Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Cümlede Anlam İlişkileri Soruları

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "-ce" eki, ek-
lendiği kelimenin anlamında bir küçültme yap-
mıştır?
A) O görev ve yetkice benden üstündür.
B) Dün, valilikçe yeni kararlar alındı.
C) Okulun bahçesine derince bir çukur kazdılar.
D) Dağcılardan biri uzatılan ipe sıkıca tutundu.
E) Onun bu çocukça davranışlarından bıktık artık.
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "-ce" eki, ek- lendiği kelimenin anlamında bir küçültme yap- mıştır? A) O görev ve yetkice benden üstündür. B) Dün, valilikçe yeni kararlar alındı. C) Okulun bahçesine derince bir çukur kazdılar. D) Dağcılardan biri uzatılan ipe sıkıca tutundu. E) Onun bu çocukça davranışlarından bıktık artık.
lens
L'd
GIVE
20-21. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
nal
-Türk edebiyatının ve II. Yeni'nin önemli şairlerinden biri olan Cemal
Süreya, edebiyatımızda daha çok şair olarak tanınmakla birlikte aynı
im zamanda önemli bir deneme yazarımızdy. Denemelerinde farklı
konuları ele alan yazar, çoğunlukla edebiyat ve dil üzerine yazmıştır.
Cemal Süreya'nın denemelerinde göze ilk çarpan, deneme yazarlığı
ile şairliği arasındaki ilişki ve bu ilişkinin Cemal Süreya'nın yazarlığına
olumlu etkileridir Cemal Süreya'nın denemeciliğini değerlendiren
yazarlar da bir deneme yazarı olarak Cemal Süreya'yı başarılı bulur
ve deneme yazarlığını diğer özelliklerinden ziyade şairliğiyle iliş-
kilendirirler. Behçet Necatigil, bir yazısında "Cemal Süreya, sade
bir şair olarak mı karşımızda? Hayır, o şairliğinin yanı sıra nefis
bir denemeci, bir portre yazarı; zekâsının inceliğinde, şakasının
doruğunda, gözlemciliğinin aşılmazlığında bir düşünce adamıdır."
der.
-DEU
20. Bu parçada Cemal Süreya ile ilgili aşağıdakilerin hangisinden
söz edilmemiştir?
A) Gözlem yeteneğiyle bir düşünce adamı olarak da değerlendiril-
diğinden
B) Şairliğinin yanı sıra önemli bir deneme yazarı olduğundan
CDenemelerini daha çok edebiyat ve dil üzerine yazdığından
D) Farklı şiir çizgilerinden sonra II. Yeni'de karar kıldığından
Deneme yazarlığı ile şairliği arasındaki ilişkinin olumlu etkilerin-
den
gun lind
MA
21. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Alıntılama
B) Açıklama
İkileme
D) Mecazlı söyleyiş
E) Niteleyici sözcükler
22-23. soru
(1) İnsanlığın
tüm ayrıntılar
inanç, düşünc
tüm coğrafya
konulan arma
ramanlara ver
Türk'ün sevg
güzelinin ya
(IV) Türk kül-
rin farklı ve
öncesi inanc
mimarilerinc
kadar, kuşla
başarmışlar
22. Bu parça
hangis
A) I. cüm
B) II. cüm
C) III. cür
D)(IV. cü
E) V. cür
23. Bu parç
A) Türk
mişi
B) Tür
nun
Tür
ges
D Ku:
li b
E) Ha
me
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
lens L'd GIVE 20-21. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. nal -Türk edebiyatının ve II. Yeni'nin önemli şairlerinden biri olan Cemal Süreya, edebiyatımızda daha çok şair olarak tanınmakla birlikte aynı im zamanda önemli bir deneme yazarımızdy. Denemelerinde farklı konuları ele alan yazar, çoğunlukla edebiyat ve dil üzerine yazmıştır. Cemal Süreya'nın denemelerinde göze ilk çarpan, deneme yazarlığı ile şairliği arasındaki ilişki ve bu ilişkinin Cemal Süreya'nın yazarlığına olumlu etkileridir Cemal Süreya'nın denemeciliğini değerlendiren yazarlar da bir deneme yazarı olarak Cemal Süreya'yı başarılı bulur ve deneme yazarlığını diğer özelliklerinden ziyade şairliğiyle iliş- kilendirirler. Behçet Necatigil, bir yazısında "Cemal Süreya, sade bir şair olarak mı karşımızda? Hayır, o şairliğinin yanı sıra nefis bir denemeci, bir portre yazarı; zekâsının inceliğinde, şakasının doruğunda, gözlemciliğinin aşılmazlığında bir düşünce adamıdır." der. -DEU 20. Bu parçada Cemal Süreya ile ilgili aşağıdakilerin hangisinden söz edilmemiştir? A) Gözlem yeteneğiyle bir düşünce adamı olarak da değerlendiril- diğinden B) Şairliğinin yanı sıra önemli bir deneme yazarı olduğundan CDenemelerini daha çok edebiyat ve dil üzerine yazdığından D) Farklı şiir çizgilerinden sonra II. Yeni'de karar kıldığından Deneme yazarlığı ile şairliği arasındaki ilişkinin olumlu etkilerin- den gun lind MA 21. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Alıntılama B) Açıklama İkileme D) Mecazlı söyleyiş E) Niteleyici sözcükler 22-23. soru (1) İnsanlığın tüm ayrıntılar inanç, düşünc tüm coğrafya konulan arma ramanlara ver Türk'ün sevg güzelinin ya (IV) Türk kül- rin farklı ve öncesi inanc mimarilerinc kadar, kuşla başarmışlar 22. Bu parça hangis A) I. cüm B) II. cüm C) III. cür D)(IV. cü E) V. cür 23. Bu parç A) Türk mişi B) Tür nun Tür ges D Ku: li b E) Ha me
yor-
ma-
deki
aş-
ta-
ah-
cin
na
7.
Net Stratejisi
(1) Doğal hayatı izleme uzmanları, Akyatan Yaban Hayatı Ge-
liştirme Sahası'nda yuva yapan bir yeşil deniz kaplumbağası-
na geçtiğimiz haftalarda uydu vericisi taktı. (II) Akyatan Kum-
salı'nda deniz kaplumbağası izleme çalışmaları, 2006 yılın-
dan bu yana devam ediyor. (III) Çalışmalar kapsamında yeşil
deniz kaplumbağası yuvalarının sezona bağlı dağılımı, yav-
ru başarısı, çıkış dönemleri ve ekolojisi üzerine veri toplanı-
yor. (IV) Yeşil deniz kaplumbağası, Uluslararası Doğayı Ko-
ruma Birliği'nin Kırmızı Listesi'nde yer alıyor. (V) Verici saye-
sinde yeşil deniz kaplumbağasının kıyıdan ayrıldıktan sonra
nerede kışladığı, nerede beslendiği takip edilebilecek ve ge-
rekli önlemler alınabilecek.
Bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gidermek için
aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır?
A) I. cümle ile III. cümle yer değiştirilmelidir.
B) II. cümle parçanın sonuna getirilmelidir.
C) III. cümle ile IV. cümle yer değiştirilmelidir.
DIM. cümle parçanın başına getirilmelidir.
E) II. cümle ile V. cümle yer değiştirilmelidir.
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
yor- ma- deki aş- ta- ah- cin na 7. Net Stratejisi (1) Doğal hayatı izleme uzmanları, Akyatan Yaban Hayatı Ge- liştirme Sahası'nda yuva yapan bir yeşil deniz kaplumbağası- na geçtiğimiz haftalarda uydu vericisi taktı. (II) Akyatan Kum- salı'nda deniz kaplumbağası izleme çalışmaları, 2006 yılın- dan bu yana devam ediyor. (III) Çalışmalar kapsamında yeşil deniz kaplumbağası yuvalarının sezona bağlı dağılımı, yav- ru başarısı, çıkış dönemleri ve ekolojisi üzerine veri toplanı- yor. (IV) Yeşil deniz kaplumbağası, Uluslararası Doğayı Ko- ruma Birliği'nin Kırmızı Listesi'nde yer alıyor. (V) Verici saye- sinde yeşil deniz kaplumbağasının kıyıdan ayrıldıktan sonra nerede kışladığı, nerede beslendiği takip edilebilecek ve ge- rekli önlemler alınabilecek. Bu parçanın anlam akışındaki bozukluğu gidermek için aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır? A) I. cümle ile III. cümle yer değiştirilmelidir. B) II. cümle parçanın sonuna getirilmelidir. C) III. cümle ile IV. cümle yer değiştirilmelidir. DIM. cümle parçanın başına getirilmelidir. E) II. cümle ile V. cümle yer değiştirilmelidir.
f
di
Ancak, bu bilgi işlem sürecinin ortaya çıkması için algila-
yabildiğimiz her şeyin birer zihinsel gerçekliğe dönüşmesi
yani birer kavram ya da hüküm hâline sokulması gerekir.
Gerek dış dünyamızda gerek bedenimizde olup biten
soyut somut tüm gerçekleri beş duyumuz ve sinir sistemi-
miz aracılığı ile algılarız.
W. Bu algılar önce kısa veya uzun vadeli belleğimize kayde-
dilir, sonra erektiği zaman hatırlanarak düşünce sürecin-
de kullanılır.
bibl.
IV. Bu, şu anlama gelir: Bir bilgi veya bir algı, dış dünyanın
bir fotoğrafı değil, zihindeki iz düşümüdür.
V. Bu iz düşümlerin kalıcı olması ve dış dünyayla iletişimde
kullanılması için de kelimeler aracılığı ile bellekte kodlan-
ması gerekir.
amb
IV-V
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bü-
tün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan
acuncü olur?
A)
B) II
C) III
7.
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
f di Ancak, bu bilgi işlem sürecinin ortaya çıkması için algila- yabildiğimiz her şeyin birer zihinsel gerçekliğe dönüşmesi yani birer kavram ya da hüküm hâline sokulması gerekir. Gerek dış dünyamızda gerek bedenimizde olup biten soyut somut tüm gerçekleri beş duyumuz ve sinir sistemi- miz aracılığı ile algılarız. W. Bu algılar önce kısa veya uzun vadeli belleğimize kayde- dilir, sonra erektiği zaman hatırlanarak düşünce sürecin- de kullanılır. bibl. IV. Bu, şu anlama gelir: Bir bilgi veya bir algı, dış dünyanın bir fotoğrafı değil, zihindeki iz düşümüdür. V. Bu iz düşümlerin kalıcı olması ve dış dünyayla iletişimde kullanılması için de kelimeler aracılığı ile bellekte kodlan- ması gerekir. amb IV-V Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bü- tün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan acuncü olur? A) B) II C) III 7. D) IV E) V
36, 37, 38, 39 ve 40. soruları aşağıdaki parçaya
göre cevaplayınız.
Çocukluk ve gençlik dönemi değişimle geçer. Yeni
şeyler öğrenmek her gün gerçekleşir. Sürekli farkl
alanlarda yeni şeyler dener, sevdiklerinize devam
eder, pek hoşunuza gitmeyenleri hızla geride bıra-
kırsınız. Yaşam, çevreniz, beyninizin içi dinamiktir,
hep değişir oysa yetişkin yaşa geldiğinizde bazı
şeylerin daha az dinamik, daha az değişken hafta
durağan olmaya başladığını görürsünüz. Alışkan-
liklannız, düşünceleriniz, karakteriniz, hobileriniz,
dünyaya bakışınız belli bir noktada sabitleşmiştir.
Tipki beyninizdeki nöronlanın çizdiği yolların sabit-
leştiği gibi... Fast Company'de Vivian Giang'in ka-
leme aldığı yazıya göre, yirmili yaşların ortasından
itibaren sinir yollarının sabitleştiğini görürüz. Ancak
kendimizi yeni şeyler öğrenmeye odaklayarak ve
pes etmeden çalışarak alışkanlıklarımızı kırabilir,
eski beyin yollarını değiştirebilir ve yeni sinir yollanı
oluşturabiliriz. 30 yaşına geldiğimizde ise birçoğu-
muz için, karakterimiz oturmuş olur. Alışkanlıkları-
mızı değiştirmek, sert yönlerimizi yumuşatmak veya
kendimizi çok yumuşak bulduğumuz yönleri sert-
leştirmek oldukça güç hâle gelir. Harvard psikolo-
gu William James'in 1890'da yayımlanan Psikoloji
Prensipleri kitabında yazdığı gibi, "Birçoğumuz otuz
yaşına geldiğinde karakteri alçı gibidir, bir daha yu-
muşaması mümkün değildir." James kişiliğin belli bir
yaştan sonra sabitleştiği fikrini geliştiren ilk psikolog
olarak modern psikoloji tarihine geçmiştir. James'in
bu hipotezinin üzerine yüzyıldan fazla zaman geç-
miştir ve bugünün psikologlan çalışmalanında 25
yaşından sonra beynin sabitleşmeye başladığını
ancak değişimin bu yaşlardan sonra da mümkün
olduğunu göstermektedir. Bu değişim için kilit nok-
ta, sürekli yeni yollar ve bağlantılar yaratmak ve var
olan sinirsel yolları kırmak üzerine olmalıdır. Daha
basit bir dille anlatmak gerekirse beyin gençken ve
henüz tamamıyla gelişimini tamamlamamışken es
nek bir yapıya sahiptir, şekillendirmek çok daha ko-
laydır. İşte tam da bu sebepten Yönetim ve Kurum-
sal Çalışmalar alanında Massachusetts Institute of
Technology (MIT) öğretim görevlisi Deborah Anco-
na çocukların çok hızlı öğrenebildiklerinin üzerinde
durur. Çocuklar için sünger gibi beyinleri olduğu, her
duyduklarını, gördüklerini hızla içlerine çektiklerini
söyleriz. Doğar doğmaz oluşturmaya başladığımız
sinirsel yollar yıllar içinde yaşımız ilerledikçe sabit-
leşir, derinleşir ve beynin daha büyük bir kısmına
yayılır. Yirmi beş yaşını geçtiğimizde ise, o kadar
çok sinirsel yol vardır ki beynimizin içinde, onlardan
tamamıyla kurtulmak neredeyse imkansızdır.
