Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Cümlede Anlam İlişkileri Soruları

vi
23. Kant'ın bilginin yapısı ve kaynağı hakkındaki görüşleri
ne salt olarak deneycilik ne de salt olarak akılcılık içe-
risinde yer alır. Kant'ta bilginin meydana gelmesi için
hem deney, hem de zihin gereklidir. Hem dış dünyadan
gelen şeylere, hem de zihnin bu şeyler üzerine kendi
damgasını vurmasına ihtiyaç vardır. Kant'ın ünlü deyişi
ile "görüsüz (yani deneysiz) kavramlar boş, kavramsız
(yani aklın kalıpları olmaksızın) görüler kördür."
Bu parçaya göre Kant'ın bilginin kaynağına dair
yaklaşımı aşağıdakilerden hangisidir?
B) Empirizm
D) Pragmatizm
A) Rasyonalizm
Kritisizm
X
E) Pozitivizm
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
vi 23. Kant'ın bilginin yapısı ve kaynağı hakkındaki görüşleri ne salt olarak deneycilik ne de salt olarak akılcılık içe- risinde yer alır. Kant'ta bilginin meydana gelmesi için hem deney, hem de zihin gereklidir. Hem dış dünyadan gelen şeylere, hem de zihnin bu şeyler üzerine kendi damgasını vurmasına ihtiyaç vardır. Kant'ın ünlü deyişi ile "görüsüz (yani deneysiz) kavramlar boş, kavramsız (yani aklın kalıpları olmaksızın) görüler kördür." Bu parçaya göre Kant'ın bilginin kaynağına dair yaklaşımı aşağıdakilerden hangisidir? B) Empirizm D) Pragmatizm A) Rasyonalizm Kritisizm X E) Pozitivizm
1.
Binbir Gece Masalları'nda anlatılan masalların asıl
anlatmak istediğiyle ilgili bir fikir birliğine varılama-
dı. İbret olsun diye anlatıldığını savunanlar, kadın-
ların bilgeliğini ya da tam tersi olarak şeytanlığını
anlattığını iddia edenler var. Masallar, bunların tü-
münü barındırıyor da olabilir. Fakat burada önemli
olan, tümünde de motivasyonun aynı olması. Bu
motivasyon ise ---- Şehrazat her gece anlattığı bu
masallarla aslında sadece ölümünü bir gece daha
ertelemeyi, bir gün daha fazla yaşamayı amaçlar.
Bu amaç, tüm temalardan daha fazla içgüdüsel ve
anlasılırdır.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerin
hangisi getirilmelidir?
A) masalları ilginç hâle getiren şeydir
B) anlatılan masalları etkileyici kılmıştır
Chayatta kalma isteğidir
D) masalların sayısını artırmıştır
E) masalları bir dünya klasiği yapmıştır
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
1. Binbir Gece Masalları'nda anlatılan masalların asıl anlatmak istediğiyle ilgili bir fikir birliğine varılama- dı. İbret olsun diye anlatıldığını savunanlar, kadın- ların bilgeliğini ya da tam tersi olarak şeytanlığını anlattığını iddia edenler var. Masallar, bunların tü- münü barındırıyor da olabilir. Fakat burada önemli olan, tümünde de motivasyonun aynı olması. Bu motivasyon ise ---- Şehrazat her gece anlattığı bu masallarla aslında sadece ölümünü bir gece daha ertelemeyi, bir gün daha fazla yaşamayı amaçlar. Bu amaç, tüm temalardan daha fazla içgüdüsel ve anlasılırdır. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerin hangisi getirilmelidir? A) masalları ilginç hâle getiren şeydir B) anlatılan masalları etkileyici kılmıştır Chayatta kalma isteğidir D) masalların sayısını artırmıştır E) masalları bir dünya klasiği yapmıştır
Tarklı kadro
31. Usta bir ressamın öğrencisi eğitimini tamamlamış.
Büyük usta, çırağına, “Yaptığın son resmi, şeh-
rin en kalabalık meydanına koyar mısın?" demiş.
"Resmin yanına bir de kırmızı kalem bırak. İnsan-
lara, resmin beğenmedikleri yerlerine bir çarpı koy-
malarını rica eden bir vazı iliştirmeyi de unutma"
diye ilave etmiş. Öğrenci, birkaç gün sonra resme
bakmaya gitmiş. Resmin çarpılar içinde olduğunu
görmüş. Üzüntüyle ustasının yanına dönmüş. Usta
ressam, üzülmeden yeniden resme devam etme-
sini tavsiye etmiş. Öğrenci resmi yeniden yapmış.
Usta, yine resmi şehrin en kalabalık meydanına
bırakmasını istemiş. Fakat bu kez yanına bir palet
dolusu çeşitli renklerde boya ile birkaç fırça koy-
masını söylemiş. Yanına da, insanlardan beğen-
medikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı
bırakmasını önermiş. Öğrenci denileni yapmış.
Birkaç gün sonra bakmış ki, resmine hiç dokunul-
mamış. Sevinçle ustasına koşmuş.
