Cümlede Anlam İlişkileri Soruları

13, Çıplak tepelerin ardından doğan ay, her gün biraz da- ha kuruyan, kurudukça küçülüp bodurlaşan akas- yaların üzerinden uzaktaki sazlıklara doğru yuvarlan- mıştı. Yukarıdaki cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) "daha sözcüğü üstünlük zarfıdır. B) "her gün” sözü sifat tamlamasıdır. “doğan, kuruyan, bodurlaşan” sözcükleri sifat-ey- lemdir. ) "bodurlaşan akasyaların üzerinden" sözü zincir- leme ad tamlamasıdır. E) "küçülüp" ve "kurudukça" sözcükleri bağ-eylem (zarf-fil)dir.

B. B göre cevap- NALAR Tao Zhu Yin 130 tan kar- ojenin amaci jik bir yaşam da başlanan narak tasar- k sayesinde ta üzeri açık imi sayesin- kli şekillerde car. Binadaki acağı öngö- lik karbondi- 36 - 37. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap- | layınız. Folklorik temalı filmlerde, toplumsalı ilgilendiren olay- lar kahramanlar aracılığıyla çözüme kavuşturulur. Bu- nun sebebi de sözlü anlatılardan beri süregelen mistik ve içe kapanık öyküleme geleneğidir. Anlatılan hikâ- yeler genelde doğaüstü varlıklarla ve olaylarla ilgilidir. Bu sebeple üretilen filmler, içinde yaşanılan toplumun sözlü ve yazılı anlatılarının aktarım yoğunluğuna bağlı olarak daha yöresel ya da evrensel olabilmektedir. An- latılan her hikâyede insan olmasa da anlatılan hikâye insan içindir. Metaforların ve alegorilerin en çok kul- lanıldığı filmler bu türün içinde değerlendirilebilir. Tür olarak bakıldığında fantastik ya da bilim kurgu filmleri- ne örnek olarak düşünülebilir. Çünkü bu filmler insanın geçmişinin tasarrufundan geleceğe uzanan tasavvur- dur. en hangisi si üzerinde izliğine kat- 36. Bu parçada folklorik temalı filmlerle ilgili aşağıda- kilerden hangisine değinilmiştir? A) Kahramanlarının gerçek hayattaki insanlara benze- diğine B) Sosyal konuları kahramanları vasıtasıyla çözdü- ğüne C) Sözlü anlatımın yazılı anlatımdan daha yoğun oldu- ğuna D) Yöresellikten insanlığa seslenerek evrensele uzan- dığına EY Bilim kurgu filmlerine kaynaklık ettiğine arına farklı CAP Igili çelişen rektiğinden ağıdakiler- 37. Bu parçada bahsedilen filmlere yönelik olarak altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden

5. Bu ay içinde Namık Kemal'in 61. ölüm yılı için üniversite- lerde toplantılar yapıldığı belirtildi. Yükseköğrenim genç- liği vatan şairini saygı ile anmış. Bu toplantılarda neler konuşuldu? Farz edelim ki Namık Kemal'in inandığı, ger- çekleşmesi için savaştığı fikirler incelensin. Peki, günü- müz üniversite öğrencilerinden hangisi tam anlamıyla tanıyor ki Namık Kemal'i, fikirlerini, inandıklarını? Kısaca bizdeki bu toplantılarda bir saygının, coşkunluk havası- nin, düşünceden çok hissin egemen olduğu açık. Bu parçada aşağıdakilerden hangisine yer verilme- miştir? A) Dolaylı anlatyna B) Dolaylametta vefer seni Saint + Meub C) Varsayima D) Peşin hükme E) Kanıksamaya

