Cümlede Anlam İlişkileri Soruları

smına işaretleyiniz. OC 72706 çözümleri için kodu okut ya da yaz 1. Antarktika kral penguenlerinin fiziksel özellikleri bölgenin iklim koşullarına ve deniz şartlarına göre şekillenmiştir. II. Saatte 10 deniz mili hızla yüzebilen penguenler kara yüzeyinde denizde oldukları kadar rahat hareket edemez ve karla kaplı zemin üstünde gövdeleri üzerine yatarak ilerler. Yukarıda verilen II numaralı cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? B) I. cümledeki veriyi farklı bir örnek üzerinden açıklamaktadır. A) I cümledeki duruma bağlı bir olgunun gerçekleşme nedeni açıklanmaktadır. C) I. cümledeki fikri çürütmek için yeni bir bilgi vermektedir. D) I. cümlede belirtilen durumun oluşturduğu bir sonuç örneklenmektedir. E) I. cümlede ortaya konan düşünceyi karşılaştırmalı olarak ele almaktadır.

20. Günümüzde reklam çok önemli bir kitle iletişim aracı hâline gelmiştir. (I) Bu yönüyle reklamlar, çeşitli medya aracılığıyla hayatımıza girip bizleri tahminimizden de fazla etkiler. (II) Bu etkileşime bağlı olarak bir reklam metninde insanlar yeni ürünler, fiyatlar, servisler, en son moda şeyler ve daha pek çok konu hakkında bilgi bulurlar. (III) Çünkü reklamlar, daima en iyiyi ve kaliteliyi hedefler ve insanları bunları denemeleri için teşvik eder. (IV) Mesela bugün sahip olduğumuz mikrodalga fırınlar, otomatik çamaşır makineleri, bulaşık makineleri, cep telefonları vs. reklam sektörü aracılığıyla hayatımıza girmiş ve medeniyetimizin gelişmesini olumlu etkilemiştir. (V) Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisine "Reklamların ayrıca değişen ve gelişen uygarlık seviyemiz üzerinde katkıları vardır." cümlesi getirilirse parçanın anlam bütünlüğü sağlanmış olur? A) 1 B) II| C) III (D) IV E) V

ek lir. e- a ili 4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "çok sinirlendiğini belli etmek" anlamında bir deyim kullanılmıştır? A) Adamın gözlerinde karanlık bir ifade var, umutsuzluk tarzında bir şey. B Kızdığı zaman bağırıp çağırmanın kendisini rahatlattığı- ni söylerdi. Evde önüne gelenin, öfkesini kendisinden çıkarmasına alışıktı. D) Ona kızmadan bırakmazdım, kızmadıkça hiddetimi ala- mazdım. E) Hayatında kimseye sert muamele etmedi, öfke yüzü göstermedi. E

5. Her gün bir yerden göçmek ne iyi Her gün bir yere konmak ne güzel, Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş Dünle beraber gitti cancağızım Ne kadar söz varsa düne ait Şimdi yeni şeyler söylemek lazım Bu dizelerle ilgili aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır? A) Birden fazla isim cümlesi kullanılmıştır. B) Devrik fiil cümlesine yer verilmiştir. ✓ C) 5.dizenin yüklemi 6.dizede verilmiş isim soylu bir sözcüktür. D) Geniş zamanın ek eylemi 3. tekil şahıs çekimine yer verilmiştir. E) Cümlenin hiçbir ögesi olmayan seslenme bildiren bir sözcük kullanılmıştır.

20. 3 1. Bu aşamada önemli bir edebî tür olarak pek çok olguyu kendisine malzeme kabul eden tarihi romana önemli bir görev düşmektedir. II. Söz konusu önem ise tarihi roman ile ilgili pek çok S tartışmaya ve fikir ayrılığına da sebep olmuştur. III. Bu görey, insanın geçmişle olan bağını devam ettirmesinde son derece önemli bir olgu hâline bürünmektedir. IV. Öyle ki insan, muhayyilesinde saklayamadıklarını yahut müşahit olmadan öğrenmek istediği maziyi kuru bir bilginin dışında tarihî roman ile canlandinp öğrenmeyi yeğ tutmaktadır. V. İnsan, hafızası ve kayıtlı belgeler sayesinde geçmişle olan bağını devam ettirmeye çalışırken pek çok engel ile karşılaşmakta ve dolayısıyla geçmiş unutulmaya yüz tutmaktadır. Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi sondan ikinci olur? A) I B) II C) III D) IV 2 1 E) V