GRAND S
Bu parçadan
1. İnsanlara fırsat verildiğinde insanların ne kadar
acımasız eleştiriler yapacağı
II. Yapıcı, olumlu eleştiri yapmak için o alanda
Vousnes
eğitimin önemli olduğu
Israrla devam edildiğinde bir sanatta ustalaş-
manın imkansız olmadığı
ocu
IV. Değer bilmeyen insanlara bir emeğin sunulma-
ması gerektiği
yargılarından hangisi ya da hangileri çıkarıla-
maz?
A) Yalnız I
B) I ve II
D) Yalnız IV
C) Yalnız III
E) II ve IV
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
Tarklı kadro 31. Usta bir ressamın öğrencisi eğitimini tamamlamış. Büyük usta, çırağına, “Yaptığın son resmi, şeh- rin en kalabalık meydanına koyar mısın?" demiş. "Resmin yanına bir de kırmızı kalem bırak. İnsan- lara, resmin beğenmedikleri yerlerine bir çarpı koy- malarını rica eden bir vazı iliştirmeyi de unutma" diye ilave etmiş. Öğrenci, birkaç gün sonra resme bakmaya gitmiş. Resmin çarpılar içinde olduğunu görmüş. Üzüntüyle ustasının yanına dönmüş. Usta ressam, üzülmeden yeniden resme devam etme- sini tavsiye etmiş. Öğrenci resmi yeniden yapmış. Usta, yine resmi şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş. Fakat bu kez yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde boya ile birkaç fırça koy- masını söylemiş. Yanına da, insanlardan beğen- medikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı bırakmasını önermiş. Öğrenci denileni yapmış. Birkaç gün sonra bakmış ki, resmine hiç dokunul- mamış. Sevinçle ustasına koşmuş. GRAND S Bu parçadan 1. İnsanlara fırsat verildiğinde insanların ne kadar acımasız eleştiriler yapacağı II. Yapıcı, olumlu eleştiri yapmak için o alanda Vousnes eğitimin önemli olduğu Israrla devam edildiğinde bir sanatta ustalaş- manın imkansız olmadığı ocu IV. Değer bilmeyen insanlara bir emeğin sunulma- ması gerektiği yargılarından hangisi ya da hangileri çıkarıla- maz? A) Yalnız I B) I ve II D) Yalnız IV C) Yalnız III E) II ve IV
E) V. cümle, girişik birleşik bir cür
10. Kimyager Alice Ball, Hawaii Üniversitesinden mezun olan
ilk Afrika kökenli kişidir. Ball, bu üniversiteden mezun
olan ilk kadın olarak da yükselen kariyerine önemli bir
ekleme yapmıştır. 1940'larda antibiyotikler devreye
girene kadar cüzzam hastalığının işe yarayan tek tedavi
yöntemini geliştiren kişi olan Ball, o dönemde cüzzamın
tedavisinde kullanılan yapışkan yağın işlenmesini ve
hastalara uygulanmasını kolaylaştırmıştır. Bu yöntem,
daha sonra "Ball Yöntemi olarak adlandırılmıştır.
Bu parçada aşağıdaki ses olaylarından hangisi
yoktur?
A) Ünsüz yumuşaması
Tayon
B Unlü daralması
Ünsüz benzeşmesi
DYÜnlü düşmesi
E) Ünsüz düşmesi
OP01-SS.34TYT04
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
E) V. cümle, girişik birleşik bir cür 10. Kimyager Alice Ball, Hawaii Üniversitesinden mezun olan ilk Afrika kökenli kişidir. Ball, bu üniversiteden mezun olan ilk kadın olarak da yükselen kariyerine önemli bir ekleme yapmıştır. 1940'larda antibiyotikler devreye girene kadar cüzzam hastalığının işe yarayan tek tedavi yöntemini geliştiren kişi olan Ball, o dönemde cüzzamın tedavisinde kullanılan yapışkan yağın işlenmesini ve hastalara uygulanmasını kolaylaştırmıştır. Bu yöntem, daha sonra "Ball Yöntemi olarak adlandırılmıştır. Bu parçada aşağıdaki ses olaylarından hangisi yoktur? A) Ünsüz yumuşaması Tayon B Unlü daralması Ünsüz benzeşmesi DYÜnlü düşmesi E) Ünsüz düşmesi OP01-SS.34TYT04
5. Zarflar, fiilleri çeşitli yönlerden belirttikleri gibi fiilimsi,
sifat ve başka zarfları da belirtir.
Buna göre aşağıdakilerin hangisinde, fiili belirt-
me görevinde kullanılmamış bir zarf vardır?
A) Bu çabaları yeterli görmüyoruz sorunu çözmek
için.
B) Şehirde yaşamaya başlayan abim çok değişti.
C) Polis suçluları kıskıvrak yakaladı ama bir polis
yaralandı.
D) Güvenlik tedbirlerini bu bölgede iki kat artırın.
