Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

en
er
ni
ik
ZI
e
P
E
S
36
3.
31
--.
5
Çünkü duygularını ifade etme imkânı verilmeyen bir
çocuk zamanla kendi duygularına yabancılaşır, onu değer.
siz bulur, onunla ilişkisini keser. Bunun sonucu çok kötü
dür Yaşama sevincini yitirmek. Çocukların duygu ve heye
canlarını yasaklayan bir çevrede normal olan heyecan ve
duygular, anormal hâle gelmeye başlar. Doğallığını kaybe
den duygu ve heyecanlar, çocuğun yaşama uyum sağla-
masını önler, ona ayak bağı olur, bütün bunlar, kendisi ve
çevresiyle barışık, içsel doyum içinde olan bir birey olmay
imkânsızlaştırır.
Bu parçanın başına dil ve düşünce bakımından aşağı-
dakilerden hangisinin getirilmesi uygundur?
A) Hırçınlaşan bir çocuk kendini ifade edemediği için
böyle davranır
B) Söz gümüşse sükut altındır." deyip altından bir kilit
vurmamalıyız çocukların ağzına
C) Çocuğun kendi ailesi içinde bulamadığı sevgiyi başka
bir yerde araması, onu duygusal boşluğa iter
(1)
D) Fiziksel şiddete maruz kalmak da duygusal şiddete
maruz kalmak da çocukta travmalar oluşturur
son
(11)
E) Duygu ve heyecanlarını iyi anlatabilecek dil becerisine
sahip olan çocuklar, yaşamda daha mutlu ve başarılı
olurlar
alc
da
d
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
en er ni ik ZI e P E S 36 3. 31 --. 5 Çünkü duygularını ifade etme imkânı verilmeyen bir çocuk zamanla kendi duygularına yabancılaşır, onu değer. siz bulur, onunla ilişkisini keser. Bunun sonucu çok kötü dür Yaşama sevincini yitirmek. Çocukların duygu ve heye canlarını yasaklayan bir çevrede normal olan heyecan ve duygular, anormal hâle gelmeye başlar. Doğallığını kaybe den duygu ve heyecanlar, çocuğun yaşama uyum sağla- masını önler, ona ayak bağı olur, bütün bunlar, kendisi ve çevresiyle barışık, içsel doyum içinde olan bir birey olmay imkânsızlaştırır. Bu parçanın başına dil ve düşünce bakımından aşağı- dakilerden hangisinin getirilmesi uygundur? A) Hırçınlaşan bir çocuk kendini ifade edemediği için böyle davranır B) Söz gümüşse sükut altındır." deyip altından bir kilit vurmamalıyız çocukların ağzına C) Çocuğun kendi ailesi içinde bulamadığı sevgiyi başka bir yerde araması, onu duygusal boşluğa iter (1) D) Fiziksel şiddete maruz kalmak da duygusal şiddete maruz kalmak da çocukta travmalar oluşturur son (11) E) Duygu ve heyecanlarını iyi anlatabilecek dil becerisine sahip olan çocuklar, yaşamda daha mutlu ve başarılı olurlar alc da d
Deneme
27. "Ütopyalar" filozofların olmasını hayal ettikleri dünyaları betim-
lerken "distopyalar", gelecekte olabilecek baskıcı/totaliter yö-
netim modellerini tasvir etmiştir. Bilimin hızlı gelişimi de distop-
yalara verimli bir alan açmıştır. 20. yüzyılda yaşanan savaşlar,
insan ve toplumların geleceğini tehdit eden teknolojik gelişme-
ler, silahlar filozofların kaygılarını artırmıştır. Gelecekte olabile-
cek kötü durumları hayal ederek eserler yazmışlardır. Distopya
adı verilen bu korku ütopyaları, insanları gelecekte olması muh-
temel kötü senaryolara karşı uyanık tutmayı hedeflemiştir.
Bu parçada "distopyalar" ile ilgili olarak aşağıdakilerden han-
gisine değinilmemiştir?
A) Ortaya çıkışını hızlandıran nedene
B) Ne zaman ortaya çıktığına
e) Daha çok, yazınsal eserlerin ilgi alanına girdiğine
D) Hangi amaçla kaleme alındığına
E) Kurgusal ögeler barındırdığına
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Deneme 27. "Ütopyalar" filozofların olmasını hayal ettikleri dünyaları betim- lerken "distopyalar", gelecekte olabilecek baskıcı/totaliter yö- netim modellerini tasvir etmiştir. Bilimin hızlı gelişimi de distop- yalara verimli bir alan açmıştır. 20. yüzyılda yaşanan savaşlar, insan ve toplumların geleceğini tehdit eden teknolojik gelişme- ler, silahlar filozofların kaygılarını artırmıştır. Gelecekte olabile- cek kötü durumları hayal ederek eserler yazmışlardır. Distopya adı verilen bu korku ütopyaları, insanları gelecekte olması muh- temel kötü senaryolara karşı uyanık tutmayı hedeflemiştir. Bu parçada "distopyalar" ile ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisine değinilmemiştir? A) Ortaya çıkışını hızlandıran nedene B) Ne zaman ortaya çıktığına e) Daha çok, yazınsal eserlerin ilgi alanına girdiğine D) Hangi amaçla kaleme alındığına E) Kurgusal ögeler barındırdığına
TEMEL YETERLİLİK TESTLERİ
25. Çevre ekonomisinin dışsal maliyetleri oldukça yüksektir.
