Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Düşünceyi Geliştirme Yolları Soruları

3.
Taşkent'i yakından tanımak için, akşama doğru sokağa çıkabil-
dik. Günlerden pazardı. Dışanda nefis bir hava vardı. Rastgele
yürümeye başladık. Büyük ve güzel parklardan geçtik. Büyük
ve güzel meydanlar gördük. Büyük ve güzel fiskiyeli havuzlar,
ruhumuzu bir sonsuzluk türküsüyle kucakladılar. Geniş kaldı-
rimli caddelerde, yer yer açılıp saçılan zarif çiçeklikler, yüreği-
mizi sevdalandırdı. Birdenbire Taşkent'i bu hâliyle de sevmeye
başladım. Taşkent bana, sessiz ve sakin bir sayfiye şehriymiş
gibi geldi. Müthiş bir sessizlik, müthiş bir issizlik, şehrin bütün
caddelerini, bütün meydanlarını kucağına çekmişti. Görünürler-
de, hemen hemen hiç kimse yoktu. Güzelim Taşkent, sanki bir
hava hücumuna uğramış veya terk edilmiş bir şehir kaderiyle,
derinden derine kendisini dinliyordu. Geniş yapraklı ağaçların
arkasında yükselen blok apartmanlar, pencerelerini ve balkon
kapılarını sıkı sıkıya kapayarak esrarengiz hâllerini gözlerimiz-
den kaçırmaya çalışıyorlardı. Bizi zaman zaman olduğumuz
yere çivileyen bazı büyük binaların mimarileri, Türk-İslâm
medeniyetinin nakışlarıyla süslüydü.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söy-
lenemez?
A) Çoğullaştırmalara yer verilmiştir.
B) Yinelemelerden yararlanılmıştır.
C) Kişileştirmeye başvurulmuştur.
D) Abartılı söyleyişler içermektedir.
E) Betimleme unsurları ağır basmaktadır.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
3. Taşkent'i yakından tanımak için, akşama doğru sokağa çıkabil- dik. Günlerden pazardı. Dışanda nefis bir hava vardı. Rastgele yürümeye başladık. Büyük ve güzel parklardan geçtik. Büyük ve güzel meydanlar gördük. Büyük ve güzel fiskiyeli havuzlar, ruhumuzu bir sonsuzluk türküsüyle kucakladılar. Geniş kaldı- rimli caddelerde, yer yer açılıp saçılan zarif çiçeklikler, yüreği- mizi sevdalandırdı. Birdenbire Taşkent'i bu hâliyle de sevmeye başladım. Taşkent bana, sessiz ve sakin bir sayfiye şehriymiş gibi geldi. Müthiş bir sessizlik, müthiş bir issizlik, şehrin bütün caddelerini, bütün meydanlarını kucağına çekmişti. Görünürler- de, hemen hemen hiç kimse yoktu. Güzelim Taşkent, sanki bir hava hücumuna uğramış veya terk edilmiş bir şehir kaderiyle, derinden derine kendisini dinliyordu. Geniş yapraklı ağaçların arkasında yükselen blok apartmanlar, pencerelerini ve balkon kapılarını sıkı sıkıya kapayarak esrarengiz hâllerini gözlerimiz- den kaçırmaya çalışıyorlardı. Bizi zaman zaman olduğumuz yere çivileyen bazı büyük binaların mimarileri, Türk-İslâm medeniyetinin nakışlarıyla süslüydü. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söy- lenemez? A) Çoğullaştırmalara yer verilmiştir. B) Yinelemelerden yararlanılmıştır. C) Kişileştirmeye başvurulmuştur. D) Abartılı söyleyişler içermektedir. E) Betimleme unsurları ağır basmaktadır.
B
17. M
c
15. Bir sabah gayet erken uyanarak kendi aleminde bir
kahvaltı etmek için küçük odasına çekildiği zaman, sokakta
birtakım çocukların ağladığını işiterek pencereden dışarı
baktı
. Kulağına gelenin kedilerin mücadele ve atışma
sesleri olduğunu anlayınca, aldandığından dolayı büyük
bir öfkeyle iskemlesine oturdu. Iskemleye oturduğu sırada
yüzünün iki son noktası olan tepesiyle çenesi geriye doğru
çekik, büyük ve biraz fırlak gözleriyle bir arayıcılık hâli
kazanan yüzünü iki tarafa döndürerek hayretle etrafına
bakınıyordu. Zira kedinin biri ekmeğini çalmış, diğeri sütlü
kahvesini içmiş, öteki de fincanını kırmıştı. Kendi kendine
üzüntü ve hayretle, "Kime meram anlatmalı!" (...) Bir günlük
mesaisinin ürünü böyle mahv ve ziyan olmasından dolayı
üzüntülü başını eline dayayarak pencerenin önüne oturdu.
İşte orada, duvarın altında, kahvesini içen, ekmeğini çalan,
kendini sabah keyfinden mahrum eden, kısacası evinde
bütün rahat ve huzurunu yok eden kediler, güneşe karşı
abanoz gibh cilalı siyah, kar gibi beyaz, sarı benekli, parlak
renkleri ve heran ve saniye renkleri değişen işıklı gözleri,
bakışlarda bir gökkuşağı oluşturduğu sırada ön ayaklarını
önce ağızlarına götürüp kadınlara özgü işveli bir tavırla
yüzlerini temizleyerek gönül rahatlığıyla sabah kahvaltısını
sindirmekte ve öğle yemeğine hazırlanmaktaydilar,
(Samipaşazâde Sezai)
Bir hikâyeden alınan bu parça ile ilgili aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A Günlük yaşama dair sıradan bir konu işlenmiştir.
