur?
✓
E) Her öykünün varmak istediği bir yer mutlaka
vardır, diyebilir miyiz? ✓
, ?
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
7. Bir yazar olarak tercihim okura iç huzuru vermek veya vermemek düşüncesinden çok, onu eğlendir- mektir. Bazen uçan halı sererim öykünün tabanına ve okur, gönlünce istediği yere gider, olayların aki- si gökyüzü gibi her an değişebilir, türlü sürprizlere açıktır daima. Böylesi hoşuma gidiyor, çünkü hayal gücü bir mağara gibidir, derinliğini bilmezsiniz ve okuru, bu derinliğe kadar inebileceği konusunda küçümsememek gerek. Asıl heyecan buradadır yani bazen sonunu bilmek iyidir, bazen de sonunu bilmeden yaşamak. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı yoktur? A) Bir yazar olarak eserlerinizde endişeyi mi, he- yecanı mı uyandırmak istersiniz? V B) Bir öykünün sonunu bilmek, o öyküyü okuyanı sakinleştirmektedir. Bazı öykülerinizin bu nite- likte olmadığını söyleyebilir misiniz? V C) Oykü bittiğinde kahramanın başına gelecekler- le ilgili okurun kafasında soru işaretleri kalıyor mu? D) Þykü kahramanlarınız sevecen bir dille kendi- lerini sorgulamaktadır. Bu durum bireyin ken- disine ve dünyaya katlanabilmesinin bir yolu mudur? ✓ E) Her öykünün varmak istediği bir yer mutlaka vardır, diyebilir miyiz? ✓ , ?
19. - 20. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Turing Testi, modern bilgisayarın öncülünü
geliştiren ünlü matematikçi Alan Turing tara-
fından tasarlanmıştır. Bu test, bir makinenin
gerçekten zeki olup olmadığını, yani insan
benzeri bir zihne sahip olup olmadığını de-
netimli bir şekilde belirleme yöntemidir. Biz
zihni sadece kendi içimize bakarak algılarız.
Bunu yapabilmemizin tek nedeni, zihinsel ge-
recimizin biz olmasıdır. Bu nedenle başka bir
varlığın bilincine girmemiz imkânsızdır. Ancak
kendi zihnimizi deneyimleyebiliriz. Ötekinin
zihni söz konusu olduğunda su yüzüne çıkan
göstergeleri, okumamız gerekir. Turing Testi
bu ilkeye dayanır. Testin en ünlü çeşidinde,
denekten, kapalı bir odada bulunan bir şeye
-bu şey insan da bilgisayar da olabilir- soru-
lar sorması istenir. Konuşmayla ilgili mekanik
sorunları önlemek için sohbet bir klavye ve
monitörle yürütülür. Klavyeye yazılan soru-
lar deneğin seçtiği sorulardir ve odadaki kişi
veya bilgisayar, cevaplarını deneğin monitör
ekranına gönderir. Eğer denek, odanın için-
dekinin insan mi bilgisayar mi olduğunu hata-
sizca ayırt edemezse bu belirsizlikten bilgisa-
yar kârlı çıkar ve onun bir zihne sahip olduğu
kabul edilir.
a
19. Bu parçada Turing Testiyle ilgili aşağıdakilerden
hangisine değinilmemiştir?
