%71 Dev İndirimde Son Gün 19 Mayıs! 2025 paketlerinde fiyat artışından etkilenmemek için bugün paketini al.

Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Görüşme BaşlatPaketleri İncele

Anlatım Biçimleri Soruları

DÖF-2
Her bilimsel disiplin kendisine bir tarih ve kurucu bir mit yaratma-
yı sevmiştir. Felsefenin kurucusu Eflatun, çağdaş matematiğin ku-
rucu babası Pisagor, tarihçilerin atası da Herodot olarak bilinir. İÖ
490 yıllarında Karia kenti Halikarnassos'ta, bugünkü Bodrum'da,
doğan Herodot, kendine özgü yorumlarıyla kaleme aldığı vakalar-
la elbette bir tarih yazıcısından çok, vakanüvistti ama olabildiğince
objektif olma çabası ve dalkavukluktan uzak tutumuyla günümüz
tarihçiliğine de ışık tutmuştu. Herodot'tan yaklaşık 60 yıl sonra, İÖ
430 yılında doğan Ksenephon ise ilk savaş muhabiridir. Onun dö-
neminde Isparta'ya yenik düşen Atina, çok kötü şartlarda bir barı-
şa imza atmıştı. Kaybedilen savaştan sonra Ksenephon'un dönüş
yolculuğu savaşa gidişten daha çetin geçti. Ksenephon, bu çetin
zorlukları, komutanlar arasındaki tartışmaları bir bir anlattı Anaba-
sis adlı eserinde.
5.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söyle-
nemez?
A) Tanımlama yapılmıştır.
B) Açıklamadan yararlanılmıştır.
e) Örneklemeye başvurulmuştur.
D) Üçüncü kişili anlatıma yer verilmiştir.
E) ikileme kullanılmıştır.
7.
Paylaşım Yayınları
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
DÖF-2 Her bilimsel disiplin kendisine bir tarih ve kurucu bir mit yaratma- yı sevmiştir. Felsefenin kurucusu Eflatun, çağdaş matematiğin ku- rucu babası Pisagor, tarihçilerin atası da Herodot olarak bilinir. İÖ 490 yıllarında Karia kenti Halikarnassos'ta, bugünkü Bodrum'da, doğan Herodot, kendine özgü yorumlarıyla kaleme aldığı vakalar- la elbette bir tarih yazıcısından çok, vakanüvistti ama olabildiğince objektif olma çabası ve dalkavukluktan uzak tutumuyla günümüz tarihçiliğine de ışık tutmuştu. Herodot'tan yaklaşık 60 yıl sonra, İÖ 430 yılında doğan Ksenephon ise ilk savaş muhabiridir. Onun dö- neminde Isparta'ya yenik düşen Atina, çok kötü şartlarda bir barı- şa imza atmıştı. Kaybedilen savaştan sonra Ksenephon'un dönüş yolculuğu savaşa gidişten daha çetin geçti. Ksenephon, bu çetin zorlukları, komutanlar arasındaki tartışmaları bir bir anlattı Anaba- sis adlı eserinde. 5. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söyle- nemez? A) Tanımlama yapılmıştır. B) Açıklamadan yararlanılmıştır. e) Örneklemeye başvurulmuştur. D) Üçüncü kişili anlatıma yer verilmiştir. E) ikileme kullanılmıştır. 7. Paylaşım Yayınları
B
A
KİTAPÇIĞI
5. 1. Einstein için önemli olan soru sormaktan vazgeç-
memektir. Merak duygusunun yaratılmış olmasının
da kendine göre bir amacı vardır. İnsan hayatı, ger-
çeğin o harikulade yapısını düşündükçe kavrar.
II. Merak duygusunu eğitimde kullanmak isteyen eği-
timciler, öğrencinin güzel soru sormasının gereklili-
ği üzerinde durmuşlardır.
Bu iki parçada anlatılmak isteneni karşılayan cüm-
le aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hayatın ne anlama geldiğini anlayabilmek için son-
suzluk, gerçeklik gibi bazı kavramları bilmek önem-
lidir.
B) Öğrenmeye meraklı öğrenciler, doğru sorular so-
rarak yaşamın ne demek olduğunu kavramaya ça-
lışırlar.
C) Eğitimciler, Einstein modelini kullanarak merak duy-
gusunu geliştiren bir eğitim sistemi üzerinde dur-
maktadır.
D) Eğitimcilere göre merak duygusu hayatı anlamak
için her şeyden önemlidir.
E) Einstein'ın çalışmaları eğitimcilere farklı ufuklar aç-
mış, onların yeni metotlar geliştirmesini sağlamıştır.
7.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
B A KİTAPÇIĞI 5. 1. Einstein için önemli olan soru sormaktan vazgeç- memektir. Merak duygusunun yaratılmış olmasının da kendine göre bir amacı vardır. İnsan hayatı, ger- çeğin o harikulade yapısını düşündükçe kavrar. II. Merak duygusunu eğitimde kullanmak isteyen eği- timciler, öğrencinin güzel soru sormasının gereklili- ği üzerinde durmuşlardır. Bu iki parçada anlatılmak isteneni karşılayan cüm- le aşağıdakilerden hangisidir? A) Hayatın ne anlama geldiğini anlayabilmek için son- suzluk, gerçeklik gibi bazı kavramları bilmek önem- lidir. B) Öğrenmeye meraklı öğrenciler, doğru sorular so- rarak yaşamın ne demek olduğunu kavramaya ça- lışırlar. C) Eğitimciler, Einstein modelini kullanarak merak duy- gusunu geliştiren bir eğitim sistemi üzerinde dur- maktadır. D) Eğitimcilere göre merak duygusu hayatı anlamak için her şeyden önemlidir. E) Einstein'ın çalışmaları eğitimcilere farklı ufuklar aç- mış, onların yeni metotlar geliştirmesini sağlamıştır. 7.
