Anlatım Biçimleri Soruları
![Eler
si s
2.
Konya'nın doğusundaki Bozdağ'da, arazi aracımız-
la ilerliyorduk. Şoförümüz Hasan, kendi köyünde
eski insanların kayıklarını bağladıkları demir halka-
lardan bahsediyordu. Bunun bir efsane olduğunu
düşündüm. Ancak bozkırın kuru ve sert havasin-
da Bozdağ'dan Konya Ovası'nı
saran sahil şeridi
kalıntılarını gördüğümde, buralarda eskiden bir göl
olduğunu anladım. Demir halkalar gerçek olabilirdi.
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangi-
si söylenemez?
AJ Öyküleyici anlatımdan yararlanılmıştır.
B) Duyu aktarımı vardır.
C) Olasılık cümlesine yer verilmiştir.
D) Niteleyici sözcükler vardır.
Ezlenimler aktarılmıştır.
12. SINIF
1](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220427151512431471-3783632_9SxZHcY9y.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım BiçimleriEler
si s
2.
Konya'nın doğusundaki Bozdağ'da, arazi aracımız-
la ilerliyorduk. Şoförümüz Hasan, kendi köyünde
eski insanların kayıklarını bağladıkları demir halka-
lardan bahsediyordu. Bunun bir efsane olduğunu
düşündüm. Ancak bozkırın kuru ve sert havasin-
da Bozdağ'dan Konya Ovası'nı
saran sahil şeridi
kalıntılarını gördüğümde, buralarda eskiden bir göl
olduğunu anladım. Demir halkalar gerçek olabilirdi.
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangi-
si söylenemez?
AJ Öyküleyici anlatımdan yararlanılmıştır.
B) Duyu aktarımı vardır.
C) Olasılık cümlesine yer verilmiştir.
D) Niteleyici sözcükler vardır.
Ezlenimler aktarılmıştır.
12. SINIF
1
![Oh biçimini verir. (IV) En ilkel
kurgu bile bir birikimin ürünüdür. (V) Bu sürecin
uzunluğu, yazarın hazırlığına ve çalışma tarzına bağlıdır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I
B) 11
C) III
DV
E) V
22
22. Her iki yanı ağaçlarla kaplı bir ırmağın ve gitgide silinen
gecenin kıyısında sessiz sedasız yürüdük. Acı bile
duyulamayacak kadar
soğuk, çöllerden daha issiz
bozkırda işığın gülümseyişini bekledik. Sırlarla dolu
ama her günü bayram şehirlerde yitirdik kendimizi.
Serçeler gibi uzaktan izledik bu güzelliği.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
yoktur?
A) Açıklama
B) Benzetme
C) Kişileştirme
D) Betimleme
E)
Karşılaştırma](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220427144030411554-149923_V2Lm5QRn4.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
anlatim-bicimleriOh biçimini verir. (IV) En ilkel
kurgu bile bir birikimin ürünüdür. (V) Bu sürecin
uzunluğu, yazarın hazırlığına ve çalışma tarzına bağlıdır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) I
B) 11
C) III
DV
E) V
22
22. Her iki yanı ağaçlarla kaplı bir ırmağın ve gitgide silinen
gecenin kıyısında sessiz sedasız yürüdük. Acı bile
duyulamayacak kadar
soğuk, çöllerden daha issiz
bozkırda işığın gülümseyişini bekledik. Sırlarla dolu
ama her günü bayram şehirlerde yitirdik kendimizi.
Serçeler gibi uzaktan izledik bu güzelliği.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
yoktur?
A) Açıklama
B) Benzetme
C) Kişileştirme
D) Betimleme
E)
Karşılaştırma
![1. (1) Etik ve ahlak kavramları toplumsal
yaşamın her alanında gittikçe artan sik-
likla kullanılmaya ve yaşamın her boyu-
tunda etkili olmaya başlayan iki kavram-
bdir. (II) Bu kavramların doğru ve yerinde
kullanılması araştırmaların, yorumların,
sentez ve analizlerin isabetli olmasını
sağlayacaktır. (III) Birbirleri ile iç içe geç-
miş bütün kavramlarda olduğu gibi etik
ve ahlak kavramları da zaman zaman
yanlış kullanılmaktadır. (IV) Felsefe bil-
meden etik hakkında fikir yürütmek ola-
naklı olmadığı gibi artık etik sahibi olun-
madan felsefe bilimine katkıda bulunmak
da olası değildir. (V) Bütün bilim dallari-
Onnin felsefeyle yakın ilişkisi bulunmakta
sve böylece felsefe; bilimlerin kesiştiği bir
kavşakta ve disiplinler arası bir konumda
bulunmaktadır.
ble Yukarıdaki paragrafta numaralandı-
mirilmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda
verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, etik ve ahlak kavram-
larıyla ilgili aşamalı bir durumdan
bahsedilmiştir.
B)
II. cümlede, etik ve ahlak kavramla-
rinin doğru kullanılmasının bilimsel
süreçlere etkisinden bahsedilmiştir.
Ø III. cümlede, karşılaştırma yapılmış-
TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM
Etir.
ODT IV. cümlede, etik ve felsefe kav-
ramlarının karşılıklı ilişkisinden söz
edilmiştir.
