Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

Ekofeminizm, ekoloji ve toplumsal cinsiyet disiplinlerini
sentezlerken aynı zamanda her ikisine de itiraz eden
bir akimdir. Ekofeminizme göre toplumsal cinsiyet
ilişkileri, çevresel sorunların nasıl tecrübe edildiği
üzerinde son derece etkilidir. Biyolojik yapılarının kimi
ayırt edici özellikleri nedeniyle kadınların bazı çevresel
sorunlardan olumsuz etkilenme olasılığı daha yüksektir.
Özellikle ekonomik olarak dezavantajlı kadınların
bu türden sorunlara daha fazla maruz kaldıkları
söylenebilir. Bunların yanında toplumdaki adaletsiz
iş bölümü, bazı kadınların erkeklere göre daha az ücret
almasına ve daha kötü çevresel koşullarda çalışmasına
neden olmaktadır. Öyleyse çevresel sorunlar
düşünülürken toplumsal cinsiyet faktörü göz ardı
edilemez; dolayısıyla ekolojik hareketler toplumsal
cinsiyet perspektifi ile birleştirilmelidir. Tüm bunlara ek
olarak ekofeminizm, toplumsal cinsiyet kuramlarını da
ekolojik krize karşı bir bilinç geliştirmeye davet eder.
Ayrıca toplumsal cinsiyet meselesinin daha bütüncül bir
çerçeve içinde ele alınabilirliğinin imkânlarını göstererek
bu kuramları zenginleştirir. Fakat nihayetinde
ekofeminist hareketin feminist yönelimli ekolojik bir
yaklaşımdan ziyade ekolojik yönelimli feminist bir akım
olduğu söylenebilir.
36. Bu parçadan ekofeminizm akımıyla ilgili olarak
Çevresel sorunlar herkes için risk oluştursa da
bunlarla mücadelede kadına daha büyük
sorumluluk düştüğünü savunur.
Toplumsal cinsiyet perspektifine alışılmışın
dışında, yeni bir yorumla yaklaşılabileceğini
ortaya koyar.
III. Ekolojik sorunların değerlendirilmesinde cinsiyet
ayrımcılığının da dikkate alınması gerektiğini
vurgular.
1.
II.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) II ve III
C) I ve II
E) I, II ve III
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Ekofeminizm, ekoloji ve toplumsal cinsiyet disiplinlerini sentezlerken aynı zamanda her ikisine de itiraz eden bir akimdir. Ekofeminizme göre toplumsal cinsiyet ilişkileri, çevresel sorunların nasıl tecrübe edildiği üzerinde son derece etkilidir. Biyolojik yapılarının kimi ayırt edici özellikleri nedeniyle kadınların bazı çevresel sorunlardan olumsuz etkilenme olasılığı daha yüksektir. Özellikle ekonomik olarak dezavantajlı kadınların bu türden sorunlara daha fazla maruz kaldıkları söylenebilir. Bunların yanında toplumdaki adaletsiz iş bölümü, bazı kadınların erkeklere göre daha az ücret almasına ve daha kötü çevresel koşullarda çalışmasına neden olmaktadır. Öyleyse çevresel sorunlar düşünülürken toplumsal cinsiyet faktörü göz ardı edilemez; dolayısıyla ekolojik hareketler toplumsal cinsiyet perspektifi ile birleştirilmelidir. Tüm bunlara ek olarak ekofeminizm, toplumsal cinsiyet kuramlarını da ekolojik krize karşı bir bilinç geliştirmeye davet eder. Ayrıca toplumsal cinsiyet meselesinin daha bütüncül bir çerçeve içinde ele alınabilirliğinin imkânlarını göstererek bu kuramları zenginleştirir. Fakat nihayetinde ekofeminist hareketin feminist yönelimli ekolojik bir yaklaşımdan ziyade ekolojik yönelimli feminist bir akım olduğu söylenebilir. 36. Bu parçadan ekofeminizm akımıyla ilgili olarak Çevresel sorunlar herkes için risk oluştursa da bunlarla mücadelede kadına daha büyük sorumluluk düştüğünü savunur. Toplumsal cinsiyet perspektifine alışılmışın dışında, yeni bir yorumla yaklaşılabileceğini ortaya koyar. III. Ekolojik sorunların değerlendirilmesinde cinsiyet ayrımcılığının da dikkate alınması gerektiğini vurgular. 1. II. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I B) Yalnız II D) II ve III C) I ve II E) I, II ve III
37. İyi bir yazar olabilmek için okumak ve yazmak dışında
yapmanız gereken bir şey daha var. O da yaşamak.
Bundan kastım bir savaşı yazmak için savaş muhabir-
liği yapmanız değil ama hayatla içli dışlı olmak, gözlem
yapmak, bu arada ufku geniş olmak, diğer sanat dalla-
nıyla ilişkisi olmak kastım. Sözgelimi bir roman veya öykü
yazarı olarak sinema sanatını takip etmek; müzikten, ti-
yatrodan, felsefeden, bilimden aldıklarınızla yeni eserler
ortaya koyabilmeniz...
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Okumak ve yazmak, yazar olmanın en önemli iki da-
yanağıdır.
B) İyi bir yazar olabilmek, geniş ufuklu olmak gibi kişisel
özellikler gerektirir.
C) Önemli olan çok şey yaşamak değil, yaşadıklarımız-
dan yazı sermayesi çıkarabilmektir.
D) Gözlem, yazabilmenin öncüllerindendir.