BX Olaylar, ilahi/bakış açısıyla anlatılmıştır.
C) Tanzimat Dönemi'ne ait bir hikâyeden alınmıştır.
D) Anlatımında betimleyici unsurlardan faydalanılmıştır.
lo konuşma tekniğine yer verilmiştir.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
B 17. M c 15. Bir sabah gayet erken uyanarak kendi aleminde bir kahvaltı etmek için küçük odasına çekildiği zaman, sokakta birtakım çocukların ağladığını işiterek pencereden dışarı baktı . Kulağına gelenin kedilerin mücadele ve atışma sesleri olduğunu anlayınca, aldandığından dolayı büyük bir öfkeyle iskemlesine oturdu. Iskemleye oturduğu sırada yüzünün iki son noktası olan tepesiyle çenesi geriye doğru çekik, büyük ve biraz fırlak gözleriyle bir arayıcılık hâli kazanan yüzünü iki tarafa döndürerek hayretle etrafına bakınıyordu. Zira kedinin biri ekmeğini çalmış, diğeri sütlü kahvesini içmiş, öteki de fincanını kırmıştı. Kendi kendine üzüntü ve hayretle, "Kime meram anlatmalı!" (...) Bir günlük mesaisinin ürünü böyle mahv ve ziyan olmasından dolayı üzüntülü başını eline dayayarak pencerenin önüne oturdu. İşte orada, duvarın altında, kahvesini içen, ekmeğini çalan, kendini sabah keyfinden mahrum eden, kısacası evinde bütün rahat ve huzurunu yok eden kediler, güneşe karşı abanoz gibh cilalı siyah, kar gibi beyaz, sarı benekli, parlak renkleri ve heran ve saniye renkleri değişen işıklı gözleri, bakışlarda bir gökkuşağı oluşturduğu sırada ön ayaklarını önce ağızlarına götürüp kadınlara özgü işveli bir tavırla yüzlerini temizleyerek gönül rahatlığıyla sabah kahvaltısını sindirmekte ve öğle yemeğine hazırlanmaktaydilar, (Samipaşazâde Sezai) Bir hikâyeden alınan bu parça ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A Günlük yaşama dair sıradan bir konu işlenmiştir. BX Olaylar, ilahi/bakış açısıyla anlatılmıştır. C) Tanzimat Dönemi'ne ait bir hikâyeden alınmıştır. D) Anlatımında betimleyici unsurlardan faydalanılmıştır. lo konuşma tekniğine yer verilmiştir.
3. Aşağıdaki dizelerin hangisinde alti çizili sözcükler tür
bakımından birbirinden farklıdır?
15
Ufkunuzda camları göksel konağının
Ve bir yaz akşamı buhurdan gibi tüten
B) Bu roman da biter belki birazdan
Ne aşklar yıkıldı gururdan nazdan
C) Saçının her telinde bir nehirle
O sir dünyasını yeniden kuruyorsun
D) Sevdanın oduna pek güvenilmez
Bu yolun hükmüdür geri dönülmez
E) Ağaçlar bir derin hülyaya varmış
Saçında yepyeni teller ağarmış
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
3. Aşağıdaki dizelerin hangisinde alti çizili sözcükler tür bakımından birbirinden farklıdır? 15 Ufkunuzda camları göksel konağının Ve bir yaz akşamı buhurdan gibi tüten B) Bu roman da biter belki birazdan Ne aşklar yıkıldı gururdan nazdan C) Saçının her telinde bir nehirle O sir dünyasını yeniden kuruyorsun D) Sevdanın oduna pek güvenilmez Bu yolun hükmüdür geri dönülmez E) Ağaçlar bir derin hülyaya varmış Saçında yepyeni teller ağarmış
16. Bahsedildiği gibi bilmekle anlamak aynı şeyler midir?
Son aşamada insan bu dünyaya anlamak için gelir. Bu
yüzden bütün hayatımız bir anlama serüveni olarak da
düşünülebilir. Anlama çabası bilmekle ilgilidir. Bilgi an-
lamaya açılan kapıdır. Bu yönüyle bilmek anlamanın
en kolaylaştırıcı ögesidir ve bilmeyenin anlama ihtimali
yoktur. Peki bilgi ile anlam arasındaki boşluk nasıl gi-
derilecek? Bilgiye ulaşma iradesinin kışkırtıcı ögeleri
nelerdir? Kuşkusuz arzu. Anlama arzusu isteme ve tut-
ku biçimlerinin en soylusudur. Çünkü doğrudan insan
özünün kendini tahkimine yönelik arayışa işaret eder.
Bu parçanın anlatımında aşağıdaki yöntemlerden
hangisi ağır basmaktadır?