ET V. cümlede, disiplinler arası ilişkinin
felsefenin varlığına bağlandığından
söz edilmiştir.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220427141932103951-4554182_vIVOfxU7F.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri1. (1) Etik ve ahlak kavramları toplumsal
yaşamın her alanında gittikçe artan sik-
likla kullanılmaya ve yaşamın her boyu-
tunda etkili olmaya başlayan iki kavram-
bdir. (II) Bu kavramların doğru ve yerinde
kullanılması araştırmaların, yorumların,
sentez ve analizlerin isabetli olmasını
sağlayacaktır. (III) Birbirleri ile iç içe geç-
miş bütün kavramlarda olduğu gibi etik
ve ahlak kavramları da zaman zaman
yanlış kullanılmaktadır. (IV) Felsefe bil-
meden etik hakkında fikir yürütmek ola-
naklı olmadığı gibi artık etik sahibi olun-
madan felsefe bilimine katkıda bulunmak
da olası değildir. (V) Bütün bilim dallari-
Onnin felsefeyle yakın ilişkisi bulunmakta
sve böylece felsefe; bilimlerin kesiştiği bir
kavşakta ve disiplinler arası bir konumda
bulunmaktadır.
ble Yukarıdaki paragrafta numaralandı-
mirilmış cümlelerle ilgili olarak aşağıda
verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, etik ve ahlak kavram-
larıyla ilgili aşamalı bir durumdan
bahsedilmiştir.
B)
II. cümlede, etik ve ahlak kavramla-
rinin doğru kullanılmasının bilimsel
süreçlere etkisinden bahsedilmiştir.
Ø III. cümlede, karşılaştırma yapılmış-
TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTİKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM
Etir.
ODT IV. cümlede, etik ve felsefe kav-
ramlarının karşılıklı ilişkisinden söz
edilmiştir.
ET V. cümlede, disiplinler arası ilişkinin
felsefenin varlığına bağlandığından
söz edilmiştir.
![Sebk-i
yüzyıld
akımıd
riş
yer al
Yanit Yayınları
Yahy
ya
de
da
rin
ne
bir
6.) 12 ve 13. yüzyıllarda Orta Asya'dan Anadolu'ya gelen Türkler,
günlük yaşamlarında daha çok, Türkçeyi kullanmışlar; din,
tip, gramer gibi alanlarda bilim dili olarak Arapçayr; edebiyat
ve sanat dallarında ise genellikle Farsçayı tercih etmişlerdir.
Farsçanın Türkler arasında yaygınlık kazanmasında bu dilin
o dönemde en görkemli edebî ürünlerini vermiş olmasının
etkisi büyüktür. Arapçanın yaygınlık kazanmasının temelinde
ise başta dinî ilimler olmak üzere bütün İslam dünyasında
bu dilin kullanılması vardır. Diğer taraftan Orta Asya'dan
göçebe olarak gelerek Anadolu'ya yerleşen Türklerin dil ve
edebiyatlarının yeterli düzeyde gelişmemiş olması da dikkate
değer bir durumdur. Anadolu'nun yurt edinilme sürecinde
Türkçeyi geliştirmek ve zenginleştirmek yerine, iki güçlü dil
olan Farsça ve Arapçadan yararlanmak, Türklere daha kolay
gelmiştir
. Ayrıca İslam dinini Araplardan ve Farslardan öğre-
nen Türkler, onların dillerinden de doğal olarak etkilenmiştir.
Bu yolla Türkçeye birçok Arapça ve Farsça kelime girmiştir.
Bu parçaya göre Anadolu'ya gelen Türklerin Türkçe üze-
rine yeterince eğilmemesi,
1. Farsçayla oldukça başarılı sanatsal yapıtların verilmiş
olması
+
II. Göçebe kültürün etkisiyle dil ve sanat yapıtlarından uzak
kalınması
+
III. Arapçanın bir bilim dili olarak tüm İslam dünyasında
kullanılması
Türkçenin dil ve anlatımda istenen olanakları sunmaması
nedenlerinden hangileriyle ilgilidir?
da
er
V
n
Ti
C) I ve III
A) Yalnız 1
B) Yalnız II
D) I, II ve II
E) I, II ve IV
X
135](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220427134814449036-2196622_7DOSezU4d.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım BiçimleriSebk-i
yüzyıld
akımıd
riş
yer al
Yanit Yayınları
Yahy
ya
de
da
rin
ne
bir
6.) 12 ve 13. yüzyıllarda Orta Asya'dan Anadolu'ya gelen Türkler,
günlük yaşamlarında daha çok, Türkçeyi kullanmışlar; din,
tip, gramer gibi alanlarda bilim dili olarak Arapçayr; edebiyat
ve sanat dallarında ise genellikle Farsçayı tercih etmişlerdir.
Farsçanın Türkler arasında yaygınlık kazanmasında bu dilin
o dönemde en görkemli edebî ürünlerini vermiş olmasının
etkisi büyüktür. Arapçanın yaygınlık kazanmasının temelinde
ise başta dinî ilimler olmak üzere bütün İslam dünyasında
bu dilin kullanılması vardır. Diğer taraftan Orta Asya'dan
göçebe olarak gelerek Anadolu'ya yerleşen Türklerin dil ve
edebiyatlarının yeterli düzeyde gelişmemiş olması da dikkate
değer bir durumdur. Anadolu'nun yurt edinilme sürecinde
Türkçeyi geliştirmek ve zenginleştirmek yerine, iki güçlü dil
olan Farsça ve Arapçadan yararlanmak, Türklere daha kolay
gelmiştir
. Ayrıca İslam dinini Araplardan ve Farslardan öğre-
nen Türkler, onların dillerinden de doğal olarak etkilenmiştir.