E) Yazar, sanatın tüm dallarıyla ilgili olmak zorundadır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
37. İyi bir yazar olabilmek için okumak ve yazmak dışında yapmanız gereken bir şey daha var. O da yaşamak. Bundan kastım bir savaşı yazmak için savaş muhabir- liği yapmanız değil ama hayatla içli dışlı olmak, gözlem yapmak, bu arada ufku geniş olmak, diğer sanat dalla- nıyla ilişkisi olmak kastım. Sözgelimi bir roman veya öykü yazarı olarak sinema sanatını takip etmek; müzikten, ti- yatrodan, felsefeden, bilimden aldıklarınızla yeni eserler ortaya koyabilmeniz... Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Okumak ve yazmak, yazar olmanın en önemli iki da- yanağıdır. B) İyi bir yazar olabilmek, geniş ufuklu olmak gibi kişisel özellikler gerektirir. C) Önemli olan çok şey yaşamak değil, yaşadıklarımız- dan yazı sermayesi çıkarabilmektir. D) Gözlem, yazabilmenin öncüllerindendir. E) Yazar, sanatın tüm dallarıyla ilgili olmak zorundadır.
34. Gaziantep Kalesi çok ilginç yerlerden bir tanesidir. Allen-
ben beresi'nin güney kısmında yer alan ve yüksekliği 25
metre civarında olan bir tepenin üzerinde kurulmuştur.
Kale MÖ II ve IV. yüzyılda ilk başta Roma Dönemi'nde
gözetleme kulesi olarak kullanılmıştır. Kule yapısının da-
iresel biçimde olduğu Gaziantep Kalesi, toplamda 36
adet kale burcuna sahiptir. Ancak 12 adet kale burcu-
nun günümüze kadar gelebildiğini görmekteyiz. Gazi-
antep Kalesi'nin duvar taşları tamamen blok taşlardan
inşa edilmiştir. Bu sayede Gaziantep Kalesi'nin oldukça
sağlam bir yapısı olduğunu söylemek mümkündür. Kale
1000 metrelik bir alan üzerine kurulmuştur.
Bu parçada Gaziantep Kalesi ile ilgili olarak aşağıda-
kilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Mimari özelliklerine
B) Ne zaman yapıldığına
C) Kimler tarafından kullanıldığına
D) Kullanım amacına
E) Bugün ne durumda olduğuna
36. Sağl
lenm
sağla
örne
leri,
geliş
açısı
olan
aksin
siz, s
obez
soru
Bu p
A) S
O
B) S
r
-C)
DI
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
34. Gaziantep Kalesi çok ilginç yerlerden bir tanesidir. Allen- ben beresi'nin güney kısmında yer alan ve yüksekliği 25 metre civarında olan bir tepenin üzerinde kurulmuştur. Kale MÖ II ve IV. yüzyılda ilk başta Roma Dönemi'nde gözetleme kulesi olarak kullanılmıştır. Kule yapısının da- iresel biçimde olduğu Gaziantep Kalesi, toplamda 36 adet kale burcuna sahiptir. Ancak 12 adet kale burcu- nun günümüze kadar gelebildiğini görmekteyiz. Gazi- antep Kalesi'nin duvar taşları tamamen blok taşlardan inşa edilmiştir. Bu sayede Gaziantep Kalesi'nin oldukça sağlam bir yapısı olduğunu söylemek mümkündür. Kale 1000 metrelik bir alan üzerine kurulmuştur. Bu parçada Gaziantep Kalesi ile ilgili olarak aşağıda- kilerden hangisine değinilmemiştir? A) Mimari özelliklerine B) Ne zaman yapıldığına C) Kimler tarafından kullanıldığına D) Kullanım amacına E) Bugün ne durumda olduğuna 36. Sağl lenm sağla örne leri, geliş açısı olan aksin siz, s obez soru Bu p A) S O B) S r -C) DI
5.
Paragrafta Yardımcı D
5 ve 6. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
(1) Argo bulanık bilinçlerin, dağınık başların işidir. (II) Biraz
düşünülürse deney bilimlerinde argonun bulunmadığı
görülür. (III) Nerede söz ayağa düşerse, nerede gereğince
kişi varlığına duyulan saygı silinir giderse orada argo gün-
tük konuşma dilinin yerini almaya başlar. (IV) Olaya başka
bir yanından bakarsak argonun yaratıcı bir eylemin dili
olmadığını görürüz. (V) Gerek yazın sanatlarında gerekse
öteki sözlü sanat türlerinde argonun anmaya değer bir yeri
yoktur. (VI) Oysa argodan çok daha ağır, sarsıcı olan, yerici
dilin sanat bakımından başarılı ürünler verdiği görülür. (VII)
Şiirde, düzyazıda, oyunda yerginin, alaya almanın, gülünç
duruma düşürmenin sayısız örneği vardır. (VIII) Argonun
böyle çok dar bir yörede kalması da düşünce, sanat bakı-
mindan gelişme olanağı bulamamış kimselerin dili olduğu-
nu gösterir. (IX) Bu yöre yoksullardan olduğu gibi varlıklılar-
dan da kurulabilir. (X) Bu iki çelişik durumda yeni bir soru
çıkıyor karşımıza: ----? (XI) Bunun karşılığını bulmak, bir
yörenin çıkarına konuşmak olası değildir. (XII) Düşünce-
sanat alanlarında iki yöreden de başarılı kimseler çıkmak-
tadır. (XIII) Ancak, ister varlıklı ister yoksul çevre olsun,
argoya yatkın mselerden öyle önemli, değerli denebile-
cek bir aydının, sanatçının çıktığı pek bilinmiyor.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiş-
tir?
