Cümlede Anlam İlişkileri Soruları

12. SINIF TYT TÜRKÇE T ga to. Nerde kaldın2 Beni-hic yoklamadın evladım! LEJI Haklısın, bende kabâhat ki haber yollamadım. Bilirim çoktur işin, sonra bizim yol pek uzun... Hele din en azıcık anlaşılan yorgunsun. Bereket versin ateş koydu demin komşu kadın... Üşüyorsan eşiver mangalı, eş eş de isin. Mehmet Âkit ERSOY Bu şiirde aşağıdaki anlam ilgilerinden hangisine yer verilmemiştir? D Verve HOPEDISSE A) Sitem söz konusudur. B) Neden- sonuç cümlesi vardır. C) Koşula bağlılık vardır. D) karim cümlesine yer verilmiştir. E) Pişmanlık söz konusudur. 11. "Şiir bir yaratmadır; evet, ama yüz bin yıllık araçlarla bir yaratma. Bir ozan her dizesine kend yaptığı dilden; kendi yaptığı hatasız dil bilgisinde kata kata en sonunda hem buyuk dilini, büyük d bilgisini yaratir hem okuyucusunu oralara ulaştır

DOĞA KOLEJÍ 4. Türk milleti çalışkandır! Yıllardan beri süregelen bu söylem son zamanlarda mazide kalacak gibi duruyor. Birçok neden sıralayabiliriz. Belki de artık üreten değil tüketen bir toplum olduğumuz içindir. Öyle ki artık yaptığımız en iyi iş ipe un sermek oldu. PÇIĞI wwie OTWA210S CESTOP LOANS Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? www RECEN MAPPA BAGAMAY A) Verilen işleri büyük bir titizlikle yapmak Teres B) Her zaman en zor olanı tercih etmek PRASARANAS ERPOTSWAMETO ANHPHONGSH AL C) Hata yaparak başımıza iş açmak V S DY Ceşitli bahanelerle iş yapmaktan kaçmak E) Yeri geldiği zaman çok çalışmak 2022 2023

6. (1) Yirmi beş yıldır şiir yazıyor ve yirmi iki yıla yakın bir zaman- dır şiir yayımlıyorum. (II) Yürürken cebimde, yatarken başucum- da sürekli kâğıt kalem vardır. (III) Her gün mutlaka üç, bazen de dört beş saat şiir üzerine çalışırım. (IV) İyi bir şiirsel hava yaka- ladığım zamanlarda işe bile gitmediğim olmuştur. (V) Şiirin di- şındaki her şeyi ek iş olarak görüyorum anlayacağınız (VI) Son baskılara göre Üç Köpük'te 22, Güzellik Uykusu'nda 21... Ağır Misafir'de 38 şiir var. (VII) Ağır Misafir'den sonra dergilerde iki şiir yayımladım, bunları da eklersek toplam 121 şiir eder. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Buna rağmen fazla bir şiirim olduğu söylenemez." cümlesi ge- tirilirse parçanın anlam bütünlüğü sağlanır? A) IV C) II B) VI D) III E) V

15- 1. -IV-1-III-V Deneyimli insanlar çekip gittiğinde, kurumun onlardan alacağı semereler de uçar gider. 18-1. II. Çalışanlar kalpsiz bir makine topluluğu değildir. III. Sadece ücretleriyle değil, çalışma ortamının duygusal havasıyla da ilgilenirler. IV. Insanlar ne kadar nitelikliyse beklentileri de o ka- dar yüksektir. V. Insanlar üstleri tarafından takdir edilmezlerse kendilerini fark ettirmeye karar verebilirler. Numaralandırılmış cümlelerle anlamlı bir bütün oluşturulacak olursa sıralama aşağıdakilerden hangisi şeklinde olmalıdır? A) 1-III-II-IV-V B) IV-III-V-1-11 C) V-IV-II-1-T D) 11-IV-III-V-I E) IV-II-1-II-V 11. TO

