Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

26. Hem gazetecilik hem de romancılıkta eskisine göre
yazmayı daha zor buluyorum. Gazetecilik yaptığım
zamanlarda her yazdığım kelimenin hakkını vermiyordum
ama şimdi yerli yerinde veriyorum. Buna rağmen
romancılığım, gazeteciliğimin önünde gidiyor. Gazetede
çalışırken haftada en az üç haberim çıkıyordu ve üstüne
günde iki ya da üç editoryal not düşüyordum. Bir de buna
film yorumlarımı ekleyin. Sonra bir de geceleri, herkes eve
gittikten sonra romanlarımın arkasına sığınırdım. Linotype
makinelerinin sesine bayılıyorum, bazen kulağıma yağmur
gibi geliyordu. Her harfin kâğıda değmesiyle çıkan ses, beni
dünyanın binbir köşesine usul usul sürüklüyor, yüreğimin
kıvrımlarında dolaşırken mutluluktan havalara uçuruyordu.
Sustuklarında bir akşam gibi sessizlik içinde kaldığımdan,
çalışamadığım bile oluyordu.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
yoktur?
A) Abartmaya başvurma
B) Yinelemelere yer verme
C) Koşul öne sürme
D) Öznel bir söyleme dayanma
E) Benzetmelerden yararlanma
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
26. Hem gazetecilik hem de romancılıkta eskisine göre yazmayı daha zor buluyorum. Gazetecilik yaptığım zamanlarda her yazdığım kelimenin hakkını vermiyordum ama şimdi yerli yerinde veriyorum. Buna rağmen romancılığım, gazeteciliğimin önünde gidiyor. Gazetede çalışırken haftada en az üç haberim çıkıyordu ve üstüne günde iki ya da üç editoryal not düşüyordum. Bir de buna film yorumlarımı ekleyin. Sonra bir de geceleri, herkes eve gittikten sonra romanlarımın arkasına sığınırdım. Linotype makinelerinin sesine bayılıyorum, bazen kulağıma yağmur gibi geliyordu. Her harfin kâğıda değmesiyle çıkan ses, beni dünyanın binbir köşesine usul usul sürüklüyor, yüreğimin kıvrımlarında dolaşırken mutluluktan havalara uçuruyordu. Sustuklarında bir akşam gibi sessizlik içinde kaldığımdan, çalışamadığım bile oluyordu. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Abartmaya başvurma B) Yinelemelere yer verme C) Koşul öne sürme D) Öznel bir söyleme dayanma E) Benzetmelerden yararlanma
11.
13.
Bilinçle bilinçaltı arasındaki bir gelgitte, yazar, halüsinasyon ol-
gusunu, o güne kadar edebiyatımızda işlenmemiş şekilde değer-
lendirir. Kitapta yer alan beş hikâye de rüyanın ve hülyanın şatafat-
li dünyasından iç kırılganlığını, huzursuzluğu hatta melankoliyi dışa
vuran, yer yer ürkünç iç çöküşlerle halüsinasyonlara yol alır. Aynı
şekilde Yaz Yağmuru; aşkı yaşananda değil düşlenende arayan, ki-
taba adını vermiş ilk hikâyesiyle başlar. Öteki hikâyelerde de bez-
gin, umarsiz, zaman ve varoluş önünde endişeli insanlar belirir. Yer
yer çıplak gerçekliğe geri dönülmekle birlikte çoğu kez hatıralarda,
sanrılarda işlenmiş ve bir türlü kurtulamamış iç gerçeklik öne çıkar.
iç gerçeklik, âdeta bütün sebepleri, bütün sonuçları etkiler.
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden
hangisi getirilebilir?
Sanrı olgusu bütün yazarlara ilham veren ortak bir sancının
adıdır.
B) Abdullah Efendi'nin Rüyaları adlı ilk hikâye kitabı, Tanpınar'ın
rüya ölçüsünde halüsinasyona da edebî bir izlek olarak yak-
laşımını belgeler.
Ciç gerçeklikle sanrının farkına varan yazar bunu okuyucuya
hissettirme derdindedir.
D) Tanpınar, başyapıtı olarak kabul edilmiş Huzur'da İstanbul'u
odak alır.
E) Büyük bir romancı olan Tanpınar, hayattayken yalnızca iki ro-
manını, Huzur'la Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nü, kitap ola-
rak yayımlamak istemiştir.
pan
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
11. 13. Bilinçle bilinçaltı arasındaki bir gelgitte, yazar, halüsinasyon ol- gusunu, o güne kadar edebiyatımızda işlenmemiş şekilde değer- lendirir. Kitapta yer alan beş hikâye de rüyanın ve hülyanın şatafat- li dünyasından iç kırılganlığını, huzursuzluğu hatta melankoliyi dışa vuran, yer yer ürkünç iç çöküşlerle halüsinasyonlara yol alır. Aynı şekilde Yaz Yağmuru; aşkı yaşananda değil düşlenende arayan, ki- taba adını vermiş ilk hikâyesiyle başlar. Öteki hikâyelerde de bez- gin, umarsiz, zaman ve varoluş önünde endişeli insanlar belirir. Yer yer çıplak gerçekliğe geri dönülmekle birlikte çoğu kez hatıralarda, sanrılarda işlenmiş ve bir türlü kurtulamamış iç gerçeklik öne çıkar. iç gerçeklik, âdeta bütün sebepleri, bütün sonuçları etkiler. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilebilir? Sanrı olgusu bütün yazarlara ilham veren ortak bir sancının adıdır. B) Abdullah Efendi'nin Rüyaları adlı ilk hikâye kitabı, Tanpınar'ın rüya ölçüsünde halüsinasyona da edebî bir izlek olarak yak- laşımını belgeler. Ciç gerçeklikle sanrının farkına varan yazar bunu okuyucuya hissettirme derdindedir. D) Tanpınar, başyapıtı olarak kabul edilmiş Huzur'da İstanbul'u odak alır. E) Büyük bir romancı olan Tanpınar, hayattayken yalnızca iki ro- manını, Huzur'la Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nü, kitap ola- rak yayımlamak istemiştir. pan
TYT (Temel Yeterlilik Testi)
6
1. Bu testte 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kısmına işaretleyin
3.