2. Biz genç gazeteciler, her hafta onun evine gider- ken korkardık. İçimizden, acaba o hafta gazete- de yazdıklarımızla gerçek düşüncelerimiz arasın- da bir fark var mı diye düşünürdük. Çünkü o, dü- şünsel dürüstlükle bağdaşmayan yargıları hiç çe- kinmeden eleştirir; yanlışlarımızı yüzümüze vu- rurdu. Biz bilirdik ki o bir şeyi kötüledi mi bunda haklıdır. dav incolic bullematon →Bilgili Bu parçada sözü edilen kişi aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilebilir? A) Öfkeli, çalışkan B) Çok okuyan, sıcakkanlı C) Duygusal, kötümser Bilgili, davranışlarında incelik bulunmayan Açık sözlü, doğruluktan ayrılmayan

beyit sınır- kaliplan edir. Ede- Bu nazım ir. de bir E) V 15-8 3. Bulsa idi âlemi ol bayıdı Hırsı onun dünyayı yudayıdı Gözü doymaz âlemi yutmak ile Dola meğer bir avuç toprak ile Tedbirin eydür isem tanlayasın Âkil isen dediğim anlayasın Bu beyitler aşağıdaki eserlerin hangisinden alınmıştır? Aşikâyetname C) Tazarruname Fezail-i Mekke B) Babürname D) Garipname 153 6.

Yapım ekleri sözcüğün anlamını ve yapısını değişti- rirken türünü her zaman değiştirmeyebilir. Bu sabah yürüyüşe çıktığımda tarlalardaki 1 verimin düştüğünü ve çiçeklerin kokusunun || ||| eskisi gibi olmadığını en önemlisi de seni çok IV özlediğimi fark ettim. V Yularıdaki numaralanmış sözcüklerden hangisi aldığı ek nedeniyle tür değişikliğine uğramamış- tır? A) L B) II C) III DIV E) V

i 3. a k ANTRENÖR 1- 4. 3 1. İnsanlık endüstri devriminden bu yana doğayı şekil- lendirecek güce sahip; ancak bu şekillendirme gücü yaşamı değil de maddî çıkarları koruyacak biçimde kullanılıyor. II. Fakir ülkeler, aynı ülke içinde yaşayan fakir insanlar, bitkiler ve hayvanlar "vahşi doğadan" bile daha vahşi bir kirletme özgürlüğünün (!) kurbanı oluyorlar. Yukarıda verilen II numaralı cümleyle ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisi söylenebilir? A) I. cümlede değinilen düşünceyi örneklendiren bir amaç sergilemektedir. B) I. cümledeki tezini açıklayan tartışmacı bir yargı içer- mektedir. C). cümlede ifade edilen konuyla uyumsuz farklı bir du- rumdan söz edilmektedir. D) I. cümlede geçen düşüncenin ispatlandığını bildirmek- tedir. E) I. cümlede anlatılan durumun sebep olduğu kötü du- rumdan bahsedilmektedir.

dar ar B) Göz seni görmeli ağız senl Bütün deniz kıyılarında seni beklemeli et 1. bir 19. Saf şiir, Fransız şair Paul Valery'nin (Pol Valeri) şiirde dili her şeyin üstünde tutan görüşünden etkilenen ve divan şiirinin biçimsel yapısından yararlanmaya çalışan Ahmet Hâşim, Yahya Kemal Beyatlı gibi şairlerde görülen ortak bir zevk ve anlayıştır. Saf şiire "öz şiir" de denir. Bu anlayışa göre önemli olan, güzel şiir yazmaktır. Şairler, "Şiir rahat yazılabilmeli; dil, daima üstün tutulmalı." ilkesini benimseyerek güzel şiir yazmaya çalışmışlardır. SYUR A) Ahmet Muhip Dıranas B) Cahit Sıtkı Tarancı C) Ahmet Hamdi Tanpınar D) Orhan Şaik Gökyay E) Necip Fazıl Kısakürek C) Bu islıkla uz Uykuya va ürse nd AYT | TDE-SB1 Aşağıdakilerden hangisi Cumhuriyet Dönemi'nde bu anlayışı sürdüren şairlerden biri değildir? 20. Ne güzel enseyi geçmemesi saçların Alnımızda bitmesi Tane tane olması kirpiklerin Tel tel olması kaşların Ne güzel insan yüzü (8 opera O blu es

3- e e- Ş 7. Se Beyit sayısı, en az üçten başlamak üzere, on beşe kadar yükselir. Kısa olduğu için, bölümlere ayrılmaz; yalnız bazı beyitlere özel adlar verilir. Beyitleri arasında anlam birliği bulunmalıdır, diye bir koşul yoktur. Çoğu kez, her beytin tek başına güzel olmasıyla yetinilir. Bu parçada açıklanan Divan edebiyatı nazım biçimi aşağıdakilerden hangisidir? A) Kaside B) Rubai D) Gazel C) Mesnevi E) Terkib-i bent