4. Ünlü İtalyan yönetmenler Zavattini ve De Sica, Bisik-
let Hırsızları'nı tüm yeni gerçekçi filmler gibi sokakta
ve halkın içinde çekerler. İnsanın insana yabancılaş-
masının ardındaki mekanizmayı bulup göstermeye
çalışırlar. Zavattini'ye göre insanın bunalımı, baş-
kalarının ilgisizliğinden ve içlerindeki düşmanlıktan
kaynaklanır. Bu düşmanlığın nedenlerini filmlerinde
sergilemeye çalışan yönetmen, "Öykümdeki her bi-
reyin tüm davranışlarının, tüm seyirciler tarafından
çok iyi anlaşılmasını istiyorum." der. Bu "iyi anlaşıl-
ma" ve "her seyirciye ulaşma" isteği ve iradesi tüm
yeni gerçekçi filmler gibi Bisiklet Hırsızları'nı da dün-
yanın en çok izlenen ve o yıllarda en çok etki bıra-
kan filmlerinden biri hâline getirmiştir. Savaş sonrası
dünyasında birçok insan, bu filmde kendini ve kendi
sorunlarını bulmuştur.
Aşağıdakilerin hangisi bu parçada sözü edilen
filmin özelliklerinden biri değildir?
A) Bireysel sorunları ortaya çıkaran sebepleri seyir-
ciye aktarması
B) Gerçekliği yansıtması için mekânın gündelik yer-
lerden seçilmesi
C) Seyirci içerikle özdeşleşebildiği için geniş kitle-
lerce izlenmesi
D) Yönetmeninin anlaşılma kaygısını ve algılama
biçimini yansıtması
E) Sinema diline aşina olan nitelikli seyirciye hitap
etmesi
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
4. Ünlü İtalyan yönetmenler Zavattini ve De Sica, Bisik- let Hırsızları'nı tüm yeni gerçekçi filmler gibi sokakta ve halkın içinde çekerler. İnsanın insana yabancılaş- masının ardındaki mekanizmayı bulup göstermeye çalışırlar. Zavattini'ye göre insanın bunalımı, baş- kalarının ilgisizliğinden ve içlerindeki düşmanlıktan kaynaklanır. Bu düşmanlığın nedenlerini filmlerinde sergilemeye çalışan yönetmen, "Öykümdeki her bi- reyin tüm davranışlarının, tüm seyirciler tarafından çok iyi anlaşılmasını istiyorum." der. Bu "iyi anlaşıl- ma" ve "her seyirciye ulaşma" isteği ve iradesi tüm yeni gerçekçi filmler gibi Bisiklet Hırsızları'nı da dün- yanın en çok izlenen ve o yıllarda en çok etki bıra- kan filmlerinden biri hâline getirmiştir. Savaş sonrası dünyasında birçok insan, bu filmde kendini ve kendi sorunlarını bulmuştur. Aşağıdakilerin hangisi bu parçada sözü edilen filmin özelliklerinden biri değildir? A) Bireysel sorunları ortaya çıkaran sebepleri seyir- ciye aktarması B) Gerçekliği yansıtması için mekânın gündelik yer- lerden seçilmesi C) Seyirci içerikle özdeşleşebildiği için geniş kitle- lerce izlenmesi D) Yönetmeninin anlaşılma kaygısını ve algılama biçimini yansıtması E) Sinema diline aşina olan nitelikli seyirciye hitap etmesi
35. Bütün "edebi" yeterliliğine rağmen bu kitabın gücü oradan
gelmiyor ya da sadece oradan gelmiyor. Kendi sözel biri-
kimlerine, sözcüklerine, cümlelerine, paragraflarına kadar
hâkim kaç sanatçı vardır ki? Bu kitabı okurken sözcükle-
rin ve cümlelerin bir geçmişi olduğunu hissediyor insan.
Bu parçada kitap yazarının hangi yönü önemsenmiş-
tir?
A) Sözcükleri seçerken çok titiz davranması
B) Üslubunu etkili ve başarılı bir şekilde oluşturması
C) Eserin edebî yönünü her şeyin üstünde tutması
10
D) Eserini oluştururken anılarından faydalanması
E) Eserinde yaşanmışlık hissini gözler önüne sermes
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
35. Bütün "edebi" yeterliliğine rağmen bu kitabın gücü oradan gelmiyor ya da sadece oradan gelmiyor. Kendi sözel biri- kimlerine, sözcüklerine, cümlelerine, paragraflarına kadar hâkim kaç sanatçı vardır ki? Bu kitabı okurken sözcükle- rin ve cümlelerin bir geçmişi olduğunu hissediyor insan. Bu parçada kitap yazarının hangi yönü önemsenmiş- tir? A) Sözcükleri seçerken çok titiz davranması B) Üslubunu etkili ve başarılı bir şekilde oluşturması C) Eserin edebî yönünü her şeyin üstünde tutması 10 D) Eserini oluştururken anılarından faydalanması E) Eserinde yaşanmışlık hissini gözler önüne sermes
4.
Destanda zaman bakımından sınır olmamasına
rağmen trajedide işlenen konunun bir gün içeri-
sinde bitirilmesi, bu türleri birbirinden ayırır.
. Destanı, ölçülü sözlerle ağırbaşlı konuları taklit et-
mesi bakımından trajedi türüne benzetir Aristoteles.
Bu cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir
biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangi-
sidir?