A) Oyküleme
B) Açıklama
C) Tartışma
D) Betimleme
E) Tanik gösterme
C
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
16. Bahsedildiği gibi bilmekle anlamak aynı şeyler midir? Son aşamada insan bu dünyaya anlamak için gelir. Bu yüzden bütün hayatımız bir anlama serüveni olarak da düşünülebilir. Anlama çabası bilmekle ilgilidir. Bilgi an- lamaya açılan kapıdır. Bu yönüyle bilmek anlamanın en kolaylaştırıcı ögesidir ve bilmeyenin anlama ihtimali yoktur. Peki bilgi ile anlam arasındaki boşluk nasıl gi- derilecek? Bilgiye ulaşma iradesinin kışkırtıcı ögeleri nelerdir? Kuşkusuz arzu. Anlama arzusu isteme ve tut- ku biçimlerinin en soylusudur. Çünkü doğrudan insan özünün kendini tahkimine yönelik arayışa işaret eder. Bu parçanın anlatımında aşağıdaki yöntemlerden hangisi ağır basmaktadır? A) Oyküleme B) Açıklama C) Tartışma D) Betimleme E) Tanik gösterme C
54
35. - 36. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
g
bana akraba-
bir akrabalik
derim.
(1) 1954 yılında Keops Piramidi'nin güney ucunda bir kubbe
bulundu. (II) Kalıntılar incelendiğinde burada bir geminin
yatmakta olduğu anlaşıldı. (I) Bu gemi, Misir Firavunu
Keops'un gemisiydi ve 13 sene süren yoğun çalışmanın
ürünü olarak tüm parçalar birleştirilerek müzede sergilen-
meye başlandı. (IV) Yilda 300.000 kişinin ziyaret ettiği mü-
zede tamamı sedir ağacından yapılmış dünyanın en eski
gemisi gururla sergilenmektedir. (V) Daha sonraları benzer
şekilde diğer firavunlar için yapılmış bir kardeş gemi daha
bulundu fakat bu gemi zarar görebileceği ve tarihi değerini
kaybedebileceği korkusuyla bulunduğu odadan çıkarıl-
madi.
caya, Ko-
Wyanca ve
enüz ya-
miz söz-
müzdeki
a'da ya-
eni se-
bir şey
çekil-
ermiş
Iktan
son
an-
35. Bu parçada sözü edilen gemiyle ilgili olarak aşağıdaki-
lerden hangisine dedinilmemiştir?
A). Bulurduğu yere
B) Yapıldığı malzemeye
c) Ait olduğu kişiye
6) kas vilde yaprağına
E) Müzede sergilendiğine
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
54 35. - 36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. g bana akraba- bir akrabalik derim. (1) 1954 yılında Keops Piramidi'nin güney ucunda bir kubbe bulundu. (II) Kalıntılar incelendiğinde burada bir geminin yatmakta olduğu anlaşıldı. (I) Bu gemi, Misir Firavunu Keops'un gemisiydi ve 13 sene süren yoğun çalışmanın ürünü olarak tüm parçalar birleştirilerek müzede sergilen- meye başlandı. (IV) Yilda 300.000 kişinin ziyaret ettiği mü- zede tamamı sedir ağacından yapılmış dünyanın en eski gemisi gururla sergilenmektedir. (V) Daha sonraları benzer şekilde diğer firavunlar için yapılmış bir kardeş gemi daha bulundu fakat bu gemi zarar görebileceği ve tarihi değerini kaybedebileceği korkusuyla bulunduğu odadan çıkarıl- madi. caya, Ko- Wyanca ve enüz ya- miz söz- müzdeki a'da ya- eni se- bir şey çekil- ermiş Iktan son an- 35. Bu parçada sözü edilen gemiyle ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisine dedinilmemiştir? A). Bulurduğu yere B) Yapıldığı malzemeye c) Ait olduğu kişiye 6) kas vilde yaprağına E) Müzede sergilendiğine
7. Rize irili ufaklı sayısız şelalesiyle "şelaleler kenti" sıfatını
fazlasıyla hak ediyor. Pek çok bölgede 5-6 metrelik
çağlayanlar turizmin gözde mekânları hâline gelirken
suyun bol olmasından dolayı Rizeliler için şelale
manzaraları, günlük hayatın önemli bir parçasıdır. İl
sınırları içinde, Türkiye'nin en yüksek şelalesi olan Bulut
Şelalesi ile birlikte yüze yakın çağlayan bulunuyor. Bu
şelalelerin birçoğu, ulaşımın oldukça zahmetli olduğu
bölgelere konumlanıyor. Kimi yerde ardışık
çağlayanlar
yaparak kademeler hâlinde dökülen takım şelalelerine
de rastliyoruz. Çamlıhemşin'de Bulut, Gelin Tülü,
Âşıklar, Paslakum, Çopuni, Palovit, Çetekalevi ve
Çarkiruba; İkizdere'de Akirgel ve Manle; Çayeli'nde
Ağaran; Kalkandere'de Çağlayan ve Güneysu'da
Katarahte Şelalelerini mutlaka fotoğraflamalısınız.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
A) Adlandırmaya başvurulmuştur.
B) Karşılaştırmalara yer venitmiştir.
C) Sayıp dökmelerden yararlanılmıştır.
D) Öneriye yer verilmiştir.
E) Benzetmeye başvurulmuştur. .