E) Öyle sıkıcı bir toplantıydı ki bitmek bilmedi.
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
5. Zarflar, fiilleri çeşitli yönlerden belirttikleri gibi fiilimsi, sifat ve başka zarfları da belirtir. Buna göre aşağıdakilerin hangisinde, fiili belirt- me görevinde kullanılmamış bir zarf vardır? A) Bu çabaları yeterli görmüyoruz sorunu çözmek için. B) Şehirde yaşamaya başlayan abim çok değişti. C) Polis suçluları kıskıvrak yakaladı ama bir polis yaralandı. D) Güvenlik tedbirlerini bu bölgede iki kat artırın. E) Öyle sıkıcı bir toplantıydı ki bitmek bilmedi.
n
el
at
ir
r-
a
r.
-y
e
ar
bi
eis
A
35-36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayı-
nız.
Bebeklerin dil edinim aşamaları, doğum ağlaması ile
başlar. Normal solunumu gerçekleştirebilmek gibi fiz-
yolojik bir temeli olan bu ağlama, bebeğin kendi sesini
duymasını da sağlayarak dil gelişimine temel oluşturur.
Doğduğu andan itibaren sesli bir varlık olan çocuk, bü-
yüklerinin gözünde, hayata ilkel bir ses dağarcığı ile baş-
lar. Daha sonra ağlama, mırıldanma, agulama, gülmeler-
le ihtiyaçlarını ifade etmeye çalışır. Özellikle yaşamın ilk
altı ayında sözel iletişimi, ağlamalar ve ses çıkarmaları
ile sınırlıdır. Buna karşılık sözel olmayan iletişimi, jest ve
mimikleri, özellikle ellerini yoğun olarak kullanır. Yaşamın
ilk bir yılını hızlı fiziksel büyüme, sinir ve kas olgunlaş-
ması ile geçiren bebek, böylelikle konuşmada kullanılan
organları üzerinde kontrol sahibi olur ve çıkarabildiği
sesleri çeşitlendirir.
35. Bu parçada aşağıdakilerden özellikle hangisi üzerin-
de durulmaktadır?
A) Çocuğun çevresiyle kurduğu ilişkide dilin önemi
B) Cocuklarda dil öğrenme sürecinin nasıl başladığı
C)Yeni doğan çocuklarda beden dilinin, dilin işlevini na-
sıl üstlendiği
DY Çocukların dil becerilerinin gelişiminde sözel iletişi-
min rolü
E) Sıfır-bir yaş arasındaki dönemin, çocuğun dil öğren-
mesindeki önemi
36. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
n el at ir r- a r. -y e ar bi eis A 35-36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayı- nız. Bebeklerin dil edinim aşamaları, doğum ağlaması ile başlar. Normal solunumu gerçekleştirebilmek gibi fiz- yolojik bir temeli olan bu ağlama, bebeğin kendi sesini duymasını da sağlayarak dil gelişimine temel oluşturur. Doğduğu andan itibaren sesli bir varlık olan çocuk, bü- yüklerinin gözünde, hayata ilkel bir ses dağarcığı ile baş- lar. Daha sonra ağlama, mırıldanma, agulama, gülmeler- le ihtiyaçlarını ifade etmeye çalışır. Özellikle yaşamın ilk altı ayında sözel iletişimi, ağlamalar ve ses çıkarmaları ile sınırlıdır. Buna karşılık sözel olmayan iletişimi, jest ve mimikleri, özellikle ellerini yoğun olarak kullanır. Yaşamın ilk bir yılını hızlı fiziksel büyüme, sinir ve kas olgunlaş- ması ile geçiren bebek, böylelikle konuşmada kullanılan organları üzerinde kontrol sahibi olur ve çıkarabildiği sesleri çeşitlendirir. 35. Bu parçada aşağıdakilerden özellikle hangisi üzerin- de durulmaktadır? A) Çocuğun çevresiyle kurduğu ilişkide dilin önemi B) Cocuklarda dil öğrenme sürecinin nasıl başladığı C)Yeni doğan çocuklarda beden dilinin, dilin işlevini na- sıl üstlendiği DY Çocukların dil becerilerinin gelişiminde sözel iletişi- min rolü E) Sıfır-bir yaş arasındaki dönemin, çocuğun dil öğren- mesindeki önemi 36. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin yanıtı
30) Yazdıklarını okurken hep şu soruyu sormuşumdur:
Bunca kişinin şiir yazmaya özenmesini neyle açıkla-
yabiliriz? Herhalde "Şiirin de şairin de baş tacı edildiği
bir ortamın çekiciliğinden kaynaklanıyor." diyemeyiz.
Katılımcıların şir sevgisine, şiir tutkusuna da bağlaya-
mayız. Bu kişilerin çoğu, şiir okuru olsaydı şiirselliğin
tadını taşıyan şiir kitaplarının satış sayısı hiç beş yüzün
sınırında kalır mıydı? Konuşma dilinin tümcelerini kırıp
yan yana, alt alta sıralayarak oluşturdukları söz yığınla-
nını şiir sanıp yarışmalara katılırlar mıydı?