A) Aristoteles, ele alınan konunun bir gün içerisinde
mamlandığı trajediyle zaman sınırı olmaması
yönünden farklılık gösteren destanı, ölçü kullan-
maları ve ciddi konularda yazılmaları yönünden
birbirine yakın bulur.
B) Aristoteles, ölçü ve konuları yönünden birbirine
yakın bulduğu hâlde, bir gün içerisinde işlediği
konuyu tamamlayan trajediyi; zaman sınırı taşı-
mayan destandan ayırır.
C) Aristoteles'e göre destan ve trajedi türleri konu
ve zaman yönünden değişiklik gösterse de ölçü
ve konuya yaklaşım yönlerinden birbirini andırır.
D) Aristoteles, konunun zamana yayılışı yönünden
benzettiği destan ve trajedi türlerini üslup ve bi-
çim özellikleri yönünden de iç içe düşünmüştür.
E) Aristoteles, konunun bir gün içerisinde tamamlanıp
tamamlanmaması yönünden değişiklik gösteren
destan ve trajedi türlerinin ölçü ve konuya yakla-
şım yönlerinden birbirinden etkilendiğini ileri sürer.
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
4. Destanda zaman bakımından sınır olmamasına rağmen trajedide işlenen konunun bir gün içeri- sinde bitirilmesi, bu türleri birbirinden ayırır. . Destanı, ölçülü sözlerle ağırbaşlı konuları taklit et- mesi bakımından trajedi türüne benzetir Aristoteles. Bu cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangi- sidir? A) Aristoteles, ele alınan konunun bir gün içerisinde mamlandığı trajediyle zaman sınırı olmaması yönünden farklılık gösteren destanı, ölçü kullan- maları ve ciddi konularda yazılmaları yönünden birbirine yakın bulur. B) Aristoteles, ölçü ve konuları yönünden birbirine yakın bulduğu hâlde, bir gün içerisinde işlediği konuyu tamamlayan trajediyi; zaman sınırı taşı- mayan destandan ayırır. C) Aristoteles'e göre destan ve trajedi türleri konu ve zaman yönünden değişiklik gösterse de ölçü ve konuya yaklaşım yönlerinden birbirini andırır. D) Aristoteles, konunun zamana yayılışı yönünden benzettiği destan ve trajedi türlerini üslup ve bi- çim özellikleri yönünden de iç içe düşünmüştür. E) Aristoteles, konunun bir gün içerisinde tamamlanıp tamamlanmaması yönünden değişiklik gösteren destan ve trajedi türlerinin ölçü ve konuya yakla- şım yönlerinden birbirinden etkilendiğini ileri sürer. Diğer sayfaya geçiniz.
3.
Bir Hindu töreninde dansçı, kendisini çepeçevre saran
ve tropikal çiçeklerden oluşan denizin içine dalmak
üzereymiş gibi kollarını ileriye uzatır. Bu geleneksel
figür, büyük bir titizlikle çalışılmış bir koreografinin par-
çasıdır. Bu koreografiye çiçekler pek çok açıdan hiz-
met eder. Geleneksel olarak bir kadın olan dansçının
saç örgüsü yasemin çiçekleriyle süslenir. Bunun yanı
sıra yöresel tropikal çiçekler, tapınağa sunu olarak
getirilir. Aynı zamanda bu dinsel törenin ilham perisi
olarak da hizmet ederler. Bazı dans figürleri rüzgârda
salınan çiçekleri andırır.
Bu parçadan Hint kültüründe çiçeklerle ilgili olarak
1. Tapınak duvarlarının süslenmesinde kullanıldığı
II. Dinî duyguları yoğunlaştıran bir unsur olarak görül-
düğü
III. Kimi tören danslarına ilham verdiği
IV. Tapınağa gelenleri kokularıyla rahatlattığı
V. Belli renk ve biçimde olanlarının tercih edildiği
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
A) Yalnız II
-3
D) III ve IV
fp
Il ve III
C) Yalnız V
E) I ve V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
3. Bir Hindu töreninde dansçı, kendisini çepeçevre saran ve tropikal çiçeklerden oluşan denizin içine dalmak üzereymiş gibi kollarını ileriye uzatır. Bu geleneksel figür, büyük bir titizlikle çalışılmış bir koreografinin par- çasıdır. Bu koreografiye çiçekler pek çok açıdan hiz- met eder. Geleneksel olarak bir kadın olan dansçının saç örgüsü yasemin çiçekleriyle süslenir. Bunun yanı sıra yöresel tropikal çiçekler, tapınağa sunu olarak getirilir. Aynı zamanda bu dinsel törenin ilham perisi olarak da hizmet ederler. Bazı dans figürleri rüzgârda salınan çiçekleri andırır. Bu parçadan Hint kültüründe çiçeklerle ilgili olarak 1. Tapınak duvarlarının süslenmesinde kullanıldığı II. Dinî duyguları yoğunlaştıran bir unsur olarak görül- düğü III. Kimi tören danslarına ilham verdiği IV. Tapınağa gelenleri kokularıyla rahatlattığı V. Belli renk ve biçimde olanlarının tercih edildiği yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız II -3 D) III ve IV fp Il ve III C) Yalnız V E) I ve V
r
OR YAYINLARI
DENEME 12
(26 (1) Osmanlı'da medrese dolayısıyla ulema gerek yöneti-
cileri gerekse halkı aydınlatma ve onlara rehberlik etme
niteliğini, düzeyini kaybedince toplum çağın dışında kal-
mıştır. (II) Batı'da Rönesans'tan, 15. ve 16. yüzyıllardan
itibaren oluşmaya başlayan modern felsefe ve bilim bizim
ne düşünce dünyamıza ne de öğretim hayatımıza girmiş-
tir. (III)Aslında bilim evrenseldir, dolayısıyla bilim insanları
hangi ülkede ve çağda olurlarsa olsunlar onların bir ku-
lakları dışarıda olması gerekir. (IV) Yani çağdaş bilimsel
al gelişmeleri izlemeyen içe kapanan bilim insanları bir süre
ams sonra ister istemez geri kalırlar, kendilerini yenileyemezler.