14
36. Asagidakilerden hangisi bu parcaya göre ye-
tiskin yasa gelindiğinde legismeyen özellikler
rasında değildir
Aj Karakte
C) Düşüncel
D) Alka
E) Dünyaya baki
37. Bu parça için aşağıdakilerden hangisi söylene-
mez?
A) Alintilama yapılmıştır.
B) Karşılaştırma yapılmıştır.
C) ifade edilen bir düşünce farklı yolla tekrar an-
latılmıştır.
D) Yazar kendi fikrini kabul ettirmeye çalışmiştir.
E) Benzetmeye yer verilmiştir.
38. Bu parçaya göre değişimle ilgili olarak
1. Sürekli olabilir.
II. 30 yaşından sonra görülmez.
III. yavaşlama gösterebilir.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) I ve III
E) Il ve Ill
C) Yalnız il
39. Bu parçadan hareketle beyin ile ilgili olarak aşa-
ğıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) 25 ile 30'lu yaşlarda gelişimini tamamlar.
B) Kişinin aldığı eğitim ve irk özelliklerine göre üs-
tünlük gösterir.
uspo
C) Aynı sinirsel yollarla hareket eden beyin, karak-
teri şekillendirir.
D) Gençlik çağında daha esnek bir yapıya sahiptir.
E) Belli bir yaştan sonra değişimi daha zor olur.
k
tirati
aygun bumser balas y
ögelesiel amaca yg ke
40. Bu parçada altı çizili bölümle çocukların beyin-
lerinin hangi özelliği anlatılmak istenmiştir?
→ladiak
ATRivraklık zeka
C) Değişkenlik
se
E) Çok yönlülük
B) Yavaşlık
D) Sabitlik
TEST BITTL
CEVAPLARINIZI KONTROL EDİNİZ.
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
36, 37, 38, 39 ve 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Çocukluk ve gençlik dönemi değişimle geçer. Yeni şeyler öğrenmek her gün gerçekleşir. Sürekli farkl alanlarda yeni şeyler dener, sevdiklerinize devam eder, pek hoşunuza gitmeyenleri hızla geride bıra- kırsınız. Yaşam, çevreniz, beyninizin içi dinamiktir, hep değişir oysa yetişkin yaşa geldiğinizde bazı şeylerin daha az dinamik, daha az değişken hafta durağan olmaya başladığını görürsünüz. Alışkan- liklannız, düşünceleriniz, karakteriniz, hobileriniz, dünyaya bakışınız belli bir noktada sabitleşmiştir. Tipki beyninizdeki nöronlanın çizdiği yolların sabit- leştiği gibi... Fast Company'de Vivian Giang'in ka- leme aldığı yazıya göre, yirmili yaşların ortasından itibaren sinir yollarının sabitleştiğini görürüz. Ancak kendimizi yeni şeyler öğrenmeye odaklayarak ve pes etmeden çalışarak alışkanlıklarımızı kırabilir, eski beyin yollarını değiştirebilir ve yeni sinir yollanı oluşturabiliriz. 30 yaşına geldiğimizde ise birçoğu- muz için, karakterimiz oturmuş olur. Alışkanlıkları- mızı değiştirmek, sert yönlerimizi yumuşatmak veya kendimizi çok yumuşak bulduğumuz yönleri sert- leştirmek oldukça güç hâle gelir. Harvard psikolo- gu William James'in 1890'da yayımlanan Psikoloji Prensipleri kitabında yazdığı gibi, "Birçoğumuz otuz yaşına geldiğinde karakteri alçı gibidir, bir daha yu- muşaması mümkün değildir." James kişiliğin belli bir yaştan sonra sabitleştiği fikrini geliştiren ilk psikolog olarak modern psikoloji tarihine geçmiştir. James'in bu hipotezinin üzerine yüzyıldan fazla zaman geç- miştir ve bugünün psikologlan çalışmalanında 25 yaşından sonra beynin sabitleşmeye başladığını ancak değişimin bu yaşlardan sonra da mümkün olduğunu göstermektedir. Bu değişim için kilit nok- ta, sürekli yeni yollar ve bağlantılar yaratmak ve var olan sinirsel yolları kırmak üzerine olmalıdır. Daha basit bir dille anlatmak gerekirse beyin gençken ve henüz tamamıyla gelişimini tamamlamamışken es nek bir yapıya sahiptir, şekillendirmek çok daha ko- laydır. İşte tam da bu sebepten Yönetim ve Kurum- sal Çalışmalar alanında Massachusetts Institute of Technology (MIT) öğretim görevlisi Deborah Anco- na çocukların çok hızlı öğrenebildiklerinin üzerinde durur. Çocuklar için sünger gibi beyinleri olduğu, her duyduklarını, gördüklerini hızla içlerine çektiklerini söyleriz. Doğar doğmaz oluşturmaya başladığımız sinirsel yollar yıllar içinde yaşımız ilerledikçe sabit- leşir, derinleşir ve beynin daha büyük bir kısmına yayılır. Yirmi beş yaşını geçtiğimizde ise, o kadar çok sinirsel yol vardır ki beynimizin içinde, onlardan tamamıyla kurtulmak neredeyse imkansızdır. 14 36. Asagidakilerden hangisi bu parcaya göre ye- tiskin yasa gelindiğinde legismeyen özellikler rasında değildir Aj Karakte C) Düşüncel D) Alka E) Dünyaya baki 37. Bu parça için aşağıdakilerden hangisi söylene- mez? A) Alintilama yapılmıştır. B) Karşılaştırma yapılmıştır. C) ifade edilen bir düşünce farklı yolla tekrar an- latılmıştır. D) Yazar kendi fikrini kabul ettirmeye çalışmiştir. E) Benzetmeye yer verilmiştir. 38. Bu parçaya göre değişimle ilgili olarak 1. Sürekli olabilir. II. 30 yaşından sonra görülmez. III. yavaşlama gösterebilir. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve III E) Il ve Ill C) Yalnız il 39. Bu parçadan hareketle beyin ile ilgili olarak aşa- ğıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) 25 ile 30'lu yaşlarda gelişimini tamamlar. B) Kişinin aldığı eğitim ve irk özelliklerine göre üs- tünlük gösterir. uspo C) Aynı sinirsel yollarla hareket eden beyin, karak- teri şekillendirir. D) Gençlik çağında daha esnek bir yapıya sahiptir. E) Belli bir yaştan sonra değişimi daha zor olur. k tirati aygun bumser balas y ögelesiel amaca yg ke 40. Bu parçada altı çizili bölümle çocukların beyin- lerinin hangi özelliği anlatılmak istenmiştir? →ladiak ATRivraklık zeka C) Değişkenlik se E) Çok yönlülük B) Yavaşlık D) Sabitlik TEST BITTL CEVAPLARINIZI KONTROL EDİNİZ.
