Cümlede Anlam İlişkileri Soruları

s sifat tamlamasıdır. incirleme ad tamlama- zilerden farklı bir bu sidir bu bu ir bu YAYINLARI LİMİT 11. İsim tamlamalarında tamlayan ile tamlanan yer değiştire bilir. Aşağıdaki dizelerin hangisinde bu açıklamaya örnek gösterilemez? Ben, kimsesiz seyyahı, meçhuller caddesinin B) Ben, yankısından kaçan çocuk, kendi sesinin Ben, kutup yelkenlisi, buz tutmuş kayalarda D Ben, usanmaz bekçisi, yolcu inmez hanların E) Ben, tükenmez ormanı, ısınmaz külhanların müpot antip Şimdi öylesine gimisdyal ne şey olmasayc 2. maktan bir a salardı eğer. etkilenirdi b Bu parçac gisi türü b A) I

3. 1. Mısırlılar tanrılarını üstün kişilikler olarak düşünürler- di. II. Mısırlılar, tanrılarının insanlardan önce yeryüzünde var olduklarına ve insanların sahip olamayacağı güç- lere sahip olduklarına inanırlardı. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir bi- çimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? A) Tanrılarının insanlardan önce de yar olduğuna ina- han Mısırlılar, onları üstün kişilikler olarak düşünür ve kendilerinin sahip olamayacağı güçlere sahip ol- duklarına inanırlardı. B) Mısır tanrıları insanlardan üstün kişilere sahipti ve yeryüzünde kendilerinden önce de var olup insanla- rin sahip olamayacağı güçlere sahiplerdi. C) Tanrılarını üstün kişilikler olan düşünen Mısırlılar, on- ların insanlardan önce de yeryüzünde var olup kendi- lerinin sahip olamayacağı güçlere sahip olduklarına inanırlardı. D) Mısırlıların inandığı tanrılar, kendilerinden önce de yeryüzünde vardı ve insanların sahip olmayacağı kadar üstün niteliklere sahip olan üstün nitelikli var- liklardı. E) Insanların sahip olamayacağı kadar üstün niteliklere sahip olan ve bu anlamda üstün kişilikler olarak görü- lebilecek olan Mısır tanrıları, insanlar henüz yokken de vardı.

2. Felsefi bakışımın henüz (yeni yeni) oluşmaya 1 başladığı, psikoloji ve psikiyatriyle bir tıp öğrencisi olarak ilgilendiğim yıllardı. O dönemde Hans Reichenbach'in felsefenin yegâne (en önemli) görevinin bilimin önündeki yolu açmak olduğunu öne süren, diğer felsefi uğraşlanın felsefecilerin saplantılı "kesinlik arayışından kaynaklandığını, iddia eden meşhur (herkesçe bilinen) teziyle 111 karşılaştım. Reichenbach, felsefe tarihinin neredeyse (hemen hemen) tamamını, IV minyatürleştirilmiş bir Freud bilgisiyle bir çırpıda (çabucak) tarihin çöplüğüne atmaktan çekinmiyordu. Bu parçada numaralanmiş sözlerden hangisinin anlamı ayraç () içindeki açıklamayla uyuşmamaktadır? 111 AN B) Il DUV V SIM

3. (1) Koyu renkli, küçük, insan gözünden daha uzun olmayan bir eriktir mürdüm erigi. (I) Eylülde ağacın üstünde yaprakların arasindan size göz karparlar. (III) Olgunlaştıkları bu ayda siyaha bakan morumsu bir renkleri vardır. (IV) Ama eğer siz onu tutarken silmemişseniz üstündeki kabuka mavi odun dumani renginde bir buğu olur. (V) Bu iki renk aynı anda hem boğulmayı hem de uçmay düşündürür. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili ayağıdakilerden hangisi söylenemez? ✓ A) Ipomlede, betimleyici unsurlar ağırlıktadır. cümlede, kişileştirmeye yer verilmiştir. Ccümlede, bir kavramın tanımı yapılmiştir. cümlede, koşul ilgisi vardir. V. cümle, kişisel bir yorum içermektedir.

XX "Bırakmak" sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde "BI- rakın, gençler fikirlerini özgürce söylesinler." cümlesindeki anlamıyla kullanılmıştır? Deneme 07 1. A) Yenilgiler sonrası tuttuğu takımı bıraktı. B) Düğünün tüm hazırlıklarını size bırakıyorum. Mezuniyette ne giyeceğime bırak da ben karar vereyim. D) Emlakçı evi bize en son dört yüz bine bıraktı. E) Gerekli izinleri almamıza rağmen, projeyi yarım bıraktı.

