Cümlede Anlam İlişkileri Soruları

15:41 LTE ORKÇE DENEMELERİ 15. Aşağıdakilerden hangisi yüklemi ortak sıralı cümledir? A) Yıllar geçtikçe yazdıklarım değişiyor, daha kapalı hâle geliyordu. B) Herkesten sakladığımız şeyleri, tuhaf fikirlerimizi yazarız günlüklere. C) Babasını birkaç kere, annesini daha fazla görmüştü ağlarken. D) Gösterişten nefret ederdi, yapay tevazudan da hoşlanmazdı. E) Bize tanınan sınırlı bir özgürlük alanı vardı, hapiste gibiydik.

2. Edebiyat konuşulduğunda "yazar, eser ve okur" bugün de başat konular olarak karşımıza çıkı- yor. Onların "varlığı birer dert, yokluğu yara"- dır. Daha önce bu konuyla ilgili çokça yazılmış, söylenmiş. Bunlara yenisini eklemenin bir âlemi yok. Bu parçada geçen altı çizili sözü anlamca karşılayabilecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) Yazarı iyi tanımak için yarı otobiyografik ro- manı sayılan Bir Maskenin İtirafları üzerinde yoğunlaşmak gerekiyor. B) Bazen bilinç akışı tekniğiyle bazen de ironi barındıran sahnelerle Doğu-Batı felsefesini aktarmaya çalışıyor. (C) Tüm roman boyunca boşluğun, saflığın ve yazarın özel bir bağ kurduğu eşyaların bas- kın ögeler olduğunu söyleyebiliriz. b) Japonya'nın ücra bir adasında, dört yanı de- nizle çevrili bir taşra melodramını beğene- ceğimi tahmin etmiyordum. E) Dalgaların sesinde pastoral betimlemeler, duru bir dil ve saçaklanmayan basit bir ça- tışma ağı dikkat çekiyor. 4. E G Ş ä E la

5. I. Dünyada tasasız baş, bostan korkuluğunda bulunur. II. Düştüğün yerden bir avuç toprakla kalk. III. Düşüne düşüne görmeli işi, sonra pişman olmamalı kişi. IV. Her delinin başına bayrak dikilse bedestende bez kalmaz. V. İyi evlat babayı vezir, kötü evlat rezil eder. Numaralanmış atasözleri ile ilgili aşağıdakilerin hangi- sinde verilen bilgi yanlıştır? A) 1.de "tasasız baş" sözü sifat tamlamasıdır. B) II.de iki sifat tamlaması vardır. Ill.de sifat tamlaması yoktur. DIV.de sifat tamlaması, isim tamlamasının tamlayanı du- rumundadır. EV.de bir sifat tamlaması vardır.

2. O dünyadan bir kare çektim ve sonrasında da suyun izinde yürümeye karar verdim. 1 II. Damlaların kocaman dünyasında o kadar güzel öyküler ruhumu okşadı ki bu bir tutkuya dönüştü. 4 III. Durdum, gözledim ve muhteşem bir dünyanın varlığını keşfettim. 3v. Çitlerin arasında örümceğin kurduğu ağda müthiş bir yansıma gözüme ilişti. V. Karadeniz yaylalarından birine fotoğraf çekmeye gitmiştim. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü cümle olur? B) II AL ZE YAYINLARI C) II DNV E) V

C) bir etkendir. D) Yaşamın bire bir kopya edilmesi sanatçıyı olumsuz etkiler. E) Sanatı özgün ve özel kılan şey popüler olmaktan uzak durmaktır. 8. Diş perisi, Batı kültüründen gelen bir figürdür. Bu gelenek, 1200'lerde Kuzey Avrupa'da dişi düşen çocuğa verilen harçlığa dayanıyormuş. İnanışa göre, çocuk düşen dişini baş ucuna veya yastık altına koyarsa sabah yastığının altında perinin bıraktığı parayı buluyor. Bazı uyanık çağdaş aileler, paranın yanına perinin ağzından diş bakımının faydalarına dair notlar da bırakıyor. Akdeniz havzasında peri, fare olmuş; İtalya'da "topolino", Fransa'da "la petite souris", İspanya'da "el Ratón de los Dientes" adını almış. Asya'da arkadan gelen düzgün çıksın diye düşen üst diş toprağa, alt diş yüksek yerlere doğru atılıyormuş. Yunanistan ve Arnavutluk'ta ise şans getirsin diye diş çatıya fırlatılıyor. Çocuk dişiyle ilgili muhtelif batıl inançlar var. Mesela Orta Çağ İngiltere'sinde dişi yakmanın çocuğu öte dünyadaki eziyetlerden koruyacağına inanılırmış. İskandinav savaşçıla şans getirsin diye çocuk dişlerini boyunlarına asarlarmış. Bu parçadan hareketle diş perisi ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir? A) Bazı kültürlerde çağa göre yorumların değiştiği B) Kendisine farklı isimler verilmesinin bir gelenek olduğu C) Gerçek olmayan bir inanç ürünü olduğu D) Çocuklarda dinî inancı güçlendirdiği E) Dünyanın belli bir bölümüne özgü bir gelenek olduğu