24. ****... Kimlik dediğimiz olgu, bir süreçtir. Çünkü durağan bir nitelik taşımaz. Ulus düzleminde kimlik sorunu ise bir ulusun "Biz kimiz?" sorusunu sormasıyla başlar. Max Weber'e göre ulus kavramı, örneğin "ortak bir dil" gibi nesnel ölçütlere indirgenemez. Max Weber'e göre bu kavram bir tür "dayanışma" duygusuna dayandığı gibi ortak bir "kültür anlayışından", bir "kültür misyonundan kaynaklanır. Başka deyişle, ulus ve kültür kavramları, Max Weber'de birbirlerinin varlığından türeyen, birbirleriyle birlikte var olan ve bütünleşen kavramlardır. Bu parçaya göre Max Weber'in, ulus kavramına yönelik eleştirisi aşağıdakilerden hangisidir? A) Uluslaşma sürecinin çoğu zaman kesintiye uğraması B) Ulus kavramıyla kimlik sorununun birbiriyle karıştırılması C) Ulus kavramının onunla doğan ve onu bütünleyen kültürel olgulardan ayn düşünülmesi D) Ulus kavramının değişmez, kesin ölçütlerinin olduğunun gözden kaçınılması E) Ulus ile kültür arasındaki kesin çizginin vurgulanması 26.

5. SERI 9. ● PARAGRAF KAMPI Görme konuşmadan önce gelmiştir) Çocuk konuşma- ya başlamadan önce bakıp tanımayı öğrenir. Ne var ki başka bir anlamda da görme, sözcüklerden önce gel- miştir. Bizi çevreleyen dünyada kendi yerimizi görerek buluruz. Bu dünyayı sözcüklerle anlatırız ama söz- cükler dünyayla çevrelenmiş olmamızı hiçbir zaman değiştiremez. "Ağaç" sözcüğü. "ağaç" gördüğümüz için; "kuş" sözcüğü de "kuş" gördüğümüz için anlamlı- dır. Her akşam güneşin batışını görürüz. Dünya'nın gü- neşe arkasını dönmekte olduğunu biliriz. Dünya'nın ve Güneş'in görmediğimiz zamanki konumuyla ilgili saptamalarımız da gördüklerimizin bir eseridir. Hatta düşlerimiz bile gördüklerimiz doğrultusunda biçim- lenmektedir. Gerçeküstücü ressam Magritte Düşlerin Anahtarı adlı resminde sözcüklerle görülen nesneler arasında her zaman var olan bu uçurumu yorumla- mıştır. Bir bakıma soyut görüntülerin de görme muci- zesinin bir eseri olduğunu ortaya koyar. Bu iki parça ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söy- lenebilir? Bir kavramın başka bir kavramla eşit olan yönlerini vur- gulamaktadırlar. İki farklı konuya ilişkin ortak bir görüşü vermeye çalış- maktadırlar. Aynı düşünceyi kanıtlayan farklı örneklere yer vermek- tedirler. D) Farklı anlatım türleri ile birbirini destekleyen iki düşün- ceye yer vermektedirler. Tanımlamalardan yararlanarak iki farklı olgu aktarmak- tadırlar. P E S 10. I. = 11. III. IV. V. Yuka turul A) II- no 5

ÜNİTE 1 Söz Öbeklerinde Anlam ORNEK SORU Klasik yazarlar ne lylydi! Dostoyevski, bugünün postmodern yazarlan gibi kuyunun içinde sizi öyle bir başınıza birakar my di hiç? Bir ip sarkıtırdı sayfanın bir yerinden agadeya tutard niz ucundan, hop yukarı! Balzac, kilitli kapıların anahtanni tu tuşturuverirdi elinize bir cümlesiyle. Postmodern bir yazar be rakın anahtar vermeyi, kapısına kilit koymuyor! Bu romanlar da, kapı duvar! Bu parçadaki altı çizili sözün cümleye kattığı anlam aşa- ğıdakilerin hangisinde vardır? A) Bir filmde olayların uzun süre gizemle akıp gitmesi, çok hoşuma gider. B) Konuşmanın can alıcı noktalarını bir bir not etmiş. C) İsterseniz anlaşmanın satır başlarını bir kez de birlikte ele alalım. X D) Kitap, kahramanlar arasındaki çatışmanın gün yüzüne çık- tığı sayfalarda hareketleniyor. E) Bize, bu ipuçlarını vermemiş olsaydınız biz bugün hålä ol- duğumuz yerde sayıyorduk. UM SORU BIZDEN B A E

