Anlatım Biçimleri Soruları

38. 19. yüzyıl Amerikan edebiyatının ustalarından Henry James, uzun yıllar Avrupa'da yaşamış olmasına rağmen dünyaya gözünü açtığı ve ilk gençlik yıllarının geçtiği New York'un, belleğinde ve yapıtlarındaki yeri ayrıdır. New York, James'in bambaşka duygularla dile getirdiği bir kenttir. Bu duygularının en baskını da anılarındaki kenti ve aynı zamanda bir yaşam tarzını da altüst eden maddeci yaşam tarzının gelişimine duyduğu öfkedir. Bir kitabındaki dört öyküsü de James'in o hiç dinmeyen New York tutkusunu ve öfkesini yansıtıyor. Bu parçaya göre Henry James ile ilgili olarak 1. Bazı eserlerinde doğup büyüdüğü şehri ve bu şehrin yeni yaşam tarzını beğenmediğini anlatır. II. Amerikan edebiyatının önemli yazarlarından biri olarak kabul edilir. TH. Son dönem eserlerinde çocukluk ve gençlik anılarına oldukça yer verir. yargılarından hangisi ya da hangiler savunulabilir? A) Yalnız I Ditve i B) Yalnız II C) Yalnız III E) II ve III UĞL 12

lan bu . Ders ük ya- anlatı- ngisi- 12. Aşağıdakilerin hangisinde, Tanzimat şiiri ile ilgili bir bilgi yanlışı vardır? A) Eski mazmunlar bırakılmış, "vatan, millet, hürriyet" gi- bi kavramlar işlenmiştir. B) Ikinci dönem şairleri dili yabancı ögelerden arındırma- ya çalışmışlardır. C) Yalnızca sanat kaygısı güden ikinci dönem sanatçıla- rı, şiirde bireysel konulara yönelmişlerdir. D) Birinci dönem şairleri, toplumsal sorunlara eğilerek halkı eğitmeye çalışmışlardır. E) Birinci dönemde eski nazım biçimlerine bağlı kalınmış, ikinci dönemde bazı biçimsel yenilikler gerçekleştiril- miştir. 2

ce e in 'nin e ri } um 33 TYT 32/ Şiirin sınırlarını daima bilmek gerekir; fazlası, bizim o şiire eklediklerimizdir. Şiirin gerçek değeri ise bu ek yaşantıların dışındadır. Daima kendi anladığımızdan çok, şairin ne anlattığına bakmak daha yerinde olur. Böylece şairin şiirine verdiği anlam neyse ona daha bir yaklaşmış oluruz. Yoksa bizim kendimize göre çıkardığımız anlam ancak bize göredir. Bu da şairin kişiliğini unutmakla elde edilir. Aşağıdakilerden hangisi parçada bir şiir değerlendirilirken yapılması gerekenlerle ilgili öne sürülen düşüncelerden değildir? A) Şairin kişiliğinin eserden uzak tutulması gerekir. B) Bireyin kendine göre şiirden çıkardığı anlam, temel ölçüt değildir. C) Şiirin, bilinenin ve belirginleştirilenin dışında özellikleri vardır. D) Siirin iletisi, temasına ve konusuna göre paralellik göstermez. E) Şairin anlatmak istediklerinin önemsenmesi lazımdır. Rilai 34