A) Argonun bütünlüklü düşünceye sahip olmayan kişilerin
uğraşı olduğuna
B) Sözün değersizleştiği, saygının yitirildiği ortamlarda ar-
gonun boy gösterdiğine
C) Argonun sanatsal ortamlarda tercih edilmediğine
D) Argonun genellikle yoksulluğun, iletişimsizliğin ege-
men olduğu yörelerde ortaya çıktığına
E) Değerli sanat ürünlerinin ortaya çıkışında varlıklılığın
veya yoksulluğun ölçüt olmadığına
Yayınları
Limit
6.
7.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
5. Paragrafta Yardımcı D 5 ve 6. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. (1) Argo bulanık bilinçlerin, dağınık başların işidir. (II) Biraz düşünülürse deney bilimlerinde argonun bulunmadığı görülür. (III) Nerede söz ayağa düşerse, nerede gereğince kişi varlığına duyulan saygı silinir giderse orada argo gün- tük konuşma dilinin yerini almaya başlar. (IV) Olaya başka bir yanından bakarsak argonun yaratıcı bir eylemin dili olmadığını görürüz. (V) Gerek yazın sanatlarında gerekse öteki sözlü sanat türlerinde argonun anmaya değer bir yeri yoktur. (VI) Oysa argodan çok daha ağır, sarsıcı olan, yerici dilin sanat bakımından başarılı ürünler verdiği görülür. (VII) Şiirde, düzyazıda, oyunda yerginin, alaya almanın, gülünç duruma düşürmenin sayısız örneği vardır. (VIII) Argonun böyle çok dar bir yörede kalması da düşünce, sanat bakı- mindan gelişme olanağı bulamamış kimselerin dili olduğu- nu gösterir. (IX) Bu yöre yoksullardan olduğu gibi varlıklılar- dan da kurulabilir. (X) Bu iki çelişik durumda yeni bir soru çıkıyor karşımıza: ----? (XI) Bunun karşılığını bulmak, bir yörenin çıkarına konuşmak olası değildir. (XII) Düşünce- sanat alanlarında iki yöreden de başarılı kimseler çıkmak- tadır. (XIII) Ancak, ister varlıklı ister yoksul çevre olsun, argoya yatkın mselerden öyle önemli, değerli denebile- cek bir aydının, sanatçının çıktığı pek bilinmiyor. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiş- tir? A) Argonun bütünlüklü düşünceye sahip olmayan kişilerin uğraşı olduğuna B) Sözün değersizleştiği, saygının yitirildiği ortamlarda ar- gonun boy gösterdiğine C) Argonun sanatsal ortamlarda tercih edilmediğine D) Argonun genellikle yoksulluğun, iletişimsizliğin ege- men olduğu yörelerde ortaya çıktığına E) Değerli sanat ürünlerinin ortaya çıkışında varlıklılığın veya yoksulluğun ölçüt olmadığına Yayınları Limit 6. 7.
15)
Fotoğraf çekme üzerine değişik görüşler ve düşünceler
vardır. Söz gelimi bir fotoğrafçı fotoğrafın belgesel değil,
sanatsal, sezgisel ve şiirsel yanlarının olduğunu söylüyor.
Bir başkasıysa fotoğrafın, dünyamızın hem görsel hem
de düşünsel izdüşümü olduğunu belirtiyor. Bu açılardan
bakıldığında fotoğraf çokerken neyi anlatmak istiyor ve ne
hissediyorsak ona bakan da aynı şeyleri hissetmeli. Bunu
yaparken ışık bize yardımcı olacaktır. Örneğin şu gördü-
ğünüz deniz manzarasını çekerken sadeliği, sessizliği
anlatmaya çalıştım, istedim ki insanlar bu fotoğrafa ba-
karken kendini oradaymış gibi hissetsin, biraz rahatlasın.
Bu fotoğrafı çekerken akşam işığı bana gereken desteği
verdi. Siz de önceden düşünün, çerçeveleme yaparken
görüntünün, düşündüklerinizi yansıtması için çaba harca-
yın.
Bu parçadan fotoğrafçılıkla ilgili olarak aşağıdakilerin
hangisi cıkarılamaz?
A) Işlevsellik açısından farklı boyutları olduğu
B) Yararlanılan ve göz önünde bulundurulan temel etke-
nin ne olduğu
intülerin, algılayışımızın by yansıması olduğu
D) Yaşamın birbirini izleyen evrelerine tanıklık ettiği
Görüntüyü saptamanın incelikli bir iş olduğu
(2010/KPSS)
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
15) Fotoğraf çekme üzerine değişik görüşler ve düşünceler vardır. Söz gelimi bir fotoğrafçı fotoğrafın belgesel değil, sanatsal, sezgisel ve şiirsel yanlarının olduğunu söylüyor. Bir başkasıysa fotoğrafın, dünyamızın hem görsel hem de düşünsel izdüşümü olduğunu belirtiyor. Bu açılardan bakıldığında fotoğraf çokerken neyi anlatmak istiyor ve ne hissediyorsak ona bakan da aynı şeyleri hissetmeli. Bunu yaparken ışık bize yardımcı olacaktır. Örneğin şu gördü- ğünüz deniz manzarasını çekerken sadeliği, sessizliği anlatmaya çalıştım, istedim ki insanlar bu fotoğrafa ba- karken kendini oradaymış gibi hissetsin, biraz rahatlasın. Bu fotoğrafı çekerken akşam işığı bana gereken desteği verdi. Siz de önceden düşünün, çerçeveleme yaparken görüntünün, düşündüklerinizi yansıtması için çaba harca- yın. Bu parçadan fotoğrafçılıkla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi cıkarılamaz? A) Işlevsellik açısından farklı boyutları olduğu B) Yararlanılan ve göz önünde bulundurulan temel etke- nin ne olduğu intülerin, algılayışımızın by yansıması olduğu D) Yaşamın birbirini izleyen evrelerine tanıklık ettiği Görüntüyü saptamanın incelikli bir iş olduğu (2010/KPSS)
7.