A) Birden fazla türü olduğuna
B) İçerik akışının denekçe belirlendiğine
Doğrudan zihnin içeriğine odaklandığına
D) Kontrollü bir biçimde uygulandığına
E) Hangi temel prensibe dayandığına
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
19. - 20. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Turing Testi, modern bilgisayarın öncülünü geliştiren ünlü matematikçi Alan Turing tara- fından tasarlanmıştır. Bu test, bir makinenin gerçekten zeki olup olmadığını, yani insan benzeri bir zihne sahip olup olmadığını de- netimli bir şekilde belirleme yöntemidir. Biz zihni sadece kendi içimize bakarak algılarız. Bunu yapabilmemizin tek nedeni, zihinsel ge- recimizin biz olmasıdır. Bu nedenle başka bir varlığın bilincine girmemiz imkânsızdır. Ancak kendi zihnimizi deneyimleyebiliriz. Ötekinin zihni söz konusu olduğunda su yüzüne çıkan göstergeleri, okumamız gerekir. Turing Testi bu ilkeye dayanır. Testin en ünlü çeşidinde, denekten, kapalı bir odada bulunan bir şeye -bu şey insan da bilgisayar da olabilir- soru- lar sorması istenir. Konuşmayla ilgili mekanik sorunları önlemek için sohbet bir klavye ve monitörle yürütülür. Klavyeye yazılan soru- lar deneğin seçtiği sorulardir ve odadaki kişi veya bilgisayar, cevaplarını deneğin monitör ekranına gönderir. Eğer denek, odanın için- dekinin insan mi bilgisayar mi olduğunu hata- sizca ayırt edemezse bu belirsizlikten bilgisa- yar kârlı çıkar ve onun bir zihne sahip olduğu kabul edilir. a 19. Bu parçada Turing Testiyle ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Birden fazla türü olduğuna B) İçerik akışının denekçe belirlendiğine Doğrudan zihnin içeriğine odaklandığına D) Kontrollü bir biçimde uygulandığına E) Hangi temel prensibe dayandığına
35. - 36. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Makber Türk şiirinin önemli örneklerinden biridir.
Abdülhak Hamit bu şiiri eşinin ölümünün ardından,
1885 yılında yazmıştır. Eser, sevdiğinin ölümünü
görmekle felakete
uğramis bir insanın duygularını,
okura büyük bir samimiyetle yaşatır. Makber'den kısa
süre sonra, yıl bitmeden yazdığı Ölü adlı eserinde de
konu ve ruh Makber'in aynısıdır. Ancak Makber'de
başını bulutlara ve kayalara çarparak uçurum-
karanlıkları içinde şimşekler caktıran yaralı kartal,
burada geniş halkalar çevirerek ağır ağır süzülür.
Makber bir feryattır. Ölü'de sükut ve düşünüs vardir.
Sanki bu eserin misralan düşünce hâline gelmiş
gözyaşlarıdır.
35. Bu parçadan hareketle Makber ile ilgili
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Ölü adlı şiir ile aynı yıl yazıldığı
B) Okuyucuda duygusal karşılık bulduğu
(C) kis
kısa süre içinde kaleme alındığı
D) Bir kaybın yarattığı-acıyt-işlediği
EX Yazarın taşkın ruh hâlini yansıttığı
36. Bu parçadan hareketle Ölü ile ilgili aşağıdakilerden
hangisi söylenebilir?