22231205 by Farabi ve İbn Sina gibi bazı düşünürler Platon ve Aristoteles'in eserlerini inceleyip açıklamışlar, onların kaleme aldığı eserler bazı Batı dillerine tercüme edilmiş, böylece Batılılar, adı geçen filozofların görüşlerini Müslümanların eserlerinden öğrenmiştir. Bu tanışma 15-17. yüzyıl Batı felsefesinde hızlı gelişmelere neden olmuştur. Buna bağlı olarak bazı Avrupa şehirlerinde Platon ve Aristoteles akademileri kurulmuş, bu filozofların felsefeleri üzerine yoğun çalışmalar yapılmıştır. Bu durum zamanla insanı ve aklı merkeze alan hümanizm anlayışını doğurmuştur. Bu parçadan 15-17. yüzyıl felsefesi ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? A A) Islam ve Batı felsefeleri arasında etkileşimler olmuştur. B) İslam felsefesinin Batı'daki etkisiyle bilim hızla gelişmiştir. C) Bazı Antik felsefeler, İslam felsefesi üzerinde etkili olmuştur. Antik Yunan felsefesi dönemin felsefesini etkilemiştir. E) Hümanizm, insana ve evrene yeni bir bakış açısı oluşturmuştur.

Çınar sonsuz bir dinginlik gibiydi. Sevecen dallarından inmezlerdi gün boyu. Talia sık sık eteğini takar, yırtardı ağaçlarda. Elindeki, kolundaki çiziklere tentürdiyot ba- sarlardı. Sık sık orasını burasını kanatır, yaralanır, berele- nirdi. Bu parça ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylene- mez? A Öyküleyici anlatımdan yararlanılmıştır. B) Benzetmeye yer verilmiştir. C) Kişileştirmeye başvurulmuştur. D) Karşılaştırmadan faydalanılmıştır. E Tanımlama yapılmıştır. Sarı

TYT/Sosyal Bilimler KANS 11. Yaşamda olup biten her şey değişmeyecek şekilde önceden doğaüstü bir gücün iradesiyle belirlenmiştir. Dolayısıyla bireyin özgürce seçme ve seçeneğini belirleme olanağı olmadığı gibi, belirlenen düzenlemeye karşı tedbir alma imkânı da yoktur. Çünkü ne olursa olsun bazı olaylar kaçınılmazdır. İnsanlar çaresizdir; başlarına gelecek olaylardan asla kurtulamazlar. Bu parçada dile getirilen düşünceler, ahlak felsefesindeki görüşlerden hangisine aittir? A) Indeterminizm C) Otodeterminizm E) Liberteryanizm 6 B) Determinizm D) Fatalizm 12. Gerçeklik, var olandır. Öte yandan söylenen bir söz gerçeklikle örtüşüyorsa o söz doğrudur. Başka bir deyişle bir şeyin doğru olması, işaret ettiği gerçekliği yansıtma derecesine bağlıdır.

. Ayşe, Berna, Ceylin, Demir, Ege isimli kişilerin iş yerle- rinde kullandıkları izinlerle ile ilgili bilinenler aşağıdaki gibidir. İki kişi bir gün, iki kişi iki gün ve bir kişi üç gün izin kullanmıştır. Bir kişinin izin kullandığı günde başka kişi izin kul- lanmamıştır. İlk izin pazartesi günü başlayıp Berna tarafından iki gün olarak kullanılmıştır. Perşembe günü kimse izin kullanmamıştır. Kişiler kendi izinlerini art arda günlerde kullanmak- tadır. Ceylin, cumartesi günü izin kullanmıştır. Demir üç gün izin kullanmıştır. Bu bilgilere göre aşağıdakilerden hangisi kesinlik- le doğrudur? A) Ayşe, salı günü izin kullanmıştır. B) Ege, cuma günü izin kullanmıştır. C) Demir, pazar günü izin kullanmıştır. D) Ceylin, çarşamba günü izin kullanmıştır. O

D -. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zincirleme isim tam- laması vardır? ta Prof A) Eski sahanin koltukları baştan sona değiştirilecekmiş. B) Edebiyat dergilerinin içeriği beni tatmin etmiyor. C) Akşamki maçta hakem hatalı kararlar verdi. DOkulun bahçesinde toplanmışlar, sohbet ediyorlar. E) Saatin çizilen çamını ücret almadan onarıyorlarmış. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde tamlananı ortak tamlamasına yer verilmiştir? A) Edebiyat ve tarih derslerini her zaman çok sevmişir