Özellikle sanayileşme ve teknolojik gelişmeler ile birlik-
te üretimin ve tüketimin hızla artması sonucu; hava, su
ve toprak hızla kirlenmeye, doğal kaynaklar tükenmeye
başlamış, doğanın kendi kendini yenileme niteliği zarar
görmüştür. Gelişmekte olan ülkelerin temel hedefi kal-
kınmadır ancak çevre politikaları uygulayarak bu hedefi
tehlikeye atmaktan ve yabancı sermayeyi kaçırmaktan
korkmaktadırlar. Bu durum, kirli endüstrilerin gelişmiş ül-
kelerden gelişmekte olan ülkelere kaymasına neden ol-
maktadır.
Bu parçadaki altı çizili ifadeyle,
Gelişmekte olan ülkelerin kalkınmayı önceleyip çevre
politikalarını geri plana atması
II. Gelişmekte olan ülkelerin doğal kaynakları korumak
için çevre politikaları uygulaması
III. Çevre sorunlarını azaltma faaliyetlerinin başlatılması
durumlarından hangilerine gönderme yapılmıştır?
A) Yalnız I
ON
D) ve il
TÜRKÇE
B) Yalnız II
E) I ve III
C) Yalnız ll
2
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TEMEL YETERLİLİK TESTLERİ 25. Çevre ekonomisinin dışsal maliyetleri oldukça yüksektir. Özellikle sanayileşme ve teknolojik gelişmeler ile birlik- te üretimin ve tüketimin hızla artması sonucu; hava, su ve toprak hızla kirlenmeye, doğal kaynaklar tükenmeye başlamış, doğanın kendi kendini yenileme niteliği zarar görmüştür. Gelişmekte olan ülkelerin temel hedefi kal- kınmadır ancak çevre politikaları uygulayarak bu hedefi tehlikeye atmaktan ve yabancı sermayeyi kaçırmaktan korkmaktadırlar. Bu durum, kirli endüstrilerin gelişmiş ül- kelerden gelişmekte olan ülkelere kaymasına neden ol- maktadır. Bu parçadaki altı çizili ifadeyle, Gelişmekte olan ülkelerin kalkınmayı önceleyip çevre politikalarını geri plana atması II. Gelişmekte olan ülkelerin doğal kaynakları korumak için çevre politikaları uygulaması III. Çevre sorunlarını azaltma faaliyetlerinin başlatılması durumlarından hangilerine gönderme yapılmıştır? A) Yalnız I ON D) ve il TÜRKÇE B) Yalnız II E) I ve III C) Yalnız ll 2
11. Kendine has bir dil oluşturan Nazan Bekiroğlu,
dil işçiliğinin yanında bir de "gönül işçiliği”yle
oluşturduğu öyküleriyle, okuyan her gönülde
hazzı uzun süre kaybolmayacak izler bırakacak
gibi. Ben buna kendimce "gönül yorgunluğu"
demiştim. İliklerine kadar eseri hissetmişliğin
yorgunluğu. Öykü kahramanlarını kelimelerin
resmettiği sınırları da aşarak içinde hissetme
ve yaşananlara ortak olma yorgunluğu. Ve
yüreğinde damıttığı ve özümsediği duyguları
sayfalara döken "yazarı" anlayabilme çabasının
yorgunluğu.
Bu parçada altı çizili sözle eserin eleştirilen
niteliği aşağıdakilerden hangisidir?
A) Etkileyici yönünün zayıflığı
B) Ozgünlüğü yakalamayışı
C) İçtenlikten uzak oluşu
D) Doğal olmaması
E) Açıklık bakımından yetersizliği
Ba
V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
11. Kendine has bir dil oluşturan Nazan Bekiroğlu, dil işçiliğinin yanında bir de "gönül işçiliği”yle oluşturduğu öyküleriyle, okuyan her gönülde hazzı uzun süre kaybolmayacak izler bırakacak gibi. Ben buna kendimce "gönül yorgunluğu" demiştim. İliklerine kadar eseri hissetmişliğin yorgunluğu. Öykü kahramanlarını kelimelerin resmettiği sınırları da aşarak içinde hissetme ve yaşananlara ortak olma yorgunluğu. Ve yüreğinde damıttığı ve özümsediği duyguları sayfalara döken "yazarı" anlayabilme çabasının yorgunluğu. Bu parçada altı çizili sözle eserin eleştirilen niteliği aşağıdakilerden hangisidir? A) Etkileyici yönünün zayıflığı B) Ozgünlüğü yakalamayışı C) İçtenlikten uzak oluşu D) Doğal olmaması E) Açıklık bakımından yetersizliği Ba V
KONU BELİRLEME METODU
12. Nâzım'in Nâzım olmasında annesi Celile Hanim'in
büyük pay sahibi olduğu su götürmez bir gerçek.
Bunu tek bir şeyle bile ispatlayabiliriz: Ressamliğiy-
la. Evet, Celile Hanım (1880-1956) ilk Türk kadın
ressamlarımızdan biridir ve belli ki Nâzım'ın resim
yeteneği de ona annesinden mirastır. Celile Hanım,
evde özel hocalar tarafından yetiştirilir; dönemin
saray ressamı tarafından da eğitim alır. Sonrasında
Roma ve Paris'te de bulunan Celile Hanım, oğlu
Nâzım hapiste açlık grevindeyken bir işe kalkışır.
Oğlunun serbest bırakılması adına Galata Köprüsü
üzerinde pankart açarak imza toplar. Ayrıca bizzat
Atatürk ve İsmet İnönü'ye de aynı amaçla mek-
up yazar. Celile Hanım'ın çok üretken bir ressam
olduğu, ileri yaşta gözlerine inen katarakta rağmen
resmi sürdürmek için üç gözlük takarak çalıştığı
bilinir.
Bu parçada
1. Nazım'ın iyi bir ressam olarak anılmasından
II. Celile Hanım'ın eğitimli bir ressam oluşundan
III. Nazım Hikmet'in şairlik ve ressamlık
yeteneğinden
numaralı yargılardan hangilerinden söz
edilmiştir?