39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Divan şiirinin garip bir kaderi vardır. Bu şiir, eskiden beri en az oku-
nan ama en çok eleştirilen türdür. 80'li yıllardaki önemli değişime,
divan edebiyatına yakınlaşma çabalarına rağmen günümüzde de
divan şiirine mesafeli yaklaşım devam etmektedir. Şiir okuyucuları,
olumsuz tanıtım nedeniyle divan şiirine özellikle uzak durmayı tercih
etmektedir. Oysa bu şiir okuyucularının divan şiiriyle tanışınca ula-
şacağı edebî zevk düzeyiyle önlerine yeni bir ufuk açılacaktır. Divan
şiirini tanıyınca yıllardır kendilerine nelerin şiir diye yutturulduğunun,
halk şiirinin divan şiirinden nasıl etkilendiğinin, çağdaş ustaların
divan şiirinin suyunu içerek ustalıklarına nasıl ulaştıklarının farkına
varacaklardır.
39. Bu parçada divan şiiri ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine
değinilmemiştir?
Günümüz şairlerinin divan şiirine yakınlaşma çabalarıyla varlı-
ğını devam ettirebildiğine
B Aslına varabilen okuyucuların şiirde iyi kötü ayrımı yapabilecek,
birtakım edebî gerçekleri görebilecek düzeye ulaşabileceğine
C) Tercih edilmemesine rağmen fazla eleştirilmesinin tuhaf oldu-
guna
Beslediği şair ve dönem bulunmasına rağmen hak ettiği farkın-
dalığı insanlara kazandıramadığına
Ön yargılı yaklaşımlarla tanınmadan, eleştirilip kıymetinin anla-
şılamadığına mallux
and Xival horingas nabrüo artellogol abreny Ally IX c
stagios viola
upod
40. Bu parçada geçen "divan şiirinin suyunu içerek ustalasmak" ile
anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
THE QUA
A) Divan şiirinin yeniden hayat bulmasını sağlayarak yazın dünya-
Sinda değer kazanmak
B) Divan şirini yorumlamada işinin ehli olmak
Divan şiiri geleneğinden faydalanıp yetkinleşmek
D Divan şiirini gelecek nesillere taşımada maharet kazanmak
Divan şiirinin su gibi vazgeçilmez bir nesne olduğuna inanmak
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Divan şiirinin garip bir kaderi vardır. Bu şiir, eskiden beri en az oku- nan ama en çok eleştirilen türdür. 80'li yıllardaki önemli değişime, divan edebiyatına yakınlaşma çabalarına rağmen günümüzde de divan şiirine mesafeli yaklaşım devam etmektedir. Şiir okuyucuları, olumsuz tanıtım nedeniyle divan şiirine özellikle uzak durmayı tercih etmektedir. Oysa bu şiir okuyucularının divan şiiriyle tanışınca ula- şacağı edebî zevk düzeyiyle önlerine yeni bir ufuk açılacaktır. Divan şiirini tanıyınca yıllardır kendilerine nelerin şiir diye yutturulduğunun, halk şiirinin divan şiirinden nasıl etkilendiğinin, çağdaş ustaların divan şiirinin suyunu içerek ustalıklarına nasıl ulaştıklarının farkına varacaklardır. 39. Bu parçada divan şiiri ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? Günümüz şairlerinin divan şiirine yakınlaşma çabalarıyla varlı- ğını devam ettirebildiğine B Aslına varabilen okuyucuların şiirde iyi kötü ayrımı yapabilecek, birtakım edebî gerçekleri görebilecek düzeye ulaşabileceğine C) Tercih edilmemesine rağmen fazla eleştirilmesinin tuhaf oldu- guna Beslediği şair ve dönem bulunmasına rağmen hak ettiği farkın- dalığı insanlara kazandıramadığına Ön yargılı yaklaşımlarla tanınmadan, eleştirilip kıymetinin anla- şılamadığına mallux and Xival horingas nabrüo artellogol abreny Ally IX c stagios viola upod 40. Bu parçada geçen "divan şiirinin suyunu içerek ustalasmak" ile anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? THE QUA A) Divan şiirinin yeniden hayat bulmasını sağlayarak yazın dünya- Sinda değer kazanmak B) Divan şirini yorumlamada işinin ehli olmak Divan şiiri geleneğinden faydalanıp yetkinleşmek D Divan şiirini gelecek nesillere taşımada maharet kazanmak Divan şiirinin su gibi vazgeçilmez bir nesne olduğuna inanmak
Niyet, kişinin eyleme geçmeden önce zihninde
tasarladığı isteklerini karşılar. Bir yazar da niyeti
doğrultusunda eserini oluşturur. Başlangıçta yazarın
soyut hâldeki duygu, düşünce ve hayali eserle
somutlaşır. Edebî eserlerde yazar; diğer anlatı
türlerinde olduğu gibi, niyeti doğrultusunda kişileri,
mekânı, zamanı, olay örgüsünü kurgular; yaptığı
seçimlerden sonra anlatısını meydana getirir. Aynı
zamanda, gerçeklikten pay alan yapıtına kendinden bir
ruh üfler. Niyet, kurguda açık ya da gizli şekilde kendini
belli eder. Okuyucu; yazarın niyetini anlamak için kişi,
mekân, zaman ve objelerin niyetle olan uyumuna
başvurur; parçaları birleştirir ve bütüne ulaşır. Üstelik o,
anlatıdan kimi zaman ideolojik kimi zaman estetik
yönlerden, kimi zaman da yol gösterici olması yönüyle
etkilenir. Bu durum; okurun metni okurken belli bir bilgi
birikimine sahip olmasına, ipuçlarını dikkatle bir araya
getirmesine ve değerlerine göre değişir. Yazarın niyeti
kimi zaman sadece okur tarafından anlaşılmaya çalışılır
kimi zaman da yazar, eserini yayımladıktan sonra
niyetinin ne olduğunu okura anlatmaya çalışır.
37. Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine
ulaşılamaz?
A) Okur, bir yönüyle yazarın niyet okuyucusudur.
B) Yazarın gerçek amacının peşinde olan okurun belli
nitelikler taşıması gerekir.
C) Yazar için şimdiki zamandan, mekândan ve
kişilerden uzaklaşmanın yolu, kurgu dünyasıdır.
D) Esası anlatıya dayanan bütün eserlerin temelinde
bir kurgu yatmaktadır.
E) Edebî yapıtlar, yazarının görüşlerinin ete kemiğe
bürünmüş hâlleridir.
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
Niyet, kişinin eyleme geçmeden önce zihninde tasarladığı isteklerini karşılar. Bir yazar da niyeti doğrultusunda eserini oluşturur. Başlangıçta yazarın soyut hâldeki duygu, düşünce ve hayali eserle somutlaşır. Edebî eserlerde yazar; diğer anlatı türlerinde olduğu gibi, niyeti doğrultusunda kişileri, mekânı, zamanı, olay örgüsünü kurgular; yaptığı seçimlerden sonra anlatısını meydana getirir. Aynı zamanda, gerçeklikten pay alan yapıtına kendinden bir ruh üfler. Niyet, kurguda açık ya da gizli şekilde kendini belli eder. Okuyucu; yazarın niyetini anlamak için kişi, mekân, zaman ve objelerin niyetle olan uyumuna başvurur; parçaları birleştirir ve bütüne ulaşır. Üstelik o, anlatıdan kimi zaman ideolojik kimi zaman estetik yönlerden, kimi zaman da yol gösterici olması yönüyle etkilenir. Bu durum; okurun metni okurken belli bir bilgi birikimine sahip olmasına, ipuçlarını dikkatle bir araya getirmesine ve değerlerine göre değişir. Yazarın niyeti kimi zaman sadece okur tarafından anlaşılmaya çalışılır kimi zaman da yazar, eserini yayımladıktan sonra niyetinin ne olduğunu okura anlatmaya çalışır. 37. Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılamaz? A) Okur, bir yönüyle yazarın niyet okuyucusudur. B) Yazarın gerçek amacının peşinde olan okurun belli nitelikler taşıması gerekir. C) Yazar için şimdiki zamandan, mekândan ve kişilerden uzaklaşmanın yolu, kurgu dünyasıdır. D) Esası anlatıya dayanan bütün eserlerin temelinde bir kurgu yatmaktadır. E) Edebî yapıtlar, yazarının görüşlerinin ete kemiğe bürünmüş hâlleridir.
11. Kimsesizim
I
hismum da yok hasmim da
4T
Görünmezim
cismim de yok, resmim de
joylisip isiqon VIII
Dil üzmezim, tek hece var ismimde
IV
Barınağım gönül denen yer benim
99p
V
Bu dörtlükte numaralanmış sözcüklerden hangisi
iyelik eki almamıştır?
AH
B) II
C) III
D) IV
EV
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
11. Kimsesizim I hismum da yok hasmim da 4T Görünmezim cismim de yok, resmim de joylisip isiqon VIII Dil üzmezim, tek hece var ismimde IV Barınağım gönül denen yer benim 99p V Bu dörtlükte numaralanmış sözcüklerden hangisi iyelik eki almamıştır? AH B) II C) III D) IV EV
33. Marion de Lorme, Victor Hugo'nun ünlü bir k
hayatından esinlenerek kaleme aldığı beş perdelik bir oyun.
Hugo, geçmişi bir türlü peşini bırakmayan kadının macera-
sını anlatırken 13. Louis'in yönetim biçimine ve devrin siyasi
arka planına dair sert sözler söylemekten de geri durmuyor.
Adaletsizliğin ele alındığı oyun, bi solukta okuyan cinsten.
Piyes olmasının da bunda payı var elbette. Baştan sona di-
yaloglardan ve kısa anlatım ve tasvirlerden oluşuyor. Konu-
su türüne ağır gelen bir eser bu. O yüzden düşünerek, so-
luk alarak ilerlemek gerekiyor. Eserde anlaşılmayacak bir
yön yok ama Victor Hugo'nun ince esprileri belki anlatılan
olaydan daha önemli. Onları gözden kaçırmamak için ge-
rekiyor. Eserin büyüklüğü, bu tür espri ve ayrıntılarda gizli
çünkü. Piyes sahnelendiğinde, o ayrıntıları yansıtmak oyun-
culara düşüyor. Oyuncular onu bir şekilde izleyicinin önüne
getiriyor. Fakat okurken bunları fark etmek okuyucunun dik-
katine bağlı.
Bu parçada, sözü edilen yapıtla ilgili olarak
I. Gerçek yaşamdan alınan bir olay üzerine kurgulandığına
+₁
II. Olayın geçtiği dönemin yönetimine ilişkin
ştiriler içer-
diğine
III Kolay okunur bir vapit olmasında yazıldığı türün de etki-
sinin olduğuna
IV. Metin olarak okumak yerine oyun olarak izlemenin da-
ha yarark olduğunla
V. Anlatımda ayrıntıya inilmesinin olaylar arasında bağ kur-
mayı güçleştirdiğine
yargılarından hangilerine değinilmemiştir?
Abe 11
D ve V
8) ve IV
ve V
C) II ve IV
KÖŞEBİLGİ Yayınları
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
33. Marion de Lorme, Victor Hugo'nun ünlü bir k hayatından esinlenerek kaleme aldığı beş perdelik bir oyun. Hugo, geçmişi bir türlü peşini bırakmayan kadının macera- sını anlatırken 13. Louis'in yönetim biçimine ve devrin siyasi arka planına dair sert sözler söylemekten de geri durmuyor. Adaletsizliğin ele alındığı oyun, bi solukta okuyan cinsten. Piyes olmasının da bunda payı var elbette. Baştan sona di- yaloglardan ve kısa anlatım ve tasvirlerden oluşuyor. Konu- su türüne ağır gelen bir eser bu. O yüzden düşünerek, so- luk alarak ilerlemek gerekiyor. Eserde anlaşılmayacak bir yön yok ama Victor Hugo'nun ince esprileri belki anlatılan olaydan daha önemli. Onları gözden kaçırmamak için ge- rekiyor. Eserin büyüklüğü, bu tür espri ve ayrıntılarda gizli çünkü. Piyes sahnelendiğinde, o ayrıntıları yansıtmak oyun- culara düşüyor. Oyuncular onu bir şekilde izleyicinin önüne getiriyor. Fakat okurken bunları fark etmek okuyucunun dik- katine bağlı. Bu parçada, sözü edilen yapıtla ilgili olarak I. Gerçek yaşamdan alınan bir olay üzerine kurgulandığına +₁ II. Olayın geçtiği dönemin yönetimine ilişkin ştiriler içer- diğine III Kolay okunur bir vapit olmasında yazıldığı türün de etki- sinin olduğuna IV. Metin olarak okumak yerine oyun olarak izlemenin da- ha yarark olduğunla V. Anlatımda ayrıntıya inilmesinin olaylar arasında bağ kur- mayı güçleştirdiğine yargılarından hangilerine değinilmemiştir? Abe 11 D ve V 8) ve IV ve V C) II ve IV KÖŞEBİLGİ Yayınları
19. Benim anlayışıma göre, roman dediğin ne yolla olursa olsun kandırma-
malı ve sürükleyip götürmelidir okuyanı. Eleştirmenlerce övüle övüle
göklere de çıkarılsa bir roman sıkıcıysa, insanı alıp götürmüyorsa,
anlaşılır değilse, kişiler gerçek yaşamdaki gibi davranmıyorsa eline
alma onu. Ben kendimi zorlayarak ödevmiş gibi okuyamam romanı.
