Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Düşünceyi Geliştirme Yolları Soruları

4.
Ses Bilgisi
Ses Bilgisi
Sex
A) Ünsüz benzeşmesi
C) Ünlü türemesi
Alazsız, dumansız bir yangının ortasındayım
Sesim daha içimdeyken kavrulup dökülüyor
Yakınından geçseler bütün kuşlar kül olur
Yanan binam kerpiç kerpiç sökülüyor
Bu dörtlükte aşağıdaki ses olaylarından hangisi-
nin bir örned &
s
B) Ünlü daralması
D) Ünlü düşmesi
TEST
2
E) Ünsüz yumuşaması
une soup
c
an
P
al
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
4. Ses Bilgisi Ses Bilgisi Sex A) Ünsüz benzeşmesi C) Ünlü türemesi Alazsız, dumansız bir yangının ortasındayım Sesim daha içimdeyken kavrulup dökülüyor Yakınından geçseler bütün kuşlar kül olur Yanan binam kerpiç kerpiç sökülüyor Bu dörtlükte aşağıdaki ses olaylarından hangisi- nin bir örned & s B) Ünlü daralması D) Ünlü düşmesi TEST 2 E) Ünsüz yumuşaması une soup c an P al
Paragraf
Çöz
11. Bugünlerde çok fazla yapıt yayımlanıyor bu
yüzden hepsini takip etmek mümkün değil.
Para ve zaman harcanan yapıtların hayal
kırıklığına uğratması her okuru üzer elbette.
İşte eleştirmenimiz, birer işaret fişeği tadın-
daki yazılarıyla bu olumsuz durumların önü-
ne geçiyor.
Bu parçada "işaret fişeği tadındaki yazılar"
sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakiler-
den hangisidir?
A) Sanatçıların yetkinleşmesine katkı sağ-
lamak.
B) Geleceği parlak sanatçıları tanıtmak.
C) Nitelikli yapıtların fark edilmesini sağla-
mak.
D) Okurlara edebiyatı sevdirmek.
E) Eleştirilerini dürüstçe dile getirmek.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
Paragraf Çöz 11. Bugünlerde çok fazla yapıt yayımlanıyor bu yüzden hepsini takip etmek mümkün değil. Para ve zaman harcanan yapıtların hayal kırıklığına uğratması her okuru üzer elbette. İşte eleştirmenimiz, birer işaret fişeği tadın- daki yazılarıyla bu olumsuz durumların önü- ne geçiyor. Bu parçada "işaret fişeği tadındaki yazılar" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakiler- den hangisidir? A) Sanatçıların yetkinleşmesine katkı sağ- lamak. B) Geleceği parlak sanatçıları tanıtmak. C) Nitelikli yapıtların fark edilmesini sağla- mak. D) Okurlara edebiyatı sevdirmek. E) Eleştirilerini dürüstçe dile getirmek.
DENEME-4
12. Valery'nin meşhur bir sözü vardır: "Şiir, fikirlerle değil keli-
melerle yazılır." Bu söz, şiirsel musikiyi, ritmi yüceltmek
için kullanılmış kimilerince. Kimilerince imgeyi, sanatlı
söyleyişi baş tacı etmek için. Dillere pelesenk edilen bu
sözü kalkan yapanlar, şiir bir şey söylemez noktasına bile
varmışlar. Söylecek bir şeyi olmayanlar için şair olmanın
zeminini hazırlamış bu söz böylece. Çarpıtılmış, manipüle
edilmiş, bağlamından koparılmış bu söz ile şiire de şaire de
haksızlık edilmiş ama en çok da yalancı tanık durumuna
düşürülen Valery'ye, Valery'nin sözünden şiirin yalnızca
fikirlerle yazılmayacağını, fikrin slogana dönüşmesinin şiiri
öldüreceğini anlamak varken şiirin düşünceyle bağının
olmadığını anlamak ne büyük, ne büyük bir şiir eşkıyalığı!
Biz bestesi de güftesi de güzel şarkılar dinlemekten vaz-
geçmeyelim.
Bu parçanın yazarının aşağıdakilerden hangisini söy-
lemesi beklenir?
A) Şiir, ne bir doğrular topluluğu ne de bir hakikat haber-
cisidir; şiir, nesre çevrilemeyen bir nazımdır.
B) Şiirden anlam çıkarmak için onu düzyazıya dönüş-
türmek, güzel ötüşleriyle yaz semalarını süsleyen bir
kuşu bir lokmacık eti için boğazlamaktır.
C) Şiirin kelimelerle yapılmış bir musiki olduğunu bilme-
yenlerin şiiri amaç olmaktan çıkarıp araç yapmaları,
şiiri öldürür.
D) Sanat yoluyla düşüncelerini yaymak isteyenler için şiir
değil düzyazı elverişlidir çünkü şiirde ileti, musikinin
büyüsü içinde kaybolup gider.