? ? ? ETKİNLİK -1 Aşağıdaki dizelerdeki istiarelerin türünü belirtiniz. Dizeler 1. Dallanıp budaklanıp içimi sanıyorsun 2. İki nehir akıyor gözlerinden 3. Kurban olam kurban olam Beşikte yatan kuzuya Savur beni rüzgâr, dağın ötesine apraklarını döktü 5. Ku Bir vefasızı zünden 6. Geldin kondun dalıma Habersizce ey sevgili 7. Dalgalanıp coşarım sana ulaşmak için Açık Kapali istiare Istiare 8. Demek sen de ümidi kestin artık meleğim Aşktan terhis mi olur, bense hep seveceğim 9. Gökten bir inci seçemeyen gemici Yol bulamadı gemisine 10. Taç yaprakları döküldü soldu bu gönlüm <Q 141 O>

yük bi oman zel çok s 800 v sah 1984 PASAR CÜMLEDE ANLA TEST-2 7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "koşul" anlamı 9. "Dillerin vardır? nasıl d be anlam A) O dalgın ve umutsuz hali hiçbirimizin gözünden kaçmamıştı. B) Yaptığı işten biktıysa, hiç kimse onu o işi yapmaya ikna edemezdi. C) Gece az uyuduğundan olsa gerek, çok yorgun gö- rünüyordu. D) Tatilde olmasına rağmen işini düşünmeyi sürdürüyor. E) Evinin sade ve bir o kadar şık herkesi büyülemişti. B Tasarı Eğitim Yayınları A) Beti B) Tanı C) Tart D) Açık E) Kan

11. Eğer birisini aşırı derecede kızdıracak bir sözü kasten söy- lüyorsanız karşınızdakinin - hiç şüpheniz olmasın. Bu cümlede boş bırakılan yere düşüncenin akışına gö- re aşağıdaki deyimlerden hangisi getirilebilir? A) kulağını çınlattığınızdan B) afyonunu patlattığınızdan burnundan getirdiğinizden bam teline bastığınızdan Egözünü boyadığınızdan

1. Bir romancıyla ilgili aşağıdaki açıklamalardan hangisi, ayraç içindeki özellikle uyuşmamaktadır? A) IR okunuşta kendini ele veren, okuru yormayan anlatımıy- la dikkat çeker. (açıklık) ✓ B) Onun cümlelerinde sözcükler ne eksik ne fazladır. (duru- ✓ luk) Edebiyatı bir hüner gösterme sanatı olarak düşünmemiş, gösterişe kapılmaktan hep korkmuştur. (yalınlık) ✓ Yaşamadıklarını bile yaşamışçasına anlatabilen ve okur- larını anlattıklarına inandırabilen bir yazardır. (doğallık) E) Cümlelerini farklı çekimlerdeki yüklemlerle eşitlendirir, sözcükleri seçerken onların ses özelliklerine bile dikkat eder. (yoğunluk) yoğunluk: anlam derinliliği

• Zaman: Bir işin, oluşun; içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre. Örgü : Her türlü eylem ve olaydan oluşan akış. • Sunmak: Tanıtmak, bilgi vermek amacıyla çeşitli yöntemler kullanılarak bir konuyu aktar- mak. ● Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "zaman, örgü ve sunmak" sözcükleri belirtilen anlamlarını karşılaya- cak şekilde kullanılmıştır? A) Yazıtlar, papirüsler, kitaplar insan türünün serüveni- ni bir zaman örgüsü içinde sunuyor insanlara. B) Bize kahve sunarken saçlarındaki örgünün zamana karşı duruşunu gördüm. Mağazadan bu zamanlarda alınacak örgü kazaklar büyük bir rahatlık sunuyor. D) Bu yazıda, Avrupa medeniyetinin bütün iç ve dış ör- güleri Osmanlı zamanının mimarisine sunulmuş. Gastronomik bilgileriyle eski zaman yemeklerine yeni tatlar veren aşçı, hasır örgüsü örtünün üzerinde yemek şöleni sunuyor bizlere.

- 14 38. Eserlerinde biçimden çok konuya önem veren Friedrich Dürrenmatt'ın amacı, tiyatroyu izledikten sonra insanların huzurunu kaçırıp vicdan muhasebesi yapmalarını sağlamak, onları gerçekler hakkında düşünmeye sevk etmektir. Öte yandan onun eserlerinin kolayca okunur olması geniş bir okuyucu kitlesine seslenmesine de olanak sağlamıştır. Dürrenmatt, eserlerinde dünyayı değiştirip mükemmelliğe ulaştırmaya çalışan olumlu kişilere "Don Quijote" (Don Kişot) tipi demiştir. Bu tipler biraz komik hatta biraz da delidirler. Bu tipin yanı sıra cellat ve kurban da yazarın eserlerinde sıkça kullandığı tiplerdendir. Bu parçaya göre Dürrenmatt için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Nasıl anlatıldığına değil, neyin anlatıldığına önem verdiği B) Eserlerindeki tipleri huzursuz insanlardan seçtiği C) Eserlerindeki yapıcı tiplere Don Kişot adını verdiği D) Eserlerinde farklı tiplere yer verdiği E) Okuyucuyu düşündürmeyi amaçladığı TÜDKOF TEOT 40