NESİL SORULAR an SI, ni 7- a r e 7. TEST 6 Günlerden bir gün, çağdaşı bir düşünür için: "İyi de hep öğ- reniyor, ne zaman bilecek." diyen Sokrates; "Başarıyla in- sana ne yapacağı öğretilmedikçe başarının can sıkıntısına yol açması önlenemez." diyen Russell ve "Gökyüzü açık da olsa kapalı da insan sevmedikçe onu göremez." diyen Eluard el ele vererek herkesin zamanından kendi zamanı- na yeni bir yol açtılar. Aşağıdaki sözlerden hangisi bu parçadaki düşünce- lerle aynı doğrultudadır? A) Bilgi, kartopu gibi yuvarlandıkça büyür. B Bir şeyi gerçekten bilmek, onu anlatmakla olur. C) Kullanılmayan bilgi, harcanmayan ve hiç kimseye hayrı dokunmayan define gibidir. D) Ölüler güç ve bilgilerini beraberinde götürmezler, ya- şayanlara ilave ederler. E) Bilgi iki çeşittir; bir konuyu bilmek, o konuyu nereden öğreneceğini bilmek. V 8. Geçenlerde hatırı sayılır edebiyat dergilerinden birinde yazan genç yazarlarımızdan biri, bana yeni nesil öykü- cülerimizin dilimizi kullanma biçimlerini niçin bu denli ağır eleştirdiğimi sorunca ona öykülerini okuduğum bir yazar adayının eserinden bazı bölümler gösterdim. Genç yaza- rımız okuduğu bölümlerde filimsilerin bu kadar sık kulla- nılışını, her tarafı yerli yersiz bir sürü çivi ile tutturulmuş bir balıkçı sandalına benzetti. Ben de hâliyle ona "Çivisi bu kadar bol olan minicik bir sandal batmaz mı?" diye sor-

10.3.2.1 İsim Tamlamaları 1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, tamlayanı tamlananın nedenini bildiren bir ad tamlaması kullanılmıştır? A) Elinde iki tane dikiş iğnesi vardı. B) Deprem yıkıntıları arasında güçlükle ilerliyordu. C) Masada limon ayvası duruyordu. D) Ders araçları, bir odada toplanmıştı. E) Yaz günü çalışmanın sıkıntı vereceğini biliyormuş. 4. Belirtili ad tamlam bilir. niod (C Aşağıdakilerin nım vardır? D) Ufukta Tamlayanın Tamlanan E) Bilme tamla- A) Yaptığım B) Yeni ald C) Insanin

28. Yazın sahasına adım attığım ilk günden beri yazdığım her romanım kendi biçemini ve kurgusunu kendisi beraberinde getiriyor. Ben de onları kendi doğal akışlarına bırakıyorum. Yani uzun uzun kafa yorup şöyle bir kurgu mu yapsam, böyle bir anlatım mı denesem demiyorum hiç. Zaten edebî yapıtların nasıl yazılması gerektiğiyle ilgili kesin çizgilerin belirtildiği bir manifesto da yok, olmamalı da. Yazar olarak siz ne yaparsınız? Elinizdeki malzemeyi dil kurallarına uygun olarak hangisini daha az, hangisini daha çok kullanacağınıza karar verir; onların birbiriyle iğreti durmayacak şekilde roman sonuna kadar ahenki bir yol almasını sağlarsınız. İşte ben de bunu yapıyorum. Bu parça aşağıdaki sorulardan hangisine karşılık söylenmiş olabilir? A) Yapıtlarınızda üslup ve içerik dengesini nasıl sağlıyorsunuz? f BRomanlarınızı belli bir plan dâhilinde mi yazıyorsunuz? Romanlarınızı okurlarınızın beklentilerine göre mi kaleme alırsınız? D/Yapıtlarınızda ele alacağınız konuları nasıl belirlersiniz? E) Romanlarınızdaki doğallığı neyle sağlıyorsunuz?

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sözcük benzetme amacı olmadan başka bir sözcük yerine kullanılmıştır? A) Festival başlayınca bütün kasaba sokağa döküldü. B) Özgün bir sanatçı kimsenin etkisinde kalmaz. C) Hastalıkların seyri her insanda farklılık gösterir. D) Geçen yıl, Karadeniz Bölgesi'ndeki şehirleri gezdim. E) Sanatçı, kadife sesiyle şarkıyı yorumladı. B) (C)

13. Nesnelerin gerçekten onlara ait olan nitelikleriyle, onların bir araya gelişlerinden ve onları algılayan bir varlığın özel yapısından ileri gelen niteliklerini birbirinden ayırmak gere- kir. Birinciler büyüklük, biçim ve hareket gibi niteliklerken ikinciler renk, ses, tat gibi niteliklerdir. Demokritos'a göre atomların gerçekten de bir büyüklüğü, biçimi, hareketi vardır. Ancak onların sıcak veya soğuk, ekşi veya tatlı, güzel kokulu veya kötü kokulu olma gibi nitelikleri yoktur. Bunlar onların bir araya gelmeleri ve bizim duyu organ- larımız üzerine yaptıkları etkinin sonucu bizde var olan duyumlardır. Demokritos bunu şöyle dile getirir: "Tatlı, acı, sıcak, soğuk, renk ancak zihinde vardır. Gerçekte ise atom ve boşluktan başka bir şey yoktur." Bu parçada duyumlarla ilgili olarak; 1 I. nesneleri algılayış biçimi olduğu, II. gerçekliği doğrudan yansıttığı, III. haricî unsurlarla ilgili bulunduğu, IV. nesnelerin özünü kavramamazı sağladığı ifadelerinden hangilerine ulaşılamaz? A) Iye ll nego yayınları D) II ve IV B) I ve III E) III ve IV 15. C) II ve III