E) Şiirde ses ve düşünce bir madalyonun iki yüzü gibi
bütünleşir, birinin diğerini yok etmesi kabul edilemez.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
DENEME-4 12. Valery'nin meşhur bir sözü vardır: "Şiir, fikirlerle değil keli- melerle yazılır." Bu söz, şiirsel musikiyi, ritmi yüceltmek için kullanılmış kimilerince. Kimilerince imgeyi, sanatlı söyleyişi baş tacı etmek için. Dillere pelesenk edilen bu sözü kalkan yapanlar, şiir bir şey söylemez noktasına bile varmışlar. Söylecek bir şeyi olmayanlar için şair olmanın zeminini hazırlamış bu söz böylece. Çarpıtılmış, manipüle edilmiş, bağlamından koparılmış bu söz ile şiire de şaire de haksızlık edilmiş ama en çok da yalancı tanık durumuna düşürülen Valery'ye, Valery'nin sözünden şiirin yalnızca fikirlerle yazılmayacağını, fikrin slogana dönüşmesinin şiiri öldüreceğini anlamak varken şiirin düşünceyle bağının olmadığını anlamak ne büyük, ne büyük bir şiir eşkıyalığı! Biz bestesi de güftesi de güzel şarkılar dinlemekten vaz- geçmeyelim. Bu parçanın yazarının aşağıdakilerden hangisini söy- lemesi beklenir? A) Şiir, ne bir doğrular topluluğu ne de bir hakikat haber- cisidir; şiir, nesre çevrilemeyen bir nazımdır. B) Şiirden anlam çıkarmak için onu düzyazıya dönüş- türmek, güzel ötüşleriyle yaz semalarını süsleyen bir kuşu bir lokmacık eti için boğazlamaktır. C) Şiirin kelimelerle yapılmış bir musiki olduğunu bilme- yenlerin şiiri amaç olmaktan çıkarıp araç yapmaları, şiiri öldürür. D) Sanat yoluyla düşüncelerini yaymak isteyenler için şiir değil düzyazı elverişlidir çünkü şiirde ileti, musikinin büyüsü içinde kaybolup gider. E) Şiirde ses ve düşünce bir madalyonun iki yüzü gibi bütünleşir, birinin diğerini yok etmesi kabul edilemez.
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat tamlaması kul-
lanılmamıştır?
A) iki tarafı ağaçlı yoldan geçip caddeye çıktı.
B) Yemekten sonra Türk kahvesi içip muhabbet ettiler.
C) Genç öğretmen, öğrencileri için elinden geleni yapı-
yordu.
D) Küçük kasabada herkes birbirini tanıyordu.
E) Şirketin ortakları bazı konularda fikir ayrılığına düş-
müşlerdi.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sıfat tamlaması kul- lanılmamıştır? A) iki tarafı ağaçlı yoldan geçip caddeye çıktı. B) Yemekten sonra Türk kahvesi içip muhabbet ettiler. C) Genç öğretmen, öğrencileri için elinden geleni yapı- yordu. D) Küçük kasabada herkes birbirini tanıyordu. E) Şirketin ortakları bazı konularda fikir ayrılığına düş- müşlerdi.
agraf Denemesi 24
içinde-
nir. As-
"der.
r bul-
araş-
nda
slını
İş-
-a-
TYT
-
Düşük karbonhidratlı beslenme diyetleri arasında "ketojenik
diyet" en ilgi çekicisi. Metabolik etkilerinden dolayı ketojenik
diyeti kilo kontrolü yapanların yanı sıra genel sağlık açısın-
dan tercih eden normal kilolu insanların sayısı da az değil.
Bu yüzden dünya genelinde çok merak uyandırdı. 2018 yi-
linda Google'da en çok aranan diyet "ketojenik diyet" iken
2019'da en çok aranan diyet "ketojenik diyet&intermitant fas-
ting (IF)" olarak saptandı. Peki IF nedir? Günü sekiz saatlik
üç parçaya bölüp bunun da sadece bir parçasında yemek
yemek, kalan 16 saatinde kesintisiz yemek yememe şeklin-
deki beslenme şekline "intermitant fasting" deniyor. Arama
motorlarında "IF 16:8" şeklinde simgeleştirildi. Ketojenik di-
yetle IF birleştirilirse muazzam sonuçlar alınmaktadır.
1. Tanımlamaya başvurulmuştur.
II. İnternet dilinden dolayı kimi ifadelerde Türkçede bulun-
mayan semboller kullanılmıştır.
III. İddialar sayısal verilerle desteklenerek inandırıcılık güç-
lendirilmiştir.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak numarlanmış cüm-
lelerden hangileri söylenebilir?
A) Yalnız I
-D) Yalnız H
B) I ve II
E) I, # ve !!!
C) Ivet!
Böyle
ya sac
niña H
uyar
gü b
tüğ
Bu
te
b
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
agraf Denemesi 24 içinde- nir. As- "der. r bul- araş- nda slını İş- -a- TYT - Düşük karbonhidratlı beslenme diyetleri arasında "ketojenik diyet" en ilgi çekicisi. Metabolik etkilerinden dolayı ketojenik diyeti kilo kontrolü yapanların yanı sıra genel sağlık açısın- dan tercih eden normal kilolu insanların sayısı da az değil. Bu yüzden dünya genelinde çok merak uyandırdı. 2018 yi- linda Google'da en çok aranan diyet "ketojenik diyet" iken 2019'da en çok aranan diyet "ketojenik diyet&intermitant fas- ting (IF)" olarak saptandı. Peki IF nedir? Günü sekiz saatlik üç parçaya bölüp bunun da sadece bir parçasında yemek yemek, kalan 16 saatinde kesintisiz yemek yememe şeklin- deki beslenme şekline "intermitant fasting" deniyor. Arama motorlarında "IF 16:8" şeklinde simgeleştirildi. Ketojenik di- yetle IF birleştirilirse muazzam sonuçlar alınmaktadır. 1. Tanımlamaya başvurulmuştur. II. İnternet dilinden dolayı kimi ifadelerde Türkçede bulun- mayan semboller kullanılmıştır. III. İddialar sayısal verilerle desteklenerek inandırıcılık güç- lendirilmiştir. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak numarlanmış cüm- lelerden hangileri söylenebilir? A) Yalnız I -D) Yalnız H B) I ve II E) I, # ve !!! C) Ivet! Böyle ya sac niña H uyar gü b tüğ Bu te b
3. Genel olarak edebiyatın, sinema ve felsefeyle ilişkinin ön
plana çıktığını söyleyenler var ülkemizde.