A) Yabancı bakışlardan saklanan bir keder olduğu
B) Eksik kalmışlık karşısında bir isyan olduğu
Okaynağı, düşünülerek bulunamayan bir-act-olduğu
D) Her hatırlandığında aci veren bir an olduğu
E) Zihnen kabullenilmiş bir üzüntü olduğu
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
35. - 36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Makber Türk şiirinin önemli örneklerinden biridir. Abdülhak Hamit bu şiiri eşinin ölümünün ardından, 1885 yılında yazmıştır. Eser, sevdiğinin ölümünü görmekle felakete uğramis bir insanın duygularını, okura büyük bir samimiyetle yaşatır. Makber'den kısa süre sonra, yıl bitmeden yazdığı Ölü adlı eserinde de konu ve ruh Makber'in aynısıdır. Ancak Makber'de başını bulutlara ve kayalara çarparak uçurum- karanlıkları içinde şimşekler caktıran yaralı kartal, burada geniş halkalar çevirerek ağır ağır süzülür. Makber bir feryattır. Ölü'de sükut ve düşünüs vardir. Sanki bu eserin misralan düşünce hâline gelmiş gözyaşlarıdır. 35. Bu parçadan hareketle Makber ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Ölü adlı şiir ile aynı yıl yazıldığı B) Okuyucuda duygusal karşılık bulduğu (C) kis kısa süre içinde kaleme alındığı D) Bir kaybın yarattığı-acıyt-işlediği EX Yazarın taşkın ruh hâlini yansıttığı 36. Bu parçadan hareketle Ölü ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Yabancı bakışlardan saklanan bir keder olduğu B) Eksik kalmışlık karşısında bir isyan olduğu Okaynağı, düşünülerek bulunamayan bir-act-olduğu D) Her hatırlandığında aci veren bir an olduğu E) Zihnen kabullenilmiş bir üzüntü olduğu
27- Bana biri bir şeyler dayatıyor duygusuna
kapılırsam çok rahatsız oluyorum çünkü. Bu açıdan
Gençlere Mektuplar gibi kolaylıkla öğretici olabilecek
bir kitapta bile böyle bir yaklaşımdan kaçındım. Çocuk
kitaplarımda da eğitici yaklaşım o derecede sınırlı ki
eğitimciler bana kızıyorlar.
Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına
göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Kelimelerimi çok özenle seçerim
B) Kimi ifadelerimin yanlış anlaşılmasından çok
korkuyorum
En korktuğum şey didaktik olmaktır
Yapıtlarımda öğreticiliğin dozunu kaçırmamaya
çalışıyorum
Yazdıklarımda yansız davranmaya dikkat ediyorum
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
27- Bana biri bir şeyler dayatıyor duygusuna kapılırsam çok rahatsız oluyorum çünkü. Bu açıdan Gençlere Mektuplar gibi kolaylıkla öğretici olabilecek bir kitapta bile böyle bir yaklaşımdan kaçındım. Çocuk kitaplarımda da eğitici yaklaşım o derecede sınırlı ki eğitimciler bana kızıyorlar. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Kelimelerimi çok özenle seçerim B) Kimi ifadelerimin yanlış anlaşılmasından çok korkuyorum En korktuğum şey didaktik olmaktır Yapıtlarımda öğreticiliğin dozunu kaçırmamaya çalışıyorum Yazdıklarımda yansız davranmaya dikkat ediyorum
Toprak va
Anlatmaya bagli edebi türlerden biri olan mesnevinin önem-
Ir bir ömegi kabul edilen ve 12.000 beyitlik on bölümden olu-
şan eserde sair, geniş bir okuyucu kitlesine hitap etmiştir.
1328-1330 yillari arasında aruzla yazlan eserin sade bir dili
vardır. Dini, tasavvufi ve öğretici nitelikte olup halkı eğitmek
amacıyla Türkçe olarak kaleme alınmıştır.
Bu parçada sözü edilen eser ve şairi aşağıdakilerden har
gisidir?
A) Mantikut-tayr - Gülşehri
B) Hüsrev u Şirin - Şeyhi
Chiskendemame Ahmedi
Olayriyye -- Nabi
Gaupname Aşik Paşa
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
Toprak va Anlatmaya bagli edebi türlerden biri olan mesnevinin önem- Ir bir ömegi kabul edilen ve 12.000 beyitlik on bölümden olu- şan eserde sair, geniş bir okuyucu kitlesine hitap etmiştir. 1328-1330 yillari arasında aruzla yazlan eserin sade bir dili vardır. Dini, tasavvufi ve öğretici nitelikte olup halkı eğitmek amacıyla Türkçe olarak kaleme alınmıştır. Bu parçada sözü edilen eser ve şairi aşağıdakilerden har gisidir? A) Mantikut-tayr - Gülşehri B) Hüsrev u Şirin - Şeyhi Chiskendemame Ahmedi Olayriyye -- Nabi Gaupname Aşik Paşa
18. Gün erken doğar baharat kokulu ülkede. İyi ki doğar.
Yoksa milyonlarca esmer, kara gözlü insanın yaşadı-
ğı ülke nasıl aydınlanır? Kara gozlu insanların, baha-
rat kokulu kentlerindeki çelişkilerse yürek burkucu.
