Anlatım Biçimleri Soruları

3. Lisede gördüğün resim dersi seni ressam yaptı mı? Müzik dersi gördün, flüt çaldın, solfej yaptın eğitim hayatında, besteci oldun mu? Nitekim yaratıcı yazarlık dersi görenlerden kaçı yazar? Bunu sadece ben söylemiyorum Nabo- kov'dan Bradbury'e dek dünya edebiyatından pek çok ismin ortak fikri bu. Yazarlık bilinebilir şey değil ki öğretilsin. Yazarlık öğretilebilecek bir şey değil. Bu parçanın başına Yazarlık kültürü aktarılabilir ama bu aktarım kişiyi yazar yapmaz. W. Resimden anlamayı, müzik dinlemeyi öğrenebilirdik ama olmadı. IW. İnsanlar yaratıcı yazarlık dersi veriyor, demek ki çok iyi biliyorlar yazarlığı. yargılarından hangisi getirilemez? A) Yalnız 1 B) Yalnız II Sifresi® - Modüler Soru Bankası Ditelam : sonunda, Sonic darak C) I ve 111 D) Yalnız III ) E) II ve III

ve Jo. Sorulari asagidaki parçaya gore cevap landınınız. erçekleri ile uğraşan bir tür. usina, alaca karanlıktaki bir san çıkabilir ancak hikaye, Işmüş gibidir dünyamıza. yönüyle irdelediği zaman atkıda bulunabilir, öteki tür- stikamete gitmek zorunda başka bir hal değildir. an yerlere aşağıdakiler- irilmelidir? Türk romaninin seçkin isimlerinden ihsan Ok Anar, Puslu Kitalar Atlasi, Kitabul Hiyel, Efrasiva Hikayeleri, Amat ve son olarak Suskunlar adhi eser. leriyle tutkulu bir okur kitlesi oluşturdu ama edebiya severler bugüne dek onun ne gazetelerde boy resimlerini gördüler ne de uzun uzun röportajlar okuma imkânı buldular. Geçtiğimiz martta kendisin verilen Erdal Öz Edebiyat Ödülü'nü almak için Istan bul'a gelen yazar, bu törende kendisini merak eden edebiyat dünyası ile de bulusmuştu. Odül töreninin ardından da Bilgi Üniversitesi Anar için geniş katı limli bir sempozyum düzenledi. Meraklı bakışlardan uzak, gönüllere yakın durmayı seven romanci, bu sempozyuma katılmadı ama katılanlar, önemli isim lerin ağzından onu ve yazı dünyasını keşfetme im- kânı buldu. Ihsan Oktay Anar, Puslu Kıtalar Atlas adlı romanını ilk kez 1995'te yayımladığında, bin bir tarihin içinden yeni bir "tarih", tarihte var olmuş bir ül- kenin içinden yeni bir "ülke", eski zaman insanlarının arasından yeni insanlar çıkarıyordu. Puslu Kitalar Atlası'nı, 1996'da eski zaman mucitlerinin inanılmaz hayat öykülerinden oluşan Kitabül Hiyel, 1998'de de Efrasiyab'ın Hikâyeleri izledi. ĝin kullanımı, hikâye ve klilik göstermektedir? nasıl bir yol izlerse sa- Slar? anüstü olaylara yer ver- ? adığı topluma en büyük 35. ünyayı algılama biçimi ayi algılayışı arasında Fleri ifade etmenin yolu Bu parçadan hareketle Ihsan Oktay Anar'la ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Türk romanının önemli isimlerinden olduğu B) Çoğunlukla tarihi romanlar kaleme aldığı C) Kendini ilgiyle takip eden bir okur kitlesinin oldu- ğu D) Kendisi ile ilgili etkinliklerin düzenlendiği E) Gözlerden uzak bir hayat sürdüğü üstü kahramanlara yer eden nedir? mesi gereken mutlak ereken katı kurallar ndığınız Kafdağı gibi nizda da yer veriyor değerlerine katkı Dilim nasıl karşılaş- 36. Bu parçadan hareketle Kitabüt Hiyel ile ilgili aşa- ğıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Fantastik ögeler barındırmaktadır. B) Tarihi ögeler içerdiği için dili ağırdır. C) Anlatımında yer yer terimler kullanılmıştır. D) Yazarın üne kavuşmasını sağlayan bir eserdir. E) Yazarın ikinci kitabıdır.