8.
Bir kültür ortamında, edebiyat ve sanat hayatında ne kadar
deneme yazılıyor, ne kadar çok bağlam üretiliyorsa o kadar
canlı demektir orası. Kabul edelim ki canlı bir edebiyatımız
var. Kitaplar, dergiler, fanzinler yayımlanıyor. Haftalık, aylık
kitap ekleri çıkıyor. Dışarıdan görünen manzara bu. Ya işin
ruhu? Ya sorunların derinlemesine ele alınıp alınamaması?
İşte burada, eleştiriden başlayarak sıkıntılar yaşıyoruz.
Belki de eleştiriden, sağlam eleştiriden yoksun olduğumuz
için deneme de yazamıyoruz. Öyle ya, şiir, öykü buluşlarla
ilerlerken deneme eleştiriyle gelişir.
Bu parçanın anlatımında,
1. düşünceleri söyleşi havasında aktarma
II. sayıp dökmelerden yararlama
III. tanımlamaya başvurms
IV. saptamalara yer verme
özelliklerinin hangilerinden yararlanılmamıştır?
A) Yalnız II.
D) III. ve IV.
B) Yaln
C) II. ve III.
E) II., III. ve IV.
Bu parça aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanırsa par-
çada tanık göstermeden yararlanılmış olur?
A) Nurullah Ataç'ın, denemenin kapıları eleştiriye kapalıdır,
sözünü hep yadırgarım bu yüzden.
B) Nurullah Ataç'in hem iyi bir denemeci hem iyi bir eleş-
tirmen oluşu birbirini besleyen bu iki türde de yazmış
olmasındandır.
C) Nurullah Ataç da eleştirilerinde deneme yazarlarına ön-
celik vererek onların yazınsal yeteneklerini geliştirmeye
çalışmıştır.
D) Nurullah Ataç iyi eleştirinin denemeleri ayağa kaldıracağını
belirtirken bu gerçekten yola çıkmıştır.
E) Nurullah Ataç'ın eleştirilerindeki üst perdeden bakış
denemelerinde pek görülmez.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
7. 8. Bir kültür ortamında, edebiyat ve sanat hayatında ne kadar deneme yazılıyor, ne kadar çok bağlam üretiliyorsa o kadar canlı demektir orası. Kabul edelim ki canlı bir edebiyatımız var. Kitaplar, dergiler, fanzinler yayımlanıyor. Haftalık, aylık kitap ekleri çıkıyor. Dışarıdan görünen manzara bu. Ya işin ruhu? Ya sorunların derinlemesine ele alınıp alınamaması? İşte burada, eleştiriden başlayarak sıkıntılar yaşıyoruz. Belki de eleştiriden, sağlam eleştiriden yoksun olduğumuz için deneme de yazamıyoruz. Öyle ya, şiir, öykü buluşlarla ilerlerken deneme eleştiriyle gelişir. Bu parçanın anlatımında, 1. düşünceleri söyleşi havasında aktarma II. sayıp dökmelerden yararlama III. tanımlamaya başvurms IV. saptamalara yer verme özelliklerinin hangilerinden yararlanılmamıştır? A) Yalnız II. D) III. ve IV. B) Yaln C) II. ve III. E) II., III. ve IV. Bu parça aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanırsa par- çada tanık göstermeden yararlanılmış olur? A) Nurullah Ataç'ın, denemenin kapıları eleştiriye kapalıdır, sözünü hep yadırgarım bu yüzden. B) Nurullah Ataç'in hem iyi bir denemeci hem iyi bir eleş- tirmen oluşu birbirini besleyen bu iki türde de yazmış olmasındandır. C) Nurullah Ataç da eleştirilerinde deneme yazarlarına ön- celik vererek onların yazınsal yeteneklerini geliştirmeye çalışmıştır. D) Nurullah Ataç iyi eleştirinin denemeleri ayağa kaldıracağını belirtirken bu gerçekten yola çıkmıştır. E) Nurullah Ataç'ın eleştirilerindeki üst perdeden bakış denemelerinde pek görülmez.
25. Alman edebiyatının öyküde büyük isimlerinin başında
Borchert ve Böll vardır. Borchert kısa ömrü ve çok yoğun
yaşantıları nedeniyle üslupla, biçimle vakit kaybetmekten
korkarcasına sıcağı sıcağına anlatmak durumundadır.
Onda yaşantıların yoğunluğu, küçük öykünün biçim özel-
liğini âdeta kendiliğinden oluşturmuştur.
Bu parçaya göre Borchert ile ilgili olarak aşağıdakiler-
den hangisi söylenebilir?
A) Alman edebiyatında küçük öykü türünün öncülerinden
biridir.
B) Hayatı kargaşa içinde geçmiş ve bu durum, eserlerine
yansımıştır.
C) Öykülerinde biçim kaygısının ön planda tutulduğu söy-
lenebilir.
D) Hayat tarzı ile sanat anlayışı arasında benzerlik kurula-
bilir.