ID(V) Sonuçta ülkemizde şu olmuştur: Örneğin 18. yüzyıla
Sid gelince görmüşüz ki önceleri küçümsediğimiz Hıristiyan
dünyası her alanda bizi fersah fersah geçmiş ve dolayı-
sıyla bilimde, teknolojide, ekonomide onların arkasından
sürüklenir hâle gelmişiz.
ev
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden
neb sonra "Dolayısıyla örneğin Descartes'in Bacon'ın, Gali-
leo'nun, Newton'ın yarattığı yeni düşüncelerden, yöntem
Dabove bilim anlayışlarından bihaber olarak yaşamaya devam
etmişizdir." cümlesi getirilmelidir?
and
A) II B) III
C) IV
D) V
lesalita obody sue
E) VI
Sam
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
r OR YAYINLARI DENEME 12 (26 (1) Osmanlı'da medrese dolayısıyla ulema gerek yöneti- cileri gerekse halkı aydınlatma ve onlara rehberlik etme niteliğini, düzeyini kaybedince toplum çağın dışında kal- mıştır. (II) Batı'da Rönesans'tan, 15. ve 16. yüzyıllardan itibaren oluşmaya başlayan modern felsefe ve bilim bizim ne düşünce dünyamıza ne de öğretim hayatımıza girmiş- tir. (III)Aslında bilim evrenseldir, dolayısıyla bilim insanları hangi ülkede ve çağda olurlarsa olsunlar onların bir ku- lakları dışarıda olması gerekir. (IV) Yani çağdaş bilimsel al gelişmeleri izlemeyen içe kapanan bilim insanları bir süre ams sonra ister istemez geri kalırlar, kendilerini yenileyemezler. ID(V) Sonuçta ülkemizde şu olmuştur: Örneğin 18. yüzyıla Sid gelince görmüşüz ki önceleri küçümsediğimiz Hıristiyan dünyası her alanda bizi fersah fersah geçmiş ve dolayı- sıyla bilimde, teknolojide, ekonomide onların arkasından sürüklenir hâle gelmişiz. ev Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden neb sonra "Dolayısıyla örneğin Descartes'in Bacon'ın, Gali- leo'nun, Newton'ın yarattığı yeni düşüncelerden, yöntem Dabove bilim anlayışlarından bihaber olarak yaşamaya devam etmişizdir." cümlesi getirilmelidir? and A) II B) III C) IV D) V lesalita obody sue E) VI Sam
ANTRENO
36. Yüzyıllardır birçok medeniyetin mekânı olan ve birçok sa-
vaşa tanıklık eden Ani, bir zamanlar bölgenin önemli bir
merkeziydi. "1001 Kilise Şehri" olarak da anılan Ani'de,
bugüne kadar 40 kilise, şapel ve anıt mezar tespit edildi.
Kars'a 48 kilometre uzaklıkta, Türkiye-Ermenistan sınırı-
na yakın Arpaçay nehri kenarında bulunan kent, Ermeni
Bagratuni hanedanlığı döneminde önemli bir güç ve kültür
merkezi olmuştu. Ani'yi çevreleyen surların iç kısmında,
tarihi şehrin geniş bir alana yayılmış Bagratuni Ermenile-
rinden Bizanslılara, Selçuklulardan Gürcülere ve Osman-
lılara kadar birçok kalıntıyı görmek mümkün. Ani, Ermeni
mimarisinin seçkin örnekleriyle beraber, Gürcü ve Selçuk-
lu mimarisinin de örneklerini taşıyor. İpek yolu üzerine ku-
rulmuş olması Ani'yi, döneminin zengin kentleri arasına
soktu ve öneminin artmasını sağladı.
Bu parçadan "Ani" ile ilgili olarak aşağıdakilerden han-
gisi çıkarılamaz?
El
(3
A) Stratejik öneme sahip bir yerde bulunduğu
BY Surlarla kentin güvenliğinin sağlandığı
Birçok dine ve görüşe ev sahipliği yaptığı
Tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yaptığı
EY Medeniyetlere ait birçok kültür öğesi olduğu
13
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
ANTRENO 36. Yüzyıllardır birçok medeniyetin mekânı olan ve birçok sa- vaşa tanıklık eden Ani, bir zamanlar bölgenin önemli bir merkeziydi. "1001 Kilise Şehri" olarak da anılan Ani'de, bugüne kadar 40 kilise, şapel ve anıt mezar tespit edildi. Kars'a 48 kilometre uzaklıkta, Türkiye-Ermenistan sınırı- na yakın Arpaçay nehri kenarında bulunan kent, Ermeni Bagratuni hanedanlığı döneminde önemli bir güç ve kültür merkezi olmuştu. Ani'yi çevreleyen surların iç kısmında, tarihi şehrin geniş bir alana yayılmış Bagratuni Ermenile- rinden Bizanslılara, Selçuklulardan Gürcülere ve Osman- lılara kadar birçok kalıntıyı görmek mümkün. Ani, Ermeni mimarisinin seçkin örnekleriyle beraber, Gürcü ve Selçuk- lu mimarisinin de örneklerini taşıyor. İpek yolu üzerine ku- rulmuş olması Ani'yi, döneminin zengin kentleri arasına soktu ve öneminin artmasını sağladı. Bu parçadan "Ani" ile ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisi çıkarılamaz? El (3 A) Stratejik öneme sahip bir yerde bulunduğu BY Surlarla kentin güvenliğinin sağlandığı Birçok dine ve görüşe ev sahipliği yaptığı Tarih boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yaptığı EY Medeniyetlere ait birçok kültür öğesi olduğu 13
DENEME 12
33. Osmanlı Devleti'nde köşk, cami, mescid, türbe, han, çeş-
me vb. yapıların duvarlarına inşa edilen kuş evleri, toplum-
daki hayvan sevgisinin estetik ifadesi gibidir. Osmanlı'nın
yaratılana duyulan saygı, sevgi ve merhametin en güzel
göstergelerinden biri olan kuş evleri, 16. ve 17. yüzyıldan
itibaren birçok Anadolu ve Rumeli şehir ve kasabalarında,
binaların cephelerine yapılmaya başlandı ve yaygınlaştı.
