Cümlede Anlam İlişkileri Soruları

ğının devamı akla kalmadı, arklı teknikleri öykü dünya- birbirine ben- söyleyebiliriz, madığını da -mekte cesur iriz. Metni bir metnin odağı- cüler de var, mikâye" oldu- apmıştır. 80 Cizmiş, rota- istir. Ayrıca estolarla da kü 80 kuşa- değil ancak söyleyişler- hek kopuşla -likte gelişir, üz köklü bir tik düzeyde nlerde söz alnız III B İKS-2 B 30. Gazeteci: (1) ----? Yazar: Bazen kendi kendime soruyorum: Acaba özellikle bilerek mi yanlışlar yapıyor romancılarımız? Bir ödül dola- yısıyla 20-30 romanı üst üste, gözden geçirmek durumun- da kaldım. Bu romanların en belirgin özelliği dillerinin kötü olmasıydı. Yanlış vurgular, yanlış deyimler. Kapkara bir siyahlık gibi... Önlerindeki yanlış, büyük örneğe bakarak, Türkçeyi kötü kullanırsak daha cok okur toplarız diye mi düşünüyorlar, bilemiyorum. Gazeteci: (II)----? Yazar: Yalnızlık duygusu. Bereket, yalnızlık duygusu der- ken herkes yanlış kullanıyor Türkçeyi, bir ben doğru kulla- niyorum demiyorum. Elbette, duzgün, nitelikli dil kullanan yazarlarımız da var. Ama kötü kullananların sayısı gittikçe artıyor. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıda- kilerden hangisi getirilmelidir? A) (1) Sanatsal dil kullanımının eser için önemi hakkın- daki düşünceleriniz nelerdir? (II) Kaliteli yazarların sayısı sizce neden giderek aza- liyor? B) (Romanlarda çokça yapılan ve dikkatinizi çeken ha- talar nelerdir? ✔✓✓ (II) Değerlendirme yaptığınız romanda hâkim duygu- yu nasıl tanımlarsınız? C (1) Bugünlerde edebiyatçılar hakkında kendinize sor- duğunuz en önemli soru nedir? (II) Türkçeyi nasıl kullanmaları gerektiği konusunda yeni romancılara neler söylemek istersiniz? (1) Bugünkü romancılığı Türkçe açısından nasıl de- ğerlendiriyorsunuz? (II) Ne hissediyorsunuz peki bütün bunlar karşısında? E) (1) Romancılarımızın dilde bilerek yaptığı yanlışların bir sebebi var mı? (II) Türkçenin yanlış kullanımının edebiyatımıza etkisi nedir?

TÜRKÇE TESTİ 18. Hayattan beklentilerinizi sorgulamanız, amaçlanınız üzerinde düşünmeniz kendiniz için iyi ve kötüyü fark etmenize yardım- a olur. Yaşam üzerine düşünmeye başladıysanız anlamlı bir yaşamın arayışı içine de girmişsiniz demektir. İşte bu anlam verme çabası, bu bilinç durumu felsefenin hayatınızın içinde olduğunu gösterir. Nitekim insan niçin, neye göre, nasıl ya- şayacağını düşünen bir varlıktır. Siz hangi elbisenin ken- dinize yakışacağını, hangi arkadaşınızla mutlu olacağınızı dü- şünüyorsanız böylesi bir düşünme felsefi bir nitelik taşımaz. Öte taraftan hangi elbisenin güzel olduğunu değil de "Güzel- lik nedir?" diye soruyorsanız siz, güzellik üstüne felsefe yapı- yorsunuz demektir. Benzer şekilde hangi arkadaşınızia mutlu olacağınızı değil de "Mutluluk nedir?" diye soruyorsanız siz, mutluluk üstüne felsefe yapıyorsunuz demektir. Bu parçada boş bırakılan yere, düşüncenin akışına göre, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Herkes zaman zaman kendi hayatına odaklanır B) Insanın düşünen bir varlık olduğunu hepimiz biliyoruz C) Hayatın karmaşası içinde kendi varlığımızı sorgulayama- yız D) Felsefenin bir düşünme etkinliği olduğunu hatırlayalım E) Felsefe ile hayat arasındaki ilişkiyi düşünelim 20. 19. (1) Sanayileşme sonrası dönemde gelişen kent modeli, gerek fiziksel gerek toplumsal gerekse ekonomik ve kültürel açıdan sanayileşme öncesi dönemin hâkim kent modelinden belir- gin çizgilerle ayrılır. (II) İlk kentsel yerleşimlerin yoğunlaştığı coğrafyaların benzor finil

