Anlatım Biçimleri Soruları

7. (1) "Homesickness" Ingilizcede kişinin evden, aileden ve alıştığı ortamdan uzak kalmasına bağlı olarak hisse- tiği güçlü özlem duygusunu ifade etmek için kullanılır. (II) Türkçe karşılığı, Osmanlıca kullanımı olan "daüssi- la"dan yola çıkarsak sıla özlemidir. (III) Bu duygunun duygusal belirtileri olabileceği gibi fiziksel dışavurumları da vardır. (IV) Kişisel özelliklere göre farklılık gösterir an- cak genelde evden ilk uzun süreli ayrılıkla birlikte ortaya çıkar ve yeni ortama uyum sağlanana dek devam eder. (M) Sıla özlemi, yatılı okul ya da yaz kampı için evden ayrılan çocuklarda ve üniversite için alıştığı ortamdan ayrılan yetişkinlerde görülen hasret duygusudur. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri an- lamca birbirine en yakındır? A) I ve II B) I ve V D) III ve V E) IV ve V C) III ve IV

İnsan bilincinde; geçmişe yönelik anıların, bilgilerin, fan- tastik düşlerin, geleceğe dönük planların, özlemlerin, yaşanılan an içinde dış dünyadan algılananların ve tüm bunlarla birlikte giz dolu bir bilinçaltı yumağının, hiçbir zamansal sıralama olmaksızın aynı anda var olmaları, bu malzemeyi kullanarak bir metinsel dünya oluşturmak isteyen yazarı, zorunlu olarak kurgu sorunları üzerinde düşünmeye ve biçim denemeleri yapmaya yönlendirir. Modernist yazarın, soyut dünyada ve zamanın içinde istediği gibi dolaşabilmesini sağlayan kurgusal buluşla- rın başında bilinç akımı tekniği gelir. Bilinç akımı roman kişisinin iç dünyasında, zamandan zamana atlayarak her türlü kısıtlamanın dışında özgürce dolaşma olanağı sağ- lar. 31. Bu parçadan bilinç akımı ile ilgili olarak; 1. Soyut dünyayı ve onun zamanını kurgulama imkânını sağlar. II. Bilinç de bilinçaltı da zaman sıçramaları yapar. III. Modernist romancıların biçim denemeleri sonucu or- taya çıkmıştır. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I D) I ve II B) Yalnız II E) Ive III C) Yalnız III Yaza olduğ geçir Bu s tersiz yöne Bu d hang A) (1 (1 B) (I C) (1 (1 D) (I (1 E) (1 (1

lem alla- ykü ti- rler den da- sel IZ- ir. Doğudan başlayan ticaret yolları Avrupa'nın çeşitli ihti- yaçlarını karşılamada yüzyıllarca can damanı olmuştur. Özellikle bunlardan en önemlileri olan İpek ve Baharat Yolları'nın Osmanlı Devleti'nin eline geçmesi, Avrupalıları yeni yollar aramaya sevk etti. Orta Çağ'ın sonuna kadar dünyanın pek çok yeri bilinmiyordu. İşte bu yeni yolları arama girişimleri sırasında pek çok yer ilk kez keşfedil- di ve yeni ticaret yolları bulundu. Yeni Çağ'ın başlarında meydana gelen bu keşif olaylarına "coğrafi keşifler" adı verilir. 39. Bu parçadan Coğrafi keşiflerle ilgili olarak, I. Bütün insanlığı etkilemiştir, bu yönüyle evrensel bir özelliğe sahiptir. II. Osmanlı Devleti'nin öncülüğünde gerçekleşmiştir. III. Eski ticaret yollarının değişmesine, İpek ve Baharat Yolları'nın önemini kaybetmesine sebep olmuştur. yargılarından hangilerine ulaşılamaz? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve II E) II ve III C) Yalnız III