Bu yolla Türkçeye birçok Arapça ve Farsça kelime girmiştir.
Bu parçaya göre Anadolu'ya gelen Türklerin Türkçe üze-
rine yeterince eğilmemesi,
1. Farsçayla oldukça başarılı sanatsal yapıtların verilmiş
olması
+
II. Göçebe kültürün etkisiyle dil ve sanat yapıtlarından uzak
kalınması
+
III. Arapçanın bir bilim dili olarak tüm İslam dünyasında
kullanılması
Türkçenin dil ve anlatımda istenen olanakları sunmaması
nedenlerinden hangileriyle ilgilidir?
da
er
V
n
Ti
C) I ve III
A) Yalnız 1
B) Yalnız II
D) I, II ve II
E) I, II ve IV
X
135
![3. Geçmişten günümüze değin çoğu şair, tabiata önem vermiş
ve benzetmeye dayalı anlatımlarında tabiattan en geniş an-
lamda yararlanmıştır. Ne var ki ne âşığın aka aka denizler
oluşturan gözyaşları ne de nergis gözlü sevgilinin görünümü
bir araya gelse günün bir saatindeki Boğaziçi manzarasını
vermeye yetmez.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın başlığı olmaya en
uygundur?
A) Şiir ve Yansımaları
B Misralarla Boğaziçi
y Sanat ve Gerçeklik
Şair ve Doğa
Ey şiirin Dili](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220427131038817004-1734470_w9VODH2HY.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri3. Geçmişten günümüze değin çoğu şair, tabiata önem vermiş
ve benzetmeye dayalı anlatımlarında tabiattan en geniş an-
lamda yararlanmıştır. Ne var ki ne âşığın aka aka denizler
oluşturan gözyaşları ne de nergis gözlü sevgilinin görünümü
bir araya gelse günün bir saatindeki Boğaziçi manzarasını
vermeye yetmez.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın başlığı olmaya en
uygundur?
A) Şiir ve Yansımaları
B Misralarla Boğaziçi
y Sanat ve Gerçeklik
Şair ve Doğa
Ey şiirin Dili
![sti için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
Bir yazara oluşturduğu metinlerin kapsamıyla ilgili
3.
soru yöneltilebilir.
Makalelerinizde Türk edebiyatının hangi
dönemleri üzerinde durdunuz?
W.
W Bir ozandan dizelerinde kapalı bir anlatım
kullanmasındaki amacını açıklaması istenebilir.
Sembolik ve çağışımsal bir dil kullanmanızın II.
Yeni topluluğunun tesirinde kalmanızla ilgisi var mı?
III/ Bir yönetmene yansız bir söylemde bulunmasını
gerektirecek bir soru sorulabilir.
- Filminizin çekimleri için Türkiye'deki hangi
bölgeleri mekân olarak seçtiniz?
W. Bir araştırmacı, bilimsel yönü olan bir soruya cevap
verebilir.
Dil bilgisi ile ilgili çalışmalarınızda kelimelerin
kökeni ile ilgili hangi önemli bulgulara ulaştınız?
V/ Bir edebiyatçıdan eserine yönelik eleştirileri
yanıtlaması beklenebilir.
-- Romanlarınızda çevre betimlemelerini kısa
tuttuğunuz yönündeki eleştirileri nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerde verilen
tutumlardan hangisi
, birlikte verildiği soru cümlesiyle
örtüşmez?
A)
B) 11
C) IN
$
D) IV.
E) V](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220427121946738269-1270273_P9Lipn29h.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleristi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
Bir yazara oluşturduğu metinlerin kapsamıyla ilgili
3.
soru yöneltilebilir.
Makalelerinizde Türk edebiyatının hangi
dönemleri üzerinde durdunuz?
W.
W Bir ozandan dizelerinde kapalı bir anlatım
kullanmasındaki amacını açıklaması istenebilir.
Sembolik ve çağışımsal bir dil kullanmanızın II.
Yeni topluluğunun tesirinde kalmanızla ilgisi var mı?
III/ Bir yönetmene yansız bir söylemde bulunmasını
gerektirecek bir soru sorulabilir.
- Filminizin çekimleri için Türkiye'deki hangi
bölgeleri mekân olarak seçtiniz?
W. Bir araştırmacı, bilimsel yönü olan bir soruya cevap
verebilir.
Dil bilgisi ile ilgili çalışmalarınızda kelimelerin
kökeni ile ilgili hangi önemli bulgulara ulaştınız?
V/ Bir edebiyatçıdan eserine yönelik eleştirileri
yanıtlaması beklenebilir.
-- Romanlarınızda çevre betimlemelerini kısa
tuttuğunuz yönündeki eleştirileri nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerde verilen
tutumlardan hangisi
, birlikte verildiği soru cümlesiyle
örtüşmez?
A)
B) 11
C) IN
$
D) IV.
E) V
![2
TYT/Türkçe
28. Cemil Meriç, düşünce yaşamımızın önemli
simalarındandır. Başta sosyoloji olmak üzere insan ve
toplum yaşamına dokunan pek çok ilim dalı ile ilgili özgün
gorusler ortaya atmıştır. Dolayısıyla Cemil Meriç'in
düşünce yönü öne çıkan bir kalem erbabı olduğu
söylenebilir.
Aşağıdakilerden hangisi, Cemil Meriç'in yazarlık
görüşünü örnekler nitelikte bir yaradır?