8. 7. Aşağıdaki metinlerin hangisinde diğerlerinden farklı bir anlatım olanağından yararlanılmıştır? A) Tren gecenin on ikisinden sonra şehrin garına girdi. Adam dehşetli yorgun ve uykusuzdu. Bavullarla sepetleri karısı vagonun penceresinden uzattı, o, aşağıdan aldı. Öyle yorgun, uykusuzluktan öyle bitikti ki nerdeyse yıkılacaktı... B) Taş çemberin üzerinde oyulmuş birkaç ayak merdiveni çıkarak paslı çivili, büyük kapıya geldim. Senelerden beri insan eli dokunmamış gibi duran, çürümeye yüz tutmuş tahtalara yaslandım. C) İstanbul'un semt adları yok mu? Bayılırım onlara. Ne güzelleri vardır. Yalan da olsa, yanlış da olsa, bu semt adlarından insanın muhayyelesine bir şeyler üşüşür. Başka yönlerden gelmiş anılar kaynaşıverir içimizde. D) Bulut üzerlerinden ovaya doğru sarkıyordu. Güneş'i bas- tırabilmiş, aydınlığa kendi bahar rengini vermişti. Sonra, doğduğu yerden ayrıldı. Tepenin üstü gene mavi cama döndü. E Sonra efendime söyleyim, gozel bir konak yaptır. Üst katından Erciyes görünsün. Küfül küfül yel yalasın her bir yönünü. Emme böyle gavur bir yel değil, dinsiz bir yel değil. Bâd-ı sabâ, limonata gibi bir yel... I. Gezi yazısı II Münazara 10. izlenimler Kärsit görüsler

viideicworue,000 23 Sahnenin Dışındakiler, 1950'de Yeni İstanbul gazete sinde tefrika edilmiştir. (II) Usta işi eserin uzun yıllar ki- tap olarak yayımlanmaması, romanımız adına hem üzü- cü hem tedirgin edicidir. (III) Cemal'in ironik anlatışıyla sürüp giden roman, gitgide bir yas şarkısına dönüşür. (IV) Dağılıp giden, çoğu bütünlemeden eriyen olgular, Sahnenin Dışındakiler'in en dikkat çekici özelliğidir. M Roman sona erdiğinde, belli bir zaman diliminde bu dün- yadan göçüp gitmiş kişilerle baş başa kalmış gibi hisse- deriz kendimizi. Q₁ Eaczayu Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde değerlendirme yapılmamıştır? FAX B1 C) III D) IV E) V

2. (1) Gerçeğe ulaşmaya çalışmak, sağlam bilgiler edinmek bilim ve felsefenin ortak çabasıdır. (II) Bu, bilim ve felsefe arasında süreklilik arz eden bir ilişki her zaman var olduğundandır. ((III) Her bilimsel gelişmenin ardında, bilimsel gelişmelere yol gösteren bir felsefe bulunmaktadır. (IV) Felsefe bilimsel bulgulardan yararlanarak, yeni görüşler ortaya koyup bilime yön göstermektedir. (V) Bilimin alt dallara ayrılması ve uzmanlaşmayla her bilim dalında bir felsefe gelişmeye başlamıştır. (VI) Artık günümüzde, fizik, kimya, biyoloji, matematik, sosyoloji, psikoloji, tarih, sanat ve eğitim gibi bütün bilim dallarına ilişkin felsefeler bulunmaktadır. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi kendisiden sonraki cümlenin nedeni durumundadır? A) Y B) 11 C) III D) W E) V

ve cel fe DRE Felsefe, bilimlerin dışında, bilimlerin bulamadığı gerçekleri uydur- makla uğraşır. Diyalektiğin uydurduğu hiçbir şey yoktur. O gözlem Gle kavratilan hareket kanunlarını gösterir. Şu hålde bütün öteki bilimler gibi, gözleme, deneye, olan bitene dayanan bir bilimdir. Jeoloji nasıl yeryüzünün hareket kanunlarını, sosyoloji de nasıl toplumun hareket kanunlarını tespit ederse, diyalektik de öylece, düşünce ile varlığın genel hareket kanunlarını tespit eder. Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakiler- den hangisidir? A) Anlaşılması güç olayları tahminle aydınlatmak BMüşahade yoluyla devinim yasalarını öğretmek C) Deney ve gözlemle olayları tahlil etmeye çalışmak D Izlemeyle anlatılan doğa kanunlarını aydınlatmak E) Dönüşümün insan eliyle olduğu kanısını ifade etmek

50. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük, türü-bakımından ötekilerden farklıdır? SHOF A) By çocuğun dalgın hâlleri hepimizi etkiliyordynat B) Sınav sonucunu öğrenince üzgün yüzü birden değişti. Ciçeriye bilgin edasıyla girip hepimizi uzun uzun süzdü. D) Onun en çok dikkat çeken yanı baygın gözleri ve özel- likle nasırlı elleriydi. sifet Öğretmenimizin saygın kişiliği istemesek de çalışma- mızı sağlıyordu. Sifat- 54