2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe 1. COVID - 19 / NEZLE/GRIP / ALERJİ BELİRTİLERİ SOĞUK ALGINLIĞI NEZLE Ateş Yorgunluk Kuru Öksürük Solunum Zorluğu Öksürük D) Ağrı Hapşırma Burun Akıntısı Burun Tıkanıklığı Gözlerde Sulanma Boğaz Ağrısı İshal COVID - 19 ✓ ✓ Sık Sık Sık Şiddetli Sık Bazen I Bazen - 1 Bazen Bazen ✓ ✓ I Nadiren ✓ Bazen I Nadiren Sık Sık - GRIP ✓ ✔✓Nadiren ✓ Sık ✓ Sık - ✓ Sık Sık Sık Bazen ✓ Bazen Bazen Bazen ALERJİ ✓ Nadiren ✓ ✓ ✓ - I 1 Bazen Bazen Bazen Bazen A) Yorgunluk belirtisi, bir rahatsızlığın tanısında tek başına yeterli değildir. Köm taryfind Sık Sık Sık Sık I Bu tablodaki verilerden hareketle aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz? I B) Bazı belirtiler farklı hastalıklarda ortak olarak görülse de bu belirtilerin aynı sıklıkta yaşandığı söylenemez. C) Birden fazla belirtiye bakılarak tanı konulacak hastalık bulunmamaktadır. COVID 19 rahatsızlığına yakalanan bir kişinin, solunum yetmezliği sorununu daha yoğun yaşaması muhtemeldir. 2. E) Ateşlenen, ishal olan ve ağrısı bulunan kişinin alerjik bir rahatsızlığa yakalandığı söylenemez. 1.

37. 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Yapay zeka alanındaki yeni gelişmeler, ünlü bilim kurgu yazarı Isaac Asimov'un eserlerinde geçen üç robot yasasını tekrar gündeme getirdi: "Bir robot, bir insana zarar veremez veya onun zarar görmesine seyirci kalamaz. Bir robot, birinci kuralla çelişmediği sürece bir insanın emirlerine uymak zorundadır. Bir robot, birinci ve ikinci kuralla çelişmediği sürece kendi varlığını korumakla mükelleftir." Ancak makinaların gelişerek başlarına buyruk hareket etmesi, kuralları ihlal edip insanlarla, bilim kurgu filmlerinde olduğu gibi, savaşa girmesi uzak bir ihtimal olarak durmuyor. Yapay zeka üzerine araştırma yapan kişiler, robotların istenmeyen davranışlar sergilediğinde durdurulmasını sağlayan bir "kırmızı düğme" oluşturmaktan söz ediyor. Fakat robotların uzun vadede öğrendikleri sayesinde bu düğmenin kendi çıkarına olmadığını anlayıp bunu devre dışı bırakma olasılığını göz önüne almıyorlar. 37. Bu parçada söz edilen Asimov yasalarına göre bir robot; 1. Birisinin hayatına son vermesi istenirse bu emri yerine getirir. II. Kendisinin yok olacağını fark ettiği durumda insanlara zarar verebilir. I. Başkaları tarafından kötü muamele gören kişilere yardım eder. işlemlerinden hangilerini yerine getirir? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve II C) Yalnız III E) II ve III

21. (1) Dünya tarihinin en önemli sanatçılarından biri olan Leonardo Da Vinci, Rönesans Italya'sının en önemli ustaları arasında sayılır. (II) Ressam, heykeltıraş, mühendis, mimar ve bilgin olan Leonardo Da Vinci, 1452'de Vinci kasabasında doğmuş, yaşamının büyük bir bölümünü Floransa ve Milano'da geçirmiştir. (T) Leonardo Da Vinci'nin hayatı ve eserleri pek çok araştırma ve esere konu olmuştur, bunlardan biri sanatçının yaşamıyla ilgili en kapsamlı çalışma olarak nitelenen Italyan RAI televizyonunun 1972'de hazırladığı belgeseldir. (IV) Belgeselde Da Vinci'nin, Vinci kasabasındaki çocukluğu, Floransa'da Verrocchio Usta'nın yanındaki çıraklık günleri, ressamlar locasına girişi anlatılıyor. (V) Milano'ya gidişi, saray ressamı ve mühendis olarak yaptığı çalışmalar, Papalık Ordusu hizmetinde askeri ressam olarak geçirdiği yıllardan da bahsediliyor. (VI) Otuz beşer dakikalık yedi bölüm hâlinde hazırlanan bu belgesel, Türkiye'de de 1997 yılında bir televizyon kanalında yayımlanmış ve büyük ilgi görmüştü. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? ANL B) III CHV DV E) VI 23. Ruto üyel bir c ken etkil hes ress Esc değ ihti Bu gö AX