Asağıdaki cümlelerin hangisinde aynı düşünce de- õisik sözlerle yinelenmiştir? sözlü gelenekten gelen edebi ürünlerin halkın ortak Ürünü kabul edilmesi doğaldır. BI Türk edebiyatının hazinesi yalnız yazılı metinlerle öl- Çülemez, sözlü metinler de bu hazinenin içinde yer alir Yazar, bu yazısında sözlü geleneğin temel bir özelli- gini, farklılaşarak çeşitlendiğini vurguluyor. D) Yazili ürünlerin zaman içinde değişime uğramaması, yazıldığı döneme taniklik etmesi ona belge özelliği kazandırır. E) Sözlü gelenekte oluşmuş birçok edebi ürün günü- müze kadar ulaşamamış, zaman içinde kaybolup git- miştir

2. Galileo, Rönesans ve Aydınlanma etkilerinin gözle görülür hâle geldiği bir dönemde yaşadı. Bilim alanında ciddi bir yenileşmenin yaşandığı, doğayı gözlem ve deney aracılığıy- la irdelemek yerine matematikle kavramanın temel yaklaşım hâline geldiği bir dönemdi. Tip okumak için gönderildiği üni- versitede tip yerine matematiği yeğledi. Galileo'nun benim- sediği bu tutum, fizik biliminin matematikselleşmesinde ve modernleşmesinde pay sahibidir. Bu parçada altı çizili ifadeninin gönderme yaptığı söz aşağıdakilerden hangisidir? A) Aydınlanmanın etkilerinin gözle görülür hâle gelmesi B) Galileo'nun Rönesans ve Aydınlamada yerini alması C) Fizik biliminin matematikselleşmesi ve modernleşmesi D) Doğayı matematikle kavramanın gözleme tercih edilmesi E) Tip biliminin Galileo'ya fırsatlar sunması

---- Kimisi orman içinde kurulmuştur, çam ve reçine kokar Karaburun'da olduğu gibi; kimisi nergis kokar baharda. Kimisi deniz kokar, yosun kokar. Kimisi defne sabunu kokar. Kimisinin kokusu da tarihin imbiği içinden süzülüp gelir. Ahşap evlerin merdi- venlerine bile siner. Bu yüzden Osmanlı kokuludur Mudurnu. Şeyh-ül Ümran tepesinden baktığınızda göz göze geldiğiniz Saat Kulesi sizi yanıltmasın! Zaman, Mudurnu'da geçmişte birkaç kez durmuş gibidir. Aşağıda beyaza boyalı evler, kurutulmak için yol kenarına serilmiş fındıklar, kucaklarında tavuk taşıyarak çarşıya inen kadınlar, kapı önünde nakış işleyen genç kızlar, yere düşen kasketini almak için bellerini tutarak eğilen yaşlı adamlar görürsünüz. Birden bir horozun keskin ötüşü sessizliği bozar. Saat Kulesi'nin yanı başında uykuya dalmış olan zaman kimildar. Ağaçların sarı yaprakları yeşerir, eski ahşap evlerin bahçeleri oyun oynayan çocuk- laria dolar. Bu parçanın başına, anlam bütünlüğüne göre aşağıdakilerin hangisi getirilebilir? A) Batı Anadolu kasabalarının her birinin ayrı koku- su vardır. B) Anadolu çeşitli kültürel zenginliklere sahiptir. C) Koku, insanın ayırıcı unsurları fark ettiği duyusudur. D) Zaman ve koku iç içe girmiş iki kavramdır. E) Her şehrin kendine özgü tarihi güzellikleri vardır. 8. Tarih boyunca Anadolu ile köklü iliskilor lo

12 genç bir mühendi haberler, günlük şinci sayfalarından man ben yurt dışında ğim ülkedeki bir yes ağladığı araştırma bir rupa ülkelerinde do de bırakmadım ve e ara sıra çeşitli konu Yakup Kadri Karaosmanoğlu, romanlarında oplumun bozulan, çöken yanlarını ele alarak gileri topluma çeker. Eserlerinin çoğu, bir çöküşün hikâyesidir. Bir Sürgün'de Abdülhamit'in, Kiralık Konak ve Hüküm Gecesi'nde Meşrutiyet Devri'nin, . Nur Baba'da Bektaşi tekkesinin, Sodom ve Gomore'de Mūtareke Devri'nin, Yaban'da bir Anadolu köyünün çöküşünü gösterir ve bunlarla nasıl mücadele edileceğini dile getirir. Kişiler, çoklukla düşledikleri hayatın gerçek hayata uymamasından doğan hayal kırıklığıyla dünyaya küser. Yazann eserlerindeki olumlu kişiler, genellikle içinde yaşadıkları çevrenin kötü gidişini görür, çıkış yolları tasarlar fakat bunlar gerçekleştirmek için bir çaba göstermez. Bunlar sadece düşünen, gördüklerinden üzüntü ve acı duyan fakat bir türlü eyleme geçemeyen tiplerdir. 18. Genç ve hi zamanlar benim için araya geir saat de oli yana, içim söyleşiler. hikayelerd kurduğu ti evreninde ve konuşm işin en eğle edebiyat so ama gün g içine yazan Yavaş yava Kısacası me hevesli olar kten sonra kitabın geciktirdim. ilgi Folmak için yapto huzursuzluğun abı bastırmamo indan kaleme al utarsızlıklar oldu bir bütünlük Bu parçada söyleşiye 1. Yayıncıl II. Genç ga er yapmamı telut bu metinlerin Ill. Merak d Bu parçada, sözü edilen yazarın yapıtında öncelediği konular arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur? AYönetimin reformlarını anlatma B) Farkındalık oluşturmaya çalışma C) Dönemin sikintilanna dikkat çekme D) Farklı dönemlerdeki olaylan aktarma t Zorlukların üstesinden nasıl gelineceğini gösterme undan yapılmas tonguç kampus IV. Olgunla olgularının A) Yalniz ! D urulması alar içermes