A) Sait Faik Abasıyanık'ın öykülerinde gündelik yaşamdan
kesitler ağır basmaktadır.
B) Tanzimat edebiyatintin öncü isimlerinden Şinasi,
edebiyatımızda özellikle ilklerin adamı olarak
tanınmıştır.
GERBER
C) Suut Kemal Yetkin; edebiyat, sanat, felsefe, psikoloji ve
toplum bilimi gibi alanlarda fikir beyan edip eser veren
bir yazardır.
D) Yakup Kadri Karaosmanoğlu, roman ve hikâyelerinde
realizmin etkilerini duyurmuş bir yazardır.
69
TS
E) 1980 sonrası edebiyatımızın önemli şairlerinden
Hüseyin Atlansoy, yer yer imgesel ve çağrışımsal bir dil
tercih etmiştir.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220427113935279537-3970265_IqQEfecVw.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri2
TYT/Türkçe
28. Cemil Meriç, düşünce yaşamımızın önemli
simalarındandır. Başta sosyoloji olmak üzere insan ve
toplum yaşamına dokunan pek çok ilim dalı ile ilgili özgün
gorusler ortaya atmıştır. Dolayısıyla Cemil Meriç'in
düşünce yönü öne çıkan bir kalem erbabı olduğu
söylenebilir.
Aşağıdakilerden hangisi, Cemil Meriç'in yazarlık
görüşünü örnekler nitelikte bir yaradır?
A) Sait Faik Abasıyanık'ın öykülerinde gündelik yaşamdan
kesitler ağır basmaktadır.
B) Tanzimat edebiyatintin öncü isimlerinden Şinasi,
edebiyatımızda özellikle ilklerin adamı olarak
tanınmıştır.
GERBER
C) Suut Kemal Yetkin; edebiyat, sanat, felsefe, psikoloji ve
toplum bilimi gibi alanlarda fikir beyan edip eser veren
bir yazardır.
D) Yakup Kadri Karaosmanoğlu, roman ve hikâyelerinde
realizmin etkilerini duyurmuş bir yazardır.
69
TS
E) 1980 sonrası edebiyatımızın önemli şairlerinden
Hüseyin Atlansoy, yer yer imgesel ve çağrışımsal bir dil
tercih etmiştir.
![pay
TEST / 14
Cümledeki sözcüklerin arasına yerli yersiz, sıfat yerleştirmenin
edebiyat metninin bir özelliği olduğunu sanan "yazar adaylan
var. Bence yazmayla ilgili en temel yanlışlardan biridir bu. Ya-
kin anlamlı sifatların işlevsiz olarak kullanıldığı cümleler, dikis
izlerini belli eden bir elbiseye benziyor. Böyle olunca okur, bir
bütün olarak kumaşı değil dikiş izlerini görüyor.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada eleştirilen bakış açi-
sıyla yazılmıştır?
A) Günler, kuvvetli bir rüzgârın sürüklediği beyaz bulut kū-
mecikleri gibi birbiri ardına geçip gidiyordu ve biz bunla-
rin sonunda muhakkak bir fırtına kopacağını seziyorduk.
B) Sonbahar; yemişleri, bulutları, güneşi, maviliği ve yeşili
ile insana şiir, edebiyat, musiki ve mesut insanlarla dolu
bir dünya düşündürüyor.
Yağışlı
, donuk ve karlı bir kış akşamının karanlığında baş-
layan o derin yalnızlığım giderek artıyor; bu koyu kim-
sesizliğim beni, aydınlık ve işıklı bir sabaha uzanmaktan
men ediyor.
D) O haftayı ve ondan sonra geleni, sadece onu düşüne-
rek geçirdim; belki rastlarım ümidiyle birkaç defa Boğa-
ziçi'ne gittim, Emirgân'da, Kandilli'de ve şurada burada
dolaştım.
E) Çardaklardaki yapraklar, kırmızının en son hâline doğru
ağır ağır, kızara kızara kırmızının renk oyunları içinde düş-
meden evvel sallanip durdular.
(TYT)](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220427102517313182-1640422_KKBUFlZXi.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleripay
TEST / 14
Cümledeki sözcüklerin arasına yerli yersiz, sıfat yerleştirmenin
edebiyat metninin bir özelliği olduğunu sanan "yazar adaylan
var. Bence yazmayla ilgili en temel yanlışlardan biridir bu. Ya-
kin anlamlı sifatların işlevsiz olarak kullanıldığı cümleler, dikis
izlerini belli eden bir elbiseye benziyor. Böyle olunca okur, bir
bütün olarak kumaşı değil dikiş izlerini görüyor.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada eleştirilen bakış açi-
sıyla yazılmıştır?
A) Günler, kuvvetli bir rüzgârın sürüklediği beyaz bulut kū-
mecikleri gibi birbiri ardına geçip gidiyordu ve biz bunla-
rin sonunda muhakkak bir fırtına kopacağını seziyorduk.
B) Sonbahar; yemişleri, bulutları, güneşi, maviliği ve yeşili
ile insana şiir, edebiyat, musiki ve mesut insanlarla dolu
bir dünya düşündürüyor.
Yağışlı
, donuk ve karlı bir kış akşamının karanlığında baş-
layan o derin yalnızlığım giderek artıyor; bu koyu kim-
sesizliğim beni, aydınlık ve işıklı bir sabaha uzanmaktan
men ediyor.