Bu parçada, şiir yazanların eleştirilme nedeni aşa-
ğıdakilerden hangisidir?
A) Şiire yabancı olmaları ✓
B) Şairlere uzak durmaları
C) Söz dağarcıklarının yetersizliği
D) Şiirin çekiciliğine kapılmaları
E) Yüzeysel ve sıradan yazmaları
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
30) Yazdıklarını okurken hep şu soruyu sormuşumdur: Bunca kişinin şiir yazmaya özenmesini neyle açıkla- yabiliriz? Herhalde "Şiirin de şairin de baş tacı edildiği bir ortamın çekiciliğinden kaynaklanıyor." diyemeyiz. Katılımcıların şir sevgisine, şiir tutkusuna da bağlaya- mayız. Bu kişilerin çoğu, şiir okuru olsaydı şiirselliğin tadını taşıyan şiir kitaplarının satış sayısı hiç beş yüzün sınırında kalır mıydı? Konuşma dilinin tümcelerini kırıp yan yana, alt alta sıralayarak oluşturdukları söz yığınla- nını şiir sanıp yarışmalara katılırlar mıydı? Bu parçada, şiir yazanların eleştirilme nedeni aşa- ğıdakilerden hangisidir? A) Şiire yabancı olmaları ✓ B) Şairlere uzak durmaları C) Söz dağarcıklarının yetersizliği D) Şiirin çekiciliğine kapılmaları E) Yüzeysel ve sıradan yazmaları
4.
I. Düşlerini masal mevsimleriyle süsle.
II. Kentin ıslak saçlarından bin yıllık isyan sızıyor.
III. Benim de mi düşüncelerim olacaktı?
IV. Afyon Ovası'nın renkli çiçeklerini istiyorum.
V. Kalbime düştü yine ayrılık acısı
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerde bulunan ad tamlamaları
ikişerli eşleştirildiğinde hangisi tek kalır?
A) I
B) II
C) III
RO
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
4. I. Düşlerini masal mevsimleriyle süsle. II. Kentin ıslak saçlarından bin yıllık isyan sızıyor. III. Benim de mi düşüncelerim olacaktı? IV. Afyon Ovası'nın renkli çiçeklerini istiyorum. V. Kalbime düştü yine ayrılık acısı Yukarıdaki numaralanmış cümlelerde bulunan ad tamlamaları ikişerli eşleştirildiğinde hangisi tek kalır? A) I B) II C) III RO D) IV E) V
TÜRKÇE TESTİ
(1) Öfke; tıpkı sevinç, üzüntü, korku ve acı gibi insan doğa-
sında bebeklikten itibaren var olan en temel duygulardan
biridir. ) Cocuk her ne sebeple öfkelenirse öfkelensin bu-
rada önemli olan öfkesini nasıl ifade ettiğidir. (III) Çocuk,
öfkesini sözle ve davranışsal olarak nasıl ifade edilmesi
gerektiğini bilmiyorsa kontrolünü kaybeder ve öfke yıkıcı
bir duruma dönüşür. (IV) Çocuğun kendisini önemsiz ve
güvensiz hissettiği, kendisini ifade etmekte zorlandığı, iyi
dinlenmediği ailelerde büyüyen çocuklar ciddi ve kontrol
edilmesi güç olan öfke nöbetleri yaşarlar. (V) Özellikle 1-2
yaşında yaşanan öfke nöbetlerinin nedeni çocuğun yaptığı
işin durdurulması ve engellenmesidir. (VI) Sürekli dolapları
karıştıran, koltuk tepelerinden inmeyen çocuğu engelleyen
annenin karşılaştığı ilk tepki öfkedir; tıpkı biz yetişkinlerin
işleri engellendiğinde verdiğimiz tepkiler gibi.
9.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak istenirse ikinci parag-
at hangi cümleyle başlar?
OC) IV
A) I
B) III
D) V
E) VI
11
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
TÜRKÇE TESTİ (1) Öfke; tıpkı sevinç, üzüntü, korku ve acı gibi insan doğa- sında bebeklikten itibaren var olan en temel duygulardan biridir. ) Cocuk her ne sebeple öfkelenirse öfkelensin bu- rada önemli olan öfkesini nasıl ifade ettiğidir. (III) Çocuk, öfkesini sözle ve davranışsal olarak nasıl ifade edilmesi gerektiğini bilmiyorsa kontrolünü kaybeder ve öfke yıkıcı bir duruma dönüşür. (IV) Çocuğun kendisini önemsiz ve güvensiz hissettiği, kendisini ifade etmekte zorlandığı, iyi dinlenmediği ailelerde büyüyen çocuklar ciddi ve kontrol edilmesi güç olan öfke nöbetleri yaşarlar. (V) Özellikle 1-2 yaşında yaşanan öfke nöbetlerinin nedeni çocuğun yaptığı işin durdurulması ve engellenmesidir. (VI) Sürekli dolapları karıştıran, koltuk tepelerinden inmeyen çocuğu engelleyen annenin karşılaştığı ilk tepki öfkedir; tıpkı biz yetişkinlerin işleri engellendiğinde verdiğimiz tepkiler gibi. 9. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istenirse ikinci parag- at hangi cümleyle başlar? OC) IV A) I B) III D) V E) VI 11
TYT TURKÇE DENEMELERİ
37.-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
(1) Nesli Tehlike Altındaki Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin
Uluslararası Ticaretiyle İlgili Sözleşme'nin 17. Taraflar
Toplantısı'nda açıklanan rapor, Afrika fil nüfusunun son
25 yılda tarih boyunca gördüğü en büyük düşüşü yaşadığına
işaret ediyor. (II) Fil dışkılarını incelemekten tutun da
havadan yapılan gözlemlere kadar çeşitli yöntemlerle Sahra
Altı Afrika'da yapılan sayım, kalan fillerin yüzde 70'ine
yakınının Afrika'nın güneyinde yaşadığına işaret ediyor.