Bu düşünceyi savunanlar görüşlerini "şiir şiirde kalmaz"
sözüyle destekler.
Bu iki cümlenin doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ülkemizde edebiyatın diğer dallarla ilişkisinin ön
plana çıktığını söyleyenler oldukça fazladır ve bunu
şiir şiirde kalmaz sözüyle destekliyorlar.
B) Ülkemizde edebiyatın sinema ve felsefeyle ilişkisini
ön plana çıkaranlar düşüncelerini şiir şiirden başka
bir şeyde kalmaz sözüyle destekler.
C) Edebiyatın sinema ve felsefeyle ilişkisini ön plana
çıkaranlar şiir şiirde kalmaz sözüyle düşüncelerini
destekler.
D) Edebiyatın sinema ve felsefeyle genel olarak ilişkisini
on plana çıkaranlar bunu ülkemizde savunurlar.
E) Kemizde genel olarak edebiyatın sinema ve felse-
teyle ilişkisini ön plana çıkaranlar vardır ve bu düşün-
pelerini şiir şiirde kalmaz sözüyle desteklerler.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
3. Genel olarak edebiyatın, sinema ve felsefeyle ilişkinin ön plana çıktığını söyleyenler var ülkemizde. Bu düşünceyi savunanlar görüşlerini "şiir şiirde kalmaz" sözüyle destekler. Bu iki cümlenin doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? A) Ülkemizde edebiyatın diğer dallarla ilişkisinin ön plana çıktığını söyleyenler oldukça fazladır ve bunu şiir şiirde kalmaz sözüyle destekliyorlar. B) Ülkemizde edebiyatın sinema ve felsefeyle ilişkisini ön plana çıkaranlar düşüncelerini şiir şiirden başka bir şeyde kalmaz sözüyle destekler. C) Edebiyatın sinema ve felsefeyle ilişkisini ön plana çıkaranlar şiir şiirde kalmaz sözüyle düşüncelerini destekler. D) Edebiyatın sinema ve felsefeyle genel olarak ilişkisini on plana çıkaranlar bunu ülkemizde savunurlar. E) Kemizde genel olarak edebiyatın sinema ve felse- teyle ilişkisini ön plana çıkaranlar vardır ve bu düşün- pelerini şiir şiirde kalmaz sözüyle desteklerler.
Verilen parçadan
hareketle yanıtlayınız.
Sosyal ve kültürel bir varlık olan insanın diğer in-
sanlarla bir arada yaşamasını olanaklı kılan ahlaki
değerler ve normlar, aynı zamanda onun sorumluluk
ve özgürlüğünü belirlemektedir. Kişi, içinde yaşadığı
toplum ve kültürün değerlerini içselleştirdiği ve belli
bir düşünsel mesafeden bunları değerlendirdiği öl-
çüde, seçim ve eylemlerinde iyi ile kötü, doğru ile
yanlış olana ilişkin belirli bir anlayış geliştirir. Böyle-
si bir etik tutum veya ahlaki yetkinlik, insanın seçim
ve eylemlerinin sonuçlarını üstlenme anlamında bir
sorumluluk ve özgürlük bilincine sahip olmasını ifade
etmektedir. Tabii ki etik tutum veya ahlaki yetkinli-
gin anlaşılabilmesi için bu kavramların geçmişini bil-
mekte fayda var. Felsefe tarihinde etik düşünce ve
kavramsallaştırmaların öncülüğünü Sokrates ve öğ-
rencisi Platon gerçekleştirmiştir. Geride yazılı hiçbir
şey bırakmayan Sokrates için etik tutum, iyiye ilişkin
bir anlayışa sahip olan kişinin söz ve eylemlerinin tu-
tarliliğini, ruhuna özen göstermesini, özüne ve diğer
insanlara karşı dürüst olmasını, sözünde durmasını
ve sorumlu biçimde davranmasını ifade etmektedir.
34. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi Sokra-
tes'in etik tutum kavramı kapsamında değildir?
A) ihtiyaç ve dürtülerinin farkında olma
Szerine düşenleri yerine getirme
er söylemleriyle davranışları uyumlu olma
Kendisine ve başkalarına karşı doğru olma
Vadettiklerini yerine getirme
35. Bu parçaya göre insan, seçim ve eylemlerinde
Ayi-kötü, doğru-yanlış kavramlarıyla ilgili anla-
yışını aşağıdakilerden hangisiyle elde etmek-
tedir?