A) Yalnız
Divell
B) I vell
C) Yalnız II
E) II ve III
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
KONU BELİRLEME METODU 12. Nâzım'in Nâzım olmasında annesi Celile Hanim'in büyük pay sahibi olduğu su götürmez bir gerçek. Bunu tek bir şeyle bile ispatlayabiliriz: Ressamliğiy- la. Evet, Celile Hanım (1880-1956) ilk Türk kadın ressamlarımızdan biridir ve belli ki Nâzım'ın resim yeteneği de ona annesinden mirastır. Celile Hanım, evde özel hocalar tarafından yetiştirilir; dönemin saray ressamı tarafından da eğitim alır. Sonrasında Roma ve Paris'te de bulunan Celile Hanım, oğlu Nâzım hapiste açlık grevindeyken bir işe kalkışır. Oğlunun serbest bırakılması adına Galata Köprüsü üzerinde pankart açarak imza toplar. Ayrıca bizzat Atatürk ve İsmet İnönü'ye de aynı amaçla mek- up yazar. Celile Hanım'ın çok üretken bir ressam olduğu, ileri yaşta gözlerine inen katarakta rağmen resmi sürdürmek için üç gözlük takarak çalıştığı bilinir. Bu parçada 1. Nazım'ın iyi bir ressam olarak anılmasından II. Celile Hanım'ın eğitimli bir ressam oluşundan III. Nazım Hikmet'in şairlik ve ressamlık yeteneğinden numaralı yargılardan hangilerinden söz edilmiştir? A) Yalnız Divell B) I vell C) Yalnız II E) II ve III
22231281
Kaynaştırma ünsü
Edebiyat öğretiminde en büyük yanlışlardan bir tane-
si tanıtılan sanatçının eserlerinin edebî yönden değer-
lendirilmesinden ziyade nerede yaşadığı, hangi eser-
leri verdiği ve hangi edebi topluluk içerisinde yer aldı-
ğının öğretilmeye çalışılmasıdır. Şu bilinmelidir ki bu
bilgiler yazarın edebî yönünü anlamada tamamlayıcı
bilgilerdir, asıl önemli olan sanatçının eserlerinin içeri-
ği ve üslubudur.
Bu parçada anlatılanlara göre, aşağıdaki sanatçı
değerlendirmelerinden hangisi tamamlayıcı bilgi
sayılmaz?
A) Nef'î, edebiyatımızda övgü ve yergi şairi olarak bi-
linmektedir. Kelimeleri kullanmakta usta olan sa-
natçı, kendinden emin ve güçlü bir anlatıma sahip-
tir.
B) Türk sazı denilince ilk akla gelen Karacaoğlan, elin-
de sazı diyar diyar gezdi ve uzun süre bir yerde ya-
şamadı. Bu onun şiirlerine de yansıdı.
C) Nedim'in en verimli dönemi, III. Ahmet'e ve devrin
sadrazamı Damat İbrahim Paşa'ya yakın olduğu
Lale Devri olarak bilinen dönemdir.
D) Halit Ziya, ailesinin İzmir'e taşınmasından dolayı
İzmir Rüşdiyesine ardından da yabancı bir okula
devam etti. Fransızca, İngilizce öğrendi.
E) Halide Edip öğrenim hayatını bitirince çeşitli okul-
larda öğretmenlik, müfettişlik görevinde bulundu.
Milli Mücadele'ye gönüllü olarak katıldı.
2
8.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
22231281 Kaynaştırma ünsü Edebiyat öğretiminde en büyük yanlışlardan bir tane- si tanıtılan sanatçının eserlerinin edebî yönden değer- lendirilmesinden ziyade nerede yaşadığı, hangi eser- leri verdiği ve hangi edebi topluluk içerisinde yer aldı- ğının öğretilmeye çalışılmasıdır. Şu bilinmelidir ki bu bilgiler yazarın edebî yönünü anlamada tamamlayıcı bilgilerdir, asıl önemli olan sanatçının eserlerinin içeri- ği ve üslubudur. Bu parçada anlatılanlara göre, aşağıdaki sanatçı değerlendirmelerinden hangisi tamamlayıcı bilgi sayılmaz? A) Nef'î, edebiyatımızda övgü ve yergi şairi olarak bi- linmektedir. Kelimeleri kullanmakta usta olan sa- natçı, kendinden emin ve güçlü bir anlatıma sahip- tir. B) Türk sazı denilince ilk akla gelen Karacaoğlan, elin- de sazı diyar diyar gezdi ve uzun süre bir yerde ya- şamadı. Bu onun şiirlerine de yansıdı. C) Nedim'in en verimli dönemi, III. Ahmet'e ve devrin sadrazamı Damat İbrahim Paşa'ya yakın olduğu Lale Devri olarak bilinen dönemdir. D) Halit Ziya, ailesinin İzmir'e taşınmasından dolayı İzmir Rüşdiyesine ardından da yabancı bir okula devam etti. Fransızca, İngilizce öğrendi. E) Halide Edip öğrenim hayatını bitirince çeşitli okul- larda öğretmenlik, müfettişlik görevinde bulundu. Milli Mücadele'ye gönüllü olarak katıldı. 2 8.
Türkçe
Nergis, şekil ve renk bakımından göze benzediği
için klasik Türk şiirinde sevgilinin gözüyle benzet-
me ilişkisi içinde kullanılmıştır.
TYT
26..
Klasik Türk şiiri estetiği içinde kendine yer bulan
çiçeklerden menekşe, başı eğik olduğundan âşık
için bir benzetme ögesi olarak kullanılmıştır.
Sümbülün klasik Türk şiirinde sevgilinin saçına ve
kâkülüne benzetilmesinin nedeni, koyu rengi ve
güzel kokusudur
Bu açıklamalar aşağıdaki yargılardan hangisini ör-
neklemek için kullanılabilir?