Okyanustan gelen esinti bile sokaklara taşan yoksul-
luğun, derme çatma evlerdeki yaşamın sıkıntısını ha-
fifletmiyor. Muson yağmurları ansızın sizi ter ve sivri-
sinek sarmalı içinde bırakıyor. Muson yağmurlarıyla
yıkanan şehir mi yoksa insanlar mı ayırt edemiyorum,
insana değer verilmeyen ve emeğin ucuz olduğu bu
ülkede.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda veri-
lenlerden hangisi yanlıştır?
A) Yinelemelere başvurulmuştur.
BY Anlatımda tekdüzeliği kırmak için devrik cümleler
kullanılmıştır.
C) Sözde soru cümlesine yer verilmiştir.
1 Karşılaştırmalarla anlatım somutlaştırılmıştır.
EX Anlatıcı, duygularını yansıtmıştır.
Diğer sayfaya geçiniz.
4
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
18. Gün erken doğar baharat kokulu ülkede. İyi ki doğar. Yoksa milyonlarca esmer, kara gözlü insanın yaşadı- ğı ülke nasıl aydınlanır? Kara gozlu insanların, baha- rat kokulu kentlerindeki çelişkilerse yürek burkucu. Okyanustan gelen esinti bile sokaklara taşan yoksul- luğun, derme çatma evlerdeki yaşamın sıkıntısını ha- fifletmiyor. Muson yağmurları ansızın sizi ter ve sivri- sinek sarmalı içinde bırakıyor. Muson yağmurlarıyla yıkanan şehir mi yoksa insanlar mı ayırt edemiyorum, insana değer verilmeyen ve emeğin ucuz olduğu bu ülkede. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda veri- lenlerden hangisi yanlıştır? A) Yinelemelere başvurulmuştur. BY Anlatımda tekdüzeliği kırmak için devrik cümleler kullanılmıştır. C) Sözde soru cümlesine yer verilmiştir. 1 Karşılaştırmalarla anlatım somutlaştırılmıştır. EX Anlatıcı, duygularını yansıtmıştır. Diğer sayfaya geçiniz. 4
Bu testte 24 soru vardır.
3.
k
1. Montalgne, bir tek insanda bütün insanlığı dile getirmiş,
böylece kimseye benzemeden herkes olmayı başarmıştır.
Dante'nin Italyancada, Cervantes'in Ispanyolcada, Shakes-
peare'in Ingilizcede yaptığını o, Fransızcada yapmış, sokağın
diliyle her düşüncenin, ne kadar derin, ne kadar ince olursa
olsun söylenebileceğini kanıtlamıştır. "Ah, keşke Paris'in
sebze pazarında kullanılan sözcükleriyle konuşabilsem!"
der Montaigne ve düşüncelerini anlatırken o sözcükleri
kullanmaktan çekinmez. Bütün yaşanmış, gerçek düşün-
celer gibi Montaigne'in düşüncesi de çokluğun kullandığı
dile başvurmuş ancak tazeliğini korumaya devam etmiştir.
ç
a
O
Sc
n
B
Aşağıdaki kavramlardan hangisi bu parçadaki altı çizili
sözlerin herhangi biriyle ilişkilendirilemez?