Bu parçada sözü edilen roman anlayışıyla ilgili olarak aşağıda-
kilerden hangisine değinilmemiştir?
A Evrensellik
C)
İnandırıcılık
Doğallık
BY Açıklık
LD Sürükleyicilik
Merck
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
19. Benim anlayışıma göre, roman dediğin ne yolla olursa olsun kandırma- malı ve sürükleyip götürmelidir okuyanı. Eleştirmenlerce övüle övüle göklere de çıkarılsa bir roman sıkıcıysa, insanı alıp götürmüyorsa, anlaşılır değilse, kişiler gerçek yaşamdaki gibi davranmıyorsa eline alma onu. Ben kendimi zorlayarak ödevmiş gibi okuyamam romanı. Bu parçada sözü edilen roman anlayışıyla ilgili olarak aşağıda- kilerden hangisine değinilmemiştir? A Evrensellik C) İnandırıcılık Doğallık BY Açıklık LD Sürükleyicilik Merck
clar, ekono-
kate alındı-
el gerileme
Ella Cohn-
n hareket-
yaşlılığa
aşladılar.
üzerinde
u göste-
Cyüdük-
nde bü-
sonraki
in daha
bütün
aştan
TÜRKÇE
E) V
şan-
ylar,
er."
orsa
sin-
iki-
ar-
en
5f-
11-
3.
7. Gazeteci:
DEGERLENDIRME
SINAVI
(1)
Şair:
-Şiir, büyük bir entrikadır; kurtardığı şeyler azınlıktadır.
Şiir, gerçek ve hayalin arasında duran sir perdesine şa-
irin koyduğu işarettir. Şiirin "bütününde" kurtarıcılığın-
dan söz edemesek de insani duyularımızı tahrip eden,
fikrimizi zehirleyen kötücüllüğe es verebilmesine aşina-
yız. Zaten şairlerin, şiirlerinde beslediği ütopyada "kur-
tarmak" kavramına yer kalmamıştır. Bence artık bu so-
ruyu tersten ele almalıyız: Gerçekte şiir kurtarılabilir mi?
Gazeteci:
(11)
Şair:
- Insan; tamamlanamayan, ölümle noktalanana kadar
çelişki mengenesi arasında ezilen, bükülen, kılıf değişti-
rendir. Doğal olarak kabına sığdığı her yerde, her şeyde
eğreti durur. Bu eğreti durum da insanda türlü türlü dert-
lerin açığa çıkmasına neden olur. Insanın buğulu atlası
"ben"in özü olduğu sürece, onu kendine dert edinme-
mek elde değil. Şairin görevi olması dışında, şiir çıtasını
yükseğe çıkarmaya hevesli kişinin, türüne karşı dışa vu-
rumudur. Bu durumda insanın buğulu atlasını kendine
dert edinmeyen şair yoktur kanımca.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangisi sırasıyla getirilmelidir?
1. Şiirin, insanlığı kurtarıcı bir rol üstlenmesi gerekti-
ğini düşünüyor musunuz?
II. Şairlerin sürekli bir derde odaklanması doğru mu-
dur?
BI. Şiirinizde geçen bir dizeyi ödünç alıp soracak olur-
sam "Şiir her şeyi ve herkesi kurtarır mı?"
II. Her şair, insanın buğulu atlasını kendine dert edin-
meli mi?
1. Sizce şiirin açığa vurduğu bir sır var mıdır?
II. Şiir niçin insanın buğulu dünyasına odaklanmalı?
D) I. Şiire kurtarıcı bir görev yüklemenin doğruluğuna
inananlardan misiniz?
II. Bir şair olarak insanın buğulu atlasıyla neyi kaste-
diyorsunuz?
EX 1. Şiirlerinizde sığındığınız ütopik bir dünya var mıdır?
II. Şiir hangi durumlarda eğreti durur?
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
clar, ekono- kate alındı- el gerileme Ella Cohn- n hareket- yaşlılığa aşladılar. üzerinde u göste- Cyüdük- nde bü- sonraki in daha bütün aştan TÜRKÇE E) V şan- ylar, er." orsa sin- iki- ar- en 5f- 11- 3. 7. Gazeteci: DEGERLENDIRME SINAVI (1) Şair: -Şiir, büyük bir entrikadır; kurtardığı şeyler azınlıktadır. Şiir, gerçek ve hayalin arasında duran sir perdesine şa- irin koyduğu işarettir. Şiirin "bütününde" kurtarıcılığın- dan söz edemesek de insani duyularımızı tahrip eden, fikrimizi zehirleyen kötücüllüğe es verebilmesine aşina- yız. Zaten şairlerin, şiirlerinde beslediği ütopyada "kur- tarmak" kavramına yer kalmamıştır. Bence artık bu so- ruyu tersten ele almalıyız: Gerçekte şiir kurtarılabilir mi? Gazeteci: (11) Şair: - Insan; tamamlanamayan, ölümle noktalanana kadar çelişki mengenesi arasında ezilen, bükülen, kılıf değişti- rendir. Doğal olarak kabına sığdığı her yerde, her şeyde eğreti durur. Bu eğreti durum da insanda türlü türlü dert- lerin açığa çıkmasına neden olur. Insanın buğulu atlası "ben"in özü olduğu sürece, onu kendine dert edinme- mek elde değil. Şairin görevi olması dışında, şiir çıtasını yükseğe çıkarmaya hevesli kişinin, türüne karşı dışa vu- rumudur. Bu durumda insanın buğulu atlasını kendine dert edinmeyen şair yoktur kanımca. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? 1. Şiirin, insanlığı kurtarıcı bir rol üstlenmesi gerekti- ğini düşünüyor musunuz? II. Şairlerin sürekli bir derde odaklanması doğru mu- dur? BI. Şiirinizde geçen bir dizeyi ödünç alıp soracak olur- sam "Şiir her şeyi ve herkesi kurtarır mı?" II. Her şair, insanın buğulu atlasını kendine dert edin- meli mi? 1. Sizce şiirin açığa vurduğu bir sır var mıdır? II. Şiir niçin insanın buğulu dünyasına odaklanmalı? D) I. Şiire kurtarıcı bir görev yüklemenin doğruluğuna inananlardan misiniz? II. Bir şair olarak insanın buğulu atlasıyla neyi kaste- diyorsunuz? EX 1. Şiirlerinizde sığındığınız ütopik bir dünya var mıdır? II. Şiir hangi durumlarda eğreti durur?