A) Klasik Türk şiirinde sıklıkla yer bulan çiçeklerin
kullanımı, sosyal yaşamdan bağımsız değildir.
B) Klasik Türk şiirinde, çiçeği estetik bir öge olarak
şiirlerinde kullanmış birçok şair vardır.
C) Klasik Türk şiirinde birçok çiçek, her bir şairin on-
lara farklı anlamlar yüklemesiyle şiir dilinde sem-
bolik değer kazanmıştır.
D) Klasik Türk şiiri açısından çiçeğin önemi, onun
mitolojik kökenine telmih yapılması yoluyla belir-
ginleşmiştir.
THA
E) Klasik Türk şiiri estetiği içinde çiçek, biçimsel ve
ayırt edici özelliklerine uygun biçimde bir teşbih
ögesi olmuştur.
TY
bry Yayınları
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Türkçe Nergis, şekil ve renk bakımından göze benzediği için klasik Türk şiirinde sevgilinin gözüyle benzet- me ilişkisi içinde kullanılmıştır. TYT 26.. Klasik Türk şiiri estetiği içinde kendine yer bulan çiçeklerden menekşe, başı eğik olduğundan âşık için bir benzetme ögesi olarak kullanılmıştır. Sümbülün klasik Türk şiirinde sevgilinin saçına ve kâkülüne benzetilmesinin nedeni, koyu rengi ve güzel kokusudur Bu açıklamalar aşağıdaki yargılardan hangisini ör- neklemek için kullanılabilir? A) Klasik Türk şiirinde sıklıkla yer bulan çiçeklerin kullanımı, sosyal yaşamdan bağımsız değildir. B) Klasik Türk şiirinde, çiçeği estetik bir öge olarak şiirlerinde kullanmış birçok şair vardır. C) Klasik Türk şiirinde birçok çiçek, her bir şairin on- lara farklı anlamlar yüklemesiyle şiir dilinde sem- bolik değer kazanmıştır. D) Klasik Türk şiiri açısından çiçeğin önemi, onun mitolojik kökenine telmih yapılması yoluyla belir- ginleşmiştir. THA E) Klasik Türk şiiri estetiği içinde çiçek, biçimsel ve ayırt edici özelliklerine uygun biçimde bir teşbih ögesi olmuştur. TY bry Yayınları
yük'ten 45 dal
ilçesi civarında oluşturduğunu ortaya koyuyor.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa
ragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle bas
lar?
A) II
20.
B) III
C) IV
urecare
D) V
. Söz gelimi, İlhan Berk "Harika!" dediğinde gör.
düğünü değil; hayata bakışını dile getirmiş olurdu.
Ece Ayhan, bir şekilde "farklı" kelimesine dayand
rırdı sözünü. Çünkü hayata farklı bakılması gerekti
ğine inanırdı. Adalet Ağaoğlu da mutlaka "sahiden"
kelimesini kullanırdı. "Sahiden bu konuda haklısın.
sahiden ben de böyle düşünmüştüm." derdi. Çünkü
Adalet Ağaoğlu sahiden yazardı; ona göre sahiden
yazmayan, yazar olamazdı. Yazar olarak yaşadı, öm-
rünün sonuna kadar da öyle kaldı.
e
818 Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşa-
Köm
ğıdakilerden hangisinin getirilmesi en uygundur?
E) V
A) Sık kullandıkları sözler, sanatçıların hayatlarındaki
shima klişelerden biri durumundadır
B) Sanatçılar, bazı kelime ya da sözleri yapıtlarında
kullanmadan edemezler
C) şair ve yazarların adıyla özdeşleşmiş, okundu-
gunda sahibinin kimliğini ele veren kalıplaşmış
dizeler/sözler vardır
Kullandıkları kimi kelimelerle sanatçılar aslında
dünya görüşlerini-ortaya koyarlar
E) Her sanatçının, duygularını kendine göre dile ge
tirme yöntemi vardır
öğre
Bu F
şına
rası
A)
BY
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
yük'ten 45 dal ilçesi civarında oluşturduğunu ortaya koyuyor. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa ragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle bas lar? A) II 20. B) III C) IV urecare D) V . Söz gelimi, İlhan Berk "Harika!" dediğinde gör. düğünü değil; hayata bakışını dile getirmiş olurdu. Ece Ayhan, bir şekilde "farklı" kelimesine dayand rırdı sözünü. Çünkü hayata farklı bakılması gerekti ğine inanırdı. Adalet Ağaoğlu da mutlaka "sahiden" kelimesini kullanırdı. "Sahiden bu konuda haklısın. sahiden ben de böyle düşünmüştüm." derdi. Çünkü Adalet Ağaoğlu sahiden yazardı; ona göre sahiden yazmayan, yazar olamazdı. Yazar olarak yaşadı, öm- rünün sonuna kadar da öyle kaldı. e 818 Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşa- Köm ğıdakilerden hangisinin getirilmesi en uygundur? E) V A) Sık kullandıkları sözler, sanatçıların hayatlarındaki shima klişelerden biri durumundadır B) Sanatçılar, bazı kelime ya da sözleri yapıtlarında kullanmadan edemezler C) şair ve yazarların adıyla özdeşleşmiş, okundu- gunda sahibinin kimliğini ele veren kalıplaşmış dizeler/sözler vardır Kullandıkları kimi kelimelerle sanatçılar aslında dünya görüşlerini-ortaya koyarlar E) Her sanatçının, duygularını kendine göre dile ge tirme yöntemi vardır öğre Bu F şına rası A) BY
(1) Istanbul'un mimarisiyle ilgili kitabımın
bir zayıflığı vardır. (II) Araştırma aşaması,
1980'de yapılmış eski bir kitap benim kita-
bim. (III) "İmparatorluk, Mimarlık ve Şehir"
adlı yeni kitabımı yazarken Fransa'nın da
Osmanlı'dan etkilendiğini gördüm. (IV) Hep
Osmanlı'nın Batı'dan nasıl etkilendiğine
bakmışım. (V) Örneğin, Cezayir'e yapılacak
bir anıt tasarımı konusunda, Fransa'nın bü-
yük mimarlarından Viollet-le-Duc, Cezayir'i
görsel olarak tanımlayacak bir simge ara-
dığında, Osmanlı camilerinden ilham alıyor.