E) Ölüm endişesi nedeniyle biçimden çok, içeriği önemse-
yen bir yazardır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
25. Alman edebiyatının öyküde büyük isimlerinin başında Borchert ve Böll vardır. Borchert kısa ömrü ve çok yoğun yaşantıları nedeniyle üslupla, biçimle vakit kaybetmekten korkarcasına sıcağı sıcağına anlatmak durumundadır. Onda yaşantıların yoğunluğu, küçük öykünün biçim özel- liğini âdeta kendiliğinden oluşturmuştur. Bu parçaya göre Borchert ile ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisi söylenebilir? A) Alman edebiyatında küçük öykü türünün öncülerinden biridir. B) Hayatı kargaşa içinde geçmiş ve bu durum, eserlerine yansımıştır. C) Öykülerinde biçim kaygısının ön planda tutulduğu söy- lenebilir. D) Hayat tarzı ile sanat anlayışı arasında benzerlik kurula- bilir. E) Ölüm endişesi nedeniyle biçimden çok, içeriği önemse- yen bir yazardır.
B
35. (1) Yalın bir tanımla eleştiri, bir sanat veya edebiyat yapıtını
bütün boyutlarıyla inceleyip değerlendirmek için yazılan
yazı demektir. (II) Sanatçının yaratısını açıklama, ona
değer biçmedir. (III) Bu bakımdan yazınsal türler içinde
aynı bir yeri vardır eleştirinin. (IV) Edebiyatımızda eleştiri-
nin tarihsel gelişimini düşünürsek her yönüyle bilimsel
nitelikten yoksun olduğunu söyleyebiliriz. (V) Divan edebi-
yatını bir yana bırakırsak Tanzimat, Edebiyaticedide, Mill
Edebiyat dönemlerinde eleştiri diye ortaya konan örnekler
bu yargımızı açıkça kanıtlar. (VI) Hiçbirinde sanat yapıtla-
rına çok yönlü bir yaklaşım göremeyiz.
Bu parça iki paragrafa bölünmek istense ikinci parag-
raf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
A) II
FORMU
B) III
C) IV
D) V
E) VI
ücüncü kişiden söz eder gibi bu sat
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
B 35. (1) Yalın bir tanımla eleştiri, bir sanat veya edebiyat yapıtını bütün boyutlarıyla inceleyip değerlendirmek için yazılan yazı demektir. (II) Sanatçının yaratısını açıklama, ona değer biçmedir. (III) Bu bakımdan yazınsal türler içinde aynı bir yeri vardır eleştirinin. (IV) Edebiyatımızda eleştiri- nin tarihsel gelişimini düşünürsek her yönüyle bilimsel nitelikten yoksun olduğunu söyleyebiliriz. (V) Divan edebi- yatını bir yana bırakırsak Tanzimat, Edebiyaticedide, Mill Edebiyat dönemlerinde eleştiri diye ortaya konan örnekler bu yargımızı açıkça kanıtlar. (VI) Hiçbirinde sanat yapıtla- rına çok yönlü bir yaklaşım göremeyiz. Bu parça iki paragrafa bölünmek istense ikinci parag- raf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) II FORMU B) III C) IV D) V E) VI ücüncü kişiden söz eder gibi bu sat
Eğitim bilimlerinde kullanılan oyunlaştırma tekniği çocuk-
ların hem eğlenmesini hem de öğrenmesini sağlıyor. Bu
sebeple tekniğin eğitmenlere yardım ettiğini düşünüyorum.
Buna parçadaki altı çizili sözcüklerle ilgili;
1. tekniği - ünsüz yumuşaması
II. sağlıyor - ünlü değişimi
III. ettiğini - ünsüz türemesi
IV. düşünüyorum - ünlü daralması
eşleştirmelerinden hangileri yanlıştır?
A) Yalnız III
D) III ve IV
B) I ve IV
C) I, II ve III
E) II, III ve IV
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Eğitim bilimlerinde kullanılan oyunlaştırma tekniği çocuk- ların hem eğlenmesini hem de öğrenmesini sağlıyor. Bu sebeple tekniğin eğitmenlere yardım ettiğini düşünüyorum. Buna parçadaki altı çizili sözcüklerle ilgili; 1. tekniği - ünsüz yumuşaması II. sağlıyor - ünlü değişimi III. ettiğini - ünsüz türemesi IV. düşünüyorum - ünlü daralması eşleştirmelerinden hangileri yanlıştır? A) Yalnız III D) III ve IV B) I ve IV C) I, II ve III E) II, III ve IV
erlerin ortak
dan beslen-
bi evrensel
msal sorun
ncak dikkat
m insanlığı
dakilerden
görüşünün,
vb. dışına
plan malze-
28.
DENEME-4
Montessori yönteminin en belirgin özelliği, öz güveni ve
bağımsız çalışmayı ön plana çıkarması, çocuğa kendi ya-
pacağı işi seçip kendi ritmine uygun bir şekilde ilerleme im-
kânı vermesidir.
II. Çocuğun gelişimi hakkındaki bilgi, çocuğun Montessori
yöntemine uygun şekilde düzenlenen çevreyle kurduğu
ilişkinin gözlemlenmesi ve değerlendirilmesiyle elde edil-
mektedir.
Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söyle-
nebilir?
A) iki farklı konuya ilişkin ortak bir görüş olduğunu vurgula-
maktadırlar.
B Farklı üsluplar kullansalar da konuyu benzer koşullara da-
yandırarak açıklamaktadırlar.
C) Farklı görüşlerin aslında birbirini desteklediğini göstermek-
tedirler.
D) Aynı düşünceyi pekiştirmeye yönelik farklı örnekler sun-
maktadırlar.