E) Amaç 6. A 3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde karşılaştırma” anlamı yoktur? B) İnsanın en çok tutamadığı sözler, kendine verdiği sözlerdir. İyi şeyler inanmadan, daha iyi şeyler sabretmeden gelmez. C) Hayallerinin peşinden koş, bir gün onlar elbette yorulacaktır. De Açık kalple konuşan düşman, içten pazarlıklı dosttan Iyidir. E) Insan kalbinde ne taşıyorsa dünyaya bakınca onu bir ayna kadar net görür.

A) 1. C) III. DJ IV. E) V 15. 12. I. Güzel bir bina nasıl olmali? 11. Zaten modern dünyada güzelliğin kendisi de, her zaman sonuçsuz kalacak çocukça tartışmalan tetiklediği varsayılan bir kavram hâline geldi. III. Bir zamanlar mimarın görevi olarak kabul edilen güzellik yaratma işi günümüzde ancak kişisel tercihler bağlamında ele alınabiliyor. IV. Modern bakış açısına göre bu soru saçma, hatta yanıtlanması olanaksız bir soru. V. Bireyin tercihlerinin öne çıkarılması ise bu tercihlerin meşruiyeti sorununu doğuruyor. Bu cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? A) C) III D) IV. E) V. 9 B) 11

Türkçe ] 39. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) (1) Osmanlı torunu olmak size neler kazandırdı ki buna sürekli değiniyorsunuz? Biraz açıklar misiniz? (II) Ödül almanıza neden olan DNA hakkında bize bilgi verir misiniz? 3) (1) Kıyafetlerinizdeki takılar niçin insanların ilgisini çekmektedir? (II) Kanserin insan yaşamına olumsuz etkileri üzerine bolca araştırma yapmanıza rağmen bu araştırmalarınız niçin yeterince bilinmiyor? C) (1) Nobel ödülü alırken Osmanlı tuğrası desenli kravatınız dikkat çekti? Özel bir mesajı var mıydı? (II) Çalışmalarınız DNA onarımı dolayısıyla kanser tedavisinde umut olarak görülüyor? Sizce kanser bir gün önlenebilecek mi? DT (1) Bir bilim insanı olarak Osmanlı ve Cumhuriyet hakkında neler söylemek istersiniz? Değerlerimizin bize katkıları nelerdir? (II) Aldığınız ödüller arasında sizi en çok etkileyen ödül hangisidir desem size saygısızlık etmiş olur muyum? EY (0) Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde bilim insanlarına ödül verilmemesini bize değerlendirebilir misiniz? (II) DNA ile kanser arasındaki ilişkiyi ortaya çıkaran ilk bilim insanı olmanın ruh dünyanıza nasıl bir etkisi oldu?

Cara Deng (30.1 30. 1. Hikâyeleri öyle değil, Pirandello hikâye kişilerini daha iyi gösteriyor, canlandırıyor. II. Oyunlarında yüksekten atmayı andırır bir hâl vardır. III. Bay Feridun Timur, onlardan otuz altısını dilimize çevirmiş, Milli Eğitim Bakanlığı da bastırmış. IV. Hepsini okumadımsa da okuduklarım çok hoşuma gitti, diyebilirim ki o yazarın oyunlarından daha çok beğendim hikâyelerini. V. İtalyan yazarı Luigi Pirandello'nun bir iki oyununu görmüşsünüzdür, hikâyelerini okudunuz mu? 32. (1) Tre hâle yaşa kome bize. oldu sayıs neşe koşu sağ 1 Bu har hay aci dü Yukarıdaki cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? A) A) B) II D) IV EV C)