Numaralanmış cümlelerden hangileri
yer değiştirirse paragrafın anlam akışı
sağlanır?
A) I ve II
B) II ve III
D) III ve IV
C) II ve V
E) IV ve V
Türkçe Modüler Soru Bankası
67
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
(1) Istanbul'un mimarisiyle ilgili kitabımın bir zayıflığı vardır. (II) Araştırma aşaması, 1980'de yapılmış eski bir kitap benim kita- bim. (III) "İmparatorluk, Mimarlık ve Şehir" adlı yeni kitabımı yazarken Fransa'nın da Osmanlı'dan etkilendiğini gördüm. (IV) Hep Osmanlı'nın Batı'dan nasıl etkilendiğine bakmışım. (V) Örneğin, Cezayir'e yapılacak bir anıt tasarımı konusunda, Fransa'nın bü- yük mimarlarından Viollet-le-Duc, Cezayir'i görsel olarak tanımlayacak bir simge ara- dığında, Osmanlı camilerinden ilham alıyor. Numaralanmış cümlelerden hangileri yer değiştirirse paragrafın anlam akışı sağlanır? A) I ve II B) II ve III D) III ve IV C) II ve V E) IV ve V Türkçe Modüler Soru Bankası 67
22. İki dakika geçmeden odanın sedef kakmalı, ceviz ka-
pısından pala bıyıklı, iri, levent, şen bir adam girdi. İn-
ce, siyah kaşlarının altında iri gözleri parlıyordu. Belin-
deki silahlık boştu. Bütün kullarının etek öpmesine,
secdesine alışan sadrazam, bir an eteğine kapanılma-
sını bekledi. Oturduğu mor çuha kaplı sedirin hep öpü-
len ağır sırma saçağındaki yumağı, altından, içi boş
küçük bir kafa gibi şaşkın duruyordu. Sadrazam söy-
leyecek bir şey bulamadı. Böyle göğsü ileride, kaba-
rik, başı yukarı kalkık bir adamı ömründe ilk defa gö-
rüyordu. Kubbe vezirleri bile huzurunda iki büklüm du-
rurlardı. Muhsin Çelebi çok doğal bir sesle sordu:
Beni istemişsiniz, ne söyleyeceksiniz efendim?
- Şey...
-
Buyurunuz efendim.
Buyur oğlum, şöyle otur da...
Muhsin Çelebi; çekinmeden, sıkılmadan, ezilip büzül-
meden çok rahat bir hareketle kendine gösterilen şil-
teye oturdu. Sadrazam hâlâ ellerinde tuttuğu kıvrık
kâğıtlara bakarak içinden "Ne biçim adam? Acaba de-
li mi?" diyordu. Ama hayır... Bu çelebi, çok akıllı bir in-
sandı! Yiğide, alçağa gerek duymayacak kadar bir ser-
veti vardı. Çamlıca Ormanı'nın arkasındaki büyük man-
dırayla büyük çiftliğini işletir, namusuyla yaşar, kimse-
ye eyvallah demezdi. Yoksula, zayıflara, gariplere ba-
kar; sofrasından konuk eksik olmazdı.
Bu parça ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylene-
mez?
A) Kişilerin idealize edilerek üstün niteliklerle verildiği
B) Anlatımda yer yer betimlemeye başvurulduğu
C) Öykünün tanrısal (hâkim) bakış açısıyla aktarıldığı
Maupassant tarzı hikâyeye özgü nitelikler taşıdığı
E Değişen değerlerin, kimlik bunalımının işlendiği
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
22. İki dakika geçmeden odanın sedef kakmalı, ceviz ka- pısından pala bıyıklı, iri, levent, şen bir adam girdi. İn- ce, siyah kaşlarının altında iri gözleri parlıyordu. Belin- deki silahlık boştu. Bütün kullarının etek öpmesine, secdesine alışan sadrazam, bir an eteğine kapanılma- sını bekledi. Oturduğu mor çuha kaplı sedirin hep öpü- len ağır sırma saçağındaki yumağı, altından, içi boş küçük bir kafa gibi şaşkın duruyordu. Sadrazam söy- leyecek bir şey bulamadı. Böyle göğsü ileride, kaba- rik, başı yukarı kalkık bir adamı ömründe ilk defa gö- rüyordu. Kubbe vezirleri bile huzurunda iki büklüm du- rurlardı. Muhsin Çelebi çok doğal bir sesle sordu: Beni istemişsiniz, ne söyleyeceksiniz efendim? - Şey... - Buyurunuz efendim. Buyur oğlum, şöyle otur da... Muhsin Çelebi; çekinmeden, sıkılmadan, ezilip büzül- meden çok rahat bir hareketle kendine gösterilen şil- teye oturdu. Sadrazam hâlâ ellerinde tuttuğu kıvrık kâğıtlara bakarak içinden "Ne biçim adam? Acaba de- li mi?" diyordu. Ama hayır... Bu çelebi, çok akıllı bir in- sandı! Yiğide, alçağa gerek duymayacak kadar bir ser- veti vardı. Çamlıca Ormanı'nın arkasındaki büyük man- dırayla büyük çiftliğini işletir, namusuyla yaşar, kimse- ye eyvallah demezdi. Yoksula, zayıflara, gariplere ba- kar; sofrasından konuk eksik olmazdı. Bu parça ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylene- mez? A) Kişilerin idealize edilerek üstün niteliklerle verildiği B) Anlatımda yer yer betimlemeye başvurulduğu C) Öykünün tanrısal (hâkim) bakış açısıyla aktarıldığı Maupassant tarzı hikâyeye özgü nitelikler taşıdığı E Değişen değerlerin, kimlik bunalımının işlendiği