en r O YAYINDA TEK BAŞARIDA TEK D ilk defa kendisi orta D) Yer çekimi kanununu ilk defa keşfeden kişidir. Geometri ve fizikle ilgili bazı birimlere kendi adını ver- miştir. V 26. İki türlü iş var. Bir korumaya yönelik, o kolay, onun meta olarak karşılığı yoktur. Musiki geleneğinin en yakın tem- silcilerinden bize geldiği gibi bu eserlerin orijinal hâliyle kaydolmasını, kaydolmayanların bizden sonrakilere de hazine olarak kalmasını ve bize kalanları daha iyi koruya- bilecek yöntemlerle yaymaya çalışmak. Diğer tarafta da gelenekten geleceğe aktarımın ne olduğunu öğrenerek yetişmiş bir sanatkâr olarak ve bugünü yaşayan birisi ola- rak, bugün yaptığım icra içerisinde ne yapabilirim, neler yapabilirim ve nasıl olmalıyım sorusunun cevabı var. Bu metin aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir? A) Musikimiz bağlamında, dünü bugüne, bugünü de ya- rına nasıl taşıyacağız? B) Musikiyi tüm insanlara ulaştırmak için neler yapabiliriz? # 55 Cilalayıp du yor, size ca tatlı. Peki, uk bir tat C) Musikinin gelenekten mutlaka faydalanması gerekir düşüncesine katılıyor musunuz? D) Günümüz musikisini geçmişten daha ileri seviyeye nasıl taşırız? E) Sizce musikimizin daha da geliştirilmesi adına neler yapılabilir? demleniy ayata kac bir şey h ün gün TÜRKÇE SORU BANKASI yolculu a doğr aklaşan psetm şey Haya. onra akta ett 15

16. Samim Kocagöz, yaşadığı yıllarda edebiyatımızın kö- şe taşlarından biri olmuş, çevresindeki genç yazarla- ri etkilemiş, onlara örnek olmuş bir yazın emekçisidir. Çevresinde, ülkesinde ve dünyada olanlara tanık bir yazardır. Bu tanıklığı, toplumcu gerçekliğe sadık kala- rak yansıtmasını bilmiştir. İlk ürünlerinden itibaren top- lumcu gerçekçi akımın ilkelerini benimseyerek köy ve kasaba insanlarını anlatmıştır. İyi tanıdığı bu çevrelerin insanlarını doğayla çatışmalarını, egemen sınıfsal güç- lerle çelişkilerini, aralarında gelişen ilişkileri konu ola- rak seçip sergilemiştir. Eserlerinde sade bir dil kullan- mış, simge ve göndermelerden uzak durmuştur. Bu parçadan hareketle Samim Kocagöz ile ilgili ola- rak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Yaşadığı döneme ayna tuttuğu B) Yazınımız için çok önemi olduğu C) Anlatımda yalınlığı benimsediği D) Toplumsal gerçekçi çizgide yapıtlar kaleme aldığı E) Genç yetenekleri edebiyatımıza kazandırdığı

A A 24. Akan ve akmakta olan yaşamı, bilinçaltından ve bilinçten geçirip dışa vurma işidir roman. Hem bireysel hem toplumsal boyutları olan bir yazı türü. Bir imbikleme... Pembe beyaz yapraklardan gül suyu ve gül yağı çıkarmak gibi, kara zeytinden o sapsarı yağı çıkarmak gibi... Bilinçaltından ve bilinçten geçirme dedim ya, "geçirmek" sözüne de önem veriyorum; bu "geçiş" olmazsa olmaz. Onun için derler ki yargılama tutanakları roman değildir. Elbet değildir. Çok insan söyler: "Yaşamım roman!" değildir, yanlış bu, gerçekte "gibi"si düşmüş bir cümledir bu; benzetmedir. Bir yaşamın romana benzemesi başka. Roman olabilmesi için yazılması gerek; bir romancının elinden geçerek estetik biçime ve biçeme ererek yazılması... Bu parçanın anlatımında aşağıdaki anlatım biçim- lerinden hangisi ağır basmaktadır? A) Tartışma -C) Öyküleme -T A B) Betimleme D) Tanımlama E) Karşılaştırma