ym çe er iş 25. Sevgi-nefret ilişkisi "karışık" olan yazarlardan bi- ridir, Knausgaard. Seveni kadar sevmeyeni var, eserlerini oldukça yakından takip edip beğeneni de var, hiç elini sürmediği hâlde daha kapağını gö- rür görmez burun kivirani da. Ama Knausgaard'a karşı hissedilen bu karışık duygular, aynı zamanda bir başarının göstergesi değil midir zaten? Duygu- larımızdaki dalgalanmalar yeniden hareketlenecek gibi bugünlerde çünkü ünlü "Kavgam" serisinin be- şinci kitabı, Bahar Yağmurları ismiyle yayımlandı. Bir taraftan bu seri sürerken Knausgaard yeni bir "mevsim dörtlemesi"ne de girişti. Ağustos sonunda Yaz'ı da yayımlayarak bu seriyi tamamlamış ola- cak. Knausgaard'la yolumuz uzun daha! Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisi söylenemez? A) Öznel düşüncelere yer verilmiştir. B_Sözde soru cümlesi kullanılmıştır. C Anlatımda tekdüzelikten kaçınılmıştır. D) Tanık göstermeden yararlanılmıştır. E) Niteleyici sözcüklere başvurulmuştur.

D U 14 Cevap Anahtarı 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 TYT / TÜRKÇE 22. Insan dilini aykırı kılan şey birbirimizle iletişim kurmamızı sağlaması değil, bunu sayısız şekilde yapabilmemizi sağ- lamasıdır Hayvanlar birbiriyle iletişim kurar, bazen oldukça gelişkin biçimdedir bu: Balinaların şarkı söylermiş gibi ken- dine özgü sesler çıkarması, maymunların uluması, arıların vizıldaması, kuşların civildaması gibi/Kertenkeleler başla- rini indirip kaldırarak iletişim kurar, mürekkep balıkları ise derilerinin rengi ile oynayarak. Bu parçanın anlatımında, 1. Sayıp dökmelerden yararlanılmıştır.be II. Olay örgüsü oluşturulmuştur. 111) Kişileştirmeye başvurulmuştur. IV. Örnekleme yapılmıştır. V. Dilin 'göndergesel işlevi kullanılmıştır. numaralanmış olanlardan hangileri yoktur? A) I ve v B) ve IV ( Cuvet D) Hve tv E) Il ve v

1. Beyoğlu atmosferinde can bulan üç arkadaş, üç farklı roman kahramanının birbirine kenetlenmesi; her türden okuru kucaklaması, romanın ilk bakışta dikkat çeken önemli noktalarından biri sayılabilir. Romanın bütününde hâkim olan canlı ve çeşitli Beyoğlu tasvirleri, her türden insanı barındırması, Beyoğlu'na ait bir tiniyı Beyoğlu Rapsodisi'ni gözler önüne sermektedir. Ahmet Ümit, romanda anlatıcı kahramanı Selim'in ağzından bu tasvirlerini eserinin her köşesine o kadar ince bir işçilikle dokumuştur ki okur bu tasvirlere tanık olurken kendini tarihin büyüleyici dokusuna kaptırmaktan ve o devirlerde yaşıyor gibi hissetmekten alıkoyamaz. Bu parçaya göre, okurda altı çizili durumun gerçekleşmesi aşağıdakilerden hangisine bağlanmıştır? A) Tutarlılık B) Tarihsel içerik C) Biçem D) Akıcılık E) Sıra dışılık

15. Teknolojik gelişmeler sonucu günümüzde genellikle klav- ye ile yazı yazmaya başladık. Ancak elle kâğıda aktari- lan bilgiler, hafızada daha kalıcı oluyor. Elle yazı yazmak bilişsel ve motor becerilerin birlikte kullanıldığı bir eylem olduğundan elle not tutan öğrencilerin öğrendiklerini yo- rumlamada daha başarılı olduğu gözleniyor. Klavyeyle yazandan farklı olarak elle yazan kişi harfleri okunabilir şekilde yazabilmek için daha fazla dikkat gösteriyor. Bu da öğrencilerin daha uzun süre ve daha yoğun bir şekilde düşündüklerine odaklanabilmesini sağlıyor/Elle yazma- nin özellikle okuma yazmayı yeni öğrenen çocukların dil gelişimi ve okuma becerileri üzerinde de etkili olduğu bi- linmektedir. Bu parçada elle yazmayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine deginimemiştir? A) Anlama ve kavrama süreçleri üzerindeki etkisine B) Belleğin kapasitesi üzerindeki olumlu etkilerine C) Farklī becerilerin birlikte kullanılmasını gerektirdiğine D) Öğrenme ve dil becerilerini geliştirdiğine By Dikkati yoğunlaştırma süresini arttırdığına (2018-KPSS)