38, 39 ve 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap- layınız. Şiir bir tutkudur. Şiir tutkunları, aldıkları her şiir kitabıyla ev- lerini çiçek bahçesine çevirirler. Kütüphanelerindeki o eş- siz güzellikteki çiçeklere yenilerini eklerler. Onları koklayıp kendilerinden geçer ve âdeta şiirin tutsağı hâline gelirler. Bir çeşit bağımlılıktır bu. Dışarıyla münasebete engel bir bağım- lılık. Çünkü güzellik arayan ruhunu bedeniyle birlikte gönüllü hapseder şiir tutkunu. Bile bile tutsak olup tutkulu bir aşka kurban gider ve kendini anlamayanlardan uzak bir biçimde yalnız yaşamak zorunda kalır. Kİ: an D) IV iga 39. Bu parçada anlatılan şiir tutkunları aşağıdakilerden han- gisiyle nitelendirilebilir? A) Şiirle ilgili teknik gelişmeleri takip eden B) Şiiri her zaman doğru ve etkili okuyabilen.. C) Şiir kitapları arasında tercih yapan D) Çevresiyle ilişkiyi kesmiş olan E) Ev düzeni ve temizliğinde titiz davranan 40. B H I-NEREZY K

4. Bilimsel yöntemin ilk adımı, gözlem yapmak ve yapılan gözleme dayanarak problemi ortaya koymaktır. Insanlik tarihi boyunca Newton'dan önce ağaçtan düşen elmalan başkaları da görmüştür mutlaka. Ama sadece Newton bu gözlemden yer çekimi kanununu formüle edebilmiş. Bu du- rumda bir sonuca varacak gözlem yapabilmenin bir ön ko- şulu var: Neyin önemli, neyin önemsiz olduğunu fark etme- mizi sağlayacak bilgiye sahip olmak.. Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdaki- lerden hangisidir? A) Bazı sonuçlar için, "görmek" tek başına yeterli değil- dir. B) Bilimsel bilgiye ulaşmak için ön koşul, gözlem yapmaktır. C) Newton olmasaydı yer çekimi kuvveti bulunmayabilirdi. D) Yer çekimi kuvveti daha önce birçok kez tahmin edil- miştir. E) Formüller bilim dünyasının vazgeçilmez kavramlarıdır.

4. (1) Her atasözü bir genel kural, bir ilke niteliği taşır. (II) Bazı atasözleri sosyal olayların nasıl olageldiklerini bildirir. (III) Ba- zi atasözleri ise tabiat olaylarının nasıl olageldiklerini -uzun bir gözlem sonucu- aktarır. (IV) Denemelere ve mantığa dayanarak doğrudan doğruya ahlak dersi ve öğüt veren atasözleri de var- dır. (M) Bunların yanında birtakım gerçekler, felsefeler, bilgece düşünceler bildirerek yol gösteren atasözleri vardır. (VI) Her ne kadar birçok atasözümüz "temsili" ve "mecazi" ise de temsili ve mecazi olmayan atasözlerimiz de vardır. Bu parçada numaralanmış cümlelerdeki açıklamalara aşa- ğıdaki atasözlerinden hangisi örnek olarak gösterilemez? A) II. cümle: Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür. B) III. cümle: Zemheride kar yağmadan kan yağması iyi. C) IV. cümle: Yoldan kal, yoldaştan kalma. D) V. cümle: Taşıma su ile değirmen dönmez. E) VI. cümle: Mum dibine ışık vermez.