Hir?
ev
6.
Böyle bir duygunun salt o olaya ilişkin olarak yaşan-
ması, insan doğasının gereğidir. Ancak bu gibi olaylar,
"Zaten hayatım boyunca insanlar beni hep engellediler."
ya da "İnsanlar zaten bencildir." biçiminde yaşanıyorsa
o zaman durum farklıdır ve bu tür genellemelerin gerisin-
de, kişinin geçmişinden getiregeldiği kızgınlıkların biriki-
mi bulunur. Bazı insanlar araba sürerken kırmızı ışıkla kar-
şılaştıklarında ya da fazla kalabalık bir caddede yürürken
kızarlar. Bu gibi duygular, zaten öfkeli olan bir insanın öf-
kesine gerekçe araması sonucu yaşanır.
Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağı-
dakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Haksızlık karşısında susmak, haksızlığa maruz kal-
maya davetiye çıkarmaktır
B) Haksızlık yapan insanların geçmişte hep haksızlığa
uğradıkları görülmüştür
C) Haklı eya haksız olmak subjektif bir durumdur ve
kişilerin o anki durumuna göre değişkenlik gösterir
DÖnem verdiğimiz bir insan, beklentilerimiz doğrultu-
sunda davranmadığında yaşanan duygu, kızgınlıktır
Haksızlığa uğrayan kişinin ilk yapması gereken şey-
lerin başında yasal yollara başvurması gelir
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
Hir? ev 6. Böyle bir duygunun salt o olaya ilişkin olarak yaşan- ması, insan doğasının gereğidir. Ancak bu gibi olaylar, "Zaten hayatım boyunca insanlar beni hep engellediler." ya da "İnsanlar zaten bencildir." biçiminde yaşanıyorsa o zaman durum farklıdır ve bu tür genellemelerin gerisin- de, kişinin geçmişinden getiregeldiği kızgınlıkların biriki- mi bulunur. Bazı insanlar araba sürerken kırmızı ışıkla kar- şılaştıklarında ya da fazla kalabalık bir caddede yürürken kızarlar. Bu gibi duygular, zaten öfkeli olan bir insanın öf- kesine gerekçe araması sonucu yaşanır. Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre aşağı- dakilerden hangisi getirilmelidir? A) Haksızlık karşısında susmak, haksızlığa maruz kal- maya davetiye çıkarmaktır B) Haksızlık yapan insanların geçmişte hep haksızlığa uğradıkları görülmüştür C) Haklı eya haksız olmak subjektif bir durumdur ve kişilerin o anki durumuna göre değişkenlik gösterir DÖnem verdiğimiz bir insan, beklentilerimiz doğrultu- sunda davranmadığında yaşanan duygu, kızgınlıktır Haksızlığa uğrayan kişinin ilk yapması gereken şey- lerin başında yasal yollara başvurması gelir
8. (1) Ataç'ın önemi, sözünü sakınmayışından kaynak-
lanır. (II) Aman şu küser, bu alınır yaklaşımından
çok uzaktır. (III) Onun yargıları, değerlendirmeleri
tartışılsa da kimi zaman kendisiyle çelişse de söyle-
diklerinin "eş dost" kayırması olmadığı çok açık. (IV)
Nitekim Necip Fazılla küs olduğu zamanlarda bile
onun şiirinin hakkını inkar etmemiştir. (V) İdeolojik
olarak Fikret'e yakın olsa da onu şair saymamıştır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi-
sinde yazar Ataç'la ilgili olarak "hem olumlu hem
olumsuz bir eleştiride" bulunmuştur?
AJT
B) |
C) III
D) IV
E) V
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
8. (1) Ataç'ın önemi, sözünü sakınmayışından kaynak- lanır. (II) Aman şu küser, bu alınır yaklaşımından çok uzaktır. (III) Onun yargıları, değerlendirmeleri tartışılsa da kimi zaman kendisiyle çelişse de söyle- diklerinin "eş dost" kayırması olmadığı çok açık. (IV) Nitekim Necip Fazılla küs olduğu zamanlarda bile onun şiirinin hakkını inkar etmemiştir. (V) İdeolojik olarak Fikret'e yakın olsa da onu şair saymamıştır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangi- sinde yazar Ataç'la ilgili olarak "hem olumlu hem olumsuz bir eleştiride" bulunmuştur? AJT B) | C) III D) IV E) V
TYT / Türkçe
33. Gazeteci: Uyumadan önce sizin kitaplarınızı okuduğunu
söyleyen eleştirmen arkadaşlarınıza neden eleştirmenliği
bırakmasını söylediniz?
Romanci: Uykusunun biraz ağır olduğunu düşündüm.
Gazeteci: Bir okuyucunuz da aynı şeyi söyleseydi, yanıtı-
niz yine benzer bir şekilde mi olurdu?
Şair: Hayır, okuyucularım hayata daha farklı bakarlar. Çün-
kü bilirler ki benim hayatımın püf noktası aslında okumak,
yazmaktan hemen önce gelen. Geceleri yatarken uyumak
için değil tabii ki! Uyanmak için okumak!
Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki şairin
sanat anlayışıyla örtüştüğü söylenebilir?
A) Sanatın insanı güçlendiren, onun düşüncelerini ve duy-
gularını harekete geçiren bir unsur olması gerektiğini
düşünenlere bugüne kadar hep karşı durdum.
35-36
34. osyal ağlar, aynı zamanda ağa katılanlar için bir sosyal güç
kaynağıdır. Bir ağda ne kadar çok üye varsa o kadar kişinin
sosyal güç performansı sergilenmektedir. Bu duruma kısa-
ca sosyal sermaye adı verilmektedir. Sosyal sermaye, kişi-
nin internet ortamında ve sosyal ağlardaki etkilonimi
Zama
tiren
zular
beya
ötesi
da fa
birle
tin a
zam
son
B) Insanların kendi düşüncelerini aktardığı, içinden geldiği
gibi hareket ettiği ve kimseden çekinmeden dilediğince
okuyabildiği dünyaya ulaşmamız gerekiyor romanlarda.