2. B) II A) I C) III D) IV E) V (1) Fesleğen, dokunulmadıkça kokusunu hissettirme- yen bir bitki türüdür. (II) Fesleğen gibi dokunulmadık- ça varlığındaki cevheri göstermeyen sevgi dolu insan- lar vardır. (III) Onlara dokunulduğu zaman ellerini uza- tır, size bolca sevgi ve şevkat bağışlarlar. (IV) Aslında herkes gibi giyinir, herkes gibi yaşarlar, herkes gibi ça- lışır, herkes gibi konuşurlar ama onlara dokunulduğun- da bir midye gibi açılırlar, içlerindeki inci ortaya çıkar. (V) Onlar mutlak sevgiye, aşk'a ulaşmış kişilerdir; ken- dilerini ve diğer insanları ruh varlıklarıyla bilir, tanırlar. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağı- lo dakilerden hangisi söylenemez? isbieseA A. cümlede fesleğenin, benzerlerinden ayrılan yön- leri ifade edilmiştir. B II. cümlede fesleğenle insan belirli bir özellik üze- rinden karşılaştırılmıştır. III. cümlede bir önceki yargıyı destekleyici açıkla- malar yapılmıştır. 4. D) IV. cümlede kimi insanların, benzerlerinden aynı ve farklı nitelikleri aktarılmıştır. E) V. cümlede kimi insanların doyuma ylaştıkları duy- gular belirtilmiştir.

ndaki edebi eme- yrımı Ke- dizi- Ke- n ve esini sah- -tiri- lar, rin hir Ös- te- in- ve Bi- e- n n Rusya'nın dört bir yanında yer alan spor okulla rında çocuklardan emekli olmuş olimpiyat şam- piyonlarına kadar birçok kişi sporun tadını çıkarı- yor. Sporun olduğu yerde, konuşulan dilin ne oldu- ğunun da önemi kalmıyor. Birçok spor okulu, Rus- ya'nın çok uluslu mozağinin kaynaşmasının yanı sıra zihinsel ya da bedensel engelleri olan insanla- rin uyum sorunu çekmemelerine, onların kendileri- ni dışlanmamış hissetmelerine katkı sağlamak için birer rehabilitasyon merkezi gibi çalışıyor. Bu parçaya dayanarak 1. Rusya'ya yerleşen kimi yabancıların uyum so- runu yaşadığı II. Spor okullarının Rus hükümetinin bir projesi olduğu III. Spor okullarının Rusya'da yaygın olduğu IV. Sporun farklı kültürler arasında ortak bir dil oluşturduğu yukarıdaki sonuçlardan hangilerine ulaşılamaz? A) Yalnız I C) I. ve III. 12 B) I. ve II. D) II. ye IV. os E) Yalnız III T E

UIKU 1. Sabaha doğru Recep’i, o dağ başının dondurucu ayazında kapının önünde beklemeye başladı. II. Küçük Ağa bir gün Çakırsaraylı'ya, Akşehir'e bir adam göndermenin mümkün olup olmayacağını sordu. Evden haber almak istiyordu. III. Üç atlının karaltısı iki yüz metre aşağıdaki korudan kurtulunca, kendini tutamayıp onlara doğru koştu. IV. Çakırsaraylı "emret ağam" dedi ve hemen o gece Recep'le iki atlıyı yola çıkardı. V. Küçük Ağa ertesi şafağı nasıl yaptığını bilemiyordu. VI. Bütün gece bir damla uyumamış, nal seslerini beklemişti. Yukarıda numaralandırılmış cümlelerden anlamlı bir paragraf oluşturmak için cümleleri sıralayınız.

PARAGRAFTA DÜŞÜNCEYİ GEL 1. Her şiir, kendi biçimini, içeriğine göre, kendisi belirler. Çünkü sanat, amaca giden yolda öz ile biçimin buluş- masını gerektiriyor. Bundan ötürü öz kadar biçim kaygı- si da olmalıdır şairin. Sanki bir testi ustasıdır o. Testi us- tasının amacı, içine su konulabilecek bir kap yapmaktır. Onun da belli bir biçimi vardır. Eğer testiye, içine su ala- cak şekilde istediği biçimi veremezse özü yakalayama- dığı gibi, faydalı bir ürün de ortaya koyamaz. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi- ne başvurulmuştur? A) Abartmaya B) Yinelemelerle anlatımı güçlendirmeye C) Çeşitli duyulara seslenmeye DYEksiltili cümlelere E) Benzetmeye