(III) Fil kıyımının en çok görüldüğü Doğu Afrika ise 86 bin file
ev sahipliği yapıyor. (IV) Bu bölgedeki fil nüfusunun hızla
azalmasında Tanzanya'daki kaçak avcılık faaliyetleri çok
önemli bir rol oynuyor ancak uluslararası düzeydeki uyarılar
bile Tanzanya Hükûmetinin gerekli önlemleri almasını ne
yazık ki sağlayamıyor. (V) Rakamlar, ülkedeki fillerin yüzde
60'ının son 10 yılda yok olduğunu gösteriyor ve bu durumun
yakın zamanda düzeleceğine dair bir emare de görünmüyor.
37. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde
kişisel görüşe yer verilmiştir?
Att vell
B) Ive til
D) II ve IV
E) IV ve V
38. Bu parçadan kesin olarak çıkarılabilecek yargı
aşağıdakilerden hangisidir?
G) I ve II
A Farklı nedenlerle, son on yılda, Tanzanya'daki fillerin
yarısından çoğu ölmüştür.
fil nüfusunun araştırılmasıyla ilgili
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
TYT TURKÇE DENEMELERİ 37.-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. (1) Nesli Tehlike Altındaki Yabani Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticaretiyle İlgili Sözleşme'nin 17. Taraflar Toplantısı'nda açıklanan rapor, Afrika fil nüfusunun son 25 yılda tarih boyunca gördüğü en büyük düşüşü yaşadığına işaret ediyor. (II) Fil dışkılarını incelemekten tutun da havadan yapılan gözlemlere kadar çeşitli yöntemlerle Sahra Altı Afrika'da yapılan sayım, kalan fillerin yüzde 70'ine yakınının Afrika'nın güneyinde yaşadığına işaret ediyor. (III) Fil kıyımının en çok görüldüğü Doğu Afrika ise 86 bin file ev sahipliği yapıyor. (IV) Bu bölgedeki fil nüfusunun hızla azalmasında Tanzanya'daki kaçak avcılık faaliyetleri çok önemli bir rol oynuyor ancak uluslararası düzeydeki uyarılar bile Tanzanya Hükûmetinin gerekli önlemleri almasını ne yazık ki sağlayamıyor. (V) Rakamlar, ülkedeki fillerin yüzde 60'ının son 10 yılda yok olduğunu gösteriyor ve bu durumun yakın zamanda düzeleceğine dair bir emare de görünmüyor. 37. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde kişisel görüşe yer verilmiştir? Att vell B) Ive til D) II ve IV E) IV ve V 38. Bu parçadan kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağıdakilerden hangisidir? G) I ve II A Farklı nedenlerle, son on yılda, Tanzanya'daki fillerin yarısından çoğu ölmüştür. fil nüfusunun araştırılmasıyla ilgili
-Ne yapsak ne etsek, hangi alana yoğunlaşıp orada iler-
lesek hep bir engelle karşılaşacağız. Bu engele bakış
açımız bizi hayatta belli bir yere getirecektir. Engelleri
Moliere'in "İnsanları güçlendiren süslerdir." sözü olarak
görüyorsak hayatta daha da güçleneceğiz. Ya da tam
tersi onları hayatımızı mahveden zorluklar olarak görü-
yorsak gerçekten de hayatımız mahvolacaktır.
Bu parçada yazar, engellerle ilgili aşağıdakilerde
hangisini vurgulamaktadır?
