Cümlede Anlam İlişkileri Soruları

1. I. Sessiz sinemanın altın çağını yaşadığı 1920 yıllar, büyük yapım şirketlerinin yarattığı sinema yıldızlarının beyaz perdede boy gösterdiği yıllardı. II. Yönetmen sinemasının henüz başlamadığı 1920% y larda filmler, başroldeki yıldızlarıyla tanınıyor ve bilini yordu. aşağıdaki A) I. cümledeki durumun nedenini açıklayan bir saptama aktarılmaktadır. Yukarıda verilen Il numaralı cümleyle ilgili lerin hangisi söylenebilir? I. cümlede aktarılan bilgiyi pekiştiren yeni bir bilgi su- nulmaktadır. c. cümledeki durumun ortaya çıkış sürecine dair lama yapılmaktadır. QI. cümlede açıklanan bilgiye dair somut bir örnek gös- terilmektedir. açık- E) I. cümlede söz edilen durumun öngörülemez biçimde gerçekleştiği vurgulanmaktadır. NFORMAL YAYINLARI KA INFORMAL YAYINLARI A INFORMAL YAYINLARI 1250

ER. R i 8. S i Sosyal medyanın gücünü hepimiz biliyoruz. Balköpü- ğü serisini okumuş ve hayatında farklılıklara yer açmaya karar vermiş birinin, "Evet, ben hayatımda, özel gereksi- nimli bütün çocuklara yer açıyorum!" paylaşımı yapma- sı, başka insanların da farkındalığını arttıracaktır. O yüz- den hastag'imiz #hayatındayeraç. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hanginin cevabı vardır? Ainsanların bu kitabı okuyup #hayatındayeraç has- tag'ıyle paylaşım yapmaları neden önemli? B) #hayatındayeraç hastag'i nasıl açıldı, sosyal medya- da? C) Sosyal medyanın gücünü kabullenmek, kitabın tanı- nırlığın olumlu etkiler mi? D) Bu kitabı okuyup da sosyal medyada paylaşım yap- mak yeni bir moda mı? E) Bu kitabın #hayatındayeraç hastag'iyle sosyal med- yada paylaşılmasını onaylıyor musunuz?

5. İnsanları idare etmek sanatını iyi bilenler, tıpkı saatleri ayarla- maya çalışan imparator gibi insanları ayarlamaya çalışırlar ve güçleri ile değil ancak güler yüzleri, tatlı dilleri sayesinde bu zor işte muvaffak olurlar. Bu cümle ile ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yan- lıştır? A) Bağlı cümledir. B) Yüklemleri fiildir. V C) Anlamca olumludur. D) Kurallı cümledir. E) Koşul anlamı taşır. L ✓

1. 2. PARAGRAF ÇIKMIŞ S Orhan Kemal; romanlarının konularını, ekmek kavgası içinde geçen çocukluk ve gençlik dönemleri içinde ya- kından tanıdığı çevrelerden almıştır. Bundan dolayı kah- ramanlarını dilenciler, işçiler, köylüler ve gurbetçilerden seçmiştir. Bu kişileri kendi gündelik dilleriyle canlı bir şe- kilde konuşturur. Eserlerini ağa-ırgat, patron-işçi, zengin- yoksul gibi zıtlıklar üzerine kurması; çatışmalarda taraf olması ve her olayın sebebini ekonomi temelinde açıkla- ması yoğun eleştirileri beraberinde getirmiştir. A) İkili karşıtlıklar C) Biyografik izler Bu parçaya göre Orhan Kemal'in romanlarında aşağı- dakilerden hangisi bulunmaz? Muhabir: DENEME B) Nesnel yaklaşım D) Konuşma dili E) Gerçekçi karakterler L YAYINLARI INFORMAL YAYINLARI A INFORMAL

1. Pekiştirme yapılırken sözcüğün ilk hecesindeki sesliye kadar olan kısım alınır, "m, p, r, s" pekiştirme ünsüzlerinden uygun olanı seçilir ve sonra sözcüğün kendisi yazılır. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yer alan pekiştirme, bu ku- ralın dışındadır? A) Üstü başı düzgün ve tertemizdir her zaman. B) Senin hakkında söyledikleri düpedüz yalandı. C) Bu koskoca duvarların ardındaki dünyayı özlüyorum. D) Konuşurken birden kaskatı kesilmiş, hepimizi korkutmuştu. E) Annem sımsıcak elleriyle alnıma dokununca uyandım.