C Bir sanat eseri insanı biraz kaşımalı, biraz rahatsız et-
meli, tahriş etmeli, yaralarına basmalı yani öyle ki bi-
linçlendirmeli ve sarsıp kendine getirmeli onu.
DY Bir sanat eserinin keskin bir yaklaşımla yazılması ge-
rektiğine inanırım, hepimizi hayal dünyasına götürmeli
kelimelerin büyülü dünyası ve bizi büyülemeli.
E)/Hayatımın hemen hemen hiçbir döneminde bir eseri,
toplumsal ya da bireysel diye ayırmadım, edebiyat bi-
kr
raz da insanın içinden gelenleri kâğıda dökmesidir.
35
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
TYT / Türkçe 33. Gazeteci: Uyumadan önce sizin kitaplarınızı okuduğunu söyleyen eleştirmen arkadaşlarınıza neden eleştirmenliği bırakmasını söylediniz? Romanci: Uykusunun biraz ağır olduğunu düşündüm. Gazeteci: Bir okuyucunuz da aynı şeyi söyleseydi, yanıtı- niz yine benzer bir şekilde mi olurdu? Şair: Hayır, okuyucularım hayata daha farklı bakarlar. Çün- kü bilirler ki benim hayatımın püf noktası aslında okumak, yazmaktan hemen önce gelen. Geceleri yatarken uyumak için değil tabii ki! Uyanmak için okumak! Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki şairin sanat anlayışıyla örtüştüğü söylenebilir? A) Sanatın insanı güçlendiren, onun düşüncelerini ve duy- gularını harekete geçiren bir unsur olması gerektiğini düşünenlere bugüne kadar hep karşı durdum. 35-36 34. osyal ağlar, aynı zamanda ağa katılanlar için bir sosyal güç kaynağıdır. Bir ağda ne kadar çok üye varsa o kadar kişinin sosyal güç performansı sergilenmektedir. Bu duruma kısa- ca sosyal sermaye adı verilmektedir. Sosyal sermaye, kişi- nin internet ortamında ve sosyal ağlardaki etkilonimi Zama tiren zular beya ötesi da fa birle tin a zam son B) Insanların kendi düşüncelerini aktardığı, içinden geldiği gibi hareket ettiği ve kimseden çekinmeden dilediğince okuyabildiği dünyaya ulaşmamız gerekiyor romanlarda. C Bir sanat eseri insanı biraz kaşımalı, biraz rahatsız et- meli, tahriş etmeli, yaralarına basmalı yani öyle ki bi- linçlendirmeli ve sarsıp kendine getirmeli onu. DY Bir sanat eserinin keskin bir yaklaşımla yazılması ge- rektiğine inanırım, hepimizi hayal dünyasına götürmeli kelimelerin büyülü dünyası ve bizi büyülemeli. E)/Hayatımın hemen hemen hiçbir döneminde bir eseri, toplumsal ya da bireysel diye ayırmadım, edebiyat bi- kr raz da insanın içinden gelenleri kâğıda dökmesidir. 35
ILARI
9. Güney Amerika'da görülen domuz büyüklüğünde
bir böcek örneği, pençeleri ile beyaz karınca te-
peciklerini yıkar ve 450 milimetreye kadar uzun
dili ile bu hayvanları yakalar. Kendi kazdığı yeraltı
oyuklarında gizlenebilir, bu oyuklar insanın rahat-
ça sığabileceği kadar büyüktür ve tehlikeli çukur-
lardır.
Güney Amerika'nın dişsiz böcek örneklerinden
ağaçlara tırmanan bir tür, yumuşak yaprak ve çi-
çeklerle beslenir. Karıncayiyenler ve toprağı ka-
zarak çeşitli böcekleri yiyen değişik türleri, zaman
zaman ölü hayvanları da bulup beslenir.
Bu iki parça ile ilgili olarak aşağıdakilerden han-
gisi söylenebilir?
A) Aynı konudaki farklı örnekleri değerlendirip el al-
maktadır.
B) Farklı görüşlerin birbirini destekleyebileceğini
göstermektedir.
C) Farklı anlatım biçimleri kullanarak konuyu benzer
sebeplerle dile getirmektedir.
D) İki aynı konuya ilişkin farklı bir görüş olduğunu
vurgulamaktadır.
E) Aynı düşünceyi ispatlamaya yönelik farklı tanım-
lamalar sunmaktadır.
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
ILARI 9. Güney Amerika'da görülen domuz büyüklüğünde bir böcek örneği, pençeleri ile beyaz karınca te- peciklerini yıkar ve 450 milimetreye kadar uzun dili ile bu hayvanları yakalar. Kendi kazdığı yeraltı oyuklarında gizlenebilir, bu oyuklar insanın rahat- ça sığabileceği kadar büyüktür ve tehlikeli çukur- lardır. Güney Amerika'nın dişsiz böcek örneklerinden ağaçlara tırmanan bir tür, yumuşak yaprak ve çi- çeklerle beslenir. Karıncayiyenler ve toprağı ka- zarak çeşitli böcekleri yiyen değişik türleri, zaman zaman ölü hayvanları da bulup beslenir. Bu iki parça ile ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisi söylenebilir? A) Aynı konudaki farklı örnekleri değerlendirip el al- maktadır. B) Farklı görüşlerin birbirini destekleyebileceğini göstermektedir. C) Farklı anlatım biçimleri kullanarak konuyu benzer sebeplerle dile getirmektedir. D) İki aynı konuya ilişkin farklı bir görüş olduğunu vurgulamaktadır. E) Aynı düşünceyi ispatlamaya yönelik farklı tanım- lamalar sunmaktadır.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde farklı bir zamir
kullanılmıştır?
A) Kimlleri, dünyadaki tek amacının eğlenmek ol-
duğunu zannediyor.
B) Zaman! boş yere harcarken niçin kimse hesap
yapmıyor?
C) Kendini sürekli sorgulayan bir insandır babam.
D) Bu meseley! annesine anlattığım için bazılarına
göre yanlış yapmışım.
E) insanların birçoğu, zamanın en lyl llaç olduğu-
na inanır.
Lise Türkçe
Cümlede Anlam İlişkileri
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde farklı bir zamir kullanılmıştır? A) Kimlleri, dünyadaki tek amacının eğlenmek ol- duğunu zannediyor. B) Zaman! boş yere harcarken niçin kimse hesap yapmıyor? C) Kendini sürekli sorgulayan bir insandır babam. D) Bu meseley! annesine anlattığım için bazılarına göre yanlış yapmışım. E) insanların birçoğu, zamanın en lyl llaç olduğu- na inanır.