Paragrafin Şifresi" - Modüler Soru Bankası
Yunan mitolojisi, popülerliğini hiçbir dönemde
kaybetmeyen bir konu. Yüzyıllar boyu sanatın her
dalında işlene işlene insanlığa öylesine mal olmuş
ki sayfalarını çevirdiğiniz herhangi bir kitapta, izle-
diğiniz herhangi bir filmde Yunan mitolojisinden bir
isimle veya hikâyeyle karşılaşabilirsiniz. O kadarla
kalsa iyi; üniversitelerin felsefe, arkeoloji, sanat
tarihi gibi bölümlerinde bir ders olarak okutulu-
yor. Yunan mitolojisinden isimler dilimize öylesine
yerleşmiş ki Banu Alkan'a Afrodit, Naim Süleyma-
noğlu'na Herkül diyoruz; Athena diye sevdiğimiz
bir müzik grubumuz var. Akla hayale gelmedik fi-
gürler ve hikâyelerle dolu, zengin mi zengin Yunan
mitolojisini okudukça hem hayal gücünüz harekete
geçip doruğuna ulaşacak hem de daha önceleri
karşınıza çıkmış bir ismi veya yeri artık hikâyesiyle
birlikte biliyor olacaksınız. Bu da okuduklarınızı,
seyrettiğiniz filmleri, tek kelimeyle etrafınızda olup
bitenleri daha iyi anlamanızı sağlayacak. Hele
edebiyat, resim, müzik, arkeoloji, mimari, tiyat-
ro, sinema, senaristlik, tarih, felsefe, filoloji gibi
kültür-sanat veya bilim dallan ile ilgileniyorsanız
Yunan mitolojisine ne kadar hâkim olursanız sizin
için o kadar iyi demektir.
19. Bu parçaya göre Yunan mitolojisi ile ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Birçok alanla olan ilişkisi olduğu için ve
Yunan mitolojisini bilmek gerektiğine
B)
Her çağda yaygın olarak beğenilip
kitaplarda, filmlerde karşımıza çıktığına
C) Ülkemizde Yunan mitolojisinin birçok
sanatçıya ilham verdiğine
D) Günlük hayatta mitolojik kahramanlann
isimlerine rastladığımıza f
E) Zengin içeriğiyle insanlann düş gücüne
katkıda bulunduğuna
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Paragrafin Şifresi" - Modüler Soru Bankası Yunan mitolojisi, popülerliğini hiçbir dönemde kaybetmeyen bir konu. Yüzyıllar boyu sanatın her dalında işlene işlene insanlığa öylesine mal olmuş ki sayfalarını çevirdiğiniz herhangi bir kitapta, izle- diğiniz herhangi bir filmde Yunan mitolojisinden bir isimle veya hikâyeyle karşılaşabilirsiniz. O kadarla kalsa iyi; üniversitelerin felsefe, arkeoloji, sanat tarihi gibi bölümlerinde bir ders olarak okutulu- yor. Yunan mitolojisinden isimler dilimize öylesine yerleşmiş ki Banu Alkan'a Afrodit, Naim Süleyma- noğlu'na Herkül diyoruz; Athena diye sevdiğimiz bir müzik grubumuz var. Akla hayale gelmedik fi- gürler ve hikâyelerle dolu, zengin mi zengin Yunan mitolojisini okudukça hem hayal gücünüz harekete geçip doruğuna ulaşacak hem de daha önceleri karşınıza çıkmış bir ismi veya yeri artık hikâyesiyle birlikte biliyor olacaksınız. Bu da okuduklarınızı, seyrettiğiniz filmleri, tek kelimeyle etrafınızda olup bitenleri daha iyi anlamanızı sağlayacak. Hele edebiyat, resim, müzik, arkeoloji, mimari, tiyat- ro, sinema, senaristlik, tarih, felsefe, filoloji gibi kültür-sanat veya bilim dallan ile ilgileniyorsanız Yunan mitolojisine ne kadar hâkim olursanız sizin için o kadar iyi demektir. 19. Bu parçaya göre Yunan mitolojisi ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Birçok alanla olan ilişkisi olduğu için ve Yunan mitolojisini bilmek gerektiğine B) Her çağda yaygın olarak beğenilip kitaplarda, filmlerde karşımıza çıktığına C) Ülkemizde Yunan mitolojisinin birçok sanatçıya ilham verdiğine D) Günlük hayatta mitolojik kahramanlann isimlerine rastladığımıza f E) Zengin içeriğiyle insanlann düş gücüne katkıda bulunduğuna
i-
15
(1) 1990'lardan beri edebiyat dünyasının
am ortasındayım. (II) Virgül, Gösteri, Kitap-
lik, Milliyet Sanat gibi belli başlı dergilerde
düzenli olarak yazdım, bir kısmında hâlâ
yazıyorum. (III) Şairler arasında gruplaş-
maların olduğunu da görüyorum. (IV) Şairi
hayal kırıklığı dışında hiçbir güç engelleye-
mez. (V) Şiirin hayat kaynağı, şairin iç dün-
yasındaki umuttur. (VI) Bu umut tükenme-
mişse şair, bir yolunu bulur; bütün engelleri
aşarak şiirlerini okuyucuya duyurur.
u
u
hi
t
Bu parça, numaralanmış cümlelerden
hangisinden başlanarak iki paragrafa
bölünmelidir?