A) Öğrendiklerini hemen kabul etmeyip bir dizi sor-
gulamadan geçirerek
B) İçinde doğup yetiştiği sosyal iklimin maddi ve
manevi ögelerini özümseyerek
ht
Farklı kültürlere sahip topluluklarla etkileşime
girmekten kaçınarak
Evrensel ahlak kurallarını küçük yaşlardan
baren edinerek
Yakın çevresiyle nitelikli bir iletişim tutumu
geliştirerek
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
Verilen parçadan hareketle yanıtlayınız. Sosyal ve kültürel bir varlık olan insanın diğer in- sanlarla bir arada yaşamasını olanaklı kılan ahlaki değerler ve normlar, aynı zamanda onun sorumluluk ve özgürlüğünü belirlemektedir. Kişi, içinde yaşadığı toplum ve kültürün değerlerini içselleştirdiği ve belli bir düşünsel mesafeden bunları değerlendirdiği öl- çüde, seçim ve eylemlerinde iyi ile kötü, doğru ile yanlış olana ilişkin belirli bir anlayış geliştirir. Böyle- si bir etik tutum veya ahlaki yetkinlik, insanın seçim ve eylemlerinin sonuçlarını üstlenme anlamında bir sorumluluk ve özgürlük bilincine sahip olmasını ifade etmektedir. Tabii ki etik tutum veya ahlaki yetkinli- gin anlaşılabilmesi için bu kavramların geçmişini bil- mekte fayda var. Felsefe tarihinde etik düşünce ve kavramsallaştırmaların öncülüğünü Sokrates ve öğ- rencisi Platon gerçekleştirmiştir. Geride yazılı hiçbir şey bırakmayan Sokrates için etik tutum, iyiye ilişkin bir anlayışa sahip olan kişinin söz ve eylemlerinin tu- tarliliğini, ruhuna özen göstermesini, özüne ve diğer insanlara karşı dürüst olmasını, sözünde durmasını ve sorumlu biçimde davranmasını ifade etmektedir. 34. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi Sokra- tes'in etik tutum kavramı kapsamında değildir? A) ihtiyaç ve dürtülerinin farkında olma Szerine düşenleri yerine getirme er söylemleriyle davranışları uyumlu olma Kendisine ve başkalarına karşı doğru olma Vadettiklerini yerine getirme 35. Bu parçaya göre insan, seçim ve eylemlerinde Ayi-kötü, doğru-yanlış kavramlarıyla ilgili anla- yışını aşağıdakilerden hangisiyle elde etmek- tedir? A) Öğrendiklerini hemen kabul etmeyip bir dizi sor- gulamadan geçirerek B) İçinde doğup yetiştiği sosyal iklimin maddi ve manevi ögelerini özümseyerek ht Farklı kültürlere sahip topluluklarla etkileşime girmekten kaçınarak Evrensel ahlak kurallarını küçük yaşlardan baren edinerek Yakın çevresiyle nitelikli bir iletişim tutumu geliştirerek Diğer sayfaya geçiniz.
lk Edebiyatı
4.
Kavrama
2
Geleneksel Türk tiyatrosunun iki önemli türü olan Karagöz
ve orta oyunu ile ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi
yanlıştır?
TESTI
Asıl konunun işlendiği bölüme "fasıl" denir.
B) Olayların akışı iki ana tip üzerinden gerçekleşir.
C) Bütün tipler, tek bir sanatçı tarafından taklit yoluyla canlan-
dırılır.
5. I. Ben yârime darıldım
DBelli bir metne bağlı kalınmadan, doğaçlama olarak gerçek-
Teştirilir.
E) Osmanlı Devleti sınırları içinde yaşayan farklı etnik grupların
give taklitleri önemli yer tutar.
oobe
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
lk Edebiyatı 4. Kavrama 2 Geleneksel Türk tiyatrosunun iki önemli türü olan Karagöz ve orta oyunu ile ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır? TESTI Asıl konunun işlendiği bölüme "fasıl" denir. B) Olayların akışı iki ana tip üzerinden gerçekleşir. C) Bütün tipler, tek bir sanatçı tarafından taklit yoluyla canlan- dırılır. 5. I. Ben yârime darıldım DBelli bir metne bağlı kalınmadan, doğaçlama olarak gerçek- Teştirilir. E) Osmanlı Devleti sınırları içinde yaşayan farklı etnik grupların give taklitleri önemli yer tutar. oobe
17. Nehir kenarındaki korkuluklarda ve pencere pervazlanında gelip
geçenleri selamlayan çiçekler ve ocak ayı sonuna kadar kalan
yılbaşı süsleri şehrin sokaklarına ihtişam ve masalsı bir hava
veriyor. Yerli halkın özenle ilgilendiği çiçekler, bölgedeki güneş-
li ve kuru havaya sahip iklim sayesinde daha da güzelleşiyor.