lakika 10. Birçok yazarın aksine, romanlarımda güncel konulara yer vermiyorum, ----. Aşağıdakilerin hangisi bu cümlenin sebep yönün- den tamamlayıcısı olabilir? A) amacım kalıcı olmak, güncel ise parlayan bir alev- den farksızdır. B) aslında benim gibi güncele mesafeli duran yazarla- rin sayısı hiç de az değil. C) herkesin bunun yerine insanlığın evrensel meselele- rine odaklanması gerekir. D) popüler olmak için böyle yapıldığının da farkında- yım. E) okurlarım bu tavrımı iyi bilir ve bundan da son dere- ce memnunlar. ... 20 Dakikada TYT Türkçe 37

PEKİŞTİRME VE İKİLEMELERİN YAZ 1. Pekiştirme yapılırken sözcüğün ilk hecesindeki sesliye kadar olan kısım alınır, "m, p, r, s" pekiştirme ünsüzlerinden uygun olanı seçilir ve sonra sözcüğün kendisi yazılır. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yer alan pekiştirme, bu kuralın dışındadır? A) Üstü başı düzgün ve tertemizdir her zaman. B) Senin hakkında söyledikleri düpedüz yalandı. C) Bu koskoca duvarların ardındaki dünyayı özlüyorum. D) Konuşurken birden kaskatı kesilmiş, hepimizi korkut- muştu. E) Annem şefkat dolu sımsıcak elleriyle alnıma dokununca uyandım.

(1) Gillian Flynn'in beyazperdeye de uyarlanan Kayıp Kız romanı 2012'de yayımlandığında, Flynn'in sürükleyici hikâyesi için "gerilim romanı değil, edebî gerilim romanı" denmesi yayıncılarda ve kitabevlerinde tartışmalara neden olmuştu. (II) Çığırından çıkan şiddetli bir evliliği anlatan ro- manın "edebi" kategorisine girebilmesi, Flynn'in yalnızca hikâyenin olay örgüsünü değil, aynı zamanda karakterlerin iç dünyasını da özenle işlemiş olmasındandı. (III) Kurma- ca, insanın zihninde hayal ederek oluşturduğu, gerçek dünyadan farklı bir dünya yaratma işi elbette ancak konu romanlara geldiğinde kategorilere ilişkin tartışmalar baş gösteriyor ve başka yazarları örnek aldığı ve öykülerden esinlendiği söylenebilir. (IV) Konuyla ilgili yayımlanan bir- çok makalede ayrımın "tür kurmacası" ve "edebî kurmaca" olarak yapılabileceği yazılmış; sözü edilen "tür kurmacası", konularına göre başlıklara ayırabileceğimiz, anlatımdan çok hikâye odaklı romanları içeriyor; "Edebî kurmaca" ise anlatımı yoğun, edebî içeriği güçlü romanlar diyebiliriz. (V) Huffington Post'tan Steven Petite, "Bazı romanları po- lisiye, korku, romantik, fantastik, bilimkurgu gibi birçok alt kategoriye ayırmak mümkün ancak edebî romanları sınıf- landırmak çok daha zor" diyor ve ekliyor, "Basit bir şekilde açıklarsak herhangi bir türe ait olmayan metinlere edebî roman diyebiliriz." Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde "öykünme" anlamı vardır? A) III Wid B) IV C) II D) V E) I

KT 4 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde belirtisiz isim tamlaması belirtili nesne görevindedir? Kafilemiz kuşluk vakti, düzenli bir konvoy hâlin- de yola koyuldu. B Bu filmde Kurtuluş Savaşı yıllarını destansı bir bl üslupla anlattık. Zincidene 24. Her anı yazarı gibi ben de eserimde gençlik yılla- rmy daha ayrıntılı bir şekilde yansıttım. Bim tembrs y D) Buna ne BM ne de AB karar verebilir, karar vere- cek olan Türk halkıdır, CÜ E) Şimdi romanları ve uzun öyküleriyle tanınan ya- zarımız gençken çocuk masalları da yazarmış. 4. 5