A) II
B) III
C) IV D) V
16
E) VI
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
i- 15 (1) 1990'lardan beri edebiyat dünyasının am ortasındayım. (II) Virgül, Gösteri, Kitap- lik, Milliyet Sanat gibi belli başlı dergilerde düzenli olarak yazdım, bir kısmında hâlâ yazıyorum. (III) Şairler arasında gruplaş- maların olduğunu da görüyorum. (IV) Şairi hayal kırıklığı dışında hiçbir güç engelleye- mez. (V) Şiirin hayat kaynağı, şairin iç dün- yasındaki umuttur. (VI) Bu umut tükenme- mişse şair, bir yolunu bulur; bütün engelleri aşarak şiirlerini okuyucuya duyurur. u u hi t Bu parça, numaralanmış cümlelerden hangisinden başlanarak iki paragrafa bölünmelidir? A) II B) III C) IV D) V 16 E) VI
n bir
u yo
tli
konu
(1) Kendimi beğenmekten endişelenirim...
(1) Kendime bu haksızlığı etmemek için
kendi dizilerimi izlemiyorum. (III) Öte yan-
dan sektörün zorlu, neredeyse insanlık dışı
çalışma koşullarıyla sürüyor televizyon di-
ziciliği. (IV) Bu koşullar altında sanat değil
ancak zanaat icra edebilirsiniz. (V) Dizi kötü
Vooldu diye kendimi yıpratmam, kendime hak-
sızlık olur. (VI) Bir hatamı bulduğumda çok
ha ağır eleştiririm kendimi.
ana
Bu parçada numaralanmış cümlelerden
hangileri yer değiştirilse anlam akışı
düzelir?
C
A) I ve II
E) V ve VI
üçük
Tend
ana
B) II ve III
D) IV ve V
3.
C) Il ve VI
Aşa
giri
A)
BY
C
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
n bir u yo tli konu (1) Kendimi beğenmekten endişelenirim... (1) Kendime bu haksızlığı etmemek için kendi dizilerimi izlemiyorum. (III) Öte yan- dan sektörün zorlu, neredeyse insanlık dışı çalışma koşullarıyla sürüyor televizyon di- ziciliği. (IV) Bu koşullar altında sanat değil ancak zanaat icra edebilirsiniz. (V) Dizi kötü Vooldu diye kendimi yıpratmam, kendime hak- sızlık olur. (VI) Bir hatamı bulduğumda çok ha ağır eleştiririm kendimi. ana Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangileri yer değiştirilse anlam akışı düzelir? C A) I ve II E) V ve VI üçük Tend ana B) II ve III D) IV ve V 3. C) Il ve VI Aşa giri A) BY C
IZ.
a-
ir.
O
ni
"
2. Ayrımlar da güzeldir. Nitekim değerler bir gül ile bir
at arasında değil, bir gül ile güzel bir gül arasında
belirir. Zevkler tartışılmaz denir. Biri gülü, diğeri atı
beğenirse doğrudur bu söz. Ama güzel bir gülün ya
da güzel bir atın ne olduğunu araştırıp tartışmaya
kalkışınca iş değişir.
Bu parçadaki temel düşünce aşağıdakilerden
hangisidir?
inhoh
nebr
A) Aynı türden olmayan varlıklar birbirleriyle kar-
şılaştırılmamalıdır.
71768
B) Herkesin beğenisi farklıdır, bu yüzden zevkler
tartışılmaz.
eved Di
C) Bir türü oluşturan bütün varlıklar farklı güzellik-
te olmaz.
volt
un
D) Aynı türden varlıkları birbirinden ayıran şey
elvins
lezier
ayrımlardır.
niendo
Kaplan specias.netand (3
E) Güzellik anlayışı kişiye göre değişir yargısı
doğru değildir.
kullanımı
53
Roman sana
ve Barış'ta
tır. Ama bu,
arka yüzün
yönleriyle s
bitiren oku
değil, sava
sanlığın ha
bunu anla
aby Bu parça
dakilerde
A) Eseri
anlatı
B) Sana
bırak
C) Bir e
şünc
D) Tan
id suam yun
E) Bir
kal
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
IZ. a- ir. O ni " 2. Ayrımlar da güzeldir. Nitekim değerler bir gül ile bir at arasında değil, bir gül ile güzel bir gül arasında belirir. Zevkler tartışılmaz denir. Biri gülü, diğeri atı beğenirse doğrudur bu söz. Ama güzel bir gülün ya da güzel bir atın ne olduğunu araştırıp tartışmaya kalkışınca iş değişir. Bu parçadaki temel düşünce aşağıdakilerden hangisidir? inhoh nebr A) Aynı türden olmayan varlıklar birbirleriyle kar- şılaştırılmamalıdır. 71768 B) Herkesin beğenisi farklıdır, bu yüzden zevkler tartışılmaz. eved Di C) Bir türü oluşturan bütün varlıklar farklı güzellik- te olmaz. volt un D) Aynı türden varlıkları birbirinden ayıran şey elvins lezier ayrımlardır. niendo Kaplan specias.netand (3 E) Güzellik anlayışı kişiye göre değişir yargısı doğru değildir. kullanımı 53 Roman sana ve Barış'ta tır. Ama bu, arka yüzün yönleriyle s bitiren oku değil, sava sanlığın ha bunu anla aby Bu parça dakilerde A) Eseri anlatı B) Sana bırak C) Bir e şünc D) Tan id suam yun E) Bir kal
Bazı kavramlar, uzun süre sözlüklere ve akademik
metinlere hapsedildikten sonra sebebi bilinmeksizin
birdenbire, halkın diline düşme; basında, televizyonda,
hatta hükümet demeçlerinde zikredilme talihini veya
talihsizliğini yaşar. Fena hâlde felsefe kokan ve
Yunancadaki köküyle akla Aristoteles'i getiren etik
kelimesi, bugün tam da bu şekilde sahnenin ortasına
yerleşmiş durumda. Yunancada bilgece bir eylem yolu
arayışına karşılık gelen etik, felsefenin ayrılmaz bir
parçasıdır. Descartes'la -yani özne sorununun merkezî
önem taşıdığı modern dönem felsefesiyle birlikte etik,
ahlakla veya pratik akılla az çok eş anlamlı hâle
gelmiştir. Etik, böylece ister bireysel ister kolektif olsun,
bir öznenin veya özne grubunun eylemlerini ve bunların
sonuçların evrensel yasaların terazisinde ölçen,
yargılayan sistem anlamına kavuşmuştur. Bugünün
popüler kültür ve siyaset endüstrisinde ise artık anlam
enflasyonu nedeniyle milyonlarca sıfırla şişmiş bir
kavrama dönüşmüştür. O kadar çok şey için kullanılıyor
ki hemen hiçbir şey ifade etmiyor.