Çevredeki tepenin yamaçlarında son derece güzel üzümler ye-
tişmesinin ve bölgenin, dünyanın en ünlü bağ rotasına sahip
olmasının nedeni de bu. Şehrin, kışları büründüğü güzellikten
etkilenmemek mümkün değil. Kar tanelerinin pudra şekeri gibi
örttüğü Arnavut kaldırımı sokaklarında yürürken bu şehre sihirli
bir değnekle dokunulduğunu düşünmemek imkânsız.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
C) Örneklendirme
A) Betimleme
B) Açıklama
D) Benzetme
E) Kişileştirme
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
17. Nehir kenarındaki korkuluklarda ve pencere pervazlanında gelip geçenleri selamlayan çiçekler ve ocak ayı sonuna kadar kalan yılbaşı süsleri şehrin sokaklarına ihtişam ve masalsı bir hava veriyor. Yerli halkın özenle ilgilendiği çiçekler, bölgedeki güneş- li ve kuru havaya sahip iklim sayesinde daha da güzelleşiyor. Çevredeki tepenin yamaçlarında son derece güzel üzümler ye- tişmesinin ve bölgenin, dünyanın en ünlü bağ rotasına sahip olmasının nedeni de bu. Şehrin, kışları büründüğü güzellikten etkilenmemek mümkün değil. Kar tanelerinin pudra şekeri gibi örttüğü Arnavut kaldırımı sokaklarında yürürken bu şehre sihirli bir değnekle dokunulduğunu düşünmemek imkânsız. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? C) Örneklendirme A) Betimleme B) Açıklama D) Benzetme E) Kişileştirme
2.
Courteline'le karşılaştım.
- "Merhaba Renard; ben fena değilim, siz nasılsınız?"
dedi. Hiç yaşlanmamış gibi görünüyor; şakaklarına ak
düşmemiş, o küçük bıyığı hep öyle kırmızı. Korktuğun-
dan şimdi artık hiçbir şey yazmadığını söylüyor. Yazı-
yor, arkasından hemen yırtıveriyormuş. O da günlerin
çabuk geçtiğine şaşıyor. Falanın daha dün öldüğünü
sanırken, bakıyoruz ki aradan üç yıl geçmiş. Günler ne
denli iyi iseler o denli de çabuk geçiyorlar diyoruz. Pe-
ki öyleyse yazıyoruz da ne oluyor. Nasıl olsa öleceğiz.
Başkaları bizim gibi işin bilincinde de değil: Hem yaşı-
yorlar, hem de hiç ölmeyecekmiş gibi durmadan eser
verip duruyorlar.
Bu parça, aşağıdaki düzyazı türlerinden hangisine
alt bir örnekten alınmıştır?
A) Deneme
D) Fıkra
B) Eleştiri
C) Günlük
E) Biyografi
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
2. Courteline'le karşılaştım. - "Merhaba Renard; ben fena değilim, siz nasılsınız?" dedi. Hiç yaşlanmamış gibi görünüyor; şakaklarına ak düşmemiş, o küçük bıyığı hep öyle kırmızı. Korktuğun- dan şimdi artık hiçbir şey yazmadığını söylüyor. Yazı- yor, arkasından hemen yırtıveriyormuş. O da günlerin çabuk geçtiğine şaşıyor. Falanın daha dün öldüğünü sanırken, bakıyoruz ki aradan üç yıl geçmiş. Günler ne denli iyi iseler o denli de çabuk geçiyorlar diyoruz. Pe- ki öyleyse yazıyoruz da ne oluyor. Nasıl olsa öleceğiz. Başkaları bizim gibi işin bilincinde de değil: Hem yaşı- yorlar, hem de hiç ölmeyecekmiş gibi durmadan eser verip duruyorlar. Bu parça, aşağıdaki düzyazı türlerinden hangisine alt bir örnekten alınmıştır? A) Deneme D) Fıkra B) Eleştiri C) Günlük E) Biyografi
90
gibi
şey
olur
söy-
suza
r.
liğer
için
kları
olur.
nsüz
r da
öle-
larla
evre-
ir.
BENİM HOCAM
3. Öteden beri alışık olduğumuz için şiir okuruz, ro-
man okuruz, tiyatroya gideriz. Ama sayısı belki bir
iki bini geçmeyecek kimseleri ayırırsak bu ülkede
şiir okumaktan, roman okumaktan, tiyatroya git-
mekten vazgeçemeyecek bir toplum bulunduğunu
söyleyemeyiz. İçimize, kendi içimize bakıp da doğ-
rusunu söyleyeyim bir şair, bir romancıyı, bir tiyatro
yazarını; bir bilgin, bir yargıç, bir hekim kadar sayar
mıyız? Sayanlarımız çok mudur? Çocuklarımızın iş
adamı memur, öğretmen olmak istemeleri bizi se-
vindirebilir; şairi ya da romancı olmak istediklerini
söyledikleri gün canımız sıkılmaz mı? Neden? Şa-
irlik, romancılık, tiyatro yazarlığı, kişiyi geçindirebi-
lecek bir uğraş değildir de onun için. Bu uğraşlar
para kazandırabilir ama kişinin gündelik ekmeğini
sağlayabilecek birer uğraş değildir.
Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak aşağıdaki-
lerden hangisi söylenemez?
A) Tartışmacı anlatım biçimi kullanılmıştır.
B) Farklı türde cümlelere yer verilmiştir.
C) Sözde soru cümleleri ile okurun ilgisi çekilmeye
çalışılmıştır.
D) Sayıp dökmelere yer verilmiştir.