HOCALARA 3 4. Deyimi oluşturan sözcükler, genellikle gerçek anlamlarından sıyrılarak başka bir anlama bürünür: "Dilinde tüy bitmek"gibi... II. Kimi deyimler asıl anlamlarından tamamıyla sıyrılmaz, bunu cümle içindeki kullanılış şeklinden anlarız. Örneğin, "Baltayı taşa vurmak" deyimi. "Kırk yıllık duncu, baltasını taşa vurmasın mı?" cümlesinde asıl anlamında kullanılırken "Kendini bilmezin biri baltayı öyle bir taşa vurdu ki..." cümlesinde mecazî anlamdadır. III. Kimi deyimler sadece kendi sözlük anlamında (gerçek, asıl anlamında) kullanılır, başka bir anlam taşımazlar: "İlk göz ağrısı" gibi... IV. Deyimler kalıplaşmış sözlerdir. Şekli, söz dizimi, sözcükleri değiştirilemez. Örneğin, "Yok devenin başı" deyimi,"Devenin başı yok" biçimine sokulamaz. V"İğne ile kuyu kazmak" örneğinde olduğu gibi bazı deyimlerin sonları bir mastarla biterken bazıları ise "Ağzını bıçak açmıyor." örneğindeki gibi cümle şeklinde kullanılır. palmeyey Yukarıda numaralanmış bölümlerin hangisinde deyim- lerle ilgili açıklamanın örneği yanlıştır? AT B) II DXV EXV

6. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde en az üç sözcüğün kendi aralarında iyelik bağıyla oluş- turduğu bir isim tamlamasına yer verilmiştir? A) Evin ortasında büyük bir sofra kurulmuştu. B) Derenin kenarında yemyeşil söğüt ağaçları vardı. C) Bilgisayarın bozuk tuşları iyice canımı sıkmaya başla- dı. D) Çöl fırtınasının etkisi geçince felaketin boyutları daha iyi anlaşıldı.

7. Aşağıdaki dizelerin hangisinde "tamlayanı ile tamlananı yer değiştirmiş bir isim tamlaması" vardır? Göğsümde ızdırabı deniz fenerlerinin Hayatımdan fışkıran hüzne gömüleceksin B) Her şairin bir gülle bahtiyar olduğunu Bir sana bir göklere baktığım gün hatırla C) Bilemezsin içimde bir denizdir yaşamak Sen denizin en uzak noktasında şen şakrak D) Ben kırgın dalgalarla avunurum derinde Gemilere yosunlu mendiller bağlayarak E) Nereden bileceksin kayalara tutunan Devlerin birer birer vurulup öldüğünü

BİLGİLERİ TÜRKÇE TESTİ dır. için ayrılan kısmına işaretleyiniz. le Dün- anı bir bütün gezegenlerin dışı yaşamı n hareketleri a sahip oldu- gibi alanları - aşağıdakiler- ülkemizin tuz ndan kaynak- ale tasimak. Raunt 3. 4. A Okur, romancıdan çoğu zaman taraf olmasını bekler- se de romancının kararsızlığının bir zaaf olmadığını, aslında romana güç katabileceğini görmek lazım. Gonçarov'un uyuşuk, bezgin, hayalperest beyzadeyi anlattığı Oblomov'u düşünelim örneğin. Bir yandan adına Oblomovluk denen marazın temsilcisi, düpe- düz bir eksik insandır Oblomov. Hayatının yolu ağır bir kaya parçasıyla tıkanmış, ruhsal güçleri gelişme- den körelmiştir. Bu parçada altı çizili sözle Oblomov ile ilgili an- latılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Bireysel yeteneklerine güvenerek yaşadığı B) Gündelik hayatın akışı içinde kaybolduğu C) Toplum içinde uyumsuz biri olarak yaşadığı D) İçindeki potansiyeli hiçbir zaman dışarı çıkama- dığı E) Kişisel çabaya ve hünere olumlu yaklaşmadığı Hızla çıktı merdivenleri. Kendini tutamadı üst katta. 1 Cadde üstündeki balkondan kısa bir süre baktı. 11 33@