TÜRKÇE TEST 7. E B 5. Fikir babası Alan Turing olmakla birlikte, "Yapay Zeka", dönemin bir grup öncü bilim insanı tarafından 1956 yılında düzenlenen konferansta ortaya atılarak zeki bilgisayarların gerçekleştirilme olasılığının araştırılması önerilmiştir. Aradan geçen 60 yıllık zaman diliminde bu uç teknolojiler yeni bir boyut kazandı. Şimdilerde ise insan gibi düşünen, anlayan, algılayan robotlar var. İyi-kötü aramıza karışmaya başlayan, kendi kararlarını veren yapay zekâların idare ettiği makine bedenlerin ahlâklarını nasıl programlayacağımız önemli bir soru işaretidir. Zira kendi iradesiyle karar alabilen ve hareket ederek gündelik yaşamda yolu bizimle kesişen bir yapay zekâ yapacaksanız, onun kritik kararları nasıl vereceği üzerine de kafa yormanız, ona bir de yapay ahlâk entegre etmeniz gerekiyor. Hele ki bu kritik kararlar insan hayatıyla ca da ilgiliyse... Parçadan hareketle hangisi söylenemez? A) Fikir sahibinin tek kişi olduğu yapay zekâ, ekip çalışmasıyla ortaya çıkan bir üründür. B) Yapay zekânın ortaya çıkışı, bir ihtimalin araştırılma çalışmalarının meyvesidir. C) Gelinen noktada yapay zekâya sahip ürünler, insan zekâsına ve psikolojisine yaklaşmıştır. D) Yapay zekâlı ürünlerin, gelecekte çevresini anlayıp algılayabilmesi hedeflenmektedir. E) İnsani konularda karar mekanizmasına sahip araçlar birden fazla meziyete sahip olmalıdır.

OZEL ÇAĞDAŞ OKULLARI 19. Günümüzde şiir konulu pek çok eleştiri yazısına "edebiyat yapan" bir biçem egemen Klişeler ve alışılmamış bağdaştırmalar hüküm sürüyor bu yazılarda: "Şiirini hayatın içinden damitan sair", "gelenekten günümüze süzülen tatlar", "temeline insanı alan bir şiir", "biçimle öz arasındaki diyalek- tik denge", "sözcüklerini özenle seçen şair", özgün bir şiir vb. Bunlar, şiirin ayırt edici özelliklerinden söz ediyormuş gibi yaptığı için aldatıcı olan bir söylemin ögeleri, metinle teması olmayan, askı- da kalan öznel ifadeler. Birazcık dikkat edildiğinde görülebileceği üzere hiçbir ayırt ediciliği olmayan sözler bunlar. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada dile getiri- len klişeleşmiş eleştiriye örnek gösterilemez? Bir başyapıt olan Çocuk ve Allah, 1940 yılında, Fazıl Hüsnü Dağlarca yirmi altı yaşındayken yayımlandığında geçmişin efsunlu günlerinden esintiler taşıyan güncel tarzıyla edebiyat dün- yasında ses getirmiştir. Cahit Sıtkı Tarancı, Otuz Beş Yaş şiirinde ha- yatın geçiciliğini, ölümün insanın ensesinde soluğunu hissettiren yakınlığını dile getirirken şiirde asıl unsurun insan olduğu gerçeğinden yola çıkmıştır. Şiir adına söz alınan her ortamda, ne za- man eski günlerden, unutulmuş aşklardan, efkârdan, melankoliden söz açılsa topluluk içinden biri hemen Monna Rosa'nın usta işi ve yürek tellerini titreten dil işçiliği ile oluşturulmuş dizelerini okumaya başlar. Okuyucunun Behçet Necatigil şiirini anlaması için ayrıca bir çaba sarf etmesi gerekir çünkü Necatigil, öz ile biçim uyumuna dikkat ettiği şiir- lerinde kelimelerin arasında bıraktığı gizemli ve insanı sarsan boşlukların okuyucu tarafından doldurulmasını bekler. E) Bedri Rahmi Eyüboğlu, şiirlerinde ekme, bio- me, ürün alma gibi tarımsal ögeleri oldukça sık kullanmaktadır , şiirlerinde meyve isimlerini çok sık kullanması da onun toprağa bağlılığının bir göstergesidir.