7. A: A or 66 Öküzleriyle kardeş gibiydi Elif Yemezdi, içmezdi, yemeden içmeden onlar Kocabaş, çok ihtiyardı, çok zayıftı Mahzundu bütün bütün Sarıkız, yanı sıra Gecenin ulu ağırlığına karşı Hafifletir, inceden inceden Bu dizelerde aşağıdakilerin hangisinden yararlanıl- mamıştır? A) Kişileştirmeden C) Niteleyici sözcükten B) Benzetmeden D) Yinelemeden E) Işitsel ögelerden Kediler; ressamlar ve yazarlar arasında kendilerine bir sürü dost edinmiştir. Picasso'nun iki kedisi, bir köpeği, bir maymunu, Matisse'in evcilleştirilmiş bir yaban kedi- si vardır. Fransız Gericault, Bonnard, Manet, İngiliz; Ho- garth, Japon Foujita, Kolombiyalı Botero, Amerikalı Jo- seph Hilliard Davis ve daha nice ressamın tablolarında da kediler sıkça görülür. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangileri ağır basmaktadır? A) Açıklama - Örneklendirme B) Karşılaştırma Tanımlama C Tanık gösterme - Örneklendirme D) Benzetme - Açıklama E) Karşılaştırma - Benzetme

RAFIN KONUSU nin ZI- le a- le Insan varlığının özü söze yansır. Çağımız, sözün düşmanı sanki. Konuşmak, duygu ve düşünceleri söze dökmek zor geliyor. Her şey gittikçe kısalıyor. İfadenin yerini neredeyse simgeler aldı. Aşağıda verilenlerden hangisi yazarın yakındığı duruma örnek gösterilebilir? A) Cocuğuna kızgınlığını daha iyi ifade etmek için konuşmak yerine kaşlarını çatan bir anne B) Bir çiftçi ailesinin yaşadığı akıl almaz bir olayı, özlü bir anlatımla yansıtan öykücü C) Toplumun aksayan yönlerini hiç söze yer vermeksizin çizgileriyle anlatan karikatürcü Birlikte tiyatroya gitmeyi teklif eden arkadaşına telefonla ağlayan surat görseli gönderen kişi E) Aym konuyu defalarca anlatmaktan yorulan ve bunu tahtaya çizdiği şekillerle dile getiren öğretmen 1. Yoll çok ne sä ka O p Y

30. Bütün dünyada yaz ayları boyunca açık alanlarda hizmet veren sinemalara genel olarak "açık hava sineması" denir. Bu sinemalar, bazı yörelerde "yazlık sinema" ya da bazen eski geniş bahçelerde kurulduğu için "bahçe sineması" olarak da bilinir. Perde yerine geçen bir büyük beyaz duvar ve onun yeteri kadar uzağında dört direk üzerindeki bir küçük odada çalıştırılan projeksiyon makinesi ve arada genellikle derme çatma tahta sandalyeler, bir açık hava sineması kurmak için yeterliydi. Bu sinemalarda rahat oturmak isteyenler erkenden bir çocuğu gönderir, onun evden getirdiği minderler daha sonradan gelecekler için boş sandalyelere yerleştirilirdi. Bu yüzden, "Burası açık hava sineması mı yer tutuyorsunuz?" sözü bir zamanlar çok kullanılan bir söylem olmuştu. Açık hava sinemalarının Türkiye'deki tarihi epey eskilere gitse de bu konuda, herhangi bir çalışma yapılmadığından bu tarih, ne yazık ki birçok soru işareti ile doludur. Bu parçada yazlık sinema ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yoktur? (-) A) Temel araç gereçlerini belirtme B Çeşitli adlandırmaları bulunduğunu açıklama C) Geleneksel bir eğlence aracı olarak tanımlama D) Dilde kalıplaşmış bir kullanıma yol açtığını ifade etme E) Hakkındaki bilinmezliklere duyulan üzüntüyü dile getirme