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "-miş, -mişekl yük- leme "başkasından duyma" anlamı katmıştır? A) Meyveler, bu yıl erken olgunlaşmış! B) Geceleyin uyumadığın için gözlerin kızarmış C). Baksana, güzelim güller birer birer solmuş. (.. D). Takım elbise, sana çok yakışmış. E) Geçen hafta pazar günü sinemaya gitmiş.

Ed-Sos-1 A 4. Birçokları başka gezegenlere yerleşmekten bahsedi- yordu ama O'Neill, Güneş Sistemi'nde yerleşime uy- gun gezegen bulunmadığının farkındaydı. II. Onun yerine O'Neill, Dünya'dan fazla uzak olmayan, uzayda yüzen yerleşimler hayal ediyordu; bunlar si- lindirik yapılar olacak ve insanlar buralarda ormanlar, göller ve tarlalarla çevrili bir ortamda yaşayacaktı. HT. 1970'lerin ortalarında Fizikçi Gerard O'Neill, insanlığın uzaydaki uzun vadeli geleceği üzerinde düşünürken çağdaşlarının bu konuya tümüyle yanlış bir açıdan baktıklarına kanaat getirdi. IV. Ayrıca gerek Ay gerekse kayalık gezegenlerin yer çekimi de olduğundan gidiş gelişte de çok fazla yakıt tüketmek gerekecekti. V. Gezegenlerin yerleşim için kullanılabilecek yüzeyleri çoğunlukla insanların nefes alamayacağı atmosferler- le çevreliydi. Yukarıdaki cümleler anlamlı bir paragraf oluşturacak biçimde sıralandığında sondan ikinci cümle aşağıda- kilerden hangisi olur? A)I B) 11 CYTII 111-1-V-IV-11 D) IV -E)V dakika 6. Altın kafes Dost elind Evvel yak Felek ben Bu dizele lenemez A) İlk iki B) Düz k C) Lirik S D) Ayrılı E) Nida ↓ sesle

B TÜRKÇE 33. Yöneticilik ve liderlik birbirine çok yakın kavramlar olmakla bir- likte aynı anlama gelmemektedir; bulunulan pozisyon, yapılan iş, görev ve yetki durumu gibi belirleyici unsurların yanı sıra birbirinden ayrılan bazı özellikler söz konusudur. Liderler sa- hip oldukları farklı özellikleriyle başkalarını etkileyen, hedeflere dayalı vizyon ve misyon oluşturabilen kişilerdir. Yöneticiler ise başkaları tarafından belli bir pozisyona getirilmiş, onlar adına belirlenmiş hedeflere dayalı olarak çaba gösteren, işleri plan- layarak uygulayan ve denetleyen kişilerdir. Liderler, kişileri 10 etkileme gücünü sosyal etkileşimle elde ederken yönetici, resmî yollarla sağlamaktadır. Dolayısıyla yönetici pozisyonunda olan kişinin bir grubu yönetebilmesi için resmî yollarla atanması gerekir. Geniş yetkilere sahip olmasına rağmen insanları etki- leyemeyen yöneticiler varken hiçbir yetkiye sahip olmamasına rağmen geniş insan topluluklarını peşinden sürükleyen liderlerin varlığı söz konusudur. Bu parçadan hareketle, I. Liderlik, insanları etkileyerek harekete geçirebilme işidir; yöneticilik tanımlanan hedeflere ulaşma işidir. II. Yöneticinin insanları etkileme aracı, bulunduğu pozisyona verilmiş olan yetkiler iken lider, kişisel özellikleriyle insanları etkileyebilmektedir. III. Liderler sahip oldukları güçleri hiyerarşiden alırlar, yönetici- lerin güçleri belli bir unvanla ilgili değildir. numaralanmış saptamalardan hangileri yapılabilir? A) Yalnız I D) II ve III B) Yalnız II E) I, II ve III PI ve II 4. Mozart etkisi, klasik müziğin zekâ kat sayısı üzerindeki etkisini inceleyen bir deneydir. Yapılan deneyde 36 lise öğrencisine belli bir süre, her gün 10 dakika boyunca Mozart'ın K. 448 numaralı sonatı dinletilmiş ve neticesinde çocukların IQ'larında bir artış görülmüetür