1. Manila'da ulaşım insanı yoruyor. Sıcak, duman, kalaba-
lik... En sık kullanılan toplu taşıma aracı olan Jeepney'le-
rin her yeri neyse ki açık ve püfür püfür... Filipinler'de en
iyi gezme şekli adadan adaya gemiyle geçip birkaç gün
çevreyi görmek ve oradan başka bir adaya devam et-
mek. Biz de öyle yapacağız, gelecek durağımız hızlı de-
niz otobüsüyle hemen hemen üç saat uzaktaki Bohol
Adasi...
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
tulo
A) Değişik duyularla algilanabilen ayrıntılara yer veril-
miştir.
119
B) İkilemeler vardır. V
C) Bitmemiş cümleler vardır. V
D) Öykülemeden yararlanılmıştır
.
E) Tanrısal bakış açısıyla biçimlendirilmiştir
.
Prf Yayınları
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TYT (Temel Yeterlilik Testi) 6 1. Bu testte 40 soru vardır. 2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kısmına işaretleyin 3. 1. Manila'da ulaşım insanı yoruyor. Sıcak, duman, kalaba- lik... En sık kullanılan toplu taşıma aracı olan Jeepney'le- rin her yeri neyse ki açık ve püfür püfür... Filipinler'de en iyi gezme şekli adadan adaya gemiyle geçip birkaç gün çevreyi görmek ve oradan başka bir adaya devam et- mek. Biz de öyle yapacağız, gelecek durağımız hızlı de- niz otobüsüyle hemen hemen üç saat uzaktaki Bohol Adasi... Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? tulo A) Değişik duyularla algilanabilen ayrıntılara yer veril- miştir. 119 B) İkilemeler vardır. V C) Bitmemiş cümleler vardır. V D) Öykülemeden yararlanılmıştır . E) Tanrısal bakış açısıyla biçimlendirilmiştir . Prf Yayınları
33) Nesnellik, insanların beğenilerinden, dileklerinden bağım-
siz olarak var olan gerçekliğin bu niteliğine verilen addır.
Toplum bilim araştırmacısı incelediği konuda "olan"ı gör-
meye ve yakalamaya çalışmalı, o konuda "olması gere-
ken"e ilişkin değer yargılarının ve beğenilerinin, gözlemle-
rini saptırmasına olanak vermemelidir. Beğensin ya da be-
ğenmesin, olgu neyse onu saptayıp kaydetmelidir. Ancak,
bununla toplum bilimcinin değer yargısına sahip olamaya-
cağını söylemek istemiyoruz. Bilimsel tarafsızlık, beğeni
ve amaç sahibi olmamak demek değildir.
Bu parçanın yazılış amacı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Nesnelliğin ne olduğunu açıklamak
B) Toplum bilim araştırmalarında nesnelliğin gerekliliğini
ve nasıl olacağını belirtmek
C) Toplum bilimcilerin hangi durumda nesnel, hangi durum-
da öznel davranabileceklerini göstermek
D) “Olan" ile "olması gereken" arasındaki farkın nesnellikle
öznellik arasındaki fark olduğunu vurgulamak
E) Toplum bilim alanında araştırma yapanların da beğeni
sahibi olabileceklerini vurgulamak
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
33) Nesnellik, insanların beğenilerinden, dileklerinden bağım- siz olarak var olan gerçekliğin bu niteliğine verilen addır. Toplum bilim araştırmacısı incelediği konuda "olan"ı gör- meye ve yakalamaya çalışmalı, o konuda "olması gere- ken"e ilişkin değer yargılarının ve beğenilerinin, gözlemle- rini saptırmasına olanak vermemelidir. Beğensin ya da be- ğenmesin, olgu neyse onu saptayıp kaydetmelidir. Ancak, bununla toplum bilimcinin değer yargısına sahip olamaya- cağını söylemek istemiyoruz. Bilimsel tarafsızlık, beğeni ve amaç sahibi olmamak demek değildir. Bu parçanın yazılış amacı aşağıdakilerden hangisidir? A) Nesnelliğin ne olduğunu açıklamak B) Toplum bilim araştırmalarında nesnelliğin gerekliliğini ve nasıl olacağını belirtmek C) Toplum bilimcilerin hangi durumda nesnel, hangi durum- da öznel davranabileceklerini göstermek D) “Olan" ile "olması gereken" arasındaki farkın nesnellikle öznellik arasındaki fark olduğunu vurgulamak E) Toplum bilim alanında araştırma yapanların da beğeni sahibi olabileceklerini vurgulamak
1. Şair, beyit şeklinde belirlediği nazım biriminde
ikinci misradaki ifadeleri tekrarlamıştır.