En güzel örnekleri İstanbul'da olup, 19. yüzyıla kadar ge-
lişerek milli mimarinin önemli bir unsuru haline geldi. Kuş
evleri inşasında titizlikle çalışılırdı. Mümkün olduğu kadar
yüksek yerlere yapılmaya çalışılan kuş evleri bu yolla yırtı-
ci hayvanların saldırılarından korunuyordu. Rüzgârın geliş
yönü ve güneşin vuruş açısı gibi hesaplamalar yapılarak
inşa edilen kuş evleri, ileri bir duyarlılık ve zahmetle yapı-
lırdı. Türk toplumunun sevgi ve merhametini gösteren bir
araç olarak kalmayan kuş evleri, Türk sanatını şekillendi-
ren sanatkârların ince zevkini, geniş hayal gücünü, ayrın-
tılara verdiği önemi ve dönemin mimari anlayışını gözler
önüne serer. Çoğunlukla güvercin, serçe, kırlangıç ve ley-
lekler için tasarlanan bu mimari yapılar, ilk dönemlerde
cami, medrese, kütüphane, han, kilise gibi yapıları süsle-
di, ardından şahsi evlerin duvarlarında da yer verilmeye
mini başlandı. Genellikle tuğla, kiremit ve taştan yapılan bu mi-
mari yapılardan bazıları günümüze ulaşmış olsa da ahşap
örnekleri yangınlar sonucu yok oldu.
Bu parçadan "kuş evleri" ile ilgili olarak aşağıdakiler-
den hangisine ulaşılamaz?
A Hangi türden kuşlar için yapıldığına
B) Yapımında hangi malzemelerin kullanıldığına
Hangi yapıların duvarlarında kurulduğuna
D) k ne zaman ve nerede yapıldığına
E) insanların yapımında özen gösterdiğine
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
DENEME 12 33. Osmanlı Devleti'nde köşk, cami, mescid, türbe, han, çeş- me vb. yapıların duvarlarına inşa edilen kuş evleri, toplum- daki hayvan sevgisinin estetik ifadesi gibidir. Osmanlı'nın yaratılana duyulan saygı, sevgi ve merhametin en güzel göstergelerinden biri olan kuş evleri, 16. ve 17. yüzyıldan itibaren birçok Anadolu ve Rumeli şehir ve kasabalarında, binaların cephelerine yapılmaya başlandı ve yaygınlaştı. En güzel örnekleri İstanbul'da olup, 19. yüzyıla kadar ge- lişerek milli mimarinin önemli bir unsuru haline geldi. Kuş evleri inşasında titizlikle çalışılırdı. Mümkün olduğu kadar yüksek yerlere yapılmaya çalışılan kuş evleri bu yolla yırtı- ci hayvanların saldırılarından korunuyordu. Rüzgârın geliş yönü ve güneşin vuruş açısı gibi hesaplamalar yapılarak inşa edilen kuş evleri, ileri bir duyarlılık ve zahmetle yapı- lırdı. Türk toplumunun sevgi ve merhametini gösteren bir araç olarak kalmayan kuş evleri, Türk sanatını şekillendi- ren sanatkârların ince zevkini, geniş hayal gücünü, ayrın- tılara verdiği önemi ve dönemin mimari anlayışını gözler önüne serer. Çoğunlukla güvercin, serçe, kırlangıç ve ley- lekler için tasarlanan bu mimari yapılar, ilk dönemlerde cami, medrese, kütüphane, han, kilise gibi yapıları süsle- di, ardından şahsi evlerin duvarlarında da yer verilmeye mini başlandı. Genellikle tuğla, kiremit ve taştan yapılan bu mi- mari yapılardan bazıları günümüze ulaşmış olsa da ahşap örnekleri yangınlar sonucu yok oldu. Bu parçadan "kuş evleri" ile ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisine ulaşılamaz? A Hangi türden kuşlar için yapıldığına B) Yapımında hangi malzemelerin kullanıldığına Hangi yapıların duvarlarında kurulduğuna D) k ne zaman ve nerede yapıldığına E) insanların yapımında özen gösterdiğine
5.
1. Dilin kendi kelimeleri arasında anlamdaşlık
olmaz, iki ayrı dilin kelimeleri arasında olur.
Hicap duymak - utanmak, hane - ev, terbiye -
eğitim Arapça ile Türkçenin kelimeleri arasın-
da anlamdaşlığa örnek olarak gösterilebilir.
II. Ancak dil, böylesi bir anlamdaşlığı bile taşı-
makta zorlanır. Dil, bu kelimeleri anlam fark-
lılığı getirerek anlamdaşlıktan çıkarır; bunu
da kıdemli olana genellikle soyut, mistik
anlam yükleyerek yapar. "Hane" ile "ev" bir
başlarına iken -evet- anlamdaş ama cümlede
olmayabilir: "Bir ev aldım." der gibi "Bir hane
aldım." diyemiyorsak bundan.