1. Distopya bir bilim kurgu alt türü olmasına --- bilim kur- gusal ögeler taşımak zorunda değil. Aslında bu elbette bir sınıflandırma problemi. Farkh bir gerçeklik sunduğu için distopya eserlerini de bilim kurgu kategorisine sok- ma konusunda - gibi görünüyoruz. Bu parçada boş bırakılan yerlere düşüncenin akışı- na göre aşağıdakilerin hangisinde verilenler sırasıyla getirilmelidir? A) yönelik - muhalif B) mukabil-başarsız C) istinaden - israrlı D) dayalı - tepkili E) rağmen - hemfikir

DENEME-5 17. (1) Herkesin yazmak için bir nedeni vardır. (II) Kimi- nin söyleyecek sözü, kiminin tutacak nefesi kalma- mıştır. (III) Kimi ölmemek için yazar, kimi öldükten sonra da yaşamak için. (IV) Kimi biriktirdiklerini kimi de biriktirmediklerini yazar. (V) Kimi harflerle konuşur, kimi konuştuklarını susturur yazarken. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) I. cümle, birleşik yapılıdır. B) II. cümle, bağımlı sıralı cümledir. C) III. cümle, eksiltili cümledir. D) IV. cümlede, adlaşmış sıfata yer verilmiştir. E) V. cümle, devriktir. BOC

7 . C (1) Termal su kaynakları antik dönemlerde de çok önem- li olmalıydı ki Pamukkale'de bulunan antik Roma kenti Hierapolis'te, sağlık tanrıçası Hygeia ve sağlık tanrısı Aslepion için tapınaklar yapılmış. (II) Burada bulunan termal sular, damar sertliği, yüksek tansiyon, romatiz- ma, siyatik gibi birçok hastalıkta etkili olduğundan ve ilik içildiğinde de mide spazmına iyi geldiğinden pek çok insan burayı ziyaret ediyor. (III) Pamukkale'ye 45 km uzaklıkta bulunan mağarada da bol miktarda termal su bulunuyor. (IV) Mağaranın suyu berrak, renksiz ve kükürtlü. (V) Bu su, bazı cilt hastalıklarının ve romatiz- mal hastalıkların tedavisinde kullanılıyor. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde bir çıkarım yapılmıştır? (2009) A) :) B) II. C) III. D) IV. E) V.

D) Birincisinde Mark Twain'in düşüncesi öznel bir biçim- de belirtilmiştir E) İkincisi, Mark Twain'in düşüncesine katılma anlamı idermektedir . 6. ( Haydar Ergülen, Gülten Akin için "Türk şiirinin annesiy- di." der. (II) Şiire, Garip rüzgârının çok şiddetli estiği, ikinci Yeni şiirinin henüz ufukta belirmediği yıllarda başladı. (HI) ilk kitabı Rüzgâr Saati, günün modalarına kapılmayan, öz- gün bir şairin doğuşunu haber veriyordu. (IV) Ardından gelen Kestim Kara Saçlarımı, Türkçenin gücünü kadin du- yarlığıyla buluşturan genç şairin adını daha geniş kitlelere duyurdu. () Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü'ne değer görülen bir sonraki kitabı Sığda ile şiirimiz artık bir usta şair kazan- miştı. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde nes- nel anlatım söz konusudur? A) B) II C) III D) IV EV 212112102

Aşağıdaki atasözlerinden hangisinde mecazlı bir söyleyiş vardır? A) Son pişmanlık fayda vermez. B) Geç olsun da güç olmasın. Nuvarlanan taş yosun tutmaz. D) Dost ile ye, iç; alışveriş etme. E) Akıllı düşman akılsız dosttan hayırlıdır .