la
A
Al Evrensellik v
BY Özgünlük
C Doğallık
D) Kalıcılık
E) Gerçekçilik
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Bu testte 24 soru vardır. 3. k 1. Montalgne, bir tek insanda bütün insanlığı dile getirmiş, böylece kimseye benzemeden herkes olmayı başarmıştır. Dante'nin Italyancada, Cervantes'in Ispanyolcada, Shakes- peare'in Ingilizcede yaptığını o, Fransızcada yapmış, sokağın diliyle her düşüncenin, ne kadar derin, ne kadar ince olursa olsun söylenebileceğini kanıtlamıştır. "Ah, keşke Paris'in sebze pazarında kullanılan sözcükleriyle konuşabilsem!" der Montaigne ve düşüncelerini anlatırken o sözcükleri kullanmaktan çekinmez. Bütün yaşanmış, gerçek düşün- celer gibi Montaigne'in düşüncesi de çokluğun kullandığı dile başvurmuş ancak tazeliğini korumaya devam etmiştir. ç a O Sc n B Aşağıdaki kavramlardan hangisi bu parçadaki altı çizili sözlerin herhangi biriyle ilişkilendirilemez? la A Al Evrensellik v BY Özgünlük C Doğallık D) Kalıcılık E) Gerçekçilik
JEME 16
Kronometre Para
5.
"Çeviri" ve "çevirmen" ile ilgili aşağıdaki cümleler-
den hangisi konuya bakış açısı yönünden ötekilere
en uzaktır?
A) Çeviri yapmak, bir sanat eserini yeniden yazmak
kadar önemlidir.
B) Bir çevirinin başarısı, yapıtın çevrildiği dilde dü-
şünce ve anlatım yönünden yeniden oluşturulma-
sina bağlıdır.
Çevirmen, çevirdiği yazarın dil ve anlatım özellik-
lerine bağlı kalmadıkça çevirinin başarılı olduğu
söylenemez.
D) Çevirmenin önemli bir edebiyat yapıtını çevirirken
o yapıtın yazarıyla, şairiyle "ses, söz ve anlam"
açısından farklı bir ilişki kurmanın mutluluğunu
tadabilmesi için kendi yaratıcılığını da işin içine
katması gerekir.
EY Çeviride yapılması gereken yalnızca okumakla,
okunani anlamakla sınırlı değil, asıl önemli olan
yazarın söylediklerine, söyleme biçimlerine, hang
dile çevriliyorsa o dilde varlık kazandırmaktır.
serbna
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
JEME 16 Kronometre Para 5. "Çeviri" ve "çevirmen" ile ilgili aşağıdaki cümleler- den hangisi konuya bakış açısı yönünden ötekilere en uzaktır? A) Çeviri yapmak, bir sanat eserini yeniden yazmak kadar önemlidir. B) Bir çevirinin başarısı, yapıtın çevrildiği dilde dü- şünce ve anlatım yönünden yeniden oluşturulma- sina bağlıdır. Çevirmen, çevirdiği yazarın dil ve anlatım özellik- lerine bağlı kalmadıkça çevirinin başarılı olduğu söylenemez. D) Çevirmenin önemli bir edebiyat yapıtını çevirirken o yapıtın yazarıyla, şairiyle "ses, söz ve anlam" açısından farklı bir ilişki kurmanın mutluluğunu tadabilmesi için kendi yaratıcılığını da işin içine katması gerekir. EY Çeviride yapılması gereken yalnızca okumakla, okunani anlamakla sınırlı değil, asıl önemli olan yazarın söylediklerine, söyleme biçimlerine, hang dile çevriliyorsa o dilde varlık kazandırmaktır. serbna
Kristof Kolomb, gemilerin zorunlu tamiratı için Jamaika'ya uğrar.
Oradaki yerliler tamirata yardımcı olur, gemi tayfasına yiyecek
içecek verir. Ancak aradan aylar geçmesine rağmen tamirat
bitmez. Üstelik gemi tayfası, yerlilerin yiyeceklerini yağmalamaya
başlamıştır. Bu duruma kızan yerliler, yardımı ve yiyeceği keser.