D) O haftayı ve ondan sonra geleni, sadece onu düşüne-
rek geçirdim; belki rastlarım ümidiyle birkaç defa Boğa-
ziçi'ne gittim, Emirgân'da, Kandilli'de ve şurada burada
dolaştım.
E) Çardaklardaki yapraklar, kırmızının en son hâline doğru
ağır ağır, kızara kızara kırmızının renk oyunları içinde düş-
meden evvel sallanip durdular.
(TYT)
![9. Ne zaman bir roman yazsam birileri, en çok
da annem, "Şöyle bir aşk romanı yazsanai"
derdi. Hep günün birinde ana teması aşk olan
bir roman yazmayı düşünmüştüm. "Zamanin
Manzarası" öyle çıktı ortaya. Ama bizim gibi
yazarlar, insanın yazgısını merak eden, o tur
konularla akrabalık kurmuş yazarlar, aşkı da
yazsalar, yanına başka bir sürü konu
koyuyorlar
Bu parçadan, aşağıdaki yargıların hangisine
ulaşılabilir?
A) Romanlar genellikle okurun beklentilerine
göre biçimlenir
B) Sıradan okurlar, aşk romanlarından daha
çok hoşlanırlar
C) Sadece aşk temasını işlemek güçlo romancilara
özgüdür.
D) Romancının asıl görevi insanın kaderini
araştırmaktır.
E) Romani tek bir konu üzerine kurmak yazanın
elinde değildir.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220427093734157841-916159_t6bbn66F4.jpg?w=256)
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri9. Ne zaman bir roman yazsam birileri, en çok
da annem, "Şöyle bir aşk romanı yazsanai"
derdi. Hep günün birinde ana teması aşk olan
bir roman yazmayı düşünmüştüm. "Zamanin
Manzarası" öyle çıktı ortaya. Ama bizim gibi
yazarlar, insanın yazgısını merak eden, o tur
konularla akrabalık kurmuş yazarlar, aşkı da
yazsalar, yanına başka bir sürü konu
koyuyorlar
Bu parçadan, aşağıdaki yargıların hangisine
ulaşılabilir?
A) Romanlar genellikle okurun beklentilerine
göre biçimlenir
B) Sıradan okurlar, aşk romanlarından daha
çok hoşlanırlar
C) Sadece aşk temasını işlemek güçlo romancilara
özgüdür.
D) Romancının asıl görevi insanın kaderini
araştırmaktır.
E) Romani tek bir konu üzerine kurmak yazanın
elinde değildir.
![10- Kendimi çok az döküp saçıyorum. Normal,
gündelik bir hayat sürdürüyorum; bu da bana
yetiyor. Barlarda tartışmak, günde elli kişiyle
görüşüp konuşmak bana göre değil. Sürekli
olarak okuyup yazıyorum. Çok titiz, çok
korunaklı yaşıyorum. Alışık olmadığım
insanlarla görüşmek beni rahatsız ediyor.
Hayran ilişkisi bumerang gibidir, her an nefrete
dönüşebilir; budar, ehlileştirir insanı.
Böyle konuşan bir kişi için aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) llişkilerinde çok seçici davranır.
B) Elindekilerle yetinip mutlu olur.
C) Sürekli olarak kendini denetim altında tutar
D) Sevenleri için bile kişiliğinden ödün vermez
E) Herkesi kendisi gibi düşünmeye zorlar](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220427093748908421-916159_G3cZWzkJF.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri10- Kendimi çok az döküp saçıyorum. Normal,
gündelik bir hayat sürdürüyorum; bu da bana
yetiyor. Barlarda tartışmak, günde elli kişiyle
görüşüp konuşmak bana göre değil. Sürekli
olarak okuyup yazıyorum. Çok titiz, çok
korunaklı yaşıyorum. Alışık olmadığım
insanlarla görüşmek beni rahatsız ediyor.
Hayran ilişkisi bumerang gibidir, her an nefrete
dönüşebilir; budar, ehlileştirir insanı.
Böyle konuşan bir kişi için aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) llişkilerinde çok seçici davranır.
B) Elindekilerle yetinip mutlu olur.
C) Sürekli olarak kendini denetim altında tutar
D) Sevenleri için bile kişiliğinden ödün vermez
E) Herkesi kendisi gibi düşünmeye zorlar
![ALES
38. ve 39. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Nesnelerin kaydını tutma gereksinimi, says
sistemlerinin gelişmesini sağladı. Dünyanın
birçok bölgesinde yazının gelişiminden önce
görülen bu sistemler, soyut bir kavramı şifre-
lemek için kullanılan ilk örnekler olmayı bugün
de sürdürüyor. Bundan 30 bin yıl kadar önce
avci topluluklar, tahta veya kemikten yapıl-
ma çetele çubukları kullanıyordu. Amaç, bü-
yük olasılıkla öldürülen hayvanların sayısını
kaydetmekti. Mezopotamya'da Sümerlere ait
MÖ 3400 yılından kalma sayma işinde kulla-
nilan kilden yapılmış markalar, stok tutma ve
muhasebe sisteminin başlangıcını oluşturur.
Insanlar basit sayma işlemlerinde genellikle
el ve ayaklarından yararlandıklarından sayı
sistemlerinin çoğu ondalık basamak sistemini
temel alır. Mayalar, Aztekler ve Keltler 20'lik
sistemi, Mezopotamyalılar 60'lık sistemi be-
nimsemişlerdi. Sayılanın harflerle gösterildiği
alfabetik sayı sistemleri, Yunanlılar, Romalı-
lar, ibraniler ve sonraları Araplar tarafından
geliştirildi. Ancak, şimdi dünyanın her yerinde
"Arap" sistemi kullanılıyor.