Yukarıdaki II. parçayla ilgili olarak
1. anlatılan duruma örnek gösterildiği,
II. altı çizili sözcüklerin mecaz anlamlarıyla kul-
lanıldığı,
III. bir eylemin gerçekleştirilme amacına yer
verildiği
belirlemelerinden hangileri doğrudur?
A) Yalnız II
B) Yalnız III C) I. ve II.
E) II. ve II.
D) I. ve III.
1
1
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
5. 1. Dilin kendi kelimeleri arasında anlamdaşlık olmaz, iki ayrı dilin kelimeleri arasında olur. Hicap duymak - utanmak, hane - ev, terbiye - eğitim Arapça ile Türkçenin kelimeleri arasın- da anlamdaşlığa örnek olarak gösterilebilir. II. Ancak dil, böylesi bir anlamdaşlığı bile taşı- makta zorlanır. Dil, bu kelimeleri anlam fark- lılığı getirerek anlamdaşlıktan çıkarır; bunu da kıdemli olana genellikle soyut, mistik anlam yükleyerek yapar. "Hane" ile "ev" bir başlarına iken -evet- anlamdaş ama cümlede olmayabilir: "Bir ev aldım." der gibi "Bir hane aldım." diyemiyorsak bundan. Yukarıdaki II. parçayla ilgili olarak 1. anlatılan duruma örnek gösterildiği, II. altı çizili sözcüklerin mecaz anlamlarıyla kul- lanıldığı, III. bir eylemin gerçekleştirilme amacına yer verildiği belirlemelerinden hangileri doğrudur? A) Yalnız II B) Yalnız III C) I. ve II. E) II. ve II. D) I. ve III. 1 1
enimin
tir. Bu
ozluk,
mes-
mak
sat-
en
Sınav sorularını önceden gör! SPOILER
7. () Insan bedeni, çoğunluğunu bakterilerin oluşturduğu bü
yük bir mikroorganizma topluluğunun konakçısı görünü-
münde () Bedenimizde yaşayan tüm bu mikroorganizma-
lar "mikrobiyota" kavramıyla ifade ediliyor. (H) Günümüz
bilgisi, bu topluluğun liderinin bakteriler olduğunu gösteri-
yor. (IV) Mikrobiyota çalışmalarının ortak noktası, bağırsak-
larımızda başlayan problemin başta sinir sistemimiz olmak
üzere çok sayıda sistemi etkilediği yönünde.) Mikrobi-
yotada bize faydalı ve zararlı canlılar yer almakta. (VI) Han-
gi grup galip gelirse bedenin yol haritası ona göre şekillen-
mekte.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf
numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?
D) V
A) II
Konakaia
B) III
C) IV
E) VI
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
enimin tir. Bu ozluk, mes- mak sat- en Sınav sorularını önceden gör! SPOILER 7. () Insan bedeni, çoğunluğunu bakterilerin oluşturduğu bü yük bir mikroorganizma topluluğunun konakçısı görünü- münde () Bedenimizde yaşayan tüm bu mikroorganizma- lar "mikrobiyota" kavramıyla ifade ediliyor. (H) Günümüz bilgisi, bu topluluğun liderinin bakteriler olduğunu gösteri- yor. (IV) Mikrobiyota çalışmalarının ortak noktası, bağırsak- larımızda başlayan problemin başta sinir sistemimiz olmak üzere çok sayıda sistemi etkilediği yönünde.) Mikrobi- yotada bize faydalı ve zararlı canlılar yer almakta. (VI) Han- gi grup galip gelirse bedenin yol haritası ona göre şekillen- mekte. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? D) V A) II Konakaia B) III C) IV E) VI
3
37.-39. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Şiir yazmanın bir uzak mesafe koşusu olduğunu akla ge-
tirmeden bu işe atılanlar çağın esprisine de uygun ola-
rak işin kolayına kaçıp hazır bulduğu şiir dilini ve kalıp-
lar imgeleri kullanmak yoluyla hemen kendine bir yol
açmaya bakıyorlat Üç beş dergide birkaç şiiri çıkan şa-
ir bir de şür kitabı çıkarmışsa yolun sonuna gelmiş. şa-
ir olmuş sayıyor kendini, Kendini durmadan yinelediğin-
den habersiz şair" sıfatını sürücü belgesi gibi kullan-
mak istiyor. Böyle olunca da "şiir kazaları artıyor tabi.
37. Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilmemiş-
tir?
A) Şair olmanın uzun bir zaman gerektirdiğine
B) Bazı şairlerin şiirlerinde öykünme yolunu seçtiğine
C) Kimi şairlerin kendini tekrarladığına
D) Şiirin yaşamla iç içe olduğuna
E) Şairlik sıfatının kolay kazanılamayacağına
B
Üniversite Adayı Yayınları
39. E
CH
40.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
3 37.-39. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Şiir yazmanın bir uzak mesafe koşusu olduğunu akla ge- tirmeden bu işe atılanlar çağın esprisine de uygun ola- rak işin kolayına kaçıp hazır bulduğu şiir dilini ve kalıp- lar imgeleri kullanmak yoluyla hemen kendine bir yol açmaya bakıyorlat Üç beş dergide birkaç şiiri çıkan şa- ir bir de şür kitabı çıkarmışsa yolun sonuna gelmiş. şa- ir olmuş sayıyor kendini, Kendini durmadan yinelediğin- den habersiz şair" sıfatını sürücü belgesi gibi kullan- mak istiyor. Böyle olunca da "şiir kazaları artıyor tabi. 37. Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilmemiş- tir? A) Şair olmanın uzun bir zaman gerektirdiğine B) Bazı şairlerin şiirlerinde öykünme yolunu seçtiğine C) Kimi şairlerin kendini tekrarladığına D) Şiirin yaşamla iç içe olduğuna E) Şairlik sıfatının kolay kazanılamayacağına B Üniversite Adayı Yayınları 39. E CH 40.
wersite Adayı Yayınları
E) İnsan duygu ve düşüncelerini
ketlerle ruh hâlini yansıtmaktan kaçınmalıdır.