E) Öznel cümlelere yer verilmemiştir.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
90 gibi şey olur söy- suza r. liğer için kları olur. nsüz r da öle- larla evre- ir. BENİM HOCAM 3. Öteden beri alışık olduğumuz için şiir okuruz, ro- man okuruz, tiyatroya gideriz. Ama sayısı belki bir iki bini geçmeyecek kimseleri ayırırsak bu ülkede şiir okumaktan, roman okumaktan, tiyatroya git- mekten vazgeçemeyecek bir toplum bulunduğunu söyleyemeyiz. İçimize, kendi içimize bakıp da doğ- rusunu söyleyeyim bir şair, bir romancıyı, bir tiyatro yazarını; bir bilgin, bir yargıç, bir hekim kadar sayar mıyız? Sayanlarımız çok mudur? Çocuklarımızın iş adamı memur, öğretmen olmak istemeleri bizi se- vindirebilir; şairi ya da romancı olmak istediklerini söyledikleri gün canımız sıkılmaz mı? Neden? Şa- irlik, romancılık, tiyatro yazarlığı, kişiyi geçindirebi- lecek bir uğraş değildir de onun için. Bu uğraşlar para kazandırabilir ama kişinin gündelik ekmeğini sağlayabilecek birer uğraş değildir. Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak aşağıdaki- lerden hangisi söylenemez? A) Tartışmacı anlatım biçimi kullanılmıştır. B) Farklı türde cümlelere yer verilmiştir. C) Sözde soru cümleleri ile okurun ilgisi çekilmeye çalışılmıştır. D) Sayıp dökmelere yer verilmiştir. E) Öznel cümlelere yer verilmemiştir.
20. Son Akşam Yemeği tablosu, Hristiyan inanışına göre
Hz. Isa'nın havarileri ile yediği son akşam yemeği
olması ve bu geceden sonra Hz. İsa'nın yaşadıklarını
yansıtması açısından önemlidir. Gotik Dönem'in genel
üslup özelliklerini gösteren yapıtın resimsel anlamda
çözülmeyen çok fazla problemi de barındırdığı ifade
edilmektedir. XV-XVI. yüzyıl Rönesans sanatçıları, bu
problemleri çözmeye çalışmışlardır. Bu dönemin en
önemli ustalarından Leonardo'nun, Son Akşam Yemeği
isimli eserinde bu problemlerin üstünde fazlaca durduğu
ve genel olarak çözdüğü görülmektedir.
Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden
yararlanılmıştır?
A) Öyküleyici anlatımdan
B) Tartışmacı anlatımdan
C) Tanık göstermeden
D) Açıklayıcı anlatımdan
E) Tanımlamadan
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
20. Son Akşam Yemeği tablosu, Hristiyan inanışına göre Hz. Isa'nın havarileri ile yediği son akşam yemeği olması ve bu geceden sonra Hz. İsa'nın yaşadıklarını yansıtması açısından önemlidir. Gotik Dönem'in genel üslup özelliklerini gösteren yapıtın resimsel anlamda çözülmeyen çok fazla problemi de barındırdığı ifade edilmektedir. XV-XVI. yüzyıl Rönesans sanatçıları, bu problemleri çözmeye çalışmışlardır. Bu dönemin en önemli ustalarından Leonardo'nun, Son Akşam Yemeği isimli eserinde bu problemlerin üstünde fazlaca durduğu ve genel olarak çözdüğü görülmektedir. Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden yararlanılmıştır? A) Öyküleyici anlatımdan B) Tartışmacı anlatımdan C) Tanık göstermeden D) Açıklayıcı anlatımdan E) Tanımlamadan
TYT DENEME SINAVI
5. Oktay Akbal, tüm yazın serüveni boyunca "ben anlatım"a yaslana
toplumsal/sosyal endişelerden cok, bireyin içsel dünyasının ön
çıktığı bir öykü anlayışını benimsedi. Insan sevgisine dayalı hüm
nist bir çizgide hayatın, yaşama coşkusunun yüceltildiği öykü
yazdı. Öykülerinin sonunda mutlaka bir yargıya varır, anlattıklar
felsefi bir görüşe dayandırır. Bir duyguyu, bir düşünceyi "kendi kişi
düşüncelerinin" ispatı için gündeme getirir.
Buna göre,
1. Hayallerimi durmaksızın besleyen bir şeyler vardı o zaman.
olmaz şeylerdi ama aldanmak iyiydi. Babamın her pazar k
sallaması, sık sık defineden, prensesten, onu bulunca yapa
işlerden, alacağı yalıdan, açacağı sinemadan, biz dört kard
mahsus yaptıracağı hususi locadan bahsetmesi yani bile
kendini aldatmak istemesi gibi, biz de aldanmak istiyorduk. Bi
aldanabilmek saadeti yok şimdi.
(11. Insanlar gülmesini, ağlamasını yeniden öğrensin. Sırasında
masını veya gülmesini bilmeyene insan denemiyor. Dünyan
bir dünya olabileceğini, insanın mavi gökyüzünü, denizi, ağ
seyretmekle mutluluğunu yaşadığı anlara kavuşacağına
yoruz. Her şey ekmekle başladı, ekmekle bitecek.
III. Beni unutmuştu bile. Koridorun kirli aydınlığında koşarak uza
Dipteki atölyeden içeri girdi. Peşinden gittim. Atölye penc
pin kenarından heyecanla seyrettim. Boyu yetişmediği iç
çevrilmiş bir tahta sandığın üzerinden idare ediyordu ma
Makineyse çocuğun emri altında munis bir hayvan kadar
yere kıvrım kıvrım, pırıl pırıl demir yongalar dökülüyordu
parçalarından hangilerinin Oktay Akbal'ın hikâyelerinden a
söylenebilir?