Y
À
R
G
40
Y
A
38. Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilme
miştir?
1
N
E
V
A) Avcı topluluklarin kullandıkları sayma aracına
B) Markaların hangi malzemeden yapıldığına
Ondalik basamak sisteminin nasıl ortaya çıktığı-
na
Los Günümüzde hangi sayı sisteminin kullanıldığına
EY Yazının bulunmasının sayl sisteminin gelişmesi-
Vazi
ni nasıl etkilediğine
41](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220427092923504260-4540418_jWa5iuYdA.jpg?w=256)
Lise Türkçe
anlatim-bicimleriALES
38. ve 39. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Nesnelerin kaydını tutma gereksinimi, says
sistemlerinin gelişmesini sağladı. Dünyanın
birçok bölgesinde yazının gelişiminden önce
görülen bu sistemler, soyut bir kavramı şifre-
lemek için kullanılan ilk örnekler olmayı bugün
de sürdürüyor. Bundan 30 bin yıl kadar önce
avci topluluklar, tahta veya kemikten yapıl-
ma çetele çubukları kullanıyordu. Amaç, bü-
yük olasılıkla öldürülen hayvanların sayısını
kaydetmekti. Mezopotamya'da Sümerlere ait
MÖ 3400 yılından kalma sayma işinde kulla-
nilan kilden yapılmış markalar, stok tutma ve
muhasebe sisteminin başlangıcını oluşturur.
Insanlar basit sayma işlemlerinde genellikle
el ve ayaklarından yararlandıklarından sayı
sistemlerinin çoğu ondalık basamak sistemini
temel alır. Mayalar, Aztekler ve Keltler 20'lik
sistemi, Mezopotamyalılar 60'lık sistemi be-
nimsemişlerdi. Sayılanın harflerle gösterildiği
alfabetik sayı sistemleri, Yunanlılar, Romalı-
lar, ibraniler ve sonraları Araplar tarafından
geliştirildi. Ancak, şimdi dünyanın her yerinde
"Arap" sistemi kullanılıyor.
Y
À
R
G
40
Y
A
38. Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilme
miştir?
1
N
E
V
A) Avcı topluluklarin kullandıkları sayma aracına
B) Markaların hangi malzemeden yapıldığına
Ondalik basamak sisteminin nasıl ortaya çıktığı-
na
Los Günümüzde hangi sayı sisteminin kullanıldığına
EY Yazının bulunmasının sayl sisteminin gelişmesi-
Vazi
ni nasıl etkilediğine
41
![21. Yazar terimi, aslında yazılı bir iş üreten herkes icin kul-
lanılabilmekle birlikte, genelde yaratıcılığını kullanarak
profesyonel bir şekilde eser üreten veya farklı formatlar-
da çok sayıda eseri ve ürünü olan kişiler için kullanılır.
Bir sanatcı, farklı formatlarda ürünler ortaya koyabilir:
şiir, roman, kısa hikâye, güfte, senaryo, elbise, araba...
Yarattığı eserin türüne göre farklı sıfatlar da alabilir:
şair, güftekâr, hikâyeci, senarist, köşe yazarı, modaci,
arabacı... Dolayısıyla yazdığı bir şiiri okuyan sair, tasar-
ladığı elbiseyi sergileyen modaci, yetiştirdiği öğrencileri
mezun eden öğretmen de bir yazardır. Onun için üreti-
len, yetiştirilen her şeydek başına bir anlam taşır.
Bu parçaya göre yazar olmanın ön koşulu aşağıda-
kilerden hangisidir?
AL Her türde eser verebiliyor olmak
B) Belirli alanlara yönelmek
C)
Mendisini ürettiği şeylerle ifade etmek
D) Eserlerinde toplumsal yarar gözetmek
E) Var olanla yetinmeyip çok çalışmak
X](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220427090221455386-3616057_J2HAfjZCs.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri21. Yazar terimi, aslında yazılı bir iş üreten herkes icin kul-
lanılabilmekle birlikte, genelde yaratıcılığını kullanarak
profesyonel bir şekilde eser üreten veya farklı formatlar-
da çok sayıda eseri ve ürünü olan kişiler için kullanılır.
Bir sanatcı, farklı formatlarda ürünler ortaya koyabilir:
şiir, roman, kısa hikâye, güfte, senaryo, elbise, araba...
Yarattığı eserin türüne göre farklı sıfatlar da alabilir:
şair, güftekâr, hikâyeci, senarist, köşe yazarı, modaci,
arabacı... Dolayısıyla yazdığı bir şiiri okuyan sair, tasar-
ladığı elbiseyi sergileyen modaci, yetiştirdiği öğrencileri
mezun eden öğretmen de bir yazardır. Onun için üreti-
len, yetiştirilen her şeydek başına bir anlam taşır.
Bu parçaya göre yazar olmanın ön koşulu aşağıda-
kilerden hangisidir?