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
7. Rize irili ufaklı sayısız şelalesiyle "şelaleler kenti" sıfatını fazlasıyla hak ediyor. Pek çok bölgede 5-6 metrelik çağlayanlar turizmin gözde mekânları hâline gelirken suyun bol olmasından dolayı Rizeliler için şelale manzaraları, günlük hayatın önemli bir parçasıdır. İl sınırları içinde, Türkiye'nin en yüksek şelalesi olan Bulut Şelalesi ile birlikte yüze yakın çağlayan bulunuyor. Bu şelalelerin birçoğu, ulaşımın oldukça zahmetli olduğu bölgelere konumlanıyor. Kimi yerde ardışık çağlayanlar yaparak kademeler hâlinde dökülen takım şelalelerine de rastliyoruz. Çamlıhemşin'de Bulut, Gelin Tülü, Âşıklar, Paslakum, Çopuni, Palovit, Çetekalevi ve Çarkiruba; İkizdere'de Akirgel ve Manle; Çayeli'nde Ağaran; Kalkandere'de Çağlayan ve Güneysu'da Katarahte Şelalelerini mutlaka fotoğraflamalısınız. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Adlandırmaya başvurulmuştur. B) Karşılaştırmalara yer venitmiştir. C) Sayıp dökmelerden yararlanılmıştır. D) Öneriye yer verilmiştir. E) Benzetmeye başvurulmuştur. .
DİKEY GEÇİŞ SINAVI 2014 SORULARI
16
51. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdaki-
lerden hangisi söylenemez?
A) Betimleme yapılmıştır.
B) Açıklamadan yararlanılmıştır.
✓
C) Örnek verilmiştir.
D) Nesnellik söz konusudur.
E) Benzetme yapılmıştır.
50. - 52. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
(1) Genel çizgileriyle Türk evi; zemin katı taş duvarlı,
birinci katı tahta hatillar arasına yerleştirilen kerpiç-
lerle-tuğlalarla örülmüş bir yapıdır. (II) Zemin katta,
"elibelinde" adı verilen verevine yerleştirilmiş dayak-
larla desteklenen çıkmalar vardır. (III) Pencereler bi-
rinci katta ya hiç yer almaz ya da kafesler veya tah-
ta kepenklerle küçültülmüş olur. (IV) Bazı evlerde
sokağa bakan en dış kapı, içerinin ve dışarının gö-
rülmesine izin vermeyen penceresiz yüksekçe taş
duvarların çevrelediği bir dış bahçeye açılır. (V) Bu
kapının hemen bitiminde evin avlusuna açılan ikinci
bir kapı bulunur. (VI) Cümle kapisi, çoğunlukla için-
de bir kuyu bulunan, taşla kaplı, nadiren de toprak
olan avluya veya taşlığa çıkmak içindir.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
DİKEY GEÇİŞ SINAVI 2014 SORULARI 16 51. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisi söylenemez? A) Betimleme yapılmıştır. B) Açıklamadan yararlanılmıştır. ✓ C) Örnek verilmiştir. D) Nesnellik söz konusudur. E) Benzetme yapılmıştır. 50. - 52. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. (1) Genel çizgileriyle Türk evi; zemin katı taş duvarlı, birinci katı tahta hatillar arasına yerleştirilen kerpiç- lerle-tuğlalarla örülmüş bir yapıdır. (II) Zemin katta, "elibelinde" adı verilen verevine yerleştirilmiş dayak- larla desteklenen çıkmalar vardır. (III) Pencereler bi- rinci katta ya hiç yer almaz ya da kafesler veya tah- ta kepenklerle küçültülmüş olur. (IV) Bazı evlerde sokağa bakan en dış kapı, içerinin ve dışarının gö- rülmesine izin vermeyen penceresiz yüksekçe taş duvarların çevrelediği bir dış bahçeye açılır. (V) Bu kapının hemen bitiminde evin avlusuna açılan ikinci bir kapı bulunur. (VI) Cümle kapisi, çoğunlukla için- de bir kuyu bulunan, taşla kaplı, nadiren de toprak olan avluya veya taşlığa çıkmak içindir.
ATIM ÖZELLİKLERİ - ANLATIM BİÇİMLERİ -
DÜSÜNCEYİ GELİSTİRME YOLLARI
7.
Jeren dav-
aşkalarına
davranış-
pikarma,
di
bi yine-
uyaran
me ile
1.
Şiir, bir dil işçiliği olduğu kadar anlam işçiliğidir de. Çünkü.
bize aynı zamanda bir inceliğin adresini verir
. Dilin doğdu
yer, bir ömür insanın yazgısıyla birlikte kol kola yürür. Tohur
orasıdır. Dünyanın, adına ömür dediğimiz yaşamak kavga
nin başladığı yerde olanca müşfikliğiyle dili görürüz. Dili, ya
anlama ve kavrama çabamızı... Sizi bilmem ama ben öteder
beri “ana dili" ifadesinde iyilik ve merhamet odaklı bir ferah.
lama hissi duyarım. Sığınılacak bir limandır dil benim için. B:
var oluş beşiği... Yahya Kemal'in, "Türkçe, ağzımda annemin
ak sütü gibidir." dizesinde bu varoluşsal gerçekliğin izleri
ni görürüz aslında. Aynı dili konuşmak, bizim için güvenli bir
alan demektir. Bunun bir adım ötesi, ortak bir anlamın dilini
konuşmaktır. Şiirin, sözü bir emanet olarak aldığı yer burasıdır.
Bazı şiirlerde kurduğumuz aracısız yakınlığın bir sebebi de bu
anlam ortaklığıyla ilgilidir.