- II. Bütün bu kahramanca mücadeleyi kazanan
elbette şiir olmuştur.
M. Kaldırımlar şiirindeki anlamı güçlendiren
tekrarlar, bu şiirde ahengi, sezgiyi ve vurguyu
güçlendirmiştir.
IV. Otel Odaları, biçimin içeriğe, içeriğin biçime;
ahengin anlama, anlamın ahenge karşı bir
savaşıdır.
V. Necip Fazıl, Otel Odaları adlı şiirinde oldukça
farklı bir yalnızlık sembolü oluşturmuştur.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir
bütün oluşturacak şekilde sıralandığında hangisi
baştan üçüncü olur?
A) V
B) IV
C) III
D) || E)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. Şair, beyit şeklinde belirlediği nazım biriminde ikinci misradaki ifadeleri tekrarlamıştır. - II. Bütün bu kahramanca mücadeleyi kazanan elbette şiir olmuştur. M. Kaldırımlar şiirindeki anlamı güçlendiren tekrarlar, bu şiirde ahengi, sezgiyi ve vurguyu güçlendirmiştir. IV. Otel Odaları, biçimin içeriğe, içeriğin biçime; ahengin anlama, anlamın ahenge karşı bir savaşıdır. V. Necip Fazıl, Otel Odaları adlı şiirinde oldukça farklı bir yalnızlık sembolü oluşturmuştur. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak şekilde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? A) V B) IV C) III D) || E)
2019-TYT/Türkçe
39.-40. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
40. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Descartes sonrası modern dönemde etik, toplum
yerine bireyi sorgulamak için kullanılan bir sisteme
dönüşmüştür.
B) Modern dönemde etik, öznenin yaptıklarını ilke ve
yasaların ışığında değerlendiren ahlak felsefesiyle ve
pratik akılla özdeşleşmiştir.
Bazı kavramlar, uzun süre sözlüklere ve akademik
metinlere hapsedildikten sonra sebebi bilinmeksizin
birdenbire, halkın diline düşme; basında, televizyonda,
hatta hükümet demeçlerinde zikredilme talihini veya
talihsizliğini yaşar. Fena hâlde felsefe kokan ve
Yunancadaki köküyle akla Aristoteles'i getiren etik
kelimesi, bugün tam da bu şekilde sahnenin ortasına
yerleşmiş durumda. Yunancada bilgece bir eylem yolu
arayışına karşılık gelen etik, felsefenin ayrılmaz bir
parçasıdır. Descartes'la -yani özne sorununun merkezi
önem taşıdığı modern dönem felsefesiyle-birlikte etik,
ahlakla veya pratik akılla az çok eş anlamlı hâle
gelmiştir. Etik, böylece ister bireysel ister kolektif olsun,
bir öznenin veya özne grubunun eylemlerini ve bunların
sonuçlarını evrensel yasaların terazisinde
yargılayan sistem anlamına kavuşmuştur. Bugünün
popüler kültür ve siyaset endüstrisinde ise artık anlam
enflasyonu nedeniyle milyonlarca sıfırla şişmiş bir
kavrama dönüşmüştür. O kadar çok şey için kullanılıyor
ki hemen hiçbir şey ifade etmiyor.
C) Aristoteles'in felsefesinde sözünü ettiği etik ile bugün
yaygın olarak kullanılan etik sözcüğü farklı anlamlar
taşır.
D) Medyada, gündelik hayatta ve politikada etik
kavramına gösterilen ilgi, kavramın iletişimsel değerini
olumsuz etkilemiştir.
E) Sonradan popülerlik kazanan kimi kavramlarda olduğu
gibi etik kavramının da günümüzde kazandığı
yaygınlığın nedeni belirsizdir.
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
2019-TYT/Türkçe 39.-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 40. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Descartes sonrası modern dönemde etik, toplum yerine bireyi sorgulamak için kullanılan bir sisteme dönüşmüştür. B) Modern dönemde etik, öznenin yaptıklarını ilke ve yasaların ışığında değerlendiren ahlak felsefesiyle ve pratik akılla özdeşleşmiştir. Bazı kavramlar, uzun süre sözlüklere ve akademik metinlere hapsedildikten sonra sebebi bilinmeksizin birdenbire, halkın diline düşme; basında, televizyonda, hatta hükümet demeçlerinde zikredilme talihini veya talihsizliğini yaşar. Fena hâlde felsefe kokan ve Yunancadaki köküyle akla Aristoteles'i getiren etik kelimesi, bugün tam da bu şekilde sahnenin ortasına yerleşmiş durumda. Yunancada bilgece bir eylem yolu arayışına karşılık gelen etik, felsefenin ayrılmaz bir parçasıdır. Descartes'la -yani özne sorununun merkezi önem taşıdığı modern dönem felsefesiyle-birlikte etik, ahlakla veya pratik akılla az çok eş anlamlı hâle gelmiştir. Etik, böylece ister bireysel ister kolektif olsun, bir öznenin veya özne grubunun eylemlerini ve bunların sonuçlarını evrensel yasaların terazisinde yargılayan sistem anlamına kavuşmuştur. Bugünün popüler kültür ve siyaset endüstrisinde ise artık anlam enflasyonu nedeniyle milyonlarca sıfırla şişmiş bir kavrama dönüşmüştür. O kadar çok şey için kullanılıyor ki hemen hiçbir şey ifade etmiyor. C) Aristoteles'in felsefesinde sözünü ettiği etik ile bugün yaygın olarak kullanılan etik sözcüğü farklı anlamlar taşır. D) Medyada, gündelik hayatta ve politikada etik kavramına gösterilen ilgi, kavramın iletişimsel değerini olumsuz etkilemiştir. E) Sonradan popülerlik kazanan kimi kavramlarda olduğu gibi etik kavramının da günümüzde kazandığı yaygınlığın nedeni belirsizdir.