B BB TÜRKÇE TESTİ 39.-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap- layınız. Günümüzde klasik anlayışla yazan romancı nerdey- se hiç yok. Aydınlık: yerini gölgeye, karanlığa bıraktı nicedir. Roman yazarları şaşırtıcı teknikler, okuru ya- nıltan anlatıcılar bulmakta birbiriyle yarışıyor âdeta. 39. Bu parçadan "günümüz romanı" ile ilgili olarak, 1. Geleneksel roman anlayışı büyük ölçüde terk edilmiştir. II. Okuru düşündüren belirsizlikler dikkat çekicidir. Masalsı, düşsel ayrıntılar ön plana çıkarılmıştır. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III

YAYINLARI LİMİT 2 Gürültü kirliliği görünmez bir tehlikedir. Gürültü kirliliği, insanların ve diğer organizmaların sağlığını ve refahını etkileyen istenmeyen veya rahatsız edici herhangi bir ses olarak kabul edilir. Tüm sesler gürültü kirliliği olarak kabul edilmez. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) 65 desibel (dB) üzerindeki gürültüleri gürültü kirliliği olarak tanımlamaktadır . Ses yüksekliği desibel (dB) cinsinden ölçülür . Gürültülü bir ev 50-60 desibel, çevrede hışırdayan yapraklar 20-30 desibel, metro trenleri 90- 115 desibel, elektrikli çim biçme makineleri 80 desibel gürültü üretir. Rock konserlerinde 110-120 desibele çıkan gürültü, gök gürültüsü esnasında 120 desibel ve otobanlarda 85 desibel civarındadır. Normal konuşmalarda 70-75 desibel gürültü ortaya çıkar. • 45-50 dB hafif derecede, • 56-70 dB orta derecede, • 71-90 dB ileri derecede, • 90 ve üzeri desibel çok ileri derecede işitme kaybına neden olmaktadır. Buna göre aşağıdaki kişilerden hangisinin işitme kaybı riski en yüksektir? A) Büyük bir sitede sık sık çimleri biçen bahçıvan B) Kalabalık, çok çocuklu bir aileye sahip baba C) Karadeniz'de sık sık gök gürültülü sağanak yağışlı günler geçiren çay işçisi D Hemen her sabah işe metroyla giden işçi E) Otobanda sık sık aracıyla seyahat eden iş adamı

ler 7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde açıklama, kullanılan deyime uygun değildir? SO- uz A) Türkçeyi hâlâ çok zor konuşuyor; konuşmakta güçlük çekiyor. V B) Kalitesiz malzemeyle özensiz olarak yapılmış, derme çatma bir kulübede yaşıyordu. C) İstenen şeyi yapmamak için bahaneler ileri sürüyor, mırın kırın ediyordu. V D) Hep beni takdir ettiğini söyleyip benimle boy ölçüşürdü. E) Bakışlarını üzerimden ayırmayarak beni gözetleyen, göz hapsine alan bu yabancı da kim? Marsmak

(7. . 5. Dünyadaki zenginlik, makam, şöhret ve konfor unsurlarıyla ilgili çalışmalarımızda Mevlana'nın deniz feneri gibi yol gösterecek güzel bir sözünü hatırladım. Şöyle diyor hazret: insan, bir gemidir; dünya ise uçsuz bucaksız bir denizdir; gemi, denizi içine alırsa batar; dışında tutarsa yüzer. ISLER Bu parçada Mevlana'dan aktarılan söz ile aşağıdakilerden hangisi anlamca en yakındır? A) Dünyalığa sahip olmayla ait olma arasındaki dengeyi 2 korumak gerekir. BY Dünyanın faniliğini bilmek, insanın yüreğine esenlik veren bir referans noktasıdır. C) Dünyanın varlığına sevinmek de yokluğuna yerinmek de çok anlamlı değildir. D) Dünyanın en muzaffer komutanı, dünyalığın peşinde koşmayandır E) Dünyasını dört başı mamur etmek isteyenlerin dünyadaki yaşam süresi buna yetmez. 4

2. Aynı kitabı okuduğumuzu düşünelim. Hepimizin az çok fark- li yorumlarda bulunacağı muhakkaktır. Verdiğimiz anlamlar sanatçının verdiği anlamdan çok farklı da olabilir. Bir kimse ortaya koyduğu okuma emeği oranında yararlanabilir bir ki- taptan. Kültürel birikimi bir eseri anlamlandırmasında önem- li rol oynar. Bu parçada anlatılanları anlamca en yakın karşılayan ata- sözü aşağıdakilerden hangisidir? A) Her horoz kendi çöplüğünde öter. B) Her zaman gemicinin istediği rüzgâr esmez. C) Herkes kaşık yapar ama sapını ortaya getiremez. D) Her kaşığın kısmeti bir olmaz. E) Her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır.