A 11. Serin karanlıkta uzun zaman nefesimi tuttum, bekledim. Sessizlik vardı, derin koyu bir sessizlik. Yalnız arada iki üç yağmur damlası düşüyordu, o kadar. Saçaklardan birinin altında, dizlerim karnıma çekili, pardösüme gömülmüş duruyordum... Raylar sakin, çelik şeritlerini uzatmış, yağmurdan cilalı pi- rıl pırıldılar. Işıklar elektrik direklerinin ucunda titrek kımıltılarla uzaklara kadar gidiyorlar. Ara sıra bir düdük sesi ve alaca bir buhay görünüp kayboluyor. Uzaklardan gelen bir koku belki de leylâk- ıslak ıslak yayılıyor. Tren istasyona gelmiştir. Yolcular, uykulu gözleriyle inerler. Hava sakin ve serindir. Bavullarıyla, çantalarıyla/giderler. Yalnız oldu mu bir otel odası düşünürler. Kış günleri trenler sıcak olur, çekilmez. Bu parçada aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisi ağır basmaktadır? AMizahi GYAS CYAçıklayıcı Betimleyici DÖyküleyici E) Destansı

8. Bazen Bahar'ı benim gözümde kıymetli yapan unsurlardan biri de -öykülerin anlatıcıları her ne kadar ortak bir anlam dünyasından konuşuyorsa da- öykülerin konularının çok çeşitli, işlenen karakterlerin hayatın farklı kesimlerinden olmalarıydı. Bu durum, kitaba bir ruh sistematikliği yanında mozaik de getiriyordu. oluş r? apt Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen. aşağıdakilerden hangisidir? A) Çeşitlilik içeren bir bütünlük oluşturma B) Özgün bir bakış açısı yakalama C) Okur duyarlılığına seslenen tavrı yansıtma D) Duyguları devindiren bir anlatım kullanma E) Çok sesliliği bulmada iç dünyadan yararlanma ww

rir le lir. rin ce- min ağ- esi- yla enr man HIZ VE RENK YAYINLARI 11. Bir Japon firmasının ürettiği robotlardan oluşan koro, yine kendileri gibi bir robot olan şefleri yönetiminde Beetho- ven'in 9. Senfonisini seslendirdi. Bu cümleden kesin olarak karılabilecek yargı aşağı- dakilerden hangisidir? A) Başka alanlarda olduğu gibi müzikte de robotlar aktif olarak kullanılabilmektedir. B) Robotların 9. Senfoni'yi seslendirmeleri, onların mü- zik alanında belli bir etkinliği yapabildiğini göstermek- 2 tedir. Uygun programlar yüklendiğinde robotlar, diğer klasik müzikleri de seslendirebilmektedir. Korodaki robotlar, pek çok klasik müziği başarıyla seslendirebilmektedir. ps $ 9. Senfoni'nin tüm zamanların en iyi bestesi olması, bu seslendirmede seçilme nedeni olmuştur. B nek nin yı (V) BL Bu P kend A) I 3. (1) N oldu dön eleş kita Ken dışı doğ öyle mu old Bu bir A)

n ir 31 r₁ k U e 27. Bu sanatçımızın yazınsal ürünleri, sayıca az olmasına rağmen eserlerinin yazıldığı dönemin çok üstünde bir niteliğe sahip olduğunu hemen belirtmeliyiz Sanatçımız daha çok, çeviriye yönelmiş yalnız bunu yaparken körü körüne hareket etmemiştir. Çevirdiği metinler, genelde evrensel nitelikler taşımaktadır. Ayrıca dilleri de sağlam Türkçeyle kurulmuştur. Bu parçada sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Çevirdiği eserlerin ulusal değerler taşıdığına B) Az sayıda eser verdiğine C) Eserlerinin, dönemin diğer eserlerinden daha nitelikli ol- duğuna BON D) Eserlerinde Türkçeyi iyi kullandığına E) Calışmalarında bilinçsizce hareket etmediğine atc yayınları - 29