Çaresiz durumdaki Kolomb, o dönemlerde gemilerde bulunan ve
yıldız pozisyonlarını da içeren takvimi karıştırırken ertesi gün Ay
tutulması olduğunu öğrenir. Biraz düşündükten sonra kimsenin
aklına gelmeyecek bir fikir bulur ve hemen yerlilerin şefine gider.
Şefe, Tanrı ile haberleştiğini ve Tanrı'nın yardımın kesilmesine çok
kızdığını, bu kızgınlığını da Ay'ı kan kırmızıya çevirerek
göstereceğini söyler. Ertesi günün akşamı Ay tutulması başlar ve
Ay'ın rengi, tutulmadan dolayı kızıla döner. Kolomb'un oğlu, o anı
günlüğüne şöyle yazar: "Inleme ve feryatlarla birlikte her yerden
gemilere doğru geldiler, yiyecek ve içecekler getirdiler, Tanrı'ya
onları affetmesini söylemesi için amirale yalvardılar.” Kolomb; kum
saatine bakar, 48 dakika süren tutulma bitmek üzeredir. Onlara
Tanrı'nın kendilerini affettiğini ve Ay'ı birazdan normal rengine
çevireceğini söyler. Tutulma biter; Tanrı tarafından affedilen yerliler
de mutludur, evrenin işleyişini bilen Kolomb da.
20. Bu parçadan aşağıdaki genellemelerin hangisine
ulaşılabilir?
A) Cehalet, aklî melekelerin kullanılmamasına neden
olup köleliği getirir.
B) Yeni fikirleri ortaya çıkaran hayal gücü, bilinçten
önemlidir.
Düşünebilme yetisi, çevresel koşullardan dolaylı
olarak etkilenir.
D) Sorunlar, aslında onları oluşturanların mantığı ile ilgili
değildir.
E) Bilmezlikten gelmek, irfanın; bilgiçlik taslamak,
cahilliğin eseridir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Kristof Kolomb, gemilerin zorunlu tamiratı için Jamaika'ya uğrar. Oradaki yerliler tamirata yardımcı olur, gemi tayfasına yiyecek içecek verir. Ancak aradan aylar geçmesine rağmen tamirat bitmez. Üstelik gemi tayfası, yerlilerin yiyeceklerini yağmalamaya başlamıştır. Bu duruma kızan yerliler, yardımı ve yiyeceği keser. Çaresiz durumdaki Kolomb, o dönemlerde gemilerde bulunan ve yıldız pozisyonlarını da içeren takvimi karıştırırken ertesi gün Ay tutulması olduğunu öğrenir. Biraz düşündükten sonra kimsenin aklına gelmeyecek bir fikir bulur ve hemen yerlilerin şefine gider. Şefe, Tanrı ile haberleştiğini ve Tanrı'nın yardımın kesilmesine çok kızdığını, bu kızgınlığını da Ay'ı kan kırmızıya çevirerek göstereceğini söyler. Ertesi günün akşamı Ay tutulması başlar ve Ay'ın rengi, tutulmadan dolayı kızıla döner. Kolomb'un oğlu, o anı günlüğüne şöyle yazar: "Inleme ve feryatlarla birlikte her yerden gemilere doğru geldiler, yiyecek ve içecekler getirdiler, Tanrı'ya onları affetmesini söylemesi için amirale yalvardılar.” Kolomb; kum saatine bakar, 48 dakika süren tutulma bitmek üzeredir. Onlara Tanrı'nın kendilerini affettiğini ve Ay'ı birazdan normal rengine çevireceğini söyler. Tutulma biter; Tanrı tarafından affedilen yerliler de mutludur, evrenin işleyişini bilen Kolomb da. 20. Bu parçadan aşağıdaki genellemelerin hangisine ulaşılabilir? A) Cehalet, aklî melekelerin kullanılmamasına neden olup köleliği getirir. B) Yeni fikirleri ortaya çıkaran hayal gücü, bilinçten önemlidir. Düşünebilme yetisi, çevresel koşullardan dolaylı olarak etkilenir. D) Sorunlar, aslında onları oluşturanların mantığı ile ilgili değildir. E) Bilmezlikten gelmek, irfanın; bilgiçlik taslamak, cahilliğin eseridir.