A) İyi ya da kötü nasıl algılanıyorsa hayatın ona gör
şekilleneceği
B) İnsanların ruh hâline baskı uygulayacağı
C) Mücadele ruhuna sahip insanlar üzerinde etki olu
turacağı
D) Yaşam boyu karşılaşılan engellerin insanları güçle
direceği
E) Karakter özelliklerinin ortaya çıkmasında etkili o
cağı
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
-Ne yapsak ne etsek, hangi alana yoğunlaşıp orada iler- lesek hep bir engelle karşılaşacağız. Bu engele bakış açımız bizi hayatta belli bir yere getirecektir. Engelleri Moliere'in "İnsanları güçlendiren süslerdir." sözü olarak görüyorsak hayatta daha da güçleneceğiz. Ya da tam tersi onları hayatımızı mahveden zorluklar olarak görü- yorsak gerçekten de hayatımız mahvolacaktır. Bu parçada yazar, engellerle ilgili aşağıdakilerde hangisini vurgulamaktadır? A) İyi ya da kötü nasıl algılanıyorsa hayatın ona gör şekilleneceği B) İnsanların ruh hâline baskı uygulayacağı C) Mücadele ruhuna sahip insanlar üzerinde etki olu turacağı D) Yaşam boyu karşılaşılan engellerin insanları güçle direceği E) Karakter özelliklerinin ortaya çıkmasında etkili o cağı
3.
Muhabir:
(15
Yazar:
Hayatın olduğu gibi hikâyeleşmesi pek cazip gelmiyor bana. İki bin küsur yıl önce Aristoteles "Sanat, hayatın tak-
lididir." demişti. Kısmen doğru ancak yıllar sonra Kant buna karşı çıkarak sanatın ayrı bir içsel gerçekliği olduğun-
dan bahsetti. Bu daha doğru. Bazı durumlar hayatta çok çarpıcı, çok sürprizliyken bunu bir sanat eserine aktardığı-
nızda son derece yapay hatta klişe algılanabilir. Dolayısıyla gerçekten kurmacanın ayrı bir içsel gerçekliği var. Ha-
yatta cereyan eden bir durumu olduğu gibi yakalayıp onu kâğıda dökmek değil bence konu. Bu sadece işin başlan-
gıcı olabilir. Çünkü yazacağımız şeyin konusuna karar vermek, işin çok küçük bir kısmı; önemli olan onun nasıl ya-
zılacağı.
Muhabir:
(11)-
Yazar:
Yazarken bunu düşünmüyorum. Hangi alanda kalem oynatıyorsam o tür içinde nasıl en iyi şekilde yazarım derdi-
ne düşüyorum sadece. Ama kitap yayımlandıktan sonra bu tür düşünceler, fanteziler geliyor akla. Romansa "Film
olsa iyi olurdu.", öyküyse "Kısa film olsa nasıl olurdu?" gibi. Böyle bir durumda yazılanı epey bir değiştirmek gere-
kiyor tabii. Bu konuda birkaç denemem oldu. Gerçekten film diliyle edebiyatın dili bambaşka. Çünkü roman tama-
men içsel çatışmalarla, karakterin kafasının içinde dönenlerle ilerliyor. Sinemada bu imkân yok ancak alt metinler
aracılığıyla ima edilebiliyor böyle şeyler. Sinemada karakterin psikolojisini vermek için başka araçlar devreye giri-
yor. Çünkü içsel çatışmaları dışsal çatışmalara çevirmek zorundasınız bir romanı sinemaya uyarlarken.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerin hangisinde verilenler sırasıyla getirilmelidir?
A) I. Wirginia Woolf'un "Hayatta hikâye yoktur, yazarın işlevi birbiri ardına sıralanmış olayları kurgulamaktır." sö-
züne katılıyor musunuz?
II. Yazın dünyası ile sinema arasındaki ilişki özellikle hangi edebî türlerde kendini gösteriyor?
B) I. Çevrenizde gerçekleşen olaylara birer kurgu mu biçiyorsunuz yoksa bunlar gözünüze bir kurgu olarak mı yan-
sıyor?
II. Eserlerinizden sinemaya uyarlanmasını istedikleriniz ya da o gözle kurguladıklarınız oldu mu?
C) I. Öykülerinizi oluştururken ne anlattığınızı mı yoksa bunu nasıl anlattığınızı mı daha çok önemsiyorsunuz?
II. Bir edebiyat metni sinemaya aktarılırken dikkat edilmesi gereken noktalar nelerdir?
D) I. Öykülerinizin oluşum aşamasında hangi sanatçıların görüşlerini kendinize yol haritası olarak belirlediniz?
II. Eserlerinizi oluştururken disiplinlerarasılık yaklaşımı sizi nasıl etkiliyor?
E) I. Gerçek hayatta yaşanan olaylar kurguya dönüştüğünde orijinalliklerini kaybediyor mu?