39. Bu parçada altı çizili sözle etikle ilgili olarak
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Düşünce tarihindeki yerini ve önemini koruyamadığı
için eski popülerliğini yitirmiş bir terim olduğu
B) Önemli bir felsefi terim olmaktan çıkıp gündelik
anlamlar kazanmışişlevsel bir sözcüğe dönüştüğü
C) Zaman içinde farklı disiplinler tarafından da kullanıldığı
için tapımlanmasının zorlaştığı
DY Popülerliği ve yanlış kullanılması nedeniyle asıl
anlamını yitirdiği ve içinin giderek boşaltıldığı
E) Siyasi ve sosyal çevrelerdeki farklı kullanımları
nedeniyle felsefedeki tanımının da değiştiği
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Bazı kavramlar, uzun süre sözlüklere ve akademik metinlere hapsedildikten sonra sebebi bilinmeksizin birdenbire, halkın diline düşme; basında, televizyonda, hatta hükümet demeçlerinde zikredilme talihini veya talihsizliğini yaşar. Fena hâlde felsefe kokan ve Yunancadaki köküyle akla Aristoteles'i getiren etik kelimesi, bugün tam da bu şekilde sahnenin ortasına yerleşmiş durumda. Yunancada bilgece bir eylem yolu arayışına karşılık gelen etik, felsefenin ayrılmaz bir parçasıdır. Descartes'la -yani özne sorununun merkezî önem taşıdığı modern dönem felsefesiyle birlikte etik, ahlakla veya pratik akılla az çok eş anlamlı hâle gelmiştir. Etik, böylece ister bireysel ister kolektif olsun, bir öznenin veya özne grubunun eylemlerini ve bunların sonuçların evrensel yasaların terazisinde ölçen, yargılayan sistem anlamına kavuşmuştur. Bugünün popüler kültür ve siyaset endüstrisinde ise artık anlam enflasyonu nedeniyle milyonlarca sıfırla şişmiş bir kavrama dönüşmüştür. O kadar çok şey için kullanılıyor ki hemen hiçbir şey ifade etmiyor. 39. Bu parçada altı çizili sözle etikle ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Düşünce tarihindeki yerini ve önemini koruyamadığı için eski popülerliğini yitirmiş bir terim olduğu B) Önemli bir felsefi terim olmaktan çıkıp gündelik anlamlar kazanmışişlevsel bir sözcüğe dönüştüğü C) Zaman içinde farklı disiplinler tarafından da kullanıldığı için tapımlanmasının zorlaştığı DY Popülerliği ve yanlış kullanılması nedeniyle asıl anlamını yitirdiği ve içinin giderek boşaltıldığı E) Siyasi ve sosyal çevrelerdeki farklı kullanımları nedeniyle felsefedeki tanımının da değiştiği
r
r
(1) Kasım ayı İstanbul'da bana bir başka
güzel görünür, kasımda üşümeyi ve islan-
mayı göze alarak dolaşırım caddelerde.
(II) Kadıköy'den bir motorla Eminönü'ne
geçer, Cağaloğlu'nda bir yayınevi büro-
sunda dostlar ile buluşurum. (III) Kışa ka-
pıları açarken üşümeye alıştırır bünyemizi
kasım. (IV) İlk kez eldiven kullanmadan
ulaştım aralık ayının ilk günlerine. (V) Al-
lah'tan edebiyatın soluğu "çok fazla yaz-
dan kalma" havadaki gerilimi yatıştırıyor;
yoksa hep kışı gözlerdim.
B) II
Bu parçada numaralanmış cümlelerden
hangisinden sonra "Bu kez öyle olmadı."
cümlesi getirilse parçanın anlam akışı
düzelir?
A) I
C) III
7.
D) IV E) V
(1)
re
m
d
Ü
J
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
r r (1) Kasım ayı İstanbul'da bana bir başka güzel görünür, kasımda üşümeyi ve islan- mayı göze alarak dolaşırım caddelerde. (II) Kadıköy'den bir motorla Eminönü'ne geçer, Cağaloğlu'nda bir yayınevi büro- sunda dostlar ile buluşurum. (III) Kışa ka- pıları açarken üşümeye alıştırır bünyemizi kasım. (IV) İlk kez eldiven kullanmadan ulaştım aralık ayının ilk günlerine. (V) Al- lah'tan edebiyatın soluğu "çok fazla yaz- dan kalma" havadaki gerilimi yatıştırıyor; yoksa hep kışı gözlerdim. B) II Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisinden sonra "Bu kez öyle olmadı." cümlesi getirilse parçanın anlam akışı düzelir? A) I C) III 7. D) IV E) V (1) re m d Ü J