E) Aynı konuyu farklı yönleriyle değerlendirip ele almaktadır-
lar.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
erlerin ortak dan beslen- bi evrensel msal sorun ncak dikkat m insanlığı dakilerden görüşünün, vb. dışına plan malze- 28. DENEME-4 Montessori yönteminin en belirgin özelliği, öz güveni ve bağımsız çalışmayı ön plana çıkarması, çocuğa kendi ya- pacağı işi seçip kendi ritmine uygun bir şekilde ilerleme im- kânı vermesidir. II. Çocuğun gelişimi hakkındaki bilgi, çocuğun Montessori yöntemine uygun şekilde düzenlenen çevreyle kurduğu ilişkinin gözlemlenmesi ve değerlendirilmesiyle elde edil- mektedir. Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söyle- nebilir? A) iki farklı konuya ilişkin ortak bir görüş olduğunu vurgula- maktadırlar. B Farklı üsluplar kullansalar da konuyu benzer koşullara da- yandırarak açıklamaktadırlar. C) Farklı görüşlerin aslında birbirini desteklediğini göstermek- tedirler. D) Aynı düşünceyi pekiştirmeye yönelik farklı örnekler sun- maktadırlar. E) Aynı konuyu farklı yönleriyle değerlendirip ele almaktadır- lar.
TÜRKÇE TESTİ
riyim.
An-
oyun
ye-
ers-
işir.
bir
ikle
m-
im
ir
DENEME-15
BİLGİ SARMAL
3. Don Kişot edebiyat tarihinin en ünlü birkaç kahrama-
nindan biridir. (II) Hamlet, Pollyanna, Odysseus, Küçük
Prens gibi diğer ünlü kurgu kahramanlardan daha çok ta-
nınır ve belki.hepsinden daha fazla sevilir. (III) Don Kişot,
okuduğu şövalye romanlarının hayal dünyasında yaşar.
(PV) Onu Cervantes'in romanından tanıdığını bile unutur insan.
(V) Ideallerinin peşinde koşmasına saygı duyar, dünyanın
acı gerçeklerinin onu yenmesine üzülür, zayıfların güçlüler.
karşısında ezilmelerine karşı duyduğu heyecanı destekler.
(V) Ama bir yandan da bu yaşlı şövalyenin çaresizliğine ay-
kırılığına güler.
C) IV
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşün-
cenin akışını bozmaktadır?
A) II
B) III
D) V
E) VI
Conan
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TÜRKÇE TESTİ riyim. An- oyun ye- ers- işir. bir ikle m- im ir DENEME-15 BİLGİ SARMAL 3. Don Kişot edebiyat tarihinin en ünlü birkaç kahrama- nindan biridir. (II) Hamlet, Pollyanna, Odysseus, Küçük Prens gibi diğer ünlü kurgu kahramanlardan daha çok ta- nınır ve belki.hepsinden daha fazla sevilir. (III) Don Kişot, okuduğu şövalye romanlarının hayal dünyasında yaşar. (PV) Onu Cervantes'in romanından tanıdığını bile unutur insan. (V) Ideallerinin peşinde koşmasına saygı duyar, dünyanın acı gerçeklerinin onu yenmesine üzülür, zayıfların güçlüler. karşısında ezilmelerine karşı duyduğu heyecanı destekler. (V) Ama bir yandan da bu yaşlı şövalyenin çaresizliğine ay- kırılığına güler. C) IV Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşün- cenin akışını bozmaktadır? A) II B) III D) V E) VI Conan
0. Günlük küçük dertlerimizi önemsemez görünüp
kendimizi "büyük sorunların adamı olarak gös-
termek, çoğumuzun zaaflarındandır. Kendi "kū-
çük sorunlarını" halledememiş olmamızın hıncını,
kendimizi büyük sorunlara adamış gibi gösterip
böbürlenerek çıkartmaya çalışırız sanki. Gündelik,
küçük sıkıntılarımızdan söz açmak bizi küçük dü-
şürür, öyle mi?
Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki-
lerden hangisidir?
A) Küçük sorunlarla uğraşarak sorun çözme be-
cerisini geliştirmek, insanları olduğundan büyük
gösterir.
B) Büyük sorunlar, çözmekten kaçındığımız küçük
sorunların bir kar topu gibi büyümesinden oluşur.
C) Kendimizi büyük sorunların çözümüne adarken
küçük sorunlarımızı görmezlikten gelmemeliyiz.
Büyük sorunları çözme çabalarımızın önündeki
en büyük engel küçümsediğimiz gündelik so-
runlardır.
Sorun çözme becerisi olmayan bazı insanlar,
kendilerini kabul ettirmek için sorunsuzmuş gibi
görünürler.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
0. Günlük küçük dertlerimizi önemsemez görünüp kendimizi "büyük sorunların adamı olarak gös- termek, çoğumuzun zaaflarındandır. Kendi "kū- çük sorunlarını" halledememiş olmamızın hıncını, kendimizi büyük sorunlara adamış gibi gösterip böbürlenerek çıkartmaya çalışırız sanki. Gündelik, küçük sıkıntılarımızdan söz açmak bizi küçük dü- şürür, öyle mi? Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdaki- lerden hangisidir? A) Küçük sorunlarla uğraşarak sorun çözme be- cerisini geliştirmek, insanları olduğundan büyük gösterir. B) Büyük sorunlar, çözmekten kaçındığımız küçük sorunların bir kar topu gibi büyümesinden oluşur. C) Kendimizi büyük sorunların çözümüne adarken küçük sorunlarımızı görmezlikten gelmemeliyiz. Büyük sorunları çözme çabalarımızın önündeki en büyük engel küçümsediğimiz gündelik so- runlardır. Sorun çözme becerisi olmayan bazı insanlar, kendilerini kabul ettirmek için sorunsuzmuş gibi görünürler.