II. Edebî eserlerinizin değiştirilerek sinemaya uyarlanması konusunda ne düşünüyorsunuz?
Met
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
3. Muhabir: (15 Yazar: Hayatın olduğu gibi hikâyeleşmesi pek cazip gelmiyor bana. İki bin küsur yıl önce Aristoteles "Sanat, hayatın tak- lididir." demişti. Kısmen doğru ancak yıllar sonra Kant buna karşı çıkarak sanatın ayrı bir içsel gerçekliği olduğun- dan bahsetti. Bu daha doğru. Bazı durumlar hayatta çok çarpıcı, çok sürprizliyken bunu bir sanat eserine aktardığı- nızda son derece yapay hatta klişe algılanabilir. Dolayısıyla gerçekten kurmacanın ayrı bir içsel gerçekliği var. Ha- yatta cereyan eden bir durumu olduğu gibi yakalayıp onu kâğıda dökmek değil bence konu. Bu sadece işin başlan- gıcı olabilir. Çünkü yazacağımız şeyin konusuna karar vermek, işin çok küçük bir kısmı; önemli olan onun nasıl ya- zılacağı. Muhabir: (11)- Yazar: Yazarken bunu düşünmüyorum. Hangi alanda kalem oynatıyorsam o tür içinde nasıl en iyi şekilde yazarım derdi- ne düşüyorum sadece. Ama kitap yayımlandıktan sonra bu tür düşünceler, fanteziler geliyor akla. Romansa "Film olsa iyi olurdu.", öyküyse "Kısa film olsa nasıl olurdu?" gibi. Böyle bir durumda yazılanı epey bir değiştirmek gere- kiyor tabii. Bu konuda birkaç denemem oldu. Gerçekten film diliyle edebiyatın dili bambaşka. Çünkü roman tama- men içsel çatışmalarla, karakterin kafasının içinde dönenlerle ilerliyor. Sinemada bu imkân yok ancak alt metinler aracılığıyla ima edilebiliyor böyle şeyler. Sinemada karakterin psikolojisini vermek için başka araçlar devreye giri- yor. Çünkü içsel çatışmaları dışsal çatışmalara çevirmek zorundasınız bir romanı sinemaya uyarlarken. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerin hangisinde verilenler sırasıyla getirilmelidir? A) I. Wirginia Woolf'un "Hayatta hikâye yoktur, yazarın işlevi birbiri ardına sıralanmış olayları kurgulamaktır." sö- züne katılıyor musunuz? II. Yazın dünyası ile sinema arasındaki ilişki özellikle hangi edebî türlerde kendini gösteriyor? B) I. Çevrenizde gerçekleşen olaylara birer kurgu mu biçiyorsunuz yoksa bunlar gözünüze bir kurgu olarak mı yan- sıyor? II. Eserlerinizden sinemaya uyarlanmasını istedikleriniz ya da o gözle kurguladıklarınız oldu mu? C) I. Öykülerinizi oluştururken ne anlattığınızı mı yoksa bunu nasıl anlattığınızı mı daha çok önemsiyorsunuz? II. Bir edebiyat metni sinemaya aktarılırken dikkat edilmesi gereken noktalar nelerdir? D) I. Öykülerinizin oluşum aşamasında hangi sanatçıların görüşlerini kendinize yol haritası olarak belirlediniz? II. Eserlerinizi oluştururken disiplinlerarasılık yaklaşımı sizi nasıl etkiliyor? E) I. Gerçek hayatta yaşanan olaylar kurguya dönüştüğünde orijinalliklerini kaybediyor mu? II. Edebî eserlerinizin değiştirilerek sinemaya uyarlanması konusunda ne düşünüyorsunuz? Met
TEST 13: Sözcükte ve
1. Moda (izlenti) akımların hepsinin de yeni olduğunu
1
söylemeye imkân (olanak) yoktur. Bunların çoğu eski
||
biçimlerin (şekil) tekrarıdır. Her kuşak varlığını yeni
|||
bir şey ortaya koymakla (bulundurmak) göstermek
IV
havasındadır. Eskilere benzemek, onlar gibi olmak
korkusu kendilerini kabına sığmaz (taşkın davranışta
V D
bulunmak) hâle getiriyor.
Bu parçada geçen numaralanmış sözlerden han-
gisi kendinden sonra gelen ayraç içindeki anlamla
uyuşmamaktadır?
B) II
A) I
DIV
E V
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
TEST 13: Sözcükte ve 1. Moda (izlenti) akımların hepsinin de yeni olduğunu 1 söylemeye imkân (olanak) yoktur. Bunların çoğu eski || biçimlerin (şekil) tekrarıdır. Her kuşak varlığını yeni ||| bir şey ortaya koymakla (bulundurmak) göstermek IV havasındadır. Eskilere benzemek, onlar gibi olmak korkusu kendilerini kabına sığmaz (taşkın davranışta V D bulunmak) hâle getiriyor. Bu parçada geçen numaralanmış sözlerden han- gisi kendinden sonra gelen ayraç içindeki anlamla uyuşmamaktadır? B) II A) I DIV E V
2. Halk hikayeleri, toplumda iz bırakmış (etkisini kalıcı du-
ruma getirmiş) bir olay veya bir yazınsal ürünün sözlü
kültürde bıraktığı derin (güçlü, yoğun) etki neticesinde
||
ortaya çıkan halk edebiyatı ürünleridir. Halk hikâyeleri,
Destan Dönemi'nin sona ermesiyle ortaya çıkmıştır (var-
|||
lığını ilk kez göstermiştir). Ayrıca bazı halk bilimciler halk
hikâyesini, "geçirdiği değişimlerle destanların yerini tutan
IV
(sıradanlığını kapatan) bir halk ürünü" olarak görmüştür
V
(kabul etmiştir). Destanlarda olağanüstü ögelere çokça
rastlanırken halk hikâyelerinde olağanüstülük düzeyi
oldukça düşüktür.
Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin
anlamı ayraç () içinde verilen açıklamayla
uyuşmamaktadır?
A) I
B) II
C) III D) IV
SUPARA
E) V
4.
3
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
2. Halk hikayeleri, toplumda iz bırakmış (etkisini kalıcı du- ruma getirmiş) bir olay veya bir yazınsal ürünün sözlü kültürde bıraktığı derin (güçlü, yoğun) etki neticesinde || ortaya çıkan halk edebiyatı ürünleridir. Halk hikâyeleri, Destan Dönemi'nin sona ermesiyle ortaya çıkmıştır (var- ||| lığını ilk kez göstermiştir). Ayrıca bazı halk bilimciler halk hikâyesini, "geçirdiği değişimlerle destanların yerini tutan IV (sıradanlığını kapatan) bir halk ürünü" olarak görmüştür V (kabul etmiştir). Destanlarda olağanüstü ögelere çokça rastlanırken halk hikâyelerinde olağanüstülük düzeyi oldukça düşüktür. Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı ayraç () içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır? A) I B) II C) III D) IV SUPARA E) V 4. 3
1. Parlak bir sema altında bu kocaman çayırda başı-
boş koşup eğlenen yavruların hâllerini gördükçe
UNİstanbul'un rutubetli bahçelerinde hapsedilen ar-
kadaşlarıma derin derin acıdım.
II. Eğer bendeniz muvafakat edersem beraber ser-
maye koyacağız, o tedarik ve sermaye hususun-
da bendenize yardım edecek, damatlar ise
İstanbul'da satacaklar.
Numaralanmış cümlelerin ilgili olduğu değerler aşa-
ğıdakilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir?
A) Çalışkanlık - güven
B) Dayanışma - sevgi
C) Acima - başarı
D) Duyarlılık - dayanışma
E) Kararlılık - güven
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
1. Parlak bir sema altında bu kocaman çayırda başı- boş koşup eğlenen yavruların hâllerini gördükçe UNİstanbul'un rutubetli bahçelerinde hapsedilen ar- kadaşlarıma derin derin acıdım. II. Eğer bendeniz muvafakat edersem beraber ser- maye koyacağız, o tedarik ve sermaye hususun- da bendenize yardım edecek, damatlar ise İstanbul'da satacaklar. Numaralanmış cümlelerin ilgili olduğu değerler aşa- ğıdakilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir? A) Çalışkanlık - güven B) Dayanışma - sevgi C) Acima - başarı D) Duyarlılık - dayanışma E) Kararlılık - güven
TÖF
7.
Belli bir felsefe ortaya çıktığında elbette çıktığı yerin,
bölgenin ve çağın koşulları ile bağlantılıdır. Ama bir
kez ortaya çıktı mı artık o, insana seslenir, onun mali
olur.
Aşağıdakilerden hangisi, bu cümleyi destekler
niteliktedir?
A) Paracelsus "Bir şey bilmeyen, hiçbir şeyi
sevemez." demiş.
B)) Ulusalla evrensel olanı birbirinden ayırmakla Ziya
Gökalp, içinden bir türlü çıkamadığımız bir ikilem
bırakmıştır bize.
C) Aristoteles, İsa'dan önce IV. yüzyıl Atina'sının
bir ürünüdür; bu ürün, insan düşüncesine
seslenmeseydi biz bugün onu bilmezdik.
D) Jean Cocteu "Bir yazar, gençken daha
tanınmadığı için okunmaz; tanındıktan sonra hiç
okunmaz." der.
E) Güç anlaşılır bir yazar olarak bilinen Foucault,
belki de her sözün bir öncesinin olacağını
belirtiyor.
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
TÖF 7. Belli bir felsefe ortaya çıktığında elbette çıktığı yerin, bölgenin ve çağın koşulları ile bağlantılıdır. Ama bir kez ortaya çıktı mı artık o, insana seslenir, onun mali olur. Aşağıdakilerden hangisi, bu cümleyi destekler niteliktedir? A) Paracelsus "Bir şey bilmeyen, hiçbir şeyi sevemez." demiş. B)) Ulusalla evrensel olanı birbirinden ayırmakla Ziya Gökalp, içinden bir türlü çıkamadığımız bir ikilem bırakmıştır bize. C) Aristoteles, İsa'dan önce IV. yüzyıl Atina'sının bir ürünüdür; bu ürün, insan düşüncesine seslenmeseydi biz bugün onu bilmezdik. D) Jean Cocteu "Bir yazar, gençken daha tanınmadığı için okunmaz; tanındıktan sonra hiç okunmaz." der. E) Güç anlaşılır bir yazar olarak bilinen Foucault, belki de her sözün bir öncesinin olacağını belirtiyor.