32. Hiçbir zaman birbirinden ayrı düşünemeyeceğimiz
bir ikilidir, ağlamak ve gülmek. (I) Bu ikiliden "ağlamak"
sanılanın aksine çaresizlik, zayıflık, güçsüzlük demek
değildir bence. (III) Bu yüzden ben ne zaman ağlayan
birini görsem içim gerçekten acısa dahi bir miktar da
sevinmeden edemem IVAğlayan bir kişi gördüğünüz-
de ona samimi birkaç tatlı söz, birkaç dokunuş ya da
uzatılan bir mendil ona yapılacak en büyük destek de-
ğil midir? (V) Çünkü üzülmeyi, ağlamayı becerebilen bir
kişi sevmeyi de bir o kadar iyi becerebilir (VI) Hatta ağ-
layabilen bir insan gülmenin kıymetini belki daha iyi an-
layabilir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) II
B) III
hare-
C) V
D) V
E) VI
Diğer sayfaya geçiniz
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
wersite Adayı Yayınları E) İnsan duygu ve düşüncelerini ketlerle ruh hâlini yansıtmaktan kaçınmalıdır. 32. Hiçbir zaman birbirinden ayrı düşünemeyeceğimiz bir ikilidir, ağlamak ve gülmek. (I) Bu ikiliden "ağlamak" sanılanın aksine çaresizlik, zayıflık, güçsüzlük demek değildir bence. (III) Bu yüzden ben ne zaman ağlayan birini görsem içim gerçekten acısa dahi bir miktar da sevinmeden edemem IVAğlayan bir kişi gördüğünüz- de ona samimi birkaç tatlı söz, birkaç dokunuş ya da uzatılan bir mendil ona yapılacak en büyük destek de- ğil midir? (V) Çünkü üzülmeyi, ağlamayı becerebilen bir kişi sevmeyi de bir o kadar iyi becerebilir (VI) Hatta ağ- layabilen bir insan gülmenin kıymetini belki daha iyi an- layabilir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) II B) III hare- C) V D) V E) VI Diğer sayfaya geçiniz
23. (1) Her bireyin ilgi alanı birbirinden farklıdır.
(II) Kimi resim, heykel, hat sanatı gibi göze
hitap eden sanatlardan; kimi de çözülmesi zor
problemlerle, bulmacalarla uğraşmaktan zevk
alır. (III) Bireyin küçüklükten itibaren kişiliğini
şekillendiren bu ilgi alanları; ailesinin, okulunun
ve çevresinin etkisiyle oluşur. (IV) Kişiliğin
oluşmasında aile kadar çevre de etkilidir.
(V) Kültürlü ve yaşam standardı yüksek olan bir
çevrede yetişmiş birey, kültürle ilgili aktivitelerden
daha çok hoşlanır. (VI) Yaşam mücadelesiyle
savaş içinde olan fakir bir çevrede yetişmiş birey
ise kültürel aktivitelerden çok, yaşamını idame
ettirecek işlere yoğunlaşır.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci
paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle
başlar?
A) II
B) III
C) IV D) V
E) VI
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
23. (1) Her bireyin ilgi alanı birbirinden farklıdır. (II) Kimi resim, heykel, hat sanatı gibi göze hitap eden sanatlardan; kimi de çözülmesi zor problemlerle, bulmacalarla uğraşmaktan zevk alır. (III) Bireyin küçüklükten itibaren kişiliğini şekillendiren bu ilgi alanları; ailesinin, okulunun ve çevresinin etkisiyle oluşur. (IV) Kişiliğin oluşmasında aile kadar çevre de etkilidir. (V) Kültürlü ve yaşam standardı yüksek olan bir çevrede yetişmiş birey, kültürle ilgili aktivitelerden daha çok hoşlanır. (VI) Yaşam mücadelesiyle savaş içinde olan fakir bir çevrede yetişmiş birey ise kültürel aktivitelerden çok, yaşamını idame ettirecek işlere yoğunlaşır. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) II B) III C) IV D) V E) VI
erini kolay
diğini
arklılıklar
E LIGU
ediği
an
iz
medyada
lingli
Eee
abilir.
37.-38. sorulan aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
Yapay zeka alanındaki yeni gelişmeler, ünlü bilim kurgu
yazan Isaac Asimov'un eserlerinde geçen üç robot
yasasını tekrar gündeme getirdi. Bir robot, bir insana
zarar veremez veya onun zarar görmesine seyirci
kalamaz. Bir robot, birinci kuralla çelişmediği sürece bir
insanın emirlerine uymak zorundadır Bir robot, birinci
ve ikinci kuralla çelişmediği sürece kendi varlığını
korumakla mükelleftir. Ancak makinaların gelişerek
başlarına buyruk hareket etmesi, kuralları ihlal edip
insanlarla, bilim kurgu filmlerinde olduğu gibi, savaşa
girmesi uzak bir ihtimal olarak durmuyor Yapay zekâ
üzerine araştırma yapan kişiler, robotların istenmeyen
davranışlar sergilediğinde durdurulmasını sağlayan bir
"kırmızı düğme" oluşturmaktan söz ediyor. Fakat
robotların uzun vadede öğrendikleri sayesinde bu
düğmenin kendi çıkarına olmadığını anlayıp bunu devre
dışı bırakma olasılığını göz önüne almıyorlar.