A) Yalmz I
(D)
hell
B) Yalnız fl
C) Yal
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
TYT DENEME SINAVI 5. Oktay Akbal, tüm yazın serüveni boyunca "ben anlatım"a yaslana toplumsal/sosyal endişelerden cok, bireyin içsel dünyasının ön çıktığı bir öykü anlayışını benimsedi. Insan sevgisine dayalı hüm nist bir çizgide hayatın, yaşama coşkusunun yüceltildiği öykü yazdı. Öykülerinin sonunda mutlaka bir yargıya varır, anlattıklar felsefi bir görüşe dayandırır. Bir duyguyu, bir düşünceyi "kendi kişi düşüncelerinin" ispatı için gündeme getirir. Buna göre, 1. Hayallerimi durmaksızın besleyen bir şeyler vardı o zaman. olmaz şeylerdi ama aldanmak iyiydi. Babamın her pazar k sallaması, sık sık defineden, prensesten, onu bulunca yapa işlerden, alacağı yalıdan, açacağı sinemadan, biz dört kard mahsus yaptıracağı hususi locadan bahsetmesi yani bile kendini aldatmak istemesi gibi, biz de aldanmak istiyorduk. Bi aldanabilmek saadeti yok şimdi. (11. Insanlar gülmesini, ağlamasını yeniden öğrensin. Sırasında masını veya gülmesini bilmeyene insan denemiyor. Dünyan bir dünya olabileceğini, insanın mavi gökyüzünü, denizi, ağ seyretmekle mutluluğunu yaşadığı anlara kavuşacağına yoruz. Her şey ekmekle başladı, ekmekle bitecek. III. Beni unutmuştu bile. Koridorun kirli aydınlığında koşarak uza Dipteki atölyeden içeri girdi. Peşinden gittim. Atölye penc pin kenarından heyecanla seyrettim. Boyu yetişmediği iç çevrilmiş bir tahta sandığın üzerinden idare ediyordu ma Makineyse çocuğun emri altında munis bir hayvan kadar yere kıvrım kıvrım, pırıl pırıl demir yongalar dökülüyordu parçalarından hangilerinin Oktay Akbal'ın hikâyelerinden a söylenebilir? A) Yalmz I (D) hell B) Yalnız fl C) Yal
TYT / TÜRKÇE
19. Yeniye bakalım, yeniyle yol alalım, onu kuşanalım, onunla
19. Yeniye
yükselip yücelelim. Ama önce dilini bularak... Ona bürü-
nerek, onun erdemi kadar günlük yaşama şevki yanında
güzelliğini de kuşanarak... Hayatsız bir söylem, yeniliğin
cevheri olamaz. Dil, nihayet bir yüksek düşünme ve sanat
eylemidir. Bu yüzden insan ve toplum olmanın ana kay-
nağıdır. Bugün klasik sayıp da bağrımıza bastığımız nice
yeni dili, geçmişte olduğu gibi bir gecikme ve yok sayma
ambarına kapatmayalım. Yeni, yaşıyorsa vardır.
Bu parçaya göre sanatta yeni olmanın en önemli koşu-
lu aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yaşama şevki vermesi
B) Geleceği aydınlatması
C) Güncel olması
D) Estetik yönden etkilemesi
E) Çağını her yönüyle yansıtması
27
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
TYT / TÜRKÇE 19. Yeniye bakalım, yeniyle yol alalım, onu kuşanalım, onunla 19. Yeniye yükselip yücelelim. Ama önce dilini bularak... Ona bürü- nerek, onun erdemi kadar günlük yaşama şevki yanında güzelliğini de kuşanarak... Hayatsız bir söylem, yeniliğin cevheri olamaz. Dil, nihayet bir yüksek düşünme ve sanat eylemidir. Bu yüzden insan ve toplum olmanın ana kay- nağıdır. Bugün klasik sayıp da bağrımıza bastığımız nice yeni dili, geçmişte olduğu gibi bir gecikme ve yok sayma ambarına kapatmayalım. Yeni, yaşıyorsa vardır. Bu parçaya göre sanatta yeni olmanın en önemli koşu- lu aşağıdakilerden hangisidir? A) Yaşama şevki vermesi B) Geleceği aydınlatması C) Güncel olması D) Estetik yönden etkilemesi E) Çağını her yönüyle yansıtması 27
5.
TYT Türkçe
İstanbulluları eleştiriyorum: "Nerede oturuyorsun?"
diye sorarsanız size "Karşıda" diye cevap veriyorlar;
Anadolu'da oturanlar da öyle, Rumeli'de oturanlar da öyle.
Bu cümlede İstanbulluların tutumuna dair yapılan
eleştiri aşağıdakilerden hangisidir?
A)
Kendi konumlarına göre yorum yapmaları
B) Gerçeği bir türlü söylemek istememeleri
Eleştirmenin istediği cevabı vermemeleri
Eleştirmeni tam ve doğru olarak aydınlatamamaları
Cevabı düşünmeden aynı şekilde söylemeleri
C)
D)
X
A
8.
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
5. TYT Türkçe İstanbulluları eleştiriyorum: "Nerede oturuyorsun?" diye sorarsanız size "Karşıda" diye cevap veriyorlar; Anadolu'da oturanlar da öyle, Rumeli'de oturanlar da öyle. Bu cümlede İstanbulluların tutumuna dair yapılan eleştiri aşağıdakilerden hangisidir? A) Kendi konumlarına göre yorum yapmaları B) Gerçeği bir türlü söylemek istememeleri Eleştirmenin istediği cevabı vermemeleri Eleştirmeni tam ve doğru olarak aydınlatamamaları Cevabı düşünmeden aynı şekilde söylemeleri C) D) X A 8.