edim. rsin. - Ne erin ev 11. Kimsesizim hismim da yok hasmim da 1 Görünmezim cismim de yok, resmim de 111 Dil üzmezim, tek hece var ismimde IV Bannağım gönül denen yer benim V Bu dörtlükte numaralanmış sözcüklerden hangisi iye- lik eki almamıştır? A) 1 B) 11 C) III D) IV E) V

Aşağıdakilerin hangisinde verilen cümle, ayraç içindeki sözün anlamını içermemektedir? A) Ümitle açılıp kazançla kapanan bir kitap, iyi bir kitaptır. (Yarar sağlamak) B) Bir adama bir kitap sattığın zaman ona yalnız yarım kilo kâğıt, mürekkep ve tutkal satmış olmazsın; ona tamamıyla yeni bir yaşam satmış olursun. (Seçme özgürlüğüne sahip olmak) C) Bilimde en yeni, edebiyatta en eski kitapları oku. (Köklü yazın yapıtlarını okumak) D) Bazı kitaplar tadılmak, bazıları yutulmak, bazıları ise sindirilmek içindir. (İyice özümsemek) E) Kitaplar, uygarlığa yol gösteren ışıklardır. (İnsanlığın önünü açmak)

OZDEBIR AYINLARI 6. 1950'li yıllarda psikolog Harry Harlow'un yaptığı annelik de- neyine göre yavru bir maymun doğar doğmaz annesinden ay- rılmıştır. Gerçek anneyi temsil etmek için iki farklı düzenek ku- rulmuştur. Bunlardan bir tanesinin vücudu tel silindirlerden oluşturulmuş ve bu telden yapılan anneye bir biberon takıl- mıştır. Diğer annenin vücudu ise tene benzer yumuşak ve si- cak kumaşlardan oluşturulmuştur. Deneyin amacı, yavru may- munun yumuşak tenli anneyi mi yoksa süt içebileceği telden anneyi mi seçeceğini görmektir. Deney sonunda yavru_may- munun telden olan anneyi sadece acıktığı zaman kullanıp geri kalan zamanlarda yumuşak tenli annenin yanında vakit geçir- diği gözlemlenmiştir. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Bir yavrunun sahip olduğu başka anneler, hiçbir zaman kendi annesinin yerini tutmamaktadır. B) Bir anne ile yavru arasındaki ilişki her zaman aynı seviyede gitmez, inişli çıkışlı bir süreç izler. Anne ve yavru arasındaki bağ sadece beslenmeyle değil, duyusal ve duygusal ihtiyaca göre şekillenmektedir. Annelikte yemek ve beslenme yanında eğitim ve güven gibi ihtiyaçlar da önemlidir. E) Bir yavrunun annesinden en önemli beklentisi, ihtiyaç duy- duğunda kendisini beslemesidir.

22. Nurdan Gürbilek'in bu kitaptaki yazıları, özellikle ro- man üzerine olanlar, her zaman zevkle okunabilir ya- zılar. Neden mi? Nurdan Gürbilek sanat üzerine kafa yoruyor da ondan. Romanımızın tarihsel serüvenini iyi biliyor. Romanın serüveni ile toplumsal gelişme arasındaki ilişkiyi de biliyor. Çoğu yazarımızın bu bil- giden haberi yok, bana göre. Bu parçanın konusu aşağıdakilerden hangisidir? B A) Nurdan Gürbilek'in roman hakkındaki düşünceleri Nurdan Gürbilek'in edebiyat tarihimizdeki yeri Nurdan Gürbilek'in romanla ilgili yazıları Nurdan Gürbilek'in sanat - toplum ilişkisi hakkın- daki görüşleri Nurdan Gürbilek'in yazma biçiminin diğer yazar- larla karşılaşması