?
Bu parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Açıklama
B) Tanik gösterme
C) Benzetme
D) Betimleme
E) Tartışma
2. Ar
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
ATIM ÖZELLİKLERİ - ANLATIM BİÇİMLERİ - DÜSÜNCEYİ GELİSTİRME YOLLARI 7. Jeren dav- aşkalarına davranış- pikarma, di bi yine- uyaran me ile 1. Şiir, bir dil işçiliği olduğu kadar anlam işçiliğidir de. Çünkü. bize aynı zamanda bir inceliğin adresini verir . Dilin doğdu yer, bir ömür insanın yazgısıyla birlikte kol kola yürür. Tohur orasıdır. Dünyanın, adına ömür dediğimiz yaşamak kavga nin başladığı yerde olanca müşfikliğiyle dili görürüz. Dili, ya anlama ve kavrama çabamızı... Sizi bilmem ama ben öteder beri “ana dili" ifadesinde iyilik ve merhamet odaklı bir ferah. lama hissi duyarım. Sığınılacak bir limandır dil benim için. B: var oluş beşiği... Yahya Kemal'in, "Türkçe, ağzımda annemin ak sütü gibidir." dizesinde bu varoluşsal gerçekliğin izleri ni görürüz aslında. Aynı dili konuşmak, bizim için güvenli bir alan demektir. Bunun bir adım ötesi, ortak bir anlamın dilini konuşmaktır. Şiirin, sözü bir emanet olarak aldığı yer burasıdır. Bazı şiirlerde kurduğumuz aracısız yakınlığın bir sebebi de bu anlam ortaklığıyla ilgilidir. ? Bu parçanın anlatım biçimi aşağıdakilerden hangisidir? A) Açıklama B) Tanik gösterme C) Benzetme D) Betimleme E) Tartışma 2. Ar
Aşağıdaki atasözlerinden hangisinde kinaye
yoktur?
A) Meyve veren ağaç taşlanır.
B) Hamama giren terler.
C) Ne ekersen onu biçersin.
D) Derdini söylemeyen derman bulamaz.
E) Bir ağaçta gül de biter diken de.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
Aşağıdaki atasözlerinden hangisinde kinaye yoktur? A) Meyve veren ağaç taşlanır. B) Hamama giren terler. C) Ne ekersen onu biçersin. D) Derdini söylemeyen derman bulamaz. E) Bir ağaçta gül de biter diken de.
Deneme
25 - 28. §
cevaplay
OK
milla
sad
ola
ula
ren ilk dünya haritası
abı ile tanınan Türk
Reis'in 1513 yılında
üzyıl Avrupalı ve
gilerini içeren tarihi
nin yalnızca 3'te
laşmıştır. Haritanın
ntik Okyanusu,
ari ve Güney
stermektedir.
stürülürken ortaya
Si, zamanla tüm
şe
farklilik,
Ça
sa
fe
24. Kent; nüfusunun çoğu ticaret, sanayi ya da
kısıtlı olduğu yerleşim alanıdır. Cumhuriyet
hizmet alanında çalışan, tarımsal etkinliklerin
Dönemi romanında kentlerin yeniden kurulması
sırasında eski tip evlerin yerine, yeni
apartmanların inşasına başlanmıştır. Türk
geleneğinde evin şeklinin ilk kez değişmesi
Tanzimat'la olsa da bu dönemde inşa edilen
Batılı tarzdaki evlerin Tanzimat'ın alafranga
evine göre önemli bir farkı olmuştur. Bu
ev içindeki Batılılaşmanın Cumhuriyet
dönemindeki devrimleri bütünselleştiren
karakteri ve güçlü ideolojik yükü ile ortaya
çıkmıştır. Bu anlamda mimari, Sibel
Bozdoğan'ın dediği gibi, iktidarın bütün
toplumsal alanlara müdahale etme zihniyetine
uygun olarak sadece kamu mekânında değil,
en mahrem aile alanında dâhi bir medeniyet
taşıyıcısı haline gelmiştir. Cumhuriyetin
ilanından sonra Türk romanında yaşanan
değişimin insan tipleri ile konut ve kent
arasındaki ilişkisi de ele alınmıştır. Memduh
Şevket Esendal'ın “Ayaşlı ile Kiracıları” ile Yakup
Kadri'nin “Kiralık Konak”ı Türk toplumunun bu
dönüşüm evrelerindeki halini kent ve konut
üzerinden inceleyen eserlerin başında gelmiştir.
dönüşürken
Dıraktı. Öyle ya
Filmediği,
ali olmayan
usursuz
itasının 500. yılı
ve anma
aminda
ya Haritası:
üzenlendi.