8. Kâinata dair ilgi uyandıran birçok mesele var. Bu kapsamda astronomlar, asırlar boyu pek çok soruya yanıt aradılar. "Uzayın toplam büyüklüğü ne kadardır? Uzayın genişleme hızı nedir? Güneş ve Ay gibi gök cisimlerinin Dünya'ya uzaklığı kaç kilometredir? Dünya dışında bir yaşam var mı?" gibi sorulara tatmin edici yanıtlar verebilmek için milyonlarca araştırma ve gözlem yapıldı. Bu parçada aşağıdakilerin hangisi üzerinde durulmaktadır? A) Kâinatın oluşumu ile ilgili yapılan araştırmalar B) Evrene ilişkin merak oluşturan sorular C) Evrende bilim insanlarının ilgisini çeken canlılar D) Astronotların gittikleri gök cisimleri E) Uzaya gönderilen araçlar UcDört Best 10. 13

Büyük İskender'in, yastığı altından hiç eksik etme iki silah varmış derler: kılıcı, bir de llyada. Bilge A teles'in bu ünlü öğrencisi, o kılıçla çok kesmiş b ama o kitabı kılıca kırdırmamış hiçbir zaman. müzdeyse "Neler okursunuz?" türünden bir so adı okumaza çıkmasın diye yanıtlayan birçok k arasında, Pekos Bill, Red Kit benzeri şeyler ok ya bayıldığını söyleyenler bile var. İlyada nere Kit nere diyeceksiniz ama gene de aradaki yüz 1. ins boşa geçmiş sayılmaz. Kitapları üstünkörü suçla okuyana için için öfke duyanların bile, "Ben okume demeyi kendilerine yedirememeleri ilginçtir. --- Bu parçanın sonuna, düşüncenin akışına gö aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Okumaya dair bütün bu olumlu düşüncelere men ülkemizde okuma oranının düşük olması bir başka çelişkidir B) Çağlar boyunca insanoğlu hep kitaplarla düşür gelmiş, kitaplar aracılığıyla ortaya koymuştur şüncesini C) Dolayısıyla günümüzün gerçek anlamda çağ ve düşünen insanı, az da olsa okuyan insandır D) Okumanın tükenmez kaynağından, herkes ke istediği kadar pay alır E) Arka kapıdan da olsa okumaya bir yerden bul mış olmanın onuru, böylelerine yeter de artar A 3. ge Bu fell ak iki du ra S

TEMEL YETERLİLİK TESTLERİ 23. İnsanın yaşayan bir toplumun aktif bir üyesi haline gelme- si doğal olarak gerçekleşmez. İnsanın hayat için gerekli sosyal, psikolojik ve fiziki yetenekleri kazanması, içinde yaşadığı grup ya da toplumun kültürünü özümsemesiyle gerçekleşir. Bu manada sosyalleşme, bireyin toplum kül- türü içerisine dâhil edilmesi ve kültürün birey tarafından özümsenme sürecidir. Bu süreç olmasaydı bireyin kendisi bile bir şahsiyet haline gelemezdi. Bu ifadeler bize, sosyalleşme sürecinin hem topluma hem de bire- ye yönelik bir işlevde bulunduğunu açıkça ortaya koyar. Bütün insan topluluklarında, birtakım toplumsal amaçlar adina, toplum çok çeşitli sosyalleşme süreçleriyle (aile, ekonomi, dini ve siyasi eğitim vb.) kendini idare eder. Bireyler sosyalleşme sürecinden geçerek yaşadıkları toplumun bir parçasını oluşturur. Sosyal hayatta sosyalleşme süreci olmadan her top- Tum varlığını sürdürebilir. Sosyalleşme süreci bireyin kendini tanıması ve yete- neklerini ortaya çıkarmasıyla gerçekleşir. Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangileri getirilmelidir? A) Yalnız I TÜRKÇE D) I ve II B) Yalnız II E) I ve III C) Yalnız III 2