C) Benzetme D) Karşılaştırma E) Tartışma 12. Bir kaldırımdan ötekine yürür. Heyecanlı, uzun konuşmalar yapar ya da fısıldar günlerce. Yanına yaklaşmayız. Kimsenin dile getirmediği bir yasak bu. Gece olup gittiğinde duvarda kalır gözleri. Gün ağarırken solar. Sokağa çıkmadığı zamanlar olur. Merak ederim, bir gözüm duvarda. Adını tekrar edip dururum. Bir gün unutsam orada olduğunu... Mahalleye yeni taşınmış gibi. Kimseyi tanımıyormuş gibi. Trafik ışıklarının, arabaların, satıcıların gürültü- süne karışan o sesi henüz fark etmemiş gibi. Ekmek almak için evden çıktığımda mesela. Yakındaki bak- kalda son ekmeğin ne zaman satıldığını biliyorum. Burada kalmamışsa öteki bakkala gideyim mi? mem Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda ve- rilenlerden hangisi yanlıştır? A) Birinci tekil anlatımla yazılmıştır. B) Yinelemelere yer verilmiştir. C) Betimleyici ögeler kullanılmıştır. D) Düşünce örneklerle pekiştirilmiştir. E) Devrik anlatima yer verilmiştir.

40. Günümüzde, divan şiiri tarzını devam ettirmek iste- yenler, hatta yazdıklarıyla bir divan bile ortaya koya- bilenler bulunmaktadır. Bu şahsi teşebbüslere saygı duymakla birlikte, bu edebiyatın özellikle de dil ve nazım şekilleri bakımından devrini tamamladığını, artık günümüz insanı tarafından beğenilmediğini de kabul etmek zorundayız. Ancak altı yüzyıllık bir edebiyat öylesine bir kenara mı bırakılacaktır yoksa hâlâ ondan istifade etme imkânımız var mıdır? Bu parçadaki altı çizili sözü anlamca karşılaya- bilecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) Edebiyatı eski ve yeni şeklinde dönemlere ayır- maktaki tuhaflık, yeniyi tam olarak nereden baş- latacağımız noktasında ortaya çıkmaktadır. B) Namık Kemal, birçok yazısında dilde sadeleş- meyi savunurken aynı zamanda divan edebiya- tını toplumdan kopuk olmakla suçlar. C) Çalışma konusu girişimcilik olunca araştırmacı, akademisyen, iş insanı ve yöneticiler konunun konuşulması, araştırılması, yaygınlaştırılması gerektiğine dair hem fikir olurlar. D) Yazar, eski edebiyatın her şeyi belirli kurallara ve klişe mazmunlara bağlayan ve her şair için aynı olan sıkı düzenine karşı koyar. E) Türk edebiyatında yenileşmenin başlangıcı sa- yılan Tanzimat Dönemi, eskiye karşı bir başkal- dırıyı da beraberinde getirir.