16. Güzeldere'de kışın bembeyaz bir sessizlik kaplar her
yanı. İlkbaharda taze yeşilin, eflatun orman gülleriyle
uyumu göze çarpar. Yazın koyu bir yeşil hakim olur
dağlara. Ya sonbaharda? Kayinlanin, gürgenlerin kır-
mizisi, thlamur yapraklarının saman gibi sarısıyla
güze direnen çalıların yeşili birbinne karışır. Güzel-
dere'nin en görkemli zamanıdır sonbahar.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-
den hangisi söylenemez?
A) Benzetme yapılmıştır
B) Betimleyici ögelere yer verilmiştir.
mething
C) Öznellik ağır basmaktadır.
D)) Bir varlığa insana özgü bir nitelik aktarılmıştır.
E
Yinelemelere başvurulmuştur
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
16. Güzeldere'de kışın bembeyaz bir sessizlik kaplar her yanı. İlkbaharda taze yeşilin, eflatun orman gülleriyle uyumu göze çarpar. Yazın koyu bir yeşil hakim olur dağlara. Ya sonbaharda? Kayinlanin, gürgenlerin kır- mizisi, thlamur yapraklarının saman gibi sarısıyla güze direnen çalıların yeşili birbinne karışır. Güzel- dere'nin en görkemli zamanıdır sonbahar. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisi söylenemez? A) Benzetme yapılmıştır B) Betimleyici ögelere yer verilmiştir. mething C) Öznellik ağır basmaktadır. D)) Bir varlığa insana özgü bir nitelik aktarılmıştır. E Yinelemelere başvurulmuştur
6. (1) Her insanda birçok duygu hâli yaşar. (II) Ama bu
duygulardan bazıları daha baskındır. (III) Öyle ki bazı
(
insanlar daha kırılgan ve alıngan olur, bazıları da daha
öfkeli, daha bencil, daha gururlu, daha kibirli, daha
kıskanç olabilir. (IV) Peki bu insanların hiç mi iyi yönü
yok? (V) Elbette ki var ve bunlar onlarla ilişki kurabil-
meyi sağlayan hâller. (VI) Şunu unutmayalım ki, sürekli
insanların olumsuz yönüne bakarsak yalnız kalırız. (VII)
Bu yüzden insanların olumlu yönlerini de görmeye ça-
lışmalıyız.
Bu parça iki paragrafa bölünmek istense ikinci pa-
ragraf hangi cümleyle başlar?
A) II.
C) IV. D) V. E) VI.
B) III.
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
6. (1) Her insanda birçok duygu hâli yaşar. (II) Ama bu duygulardan bazıları daha baskındır. (III) Öyle ki bazı ( insanlar daha kırılgan ve alıngan olur, bazıları da daha öfkeli, daha bencil, daha gururlu, daha kibirli, daha kıskanç olabilir. (IV) Peki bu insanların hiç mi iyi yönü yok? (V) Elbette ki var ve bunlar onlarla ilişki kurabil- meyi sağlayan hâller. (VI) Şunu unutmayalım ki, sürekli insanların olumsuz yönüne bakarsak yalnız kalırız. (VII) Bu yüzden insanların olumlu yönlerini de görmeye ça- lışmalıyız. Bu parça iki paragrafa bölünmek istense ikinci pa- ragraf hangi cümleyle başlar? A) II. C) IV. D) V. E) VI. B) III.
7.) (1) Yapay zekâ basitçe anlatmak gerekirse bizim yerimize
karar veren fakat bizim gibi düşünmesini beklemediğimiz bir
yazılım. (II) Bu yazılım; savunma, otomotiv, bilişim ve daha
pek çok sektörde giderek artan bir yoğunlukla kullanılıyor.
(III) Yapay zekâ ile üretim hatalarının izlenmesi, oluşması
muhtemel hataların önceden belirlenmesi ve düzeltilmesi gibi
çok önemli işlemler yapılabiliyor. (IV) Ayrıca yapay zekâ ile
sadece üretim süreçleri değil doğrudan yaşam alanlarımız
ve alışkanlıklarımız da değişecek. (V) Geleceğe dair daha
isabetli tahminler yapabilmek için şu anda bile yapay zekâya
sürekli başvuruyoruz.
Bu parçada “yapay zekâ” ile ilgili olarak aşağıda
verilenlerden hangisi söylenemez?
A) I. cümlede tanımı yapılmıştır.
B) II. cümlede aşamalı bir durumdan söz edilmiştir.