onur kazandırır. Kuşkusuz birkaç kez daha belirttim, ödüle
Çok iyi bir sanatçının aldığı ödül, ödülün kendisine de
katılım aranmamalıdır. Yarışma ile ödül arasındaki temel
fark buradadır. Ne yazık ki katılmadı diye yılın birçok önemli
kitabi okur gözünde daha niteliksiz kitapların gerisine
düşme tehlikesi yaşıyor. Jüriler, ödül verdikleri sanatçı ödülü
reddederse kaygısı taşımamalı. Reddedebilir bir sanatçı.
Bu jüri üyelerini derinden mi yaralar yani? Sartre, Nobel'i
reddettiğinde Nobel jürisi "Sartre bize çok ayıp etti." mi dedi?
Ödüller nitelikli okuru etkilemez. Onlar zaten sevdikleri,
beğendikleri sanatçıları belirlemişlerdir. Gençlerin aldıkları
ödül de kendi kuşak sanatçıları arasında tartışmaya ve
kıskançlıklara neden olabilir. Hep olmuştur, hep olacaktır
bu doğal olduğu kadar kızıştırıcıdır da. Zaman zaman
ödüllerin ahbap çavuş ilişkileriyle verildiği gibi bir izlenim
olur kimilerinde. Açık konuşmak gerekirse bir ödül iyi
olarak bilinen bir sanatçıya verilmişse bu tür tartışmaları
ve
duymazsınız.
Bu parçada ödüllerle ilgili aşağıdakilerin hangisine
değinilmemiştir?
Adurileri, vasıflı insanlardan seçilmediği için ödüllerin
gerekli saygınlığa kavuşamadığına
30. Aşağio
B) Gençlerin ödüllere layık görülmesinin sanatın gelişimine
katkı sağladığına
C) Sanatçının verilen bir ödülü kabul etmeme hakkına
sahip olduğuna
D) Ödüllerin ikili ilişkilere göre verilmemesi gerektiğine
E) lyr bir sanatçıya verilen ödülün tartışma yaratmadığına
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
onur kazandırır. Kuşkusuz birkaç kez daha belirttim, ödüle Çok iyi bir sanatçının aldığı ödül, ödülün kendisine de katılım aranmamalıdır. Yarışma ile ödül arasındaki temel fark buradadır. Ne yazık ki katılmadı diye yılın birçok önemli kitabi okur gözünde daha niteliksiz kitapların gerisine düşme tehlikesi yaşıyor. Jüriler, ödül verdikleri sanatçı ödülü reddederse kaygısı taşımamalı. Reddedebilir bir sanatçı. Bu jüri üyelerini derinden mi yaralar yani? Sartre, Nobel'i reddettiğinde Nobel jürisi "Sartre bize çok ayıp etti." mi dedi? Ödüller nitelikli okuru etkilemez. Onlar zaten sevdikleri, beğendikleri sanatçıları belirlemişlerdir. Gençlerin aldıkları ödül de kendi kuşak sanatçıları arasında tartışmaya ve kıskançlıklara neden olabilir. Hep olmuştur, hep olacaktır bu doğal olduğu kadar kızıştırıcıdır da. Zaman zaman ödüllerin ahbap çavuş ilişkileriyle verildiği gibi bir izlenim olur kimilerinde. Açık konuşmak gerekirse bir ödül iyi olarak bilinen bir sanatçıya verilmişse bu tür tartışmaları ve duymazsınız. Bu parçada ödüllerle ilgili aşağıdakilerin hangisine değinilmemiştir? Adurileri, vasıflı insanlardan seçilmediği için ödüllerin gerekli saygınlığa kavuşamadığına 30. Aşağio B) Gençlerin ödüllere layık görülmesinin sanatın gelişimine katkı sağladığına C) Sanatçının verilen bir ödülü kabul etmeme hakkına sahip olduğuna D) Ödüllerin ikili ilişkilere göre verilmemesi gerektiğine E) lyr bir sanatçıya verilen ödülün tartışma yaratmadığına
-ta
9.
Be
açısıyla anlatmak
DRAAFINGERS
"Madam Bovary denen kız hiç yaşamadı, romanın
kahramanı Emma ise sonsuza dek yaşayacak" diyen
Nabokov, sözünü ettiği kahramanlarla ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisini vurgulamak istemiştir?
A gerçeklik - kalıcılık
-B) soyutluk-somutluk
C) düşsellik etkileyicilik
-D) tekdüzelik özgünlük
E) bireysellik toplumsallık
10. (1) Çevrenin, endüstri atıkları do Tril
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
-ta 9. Be açısıyla anlatmak DRAAFINGERS "Madam Bovary denen kız hiç yaşamadı, romanın kahramanı Emma ise sonsuza dek yaşayacak" diyen Nabokov, sözünü ettiği kahramanlarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisini vurgulamak istemiştir? A gerçeklik - kalıcılık -B) soyutluk-somutluk C) düşsellik etkileyicilik -D) tekdüzelik özgünlük E) bireysellik toplumsallık 10. (1) Çevrenin, endüstri atıkları do Tril
de-
üks
ran,
uci-
di-
le
ki
Ü
8.