D 16. İnsanlığın ilk mitlerinde (efsanelerinde) hava olayları tan- 18. rıların elindeki terbiye aracıydı. Zeus da Yehova da çığrından çıkan (doğru ve uygun gidişten ayrılan) insan- lan tufanla cezalandırdı. Yıldırım, şimşek, kuraklık, fırtına tanrıların öfkesine yoruldu (yorumlandı). Zamanla hava VIII durumunun tanrılarla olan bağı gevşedi (değer yitirdi). Yv Gökyüzü mitolojik bir unsurdan çok, mecazi bir ögeye dönüştü dönüştü (başka bir duruma geçti). DERSKOCU Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin an- lami parantez içinde verilen açıklamayla uyuşma- maktadır? A) I DERS KOCU B) II C) III D) IV E) V 50 40

etik zevkini geliştirir); onun işini kolaylaştırır. Bu parçadaki altı çizili ve numaralı sözlerden hangis ayraç içinde verilen açıklamasıyla uyuşmamaktadır? A) I 2. B) II -stebnünütü» Nemey mauli -08 (1) titgirlsa 919y hid ud sbriasis helemas übühümö sex sto -sllu qulusodhouding -ob sinutoshirise ü C) III led je Impor Yaz aylarında Paris'teki Versailles Bahçeleri'nde pek çok et- sissmislug BO BY exkinlik düzenleniyor. Sonbahardaki gösteriler ekim sonuna hai qüög ünümalod id nhelld pd III kadar devam ediyor. Özenle korunan bahçelerde konserler D) IV IV Welt veriliyor. O büyüleyici konserlere katılım oldukça yoğun olu- V fidulpsy laignari itsalipsy Webspe yor. -ingly Yukarıdaki altı çizili ve numaralı tamlamalardan hangisi türü bakımından ötekilerden farklıdır? novilhev ip boot insla A) I B) II C) III havilixed in sipi ipidettey ebenúe nust D) IV E) V

22. Müze, bir anlatı mekânıdır, anlatı ise modernist geleneğin kurmuş olduğu bir dildir. Başlangıcından beri, müze modem dünya için ayrılmaz bir yapı olur. Bunun doğal sonucu olara "müze"nin mekânından bulunduğu yere, obje düzenlenmesinden teşhir biçimine kadar her şeye, yani “anlatı”ya Batılı anlayış ve devletlerin istekleri karar vermiş Tabii ki bu kanıksanan tarih anlayışıyla paraleldir. OPLE Buluntulardan "tarih anlayışı”na uygun olmayan ne varsa, onlar ayıklanmış, es geçilmiş, gölgeye itilmiştir. Yani "müze"ler hakikati değil isteneni gösteren birer araç durumuna indirgenmiştir: D Bu parçada asıl yakınılan aşağıdakilerin hangisidir? A) Müzelerde halkın yararlanması amacının bulunmaması Müzelerin siyasi amaçlara göre biçimlendirilmesi C) Müzeler ile tarihte anlatılanların uyumsuz olması D) Modernizmin müzeleri yeterince önemsememesi E) Müzelerin insanlığın ortak mirası olduğunun kavranmaması

Dir Issızlık 11 TÜRKÇE ank sesli çin- 11 n uzak sönü- V hzun bir te- en hangileri C) II ve V kılavuzluk arasında Yazıt Yayınları TYT Temel Yeterlilik Testi 10. Kimi yazarlar anlattığı şeyin ayrıntılı olmasına, ifadede bir eksiklik kalmamasına özen gösterir hatta bu özen bazen aşınya kaçar, belleğinden geçenleri yazıya dö- kerken tam ve etkili anlatım adına aynı şeyin tekrarına düşer. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada eleştirilen bakış açısıyla yazılmıştır? A) Odada tıknaz, orta yaşlı biriyle karşılaştım; se- sinde, tepeden bakıyormuş gibi bir hava, davra- nışlarında kibar bir iş yapıyormuş gibi anlatılmaz bir hâl vardı sanki. B) Bu, siyah bir geceydi; öyle bir gece ki bütün kan- dillerini söndürerek denizlere bilinmezlik âleminin gizli şeylerini dökmek için hazırlanmış gibiydi. C) Mutfağın duvarları üzerinde dizili duran elli altmış tatlı ve pasta kabi, annesinin çok maharetli bir ev kadını olduğunu gösteriyordu. D) Yağmur yağıyordu, pis pis yağıyordu; bu havada ancak yapabilecek bir şey bulanların, bulduklarını yapabilenlerin canı sıkılmazdı. E) Babam, ava düşkün bir insandı; hava güzel olduğu zaman tüfeğini alır, av çantasını boynuna asar, ih- tiyar köpeğini çağırır, keklik ve bıldırcın vurmaya giderdi. 12.