C) III. cümlede yapabilecekleri sıralanmıştır.
D) I. cümlede güncel bilgilere değinilmiştir.
E) V. cümlede kullanım amacı belirtilmiştir.
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
7.) (1) Yapay zekâ basitçe anlatmak gerekirse bizim yerimize karar veren fakat bizim gibi düşünmesini beklemediğimiz bir yazılım. (II) Bu yazılım; savunma, otomotiv, bilişim ve daha pek çok sektörde giderek artan bir yoğunlukla kullanılıyor. (III) Yapay zekâ ile üretim hatalarının izlenmesi, oluşması muhtemel hataların önceden belirlenmesi ve düzeltilmesi gibi çok önemli işlemler yapılabiliyor. (IV) Ayrıca yapay zekâ ile sadece üretim süreçleri değil doğrudan yaşam alanlarımız ve alışkanlıklarımız da değişecek. (V) Geleceğe dair daha isabetli tahminler yapabilmek için şu anda bile yapay zekâya sürekli başvuruyoruz. Bu parçada “yapay zekâ” ile ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi söylenemez? A) I. cümlede tanımı yapılmıştır. B) II. cümlede aşamalı bir durumdan söz edilmiştir. C) III. cümlede yapabilecekleri sıralanmıştır. D) I. cümlede güncel bilgilere değinilmiştir. E) V. cümlede kullanım amacı belirtilmiştir.
TYT
25. Bir kayıp vakasına odaklanan ve bir yandan da İstanbul'un
kaybolup gitmesine, eski İstanbul'daki yaşam kodlarının
geçersizleşip yerini yozlaşmış yaşam kültürünün almasına
da bir ağıt niteliği taşıyan filmin dikkat çekici yanı da
içinde aşkın sadece ruhani, hatta kapalı yansımasının
oluşu. Oysa daha önceki filmlerinde aşkın fiziksel yanını
korkusuzca perdeye taşımış, tutkuyu alabildiğine yaşatmış
bir yönetmen Ferzan Özpetek. Ne demeliyiz bilemiyorum,
sinemasını bilmesem, kendisini az çok tanımasam bazı
şeyleri açıkça söylemekten çekinmiş diyeceğim ama o
vermek istediklerini doğrudan verebilen bir yönetmen.
Aşağıdakilerden hangisi parçada sözü edilen yönetmen
ve onun filmi için söylenebilir?
A) Filmlerinde İstanbul'u temel bir mekân olarak kullandığı
B) Birçok ödülün sahibi bir yönetmen olduğu
C) Filmde bir yaşam kültürünün temel özelliklerinin
izleyiciye dikte ettirildiği
D) Aşk ve tutku temalarını tüm filmlerinde ustalıkla işlediği
E) Filmlerinde iletisini açıkça verebilen bir yönetmen olduğu
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TYT 25. Bir kayıp vakasına odaklanan ve bir yandan da İstanbul'un kaybolup gitmesine, eski İstanbul'daki yaşam kodlarının geçersizleşip yerini yozlaşmış yaşam kültürünün almasına da bir ağıt niteliği taşıyan filmin dikkat çekici yanı da içinde aşkın sadece ruhani, hatta kapalı yansımasının oluşu. Oysa daha önceki filmlerinde aşkın fiziksel yanını korkusuzca perdeye taşımış, tutkuyu alabildiğine yaşatmış bir yönetmen Ferzan Özpetek. Ne demeliyiz bilemiyorum, sinemasını bilmesem, kendisini az çok tanımasam bazı şeyleri açıkça söylemekten çekinmiş diyeceğim ama o vermek istediklerini doğrudan verebilen bir yönetmen. Aşağıdakilerden hangisi parçada sözü edilen yönetmen ve onun filmi için söylenebilir? A) Filmlerinde İstanbul'u temel bir mekân olarak kullandığı B) Birçok ödülün sahibi bir yönetmen olduğu C) Filmde bir yaşam kültürünün temel özelliklerinin izleyiciye dikte ettirildiği D) Aşk ve tutku temalarını tüm filmlerinde ustalıkla işlediği E) Filmlerinde iletisini açıkça verebilen bir yönetmen olduğu
6.
Sanatçının ilk kitabı Tutkulu Perçem, 1962 yılında ya-
yımlandı, teyzesi Rosel'in kişiliğinden yola çıkarak yaz-
dığı Tante Rosa, farklı üslubuyla edebiyat çevrelerini
şaşırttı, kadın-erkek ilişkilerini ve evlilik temasını işledi-
ği ilk romanı Yürümek'le (1970) TRT Sanat Ödülleri Ya-
rışması Başarı Ödülü'nü kazandı ve hapishanede yaz-
dığı Yenişehir'de Bir Öğle Vakti adlı romanıyla 1974
yılında Orhan Kemal Roman Armağanı'nı kazandı.
Bu cümleden sözü edilen sanatçıyla ilgili kesin ola-
rak çıkarılabilecek yargı aşağıdakilerden hangisi-
dir?
A) İlk yapıtında gösterdiği başarısını diğer yapıtların-
da da göstermiştir.
B) Yapıtlarında kendi aile bireylerini kahramanlaştır-
maktadır.
X
C) Düşüncelerinden dolayı hapse atılmıştır.