5
25
ve
erden
tonguç kampüs
anma
bir sergi
Bu parçada;
I. Benzetme,
asını nasıl
k
ait tarihî
II. Kişileştirme,
III. Karşılaştırma,
(IV. Tanık gösterme,
V. Tanımlama-
Ver
düşünceyi geliştirme yollarından hangileri
kullanılmamıştır?
u'nu,
ney
A) +ve
C) ve IV
da
B) +ve II
D) File IV
E) I ile V
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
Deneme 25 - 28. § cevaplay OK milla sad ola ula ren ilk dünya haritası abı ile tanınan Türk Reis'in 1513 yılında üzyıl Avrupalı ve gilerini içeren tarihi nin yalnızca 3'te laşmıştır. Haritanın ntik Okyanusu, ari ve Güney stermektedir. stürülürken ortaya Si, zamanla tüm şe farklilik, Ça sa fe 24. Kent; nüfusunun çoğu ticaret, sanayi ya da kısıtlı olduğu yerleşim alanıdır. Cumhuriyet hizmet alanında çalışan, tarımsal etkinliklerin Dönemi romanında kentlerin yeniden kurulması sırasında eski tip evlerin yerine, yeni apartmanların inşasına başlanmıştır. Türk geleneğinde evin şeklinin ilk kez değişmesi Tanzimat'la olsa da bu dönemde inşa edilen Batılı tarzdaki evlerin Tanzimat'ın alafranga evine göre önemli bir farkı olmuştur. Bu ev içindeki Batılılaşmanın Cumhuriyet dönemindeki devrimleri bütünselleştiren karakteri ve güçlü ideolojik yükü ile ortaya çıkmıştır. Bu anlamda mimari, Sibel Bozdoğan'ın dediği gibi, iktidarın bütün toplumsal alanlara müdahale etme zihniyetine uygun olarak sadece kamu mekânında değil, en mahrem aile alanında dâhi bir medeniyet taşıyıcısı haline gelmiştir. Cumhuriyetin ilanından sonra Türk romanında yaşanan değişimin insan tipleri ile konut ve kent arasındaki ilişkisi de ele alınmıştır. Memduh Şevket Esendal'ın “Ayaşlı ile Kiracıları” ile Yakup Kadri'nin “Kiralık Konak”ı Türk toplumunun bu dönüşüm evrelerindeki halini kent ve konut üzerinden inceleyen eserlerin başında gelmiştir. dönüşürken Dıraktı. Öyle ya Filmediği, ali olmayan usursuz itasının 500. yılı ve anma aminda ya Haritası: üzenlendi. 5 25 ve erden tonguç kampüs anma bir sergi Bu parçada; I. Benzetme, asını nasıl k ait tarihî II. Kişileştirme, III. Karşılaştırma, (IV. Tanık gösterme, V. Tanımlama- Ver düşünceyi geliştirme yollarından hangileri kullanılmamıştır? u'nu, ney A) +ve C) ve IV da B) +ve II D) File IV E) I ile V
10 ) Ülkemizdeki resmi açıklamalara göre nüfusumuzun %80 okuma-yazma biliyor.
Nüfusumuz, 70 milyon olduğuna göre 56 milyon insanımız okuma yazma biliyor demektir.
Demek ülkemizdeki 14 milyon vatandaşımızın A'dan B'den haberi yok. Bu, gerçekten
utanılacak bir durum. Ama daha da utandırıcı bir durum var: Okuma-yazma bilenler,
yeterince okumuyorlar. Esas üzerinde durulması gereken konu, bu! İstanbul Teknik
Üniversitesinin yaptığı bir araştırmadan öğreniyoruz ki üniversiteden mezun olan
gençlerimizin %37'si, ders kitapları dışında hiçbir kitap okumamaktadır.
Yukarıdaki parçada düşünceyi geliştirme yollarından hangisi kullanılmıştır?Yazınız.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
10 ) Ülkemizdeki resmi açıklamalara göre nüfusumuzun %80 okuma-yazma biliyor. Nüfusumuz, 70 milyon olduğuna göre 56 milyon insanımız okuma yazma biliyor demektir. Demek ülkemizdeki 14 milyon vatandaşımızın A'dan B'den haberi yok. Bu, gerçekten utanılacak bir durum. Ama daha da utandırıcı bir durum var: Okuma-yazma bilenler, yeterince okumuyorlar. Esas üzerinde durulması gereken konu, bu! İstanbul Teknik Üniversitesinin yaptığı bir araştırmadan öğreniyoruz ki üniversiteden mezun olan gençlerimizin %37'si, ders kitapları dışında hiçbir kitap okumamaktadır. Yukarıdaki parçada düşünceyi geliştirme yollarından hangisi kullanılmıştır?Yazınız.
30. Kayalar arasındaki dik ve dar bir patikadan inince Kia
keçili Deresiyle karşılaştık. İki sirtin birleştiği darba
ları dolduran büyük bir gürültü çıkarıyordu. Suyun kena
ğazda, kayadan kayaya atlayarak köpüren sular, kulak
rindaki dar yolda, taştan taşa atlayarak yürümeye hes
ladık. Kâh derenin kıyısına kadar iniyor kâh tekrar
kiyorduk. Uzun süre yürüdük. Boğaza gittikçe yatige
tırmanarak beyaz köpüklü çağlayanlara yüksekten A
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisine sy
yorduk.
vurulmuştur?
A) Tartışma - Betimleme
B) Açıklama - Öyküleme
C) Açıklama - Tartışma
D) Betimleme - Öyküleme
E) Öyküleme - Karşılaştırma
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
30. Kayalar arasındaki dik ve dar bir patikadan inince Kia keçili Deresiyle karşılaştık. İki sirtin birleştiği darba ları dolduran büyük bir gürültü çıkarıyordu. Suyun kena ğazda, kayadan kayaya atlayarak köpüren sular, kulak rindaki dar yolda, taştan taşa atlayarak yürümeye hes ladık. Kâh derenin kıyısına kadar iniyor kâh tekrar kiyorduk. Uzun süre yürüdük. Boğaza gittikçe yatige tırmanarak beyaz köpüklü çağlayanlara yüksekten A Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisine sy yorduk. vurulmuştur? A) Tartışma - Betimleme B) Açıklama - Öyküleme C) Açıklama - Tartışma D) Betimleme - Öyküleme E) Öyküleme - Karşılaştırma
13
Ed-Sos-1
A
13. 1. İlk olarak Toroslarda Türkmen ozanlar tarafından kul-
lanılan, 8'li hece ölçüsüyle yazılan şiirlerdir.