midiği bir- ağıdaki- B 11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde hem üslup hem içe- rikle ilgili bir değerlendirme vardır? A) Yazar, son kitabında I. Dünya Savaşı yıllarında insan- ların yaşadığı sıkıntıları işlemiş. Konu B) Günlük konuşma dilinde çokça kullanılan sözcüklere yer veren yazar, geniş bir kitleye seslenmeyi hedefli- yor. e) Halk şiirinde sıkça kullanılan yarım ve cinaslı uyak di- van şiirinde yer bulamamıştır. ak you Türk Dili D) Bir sokak müzisyeninin yaşamını çarpıcı bir dille ele alan yazar, bu romanla birçok ödül aldı. Skow E) Şiirin yazıldığı dilden başka bir dile çevrilememesi şiir için önemli bir kriterdir.

aşa- mut- anıl- le- tün la- 5 12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde çalışmak" sözcüğü, "O, her zaman arkadaşlarından farklı görünmeye çalışır- dı." cümlesindeki anlamıyla kullanılmıştır? A) Hemen bu konuya çalışalım ki soruları daha rahat çö- zebilelim. B) Boyadığı eşyaları bir an önce kurutmaya çalışıyordu. 6) Yaz tatillerinde bulduğu her işte çalışmaya başlamıştı. D) Arkadaşlarının alaylarına aldırmaz, keman çalmaya çalışırdı. E) Nedense yaşından genç görünmeye çalışıyorsun, derdi bana.

kişilerin önceki #sanat dünyasına 401 III. üstatlardan etkilenmesi 4 yeni giren V. oldukça doğaldır Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı, bir cüm- le oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? AT B) II. C) III. 2-4-3-5 D) IV. E) V. 10.

Sisten engededor de zomerlo de- sisten derpede Dexter's ak bölgelerde e ise buzullar vetlerdir. ili olan dış erilmiştir? gårlar cullar sular → Dange hareket eder. ullar ârlar Talkine siadeliği ol sicaleliğin olmadia toropa yo urimer you unde hareket ed. →No gonin derisimi ortor →N₂04 gonin derimi order- ileri ve ger yönly his sobital B a dale ak orther nee Deneme -3 6 Bir tablonun güzelliği, onun konu aldığı şeyin güzelliğin- den gelmez. İspanyol Murillo'nun resimlerini yapmayı pek sevdiği sokak çocukları gerçekte bu kadar güzel miydiler, değil miydiler bilemeyiz ama şu kuşku götürmez ki Murillo bu çocukları tablolarında çok sevimli kılmayı bilmiştir. Öte yandan kimileri de Hooch'un güzel Flemenk evinde yer alan çocuğunu fazla sevimli bulmayabilir, ama bu evin resmedil- diği tablo yine de çekici bir tablodur. parçada vurgulanan düşünce aşağıdakilerden han- gisidir? Doğal ve sanatsal güzellik birbirinden farklıdır. B) Sanatın kaynağı duygulanımlardır. Sanat doğanın taklididir. B) Sanatçı olmak üstün bir yetenek gerektirir. E) Güzel olan sanat değil, doğanın kendisidir. $ onların $13. Tüm yasalar ve devlet de dahil olmak üzere tüm kurumlar, bilimsel bireyin güvenlik ve mutluluğuna katkıda bulundukları süre