D) Hapishane yaşantısı edebi çalışmalarına engel ol-
mamıştır.
v
E) Edebiyat dünyasına romanla adım atmıştır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
6. Sanatçının ilk kitabı Tutkulu Perçem, 1962 yılında ya- yımlandı, teyzesi Rosel'in kişiliğinden yola çıkarak yaz- dığı Tante Rosa, farklı üslubuyla edebiyat çevrelerini şaşırttı, kadın-erkek ilişkilerini ve evlilik temasını işledi- ği ilk romanı Yürümek'le (1970) TRT Sanat Ödülleri Ya- rışması Başarı Ödülü'nü kazandı ve hapishanede yaz- dığı Yenişehir'de Bir Öğle Vakti adlı romanıyla 1974 yılında Orhan Kemal Roman Armağanı'nı kazandı. Bu cümleden sözü edilen sanatçıyla ilgili kesin ola- rak çıkarılabilecek yargı aşağıdakilerden hangisi- dir? A) İlk yapıtında gösterdiği başarısını diğer yapıtların- da da göstermiştir. B) Yapıtlarında kendi aile bireylerini kahramanlaştır- maktadır. X C) Düşüncelerinden dolayı hapse atılmıştır. D) Hapishane yaşantısı edebi çalışmalarına engel ol- mamıştır. v E) Edebiyat dünyasına romanla adım atmıştır.
Yenilik
11. Üretkenlik
NII. Dile duyarlilik
A) Yalnız!
B) I ve II
C) I ve III
D) Il ve III
E) I, IIW
18. Yazdıklarını mutlaka okumak ihtiyacını hissettiğim
yazarlardan biriydi. Gazetedeki köşesini zekâsi, derin ve
çok yönlü kültürü, geniş ufku ve zarif üslubuyla doldururdu.
En iddialı fikirlerin ve en ağır eleştirilerin bile zarafetle
yapılabileceğini ispat etmek isteyenler, onun yazılarını
örnek gösterebilirler. Kendisine tahsis edilen köşeyi
tutarsız ve derinliksiz yazılarla değil, hakkıyla doldurmaya
çalışanlardandı. Çalakalem yazmazdı, yazdığı her yazının
emek mahsulü olduğu hissedilirdi.
Aşağıdakilerden hangisi parçada sözü edilen kişi için
söylenemez?
A) Kibar ve insancıl davranır.
B) Küturel bir birikime sahiptir.
+
Yazdıldarının kesinlikle okunmasın istemektedir.
D) Eleştirel bir yaklaşıma sahiptir. Y
E) Özenli bir şekilde yazı yazmayı amaclar. -t
Diğer sayfaya geçiniz.
7
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
Yenilik 11. Üretkenlik NII. Dile duyarlilik A) Yalnız! B) I ve II C) I ve III D) Il ve III E) I, IIW 18. Yazdıklarını mutlaka okumak ihtiyacını hissettiğim yazarlardan biriydi. Gazetedeki köşesini zekâsi, derin ve çok yönlü kültürü, geniş ufku ve zarif üslubuyla doldururdu. En iddialı fikirlerin ve en ağır eleştirilerin bile zarafetle yapılabileceğini ispat etmek isteyenler, onun yazılarını örnek gösterebilirler. Kendisine tahsis edilen köşeyi tutarsız ve derinliksiz yazılarla değil, hakkıyla doldurmaya çalışanlardandı. Çalakalem yazmazdı, yazdığı her yazının emek mahsulü olduğu hissedilirdi. Aşağıdakilerden hangisi parçada sözü edilen kişi için söylenemez? A) Kibar ve insancıl davranır. B) Küturel bir birikime sahiptir. + Yazdıldarının kesinlikle okunmasın istemektedir. D) Eleştirel bir yaklaşıma sahiptir. Y E) Özenli bir şekilde yazı yazmayı amaclar. -t Diğer sayfaya geçiniz. 7
Temel Yeterlilik Testi
33. Bütün yazarlar, yüzü olmayan bir okur kitlesine seslendiklerini
bilirler. yine de çoğu zaman özel bir yüz için yazarlar. Onun
vereceği tepkidir önemli olan. Kendimden örnek vereyim: Bir
öykü yazdığım zaman hemen Edip Cansever'i arardim, onunla
paylaşmak isterdim öykümü. Edip bir şiir mi yazdı, beni arar-
di hemen "Oğleüstü, Pasaj'da buluşup kutlamaya ne dersin?
diye sorardi. Birbirimizi pohpohlamaya dayalı eleştiriler değilch
eleştirilerimiz. Benzer kanallarda ses aradığımızdan, ortaya
çıkan yeni yapıtın başansı, bir mutluluk kaynağı olurdu. Edip
Cansever'e bu mutluluğu, sonra da bu mutsuzluğu borçluyum
işte. Geçenlerde, uzun bir süre sonra yazı masasının başına
öykü yazmak için oturdurn "Mutlaka haber vermeliyim, çok se-
vinir." deyip telefona sarıldım. Birdenb yaşadığım mutsuzlu-
ğu, bir yıldır atlatamadığım çöküntüyü yeniden hissettim o an.
Birçok duygu, zamanla yara alabiliyor, örselenebiliyor, bitebi-
liyor. Bitmeyen tek aşkın, gerçek ve lirik bir dostluk olduğunu
Edip Cansever öğretti bana.