II. Bilgilendirmek, öğretmek, eğitmek amacıyla yazılmış,
tasavvufi şiirlerdir.
III. 7'li hece ölçüsüyle yazılan ve tek dörtlükten oluşan
ürünlerdir.
IV. Konusu ve şekli devirden devire ve yöreden yöreye
değişen, genelde anonim eserlerdir.
Numaralanmış cümlelerde aşağıdaki kavramlardan
hangisiyle ilgili bir bilgi verilmemiştir?
A) Koşma
B) Türkü
C) Varsağı
D) Nutuk
E) Mâni
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
13 Ed-Sos-1 A 13. 1. İlk olarak Toroslarda Türkmen ozanlar tarafından kul- lanılan, 8'li hece ölçüsüyle yazılan şiirlerdir. II. Bilgilendirmek, öğretmek, eğitmek amacıyla yazılmış, tasavvufi şiirlerdir. III. 7'li hece ölçüsüyle yazılan ve tek dörtlükten oluşan ürünlerdir. IV. Konusu ve şekli devirden devire ve yöreden yöreye değişen, genelde anonim eserlerdir. Numaralanmış cümlelerde aşağıdaki kavramlardan hangisiyle ilgili bir bilgi verilmemiştir? A) Koşma B) Türkü C) Varsağı D) Nutuk E) Mâni
TYT
Martes
35 36
ham Tag duyulan guda
tikçe bu sorulardan
wak at man kan
ikinci sinifta e yolumes Y
sorular sorunlarla savagan, biyoloy
daha olgun, ailemin tek çocuğuydum. Bu on
por me ulaştıracaq donerek yama
o Gold
bu ye
you
an
yonce
hay
mine başladı
Gareteck
we
tur
Yazar
a comun
artikal
unulanlar
Ben resme, şiir ve duzyazıyla girmek istedim, ha
ya oradan, kaşkim şiirden yakalamak için. Aslında
resim yaparken şır yazıyordum. yüzlerce sözcüğü renk
endirerek onlara yeni anlamlar, başka boyutlar katma-
nin farkındalığını yaşıyordum. Tekrar tuvalin başına
oturmayı ve firçama dünyanın renklerini bulamayı is-
Terim. Bana göre şiir ve edebiyat zaman esasli sanat
dallarıyken resim, zihnin şekillenmesini mekandan ba-
gimsiz hale getirerek ona hacim kazandiriyor.
Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden
hangisi sırasıyla getirilmelidir?
Onünden
oma vas
35
bir ader
edilmiş
1. Sendeki şairlik istidadını ilk keşfeden kimdi2
II. Bir resmin şiirini yazmak veya şiirin resmini yap-
mak gibi disiplinler arası projelerin var mı?
Şiirlerinin temasında yıllar içinde bir farklılaşma
oldu mu?
II. Bir noktada tekrar resim yapmayı düşünüyor
musun?
enin on
meşgul
B
1. Gelecek nesillere şiir sevgisi kazandırmak için
neler yapıyorsun?
II. Resimlerinin şiirini beslediği söylenebilir mi, na-
sil oluyor bu?
Do I. Senin yazmaya başladığın ilk dönemden bugü-
ne Türk şiirinde nasıl kırılmalar yaşandı?
II. Bütün sanat dallannin belkemiğini şiirin oluştur-
duğunu ve sanatlann birbirini çokça beslediği-
ni düşünenlerden misin?
Bugüne kadar şiirinde aldığın yoldan ve şiir po-
etikandan bahseder misin?
217
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
TYT Martes 35 36 ham Tag duyulan guda tikçe bu sorulardan wak at man kan ikinci sinifta e yolumes Y sorular sorunlarla savagan, biyoloy daha olgun, ailemin tek çocuğuydum. Bu on por me ulaştıracaq donerek yama o Gold bu ye you an yonce hay mine başladı Gareteck we tur Yazar a comun artikal unulanlar Ben resme, şiir ve duzyazıyla girmek istedim, ha ya oradan, kaşkim şiirden yakalamak için. Aslında resim yaparken şır yazıyordum. yüzlerce sözcüğü renk endirerek onlara yeni anlamlar, başka boyutlar katma- nin farkındalığını yaşıyordum. Tekrar tuvalin başına oturmayı ve firçama dünyanın renklerini bulamayı is- Terim. Bana göre şiir ve edebiyat zaman esasli sanat dallarıyken resim, zihnin şekillenmesini mekandan ba- gimsiz hale getirerek ona hacim kazandiriyor. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? Onünden oma vas 35 bir ader edilmiş 1. Sendeki şairlik istidadını ilk keşfeden kimdi2 II. Bir resmin şiirini yazmak veya şiirin resmini yap- mak gibi disiplinler arası projelerin var mı? Şiirlerinin temasında yıllar içinde bir farklılaşma oldu mu? II. Bir noktada tekrar resim yapmayı düşünüyor musun? enin on meşgul B 1. Gelecek nesillere şiir sevgisi kazandırmak için neler yapıyorsun? II. Resimlerinin şiirini beslediği söylenebilir mi, na- sil oluyor bu? Do I. Senin yazmaya başladığın ilk dönemden bugü- ne Türk şiirinde nasıl kırılmalar yaşandı? II. Bütün sanat dallannin belkemiğini şiirin oluştur- duğunu ve sanatlann birbirini çokça beslediği- ni düşünenlerden misin? Bugüne kadar şiirinde aldığın yoldan ve şiir po- etikandan bahseder misin? 217