7- 11) HIZ YAYINLARI 15. Derviş Zaim'in Cenneti Beklerken adlı filmi, bana göre elbet son yıllarda Türk sinemasında gerçekleştirilmiş, "meselesi olan" filmlerden biri. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Tamlayan eki görevinde kullanılmış ayrılma eki B) Kesinlik zarfı CZincirleme ad tamlamas DYapim ekinden önce çekim eki almış sözcük Zarf görevinde kullanılmış edat öbeği dan

ci K a 1 39 ve 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Sağlık açısından mucizevi özelliklere sahip ökse otunun her bitkiye nasip olmayan, dilden dile yayılan bir efsaneye de konu olmuş hikâyesi vardır. Bir İskandinav tanrıçası olan Frigga, güzellik ve iyilik tanrısı oğlu Balder'in gördüğü kötü bir rüya- yı yorumlatır. Bu rüyanın yorumu korkunçtur çünkü Balder'in ölümünü işaret eder. Frigga; yeryüzündeki bütün canlılara, oğ- luna zarar vermemeleri için yalvarıp yakarır ancak bir tanesini unutur, o da ökse otudur. Balder'in bir tek ökse otu ile öldü- rülebileceğini öğrenen kötü niyetli Loki, ökse otundan bir ok yapar ve okla onu öldürür. Frigga, günlerce gecelerce tüm do- ğaya oğlunu diriltmesi için yalvarır; Frigga'nın gözyaşları ökse otunun üzerine düşer, aralardan küçük beyaz çiçekler yeşerir. Balder bu dua üzerine dirilir. Anne tanrıça Frigga, bu mutlu anı kutlamak için ökse otunun altında tüm canlıları tek tek öper. O gün bugündür ökse otu uğur, şans, mutluluk ve şükran simgesi olarak anılır. 39. Bu parçadan hareketle ökse otu ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? C A) Sağlık üzerindeki etkisinin diğer bitkilere oranla daha fazla olduğu B) Hayalî bir hikâyede adının geçmesiyle insanlar tarafından keşfedildiği C) Efsanede üstlendiği rol sayesinde adının bazı kavramları çağrıştırdığı PRD) Gevreden gelen olumlu tepkiler olmaksızın çiçek açamadı- ģi E) İhtiyaç duyulandan fazlasının kullanılması hâlinde kişiyi ze- hirlediği

Önerilen Çözüm Süresi: 30 dk Çözüm Süresi: Botton 28. Akıl, iradenin karar vermek için yaptığı gizli toplantılara giremez. Tabii ki akıl iradenin sır- daşıdır ama her şeyi de öğrenmesi mümkün değildir. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada anlatıl- mak istenenle aynı doğrultudadır? A) Bilinçli benliğimiz bağımsız olmaktan çok, üretmekten başka amacı olmayan yaşam irademizin yarı kör hizmetkârıdır. B) Akıl, üretmeyi gerçekleştirmek için kendisi- ne yetecek kadar bilgiyi öğrenir. C) Aklımız irademizin çok ötesinde bir bilgeli- ğe sahiptir. D) Kendi iradesinin asıl niteliğini bilen akıl bazı durumlarda yetersiz kalır. E) Bilinç dışı benliğimiz aklımızın yönetiminde kararlar alır.

e mesa- ani bek- u cüm- yküyü nokta- mak 7- 8. Bir olaya, kavrama ya da varlığa edebiyatın yaklaşımıyla bilimin yaklaşımı bir değildir. Sanatçı, edebî eseri oluştururken işin içine kendi duygularını, hayalini katar. Bilim adamı ise bir metni oluş tururken nesnel bir tutum takınmak zorundadır. Orneğin Orhun Abideleri, edebî metin olarak ortaya konduğu dönemi günümüz taşır. Bu abideler, tarih bilimi açısından incelendiğindeyse o di nemle ilgili bilimsel yargılara ulaşmayı sağlayan kaynak niteliğine bürünür. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A) Bilim; olgu ve durumlara edebiyattan daha üstün bir tavırla yaklaşır. B) Sanat, amacı ve benimsediği araçlar bakımından bilimden a rılır. Bilimle sanatın toplumda aynı etkiyi bırakması beklenemez. Bilimsel metinle sanatsal metin, birbirinden farklı anlatım tek niklerinden yararlanır. E) Bilimle sanatın beslenme kaynağı insan yaşamıdır.