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerin hangisi-
dir?
A) Eleştirmen, işini iyi yapmak için "Başkaları ne düşünür,
kimse kinlir midiye düşünmez
B) Yazarlar, eserlerini yayımlatmadan önce dost bildikleri in-
sanlarla paylaşmaktan keyif alır.
C) Yazmaya uzun süre ara vermek, genellikle yaşanan elim
bir olayın sonucunda gerçekleşir.
D) Kaybetme korkusu, duygusal ilişkilerde karşımıza çıkan en
Önemli ruhsal korkulardan biridir.
E) Büyük şairlerin şiirlerinde mutsuzluk ve ölüm gibi kavram
Tarın her zaman önemli bir yeri vardır,
eyda-
rinde
Dimci
Eği ve
kilere
aşma
orden
-- Toprak Yayıncılık
in ye dizel gibi
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Temel Yeterlilik Testi 33. Bütün yazarlar, yüzü olmayan bir okur kitlesine seslendiklerini bilirler. yine de çoğu zaman özel bir yüz için yazarlar. Onun vereceği tepkidir önemli olan. Kendimden örnek vereyim: Bir öykü yazdığım zaman hemen Edip Cansever'i arardim, onunla paylaşmak isterdim öykümü. Edip bir şiir mi yazdı, beni arar- di hemen "Oğleüstü, Pasaj'da buluşup kutlamaya ne dersin? diye sorardi. Birbirimizi pohpohlamaya dayalı eleştiriler değilch eleştirilerimiz. Benzer kanallarda ses aradığımızdan, ortaya çıkan yeni yapıtın başansı, bir mutluluk kaynağı olurdu. Edip Cansever'e bu mutluluğu, sonra da bu mutsuzluğu borçluyum işte. Geçenlerde, uzun bir süre sonra yazı masasının başına öykü yazmak için oturdurn "Mutlaka haber vermeliyim, çok se- vinir." deyip telefona sarıldım. Birdenb yaşadığım mutsuzlu- ğu, bir yıldır atlatamadığım çöküntüyü yeniden hissettim o an. Birçok duygu, zamanla yara alabiliyor, örselenebiliyor, bitebi- liyor. Bitmeyen tek aşkın, gerçek ve lirik bir dostluk olduğunu Edip Cansever öğretti bana. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerin hangisi- dir? A) Eleştirmen, işini iyi yapmak için "Başkaları ne düşünür, kimse kinlir midiye düşünmez B) Yazarlar, eserlerini yayımlatmadan önce dost bildikleri in- sanlarla paylaşmaktan keyif alır. C) Yazmaya uzun süre ara vermek, genellikle yaşanan elim bir olayın sonucunda gerçekleşir. D) Kaybetme korkusu, duygusal ilişkilerde karşımıza çıkan en Önemli ruhsal korkulardan biridir. E) Büyük şairlerin şiirlerinde mutsuzluk ve ölüm gibi kavram Tarın her zaman önemli bir yeri vardır, eyda- rinde Dimci Eği ve kilere aşma orden -- Toprak Yayıncılık in ye dizel gibi
12. Kızılay'da Karanfil sokaktaki kafeleri gezerken gö-
züme bir şey ilişti. Her kafenin girişinde bir kişi var
ve gelip geçenleri içeri davet ediyorlar. Kafeyle hiç-
bir ilgisi olmayan ve oradan sadece geçmekte olan
insanları bile içeri çekmeye çalışıyorlar. Bu durum
oldukça çirkin bir görüntü oluşturuyor. Kimseye seç-
me özgürlüğü tanınmiyor. Yanında eşin dostun varsa
kafenin girişindeki kişiyle çok da konuşamadan içeri
girmek zorunda kalıyorsun. Bu duruma kesinlikle bir
çare bulunmalı gelen geçen herkes özgür iradesini
kullanmalıdır.
Bu parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden han-
gisidir?
A) Karşılaştırma B) Betimleme C) Öyküleme
D) Tartışma E) Açıklama
218
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
12. Kızılay'da Karanfil sokaktaki kafeleri gezerken gö- züme bir şey ilişti. Her kafenin girişinde bir kişi var ve gelip geçenleri içeri davet ediyorlar. Kafeyle hiç- bir ilgisi olmayan ve oradan sadece geçmekte olan insanları bile içeri çekmeye çalışıyorlar. Bu durum oldukça çirkin bir görüntü oluşturuyor. Kimseye seç- me özgürlüğü tanınmiyor. Yanında eşin dostun varsa kafenin girişindeki kişiyle çok da konuşamadan içeri girmek zorunda kalıyorsun. Bu duruma kesinlikle bir çare bulunmalı gelen geçen herkes özgür iradesini kullanmalıdır. Bu parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden han- gisidir? A) Karşılaştırma B) Betimleme C) Öyküleme D) Tartışma E) Açıklama 218
Modern olmak, çelişkilerle dolu bir hayat sürdürmek
demektir. Çağdaşlik, ortak yaşamları kontrol ve çoğu
zaman yok etme gücüne sahip devasa bürokratik
örgütlerin gölgesi altında yaşamak ama yine de bu
güçlerin karşısına çıkmaktan, dünyayı değiştirmek ve
ona hükmetmek için savaşmaktan bir an olsun
yılmamak demektir. Aynı zamanda hem yenilikçi hem de
muhafazakâr olmak, yeni deneyim ve serüven
olanaklarina kucak açmak, bir yandan da çoğu modern
serüvenin yol açtığı nihilistçe derinlikler karşısında
korkuya kapılmak, her şey buhar olup giderken bile
somut bir şeyler yaratıp onlara tutunmak istemiyle
yanıp tutuşmak demektir.