AL Her türde eser verebiliyor olmak
B) Belirli alanlara yönelmek
C)
Mendisini ürettiği şeylerle ifade etmek
D) Eserlerinde toplumsal yarar gözetmek
E) Var olanla yetinmeyip çok çalışmak
X
![X
X
1. İkarus kuşları, ateşi keşfetme yolculuğuna çı-
karlar. “Nedir ateş, sırrı nedir, neden ve nasıl
bir hayat kaynağı olabilmektedir?" sorularının
yanıtlarını bulabilmek için ateşin sırrına ermek
istemektedirler. Ateşe hayli yaklaşıp sonra geri
dönen bir ikarus "Ateş sıcak bir şey, isitiyor" der.
İkinci ikarus kuşu gidip geri döndüğünde "Koca-
man bir aydınlıktır, aydınlatıyor." der. Üçüncü kuş
gittiğinde biraz daha yaklaşıp kanadını değdirir,
geri döndüğünde "Ateş yakıcıdır, yakıyor." der.
Isıtan, aydınlatan ve yakan bir şey olduğuna ka-
rar verirler ama dördüncü kuş bu karardan tatmin
olmaz ve kanat çırparak ateşe doğru uçar, ateşle
arasına hiçbir sınır koymaz ve onunla bütünleşir.
Ateşin sirrina erer ve ondan bir parça olur.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han-
gisi yoktur?
A) Öyküleyici anlatım
B) Çağrışımsal ve alegorik anlatım
Söyleşmeye dayanan anlatım
D) Betimleyici anlatım
E) Tartışmacı ve örnekleyici anlatım](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220427082906665513-2550751_QrLmsQcSM.jpg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım BiçimleriX
X
1. İkarus kuşları, ateşi keşfetme yolculuğuna çı-
karlar. “Nedir ateş, sırrı nedir, neden ve nasıl
bir hayat kaynağı olabilmektedir?" sorularının
yanıtlarını bulabilmek için ateşin sırrına ermek
istemektedirler. Ateşe hayli yaklaşıp sonra geri
dönen bir ikarus "Ateş sıcak bir şey, isitiyor" der.
İkinci ikarus kuşu gidip geri döndüğünde "Koca-
man bir aydınlıktır, aydınlatıyor." der. Üçüncü kuş
gittiğinde biraz daha yaklaşıp kanadını değdirir,
geri döndüğünde "Ateş yakıcıdır, yakıyor." der.
Isıtan, aydınlatan ve yakan bir şey olduğuna ka-
rar verirler ama dördüncü kuş bu karardan tatmin
olmaz ve kanat çırparak ateşe doğru uçar, ateşle
arasına hiçbir sınır koymaz ve onunla bütünleşir.
Ateşin sirrina erer ve ondan bir parça olur.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden han-
gisi yoktur?
A) Öyküleyici anlatım
B) Çağrışımsal ve alegorik anlatım
Söyleşmeye dayanan anlatım
D) Betimleyici anlatım
E) Tartışmacı ve örnekleyici anlatım
![35. Bazı dillerde birbirine yakın kavramları anlatan pek çok
kelime bulunduğu halde, bazı dillerde böyle bir çeşitliliğin
olmaması, doğrudan doğruya o dilin sosyal özellikleriyle
ilgilidir. Söz gelişi Türkçede devenin rengini gösteren bir tek
devetüyü kelimesi bulunduğu halde, Arap dilinde bu rengin
ton farklılıklarını gösteren, birçok hatta yüze yakın kelimenin
varlığından söz edilmesi, devenin Arap toplumunda önemli
yere sahip olmasındandır. Bizim dilimizde de bunun yerini at
türleri ve at renkleri almıştır. Eskimolarda; yavaş yavaş yağan
kar, kuru rüzgârla savrulan kar, toz halinde uçuşan kar, ıslak
olarak buzlanmış kar, üstü buz tutmuş kar, ev yapmakta
kullanılan ve kalıp halinde kesilebilen kuru kar türleri için hep
ayrı ayrı kelimeler bulunmaktadır.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Bazı dillerde yakın anlamlı kelimelerin çok olması o
dillerin sosyal ilişkisinden kaynaklanır.
B) Dil, bulunduğu toplumun yaşantısına göre çeşitílik
kazanır.
quay
refutarima
C) Diller, toplumların yaşadıkları yerlere ve iklim koşullarına
göre biçimlenmiştir.
16
D) Diller, toplumların sosyal özelliklerinden etkilenir.
E) Bazı kelimelerin yakın anlamlısının olmandası o toplumu
yaşama düzeninden kaynaklanır.](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220427080923386438-4446733_oN7hGfzlR.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri35. Bazı dillerde birbirine yakın kavramları anlatan pek çok
kelime bulunduğu halde, bazı dillerde böyle bir çeşitliliğin
olmaması, doğrudan doğruya o dilin sosyal özellikleriyle
ilgilidir. Söz gelişi Türkçede devenin rengini gösteren bir tek
devetüyü kelimesi bulunduğu halde, Arap dilinde bu rengin
ton farklılıklarını gösteren, birçok hatta yüze yakın kelimenin
varlığından söz edilmesi, devenin Arap toplumunda önemli
yere sahip olmasındandır. Bizim dilimizde de bunun yerini at
türleri ve at renkleri almıştır. Eskimolarda; yavaş yavaş yağan
kar, kuru rüzgârla savrulan kar, toz halinde uçuşan kar, ıslak
olarak buzlanmış kar, üstü buz tutmuş kar, ev yapmakta
kullanılan ve kalıp halinde kesilebilen kuru kar türleri için hep
ayrı ayrı kelimeler bulunmaktadır.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Bazı dillerde yakın anlamlı kelimelerin çok olması o
dillerin sosyal ilişkisinden kaynaklanır.