DEBİR INLARI AILA . ince: Düşünce, duygu veya davranış bakımından insanın sevgi ve saygısını kazanan. yapmak: Ortaya koymak, gerçekleştirmek. • doğal: Olağan, alışılmış, her zamanki gibi olan, beklenil- diği gibi. 20. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "ince, yapmak, doğal" söz- cükleri belirtilen anlamlarını karşılayacak şekilde kullanılmıştır? A) Çocuklarla bugünkü etkinlik dersimizde gayet ince ipleri kullanarak doğal görünümlü, zarif bir saksı yapacağız. B) Adres sorduğumuz görevli, ince bir tavırla ve telaş yapma- dan aradığımız doğal ürünler mağazasının caddenin so- nunda olduğunu söyledi. C) Evin deniz tarafına yaptığımız çit ve önüne serilmiş ince kum, diğer evlerle bu ev arasında doğal bir sınır oluştur- muş. D) Kendisinden hep ince davranışlar beklenen Ali Bey'in yap- tığı bu eylemin eski arkadaşının onurunu kırması çok do- ğaldı. E) İşçiler aldıkları aylık ücretin ay sonuna kadar yetmesi için ince hesaplar yaparken içlerinden biri, "Ücretlere zam is- temek kadar doğal bir şey olamaz." dedi.

Hd or SYM ECE KILL A 37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Mery ab ÖZD YAYIN Sanatın dili, yoruma açık bir dildir. Sanatın tarihsel sürecinde bilimde olduğu gibi ilerlemeci, doğrusal bir gelişme çizgisi yok- tur. İçeriği zengin olduğundan ve sınırları çizilemediğinden sa- nat eserinin "ne" olduğu ve "nasıl" üretildiği üzerine yapılan yorumlar tarihsel süreçte sürekli belirsiz kalmıştır. Böyle kal- maya da devam edecektir. Bugün sanat kavramının içeriği çok genişlediğinden sınırlarını belirlemek zorlaşmıştır. Dolayısıyla bu geniş yelpazede sanat tüketicisinin, üretilenleri anlamada yaşadığı zorluklar ve farklılıklar anlaşılabilir bir durumdur. Bir sanat eserine yönelik değerlendirmeler, dört temel başlıkta toplanabilir: Sanatçı, yapıt, alımlayıcı ve toplum merkezli yak- laşım biçimleri. Bu görüşlere göre toplum merkezli yaklaşım- cılar bir eseri sanat yapan özellikleri, yapıtın dış dünya ile olan ilişkilerinde arar. Sanatçı bakış açısını taşıyanlar sanatçının ki- şisel yaşantısına, duygularını yapıtına yansıtabilmesine baka- rak belirlerler sanat yapıtının değerini. Alımlayıcı görüşe göre ise sanatın değeri, okur ya da izleyicinin heyecanında aranır. Yapıt odaklı bakanlara göre ise sanat yapıtının estetik değeri dışarıda bir yerde değil, yapıtın içindedir. 37. Bu parçada anlatılanlara göre aşağıdakilerden hangisi sanat eserini alımlayıcı yaklaşım biçimine göre değerlendirmeye örnek olabilir? 7 A) Güvercin Gerdanlığı'nda aşka dair bugüne kadar yazılıp çi- zilenlerden oldukça farklı düşündüğü belli olan yazar, kendi yaşam tecrübelerinden hareketle acılarını ve mutlulukla- rını okura aktarıyor. B) Okurlarını yoksulluk ve sefalet üzerinde düşünmeye davet eden Angela'nın Külleri, sergilediği gerçek hayat öyküle- riyle okura etrafındaki yardıma muhtaç insanlara karşı daha duyarlı olmayı öğretiyor. C) Tolstoy'un itiraflarım'ını okurken çeviriden kaynaklı kelime hataları beni çok zorladı. Oysa satırlar zihinsel algılayışımı zorlaştırarak beni sıkmasın, yormasın istiyorum. Üslup ile cedelleşirken içeriğe odaklanamıyorum. TÜRKÇE Sınav kodu (Y4223) D) Orhan Kemal'in Bereketli Topraklar Üzerinde romanında günlük ekmeğinin peşinde koşan, uğradığı haksızlıklar içinde ezilen pek çok kişi sosyal hayattaki aksaklıkların te- mel argümanları olarak sunulur. E) Insan Ne ile Yaşar betimlemelerinin yalınlığı, anlatımın de- rinliği, çıkarımlarının güncelliğini yitirmeyişiyle her daim okunabilecek bir yapıt olarak öne çıkıyor.