de, giz aya 'da mış giyle rek man ğı tır. 4. Türkler; tarih sahnesine çıkmalarından bu yana büyük âlimler, sanatçılar ve fatihler yetiştirmiştir. Tarihin destansı olaylarının kahramanı olan Türkler, * medeniyetler arasında köprü kurarak insanlığın bilgi birikiminin etkileşimine öncülük etmiştir. Sözlü kültürün, yazılı kültüre dönüşmesi ve İslamiyet'in kabulü sürecinde un yüzlerce âlim yetiştiren Türkler; uygulamalı bilimlerde, hen tipta, matematikte, felsefede, mimaride, el sanatlarında ve güzel sanatlarda öncü olmuştur. Türk kadınları da üretimde özellikle el sanatlarında kendi dönemlerinde 1 maile ekonomisini dinamik tutmayı başarmıştır. Dokuma sektöründeki işlerde ve tarımsal pazar ekonomisinde, toplumsal kalkınmada aktif rol üstlenmiştir. Bu parçada anlatılanlar ışığında Türklerle ilgili aşağıdaki belirlemelerden hangisine ulaşılabilir? A Islamiyet'i kabul etmelerinden önceki süreçte yetkin insan yetiştirmede başarı gösterememiştir. B) Pozitif bilimlerle sosyal bilimleri sentezleyip birçok millete örnek olacak bir medeniyet kurmuştur. C) Kadınları, aile ekonomisine katkıda bulunarak toplumsal kalkınmada aktif rol üstlenmiştir. D) Birçok medeniyeti etkilemeyi başarmış ve kültürler arasında güçlü bağlar oluşmasını sağlamıştır. El sanatlarında ve dokuma sektöründe çağdaşlarına örnek olabilecek noktaya erişmeyi başarmıştır.

1. Halihazırda dünyada oldukça fazla sporcusu ve seyircisi 2. bulunan futbol, Türkiye'de oynanmaya başlandığı günden itibaren daima gündemde olmuştur. Toplumda yaşanan sosyoekonomik değişimle ve kitle iletişim araçlarının yardımıyla popüler kültürün tüm manipülasyonlarına karşın toplumsal eylem olma özelliğini hep korumuştur. Günümüzde ise futbol, taraftarların taşkınlıkları sonucunda sosyal bir problem hâline gelmiştir. Bu parçadaki altı çizili sözle futbolla ilgili anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Toplumdaki birçok farklı kesimden ilgi gören spor dallarından biri olarak insanların günlük hayatını kolaylaştırdığı B) Aktüel hayatın yönlendirme çabasına rağmen insanları ilgilendiren bir hareket olmaya devam ettiği C) İnsanların yaşadığı sosyokültürel değişimlerin kısa sürede yaygınlaşmasında önemli katkısının bulunduğu D) Şiddete varan taraftar eylemlerinden dolayı eski popülaritesinden uzaklaşarak yalnız belli kesimlere hitap ettiği E) Dış baskılara rağmen toplumun yararına olan ve merkeze insanı koyan uygulamalara destek verdiği

22. 1. İşçi beni öfkelendirmek için duvara çekiçle vuruyor. II. İşçi duvara çekiçle vurup duruyor, işte ben bu ses yüzünden öfkeleniyorum. 1. II. yargı işçinin sadece işini yapmaya çalış- tığını anlamayacak kadar hoşgörüsüz biri- ne aittir. 2. J. yargı olayları ön yargıyla değerlendiren bir kişiye aittir. 3. İki yargı arasındaki en temel fark kişilerin olaylara bakış açısının yaşamı nasıl şekil- lendirdiğiyle ilgilidir! Yukarıdaki yargılarla ilgili yapılan çıkarım- lardan hangilerine kesinlikle ulaşılabilir? A) 1. ve 2. B) Yalnız 3 C) Yalnız 2 D 2 ve 3 E) 1, 2 ve 3

2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Sosyal Bilimler Testi için ayrılan Çin elçisi Vang Yent-Te, Uygur bölgesinde gördüklerini şöyle yazmıştır. "Uygur şehrinde pek çok ev, kule ve bahçe vardır. Uygurlar; zeki, doğru karakterli ve namuslu insanlardır. Altın, gümüş, bakır ve demirden yapılan eşyalar ile vazo ve çanak çömlek yapımında onların gösterdikleri mükemmellik ve fevkaladelik, Tanrı tarafından adeta yalnızca onlara verilmiş bir yetenek gibidir." 1. Bu bilgiye göre Uygurlarla ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Toplumun refah seviyesinin yüksek olduğuna Dinin etkisiyle sanat eserleri oluşturduklarına C) Yerleşik yaşam tarzının yaygın olduğuna D) Komşularıyla diplomatik ilişkiler kurduklarına E) Toplumda nitelikli insanların bulunduğuna