26.. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi modern
olmanın özelliklerinden biri değildir?
A) Nihilizme yatkın olmak
B) Deneyimlere açık olmak
citliklari bir arada yaşamak
D) Bürokrasiye maruz kalmak
-) Nesneye bağlı kalmak
27. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi modern
insanın içinde bulunduğu karşıtlıklardan biri
değildir?
A) kontrollü - boşvermiş
B) yenilikçi - gelenekçi
C) girişken- çekingen
D) korkak - cesur
E) çelişkili - kararli
Lise Türkçe
anlatim-bicimleri
Modern olmak, çelişkilerle dolu bir hayat sürdürmek demektir. Çağdaşlik, ortak yaşamları kontrol ve çoğu zaman yok etme gücüne sahip devasa bürokratik örgütlerin gölgesi altında yaşamak ama yine de bu güçlerin karşısına çıkmaktan, dünyayı değiştirmek ve ona hükmetmek için savaşmaktan bir an olsun yılmamak demektir. Aynı zamanda hem yenilikçi hem de muhafazakâr olmak, yeni deneyim ve serüven olanaklarina kucak açmak, bir yandan da çoğu modern serüvenin yol açtığı nihilistçe derinlikler karşısında korkuya kapılmak, her şey buhar olup giderken bile somut bir şeyler yaratıp onlara tutunmak istemiyle yanıp tutuşmak demektir. 26.. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi modern olmanın özelliklerinden biri değildir? A) Nihilizme yatkın olmak B) Deneyimlere açık olmak citliklari bir arada yaşamak D) Bürokrasiye maruz kalmak -) Nesneye bağlı kalmak 27. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi modern insanın içinde bulunduğu karşıtlıklardan biri değildir? A) kontrollü - boşvermiş B) yenilikçi - gelenekçi C) girişken- çekingen D) korkak - cesur E) çelişkili - kararli
2019-TYT/Türkçe
30. 1928-1992 yılları arasında yaşayan Philip K. Dick, bilim
kurgu edebiyatının en beğenilen yazarlarından biridir.
lik hikâye ve romanlarından başlayarak tüm eserlerinde,
gerçeklik ve insanı insan yapan özellikleri birbirine bağlı
iki tema olarak ele alır. Bu temaları başarıyla işlediği
eserlerinden biri, 1968 yılında kaleme aldığı Androidler
Elektrikli Koyun Düşler mi? adlı romanıdır. Romanın
ana karakteri Rick Deckard, Mars'tan kaçan altı androidi
yakalamakla görevlidir. Ancak bu görevi sırasında,
insanla robot arasındaki sınırın hiç de kesin olmadığını
görür. Böylece eser bir yandan insan benzeri robotlar
ile gerçek insanlar arasındaki farkı sorgularken diğer
yandan gerçeklik algısı üzerine düşündürmektedir.
Dick'in bu romanı, tüm zamanların en iyi bilim kurgu
filmlerinden biri olarak kabul edilen Bıçak Sırtı filmine de
kaynaklik etmiştir.
Bu parçada Philip K. Dick ile ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Belirli bir alandaki çalışmalarının takdir edildiği
B) Farklı türdeki eserlerinde benzer Konular üzerinde
durduğu
C) Eserlerinin edebiyat dünyası dışında da ilgi gördüğü
D) Gerçeğin ne kadar gerçek olduğu konusunu
sorguladığı
El Romanlarında belirli bir karakterin maceralarını
anlattığı
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2019-TYT/Türkçe 30. 1928-1992 yılları arasında yaşayan Philip K. Dick, bilim kurgu edebiyatının en beğenilen yazarlarından biridir. lik hikâye ve romanlarından başlayarak tüm eserlerinde, gerçeklik ve insanı insan yapan özellikleri birbirine bağlı iki tema olarak ele alır. Bu temaları başarıyla işlediği eserlerinden biri, 1968 yılında kaleme aldığı Androidler Elektrikli Koyun Düşler mi? adlı romanıdır. Romanın ana karakteri Rick Deckard, Mars'tan kaçan altı androidi yakalamakla görevlidir. Ancak bu görevi sırasında, insanla robot arasındaki sınırın hiç de kesin olmadığını görür. Böylece eser bir yandan insan benzeri robotlar ile gerçek insanlar arasındaki farkı sorgularken diğer yandan gerçeklik algısı üzerine düşündürmektedir. Dick'in bu romanı, tüm zamanların en iyi bilim kurgu filmlerinden biri olarak kabul edilen Bıçak Sırtı filmine de kaynaklik etmiştir. Bu parçada Philip K. Dick ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Belirli bir alandaki çalışmalarının takdir edildiği B) Farklı türdeki eserlerinde benzer Konular üzerinde durduğu C) Eserlerinin edebiyat dünyası dışında da ilgi gördüğü D) Gerçeğin ne kadar gerçek olduğu konusunu sorguladığı El Romanlarında belirli bir karakterin maceralarını anlattığı