3. Her büyük sanatçı, bir dil işçisi olarak göregelmiş- tir kendini. Bunun için de dilin, günlük kullanım ka- liplanının dışına çıkmıştır. Var olanla, kendisine su- nulmuş olanla yetinmez. Bir yandan yeni yeni söz değerleri yaratırken bir yandan da kullanılagelen sözcüklerin anlam katmanlarını genişletmeye çalı- Şır. Bu parçada geçen "Sözcüklerin anlam katmanla- rını genişletmek" sözüyle aşağıdakilerden hangi- si anlatılmak istenmiştir? A) Yeni ve duyulmamış sözcükler kullanmak B) Belirli biçimlere bağlı kalarak sözcükler üretmek C Alışılmış söyleyişlerin dışına çıkmamak D Gündelik anlamların ötesinde onlara yeni anlam- lar yüklemek E) İmgeli ve sanatlı anlatımdan uzak durmak

Paragrafın Anlam Yönü 5. Türkçe öyküde kalıcı olmayı başarmış kitapların ayrımı- ni yaparken hemen tüm öyküleriyle ilk akla gelen adlar- dan biri Ömer Seyfettin'slir. Ömer Seyfettin, parçalanmak- ta olan bir imparatorluğun külleri üzerinden bir yeniden doğuş yolu arayan bir aydındır. O günün koşullarında uluslaşma süreci içerisinde kimi görevleri de üstlenmiş- tir. Genç Kalemler'de yayınlanan Yeni Lisan adlı yazısın- da, "Milli bir edebiyat vücuda getirmek için evvela milli bir lisan ister der. Ona göre, eski lisan hastadır. "Hasta- liklan içindeki lüzumsuz yabancı kurallardadır." Konuşma dili, onun öykülerinde edebiyatta yeniden doğmuştur. Di- van edebiyatının seçkinchduvarları aşılmaya başlanma- sında etkili olmuştur. Bu parçadan Ömer Seyfettin'le ilgili olarak aşağıda- kilerin hangisi çıkarılamaz? A) Dil ile ilgili yeni görüşlerin savunucusu olduğu B) Dildeki yabancı unsurların atılması taraftarı olduğu C) Divan edebiyatına son vermek için çalışmalar yaptığı D) Öyküleri ile kalıcılığı yakalamış bir sanatçı olduğu E) Zor bir zamanda eser vermeye başladığı

1 Y A 6. Dünyanın en yaşanılır yerlerini ele geçirmek için nice savaş yapıldı, nice cinayet işlendi. Kimi deniz ticaretine uygundu bu yerlerin, kiminin toprağı bereketliydi bazısı da güzel- liğiyle göz kamaştırıyordu. Ancak Lidya, hüküm sürdüğü topraklar bakımından dünyanın en şanslı devletlerinden biriydi. Verimli bir coğrafyadaych evvela. Bol yağış aldı- ğından orman bakımından zengindi. Ülkede deniz ve çok fazla nehir bulunması balıkçılığı geliştirmiş, balık halkın en önemli besin kaynağı olmuştu. Ancak Lidya'yı şanslı yapan altın yatağının üzerine kurulmasıydı. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Ekonominin savaşların nedenlerinden biri olduğuna B) Lidya'nın önemli bir yerleşim alanında bulunduğuna C) Lidya'nın en önemli yanının altın rezervieri olduğuna D) Çeşitli sebeplerden dolayı dünyanın yaşanılır yerleri için savaşlar yapıldığına E) Altın yataklarının Lidya halkına refah getirdiğine

1. koku: Nesnelerden yayılan küçücük zerrelerin burun zarı üze- rindeki özel sinirlerde uyandırdığı duygu. kötü: Hoşa gitmeyen. girmek: Dışarıdan içeriye geçmek. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "koku, kötü, girmek” söz- cükleri, belirtilen anlamlarını karşılayacak şekilde kullanıl- mıştır? A Pencereden giren çam ve çemen otu kokularına bambaşka kötü kokular da karışmış ve bu koku içeriye girmişti. B) En azından bu koku, kötü ter kokusundan daha iyiydi, şim- di adamcağızın içeriye girmesine görevliler izin verirdi. S) Annem; kötü olsun, iyi olsun kokulardan hiç hazzetmez, Ikbaharda içeriye çiçek kokusu girmesin diye pencereleri kapatırdı. DGüzel koku duvarlara sinmiş, içeriye kötü kokular girmesin diye tüm kapı ve pencereler titizlikle kapatılmıştı. E Bu mekânda kötü kokan bir şey bulamadı kimse o hâlde kötü koku dışarıdan içeriye girmişti.