7. Büyük kubbeli serin divan, bugün daha sakin, daha gölgeliydi.
Pencerelerinden süzülen mavi, mor, sincabi, bahar işinları; çi-
nilerin yeşil derinliklerinde birikiyor, koyulaşıyordu. Yüksek ipek
şiltelere diz çökmüş yorgun vezirler, önlerindeki halının renkli
nakışlarına bakıyorlar. Uzun beyaz sakalını zayıf eliyle tutan
ihtiyar sadrazamın sönük gözleri; gayet uzak, gayet karanlık
şeyler düşünüyor gibi, mevcut olmayan noktalara dalıyordu.
Bu parçanın dil ve anlatımıyla ilgili olarak aşağıda verilen-
lerden hangisi yanlıştır?
A) Nesnel betimleme yapılmıştır.
By Karşılaştırmaya başvurulmuştur.
Anlatım III. kişinin ağzından verilmiştir.
Niteleyici sözcüklere yer verilmiştir.
E) Düşünceler kanıtlanmaya çalışılmıştır.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
7. Büyük kubbeli serin divan, bugün daha sakin, daha gölgeliydi. Pencerelerinden süzülen mavi, mor, sincabi, bahar işinları; çi- nilerin yeşil derinliklerinde birikiyor, koyulaşıyordu. Yüksek ipek şiltelere diz çökmüş yorgun vezirler, önlerindeki halının renkli nakışlarına bakıyorlar. Uzun beyaz sakalını zayıf eliyle tutan ihtiyar sadrazamın sönük gözleri; gayet uzak, gayet karanlık şeyler düşünüyor gibi, mevcut olmayan noktalara dalıyordu. Bu parçanın dil ve anlatımıyla ilgili olarak aşağıda verilen- lerden hangisi yanlıştır? A) Nesnel betimleme yapılmıştır. By Karşılaştırmaya başvurulmuştur. Anlatım III. kişinin ağzından verilmiştir. Niteleyici sözcüklere yer verilmiştir. E) Düşünceler kanıtlanmaya çalışılmıştır.
10)
Şiir yazmak da yazılan şiiri incelemek de zordur(zira şiir, ede-
bi türler arasında en çetrefilli olanıdır. Düzyazıda belli bir is-
kelet varken, bu iskelet eğilip bükülüp yeni biçimler doğu-
rurken şiir için bu durum farklıdır. Şiirin tanımı dahi zordur,
sözcük Arapça “kil" kelimesinden gelip anlamın kıl kadar
ince olmasını, bir kelime ekonomisini kastederken, “nazım"
sözcüğü “ipe inci dizmek” anlamına gelerek doğru kelime-
lerin yan yana gelmesini vurgular; Ahmet Haşim'e göreyse
söz ve musiki arasında sözden ziyade musikiye yakın mu-
tavassit bir lisandır. Hem Batı dillerinde hem Doğu dillerin-
de eski tanımı en kaba haliyle vezinli ve kafiyeli sözlerdir.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden han-
gisi söylenemez?
At Tanımlamadan yararlanılmıştır.
B kimi sözlerin kökenleri ve anlamları üzerinde durulmuştur.
Le Gerekçeli cümlelere yer verilmiştir.
D), Yanik göstermeye başvurulmuştur.
E Okuru duygusal açıdan etkileyen sözcüklere ağırlık ve-
rilmiştir.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
10) Şiir yazmak da yazılan şiiri incelemek de zordur(zira şiir, ede- bi türler arasında en çetrefilli olanıdır. Düzyazıda belli bir is- kelet varken, bu iskelet eğilip bükülüp yeni biçimler doğu- rurken şiir için bu durum farklıdır. Şiirin tanımı dahi zordur, sözcük Arapça “kil" kelimesinden gelip anlamın kıl kadar ince olmasını, bir kelime ekonomisini kastederken, “nazım" sözcüğü “ipe inci dizmek” anlamına gelerek doğru kelime- lerin yan yana gelmesini vurgular; Ahmet Haşim'e göreyse söz ve musiki arasında sözden ziyade musikiye yakın mu- tavassit bir lisandır. Hem Batı dillerinde hem Doğu dillerin- de eski tanımı en kaba haliyle vezinli ve kafiyeli sözlerdir. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisi söylenemez? At Tanımlamadan yararlanılmıştır. B kimi sözlerin kökenleri ve anlamları üzerinde durulmuştur. Le Gerekçeli cümlelere yer verilmiştir. D), Yanik göstermeye başvurulmuştur. E Okuru duygusal açıdan etkileyen sözcüklere ağırlık ve- rilmiştir.