B) Dil, bulunduğu toplumun yaşantısına göre çeşitílik
kazanır.
quay
refutarima
C) Diller, toplumların yaşadıkları yerlere ve iklim koşullarına
göre biçimlenmiştir.
16
D) Diller, toplumların sosyal özelliklerinden etkilenir.
E) Bazı kelimelerin yakın anlamlısının olmandası o toplumu
yaşama düzeninden kaynaklanır.
![anlatımı için aşağıdakilerden hangi-
si söylenemez?
y
A
Bir sözcüğün etimolojisi hakkında bilgi verilmiş-
tir.
By kanıtlayıcı anlatım ağır basmaktadır.
St Okuru bilgilendirme amacıyla kaleme alınmıştır.
DY Ağırlıklı olarak nesnel bir anlatım benimsenmesi-
ne rağmen yazar bir yerde kendi beğenisini dile
getirmiştir.
Sözcükler genellikle gerçek anlamlarıyla kullanıl-
mış, terimlere yer verilmiştir.
Nitelik Yayıncılık
2.
On sekiz bin âlemin
Cümlesi bir içinde
Kimse yok birden ayrı
Söylenir bir içinde
Yunus Emre'den alınan bu dizelerde vurgulanan
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Insanların kardeşliği
By Evrenin sonsuzluğu
e Allah'ın tek yaratıcı olduğu
D) Insanın evrendeki yalnızlığı
EL Yaşamın kısalığı](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220427080550420750-2324646_M2OEkOIIw.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimlerianlatımı için aşağıdakilerden hangi-
si söylenemez?
y
A
Bir sözcüğün etimolojisi hakkında bilgi verilmiş-
tir.
By kanıtlayıcı anlatım ağır basmaktadır.
St Okuru bilgilendirme amacıyla kaleme alınmıştır.
DY Ağırlıklı olarak nesnel bir anlatım benimsenmesi-
ne rağmen yazar bir yerde kendi beğenisini dile
getirmiştir.
Sözcükler genellikle gerçek anlamlarıyla kullanıl-
mış, terimlere yer verilmiştir.
Nitelik Yayıncılık
2.
On sekiz bin âlemin
Cümlesi bir içinde
Kimse yok birden ayrı
Söylenir bir içinde
Yunus Emre'den alınan bu dizelerde vurgulanan
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Insanların kardeşliği
By Evrenin sonsuzluğu
e Allah'ın tek yaratıcı olduğu
D) Insanın evrendeki yalnızlığı
EL Yaşamın kısalığı
![5
Paragraf
3. Edebiyatta içerik elbette önemlidir. Gelgelelim edebiyat,
olanı biteni bir haber bülteni havasında yansıtmaz. Böyle
bir anlayış, esasen realizm veya natüralizmle de
bağdaşmaz. Gerçeğin yalın anlatımını benimseyen bu iki
edebiyat akımı, dilin kullanımını ve anlatının kurgusallığını
önemser. Anlatılanlar tamamen gerçek olsa bile yazarın
hayal gücünde yoğrularak edebî eserde dile getirilir.
Anlatının başarılı olması için olayın ilginçliğinin ve
özgünlüğünün yanı sıra olay örgüsünde boşluklar
olmamasına dikkat edilir. Unutulmamalıdır ki anlatmaya
dayalı bir edebî metnin başarısında, olayların bir zincirin
halkaları gibi birbirini uyum içinde takip etmesi vardır.
Bu parçada edebiyatla ilgili olarak vurgulanmak
istenen aşağıdakilerden hangisidir?
Ay Yaşananları değiştirmeksizin okuyuculara sunması
B) Gerçeklerin anlatımında kurgusal ve dilsel sağlamlığı
önemsemesi
Konuyu ihmal edip dilin kullanımını öncelemesi
Eserin iletilerinde tutarsızlık olmamasına dikkat
etmesi
FS Kaynağını çok uzak bir geçmişten alması](https://media.kunduz.com/media/question/seo/raw/20220427080503786884-31357_MlVZUC8Sl.jpeg?w=256)
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri5
Paragraf
3. Edebiyatta içerik elbette önemlidir. Gelgelelim edebiyat,
olanı biteni bir haber bülteni havasında yansıtmaz. Böyle
bir anlayış, esasen realizm veya natüralizmle de
bağdaşmaz. Gerçeğin yalın anlatımını benimseyen bu iki
edebiyat akımı, dilin kullanımını ve anlatının kurgusallığını
önemser. Anlatılanlar tamamen gerçek olsa bile yazarın
hayal gücünde yoğrularak edebî eserde dile getirilir.
Anlatının başarılı olması için olayın ilginçliğinin ve
özgünlüğünün yanı sıra olay örgüsünde boşluklar
olmamasına dikkat edilir. Unutulmamalıdır ki anlatmaya
dayalı bir edebî metnin başarısında, olayların bir zincirin
halkaları gibi birbirini uyum içinde takip etmesi vardır.
Bu parçada edebiyatla ilgili olarak vurgulanmak
istenen aşağıdakilerden hangisidir?
Ay Yaşananları değiştirmeksizin okuyuculara sunması
B) Gerçeklerin anlatımında kurgusal ve dilsel sağlamlığı
önemsemesi
Konuyu ihmal edip dilin kullanımını öncelemesi
Eserin iletilerinde tutarsızlık olmamasına dikkat
etmesi
FS Kaynağını çok uzak bir geçmişten alması