Yazar, edebiyatın her şeyden önce bir üslup sanatı olduğunu
söyler. Onun dönemindeki başka yazarları okurken zorlana-
bilirsiniz ama onda kendi dilinizi bulabilirsiniz. Eserlerinde bu
yalın dilin yanında savaşın zor günlerini, geleneği ve toplum
sorunlarını görebiliriz. Eserleriyle halkı bilinçlendirmiş ve halka
yol göstermiştir. Böylece halk tarafından çok sevilmiş ve çok
okunmuştur. Okurların onun eserlerini sevmesinin bir sebebi
de eserlerindeki kahramanların onlara tanıdık gelmesidir.
Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili,
1. Yalın ve akıcı bir anlatımı benimsediğine
II. Sadece güncel meseleleri yazmayı tercih ettiğine
III. "Sanat toplum içindir." ilkesini savunarak yazdığına
IV. Sokaktaki adamı eserlerinin merkezine oturttuğuna
yukarıdaki bilgilerden hangilerine kesin olarak ulaşıla
maz?
A) I vett
D) III ve IV
keaskre
B) Yalniz II
E) Yalnız IV
C) II ve III
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
de- üks ran, uci- di- le ki Ü 8. Yazar, edebiyatın her şeyden önce bir üslup sanatı olduğunu söyler. Onun dönemindeki başka yazarları okurken zorlana- bilirsiniz ama onda kendi dilinizi bulabilirsiniz. Eserlerinde bu yalın dilin yanında savaşın zor günlerini, geleneği ve toplum sorunlarını görebiliriz. Eserleriyle halkı bilinçlendirmiş ve halka yol göstermiştir. Böylece halk tarafından çok sevilmiş ve çok okunmuştur. Okurların onun eserlerini sevmesinin bir sebebi de eserlerindeki kahramanların onlara tanıdık gelmesidir. Bu parçada sözü edilen yazarla ilgili, 1. Yalın ve akıcı bir anlatımı benimsediğine II. Sadece güncel meseleleri yazmayı tercih ettiğine III. "Sanat toplum içindir." ilkesini savunarak yazdığına IV. Sokaktaki adamı eserlerinin merkezine oturttuğuna yukarıdaki bilgilerden hangilerine kesin olarak ulaşıla maz? A) I vett D) III ve IV keaskre B) Yalniz II E) Yalnız IV C) II ve III
2 Antrenman Testi
Severim gerçekçi edebiyatı. Bu yaşa değin en çok, o yolda 3. Bo
yazılmış hikâyeleri, romanları, hep o çığırı öven denemeleri,
eleştirileri okudum. Bir hikâyede, bir romanda anlatılanların
gerçekte olanlara benzememesi, çoğu kimse gibi benim için
de en büyük eksikliktir. Peri masallarından, dev masalların-
dan çocukluğumda bile pek hoşlanmadım. Olmayacak şeyler,
benzerleri görülmeyecek insanlar anlatan hikâyeler arasında
beğendiklerim yoktur demeyeceğim ama onlarda da gerçeği
aradım. "Bütün bunlar gene bir doğruyu söylüyor ancak yazar
gerçeği bir düşle örtmüş; kaldırın o örtüyü, altına bakın, gerçe-
ğin ta kendisini, çırılçıplak doğruyu bulursunuz." diye düşünü-
rüm.
Bu parçada tanıtılan kişiyle ilgili olarak aşağıdakilerin han-
gisine değinilmemiştir?
A Realist bakış açısıyla hazırlanmış eserleri okumaktan zevk
aldığına
Eserlerini gerçekçi bir bakış açısıyla kaleme aldığına .
Hayal ögeleri içeren eserleri okumaktan küçüklüğünden
beri hoşlanmadığına
D) Eserin türü ne olursa olsun ondarealis özellikler aradığına
Gerçekçiliğin, eserlerin temel özelliği olması gerektiğine
inandığına
2. 52 Hertz balinası, alışılmadık hir hini
ses cik
şa
fir
ya
le
d
fo
E
y
1:
1
TOPRA
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2 Antrenman Testi Severim gerçekçi edebiyatı. Bu yaşa değin en çok, o yolda 3. Bo yazılmış hikâyeleri, romanları, hep o çığırı öven denemeleri, eleştirileri okudum. Bir hikâyede, bir romanda anlatılanların gerçekte olanlara benzememesi, çoğu kimse gibi benim için de en büyük eksikliktir. Peri masallarından, dev masalların- dan çocukluğumda bile pek hoşlanmadım. Olmayacak şeyler, benzerleri görülmeyecek insanlar anlatan hikâyeler arasında beğendiklerim yoktur demeyeceğim ama onlarda da gerçeği aradım. "Bütün bunlar gene bir doğruyu söylüyor ancak yazar gerçeği bir düşle örtmüş; kaldırın o örtüyü, altına bakın, gerçe- ğin ta kendisini, çırılçıplak doğruyu bulursunuz." diye düşünü- rüm. Bu parçada tanıtılan kişiyle ilgili olarak aşağıdakilerin han- gisine değinilmemiştir? A Realist bakış açısıyla hazırlanmış eserleri okumaktan zevk aldığına Eserlerini gerçekçi bir bakış açısıyla kaleme aldığına . Hayal ögeleri içeren eserleri okumaktan küçüklüğünden beri hoşlanmadığına D) Eserin türü ne olursa olsun ondarealis özellikler aradığına Gerçekçiliğin, eserlerin temel özelliği olması gerektiğine inandığına 2. 52 Hertz balinası, alışılmadık hir hini ses cik şa fir ya le d fo E y 1: 1 TOPRA