2018-MSÜ/Türkçe
38. Bu parçanın yazarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenebilir?
Yapay zekâ üzerine gerçekleştirilen ilerlemeleri büyük
bir hayranlıkla değerlendirmektedir.
Robotların hareket sistemlerinin insanlardan daha da
üstün olacağını vurgulamaktadır.
Bilim kurgunun, gündelik hayattan esinlendiği için
başarılı olduğunu ifade etmektedir.
Robotların hareketlerini sınırlandırmanın doğru bir
davranış olmadığını düşünmektedir.
E) Insanların yapay zekâyla mücadele etmek durumunda
kalacağını öngörmektedir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
erini kolay diğini arklılıklar E LIGU ediği an iz medyada lingli Eee abilir. 37.-38. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Yapay zeka alanındaki yeni gelişmeler, ünlü bilim kurgu yazan Isaac Asimov'un eserlerinde geçen üç robot yasasını tekrar gündeme getirdi. Bir robot, bir insana zarar veremez veya onun zarar görmesine seyirci kalamaz. Bir robot, birinci kuralla çelişmediği sürece bir insanın emirlerine uymak zorundadır Bir robot, birinci ve ikinci kuralla çelişmediği sürece kendi varlığını korumakla mükelleftir. Ancak makinaların gelişerek başlarına buyruk hareket etmesi, kuralları ihlal edip insanlarla, bilim kurgu filmlerinde olduğu gibi, savaşa girmesi uzak bir ihtimal olarak durmuyor Yapay zekâ üzerine araştırma yapan kişiler, robotların istenmeyen davranışlar sergilediğinde durdurulmasını sağlayan bir "kırmızı düğme" oluşturmaktan söz ediyor. Fakat robotların uzun vadede öğrendikleri sayesinde bu düğmenin kendi çıkarına olmadığını anlayıp bunu devre dışı bırakma olasılığını göz önüne almıyorlar. 2018-MSÜ/Türkçe 38. Bu parçanın yazarıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? Yapay zekâ üzerine gerçekleştirilen ilerlemeleri büyük bir hayranlıkla değerlendirmektedir. Robotların hareket sistemlerinin insanlardan daha da üstün olacağını vurgulamaktadır. Bilim kurgunun, gündelik hayattan esinlendiği için başarılı olduğunu ifade etmektedir. Robotların hareketlerini sınırlandırmanın doğru bir davranış olmadığını düşünmektedir. E) Insanların yapay zekâyla mücadele etmek durumunda kalacağını öngörmektedir.
34. Mülakat türü, edebiyatın dününü, bugününü ve yarını-
nı değerlendirebilmemiz ve yorumlayabilmemiz bakı-
mından önemlidir. Kanaatimce bir yazarın ve eserin
anlaşılmasında, okur için mülakat kadar açıklayıcı,
aydınlatıcı, kuşatıcı bir tür yoktur. Mülakatlar aracılığıy-
la yazarın kendisini ve eserlerini perdesiz bir şekilde
görme, okuma ve anlama imkânını elde ediyoruz. En
sahih (doğru) bilgilere bu türün sunduğu imkânlar saye-
sinde ulaşabiliyoruz. Haberin kaynağını birinci ağızdan
duymak gibi bir şey bu. Aynı yazarla farklı zamanlarda
yapılan mülakatlar, o yazarın duygu ve düşünce dünya-
sının değişim aralığını da gösterir. Bu sayede o yazarın
eserleri daha kolay anlaşılır ve yorumlanır.
Bu parçaya göre mülakat türünün özellikleri arasın-
da aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Edebiyatımızın bütün dönemlerini yorumlama olana-
ğı sunma
B) Yazarın kendisiyle ilgili eleştirilere cevap verişine
tanıklık etme
C) Yazar ve eserleri hakkında dolaysız yoldan bilgi
sahibi olmayı sağlama
Yazarın his dünyasındaki değişimleri anlatma
E) Yazar ve eserleriyle ilgili en gerçekçi bilgilere birinci
ağızdan ulaşmayı sağlama
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
34. Mülakat türü, edebiyatın dününü, bugününü ve yarını- nı değerlendirebilmemiz ve yorumlayabilmemiz bakı- mından önemlidir. Kanaatimce bir yazarın ve eserin anlaşılmasında, okur için mülakat kadar açıklayıcı, aydınlatıcı, kuşatıcı bir tür yoktur. Mülakatlar aracılığıy- la yazarın kendisini ve eserlerini perdesiz bir şekilde görme, okuma ve anlama imkânını elde ediyoruz. En sahih (doğru) bilgilere bu türün sunduğu imkânlar saye- sinde ulaşabiliyoruz. Haberin kaynağını birinci ağızdan duymak gibi bir şey bu. Aynı yazarla farklı zamanlarda yapılan mülakatlar, o yazarın duygu ve düşünce dünya- sının değişim aralığını da gösterir. Bu sayede o yazarın eserleri daha kolay anlaşılır ve yorumlanır. Bu parçaya göre mülakat türünün özellikleri arasın- da aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Edebiyatımızın bütün dönemlerini yorumlama olana- ğı sunma B) Yazarın kendisiyle ilgili eleştirilere cevap verişine tanıklık etme C) Yazar ve eserleri hakkında dolaysız yoldan bilgi sahibi olmayı sağlama Yazarın his dünyasındaki değişimleri anlatma E) Yazar ve eserleriyle ilgili en gerçekçi bilgilere birinci ağızdan ulaşmayı sağlama