ÇE TESTI DENEME-15 Belge Garnal. 3. (1) Don Kişot edebiyat tarihinin en ünlü birkaç kahrama- nından biridir. (II) Hamlet, Pollyanna, Odysseus, Küçük Prens gibi diğer ünlü kurgu kahramanlardan daha çok ta- nınır ve belki hepsinden daha fazla sevilir. (III) Don Kişot, okuduğu şövalye romanlarının hayal dünyasında yaşar. (IV) Onu Cervantes'in romanından tanıdığını bile unutur insan. (V) Ideallerinin peşinde koşmasına saygı duyar, dünyanın acı gerçeklerinin onu yenmesine üzülür, zayıfların güçlüler karşısında ezilmelerine karşı duyduğu heyecanı destekler. (VI) Ama bir yandan da bu yaşlı şövalyenin çaresizliğine ay- kırılığına güler. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşün- cenin akışını bozmaktadır? A) II B) III IV D) V E) VI 4. Sherlock Holmes'ün yaratıcısı, İskoç yazar Arthur Conan do "Pu dodeldif

6. Gücünü gözlem ve mizahtan alan öyküleriyle ta- nınmaktadır. Öykülerinde, konuşur gibi yazmanın doğurduğu bir rahatlık ve akıcılık görülür. Toplum- sal bozuklukları, çarpık kişilikleri ele alır. Küçük olayların anlatıldığı bu öykülerde, yazar, iyimser- likten uzak ve bilgilendirmeye yönelik bir yol se- çer. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edi len yazarın özelliklerinden biri olamaz? AY Anlatımda doğallığa özen gösterme B) Toplumun aksayan yönlerini konu edinme Güldürü ögesinden yararlanmasını bilme Okuru aydınlatmayı amaçlama E) Toplumsal olaylar yansız bir bakış açısıyla an- latma -128-

22. Ben bir deneme yazarı değilim. O sebeple kim- se benden olduğum gibi görünmemi bekle- mesin. Ben bir roman yazarıyım. İnsan bir sey yaşar, o seyden on sonuç çıkarabilir. Dolaycryla kurgusal gerçeklik benim yapıtlarımın özüdür. Yazdıklarımı yaşamında arayanlar ise maalesef havanda su dövmektedirler sadece. Dil konu- sunda da öyle. Siz Manisa'nın köyünde geçen bir hadiseyi, istanbul Türkçesiyle nase antstats lirsiniz ki? nars Bu parçada konuşan yazar, kendisi için yapılan 1. Eserlerinde konuyu fazla detaylandiriyor. i. Dili ve üslubu ölçümlü Türkçeye uymuyor III. Anlattığı olaylarda kendi yaşantısına yer ver- miyor. (V. Olaylan inanding biginde kurgulayamıyor. eleştirilerden hangilerini dile getirmiştir? A) Yalnız ! B) Yalnız !!! ve !!! Olve V

I = 16. (1) Insan, doğadan kaynaklanan sorunlarla sürekli savaş- mak zorunda kaldı. (II) Yeni bir sorunla karşılaştığında ye- ni çözümler üretti. (III) En büyük yaşamsal mücadeleyi ise buzul döneminde verdi. (IV) Insan, kendisini hemcinslerin- den ve hayvanlardan korumak için silahlar yaptı. (V) Başa çıkılması çok güç olan sorunlarla dolu bir dönemdi bu. (VI) Insan, bunun da üstesinden gelerek yaşamaya de- vam etti. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi, dü- şüncenin akışını bozmaktadır? B) III. C) IV. A) II. D) V. E) VI.