4. Medeniyet bize sadeliği öğretir, yalınlığı, diğerkam
olmayı, yetinmeyi, yalnız bırakmamayı, dayanış-
mayı, iyiliği, alçakgönüllülüğü, yardımlaşmayı,
paylaşmayı... Ve bu türden değerleri öğretir öğ-
retmesine de biz medeniyeti yükseltmeyi başka
türlü anlarız. Mal anlarız, mülk anlarız, zenginlik
anlarız. Oysa medeniyet başka türlü bir zenginlik-
ten söz etmektedir; insan insana zenginleşmekten,
dil zenginliğinden, anlayış zenginliğinden... Şimdi
hiçbir şey öğrenmemiş olduğumuz belli değil mi ya
da yanlış öğrendiğimizi her olayla birlikte bir kez
daha görüp yaşamıyor muyuz? Bir görgüsüzlük,
kibir, kendini beğenmişlik, büyüklenme her alanda
egemen değil mi?
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarıla-
maz?
A) Medeni olmanın insani birtakım değerlerin kav-
ranmasıyla mümkün olduğu
B) Medeni olmanın çoğu insan tarafından yanlış
anlaşıldığı
C) Gerçek medeniyete, kültürle ulaşıldığı
D) Mal mülk zenginliğinin medeniyetin bir ölçüsü
gibi algılandığı
E) Medeniyeti yanlış anlamanın sonucu olarak her
alanda görgüsüzlük ve kibrin kendini gösterdiği
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
4. Medeniyet bize sadeliği öğretir, yalınlığı, diğerkam olmayı, yetinmeyi, yalnız bırakmamayı, dayanış- mayı, iyiliği, alçakgönüllülüğü, yardımlaşmayı, paylaşmayı... Ve bu türden değerleri öğretir öğ- retmesine de biz medeniyeti yükseltmeyi başka türlü anlarız. Mal anlarız, mülk anlarız, zenginlik anlarız. Oysa medeniyet başka türlü bir zenginlik- ten söz etmektedir; insan insana zenginleşmekten, dil zenginliğinden, anlayış zenginliğinden... Şimdi hiçbir şey öğrenmemiş olduğumuz belli değil mi ya da yanlış öğrendiğimizi her olayla birlikte bir kez daha görüp yaşamıyor muyuz? Bir görgüsüzlük, kibir, kendini beğenmişlik, büyüklenme her alanda egemen değil mi? Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarıla- maz? A) Medeni olmanın insani birtakım değerlerin kav- ranmasıyla mümkün olduğu B) Medeni olmanın çoğu insan tarafından yanlış anlaşıldığı C) Gerçek medeniyete, kültürle ulaşıldığı D) Mal mülk zenginliğinin medeniyetin bir ölçüsü gibi algılandığı E) Medeniyeti yanlış anlamanın sonucu olarak her alanda görgüsüzlük ve kibrin kendini gösterdiği
Çık
yü!
ka
Hasta Çocuk, Nesrin ve Balıkçılar, günlük hayat izlenimlerinden esin-
lenerek oluşturulmuş manzum hikâyelerdir. Bu manzumelerde Fik-
ret'in yaptığı şey, konuşma diline yakın bir şiir dilini bulmak olmuştur.
Ayrıca aruzla yazılmış dizelerin, öteden beri süregelen bağımsızlığını
bozmuş ve manzumeyi dizelerden oluşan bir bütün hâlinden, basba-
yağı cümlelerden yapılmış bir yazı hâline getirmiştir.
m
m
b
Bu paragrafta Tevfik Fikret'in hangi özelliğinden söz edilmemiştir?