E) Fare, deliğine sığmamış; bir de kuyruğuna kabak bağlamış. Babam her sabah yedide uyanır ve beni de uyandırır- dı. Ben sabahın bu erken saatinde ne için kalktığımızı anlamadığımızdan babam yanımdan ayrıldıktan sonra yine uyumaya devam ederdim. Babam bunu görünce çıldırır, bağırıp çağırırdı. Ben o bağırınca hemen kal- kar giyinirdim. Sonra babama neden bu kadar erken kalktığımızı sordum. O da çalışmanın insana sağladığı bir sürü yararı olduğunu anlattı. En sonunda şöyle de- di:" ----- "iyi değildir. VIVIINIHVS Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki deyimler- den hangisi getirilmelidir? A) irgat gibi çalışmak B) bağışıklık kazanmak C) kendini kaybetmek D) sütçü beygiri gibi ayakta uyumak E) bugünün işini yarına bırakmak

16. D • Milyonlarca yıl içinde gerçekleşen çevresel ve iklimsel değişimlerde birçok canlının soyu tükenirken bazıları da yeni koşullara uyum sağlamıştır. • İnsan faktörünün devreye girmesiyle çevresel değişik- likler hayli kısa sürelerde gerçekleşmeye başlamış ve canlıların soylarının ciddi biçimde tehlike altına girme- sine neden olmuştur. Aşağıdakilerden hangisi, bu iki cümlede ifade edilenleri anlamca doğru bir biçimde birleştirmiştir? A) Milyonlarca yıldır çevresel ve iklimsel değişimlere kimi canlı türleri direnirken kimi canlılar insanların da dev- reye girmesiyle yok olmaya başlamıştır. B) Canlılar çevresel ve iklimsel değişimlerden milyonlarca Wildır çeşitli şekillerde etkilenmesine karşın insan fak- törünün devreye girmesiyle soyları tükenme tehlikesi yaşamıştır. o Soyları tükenme tehlikesi yaşayan canlılar, milyonlarca yıldan beri çevresel ve iklimsel değişimlerle mücadele etmek zorunda kalsa da asıl tehlike insan faktörüyle ortaya çıkmıştır. D) Milyonlarca yıldır devam eden ve kimi canlıların so- yunu tüketen çevresel ve iklimsel değişimlere bir de insan faktörü eklenince değişime karşı uyum sorunu yaşayan canlıların soyu daha büyük risk altına girmiş- tir. Er İnsan faktörünün çevreye verdiği zararın doğal ve ik- limsel değişimlerden daha büyük olması, çevresel de- ğişime ayak uydurmaya çalışan canlı türlerinin yok ol- masında en büyük etkeni oluşturur.

1. Bu testte 40 soru vardır. 2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdinin Türkçe Testi için ayrılan kıs 1. Kimi uzmanlara göre anaokuluna başlama yaşı 2-3 iken kimilerine göre 3-4'tür. 4 Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağıdakilerden hangisidir? A) Anaokuluna başlama yaşının belirlenmesi ile il gili çalışmalar devam etmektedir. B) Uzmanlar arasında okul öncesi okula başlama yaşı konusunda görüş ayrılığı vardır. C) Çocukların okul öncesi eğitime genelde en az iki yaşında başlamaları gerektiği düşünülmektedir. D) Anaokuluna başlama yaşı çocuktan çocuğa de- ğişiklik göstermektedir. E) Anaokuluna başlama yaşının belirlenmesinde tek belirleyici etken uzman görüşleridir.