DENEME-8
39 ve 40. soruları aşağıdaki paraçaya göre ce-
vaplayınız.
Mutfaktan gelen bir fincan kahvenin kokusu bizi uyandır-
maya yetebilir, çiçeklerin harika kokulannı birbirlerinden
ayırt edebiliriz, yerini bilmesek bile kokusundan takip
ederek bir fırını bulabiliriz. Ancak bir suçluyu aramak için
polislerin değil köpeklerin koklayarak, suçluyu bulmaya
çalıştığını görüyoruz. Bunun sebebi çoğu hayvanın biz-
den daha iyi koku alması mı? Pek çok memelinin bizden
daha iyi koku aldığı kanısı yaygın olsa da durum pek de
öyle görünmüyor. Yapılan son araştırmalarda, insanların
koku alma duyusunun sanıldığından çok daha iyi olduğu
ortaya çıkmıştır. İnsanlar, pek çok aromatı kokuyu alma-
da fareler ve köpekler kadar başarılı olmuşlardır. Hatta
insanlar, kan kokusunu almada farelerden çok daha ba-
şarılı olmuştur. Günümüze kadarki genel kabul insanların
sadece 10.000 farklı kokuyu alabildiği yönündeydi, yeni
araştırmalar aslında 1 trilyona yakın koku çeşidine karşı
hassas olduğumuzu gösteriyor. Hayvanların bizden daha
iyi koku aldığı görüşünün sebebi, pek çok memelinin bey-
nindeki "koku alma soğanının bizimkinden büyük olması
ama koku alma soğanının, büyüklüğünün, koku alma ye-
teneğiyle bir ilgisi yoktur/Kabul edilen görüşe göre koku
alma yeteneğini sağlayan "koku alma soğanı nöronları"-
nin sayısıdır. Bu sayının "koku alma soğanı"nın büyük-
lüğüyle bir ilgisi yoktur. Kadınların erkeklerden daha iyi
koku alma yeteneği olduğu biliniyor. Koku nöronlarının
sayısı karşılaştırıldığında kadınların bu nöronlara fareler-
den daha fazla sahip olduğu tespit edilmiştir. Erkeklerse
farelere çok yakın sayıda ancak onlardan daha az koku
nöronuna sahiptir.
Yukarıdaki parçayla ilgili olarak,
kendi içinde tutarsızlıkları vardır,
1.
II. kanıtlanabilir veriler sunmaktadır,
III. öznel ifadeler içermektedir, V
IV. karşılaştırmadan yararlanılmıştır V
ifadelerinden hangileri söylenebilir?
Ave 11
8) Yalnız II
D) III ve IV
C) ve IV
C) Yalnız IV
Lise Türkçe
Düşünceyi Geliştirme Yolları
DENEME-8 39 ve 40. soruları aşağıdaki paraçaya göre ce- vaplayınız. Mutfaktan gelen bir fincan kahvenin kokusu bizi uyandır- maya yetebilir, çiçeklerin harika kokulannı birbirlerinden ayırt edebiliriz, yerini bilmesek bile kokusundan takip ederek bir fırını bulabiliriz. Ancak bir suçluyu aramak için polislerin değil köpeklerin koklayarak, suçluyu bulmaya çalıştığını görüyoruz. Bunun sebebi çoğu hayvanın biz- den daha iyi koku alması mı? Pek çok memelinin bizden daha iyi koku aldığı kanısı yaygın olsa da durum pek de öyle görünmüyor. Yapılan son araştırmalarda, insanların koku alma duyusunun sanıldığından çok daha iyi olduğu ortaya çıkmıştır. İnsanlar, pek çok aromatı kokuyu alma- da fareler ve köpekler kadar başarılı olmuşlardır. Hatta insanlar, kan kokusunu almada farelerden çok daha ba- şarılı olmuştur. Günümüze kadarki genel kabul insanların sadece 10.000 farklı kokuyu alabildiği yönündeydi, yeni araştırmalar aslında 1 trilyona yakın koku çeşidine karşı hassas olduğumuzu gösteriyor. Hayvanların bizden daha iyi koku aldığı görüşünün sebebi, pek çok memelinin bey- nindeki "koku alma soğanının bizimkinden büyük olması ama koku alma soğanının, büyüklüğünün, koku alma ye- teneğiyle bir ilgisi yoktur/Kabul edilen görüşe göre koku alma yeteneğini sağlayan "koku alma soğanı nöronları"- nin sayısıdır. Bu sayının "koku alma soğanı"nın büyük- lüğüyle bir ilgisi yoktur. Kadınların erkeklerden daha iyi koku alma yeteneği olduğu biliniyor. Koku nöronlarının sayısı karşılaştırıldığında kadınların bu nöronlara fareler- den daha fazla sahip olduğu tespit edilmiştir. Erkeklerse farelere çok yakın sayıda ancak onlardan daha az koku nöronuna sahiptir. Yukarıdaki parçayla ilgili olarak, kendi içinde tutarsızlıkları vardır, 1. II. kanıtlanabilir veriler sunmaktadır, III. öznel ifadeler içermektedir, V IV. karşılaştırmadan yararlanılmıştır V ifadelerinden hangileri söylenebilir? Ave 11 8) Yalnız II D) III ve IV C) ve IV C) Yalnız IV