A) Nazmı nesre yaklaştırmasından
BV Şiirlerinde toplumsal konulara da değinmesinden
C) Beyit bütünlüğünü kırmasından
D) Aruzu, Türkçeye ustalıkla uygulamasından
E) Şiirlerinde yaşanılan gerçekleri yansıtmasından
ÖSYM Sorusu
DD
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Çık yü! ka Hasta Çocuk, Nesrin ve Balıkçılar, günlük hayat izlenimlerinden esin- lenerek oluşturulmuş manzum hikâyelerdir. Bu manzumelerde Fik- ret'in yaptığı şey, konuşma diline yakın bir şiir dilini bulmak olmuştur. Ayrıca aruzla yazılmış dizelerin, öteden beri süregelen bağımsızlığını bozmuş ve manzumeyi dizelerden oluşan bir bütün hâlinden, basba- yağı cümlelerden yapılmış bir yazı hâline getirmiştir. m m b Bu paragrafta Tevfik Fikret'in hangi özelliğinden söz edilmemiştir? A) Nazmı nesre yaklaştırmasından BV Şiirlerinde toplumsal konulara da değinmesinden C) Beyit bütünlüğünü kırmasından D) Aruzu, Türkçeye ustalıkla uygulamasından E) Şiirlerinde yaşanılan gerçekleri yansıtmasından ÖSYM Sorusu DD
2.
Bozlak, derdinden feryat edenlerin, acisini
haykıranların cığlığıdır. Bozlak yürekte demlenir,
yüreğe söylenir, yurekle dinlenir. Yelesinden ne
hayaller savrulur, gözlerinden ne sevdalar
okunur; "Kırat gemin almış, yol mu dayanır?"
der, düşersiniz yollara... Yol arkadaşımızdır
bozlaklar. Aslında her bozlak, başlı başına bir
hikâyedir. Sevdasından kemikleri terler âşığın.
Yüzdeki göz izini görenler, kemikteki aşk sesini
de duyarlar. Boşuna mı “Ölüp de mezara
girdiğim zaman / Ben susayim kemiklerim
söylesin." diyor Yozgat sürmelisi. Mezarı yol
üstünde olsun ister âşık. Yâr gelir geçerse
canlanacak gibi olur. Âşık ölmüş, cesedi tabutta
ama sevdiğinin yazması tabutunun üstüne
atılırsa görün siz ondaki sevinci!
Bu parçada;
1. Benzetme,
II. Tanımlama
Hu. Karşılaştırma,
IV. Örneklendirme
düşünceyi geliştirme yollarından hangileri
kullanılmamıştır?
A) Yalnız
B) I ve III
C) Yalnız IIN
D) II ve IV KEY II ve IV
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2. Bozlak, derdinden feryat edenlerin, acisini haykıranların cığlığıdır. Bozlak yürekte demlenir, yüreğe söylenir, yurekle dinlenir. Yelesinden ne hayaller savrulur, gözlerinden ne sevdalar okunur; "Kırat gemin almış, yol mu dayanır?" der, düşersiniz yollara... Yol arkadaşımızdır bozlaklar. Aslında her bozlak, başlı başına bir hikâyedir. Sevdasından kemikleri terler âşığın. Yüzdeki göz izini görenler, kemikteki aşk sesini de duyarlar. Boşuna mı “Ölüp de mezara girdiğim zaman / Ben susayim kemiklerim söylesin." diyor Yozgat sürmelisi. Mezarı yol üstünde olsun ister âşık. Yâr gelir geçerse canlanacak gibi olur. Âşık ölmüş, cesedi tabutta ama sevdiğinin yazması tabutunun üstüne atılırsa görün siz ondaki sevinci! Bu parçada; 1. Benzetme, II. Tanımlama Hu. Karşılaştırma, IV. Örneklendirme düşünceyi geliştirme yollarından hangileri kullanılmamıştır? A) Yalnız B) I ve III C) Yalnız IIN D) II ve IV KEY II ve IV